Howl'un Kitap Yorumları 📚

Terk Edenler Ve Kalanlar

Seri üçüncü kitap ile devam ediyor. İtalya'nın siyasi çalkalatılı döneminin ağır bastığı bu kitapta Lila bir fabrikada işçi olarak çalışmaya başlamıştır. Burada yine rahat durmayan lila işçi haklarının savunucusu haline gelmiştir .
Lenu ise evlenmiş ve farklı bir hayat seçmiştir kendine. Bu evlilik istediği gibi gitmemekte ve farklı seçimlere doğru gittiğini fark etmektedir.

Ben Lenu 'nün tercihine saygı duymuyorum ne olursa olsun öncelikleri vardı. Ama yine o eskilerin peşinden gitmeyi seçti. Lila ise hiç şaşırtmayan hırsı ile yine göz önünde olmaya devam etti. ben bu iki kızın dost olduğuna inanmıyorum birbirlerini parçalamaya hazır bekleyen aslan gibiler
 
Anneler Kızları ve Beden Algısı - Hillary L. McBride

(Kızıma Mektup bölümünden) "Yapabilirsen kendini çevrendeki diğer insanlarla karşılaştırmamaya çalış, özellikle de konu görünüşün olduğunda. Bırak onlar, onlar olsun; sen de sen ol. Sen ve diğer insanlar arasındaki farklılıkları ve benzerlikleri fark edersen meraklı ve ilgi dolu ol; dünyaya sunduğun özel şeylerin yok olacağından endişelenmeden , onların dünyaya sundukları özel şeylerden keyif almaya bak.
Sen bir hata değilsin
Tamamen ve bütünüyle olduğun gibi yeterlisin."

Kitap genel olarak kendimizi olduğumuz gibi sevebilmek üzerine. Kadınların sevilmek için medyada pompalandigi gibi daha güzel, daha çekici, daha seksi görünmek zorunda olmadıklarını; kadının nesnelestirilmesinin yanlış olduğunu anlatıyor ve bunu aşabilmek için çeşitli yansıtma soruları sorarak düşünmeye teşvik ediyor.
Bu tarz psikolojik kitaplarda daha çok problemli kişiler örnek gösterilmesine karşın bu kitap annelerine rağmen kendileri olabilmeyi başarmış, özgüvenli kadınları anlatıyor. Yazarın kendisi de bir dönem vücuduyla ilgili psikolojik bir rahatsızlık yaşamış ve tedavi görmüş. Tedavi ve iyileşme sürecinden de bahsediyor.
Ben kitabı sevdim. Zaman zaman tekrara düştüğünü düşündüğüm yerler oldu. Okunmaya değer ama elbette mucize beklemeden.
 
Cehennem

Italya'da başlayıp Istanbul'da biten bir macera.
Dan Brown 'un bu kitabı okurları çok ilginç bir maceranin ıçine sürüklüyor . Kitap ısmini Dante'nin Ilahi komedyada ışlediği Cehennemden aliyor
Dahi biyokimyacı Zobrist Dünyadaki tüm felaketlerin nüfus artışından kaynaklandığına ve mevcut nüfusun yarısı kadarının ortadan kalkmasının dünyayı kurtaracağına inanıyor ve bir virus hazırlayıp biyolojik silah olarak bir salgın oluşturup nüfusu indirmeyi amaçlıyor . Simgebilim uzmani Longdonun ise bu salgini başlamadan durdumaya çalışması kitabın konusunu oluşturuyor.

Kitabi okurken koronavirusu düşünüyoruz ister istemez ve aklımdan geçen soru kitapta anlatıldığı gibi " Insan ırkının 100 yıl sonra yokolmasini engellemek için nüfusun yarısını yok etmek zorunda kalsaydın bunu yaparmıydın ?"

Dan Brown dünya nüfusunun dengede tutulması, küresel krizler ve transhümanizm konularını tarih felsefe ve sanatla harmanlayarak objektif tesbitlerle son derece akıcı, merak uyandırıcı, bilgilendirici güzel bir eser çıkartmis yine. Filmi de kitabı kadar iyi. Tom Hanks Longdon karakteri için muhteşem bir seçim olmuş.

