Howl'un Kitap Kulübü 🏰

Durum
Mesaj gönderimine kapalı.

Preikestolen

Eki Görüntüle 3027876

Lofoten Adaları

Eki Görüntüle 3027877


Geiranger

Eki Görüntüle 3027879

Bryggen Evleri

Eki Görüntüle 3027880

Norveç Fiyortları

Eki Görüntüle 3027881

Flam Köyü

Eki Görüntüle 3027882

Nobel Barış Merkezi

Eki Görüntüle 3027883

Lyse Fijord

Eki Görüntüle 3027884

Oslo Opera Binası

Eki Görüntüle 3027885


Norveç​

İskandinav Yarımadası’nın batısında bulunan Kuzey Avrupa ülkesi Norveç, Finlandiya, İsveç ve Rusya’ya komşuluğuyla biliniyor. Atlas Okyanusu’nun Norveç Denizi’ne de kıyısı bulunduğundan ülke jeopolitik olarak önemli bir konumda yer alıyor. Başkenti Oslo olan ülkenin resmi dilleri; Norveçce, Lule Sami, Kuzey Lapça, Güney Lapça, Kvence ve Çingenece şeklinde uzun bir listeyle sıralanıyor. Ülkede yapılan güncel sayımlara göre nüfusun tahmini olarak 5.328.212 olduğu söylenebilir. Bağımsızlığına 7 Haziran 1905 günü kavuşan Norveç halkı, bu süreye kadar birçok devletin yönetimine dâhil olmuş.
Ülkenin başkenti Oslo, bir liman kenti olduğundan gezilecek ve görülecek çok sayıda alan mevcut olduğu gibi her dönem yoğun ziyaretçi akınına da uğruyor demek yanlış olmaz. İskandinav ülkeleri ile özdeşleşen opera binaları elbette burada da mevcut durumda. Muhteşem manzarası ve insana huzur ve yapısıyla Opera House yani Modern Opera Binası bunlara verilebilecek en net örnek aslında. Norveç’e gidip de en az bir opera programına katılmamak geziyi hiç yapmamış hissi verebilir. Bu yüzden giriş biletinizi alarak size en uygun tarihli organizasyona katılmalısınız.
Bir diğer durağınız ise kesinlikle Karl Johans Caddesi olmalı, boylu boyunca uzun caddenin sonu sizi Kraliyet Sarayı’na götürecek. Ulusal Tiyatro, Parlamento Binası ve Ulusal Galeri de yine bu caddede bulunuyor. Zaten ülke genel olarak sanata ve sanatçıya dair birçok izleri taşıdığından elinizi nereye atsanız karşınıza bu tip aktiviteleri gerçekleştirebileceğiniz bir alan çıkıyor. Kraliyet Sarayı da tarihin izlerini taşıyan muazzam bir mimariye sahip, öyle ki III. Charles döneminde yapımına başlanmış ancak 1849 yılında yani kralın ölümünden sonra tamamlanmış.
Oslo’nun yanı sıra Bergen kenti de yoğun turist alan bölgeler arasında bulunuyor. Öyle ki ziyaretçilerin birçoğu en eski liman kenti olarak bilinen şehirde Bergen Firoytları’nı görmeden dönmek istemiyor. Trondheim’de bulunan şirin binalar da dikkatinizden kaçmayacak ve şahane kareler yaratma olanağı sağlayacak türden. Bunlardan en görkemlisi ise şüphesiz ki Nidaros Katedrali olarak biliniyor. 1814 yılından bu yana koruma altında olan bu bölgeye yerli yabancı birden fazla turist giriş yapıyor. Norveç’te gezmek oldukça kolay ve rahat çünkü size bu konuda; metro, otobüs, tramvay ve trenler eşlik ediyor.
Norveç’e gelen turistlerin yoğun ilgi gösterdiği Kuzey Işıklarının altında birçok etkinlik ve faaliyet yapılıyor. Sırf bu yüzden hangi mevsim olursa olsun ülkeye yoğun bir akın gözlemlenmiş durumda ancak, kış aylarının oldukça sert geçtiğini ve geziniz için uygun zaman aralığının yaz ayları olduğu belirtiliyor. Türkiye’den Norveç’e İstanbul üzerinden herhangi bir havayolu şirketiyle Oslo’ya 3 saat 55 dakika gibi kısa bir sürede giriş yapabilirsiniz.

Bordo pasaport sahiplerinden vize istenirken, Diplomatik, Gri Hizmet ve Hususi Yeşil pasaportu olan ziyaretçilerden 180 gün içerisinde 90 günü aşmamak şartıyla vize aranmıyor.

