Follow along with the video below to see how to install our site as a web app on your home screen.
Not: This feature may not be available in some browsers.
Hamdolsun canım iyiyim
Şimdiden kutlu olsun o haldeMart'ta hep bir şeyler olmuş, benim de doğum günüm 3 mart
GunaydiiiinThe Bock and the City Casement
Eki Görüntüle 3016018
Corniche Duvarları
Eki Görüntüle 3016019
Echternach ve Benedictine Manastırı
Eki Görüntüle 3016020
Esch-sur-Sure
Eki Görüntüle 3016021
Berdorf
Eki Görüntüle 3016022
Lüksemburg
Batı Avrupa’nın küçük ülkelerinden biri olan ve denize kıyısı bulunmayan Lüksemburg’un toprakları Fransa, Almanya ve Belçika ile çevreli durumda. Başkenti de oldukça ilginç bir şekilde ülkenin adını taşıyan Lüksemburg’un resmi dilleri ise Lüksemburgca, Almanca ve Fransızca olmasıyla dikkat çekiyor. Küçük bir ülke olmasının yanı sıra nüfus yoğunluğunun da bu veriye göre şekillendiğini söyleyebiliriz. 2018 yılında gerçekleşen son sayımlara göre 602.010 civarında seyreden nüfus oranı her yıl artış göstermeye devam ediyor. Bağımsızlık mücadelesini 1827 yılında kazanan ülke bu tarihten itibaren Fransa sömürgesinden kurtulmuş ve kendi anayasasını kullanmaya başlamış.
Lüksemburg tarih boyunca birçok hanedanlık ve ülke gördüğünden gezilecek yerleri de o oranda zaman içerisinde artış göstermiş durumda. Petrus Nehri üzerinde bulunan ve 1900-1903 yılları arasında inşası tamamlanan Adolphe Köprüsü, tren garı ile şehri birbirine bağladığından bölgeye ulaşım da aynı oranda kolayca sağlanıyor… Bock Casemates, ülkenin en çok turist ağırlayan bölgelerinden biri halini almış durumda; bunun esas sebebinin de yapıdaki birçok yeraltı tüneli ve mağaranın bulunması şeklinde yorumlanıyor. UNESCO Dünya Mirasları Listesi’ne adını yazdırmış olan Bock Tahkimatı 23 kilometre uzunluğa sahip.
Ülkede yer alan Büyük Dük Sarayı da 1572-1795 gibi uzun soluklu bir yapım aşamasını geride bırakıp 1817 yılında ilk ziyaretçilerini ağırlayan bir yapı. Lüksemburg Hükümeti’nin de hizmetinde olan bu sarayı ilk olarak Prens Henry kullanmış. Ülkenin müzeler bakımından oldukça zengin olduğunu ve gezi planınızı bunu göz önünde bulundurarak şekillendirmenizi öneririz. Avrupa Müzesi, Banka Müzesi, Ulusal Tarih ve Sanat Müzesi ve Grandük Jean Modern Sanatlar Müzesi de bunlara verilebilecek en somut ve başarılı örnekler olarak biliniyor. Vianden Kalesi ile Orta Çağ Kasabası olarak bilinen Lüksemburg’un Vianden’i kuş bakışı görebilir anı ölümsüzleştirerek harika kareler yakalayabilirsiniz.
Schengen Kalesi, hem mimari yapısı hem de geçmiş dönemdeki ilginç bir anısıyla meşhur. Fransız yazar Victor Hugo’nun da bir dönem bu kalede kaldığı rivayetler arasında yer alıyor. Lüksemburg’u ziyaret etmek isteyenler için en uygun zaman diliminin yaz aylarıdır ancak ülkenin genel olarak sıcak ve ılıman bir iklime sahip olduğunun altını özellikle çizmemiz gerekiyor. Yağışlar sizi rahatsız etmeyecekse tercihinizi sonbahar veya kış aylarından yana da kullanabilirsiniz. Lüksemburg geziniz sırasında birçok bölgeyi yürüyerek dahi gezebilirsiniz, nasıl mı?
Oldukça küçük bir şehir olduğundan hem spor hem gezi gibi bakılarak planlar yürüyerek yapılabilir yahut tren ya da otobüs tercih edilebilir ancak dikkat hafta sonu sefer sayıları oldukça seyrek şekilde işler. Türkiye’den Lüksemburg’a uçak ile 3 saat 20 dakika gibi kısa bir sürede gidebilirsiniz.
