- 1 Şubat 2011
- 6.684
- 159
Dünyada 6 Mayıs bereket bolluk sağlık talih kısmet şifa uğur ve mutluluk gibi sayısız dileklerın kabul edildiği gün olarak kabul edildiği gündür.
Hızır ve İlyas peygamberler her yıl 5 Mayısı 6 Mayısa bağlayan gece buluşup doğaya can vermek üzere sözleşmişler. Onlar tüm gece boyunca gezerler.
Gül ağaçlarına asılan veya suya bırakılan dilekleri toplarlar. Eğer sizinde dilekleriniz bulunursa bugün yerine gelir.Bakalım kimin ne dilekleri var kimin dilekleri kabul olacak.
Hızır ve Hıdırellezin kökeni hakkında çeşitli fikirler ortaya atılmıştır. Bunlardan bazıları Hıdırellezin Mezopotamya ile Anadolu kültürlerine ait olduğu; bazıları ise İslamiyet öncesi Orta Asya Türk kültür ve inançlarına ait olduğu yolundadır. Hıdırellez Bayramını ve Hızır düşünüşünü tek bir kültüre mal etmek olanaksızdır. İlk çağlardan itibaren Mezopotamya, Anadolu, İran, Balkanlar ve hatta bütün Doğu Akdeniz ülkelerinde bahar ya da yazın gelişiyle belli başlı doğasal döngüler için sevinç duyulduğu görülmektedir.
HIZIR;
Hızır ve Hıdırellezin kökeni hakkında çeşitli fikirler ortaya atılmıştır. Bunlardan bazıları Hıdırellezin Mezopotamya ile Anadolu kültürlerine ait olduğu; bazıları ise İslamiyet öncesi Orta Asya Türk kültür ve inançlarına ait olduğu yolundadır. Hıdırellez Bayramını ve Hızır düşünüşünü tek bir kültüre mal etmek olanaksızdır. İlk çağlardan itibaren Mezopotamya, Anadolu, İran, Balkanlar ve hatta bütün Doğu Akdeniz ülkelerinde bahar ya da yazın gelişiyle belli başlı doğasal döngüler için sevinç duyulduğu görülmektedir.
Hızır; yaşam suyu (ab-ı hayat) içerek ölümsüzlüğe ulaşmış; özellikle de baharda aramızda dolanarak, bolluk ve sağlık dağıtır. [4] Hızır bir kişiye verilen addan çok aslında bir doğasal durumu, baharla vücut bulan yaşamın tazelenmesini imgeler. Türkiye'de Hızıra atfedilen özelliklerin bazıları:[5]
Kalbi temiz, Allah'a inanan insanlara yardım eder.
Uğradığı yerlere bolluk, bereket, zenginlik sunar.
Dertlilere derman, hastalara şifa verir.
Bitkilerin yeşermesini, hayvanların üremesini, insanların kuvvetlenmesini sağlar.
İnsanların şanslarının açılmasına yardım eder.
Uğur ve kısmet sembolüdür.
Mucize ve keramet sahibidir.
Türkiye'de Hıdrellez Bayramı 6 Mayıs (5 Mayıs Gecesi) tarihinde kutlanır.
HIZIR VE KUR'AN;
Bakınız: Kur'an (Kehf Suresi: 60-82)
Kur'an'da Kehf suresi'nde Musa ve bir gencin kıssası anlatılmaktadır. [6] Kehf Suresi'de dahil olmak üzere hiçbir yerde Hızır ismi geçmemektedir ancak çeşitli hadislerde bu şekilde anılmaktadır. [7] [8] Olayın yaşandığı yer için "iki denizin birleştiği yer" denilmektedir. Uzun bir yolculuk yapan Musa ile yanındaki gencin beraberlerinde, yemek için getirdikleri balığın kaçması ile başlayan olay sonrasında, 65. ayette Derken kullarımızdan bir kul buldular ki, biz ona katımızdan bir rahmet vermiş, kendisine tarafımızdan bir ilim öğretmiştik. denilerek Hızır olarak atfedilenden bahsedilir.
KUTLAMA MEKANI;
Hıdrellez kutlamaları genel olarak yeşillik, ağaçlık alanlarda, su kenarlarında, bir türbe ya da yatırın yanında yapılmaktadır. Bu gibi yerlere bu nedenle Hıdırlık denildiği de olur. [3] Hıdrellezde baharın taze bitkilerini ve taze kuzu eti ya da kuzu ciğeri yeme adeti vardır. Baharın ilk kuzusu yenildiği zaman sağlık ve şifa bulunacağına inanılır. Bugünde kırlardan çiçek veya ot toplayıp onları kaynattıktan sonra suyu içilirse bütün hastalıklara iyi geleceğine, bu su ile kırk gün yıkanılırsa gençleşip güzelleşileceğine inanılır.
