içimi dökmem lazım,yoksa delireceğim.

aaaaa şeyi unuttum,biriniz de o zaman seni çalıştırmayacak,sana bakmasını bilecek demiş,süper bir yorum teşekkür ederim,ben de aynı fikirdeyim,ama bu cümleyi kurarsam eğer,sonuçları çok ağır olur,bu olay çok büyür,dayanamadığı tek şey bu çünkü.ama bu şekilde devam ederse duyacağı ilk cümle bu olur.Hiç kurmadım ona karşı bu şekilde bir cümle,evlendiğimden beri aralıksız çalışıyorum,salı günü şirketten çıktım cuma günü oğlumu doğurdum,1,5 aylıkken bıraktım işe döndüm,ama hep beyefendi yorgun,her sabah o çocuğu uykusundan uyandırmanın bile beni nasıl yorduğunu tükettiğini anlamaktan aciz.keşke imkanım olsa da evde oturup çocuğumu büyütebilsem.

Canım, ben de bekarken çalıştığım şirkette hala devam ediyorum. Yani evlenmek ve çocuk doğurmak, şu an 2.defa hamile olmak işten ayrılma sebebim olmadı.
Bir erkeğe "kendine güveniyorsan, işten çıkayım, bir de öyle dene" demek ağır gelir, kabul.. O yorumu ben yapmıştım bu arada..
Ben de asla böyle bir yorum yapmadım eşime, birgün olsun "ben de çalışıyorum" cümlesini kurmadım.
Ama eşim gerçekten büyük destek, işime çok saygılı. Ne demek işine küfretmek,sen mesaidesin diye? Sen de istemez misin erkenden evladına koşmayı, sen ister misin gece 12'ye dek çalışmayı?
Ama adam senin fedakarlığını ve dahası evladının çilesini anlamıyorsa, saygı duymuyorsa bu konuda ufak bir çemkirmeyi hak etmiştir demek. :19:

Çocuğunun kreşte olması bakıcıdan daha iyi bir çözüm, daha güvenli. Ben de kızımı kreşe yolluyorum. Ama saatler önemli, akşam 5'de alıyoruz biz okuldan. Akşam 9'lara kadar kreşte kalması rutin değilse tamam, ama çocuk saat 5'den sonra kalmamalı okulda bence. Kızımın psikologu "hava kararmadan çocuk okuldan alınmalı, çocuk için kriter odur" demişti.

Eşin öyle ya da böyle sana destek olmalı, başka yolu yok. Madem eve yardımcı alma imkanın yok (ki ayda 1 defa bile olsa bunu yapabilsen iyi olur,en azındna ağır işler için) en azından eşinin desteğini almak zorundasın. Baştan çok güçlü olduğunu görmüş eşin, doğuma 3 gün kalan dek çalışmak, 1,5 aylık bebeği bırakıp işe dönmek.. Bunlar her kadının harcı mı? Kaç kadın katlanır?
 
Eşini çok sevdiğini yazmışın burda akan sular durur bence.Herşeyi gözden geçir dedim ama sakın yanlış anlama en basit ve kolay çözüm ayrılmaktır.Öncelikle kafanı toplaman lazım ne yap et 2-3 günlük bile olsa bir tatil birşey ayarla kendine lütfen.Sağlıklı düşünemiyor da olabilirsin o hengamede.Kendine zehir etme hayatı ve de yavruna.Sakin kafayla düşün biraz dinlen kendine gel,sonuçta senin hayatın bu ve biz ne desek boş eşini de içinde bulunduğun durumu da en iyi sen bilirsin ve çözüm de yine sen de.Ama sanırım okumadın daha önce yazmıştım.Bu eve bakıcı olayını düşün derim kreşle nerdeyse aynı fiyata geliyor danışmanlık şirketleri var güvenilir birini bulursun.Evini de temizler yemeği de halleder.
 
evet,haklısınız hayat bir defa sunuluyor,sorun da belki burada,belki ben bunu bugünlerde tekrar farkettiğim için bu kadar düşüyorum bu konuların üzerine.Sonuçta senelerdir herşey aynı.Benim bu ara kabullenemediğim bir kere sunulmuş bu hayatın böyle geçip gidiyor olması,devamlı olarak aynı soruyu soruyorum kendime,ben nerde hata yaptım bu şekilde yaşamak zorunda kaldım.İşin kötüsü ilk defa evliliğimde hata yaptığımı düşünüyorum,bu da benim anlayış ve empati eşiğimi düşürüyor.Bu düşünce aklıma nereden girdi bilmiyorum,oysa ki çok çok severek evlendik biz,nelere göğüs gerdik,ne sıkıntılar atlattık ve ben hep derdim ki biz beraber oldukça herşey geçer,şimdi bunu demediğim için bu kadar sıkıntılar yaşanıyor olabilir.ya da ben bu sıkıntıları görmeye başlamış olabilirim.Bu şekilde olmasını istemediğim bir hayatı yaşamamın sebebini evliliğime bağladıkça,bu bunalımın beni çok daha kötü yerlere götürmesinden korkuyorum,oysa ki ben bu adamı çok seviyorum,ama sanırım artık sevilmeye layık olmasını gerektirecek tek bir davranış,yaklaşım görmediğim için sevgimi,evliliğimi sorguluyorum.Zaten hayat zor,koşullar zor,bir de üstüne evdeki ortam zor oldu mu iyice yükleniyor insanın sırtına ağırlık.Ve üstelik konuşmuyoruz,sadece oğlumuzun yanında konuşuyoruz,farketmesin diye,eve mi gidiyorum cenazeye mi belli değil,ben bunları haketmiyorum.benim hayallerim vardı,hedeflerim,ideallerim,ve bütün bunlardan mecburen vazgeçmek zorunda kalmak aciz hissettiriyor bana kendimi.Dedim ya herşeyin sebebini evliliğime bağlıyorum,bu da işleri içinden çıkılmaz bir hale getiriyor.Onunla mutlu olduğumuz günlere acilen dönmemiz lazım,yoksa ya ben bunalıma gireceğim ya da aramıza çok daha büyük duvarlar girecek.