Bordo pasaport sahipleri için vize şartı aranırken, diplomatik, gri ve yeşil pasaport sahiplerinden 180 gün içerisinde 90 günü aşmadığınız müddetçe vize istenmiyor.
Yeni aydan herkese günaydınlar
@Tosun Pasa
@kk birinci noteri
@Life light
Eleadora
@Levaiz
Mehfam
C Capanin Gururu Teyom
@UcanSupurge
@Bonus
WOMAN
@Kukrim
@Ysf42
@Nosking
@Natsume
@Limonsuzzcay
@-nemesis-
@Keira-
@elektra
@astrojurnal
@firdefs
@mimesis
@ummhnisa
@sudem34
@Nikinik
@_BuRc_
@Amanita
@Arrietty_
Aspasiaa
@Black Light
Mrsay
@Buralardutluuugdu
HAbibte
@fesang
@Cordelia
@Less-is-More
@Kurk Mantosuz Madonna
@LADY VEGA
@cotard sendromu
Geçmiş olsun canım
Çok geçmiş olsun canım ya
Geçmiş olsun.
yaa Allah şifa versin inşallah
Çok geçmiş olsun canım
Çok geçmiş olsun neyin vardı?
Günaydın
Hastalara şifa diliyorum
Keşke kendini bu kadar yormasaydın dikkat et kendine canım, inşallah bir an önce toparlanırsın
Aspasiaa geçmiş olsun
Aspasiaa geçmiş olsun canım
Çok teşekkür ederim arkadaşlar Bugün daha iyiyim çok şükür. Aslında hastalıktan şikayet eder gibi yazmak istemiyordum ama ağrılardan nasıl bunaldıysam artık Eleadora sorunca eski bir dostu bulmuşda içimi dökmek ister gibi dökülüverdim
GünaydınThe Bock and the City Casement
Eki Görüntüle 3016018
Corniche Duvarları
Eki Görüntüle 3016019
Echternach ve Benedictine Manastırı
Eki Görüntüle 3016020
Esch-sur-Sure
Eki Görüntüle 3016021
Berdorf
Eki Görüntüle 3016022
Lüksemburg
Batı Avrupa’nın küçük ülkelerinden biri olan ve denize kıyısı bulunmayan Lüksemburg’un toprakları Fransa, Almanya ve Belçika ile çevreli durumda. Başkenti de oldukça ilginç bir şekilde ülkenin adını taşıyan Lüksemburg’un resmi dilleri ise Lüksemburgca, Almanca ve Fransızca olmasıyla dikkat çekiyor. Küçük bir ülke olmasının yanı sıra nüfus yoğunluğunun da bu veriye göre şekillendiğini söyleyebiliriz. 2018 yılında gerçekleşen son sayımlara göre 602.010 civarında seyreden nüfus oranı her yıl artış göstermeye devam ediyor. Bağımsızlık mücadelesini 1827 yılında kazanan ülke bu tarihten itibaren Fransa sömürgesinden kurtulmuş ve kendi anayasasını kullanmaya başlamış.
Lüksemburg tarih boyunca birçok hanedanlık ve ülke gördüğünden gezilecek yerleri de o oranda zaman içerisinde artış göstermiş durumda. Petrus Nehri üzerinde bulunan ve 1900-1903 yılları arasında inşası tamamlanan Adolphe Köprüsü, tren garı ile şehri birbirine bağladığından bölgeye ulaşım da aynı oranda kolayca sağlanıyor… Bock Casemates, ülkenin en çok turist ağırlayan bölgelerinden biri halini almış durumda; bunun esas sebebinin de yapıdaki birçok yeraltı tüneli ve mağaranın bulunması şeklinde yorumlanıyor. UNESCO Dünya Mirasları Listesi’ne adını yazdırmış olan Bock Tahkimatı 23 kilometre uzunluğa sahip.