GECESİ;
Hıdrellez gecesi Hızırın uğradığı yerlere ve dokunduğu şeylere feyiz ve bereket vereceği inancıyla çeşitli uygulamalar yapılır. Yiyecek kaplarının, ambarların ve para keselerinin ağızları açık bırakılır. Ev, bağ-bahçe, araba isteyen kimseler, Hıdrellez gecesi gül ağacının altına istediklerinin küçük bir modelini yaparlarsa Hızırın kendilerine yardım edeceğine inanırlar. Aynı zamanda dileklerini kırmızı kurdaleye bağlayıp gül ağacına asarlar. Bir yıl boyunca dileklerinin yerine gelmesini beklerler. Bazı kimseler de ateş yakıp, dilek dilerler. Ondan sonra yaktıkları ateşin üstünden atlarlar.
GELENEKLER;
Hıdrellezde baht açma törenleri de oldukça yaygın olarak uygulanan geleneklerimizdendir.
Bu törene İstanbul ve çevresinde baht açma,
Denizli ve çevresinde bahtiyar,
Yörük ve Türkmenlerde mantıfar, Balıkesir ve çevresinde dağara yüzük atma, Edirne ve çevresinde niyet çıkarma,
Erzurumda mani çekme adı verilir.
Anadolunun bazı yerlerinde Hıdrellez Günü yapılan duaların ve isteklerin kabul olması için sadaka verme, oruç tutma ve kurban kesme adeti vardır. Kurban ve adaklar Hızır hakkı için olmalıdır. Zira tüm bu hazırlıklar Hızıra rastlamak amacına yöneliktir.
herkesin hepimizin dileklerinin kabul olacağı bir Hıdırellez diliyorum...
ben kendi adıma yapacaklarımı söyliyim belki arkadaşlarıma yol olur..
o gece güzelce abdestimi alıp 2 rekat ALLAH rızası için namazımı kılıp Hızır ve İlyas Peygamberlere dua okuyup hediye edicem..
sonra evde bir küçük ahşap beşiğim var dayım yapmıştı kendi elleriyle,ona oyuncak bir bebek koyup o gece sabaha kadar ay ışığının altında balkonumda bekleticem,yeşil yapraklar dallar çiçeklerden kapıma süs yapıp bir gülün dibine de dileğimi yazıp dua edip koyucam ve gül dibine bebek resmi çizicem...
bunlar bizlerin örf ve adetleri arkadaşlar herşey inanmakta istemekte bitiyor...
Hızır ve İlyas peygamberler her yıl 5 Mayısı 6 Mayısa bağlayan gece buluşup doğaya can vermek üzere sözleşmişler. Onlar tüm gece boyunca gezerler.
Gül ağaçlarına asılan veya suya bırakılan dilekleri toplarlar. Eğer sizinde dilekleriniz bulunursa bugün yerine gelir.Bakalım kimin ne dilekleri var kimin dilekleri kabul olacak.
Hızır ve Hıdırellezin kökeni hakkında çeşitli fikirler ortaya atılmıştır. Bunlardan bazıları Hıdırellezin Mezopotamya ile Anadolu kültürlerine ait olduğu; bazıları ise İslamiyet öncesi Orta Asya Türk kültür ve inançlarına ait olduğu yolundadır. Hıdırellez Bayramını ve Hızır düşünüşünü tek bir kültüre mal etmek olanaksızdır. İlk çağlardan itibaren Mezopotamya, Anadolu, İran, Balkanlar ve hatta bütün Doğu Akdeniz ülkelerinde bahar ya da yazın gelişiyle belli başlı doğasal döngüler için sevinç duyulduğu görülmektedir.
HIZIR;
Hızır ve Hıdırellezin kökeni hakkında çeşitli fikirler ortaya atılmıştır. Bunlardan bazıları Hıdırellezin Mezopotamya ile Anadolu kültürlerine ait olduğu; bazıları ise İslamiyet öncesi Orta Asya Türk kültür ve inançlarına ait olduğu yolundadır. Hıdırellez Bayramını ve Hızır düşünüşünü tek bir kültüre mal etmek olanaksızdır. İlk çağlardan itibaren Mezopotamya, Anadolu, İran, Balkanlar ve hatta bütün Doğu Akdeniz ülkelerinde bahar ya da yazın gelişiyle belli başlı doğasal döngüler için sevinç duyulduğu görülmektedir.
Hızır; yaşam suyu (ab-ı hayat) içerek ölümsüzlüğe ulaşmış; özellikle de baharda aramızda dolanarak, bolluk ve sağlık dağıtır. [4] Hızır bir kişiye verilen addan çok aslında bir doğasal durumu, baharla vücut bulan yaşamın tazelenmesini imgeler. Türkiye'de Hızıra atfedilen özelliklerin bazıları:[5]
Kalbi temiz, Allah'a inanan insanlara yardım eder.