çok zor bir durum. artık hiç konuşamadığınızı yazmışsın. bence en acıtıcı yanı bu. iletişimsizlik, gizli gizli duvarlar örüyor arada ve söylenmeyen her söz zehir olup insanın içine akıyor.
bence bir de onun gözünden bakmaya çalış. hak vermesen de anlamak iyi geliyor insana.
ikinizi de ezen ekonomik koşulları, onca yıl üniversite de okumana rağmen, belki de kaş aldırmak için gitmek istediğin kuaförden daha az kazandığını sorgula mesela.
seni 1,5 aylık bebeğini bırakıp işe başlatan düzen kahrolsun. şükür ki ben bunu yaşamadım. yaklaşık 1 senedir ücretsiz izindeyim. oğlumu gönlümce emzirdim, baktım. eşim tek başına çalışıyor. sıkıldığını anlıyorum ama son ana kadar dayanalım diyor. oğlumuz için. şu an ağır bir hastalık atlatıyor. lanet bürokrasi yüzünden sağlık giderlerini kendimiz karşılıyoruz. 21 sene prim ödediği halde,sağlık karnesi bomboş olduğu halde hasta olunca git işini ankara'dan hallet diyorlar. işte bu halde bile artık çalışmaya başla demedi bana eşim.ama artık zamanı geldi sanırım. piyangodan para çıksa torba yasadaki düzenlemeden yararlanıp, bir sene daha ücretsiz izin alırım. çocuğumu kreş yaşına getiririm.
bence eşinin oğluna olan sevgisi yeterli değil. onu gerçekten daha fazla sahiplenebilse altını da değiştirir, onunla vakit geçirmekten de çok hoşlanır. hatta tüm yorgunluklarını atar. acaba yaşayamadığınız şeyler için gizliden gizliye oğlunu suçluyor olabilir mi? ona baktığı gün bunalıp, size küfretmesi normal gelmedi bana.
yanı çocuk olmazdan önceki hayatınızı özlüyor olabilir. kimi erkeklerde var bu.gerçeklikle uzlaşamama. arzuladığı şeyin imkansız ve kabul edilemez olduğunu bildiklerinde sessizleşip, agresifleşiyorlar.gizliden gizliye kızıyor olabilir niye bu çocuğu doğurdun diye. bunu kendine bile itiraf edemiyordur belki. oğlunuzun doğumunu o da istedi mi acaba?
bunlar benim tahminim. kusura bakmayın. özelinize girmek istemem.
 
Biz kadınlar neden bu kadar mükemmel olmaya çalışıyoruz ben hiç anlayamıyorum.Hem iyi bir ev kadını hem başarılı bir iş kadını hem de iyi bir anne olmak zorundasın.Baştan seçmişsin bu durumu öyle görünüyor bu açıdan.Keşke kartlarını açık oynayıp alamayacağın sorumlulukların altına girmeseydin.
 
Maddi duruma bir sözüm yok,hepimiz çalışıyor didiniyoruz ama maddi sıkıntıdan kurtulamıyoruz..demekki çalışmakla olmuyor bu iş,neyse bu apayrı bir konu.
Eşin şehir dışında çalışıyor,yoruluyor..ama sende tüm evinve çocuğun sorumluluğunu almışsın üstelik çalışıyorsun,bence eşinden çok yoruluyorsun.Bunu ona bir şekilde hissettir,ilk olarak kendin buna inan,hak veriyorum,yoruluyor diyorsun ama bence en çok sen yoruluyorsun..buna önce sen inan,eşin de inanacaktır ve gereğini yapacaktır.
 
