Hayatınızda Şansınız ne zaman döndü

Benim öyle müthiş bir şansım yok yani bir dönüm noktası yok. Ama hayatın bana yol açtığı bir kaç şey oldu.

Eşimin karşıma çıkması şanstı ama onunla evlenmek için verdiğim mücadele kesinlikle kendi çabamdı.
İş değiştirmeyi düşünmediğim bir anda kurumda kadto açılması şanstı ancak o kurum için yetecek puanları daha önceden çalışıp almam şans değildi.
Eşimin devlet memurluğu için istediğimiz şehirdeki tek kadroya atanması şanstı. Ama öyle bir kadro çıkarsa diye aylar öncesinden gidip eğitim ve sertifikalar alması şans değildi.
1.5 yıl önce ev kredi faizlerinin 0.74 e düşmesi ve almaya niyet ettiğimiz evin tamamına kredi çıkması şanstı ama eski, bakımsız bir evi 10 sene borca girip almaya cesaretimizin olması şans değildi.

Bence fırsatlara hep açık olmak ve yakalamak önemli
 
Son yokuşu çıkayım hayırlısıyla rezz alıyorum. Sıkıntı stresli günler bitsin bana da yazmak nasip olur umarım
 
Öyle bir şey olmadı hayatımda, hep çabaladım, çok uğraştım ama sonra fark ettim ki bir zaman sonra o emekler değerleniyor, su akıp yolunu bulunuyor. O da 40 yaş civarına denk geldi. Emeğimin üzerinde değerlenen tek şey evim oldu, Beylikdüzünden ev aldığımda herkes güldü bana, zamanla ilçe değerlendi, kentsel dönüşüm oldu, yıkılıp yapıldı şimdi yanından geçilmiyor. Onun dışında hep santim santim büyüdü herşeyim
 
Eşimle tanışıp, 2. Evliliğimi yapıp Antalya’daki doktorumla tanışıp 42 yaşında bebek beklemem hayatımın şansıydı.
Ben hayatım boyunca çabaladım ama hep boşa kürek çekiyor gibiydim. Geçmişe bakınca yapayalnız 4 duvar arasında kalmış bir kadın vardı. Ama şimdi içimde inanılmaz bir heyecan. Bu yaşıma kadar yaşamadığım bir duygu var.
Rabbim en karanlık günlerde bile içimizdeki umudu söndürmesin.
 
Üniversite mezuniyetinden sonra 1 seneye yaklaşık işsiz kaldığım dönemden sonra özel sektörde karın tokluğuna ve rezil şartları kabul etmek zorunda kalarak piyasanın çok altında ücretle çalışmaya başladım.

Bölümümle ilgili devlet atamalarını bekledim o sene,olmadı,ümidimi iyice yitirdim.Ben ne zaman rahat edeceğim diye kara kara düşünürken ve o rezil şartlarda çalışmaya artık tahammül edemezken bi çıkış yolu bulmam gerek diyip,sınavlara hazırlanmaya karar verdim.İnsanın kaderi kendi çabasına da bağlıdır diye.

İşten eve geldiğimde beynim ambele ama kendimi zorlayarak masaya oturdum gece 12lere kadar çalıştım.O zamanlar da evlilik yoluna gitmekte olan ciddi bir ilişkim vardı ancak önümü göremiyordum,büyük şehirde özel sektörde üç kuruşa kendime yetemiyodum,bunalım başlamıştı.
İlişkimdeki kişi de özeldeydi,üç kuruş da o alıyodu.Ne yicez ne içecez akıl işi miydi o dönemde.

İlişkim çok iyiydi değer görüp seviliyodum ancak bir şeyler eksikti olmuyodu,kendi ayaklarım,üzerinde durmaya yetmiyodu.
Derler ya her şeyden vazgeçtiğinde gelir güzel günler, Murphy misali.
O senenin Aralık ayında alımlar açıldı.Beklemiyodum.Tercih yaptım,yerleşmeyi de beklemiyodum çünkü puanım düşüktü bana göre,benden daha yüksekler yerleşir diyodum.
Açıklandı.Doğuda bir kamu üniversitesine akademisyen olarak atandım,kendi mesleğimi de yapabileceğim bir bölüme üstelik.Ben şok,beklemiyoduk.Emeklerimin karşılığını aldım sonunda dedim ancak tedirgindim düşünme sürecine girdim.

