Her turlu dilek istek ama en onemlisi Allah Rizasi icin benimle hatime baslayacak arkadaslar var mi?

Ben katılırım arkadaşım
 
hayir kimseye kizgin degilim. su zamana kadar yapilan gonul birligi yeterlidir benim icin. Allah kabul etsin. ben moderatorlere mesaj attim en kisa zamanda kapanacak konu.
 
KONUMUZ VE LISTEMIZ SONA ERMISTIR ARKADASLAR. ALLAHIM KABUL ETSIN SU ZAMANA KADAR YAPILAN TUM HATIMLERI.
AMELLER NIYETLERE GOREDIR.
BIZIM NIYETIMIZ TERTEMIZDI. RABBIM BILMEDEN YAPTIGINIZ TUM HATALARI KABUL ETSIN. DUALARDA BULUSMAK UMIDIYLE. HATAM OLDUYSA AFFOLA HAKKINIZI HELAL EDIN.
 
hakkım varsa helali hoş olsun canım benim sende hakkını helal et olur mu
 
işte bizim toplumsal problemimiz herkesin kapalı doğruları var latince okuyorduk iyi kötü şimdi noldu belki de bir kaçımız haftada 1 kuran eline alırken belki de şimdi dünyevi işlerle meşgul olacak halbuki kuranı kerimin çoğu tevsirinin önsözünde peygamber efendimiz arap ırkına mensup olduğu için araapça indirildiği aslının kuranı anlamak ve haayata yansıtmaktan geçtiği yazar ,,,oysaki biz her kitabı kutsal kabul ediyoruz meselA incil arapça değildi,tevrat arapça değildi böyle şeylere takılıp çok iyi yaptığımız bir şeyden men olduk çok yazık ...
 

bu kapalı bir doğru değil ki olması gereken bu
kim bilir okurken ne hatalar yaptık Rabbim affeylesin hepimizi..

en azından okumaya ve arapça öğrenmeye niyeti olan arkadaşlarımız buradaki arkadaşların yardımıyla
belki arapça öğrenir yavaş olan ilerletir.
 
Namazlarımızda mutlaka Kur’an-ı Kerim'i aslından okumalıyız. Allah kelamı olan Arapça olandır. Bunun yeri ve sevabı ayrıdır. Her harfine kat kat sevap verilir.

Bizi yaratan Allah, Kur’an-ı Kerim'i Arapça olarak bize göndermiş. Elbetteki manasını öğrenmek için Türkçe, İngilizce gibi mealleri okumamız gerekir. Ancak namaz ibadetinde okuduğumuzda mutlaka aslından orjinalini okumalıyız. Çünkü onun aslı Arapçadır. Allah Kur'an’ı Arapça olarak indirmiştir. Tercümesi Kur'an yerine geçemez.

Örneğin bir çekirdeğin aslını bozarak parçalara ayırsak, sonra da toprağa eksek ağaç olamayacaktır. Çünkü özellikleri kaybolmuştur. Bunun gibi Kur'an ayetleri, kelimeleri ve harfleri birer çekirdek gibidir. Başka dillere çevrilince özelliğini kaybedeceği için Kur'an olmayacaktır.

Kur'an-ı Kerim'de altı yerde “Kur'anen Arabiyyen” ifadesi geçer. Yani Cenab-ı Hak, Kur'an-ı Kerim'i Arapça olarak indirdiğini bildirir. İbrahim suresinin 4. ayetinin meali de şöyledir:


“Hak dini onlara açıklasın diye, her peygamberi biz kendi kavminin lisanıyla gönderdik. Sonra Allah, dilediğini sapıklığında bırakır, dilediğini de doğru yola iletir. Onun kuvveti her şeye galiptir ve o her şeyi hikmetle yapar.”


Bu durumda Kur'an'ın manası nasıl Allah'tan gelmişse, lafzı, ifadesi ve yazılışı bakımından da ilahidir. Kur' an dendiği zaman, hem onun Arapça olarak okunan lafzı ve kelimeleri, hem de anlaşılan manası akla gelir ve hakikatte de öyledir. Bu iki hususiyeti birbirinden ayırmak, farklı mütalaa etmek mümkün değildir. Kur'an ancak kendi lisanı üzerine okunabileceği için, sadece o lisanın kendi harfleriyle yazılır, o harflerle okunur.