Ülkede yer alan Büyük Dük Sarayı da 1572-1795 gibi uzun soluklu bir yapım aşamasını geride bırakıp 1817 yılında ilk ziyaretçilerini ağırlayan bir yapı. Lüksemburg Hükümeti’nin de hizmetinde olan bu sarayı ilk olarak Prens Henry kullanmış. Ülkenin müzeler bakımından oldukça zengin olduğunu ve gezi planınızı bunu göz önünde bulundurarak şekillendirmenizi öneririz. Avrupa Müzesi, Banka Müzesi, Ulusal Tarih ve Sanat Müzesi ve Grandük Jean Modern Sanatlar Müzesi de bunlara verilebilecek en somut ve başarılı örnekler olarak biliniyor. Vianden Kalesi ile Orta Çağ Kasabası olarak bilinen Lüksemburg’un Vianden’i kuş bakışı görebilir anı ölümsüzleştirerek harika kareler yakalayabilirsiniz.
Schengen Kalesi, hem mimari yapısı hem de geçmiş dönemdeki ilginç bir anısıyla meşhur. Fransız yazar Victor Hugo’nun da bir dönem bu kalede kaldığı rivayetler arasında yer alıyor. Lüksemburg’u ziyaret etmek isteyenler için en uygun zaman diliminin yaz aylarıdır ancak ülkenin genel olarak sıcak ve ılıman bir iklime sahip olduğunun altını özellikle çizmemiz gerekiyor. Yağışlar sizi rahatsız etmeyecekse tercihinizi sonbahar veya kış aylarından yana da kullanabilirsiniz. Lüksemburg geziniz sırasında birçok bölgeyi yürüyerek dahi gezebilirsiniz, nasıl mı?
Oldukça küçük bir şehir olduğundan hem spor hem gezi gibi bakılarak planlar yürüyerek yapılabilir yahut tren ya da otobüs tercih edilebilir ancak dikkat hafta sonu sefer sayıları oldukça seyrek şekilde işler. Türkiye’den Lüksemburg’a uçak ile 3 saat 20 dakika gibi kısa bir sürede gidebilirsiniz.
Bordo pasaport sahipleri için vize şartı aranırken, diplomatik, gri ve yeşil pasaport sahiplerinden 180 gün içerisinde 90 günü aşmadığınız müddetçe vize istenmiyor.
Yeni aydan herkese günaydınlar
@Tosun Pasa
@kk birinci noteri
@Life light
Eleadora
@Levaiz
Mehfam
C Capanin Gururu Teyom
@UcanSupurge
@Bonus
WOMAN
@Kukrim
@Ysf42
@Nosking
@Natsume
@Limonsuzzcay
@-nemesis-
@Keira-
@elektra
@astrojurnal
@firdefs
@mimesis
@ummhnisa
@sudem34
@Nikinik
@_BuRc_
@Amanita
@Arrietty_
Aspasiaa
@Black Light
Mrsay
@Buralardutluuugdu
HAbibte
@fesang
@Cordelia
@Less-is-More
@Kurk Mantosuz Madonna
@LADY VEGA
@cotard sendromu
Günlerdir çok hastayım Yarına daha iyi olarak uyanırım ınslalah. Sen nasılsın
Geçmiş olsunAh geçmiş olsun neyin var?
Bende biraz kırgınım ama iyiyim çok şükür.
yokluğun ve durgunluğun fark ediliyordu zaten canım.Günaydın, hepimiz için sağlıklı ve huzurlu bir ay olur inşallah
Çok teşekkür ederim arkadaşlar Bugün daha iyiyim çok şükür. Aslında hastalıktan şikayet eder gibi yazmak istemiyordum ama ağrılardan nasıl bunaldıysam artık Eleadora sorunca eski bir dostu bulmuşda içimi dökmek ister gibi dökülüverdim
Demek ki hepimiz için geçerli bu djdkdkdkdk tanışma yıldönümümüz ve 3 doğum günü var ben de skslslslslsşMart'ta hep bir şeyler olmuş, benim de doğum günüm 3 mart
Teşekkür ederimGeçmiş olsun
Sağol teyocan ,muhabbetimiz karşılıklı anlaşılanyokluğun ve durgunluğun fark ediliyordu zaten canım.