Gitsem mi gitmesem mi ikilemleri, ailenin çevrenin desteği ile gitmeye karar verdim.
İlişkim bitmek zorunda kaldı.
Karşı taraf ‘gidersen biter,ben doğuda yaşayamam bunu göze alarak karar ver,sana gitme diyemem geleceğin sonuçta ancak sen orda eğitimini bitirsen bile ben o kadar süre senin gelmeni bekleyemem yaşım geçiyo bi an önce evlenmek istiyorum bitmek zorunda’ dedi.

Atandığıma ağız tadıyla sevinemeden travmalar içinde gözlerimden yaşlar süzülerek onu bırakmak zorunda kaldım.Ancak özelde gelecek benim alanımda yoktu bu kararı almak elzemdi.

Kendisinin de şehrime atanma ihtimali olmasına rağmen tercih vermedi,yüksekti puanı.Hayırlısı böyleymiş dedim.

Gittiğim yerde başladım,her şey çok zordu,bilmediğim bir şehir,tanımadığım insanlar,duygusal travmam ve ben.Bölümüm de zordu,doktoraya başlama süreci,mobbingler vs.

Velhasıl alıştım şimdi doktoram bitmek üzere bu süreçte bir çok şey öğrendim hem mesleki hem insan ilişkileri açısından.
İmkan olarak hayat yüzümü güldürdü,şans bana döndü emeklerimin karşılığını aldım.
Ancak ilişkilerden yana yüzüm gülmedi.Hala da gülmüyor.Ayrıldığım ilişkimden bu yana hayatıma ciddi kimse girmedi.Ah mı aldım diye çok da düşündüm.Bilemedim.

Birkaç travma daha yaşadım ilişki anlamında ancak kendimi ne kadar değersiz gördüğümün farkına varmamı sağladı bu saçma ilişkiler.Avcı erkek modelleri,günlük eğlence peşinde koşan tırt karakterler, manipülasyonla seni kullanmaya çalışma çabaları,seviyorum ayağına yatıp anı yaşayalım demeler.
Daha zamanı gelmedi demek ki diyorum,hayat bu yönden bana şansını göstermedi henüz.Herkes sevilip severken bende neden böyle diye isyan edesim geliyor.

Kendime,kendi değerime dönüp kendimi keşfetme adına adımlar atmaya çalışıyorum şimdi.Kendime zerre değer vermemişim meğersem bunu anladım.
Belki bi gün aşkı da bulurum neden olmasın?
Hayat inişli çıkışlı bir yol,olumsuzu tecrübe olarak görüp bir sonrakinde temkinli olmak gerek sanırım.

Umarım biz kadınlar olarak hepimiz en güzel şeylerle karşılaşırız çünkü en güzellerini hak ediyoruz
 
Ölmeden öldüm dediğim andan 8 ay sonra...genelde şansım herseyden vazgecince açılır...
 
Ben eşimle tanıştığımda ya da onunla evlendigimde diyebilirim. Simdi baslarlar ne kadar sığ bi dusunce, evlilik hayatin en onemli seyi degil falan demeye. Evlilik en onemli olduğundan degil. Ama genel olarak kıt kanaat gecinen, 5 cocuklu ailenin en buyuk kiziydim. Omuzlarımda sorumluluklar bolca olsa da hayatimda buyuk bir problem yoktu cok sukur. Meslek sahibi de oldum. Atandım da. Yani bircok seyim olmustu aslinda. Ama annem biraz aksi bir kadindi, anlasamazdik. Esimle iliskimize karsiydi. 6 yil suren iliskimde yani aile evimdeki son 6 yilimda cok baski gordum. Haliyle can sıkıcı bir durumdu. Şansımızın döndüğü kısım esimin mezun olur olmaz, ilk denemesinde su anki meslegine girebilmis olmasiydi belki de. Cunku maddi acidan cok rahatladık ve cabucak borcsuz evlenebildik aslinda. Yani hayatimda buyuk problemler olmasa da o zamana kadarki en buyuk problemi olan aile evinde yasadigim baskilardan kurtulup ozgurlesmemi sagladigi icin evlilik sansimin dondugu zaman oldu diyebilirim. Cunku ne okurken ne çalışırken aile evinden kurtulma sansim olmamisti. Her anlamda cok rahat bir hayatim var su an çünkü. Ama bir yandan da su an asiri mutlu bir hayatimin olmasi esimin harika bir insan olmasi. Her ne kadar ona kavusana kadar gecen surede şansım dönmüş gibi gorunmese de aslinda sansimin dondugu gun onunla tanistigim gundu sanirim
 
Şansın döndüğü günden ziyade, hayata olaylara bakış açının değiştiği gün vardır bence. Mesela bir an her şeyi daha olumlu görmeye başlarım başka bir an daha olumsuz. O an bir dönüm noktası ama benim bakış açımdan kaynaklı bir dönüm noktasıdır. Çok iyi dediğim bir şey 3 sene sonra çok kötü gelmeye başlayabilir yani ya da tam tersi.
 