Günaydınlar, Hayırlı Kandiller herkese ❤️



@Tosun Pasa
@kk birinci noteri
Life light Life light
Eleadora Eleadora
@Levaiz
@Mehfam
C Capanin Gururu Teyom
UcanSupurge UcanSupurge
@Bonus
@WOMAN
Kukrim Kukrim
@JES
@Ysf42
@Nosking
@Otrera
Oriana Oriana
@Natsume
@dgdln
@Limonsuzzcay
@-nemesis-
@dayler dayler
@Keira-
@elektra
@astrojurnal
@firdefs
@mimesis
@ummhnisa
@sudem34
@Nikinik
@_BuRc_
@Amanita
@Arrietty_
Aspasiaa Aspasiaa
@Balkiz94
Black Light Black Light
@Mrsay
@LADY VEGA
@ASSOSyal
@Buralardutluuugdu
HAbibte HAbibte
@fesang
@Cordelia
@Less-is-More
@Aylakkadin
@ssevilll
@Brahma90
@Cledyana
@Boncoboorkodos
@Kurk Mantosuz Madonna
@cotard sendromu
@AnnE Shirley
@Emine1990
Günaydın herkesin kandili mübarek olsun 💜🥰
 
Sefiller 2. Cilt / 350
Burda işler karışıyor Dallas’a dönecek sanki ortalık dur bakalım hayırlısı 👋🏻
Yaa asıl aksiyon 2.ciltte demek heyecanlandırıyorsun bizi ,keşke o 350 sayfayi ben okumus olsaydım 😅
Yav bu sefiller napti bize 🙄 kitap guzel yer yer konunun uzadigi kisimlar olsa da aalinda akici ama cok kalin olduguicin mi boyle olduk. Dun ilk defa kitap okumadan bir gün gecirdim 😬🙈
Sana soyleyemedigim her sey akici canim muhtemel 2 gunde bitirirsin
Dedigin gibi o uzayan kısımların dışında akıcı ve güzel. Ama 1700 sayfa olunca ucunu göremediğimiz tünelde gibi hissediyoruz sanırım. Neyse ki % 50sini okudum şükür 😅
Sefiller ile alakalı değil aslında benimki. Mart ayında daha hiç okumadım. 15 gündür okumayınca Sefiller yordu beni. Şu kitabı bitireyim bir de öyle bakacağım
Aslında sen Sefillere başlayınca acaba başka bir kitapla mi açılış yapsan diyecektim ama , kendin daha iyi bilirsin diye birşey demedim. Şimdi elindeki kitapla eski tampona dönersin ınsallah
 
Iste o kısımlar olmasaydı bize ne guzel bi iyilikte bulunmus olacaktı 🤭Evet bir haftada iyi okudum, bir kaç gün gece yarılarına kadar okuyup sabah zombi gibi oldum 😅
Anna' da Tolstoyun Levin karakteri üzerinden kendisini yansıttığını düşündüğüm gibi Sefillerde de Hugonun yaşamını bildiğim kadarıyla Jean Veljean karakterinde kendisini yansıttığını düşündüm. Sen yada kitapta ilerleyen arkadaşlar ne düşündünüz acaba ?

Bu arada içerikle ilgili olmadığı için bahsedıyorum umarım rahatsızlık vermıyordur.
Victor Hügo'nun bu anlatım tarzını seviyorum ben. Dolaylı yoldan anlatıyor. Sonra uzaktan da olsa asıl olaya bağlıyor. Bahsettiğin içerikle alakalı değil canım. Seninle aynı fikirdeyim. Notre Dame'dan da yola çıkarak erdemli bir yazar olarak görüyorum onu. Hayatında da tek eşli yaşamış. Birçok çocuğu kendi hayattayken ölmüş. Derin acılar yaşamış.
 
Iste o kısımlar olmasaydı bize ne guzel bi iyilikte bulunmus olacaktı 🤭Evet bir haftada iyi okudum, bir kaç gün gece yarılarına kadar okuyup sabah zombi gibi oldum 😅
Anna' da Tolstoyun Levin karakteri üzerinden kendisini yansıttığını düşündüğüm gibi Sefillerde de Hugonun yaşamını bildiğim kadarıyla Jean Veljean karakterinde kendisini yansıttığını düşündüm. Sen yada kitapta ilerleyen arkadaşlar ne düşündünüz acaba ?

Bu arada içerikle ilgili olmadığı için bahsedıyorum umarım rahatsızlık vermıyordur.
Jean de kendini mi anlattı bilmiyorum ama kitapta kendi siyasi görüşlerini gizleyemediği çok açık ki bunu Noter Dame da da çok yapmıştı. Bir de aşırı memleket sevgisini de gizleyemiyor, he beni Tolstoy un Levin i anlattığı kadar sıkmadı o da ayrı.
 
Victor Hügo'nun bu anlatım tarzını seviyorum ben. Dolaylı yoldan anlatıyor. Sonra uzaktan da olsa asıl olaya bağlıyor. Bahsettiğin içerikle alakalı değil canım. Seninle aynı fikirdeyim. Notre Dame'dan da yola çıkarak erdemli bir yazar olarak görüyorum onu. Hayatında da tek eşli yaşamış. Birçok çocuğu kendi hayattayken ölmüş. Derin acılar yaşamış.
Kesinlikle öyle, erdemli olmasa zaten bu kadar kült bir eser ortaya çıkaramazdı. Bir çok farklı alanı bir arada harmanlayarak güzel bir armoni oluşturmuş 💕
Jean de kendini mi anlattı bilmiyorum ama kitapta kendi siyasi görüşlerini gizleyemediği çok açık ki bunu Noter Dame da da çok yapmıştı. Bir de aşırı memleket sevgisini de gizleyemiyor, he beni Tolstoy un Levin i anlattığı kadar sıkmadı o da ayrı.
Teyo duymasın da Levin gibi sıkmıyor zaten🤭 Çünkü Jean tam Monte Kristo Kontu tarzı bir adam💜
 
Durum
Mesaj gönderimine kapalı.
X