Kitabi sevdim , güzel anekdotlarin olduğu kaliteli bir kitaptı. Fakat tüm kitap boyunca yaşadığımız gizem ve maceradan sorna daha bi üzerinde düşünülmüş bir son beklerdim.

"Burası ikiye bölünmüş bir dünya ,karşıt güçlerin şehriydi: Dindarlar, laikler ; eski ile yeni ; doğu ile batı...Avrupa ile Asya arasındaki coğrafi sınırda kalan bu ebedi şehir gercekten de eski dünyadan daha da eski bir dünyaya uzanan bir köprüydü Istanbul "
 
Bırak Ve Rahatla

Türü psikoloji.
Kendi kendine terapi kitabı.

6 haftalık bir programdan bahsediliyor kitapta.

Öfke, kaygı, yükseklik korkusu,uçak fobisi gibi duyguların sebebi olan köken hisleri bularak onları onarım sürecini anlatıyor.

1.hafta; yalıtım süreci.Çevrenizle duygusal temasa geçmiyorsunuz.Eş, çocuklar ,iş hariç kendinizi yalıyorsunuz.

2.hafta ;hissi hissetme ve yönlendirme süreci oluyor.Seans odanız oluyor.Orda sağ elinizi kalbinizin sol yanına koyup hissetme çalışması yapıyorsunuz.Kendi çocuk halimize bakıp ona şefkat gösterip onunla sohbet ediyorsunuz.

3.hafta ; biyolojik ritim düzenleme haftası
Metronom ile hayatınızı bir film şeridi gibi izleyip yavaşlamaya çalışıyorsunuz.

4.hafta ; duyguları yönetme haftası
Köken hisleri aktive edip yüzleşiyorsunuz.
Bu seans 3 etaptan oluşuyor.

5.hafta;kaygıya rağmen bırakma

6.hafta ;insan ile temas haftası .

Kitabın son bölümünde de onarım yapmış kişilerin yorumları var.

Kitap ile ilgili düşüncelerim;
Kitabı beğendim.
Uygun zaman ayarlayıp uygulamak isterim.
Terapi almaya cesareti, zamanı veya bütçesi olmayan kişiler için uygun olduğunu düşünüyorum.

Onarım yapmış kişilerin isim ve meslekleri vardı kitapta.
En çok dikkatimi çeken çocuğun kadın ve öğretmen olması idi.Bir kişi erkek idi sadece.Genellikle anne olduktan sonra ihtiyaç hasıl olmuş.

Sakin ,dingin bir insan olmak isteyen, köken hisleri bulup onarmak isteyenlere tavsiyedir.

Kitap beklentimi karşıladı.Beğendim.
 
Bırak Ve Rahatla (Beğendiğim alıntılar.)

Oyalanarak duyguları bastırmak çocuklukta öğrenilen, yetişkinlikte uygulanan bir duyarsızlaşma aracıdır.

Oyalanma , acıdan kaçmayı öğretir.

Bırakmak , bastırılarak güçlenmiş duyguların normalleşmesini sağlar.

Öfkesini kontrol edemeyen kişi sorunun kendisinde değil,kendini kontrolden çıkaran kişide olduğunu düşünür.

Kişinin kendini onarmasının ilk adımı farkındalıktır.

Köken hisler kişiliği oluşturur.Geçmişte bir dönem yaşanan olaylar karşısında içimizde birikmiş hislerdir.

Zihin zarara uğramış duyguları yönetemez ancak bastırılmamış duyguları yönetir.

Öfke aktif , suçluluk pasif bir duygudur.

Bilinçaltı ,duyguların hafızasıdır.

Olumsuz duygular kendiliğinden oluşmaz.İnsan ilişkileri sırasında edinilen hisler sonucu ortaya çıkar.
 