Kendimi bildim bileli başarıyı arzulayarak yaşadıgım icin dalımda, isimde gücümde başarılar elde ettim hala ediyorum.
Bir diger hazzımın kaynagı ise bir şeyler ögrenmek, keşfetmek, okumak, bilgilenmek. İşim haricinde farklı dallarda hobiler ögrenmek.
Fitness, yoga, psikolojik alanlar.
Kendime bol bol zaman ayırıp vakit geçiriyorum. Hayat kalitem daha cok kendimle basbasa kalmaktan geliyor.

Şu yatırımı yapayım, şunu alayım, şunlarım bunlarım olsun gibi yükseklerde gözüm olmadı hiç. Minimalizm sade mütevazi yaşam tarzını benimsedim hep. Bu çağa ayak uyduramayanlardan biriyim.
 
Olumlu düşünmeye başladığım gün benim şansım döndü. Normal bir üniversitede normal okuyan bir kızdım. Çok olumlu düşünmezdim. Küçük yaşta yaşanan baba kaybı, annemin emekli maaşıyla beni okutmaya çalışması vs. Erkek arkadaşım vardı bambaşka bir şehirdeydi vs. Mutsuzdum bütün lise hayatım boyunca. O kadar mutsuz olduğumu hatırlıyorum ki. Üniversitemde genel olarak normal geçti. Erkek arkadaşımla aynı şekilde devam ettik. Bursla geçindim ama çok didindim. İnanılmaz uğrasıyordum bir yere gelebilmek için. Staj eğitim atlayıp duruyordum ama herkes ya ne olabilir ki bu ülkede diyordu. Bir hıdırellezde teyzem dileklerini yaz iyi düşün demişti. Olumlu düşünme ile ilgili kitaplar almaya başladım, ara ara meditasyon yaptım. Ya okuyorsunda bakalım diyenlere kulağımı kapatmayı öyle öğrendim. Enerjimi düşüren insanlar biraz biraz uzaklaştım. Üniversite bitti ben işsizim tabi. Herkes diyor ki belli bu ülkede bir şey olamayacaksınız. Erkek arkadşım hala ehir dışında it gibi çalıştığı ama birbirmizi göremediğimiz bir işi var üniversite mezuniyetime bile gelememiş düşünün. Dedim ki benim hayatım inanılmaz güzel olur. Ben çok şanslıyım inanamazsınız. O sene bildiğiniz 10 senelik kalkınma planı yazdım dilek defteri yaptım. Beğendiğim evi koltuğu işi vs. kesip dergilerden yapıştırdım. Yaklaşık 10 gün sonra aylardır başvurduğum bi yerden gel görüşelim dediler. Pozisyon yok parasız çalışacaksın. Dedim olur kimse işe almıyor zaten. Ailemdekiler ayılıp bayılıuo ya beleşe mi çalışacaksın. Eğitimi benimle kıyaslanmayacak insanlar maaş alıyo ben işi yapıyorum böyle 6 ay geçti. Yüksek lisansa başladım bu arada insanlar da sustu 'hala okuyorum çünkü.' Evlilik tteklifi aldım ben baya mutluyum herkes diyo ki e iş ne olacak. Dedim ki ben çok bekledim olacak biliyorum. Tek yeri istiyorum. Meditasyon dua hep iyi düşünme. Orada kadro açtılar bana ben pat işe girdim. Okul devam ben iyi de para kazanıyorum, düğün için koşturuyorum. Nikah yaptık ev aldık. Ben başka şehirdeyim hala. Düğünü yaptık benim hala eşimin olduğu yere geçişim yok sözleşmem bitecek. İnsanlar diyor ki sende gider orada kasiyerlik yaaprsın falan. Biri dedi ki bizim çocuklara bakarsın. Asla küçümsemek için yazmıyorum, iyi bir ingilizce ve eğitim seviyem var, master yapıyorum. Ben dedim ki ben kendi işimi yapar gelirim merak etmeyin, annem sizin çocuğunuza bakayım diye de okutmadı beni bi başına. Herkes üzgün evi aldık ama yemek masasına sandalye alamamışız cünkü ben işsiz kalabilirim. Ben diyorum ki dikkatl iolalım ama ben issiz kalmam. Hala dualar iyi düşünmeler dilekleri yazmalar. İş sözleşmem 17.30 da bitecek bir hafta sonra işsiz eşimin yanına taşınacağım o gün ofise gittim genel merkezden arayıp terfi aldığımı terfiyle yeni işime haftaya başlayacağımı söylediler. Dedim ki biliyordum. Pat terfiyle yönetici olarak geldim, o sırada eşim istediği yere geçti, rahat 4 katı alıyor maaşı ilk çalıştığı yıllara göre. Evi toparladık bi kaç ayda. Sattığımız arabamızın daha iyisini aldık vs vs. Bitmeyen tezlerimizi bitirdik bi de kıdemli uzmanlar olduk. Bana kimse elini uzatmadı, uzatanları ise ben çağırdım hayatıma hep. Hep iyi olacağını ve iyi gideceğini bildim. Kötüyü düşünecek olsam çok seçenek vardı ama neden olumlu bi insan olmak varken kötü düşüneyim ki? O yüzden kendi düşünce tarzını değiştirin. Bir gün değil siz ne kadar yakın zamana imgelerseniz o kadar hızlı bir şekilde hayat size veriyor iyiyi kötüyü
 