:44: canım öncelikle allah oğlunu sana bağışlasın 2 yaşında kreş için de olsa kücük sayılır ama biraz büyüsün evine daha çok neşeyle geliceksin emin ol benim 3 yaşında oğlum var 2.5 yaşındaki gibi bile değil öyle mi değişip o kadar seni mutlu ediyorlarki anlatamam.
severek evlendiğin erkekle bence biraz başbaşa kal biraz vakit geçir madem bir saatlik mesefade diyorsun yakınların o zaman hafta içi bir gün izin alıp denk getirip oğlunuz kreşteyken dışarı çıkın saki kafayla yemek yiyin çok şükür çocuğumuz var işlerimiz var biraz fedakarlık yapalım çocuğumuz için ortamı yumuşatalım onun için uğraşalım de.
ileriye dönük planlar yapmanı öneririm bilmiyorum özellikle sana şunu söyleyeyim evin pismiş,kuaföre gitmemişsin bunları kafana takma :1: ben ev hanımı olduğum halde oğlum kreşe gittiği halde vaktim kaldığı halde kuaföre gitmeye erinen biriyim seni seven öylede böylede sever de geç dışardaki insanlarıda umursama kendi çapında takıl derim.temizlenmemiş bir ev hayal etmek çok zor değil ben bebeğim 2 haftalıktı annem eve dönmek zorunda kaldı ve ben tek kaldım
evimi temizlemediğim günler oldu hatta yemek dahi yapmadğım günler oldu önemli olan burada tekdüzen olarak devam etmesi gereken şeyler değil bunlarda sabır göstermeyi öğrenmek bence...
eşin senin çalışmanla alakalı bir şey söylerse ben oğluma evde oturmayı tercih ederdim ama senin için oğlum için çalşmak zorundayım diyip bir nebze çalışmandaki sebepleri yumuşak şekilde hep desteklemesini beklediğini ima ederek konuşmanı tavsiye ederim.
bırak evin dağınık olsun tek huzurunuz yerinde olsun canım
maddiyatta zorluk herkesin evinde var yok diyen yoktur krediler vs ohooo:53:
umarım morelin düzelir ve kendini sağlam kafayla dinleyip eşinle tekrar konuşmayı denersin ama lütfen sakin ol ve çocuğunun sana ihtiyacı olduğu kadar babasınada ihtiyacı olduğunu asla unutma!
aklıma geldi anlatmadan geçmeyeceğim
bundan 2-3 gün önce kreşe gittim oğlumun yanına sınıflarına girdim etipuf almıştım çocuklar oturdu minderlerine yiyorlardı ben de hoca hanımla sohbet ediyordum sonra oğlumu çağırdım etipufunu yedikten sonra o an oğlumun yanındaki kızda kalktı geldi.
oğlumu öptüm nasılsın falan dedim sonra yanında gelen 3 yaşında bunlar tabi kız çocuğuydı geldi bana sarıldı anne anne dedi şaşırdım hocahanım dedi ki annesinden ayrı kalıyor her gelen veliye sıcaklık gösteriyor dedi o an öyle bir yürek acısı hissettim anlatamam.aldım kucağıma sevdim saçlarını falan sevdim konuştum ama sürekli anne diyor bana ilginç geldi oğlum kıskanç değildi yanımdan gitti sonra yemek yemeğe geçti bunlar ama kızcağız beni bırakmıyor neyse götürdük ellerini yıkadım kuruladım yemeğe geçtik tuttu anne sen yedir dedi tamam dedim yedirdim güzelce koluma sarılıyo sürekli tabi:2: öyle gözlerim doldu öyle dolduki anlatamam neden dedim nedennnnnn! ne olurdu şu çocuğa bak dedim bu kadar zor mu hayat dedim sonra eve geldim kendime gelmem bir süre dolunca geçmesede belki eşi aldatmıştır ya da ne bilim belki şöyle olmuştur falan filan dedim ama o kız aklıma geldikçe duygulanıyorum senin sorunun asla boşanıcak kadar büyük değil gülüm lütfen çocuğunu babasız bırakma!
 
kou sahibi arkadaşım durumuna inan üzüldüm ama bence çokda kötü bir durumun yok.biraz kafanı dinlemeye bir yerlere gitsen belki daha sağlıklı kararlar verebilirsin.inş herşey yoluna girer cnm,hakkında hayırlısı olsun .
ayyıldızım ya hikayen mahfetti beni cnm,o çocuğun durumu ufff:5:
 
merhaba,
bence eşiniz iş konusunda kompleks yapıyor olabilir sizin müdür onun satış sorumlusu olduğunu yazmışsınız. siz ona hiç hissettirmeseniz bile erkekler kendinde kompleks yapıp bunu farklı şekillerde işinize, anneliğinize, ... kulp takarak yansıtabilirler.

konuşmadığınızı yazmışsınız, her türlü ilişkiyi öldüren bir konu bence, harekete geçmeniz lazım unutmayın karşınızdaki bir erkek, yani biz kadınlar kadar duygularını açık açık konuşmada başarılı değiller, kendi mağaralarında yaşıyorlar çoğu şeyi.

bence eskileri biraz hatırlamanız ve hatırlatmanız lazım. tabii ki sizin asli göreviniz değil bu yanlış anlamayın. ancak şahsen denedim ve olumlu sonuçlar aldım. sen diye değil ben diye başlayarak cümleler kurduğumda karşımdaki dediğim dedik adamın beni dinlediğini, benim kendimdeki hatayı dile getirmemden sonra onun da kendinde gördüğü hataları itiraf ettiğini gördüm. silahları indirip sen-ben olmayı bırakıp tekrar biz olabiliyor insan. buna inanın... ve hepsinden önce sizin de dediğiniz gibi evliliğinizi sorumlu tutuyorsunuz ama şunu unutuyorsunu 24 yaşında evlenmişsiniz, 31 yaşındasınız! hangimiz 24 yaşındaki halimizde kaldık ki??? ayrıca sorumluluklar evlenmeseniz de , anneniz yaşlandığı için evin yükü üstünüzde olabiliyor. çocuğunuz tabii çok daha fazla sorumluluk ama hasta anne-babanız da çocuğunuz gibi bakıma, ilgiye muhtaç olabilirdi. bunlar hayatın gerçekleri, hepimiz unutuyoruz, çünkü olayların içindeyken dışarıdan bakamıyoruz. siz de, ben de, onlar da...

