Gecen yıl 24 mayista deprem olmustu bende ayaktaydim evde napicagimi bilemedim. Insan gecsin diye bekliyor napicagini sasiriyor. Gercekten insanoglu doga karsisinda cok savunmasiz.Bende Mersindeyim burda da deprem olmustu.Ders calisma ofisindeydim.Bir an baktim oturtugum kanepe sallaniyor.Heralde ben yaptim dedim sonra baktim su sallaniyor.Sonra hepimiz fark ettik projeksiyon,tv anteni falan sallaniyor ay cok korktuk.Hafif bir bas donmesi gibi oluyor ama kacma imkani bence kesinlikle yok saniyelik bisey kacsan nereye gideceksin.Ve dusunuyorum ustume kocaman betonlarin dustugunu ay cok fena.Bu yuzden mustakil ev alirim ilerde.Bende cok fena takmistim depreme bir aralar cok korkuyordum yani ama atlattim.Suanda nukleer korkusu sardi
Allah olumun bile hayirlisini versin derler ya deprem gercekten bu duaya bile amin dedirtmiyor.Doğanın en korkutucu yuzlerinden sadece 1 tanesi. Kendi kendine alacağın tedbirlerde bir yere kadar. Başucunda su, fener bulundursan oda bir yere kadar. Çünkü saati belli değil ki gece mi olur, gunduz mu...
17 agustos depremi bana da oyun gibi gelmişti ankarada yasamamıza ragmen arka sitemizdeki yeni yapılan bir bina çökmüştü 2 gun eve giremedik. Ama 12 kasımdaki düzce depreminden sonra bende de basladı deprem korkusu. Onu iliklerime kadar hissettim çünkü. Şirinler izlerken depreme yakalanmak. Kimin aklına gelir. Çok ürkütücü. Ve yerinde mıhlanmış gibi kalıp bitmesini bekliyorsun. Sadece sallayıp bıraktıysa ne ala...
Aklıma toplu mezarlar geliyor. Gözümde 17 agustostan canlanan sahnelerin basında o cesetlerin toplu mezarlara atılışı, üzerlerinin kireçlenişi geliyor.
Zifiri karanlık.
Of...
Gecen yıl 24 mayista deprem olmustu bende ayaktaydim evde napicagimi bilemedim. Insan gecsin diye bekliyor napicagini sasiriyor. Gercekten insanoglu doga karsisinda cok savunmasiz.
Aynen oyle..Ama kendi elimizle yapiyoruz.Ne gerek var bu kadar cok katli binalara.Benim Almanyada teyzem var mesela sey demisti.Orada evler genelde mustakilmis ve ayda 1000 tl kredi odeme gibi bir sey yokmus.Ciftler evlenirken 30 50yillik kredi veriliyormus onu yavas yavas oduyorlar.Bu yuzdende zaten diger sosyal aktivitelere,saglikli beslenmeye daha cok firsatlari oluyor ve dogal afetlere karsida daha guvendeler.Binalari saglam.
Iste biz ulkemizde guvenemiyoruz bu yapilara. Yada herseye kader kismet deyilip geciliyor.Sorun cok katlı binalarda değil aslında. Japonyadaki gökdelenlerin depremde nasıl sallandıgını izlediniz mi? Koskoca gökdelenler beşik gibi gıcırdaya gıcırdaya sallanıyor insanlar gökdelenin içinde oturup kahvesini içmeye devam ediyor.
Böyle bir teknoloji var ama biz bunu kullanmıyoruz.
San Andreas Fayı hala vizyonda sanirim.filmin adı neydi
zeminin sağlam olması tabiki çok önemli ama binanın sağlamlığı da çok önemli..yanyana iki binadan birisi yıkılırken diğeri dimdik ayakta kalıyorsa zeminden ziyade binanın sağlamlığından demektir çünkü zeminler aynı..zemin sağlamsa kötü yapılan binalarında ayakta kalma şansı artar..bende yaşadım depremi o kadar anlık birşeyki kalkma kaçmak vs mümkün değil..herşey kaderine kalmış insanın..nerdeyse dört yıl olacak ama hala oturduğum kolduğa birisi çarpsa bile dehşete düşüyorum deprem mi diye..ya da kızım koşarak apartmana girdiyse benden önce korkuya kapılıyorum ya şimdi deprem olurda kızım içeride kalırsa diye..bu travmanın geçiceğinide pek düşünmüyorum açıkçası..Allah hepimizi korusun..imseye yaşatmasın böyle acılar..99 depreminde bende 7 yaşındaydım.Pek hatırladığım bişey yok,sonraki parkta bahçeed yatmalarda bana oyun gibi gelmişti.Çok şükür rabbime kimseyide kaybetmedik aileden.Ama tamda dün depremle ilgili konu açıldı ailecek sohbet ederken.Öğrendimki aslında binanın sağlam olması bişeyi değiştirmiyormuş pek fazla,önemli olan zeminin kaya olması doldurma olmaması filanmış.IStanbulda yaşamıyorum bu yüzden bu anlamda içim biraz rahat.Ama gerçekten çok korkunç.Düşünmek pek işime gelmiyor çünkü onun stresiyle yaşayamam.Nitekim kaybımız olmadıysada o dönem gölcükte yaşadıkları için deprem ardından çok uzun süre psikolojik tedavi gören akrabalarım kuzenlerim çok oldu.O yüzden,gereken tedbiri almak ama üzerinde çok düşünmemek en doğrusu sanırım.