Genellikle şanslı biriyimdir,hayatımda birşeyler çökmek üzereyken hep yeni şeyler inşa edildi...
tek tük kişiler hariç
Hep cok harika insanlara denk geldim şükürler olsun ki
 
Hiçbir zaman bundan sonrasi icin de doner mi bilmiyorum umutluyum ama misal atanirsam bu benim icin guzel bir sans olur olmazsa da klasik vardır bunda da bir hayır derim
öyle öyle bir sekil kendimi avutuyorum
 
Genel olarak şanssız biri değildim/değilim.
Ama hayatımın karanlık dönemi dediğim hatırlamak istemediğim bir 2 yıllık dönem var, bu dönemde de şimdiki eşim olan o zamanki sevgilimin hayatıma girmesi büyük şanstı.
Hayattaki şansı kocaya bağlayan biri değilim veya bir erkeğe. Ama o beklenmedik bir anda gelen büyük bir sürpriz gibiydi, öyle bir zamanda gelmişti. Aklıma direkt bu geldi.
Onun dışında şanslı sayılabilecek biriyim hamdolsun.
 
ne yalan soyleyim, su zamana kadar sabip oldugum veya basardigim seylerin “sans” eseri oldugunu soylemek bana kendime yaptigim bir haksizlik gibi geliyor. Skintiya katlanarak, durmadan azimle hedeflerim uzerine calisarak su gunku hayatima eristim. Daha da gidilcek youm var sukur. Ama sanns demeye dilim varmiyor. Cok calismanin ve yilmamanin eseri diyorum sadece
 
2015 de 3 yıllık sevgilimle evlendim. 1 ay sonra boşandık. daha doğrusu ayrıldık. Boşanma davası 2 yıl sürdü. O kadar yıpratıcı ve travmatikti ki... ailem hep yanımdaydı.. Bi yalnız kalmayı başarabilsem intihar edicem diye düşünecek kadar kötü durumdaydım.. Bu süreçte ağır ilaçlar ile psikolojik tedavi gördüm. Sonra sonunda boşandım. Soyadımın değişmesi bile rahatlattı. Sonra bir işe girdim ve çok sevildim, çok başarılı oldum. Mutluydum, şans bana gülmüştü. Sonra annem kanser oldu. Çok zordu. Bir önceki travmamdan daha zordu. Ama atlattı sonunda..2018.. 3 yıl çalıştım o iş yerinde. Para biriktirdim yurtdışına master a gittim. 2019.. En güzel yılımdı, tepeye çıktığım hayatın bana güldüğünü düşündüğüm..Sonra pandemi işsizlik vs. bi sürü stres problem yaşadım yurtdışında. Sabrettim hala ediyorum, son 2 yıl yine zor geçti :)
Ama en kötü geçiyor bitiyor. Bazı sorunlar sorun değilmiş gibi geliyor. Şanslı mıyım şanssız mıyım bilmiyorum. Ne zaman 'hah şansım döndü, herşey yolunda' diye düşünsem başka bir şey oldu.. Bu sefer belki uzun süreli huzuru yakalayacağım şans ile karşılaşırım. Umarım..
 
Bu siteyi kullanmak için çerezler gereklidir. Siteyi kullanmaya devam etmek için onları kabul etmelisiniz. Daha Fazlasını Öğren.…