ev işlerine, yemek olayına karşı titiz olmamaya, hazır ısıtılacak yemeklerle geçiştirmeye ondan kalan enerji ve vakti birbirinize ayırmayı deneyin ve sen ben olayı girmeden biz eskiden.... yapardık di mi? hatırlıyor musun şurda şu şu olduydu... vb girişlerle eskilere biraz yolculuk yapmayı deneyebilirsiniz, ikinizin de buna ihtiyacı var bence ve çoğumuzun da zaman zaman ihtiyacı oluyor.

umarım güzel adımlar atacaksınız, bu rutin gidişe bir dur demenin zamanı geldiğini fak etmeniz bile güzel bir adım aslında...
 
Hem erkek hem kadin rolünü üstlenmissin degeri biliniyormu?bencil olmayi ögrenmen lazim sinirlari sen ciz.
okurken daha yorucu oldugu anlasiliyor zaten
bence cift olarak uzmana basvurun madem esin simdiye kadar konustugunuz halde bi caba göstermediyse ve bu bundan sonrada herseyi ben hall etmem gerek düsüncesinden siyrilin birakin daginik kalsin eksik is yapin önemsemeyin kendinize zaman ayirin firsatlar yaratmaya calis Kendin icin sadece Kadin ol ve öyle davran
 
bu arada yazmamışım sanırım ama kesinlikle iş bölümüne başlamanız şart, ama önce adımlardan başlamanızı öneririm şu anki durumu her şeye bahanne bulacağa benziyor ama siz mecbur değilsiniz her şeye yüklenmeye! eşiniz çok yoruluyorsa bu şekilde şehir içinden iş bakması lazım sanırım yani her konuda bunu öne sürüyorsa!
 
Ne olucak bir kac saatten?
Cocugun altını alıverseydi hic mi görmemis daha önce.
Erkeklerin bu bencilligine cok kızıyorum! :57:
Canım degismediyse üzülerek söylüyorum ki degismez!
Cok etkileyeci ve gercekci bir konusma yapmalısın.. Aynı hataları tekrarladıgı takdir de ise neyse onu söylemeyim simdi. :59:

 
cozulemeyecek bir durum yok..hemen umutsuzluga kapilma lutfen.yapman gereken esine herseyi sabirla,tatli dille ogretmen.kendimden ornek verirsem benimkinin eli is tutmaz ama ben hasta olursam bir corba yapmayi bilmiyorsun diyip ben is yaparken onu mutfaga sokuyorum.eline bikac is veriyorum ogrensin diye.ileride cocugum olursa da ona gorevler veririm..sende yavas yavas ogret ona yapmasi gerekenleri bilsin.bunu cok uzerine gitmeden,zevkli bir oyunmus gibi anlat..
 
Arkadaşlar,ben gene sırf içimi dökmek için yazıyorum ama inanın okumak zorunda değilsiniz.31 yaşındayım 7 senelik evliyim,2 yaşında bir oğlum var,ben bir şirkette finans müdürü olarak çalışıyorum,eşim de bir şirkette satış sorumlusu,oğlumuz da çok büyük bakım sıkıntılarından sonra kreşe gidiyor.ben hiç iyi değilim,biz ne kadar çalışıp didinsek de maddi sıkıntımız hiç bitmiyor,para bize hiç yetmiyor.eşimin çok zor ve yorucu bir işi var,bu işe başlayalı 8-9 ay oldu ama o kadar çok şey değişti ki hayatımızda,akşam eve geç geliyor,oturup bir yemek yiyor ve sonra koltukta uyuyakalıyor,birlikte bir kahve bile içimiyoruz.şehirdışında çalıştığı için evin bütün yükü benim üzerimde,alışverişi,tamir bakımı,çocuğun ihtiyaçları,evişleri yemek,temizlik,bana tırnağının ucu kadar bile faydası yok,üstelik de ben en ufak birşey istedim mi bi sürü laf söylüyor.hayatından şikayet edip duruyor,çok yorulduğu için ona hak vermeye çalışıyorum ama yorgunluğu benim hayatımı çekilmez bir hale getirmek için sebep midir,bunu hala bilmiyorum.ben işten koştura koştura çıkıyorum,hemen çocuğumu karşılıyorum,onun yemeğini yediriyorum,bizim yemeğimizi hazırlıyorum,ki zaten genelde bu telaş içinde kendim yemeyi bile unutuyorum.bu arada biz ailemize 1 saatlik bir mesafede oturuyoruz ve benim işim olduğumda çocuğu bırakabilecek hiçkimsem yok,kuaföre gidip bir kaş bile aldıramaz durumdayım yani.kendime dair hiçbirşey yapmıyorum,eskiden kitap okurdum,resim yapardım,arkadaşlarla kahve içerdim,hayata dair bişeyler yapardım,şimdi nasıl uyuduğumu bile anlamıyorum,ve henüz 31 yaşındayım.çocuğumdan başka hiçbirşey yok hayata bağlayan beni,o olmasa çoktan alıp başımı giderdim.tabii bu arada eşim akşam son bombasını patlattı,2 senede 2.kez ona çocuk emanet ettim,şirkette işim uzadı,akşam 9.da çocuğu okuldan aldı,saat 10 da beni aramaya başladı,oğlum ağlıyormuş,kaka yapmış,şirkete getir dedim hava soğukmuş getirmedi,sonrası tam bir kabus,15 dk.da bir telefon,bağırıp çağırıyor,işime küfrediyor,neyse ki saat 11,58 da gittim eve,çocuk uyumuş kalmış,tabii ki büyük bir kavga,sinirden elim ayağım titriyordu,ama ona kalsa ben ona kızdığım için suçluyum,ben de bir sürü laf söyledim,ama en son dedim ki benim evlendiğim adamı nerede bıraktıysan git getir,eğer ben bir gidersem beni geri getiremezsin.hoş anlayana,çünkü o sırada o hala bana söyleniyordu.sonra da yattı zaten,tabii ben sinirimi çıkaramadığım için saatlerce ağladım.sabredip sonuna kadar okuyan varsa ne olur akıl versin,ben bu adama nasıl davranayım,bu hayata nasıl tutunayım,şu an sadece oğlum için varım,ama bir hayat böyle devam etmez,eşimle konuşsam üç gün sonra herşey aynı,konuşmak istemiyorum artık,aynı cümleleri kurmaktan çok yoruldum.ben bu hayattan yoruldum.bir süre görüşmeyelim desem ilişkimize saygımdan bunu da yapamıyorum,çünkü bizi biliyorum,biz bir kere bunu yaparsak çok yaralanırız.dayanamıyorum,dayanmak da istemiyorum.Böyle bir hayat değildi benim düşlediğim ve ben bu şekilde yaşamak istemiyorum.varsa fikriniz yardım edin lütfen.