Evet maalesef öyle okumuştum sansürsüz hallerini. Küçük prens kitabı iki tane var bende ama ikisindede yok o bolum zaten kısacık birşey ben netten okumuştum . K.kardeşlerde yarim bıraktığım bir kitaptı elimdeki kitapta geçiyormu bilmiyorum ama sanırım kaldırılmış o bölümde.onu yine netten okumuştum hakaretvariydiKızlar bugün iş arkadaşımla konuşurken klasik kitaplarda örneğin (Karamazov kardeşler, ya da Küçük Prens) çevirilerde Türklerle ilgili olumsuz kısımların sansürlendiğini söyledi. Siz rastladınız mı böyle bir şeye.
kaldırmaları beni rahatsız etmedi aslında, ancak bakış açılarını da merak etmiyorum değilTeşekkür ederim
Sağol teyocan ,muhabbetimiz karşılıklı anlaşılan
Evet maalesef öyle okumuştum sansürsüz hallerini. Küçük prens kitabı iki tane var bende ama ikisindede yok o bolum zaten kısacık birşey ben netten okumuştum . K.kardeşlerde yarim bıraktığım bir kitaptı elimdeki kitapta geçiyormu bilmiyorum ama sanırım kaldırılmış o bölümde.onu yine netten okumuştum hakaretvariydi
Yayinevine göre değişiyor çeviri yapanlar kendilerce düzeltmeler yapıyorlar mesela Karamazov kardeşlerde baya uzun bir paragrafta türkler için şöyle zulmettiler böyle zulmettiler diye yazılmış ama kimi çeviride türkler kısmı kaldırılmış insanlar diye ya da iste bazı yöneticiler diye yazılmıştı. Ben Ekşi sözlükten okumuştum ingilzce çevirilerde genelde sansür olmuyor ordan bakabilirsinkaldırmaları beni rahatsız etmedi aslında, ancak bakış açılarını da merak etmiyorum değil
İngilizcelerine bakacağımYayinevine göre değişiyor çeviri yapanlar kendilerce düzeltmeler yapıyorlar mesela Karamazov kardeşlerde baya uzun bir paragrafta türklere için şöyle zulmettiler böyle zulmettiler diye yazılmış ama kimi çeviride türkler kısmı kaldırılmış insanlar diye ya da iste bazı yöneticiler diye yazılmıştı. Ben Ekşi sözlükten okumuştum ingilzce çevirilerde genelde sansür olmuyor ordan bakabilirsin
Ben denk geldim ama sanki kaldırılma değil de yumuşatılmış gibi. Genelde dünya klasiklerinde Türklerle ilgili bir ki cümle geçiyor kitaplarda. ama olumlu yönde değilKızlar bugün iş arkadaşımla konuşurken klasik kitaplarda örneğin (Karamazov kardeşler, ya da Küçük Prens) çevirilerde Türklerle ilgili olumsuz kısımların sansürlendiğini söyledi. Siz rastladınız mı böyle bir şeye.
he ya hep kötü biliyorlar biziBen denk geldim ama sanki kaldırılma değil de yumuşatılmış gibi. Genelde dünya klasiklerinde Türklerle ilgili bir ki cümle geçiyor kitaplarda. ama olumlu yönde değil
Evet tam olarak öyle kaldırılma değil yumuşatma.işte türkler demek yerine insalar ya da bazı yöneticiler demiş mesela can yayınları. Yalniz Monte Kristoda A.Dumas hep övgüler düzmüştü hatırlarsanız, daha iyi olduğum bir gün bu konudaki alıntıları yazarımBen denk geldim ama sanki kaldırılma değil de yumuşatılmış gibi. Genelde dünya klasiklerinde Türklerle ilgili bir ki cümle geçiyor kitaplarda. ama olumlu yönde değil
Karamazov Kardeşleri duymadım ama Küçük Prens'i biliyorumKızlar bugün iş arkadaşımla konuşurken klasik kitaplarda örneğin (Karamazov kardeşler, ya da Küçük Prens) çevirilerde Türklerle ilgili olumsuz kısımların sansürlendiğini söyledi. Siz rastladınız mı böyle bir şeye.
Ay'a Yolculuk'ta bağış yapanlar arasında Osmanlı'yi çok cömert olarak gösteriyor ve övüyor ama çeviri mı öyle orijinali mı bilmiyorum. Fransa'yi da kötülüyorBen denk geldim ama sanki kaldırılma değil de yumuşatılmış gibi. Genelde dünya klasiklerinde Türklerle ilgili bir ki cümle geçiyor kitaplarda. ama olumlu yönde değil