Uğradığı yerlere bolluk, bereket, zenginlik sunar.
Dertlilere derman, hastalara şifa verir.
Bitkilerin yeşermesini, hayvanların üremesini, insanların kuvvetlenmesini sağlar.
İnsanların şanslarının açılmasına yardım eder.
Uğur ve kısmet sembolüdür.
Mucize ve keramet sahibidir.
Türkiye'de Hıdrellez Bayramı 6 Mayıs (5 Mayıs Gecesi) tarihinde kutlanır.
HIZIR VE KUR'AN;
Bakınız: Kur'an (Kehf Suresi: 60-82)
Kur'an'da Kehf suresi'nde Musa ve bir gencin kıssası anlatılmaktadır. [6] Kehf Suresi'de dahil olmak üzere hiçbir yerde Hızır ismi geçmemektedir ancak çeşitli hadislerde bu şekilde anılmaktadır. [7] [8] Olayın yaşandığı yer için "iki denizin birleştiği yer" denilmektedir. Uzun bir yolculuk yapan Musa ile yanındaki gencin beraberlerinde, yemek için getirdikleri balığın kaçması ile başlayan olay sonrasında, 65. ayette Derken kullarımızdan bir kul buldular ki, biz ona katımızdan bir rahmet vermiş, kendisine tarafımızdan bir ilim öğretmiştik. denilerek Hızır olarak atfedilenden bahsedilir.
KUTLAMA MEKANI;
Hıdrellez kutlamaları genel olarak yeşillik, ağaçlık alanlarda, su kenarlarında, bir türbe ya da yatırın yanında yapılmaktadır. Bu gibi yerlere bu nedenle Hıdırlık denildiği de olur. [3] Hıdrellezde baharın taze bitkilerini ve taze kuzu eti ya da kuzu ciğeri yeme adeti vardır. Baharın ilk kuzusu yenildiği zaman sağlık ve şifa bulunacağına inanılır. Bugünde kırlardan çiçek veya ot toplayıp onları kaynattıktan sonra suyu içilirse bütün hastalıklara iyi geleceğine, bu su ile kırk gün yıkanılırsa gençleşip güzelleşileceğine inanılır.
GECESİ;
Hıdrellez gecesi Hızırın uğradığı yerlere ve dokunduğu şeylere feyiz ve bereket vereceği inancıyla çeşitli uygulamalar yapılır. Yiyecek kaplarının, ambarların ve para keselerinin ağızları açık bırakılır. Ev, bağ-bahçe, araba isteyen kimseler, Hıdrellez gecesi gül ağacının altına istediklerinin küçük bir modelini yaparlarsa Hızırın kendilerine yardım edeceğine inanırlar. Aynı zamanda dileklerini kırmızı kurdaleye bağlayıp gül ağacına asarlar. Bir yıl boyunca dileklerinin yerine gelmesini beklerler. Bazı kimseler de ateş yakıp, dilek dilerler. Ondan sonra yaktıkları ateşin üstünden atlarlar.
GELENEKLER;
Hıdrellezde baht açma törenleri de oldukça yaygın olarak uygulanan geleneklerimizdendir.
Bu törene İstanbul ve çevresinde baht açma,
Denizli ve çevresinde bahtiyar,
Yörük ve Türkmenlerde mantıfar, Balıkesir ve çevresinde dağara yüzük atma, Edirne ve çevresinde niyet çıkarma,
Erzurumda mani çekme adı verilir.
Anadolunun bazı yerlerinde Hıdrellez Günü yapılan duaların ve isteklerin kabul olması için sadaka verme, oruç tutma ve kurban kesme adeti vardır. Kurban ve adaklar Hızır hakkı için olmalıdır. Zira tüm bu hazırlıklar Hızıra rastlamak amacına yöneliktir.
herkesin hepimizin dileklerinin kabul olacağı bir Hıdırellez diliyorum...
ben kendi adıma yapacaklarımı söyliyim belki arkadaşlarıma yol olur..
o gece güzelce abdestimi alıp 2 rekat ALLAH rızası için namazımı kılıp Hızır ve İlyas Peygamberlere dua okuyup hediye edicem..
sonra evde bir küçük ahşap beşiğim var dayım yapmıştı kendi elleriyle,ona oyuncak bir bebek koyup o gece sabaha kadar ay ışığının altında balkonumda bekleticem,yeşil yapraklar dallar çiçeklerden kapıma süs yapıp bir gülün dibine de dileğimi yazıp dua edip koyucam ve gül dibine bebek resmi çizicem...
bunlar bizlerin örf ve adetleri arkadaşlar herşey inanmakta istemekte bitiyor...