bence işi bırakın , evle kendinizle çocuğunuzla vekendi gelişiminizle ilgilenin ,,, geeln para ile idare edebilirsiniz emin olun ,,, ve evliliğinizde eskisinden daha iyi olur ,,, ama bunu eşinize analtın düzelmesi için bıraktığınızı bilsin ,,,

mevlam yardımcınız olsun ,,,


şuan ben anlatacak olsam neler neler yazardım ,,,
 
Erkekler Eşlerinden Neler Bekliyor
1- Kendileri ile nikahlanmanız İslami açıdan meşru olan erkeklerle zaruret olmaksızın, meşru olmamanızı ve laubai davranmamanızı istiyor.
2- Kendisine karşı giyiminize dikkat ederek, dağınık bir durumda olmamanızı, düzenli ve cazibeli olmanızı istiyor.
3- Kendinizin, hayatınızdaki yerinin önemini zaman zaman ifade etmenizi, bunu hareketlerinizle de hissettirmenizi istiyor.
4- Onda görmek istediğiniz ve görmek istemediğiniz hasletlerin eksikliğini hissettirerek ve aşağılayarak değil de, saygılı bir şekilde ifade etmenizi istiyor.
5- Onu ruhen destekleyerek ve kendisine itimat ettiğinizi, güvendiğinizi hissettirecek tarzda, riyaya kaçmadan takdir edici sözler söylemenizi istiyor.
6- Kendilerinin eksik ve hatalı olan yön ve davranışlarını akrabalarınızda dahil olmak üzere başkalarının yarunda dile getirerek küçük düşürücü söz ve tavırlarda (Yanında ve gıyabında da olsa) bulunmamanızı istiyor.
7- Yabana erkeklerin güzel hasletlerini eşinizi kıskandıracak şekilde ve onu aşağılayacak şekilde (Yalnızken de olsa) dile getirmemenizi istiyor.
8- Eşiniz eve geldiğinde, onu mümkün olduğu kadar kapıda ve güler yüzle, aynı zamanda temiz ve düzenli karşılamanızı, hal ve hatırını sorarak ilgilendiğinizi hissettirmenizi istiyor.
9- Arada sırada ufak da olsa hediye alarak gönlünü hoş etmenizi istiyor.
10- Kendi ana-baba ve akrabalarınıza göstermesini istediğiniz saygı kadar, onun da ana-baba ve akrabalarına hürmetkar davranmanızı istiyor.
11- Ev işleriniz ne kadar yoğun olursa olsun, kendisine zaman ayırmanızı istiyor.
12- Zaruret olmadığı hallerde, eşiniz evde ikea onu bırakarak komşuya veya herhangi bir yere gezmeye gitmemenizi istiyor.
13- Mühim olmayan kusurlarını görmemezlikten gelerek affetmenizi istiyor.
14- Eşinizin hatalarını anarken, kendinizin de kusursuz olmadığını düşünmenizi, objektif olmanızı istiyor.
15- Ondan gizli işler yapmamanızı, yaptığınız işlerde ve herhangi bir yere gideceğiniz zaman kendisiyle mutlaka istişare etmenizi istiyor.
16- Kendisine asla çirkin, beceriksiz, pısırık ve benzeri hareketlerle birlikte, kendisine onu sevmediğinizi söylememenizi istiyor.
17- Başkalarının yanında olduğu gibi çocuklarınızın yanında da kendisini küçük düşürecek şekilde kendisini azarlamamanızı istiyor.
18- Onu çevrenize şikayet etmemenizi, aile sırlarınızın mahremiyetini hiçbir şekilde ihlal etmemenizi, kimseye açmamanızı istiyor.
19- Şayet arada sırada huysuzluktan olursa, anlayış ve sabır göstererek düzelmesine yardıma olmanızı istiyor.
20- Size ve yavrularınıza bir istikbal ve helal yoldan rızık kazanabilmesi için vermiş olduğu uğraşın zorluğunu anlamanızı, bu durumu takdir ve anlayışla karşılamanızı istiyor.
21- Yersiz kıskançlıklarla huzurunuzu bozmamanızı istiyor.
22- Hayat müşterektir diyerek, akşama kadar çalışmış ve eve yorgun-argın gelmiş olan eşinize evde de (zaruri hallerin dışında) angarya işler (bulaşık, çamaşır, yemek yapmak vb.) yapmaya zorlamamanızı istiyor.