Alamut kalesi Peter Willey
Çok zor okuyarak bitirdiğim bı kitap oldu. Okuyacak kişiler öncelikle Hasan Sabbah ve ordusuyla ilgili mutlaka bilgi sahibi olması gerekiyor ki kitapta anlatılan yerleri anlayabilmek ve gozunuzda canlandıra bimek için. Peter Willey İran'a yaptığı geziyi ve ordaki incelemelerini anlatıyor. Güzel bı kitaptı. Hem bilgi öğreniyorsunuz hemde küçük bı serüven yasiyorsunuz. Tavsiye ederim ..
 
Üç kız kardeş İclal Aydın
Akıp giden kitapları çok severim.yorulmadan merakla okuyacağınız bir kitaptır. Güzel ayvaligin küçük bı Mahallesi'nde yaşayan bir alienin öyküsünü anlatıyor. Kitap Dönüş'un hastalanip hayat hikayelerini anlatmak istemesiyle başlıyor. Bazen eskiye gidiyor bazen günümüze gelerek anlatılan bı kitapti. Tavsiye ederim..
 
Rıfat Ilgaz Kararma Geceleri
1940 senelerinde İkinci Dünya savasi yaşanırken Türkiye de olan yoksulluk ve sıkı yönetim halini anlatmaktadir. O dönemde şair ve öğretmen olan Mustafa Ural' solcu olmasindan dolayı suclanmaktadir ve polis tarafından aranmaktadır. Karatma gecelerin yaşandığı soğuk İstanbul sokaklarinda saklanarak kaçmasını anlatan bir kitaptır. Çok güzeldi. Beğenerek okudum.
 
Haruki Murakami / İmkansızın Şarkısı

Kitap Japonyada üniversite öğrencisi Vatanebenin hayatından bir dönemi anlatıyor. Kararsız ve tutarsız aşk hayatı, birliktelik yaşadığı üç ayrı üç bambaşka kadın. Her birine duyduğu ayrı hayranlığı okuyoruz
ben Murakamiyi Sahilde Kafka ile tanımıştım ve kitabı çok sevmiştim. Bu kitap için Murakamiyi dünyaya tanıtan kitap deseler de ben o zevki alamadım kitaptan. Bahsettiğim iki kitabın arasında bence çok fark var, ya ben kitap için uygun değilim ya da okuma zamanın uygun değildi. Çok sevemedim..
 
Suzan Defter/Ayfer Tunç

Kitap bir erkek ve bir kadının tuttuğu günlüklerden oluşuyor.Kitabın sağ tarafında kadının günlükleri ,sol tarafı erkek karakterin günlükleri var.
Bu iki karakterin bir gün yolları kesişiyor ve aynı günleri bir erkek bir kadının gözünden okuyoruz.
Hikayeyi ikisinin aşkları,pişmanlıkları,yalnızlıkları,yaşamlarındaki hüzünler oluşturuyor.
Akıcı güzel bir kitaptı beğendim 👍

"Ama sonunda kaybeden siz olmuşsunuz"
"Kayıp mı? Kaç kişi böylesine sevebilmiştir dünyada?"
"Ama kucağında bir kucak korla kalan siz olmuşsunuz."
"İyi ya, boş değildi kucağım."
"Ama yandınız, kül oldunuz."
"Ama vardım, kül bunun kanıtı."

“İnsan ya kendi kendine konuşur, ya kendi kendine yazar. Kendi kendine konuşmayı makbul saymazlar.”
 
Kırmızı Saçlı Kadın/Orhan Pamuk

Babası tarafından terkedilen Cem ‘in bir kuyu ustası yanında işe başlaması ve ustasında babasından birşeyler bulmaya çalışması ile başlıyor hikaye .
Kitapta Oedipus ve Firdevsi’nin Şehrazat ı konu ediliyor.
Bu iki eserin ortak noktası baba oğul ilişkisi .Oedipus bilmeden babasını öldürürken,Şehrazat ta bilmeden babası tarafından öldürülüyor.
Cem bu iki efsaneyede hayatı boyunca ilgi duyuyor ve nitekim bu merakta boşuna değilmiş diyoruz kitabın sonunda.