Iste biz ulkemizde guvenemiyoruz bu yapilara. Yada herseye kader kismet deyilip geciliyor.
Japonlar bizim gibi dusunse simdiye kadar yasanan depremlerde butun ulke insanlari olmüstu.
Enkaz altinda kaldigimizi dusunelim 4-5 gun yardim ulasmiyor oyle can cekise cekise vefat ediyoruz. Ya bu ne kotu bir ölüm.99 depremi kabus gibiydi. O günden sonra istisnasız her gece, ya bu gece deprem olursa diye düşünüyorum. Kabuslarım genelllikle depremle alakalı oluyor. Enkaz altında kalıyorum. Bazı binalara girince oradan hemen çıkmak istiyorum her an deprem olabilir diye. Gün içinde bazen aklıma gelir, şu an olsa ne olur diye. 99 depreminden sonra düzce depremi de oldu ama ağustos depremi gibi değildi. Ağustos depremi bambaşka bir şeydi. O deprem değildi bence.
Şu an korkuyor muyum? Korku denemez. Başka bir şey bu. Her an hazır olma hali... Gün içinde bir kaç kez aklıma gelir, ve o an olursa nereye geçerim diye düşünüyorum. Ve dualarım enkaz altında kalırsam çıkmamak üzerine oluyor. Enkazdan çıkıp hayatıma devam edebileceğimi düşünmüyorum. Elbette takdiri ilahi, ama böyle istiyorum işte ne yapayım.
Bahsettiğiniz filmi duydum ama fragmanını dahi izlemedim. Filme gitsem uzun süre kendime gelemem. Zaten deprem konusunda kendimde miyim değilim. Kendi açımdan olayı içinden çıkılamaz hale getirmeye gerek yok...
Olsun ve en hafif şekilde atlatılsın bu İstanbul depremi...
Mesela benim 10 saniyede asagi inmem mumkun olmaz. Yuksek katta oturuyorum butun bina bi anda merdivene yuklense herkes birbirini ezer.Bu arada ben de o söz konusu filmin fragmanını sinemada izleyenlerden biriyim. Fragmanı bile çok etkileyici. Zaten deprem esnasında ilk on saniyede binadan çıkabiliyorsanız çıkın, çıkamıyorsanız yapacak bişey yok bir an önce bitmesini beklemek ve yıkımsız olmasını dilemekten başka...
Aslinda insan tüm canlilara hukmediyor gibi goruluyor ama aslinda ne kadar caresiz varliklariz. Aman basimiza gelmesin aman biz yasamayalim demekten baska caremiz yok.99 depremi sonrasi..hayatim depremden once ve depremden sonra diye ikiye ayrilir.
Ve biliyormusunuz en garip gelen artik depremden sonra depremden oncesinden fazla yasamama ragmen 16 yil gecmesine ragmen dun gibi.
Ufacik bir sallantida ben kilitleniyorum
Ki depremi uyanmis ama hissetmemisim.
Hani tatillere gidersiniz koylara gider vapur turlari yaparsiniz istanbulda bogazi gezersiniz adalara gideriniz ya.. cogu kisinin hayalidir benim icin kabus sirf suyun ustundeki sallantidan dolayi.
Hayatimda bu onlem aliyormuyum hayir.
Ben yillarca sinemaya gitmemis insan simdi kacirdigim filmlere nasil uzulebiliyorum?
Hala deprem goruntulerini gordummu aglayan bizler nasil unuttuk?
Bilmiyorum soylenecek yapilacak pek bsy yok gibi geliyor. Basa gelen yasaniyor o kdr..