23- Özel (mahrem) hayatınızdaki taleplerinizde onun ruh halini, yorgunluğunu, rahatsızlığını veya arzulu durumlarını da göz önünde bulundurarak onu günahlardan koruyacak hassasiyeti ve fedakarlığı kendisinden esirgememenizi istiyor.
24- Ailenin ve İslam toplumunun temeli olan aile yapısını her türlü fitne unsurlarından, şüphelere ve dedikodulara neden olacak hal ve davranışlardan korumanızı istiyor.
25- Aile bahçesinin çiçekleri olan çocukların ruhi ve kültürel alandaki yetişme ve olgunlaşma hususunda üzerine düşen eğitmenlik görevini ciddi ve fedakar bir şekilde yerine getirmenizi istiyor.
26- O size, günah olan ve hayatın diğer zorluklarından sizi korumak zorunda olduğunun bilinciyle hareket ederek, sizin de kendisi için bir libas olduğunuzu düşünüp kendisine bu hususlarda yardıma olmanızı istiyor.
27- Eşiniz sizinle macera yaşamak veya evcilik oynamak değil, ahirete uzanacak bir hayat için evlenmiştir.
28- Eşiniz sizden, onu bu imtihan dünyasında kendinizle dini mücadelesi arasında bir tercih yapmakla karşı karşıya bırakmamanızı istiyor.
29- Müslüman fert, aile ve toplumun temel görevlerinden olan İslam'ın anlaşılması, yaşanılması ve topluma hakim kılınması hususundaki görevlerini yerine getirmeye çalışırken, zaman zaman sizi ve evi ihmal etmesi halinde ona anlayış göstermenizi, hatta eğer mümkünse bu çalışmada kendisine bizzat destek olmanızı istiyor.
30- Eşiniz, "Eşim bana cariye olmalı ki; ben de ona köle olayım. O bana yer olmalı ki; bende ona gök olayım." diyor.
31- Eşiniz, "İş stresi gereği eve asık suratla dönmüş olabilirim, ama ben eşimden somurtkan bir çehre istemem." diyor.
32- Eşiniz, "Dünyada yaşıyoruz, sosyal hayat çok bozuk, problemler elbette olacaktır, yeterki büyütülmesin" diyor.
33- Eşiniz, "Saygı, sevgiyi besler ve genişletir. Saygıdan mahrum bir sevginin ölü olduğunun unutulmamasını" istiyor.
34- Eşiniz, "Eşimin asla yapmaması gereken şey, benimle sinir harbi başlatıp, galip çıkmaya çalışmasıdır" diyor.
35- Eşiniz, "Benim anlattıklarımı dinler gibi görünüp, kafasında kendi söyleyeceği cümleleri kuran bir eş fevkalade sinir bozucudur." diyor.
36- Eşiniz, "Az, öz ve yerinde konuşabilen kadın, Allah'ın en büyük nimetlerinden birisidir." diyor.
37- Eşiniz, "Bir kocayı en sinirlendiren ve huzursuz eden şey, eşinin avukat gibi dakikalarca kafa şişirmesidir." diyor.
38- Kaldı ki; Psikologlar, aile reisinin iş dönüşü tenha ve kimsenin etkilenmiyeceği bir yerde açık alana doğru 3-5 defa bağırmasını, deşarz olup beyin ve ruh dengesini koruması açısından gerekli görüyorlar.
39- İnatçılıkta ısrar eden ve bunu alışkanlık haline getiren, dediğinin olmasından başka bütün yollan kapayan bir kadına tahammülüm zordur.
40- Kendi durumundan daha iyi olanları sık sık gündeme getirip, içinde bulunduğu nimetlere şükürsüzlük eden kadın, kocasını çileden çıkartandır.
41- Şu söz hiç unutulmamalı; "Güzele kırk günde doyulur, güzel huyluya kırk yılda doyulmaz."
"Yüzü güzelden usanılır, huyu güzelden usanılmaz."

 
Erkekler Eşlerinden Neler Bekliyor
.
20- Size ve yavrularınıza bir istikbal ve helal yoldan rızık kazanabilmesi için vermiş olduğu uğraşın zorluğunu anlamanızı, bu durumu takdir ve anlayışla karşılamanızı istiyor.

22- Hayat müşterektir diyerek, akşama kadar çalışmış ve eve yorgun-argın gelmiş olan eşinize evde de (zaruri hallerin dışında) angarya işler (bulaşık, çamaşır, yemek yapmak vb.) yapmaya zorlamamanızı istiyor.