Beğendim ,yine güzel ,akıcı ,merak uyandıran kurgusu sağlam bir kitaptı👍
 
Çocukluğun Soğuk Geceleri - Tezer Özlü

Tezer Özlü'den okuduğum ilk kitap oldu 'Çocukluğun Soğuk Geceleri'. Beni çocukluğuma götürdü yazar, o yıllarda yaşadıklarımız, çocukluktan yasaklanan duygularımız, yersiz, gereksiz beynimize nakşedilen korkularımız, çok acayip hissettirdi. Sanki Tezer Özlü kalbimden, aklımdan alıp kağıda dökmüş duygularımı..
Hepimizin kendinden bir parça bulacağı bir eser.
 
Uğultulu Tepeler - Emily Brontë

Kitaptaki olayları hala sindiremediğimi söylesem abartmış olur muyum bilmiyorum, ilk sayfalarında dışlandığı için, sevgisizliğe mahkum edildiği için çok üzüldüğüm bir insandan, sonradan nefret ettiren bir kitap.
Karakterlerin hiçbirini sevemedim, hepsinde bir sıkıntı, bir bozukluk vardı, ama kitap karakterlerden nefret etseniz bile güzel olmaktan çıkmıyor. Yani benim bugüne kadar okuduğum kitaplara benzemeyen bir kitaptı.
Genelde kitaplarda bir karakteri seversiniz onu düşünür, okurken onun mutlu olduğunu görmek ister, ona ne olacağını merak edersiniz. Uğultulu Tepelerde böyle bir şey hissetmedim, sadece merak ettim, ne olacak bu ölümcül aşkın sonu, ölümle bile bitmeyen, tükenmeyen bu aşk, bu intikam duygusu Heathcliff'i ne kadar çirkinleştirecek, ne kadar ileri gidecek diye.

Heathcliff'in kalpsizliği beni her geçen satırda daha çok hayrete düşürüyordu, bu kadar kalpsiz olan bir adamın aşkına aşk demek aşka haksızlık olur herhalde. Sevgi böyle bir şey mi, sanmıyorum. Aşkı, sevgiyi kalbinde bu denli hisseden bir adamın bu kadar kötü olması beni çok şaşırttı gerçekten.

Çocukluğunda sevgi görmeyen, her türlü güzellikten mahrum kalan, sürekli dışlanan bir çocuğun, bazen ne kadar kötü olabileceğini anlayamabiliriz, evet bunların muhakkak çok kötü bir etkisi var, ancak bu derece
kötü olmayı yalnızca çocukluğa bağlamalı mıyız, bilemiyorum.

Kitabın sonu beni daha çok etkiledi, ömrünün sonuna kadar intikam duygusuyla yaşayan, her zaman kötülük, çirkinlik, korku ile anılan bir adamın sonu ürperticiydi bence.
Kitap hakkında daha ne söylesem bilmiyorum ama, kesinlikle okunması gereken bir eser olduğunu düşünüyorum.
 
Muhtelif Evhamlar Kitabı
Bir öykü kitabı. Sakince bir dostla sohbet eder gibi anlatımı var. Bazı öyküler birbiriyle bağlantılı bazıları apayrı ama ilginç bir şekilde hepsi birbirleriyle alakalı. Tavsiye edeceğim bir kitap. Pişman olmazsınız.
Not:Bazı kısımlarda anlatımlarda biraz argo sözcükler var.
 
Küçük Kadınlar/Louısa May Alcott

Kitap ,babaları savaşta asker iken dört kız kardeşin ve annelerinin verdikleri hayat mücadelesini,aile olmanın gücünü,yaşadıkları her olaydan çıkardıkları dersleri ve birbirleri ile olan bağlarını anlatıyor.
Dört kız kardeş hepsi de ayrı ayrı çok güzel karakterlerdi.Ben en çok Jo yu sevdim galiba Beth de olabilir ama🤔🤭
Çok hoş,okurken insanın ruhunu dinlendiren bir kitap, çok çok tavsiye ediyorum 🤗
 
Kırmızı saçlı kadın - Orhan Pamuk

İlk başlarda kitabın ismiyle kitabın ne alakası var diye düşündüm, ortalarına gelince bile kendi kendime ne alaka dediğimi hatırlıyorum. Ama sonlarında kitaba bundan başka bir ismin yakışmayacağını düşündüm. Gerçek bir hikaye gibi geldi bana, Yunanların Oidipus'u ve İranlıların Rüstem ve Sührab'ıyla ilişkilendirilmiş roman, bana biraz Kayıp tanrılar ülkesini anımsattı.