Araplardan başka Farsça, Hintçe, Çince, Uzak Doğu dilleriyle konuşan Müslümanlar da, biz Türkler de Müslüman oluşumuzdan bu yana Kur'an'ı Arapça olarak yazmış, o dille okumuşuz. İslam alimlerinin de ortak görüşü, Kur'an'ın başka dille yazılamayacağı yolundadır. Bunda ittifak vardır.

Zaten Kur'an'ı başka bir dille yazmak mümkün olmadığı gibi, başka bir dille doğru olarak okumak da mümkün değildir. Çünkü Kur'an harflerinin kendisine has özellikleri vardır. Bu harflerin bazılarının karşılığı ve okunuş şekli başka dilin alfabelerinde mevcut değildir. Söyleniş bakımından birbirine benzer harfler olsa da, mahreçleri (ağızdan çıkış yerleri) itibariyle de farklıdır. Mesela, Arapça için “lügat-ı dad” denir; yani Fatiha suresinin sonundaki “veleddallin” deki “dad” harfi hiçbir lisanda bulunmamaktadır. Bu harfin bulunduğu bir kelimeyi başka bir lisanın ifade etmesi mümkün değildir.

Mesela Türkçede sadece “h” harfi yerine Arapçada üç çeşit “h” harfi vardır. Noktasız “ha” noktalı hırıltılı “ha” ve ”he”. Aralarındaki farkı küçük bir misalle açıklayalım. Noktasız ha ile yazılan “mahluk”, noktalı hırıltılı ha ile yazılan “mahluk” ve he ile yazılan “mahluk”. Her üçünün de Türkçede yazılışı ve okunuşu aynıdır. Halbuki Arapçada birincisi tıraş edilmiş, ikincisi yaratılmış, üçüncüsü ise helak edilmiş anlamındadır. İşte Kur’an’ı Latince yazıdan okuyan birisi bu farkları anlayamayacağından, söz gelimi Allah’ın yaratmasından bahseden bir ayeti, farkına varmadan “tıraş etmek” veya “helak etmek” manasına okuyabilecektir.


Yine Kur'an harflerinin içinde üç adet “ze” vardır. Biri ince “ze”, biri peltek “zel”, diğeri de “zı” dır.

Türkçedeki “s” yerine üç harf bulunur. “sin, sad” ve peltek “se”. Arapçaya has bir harf vardır ki, o da “ayın” olarak okunan harftir. Bu harf başka bir dilde pek bulunmamaktadır.

Şimdi Kur'an harflerini bilmeyen bir kişi, yukarıdaki harfler Türkçe ile yazıldığı zaman nasıl okuyacaktır? Bu harfleri çıkaramadığı gibi, okuduğu kelime ve ayetler de birer Kur'an kelimesi ve ayeti olmaktan uzak olmaz mı?


İşte latin harfleriyle yazılmış olan Kur'an'ı daha bunlar gibi pek çok mahzurlardan dolayı doğru olarak okumak mümkün değildir. Kur' an okumasını öğrenmek isteyen kimse ancak onu aslından okumak suretiyle öğrenebilir. Böylece sıhhatli bir neticeye varmış olur.
 
Bir kaç gündür giremedim. Neler olmuş. Cidden çok üzüldüm. Resmen basima agrilar girdi. Kimin hakki kime gectiyse Allah affetsin. Turkiye,'nin geldiği son durum ortada. Bunun burada bile ete kemige burunmesi uzucu. Allah her şeyi bilen ve işitendir sözü Rabbimindir kızlar. Yazılanları ne olur sadece okuyup geçmeyin, biraz dusunelim. Rabbim her dili her sözü anlar. Hepiniz anne veya adayisiniz. Din yolunda yapılan bir sevabı bu şekilde sonlandırmak bu konuyu bu şekilde basitleştirmek yakismamis bizlere. Allah'im hepimizi affetsin ben şahsım adima sizlere katılamayacagim, günahı sizin boynunuza. Bu şekilde otekilestirilmek hiç hoş değil. Bir arkadaş yazmış hatırlayamadım kusura bakmasın cidden güzelde yazmış bu şekilde nefsimle savaşıp hiç değilse okuyordum diye. Çokta haklı. Buna engel olunmuş bu yorumlarla. Rabbim neye ne sevap yazıyor kim biliyor? Sizlere acizane tavsiyem Mevlana' yi okuyun dini iyi anlayan alimlerden biridir. Fetva hattının doğru düzgün çalışmadığı kurumun başındaki insanların son günlerde yaptığı açıklamalardan bellidir. Allah herkesin yolunu açık etsin.
 