31- Eşiniz, "İş stresi gereği eve asık suratla dönmüş olabilirim, ama ben eşimden somurtkan bir çehre istemem." diyor.



sorunu olan arkadaşlarımızın sorununu okuyup ona göre yorumda bulunmak bana daha doğru geliyor. kendi düşüncemdir.

seçtiğim noktalar sanırım daha fazla açıklamaya gerek olmadığını gösteriyor...
 
canım erkeklerle konuşmak hiç bir işe yaramaz. çünkü seni dinlemez.:36: bence konuşmaya çalışıp kendini dırdır yapan bi kadınmış gibi lanse etme. ben bir evlilik danışmanıyla görüşmenizi tavsiye ederim. gerçekten işe yarıyabiliyor. hayatta başarılar:16:
 
Arkadaşlar,ben gene sırf içimi dökmek için yazıyorum ama inanın okumak zorunda değilsiniz.31 yaşındayım 7 senelik evliyim,2 yaşında bir oğlum var,ben bir şirkette finans müdürü olarak çalışıyorum,eşim de bir şirkette satış sorumlusu,oğlumuz da çok büyük bakım sıkıntılarından sonra kreşe gidiyor.ben hiç iyi değilim,biz ne kadar çalışıp didinsek de maddi sıkıntımız hiç bitmiyor,para bize hiç yetmiyor.eşimin çok zor ve yorucu bir işi var,bu işe başlayalı 8-9 ay oldu ama o kadar çok şey değişti ki hayatımızda,akşam eve geç geliyor,oturup bir yemek yiyor ve sonra koltukta uyuyakalıyor,birlikte bir kahve bile içimiyoruz.şehirdışında çalıştığı için evin bütün yükü benim üzerimde,alışverişi,tamir bakımı,çocuğun ihtiyaçları,evişleri yemek,temizlik,bana tırnağının ucu kadar bile faydası yok,üstelik de ben en ufak birşey istedim mi bi sürü laf söylüyor.hayatından şikayet edip duruyor,çok yorulduğu için ona hak vermeye çalışıyorum ama yorgunluğu benim hayatımı çekilmez bir hale getirmek için sebep midir,bunu hala bilmiyorum.ben işten koştura koştura çıkıyorum,hemen çocuğumu karşılıyorum,onun yemeğini yediriyorum,bizim yemeğimizi hazırlıyorum,ki zaten genelde bu telaş içinde kendim yemeyi bile unutuyorum.bu arada biz ailemize 1 saatlik bir mesafede oturuyoruz ve benim işim olduğumda çocuğu bırakabilecek hiçkimsem yok,kuaföre gidip bir kaş bile aldıramaz durumdayım yani.kendime dair hiçbirşey yapmıyorum,eskiden kitap okurdum,resim yapardım,arkadaşlarla kahve içerdim,hayata dair bişeyler yapardım,şimdi nasıl uyuduğumu bile anlamıyorum,ve henüz 31 yaşındayım.çocuğumdan başka hiçbirşey yok hayata bağlayan beni,o olmasa çoktan alıp başımı giderdim.tabii bu arada eşim akşam son bombasını patlattı,2 senede 2.kez ona çocuk emanet ettim,şirkette işim uzadı,akşam 9.da çocuğu okuldan aldı,saat 10 da beni aramaya başladı,oğlum ağlıyormuş,kaka yapmış,şirkete getir dedim hava soğukmuş getirmedi,sonrası tam bir kabus,15 dk.da bir telefon,bağırıp çağırıyor,işime küfrediyor,neyse ki saat 11,58 da gittim eve,çocuk uyumuş kalmış,tabii ki büyük bir kavga,sinirden elim ayağım titriyordu,ama ona kalsa ben ona kızdığım için suçluyum,ben de bir sürü laf söyledim,ama en son dedim ki benim evlendiğim adamı nerede bıraktıysan git getir,eğer ben bir gidersem beni geri getiremezsin.hoş anlayana,çünkü o sırada o hala bana söyleniyordu.sonra da yattı zaten,tabii ben sinirimi çıkaramadığım için saatlerce ağladım.sabredip sonuna kadar okuyan varsa ne olur akıl versin,ben bu adama nasıl davranayım,bu hayata nasıl tutunayım,şu an sadece oğlum için varım,ama bir hayat böyle devam etmez,eşimle konuşsam üç gün sonra herşey aynı,konuşmak istemiyorum artık,aynı cümleleri kurmaktan çok yoruldum.ben bu hayattan yoruldum.bir süre görüşmeyelim desem ilişkimize saygımdan bunu da yapamıyorum,çünkü bizi biliyorum,biz bir kere bunu yaparsak çok yaralanırız.dayanamıyorum,dayanmak da istemiyorum.Böyle bir hayat değildi benim düşlediğim ve ben bu şekilde yaşamak istemiyorum.varsa fikriniz yardım edin lütfen.