Bu tür romanlar ilgimi çekiyor genelde, Orhan Pamuk' tan okuduğum ilk eser, ben yazarın kalemini çok sevdim, diğer kitaplarına göre daha az beğenilmiş Kırmızı Saçlı Kadın, o yüzden diğer kitaplarını bir an önce okumak istiyorum. Kitabı çoookk sevdiğimi söyleyemem, ama kötü olduğunu da düşünmüyorum açıkçası.
 
Geniş Zamanlar/Ayşe Kulin
Ayşe Kulin in okuduğum ilk öykü kitabı ,romanlarına nazaran yazı dili farklı idi .
Kitap 6 kısa öyküden oluşuyor.İlk üçü birbirine bağlantılı.
Her öyküde birbirinden farklı kimi zengin ,kimi yoksul ,kimi güçlü, kimi güçsüz kadınların çektiği sıkıntıları ele almış .
Bir solukta biten bir kitap olmuş yine beğendim👍
 
Victor Hugo - Sefiller 1. cilt

Roman, Hırsızlık ile suçlanan Jean Valjean'ı,
sokak çocuğu Gavroche'u, kötülüğün vücut bulmuş örneği Thénardier'leri, düzen ve disiplinin hasta ruhlu koruyucusu yalnız adam Javert'i, dinsel bir çilenin simgesi , sokak kadını Fantine'i ve onun kızı Cosette'i , dedesi tarafından hor görülmüş , kimi kimsesi olmayan Marius'u dramatik bir gerçeklik içinde anlatmaktadır.

Kitaba ilk başlarda okurken sıkılmaya başlamıştım. Bazı olayları tam kavrayamamıştım . Ama okudukça bu yazdığım karakterlerin yaşadıkları beni heyecanlandırdı ve meraklandırdı. Ve bir zevkle 1. cildi okumayı bitirdim.

Victor Hugo - Sefiller - 2. cilt

Bu ciltte de avukat Marius'u devam ettiriyor. Cosette 'i , Jean Valjean'ı , Marius'u dedesini Thénardier'i , polis Javert'i bir araya getirip dramatik bir şekilde okuyucuya aktarıyor.

Ne anlatığını anlatmak istemiyorum. Çünkü spoilere girer. Ben merakla okuduğum bir kitap oldu.
😊 C Calcifer
 
KÖRLÜK - JOSE SARAMAGO

başlarında sıkılarak okuduğum ortasında heyecan veren bi kitaptı . Genel olarak sevdim. Anlatımı iyiydi, yaşanan olayları film izler gibi okudum
ani gelen sebepsiz körlük salgınını , insanların bu salgınla nasıl başa çıkmaya çalıştığını anlatmış yazarımız.
tavsiye edebileceğim bi kitap.
 
Zeytindağı - Falih Rıfkı Atay

Kitap, Falih Rıfkı Atay'in 1915-1918 yılları arasındaki hatıralarını anlatıyor. Yazarın Cemal Paşa'nın yanında yaptığı seyahatler, savaş döneminde Suriye, Mısır, Filistin hattında yaşananlar; İngiliz, Fransız ve Rusların oyunları, gizli emelleri anlatılıyor. O bölgeye akıtılan paralar, altınlar, çöl ikliminde heba olan askerimiz ve bozgunlar... Falih Rıfkı Atay da o kadar uğraşınin o bölgeye verileceğine Anadolu'ya yatırım yapılmasının daha doğru olduğunu ifade ediyor.
Arapları zaten sevmezdim. Bu kitaptan sonra sevmekte ne kadar haklı olduğumu bir kez daha anlamış oldum. Peygamber ırkından olmalarina rağmen bu kadar pis, cahil ve her şeyi kendi çıkarlarına uyduran bir millet olmaları çok kötü
 
X