canım benim kimseyi suçlamana gerek yok ben sen başından böyle olduğunu bilmiyordum fetva hattı yalan söylüyor diyelim diğer yazılanlarda mı yalan söylüyor kimseyi Arapça bilmiyor diye laf etmiyorum kimse bilmek zorunda değil . sen günahım sizin boynunuza diye bi cümle kuramazsın . Ben bildiğimi söyledim ve durumun böyle olduğunu bilmeyen hanımlarda varmış . Konuyu basitleştirmek ne demek ya KURANIKERİM den bahsediyorum bu konuyu nasıl basitleştirebiliriz sonuçta Arapça yazılmış ve yıllardır günümüze Arapça gelmiş . Sizinle polemiğe girmek değil niyetim Mevlanaya gelince eserlerinden çokçasını okudum nasıl bi zihniyetini olduğunu ve insanlara nasıl yaklaştığını biliyorum. Nefsimle savaşıp hiç değilse okuyordum demişsin o zaman nefsinle yine savaş yine oku hatta nefsinle biraz daha savaş inşallah Arapçayı da öğren öyle oku KURANIKERİMİ bak nasıl için titreyerek okuyorsun . Ben tecvid öğrenmeye giderken bi duayı ezbere okuyorum hocam napıyorsun oradaki o harfi düz okursan Allaha küfre girer sakın öyle okuma demişti . Ben sadece bildiğim doğruyu savundum ben size yine yazmazdım sadece günahım sizin boynunuza demeniz benim kafamın tasını attırdı herkesin yeteri kadar günahı var ..
 

Canım seni tanımam, senle bir kavgam yok. Madem okumussun bazi seyleri ben ne söylersem söyleyim, söylediğim karşındakinin anladığı kadar. Emin ol senin okurken benim kafamın tasida fazlasıyla attı. Bundan sonrası için nefisle savaşım hakkında senin bir söz söyleme hakkın varmi sence? Yaratan misin? Benim bunu dememdeki kastı anlamamıssin inatlada herşeye kapalisin besbelli. Senle ne konuşsan boş hayırlısı olsun senin icin. İnsanların saf gönülleri ile yaptıklarına karismamani tavsiye ederim. Kırdığının gönül kime ait sahibi kim kimse bilmiyor. Bundan sonra yazdıklarına bilki cevap vermeyecem. Tavrın okuduklarını yakismamis.
 
bence sen anlamak istediğin gibi anlıyorsun din bitanedir kurallarıda öyledir kimse kafasına göre değiştiremez .
yazdıklarına tek tek cevap veriyorum.
1. bende seni tanımam kimseyle kavgam yok bildiğim bir şeyi paylaştım ve doğruluğu kanıtlanmışken bunları yazman hiç hoş değil.
2. senin anladığın konular anlatılanların tam tersi o yüzden sen anlamak istediğini anlıyorsun.
3. kafanın tasının fazlasıyla atması umrumda değil çünkü ben doğru olanı yaptım .
4. nefsinin savaşı hakkında yorum yaparım çünkü sen kendi okumadığın şeyin sevabını yada günahını benim boynuma atamazsın.
5. haşa yaratmak sadece Allaha mahsustur.
6. senin ne demek istediğini gayet iyi anladım inatla her şeye açık biriyim kimseyi asla ve asla yargılamam sadece herkese verilecek cevabım vardır.
7. seninle ne konuşsam boş diyorsan sen bilirsin konuşmak yada konuşmamak sana kalmış..
8. insanların saf gönülleriyle yaptıklarına karışmanı tavsiye etmem demişsin saf gönüllü olan kimse günahının borcunu başkasına yüklemez.
9. kalp kırmak kabe yıkmaktır bunu biliyorum ayrıca ben kimsenin kalbini kırmadım ve kırdığımı da düşünmüyorum.
10. bundan sonraki yazdıklarıma cevap verme sen bilirsin . he bu arada ortada bi tavır yok . sadece gerçekler var anlamak istemediğin.
 
Bu siteyi kullanmak için çerezler gereklidir. Siteyi kullanmaya devam etmek için onları kabul etmelisiniz. Daha Fazlasını Öğren.…