Seni o kadar iyi anlıyorum ki canım benim.. Dün akşam bende seninkinin benzeri birşeyler yaşadım, en son hatırladığım eşim televizyonu kucaklamış yere vurmak üzereydi. Sebebi de; ikimizde çalışan insanlarız akşamdan akşama görüşüyoruz tatil günlerimiz bile farklı, hiç aynı gün evde olamıyoruz. Ya insan eve girince bir selam verir bir öper bir gülümser değil mi? Yok suratı her daim beş karış, konuşmaz sohbet etmez. Hamileyim o beni nazlayacağına ben onu nazlıyorum bıktım ya, bu halimde hiç birşeyini eksik etmiyorum. Yemeğini temizliğini çamaşırını bulaşığını vs vs. Erkeklerin doğasında bu var sanırım;BENCİLLER. Bizim tek istediğimiz aslında biraz destek bunuda abarttıkça abartıyorlar. Bizden almaya alıştıkça beceriksizleşiyorlar iyice, ben çok düşünüyorum boşanayım diyorum, ama birşeyler bağlıyor inasanı işte ne bileyim.
Ben senden daha bir dertliymişim sanırım :2:
Canını sıkma yalnız değilsin ben 4 yıllık evliyim henüz ama görüyorsun, kendime dair en ufak bir alan kalmamışken hayatımda, hep fedakarlıklar beni fazlasıyla yordu. Bazen insan sadece anlaşılmak istiyor bunu bilmek istiyor yaptıklarının boşa götmediğini görmek istiyor sanırım. Şuan beni hayata bağlayan tek şey kızım, oda olmasa tek dk durmam.. Sana da tavsiyem yapabiliyorsan benim gibi - muş gibi davran ki çözüm değil, ben şimdilik dayanabildiğim kadar öyle yapıyorum.
 
arakdaşlar,tekrar tekrar hepinize çok teşekkür ederim.Ne yaptım biliyor musunux?Hayattaki tek dostumu,kardeşimi aradım,aç dedim kk.nü oku benim yazdıklarımı bana akıl ver,canımıniçi beni ve eşimi de çok iyi tanıdığı için ona daha kolay oldu yorum yapmak,ve ne yaptım biliyor musunuz,dün akşam oğlumu dedesi ile birkaç günlüğüne gönderdim,ilk kez haftasonu gönderdim,yani bu haftasonu eşim ile başbaşayız,şimdi de uzun zamandır yapmak istediğim şeyi yapıyorum,kahvemi yudumlayarak internette vakit geçiriyorum,birazdan çıkıp kuaföre gideceğim,kaşlarımı aldırmakla kalmayaacak bir de sadece eşim için fön çektireceğim.Akşama da ona güzel bir akşam yemeği hazırlayacağım,yarın için de sinemaya iki bilet alacağım.sanırım bu haftasonu ikimize de iyi gelecek.Bu arada biriniz eşimin oğlumuza sevgisini yazmış,eşim oğlumuza tapıyor,zaten o akşamki en büyük sorun oğlumun gözyaşalrıydı,biz iki bebek kaybettikten sonra sağlıklı bir evlada sahip olduk,bu yüzden ikimiz de fazlası ile düşkünüz,hem bu değişiklik oğluma da iyi gelecek.Ben her zaman hiçbirşeyim yoksa sağlıklı bi evladım var diye şükrettim,şükrettiğim şeyleri hatırlamanın ve eşime uygun bir dille hatırlatmanın zamanı geldi...
 
iyi ki bakmışım kk ya, inan çok sevindim bu kararına, çok iyi gelmesini umuyorum bu hafta sonunun ikinize de, tabii sadece bununla kalmayacaktır, belirli aralıklarla bunu tekrarlayacaksınızdır zaten size ne kadr iyi geldiğini görünce. aileniz de size destek olacaktır, ha şöyle...
 
arakdaşlar,tekrar tekrar hepinize çok teşekkür ederim.Ne yaptım biliyor musunux?Hayattaki tek dostumu,kardeşimi aradım,aç dedim kk.nü oku benim yazdıklarımı bana akıl ver,canımıniçi beni ve eşimi de çok iyi tanıdığı için ona daha kolay oldu yorum yapmak,ve ne yaptım biliyor musunuz,dün akşam oğlumu dedesi ile birkaç günlüğüne gönderdim,ilk kez haftasonu gönderdim,yani bu haftasonu eşim ile başbaşayız,şimdi de uzun zamandır yapmak istediğim şeyi yapıyorum,kahvemi yudumlayarak internette vakit geçiriyorum,birazdan çıkıp kuaföre gideceğim,kaşlarımı aldırmakla kalmayaacak bir de sadece eşim için fön çektireceğim.Akşama da ona güzel bir akşam yemeği hazırlayacağım,yarın için de sinemaya iki bilet alacağım.sanırım bu haftasonu ikimize de iyi gelecek.Bu arada biriniz eşimin oğlumuza sevgisini yazmış,eşim oğlumuza tapıyor,zaten o akşamki en büyük sorun oğlumun gözyaşalrıydı,biz iki bebek kaybettikten sonra sağlıklı bir evlada sahip olduk,bu yüzden ikimiz de fazlası ile düşkünüz,hem bu değişiklik oğluma da iyi gelecek.Ben her zaman hiçbirşeyim yoksa sağlıklı bi evladım var diye şükrettim,şükrettiğim şeyleri hatırlamanın ve eşime uygun bir dille hatırlatmanın zamanı geldi...

çok sevindim kendinize zaman ayırmanıza. zaman zaman böyle kaçamaklar yapmak gerek.
bir de şu yazıyı paylaşmak istedim sizinle. okursanız iyi gelir diye düşünüyorum. iyi dileklerimle...

http://www.kadinlarkulubu.com/kisisel-gelisim/418055-mukemmel-kadin-olmayin-bence-kadin-okumali.html
 
Back
X