-
- Konu Sahibi prozaclustral
- #101
Sen hafaza melegimisin, nereden biliyorsun bu saydığın vasıflara sahip olduğunu. İnsanlar durduk yere niye dışlasın, o onu yapmıyormuş sen benim bildigimden daha fazla ne biliyorsun su an haspam... Al okuda biraz bilgin artsın, belki gercekten boyle bir problemi var farkinda degil.Kıza neler yakıştırdınız. Ağzı filan kokmuyor. Tertemiz kız. Sadece yalakalık yapmıyor, dürüst, samimi, temiz, ciddi. Şu andan itibaren bir arkadaşı var. Ben. İnsanlar oturduğu siteye, altındaki arabaya, eşinin işine, çocuğunun gittiği okula, tatili yaptığın yere, paraya mülke göre arkadaşlık kuruyor çünkü. O da bunları yapmıyor.
Sandığınız gibi sizin yazdığınız mesajı uzun bulup okunamazlık yapmadım aksine hepsini okudum. Sizin yaşadığınız sorunları Zaman Zaman ben de çektim . Sonra kendimi değiştirme kararı aldım kilo verdim birkaç şeyi daha değiştirdim kendimde . Sonra ne fark ettim biliyor musunuz ? Kilit nokta sizsiniz . Siz kendinize güvenirseniz her şey çözülecek, siz kendinizi bu kadar yargılar ve ezerseniz insanlar ne yapsın? Size tavsiyem matthew mckay ve patrick fanning in özgüven kitabını okumanız ama şiddetle tavsiye ediyorum. Bunu yaparken de eğer inanıyorsanız dua ve zikire yönelmeniz. İstediüiniz Zaman bana mesaj atabilirsinizÇoğu kişi fark etmeyecek bu başlığı fark edenler de okumaya üşenecek belki, ama ben gene de yazacağım çünkü içimdekileri bu kadar uzun bir yazıya dökecek kadar doldum. Bu kadar dolmama neden olan yaşadıklarımdan ziyade bu yaşadıklarımın kısır döngü olduğu ve bu döngüden hiç kurtulamayacağım düşüncesi. Yaşadığım her şey ve kendi zayıflığım bu düşünceyi sürekli körüklediğinden ve kuvvetlendirdiğinden artık bu düşüncenin doğruluğuna kendimi inandırdım. Belki bu yazıyı okuyan biri çıkar, belki benle benzer durumları yaşayanlar vardır. Bunlar da dert mi diye düşünecek kişiler de olacak belki ama bizzat yaşayan bilir, bunlar çok ağır geliyor insana ve ben bu döngüden çıkamama gerçeğine daha fazla dayanamayacağım.
Küçüklüğümden beri hep grupların dışında kaldım, girdiğim grupların da zayıf halkası hep ben oldum. Bir kişi oyun grubu oluştururdu, ben oluşturmaya kalksam kimse katılmazdı bile. Sanki yokmuşum gibi. Arkadaş gruplarında bir yere gidileceği zaman unutulan tek kişi ben olurdum. Öğle teneffüsü olurdu, grupça kantine inilirdi, işi uzayan sona kalan kim olursa olsun grup o kişiyi beklerdi, benim dışımda. Eğer sona kalan ben isem grubun çok umrunda olmaz ve sınıfa çıkarlardı. Sona kalan Ayşe, Fatma bilmem kim ise onlar beklenirdi. Bu çocukluk zamanlarımla sınırlı kalmayıp ergenliğime de sıçradı. En iyi arkadaşım dediğim kişilerin en iyi arkadaşları hiçbir zaman ben olmadım. Ergenlik dönemimde beraber sinemaya gidelim diyeceğim ya da beni davet edecek bir arkadaşım hiç olmadı. Elimden geleni de yapıyordum halbuki, sıcakkanlı davranıyordum, fazla yılışmıyordum her şeyi kararında götürüyordum ya da ben öyle sanıyordum. Ne zaman biriyle tanışsam ilk zamanlarda sıcak davranan bu biri, ileriki zamanlarda sanki hakkımda utanç verici bir dedikodu dönmüş gibi benden hızla uzaklaşıyordu. Lisenin bahar şenliklerine " yanımda kimse yok tek başıma nasıl eğleneceğim ki" deyip hiç gitmedim. Yalnızlığımdan utanırdım ama kaçamıyordum da üstümde bir kara büyü varmış gibi. Okulda ya da dershanede sanki vebalıymışım gibi sınıfta yanı boş olan kişi hep ben oldum,istisnasız, inanın.
Üniversitede de bu durumdan kurtulamadım. Bu sefer bir tane arkadaş edinebilmiştim kendime ancak o arkadaşın da bir arkadaşlığını göremedim. Yine de yalnızlıktan iyidir deyip attığı kazıklara rağmen yanında olmaya devam ettim. İlk defa sinemaya gittiğim arkadaşım oydu, cafeye gittiğim de. Asosyal değildim ama bilmediğim bir sebepten insanlar hep benden uzaklaşıp bana karşı tiksinti ya da acıma dolu bakışlar atıyordu. Tanımadığı kişiyle bile notlarını paylaşan öğrenciler nedense bende hep bir bahane buluyordu. Mezuniyet günümde de bu dışlanılmışlığın utancını ve kaygısını yaşadım. Diploma için ismi anons edilen her kişi alkışlanıyordu. Ben ise alkışlanmayacağımı biliyordum ve ailemin bu dışlanmışlığa şahit olmasının vereceği ağır utanç duygusu beni daha da streslendiriyordu. Evet dışlandığımdan utanıyordum ve ailemin de bu dışlanmışlığımı ve ezikliğimi görmesinden çok korkuyordum. Ama ilginçtir orada ismim anons edildiğinde alkış sesleri geldi çok olmasa da. Sanki hiç hazırlanmadığım çok önemli bir sınav birkaç ay sonraya ertelenmiş gibi müthiş bir rahatlık ve mutluluk yaşadım. Bu alkış herkes için olağandı ama benim için imkansız gibi bir şeydi.
Şu an 23 yaşındayım ve çalışmaktayım. Ofiste 6 kişiyiz. Tahmin edeceğiniz gibi tek dışta kalan kişi benim. Günaydınına cevap verilmeyen iyi akşamlarına kem küm ses çıkartılan kişi benim. Yemekhanede genelde yalnız yemek yiyen, ya da ofisteki grubuyla gittiğinde sona kalırsa beklenmeyen tek kişi benim. Hiç sevgilim de olmadı, dostum da. Sadece arada bir iki yazdığım üniversite arkadaşım var yukarıda bahsettiğim.
Bunları hak etmek için ne yaptım bilmiyorum, hayatımın her anında ve her ortamda böyle ezik ve dışlanmış olmak için bilmeden insanlara hakaret falan yağdırıyorum herhalde. Milletin telefonları susmazken bana haftada anca bir iki kere gelen whatsapp mesajı, ona da şükür diyorum aylarca kimsenin mesaj attığı olmadığı zamanları da yaşadım çünkü. Daha fazla böyle devam edebilir miyim bilmiyorum. Birkaç kez intihara kalkışmıştım ergenken, şu an da aklıma gelip gelip gidiyor. Nickimi de bilinçli böyle aldım, prozac kullanıyorum, yaşadıklarımı bir nevi takmamamı sağlıyordu ama artık o da yetmiyor. Hiçbir psikolog psikiyatr da çözüm etmiyor sanki hepsi para tuzağıymış gibi, boş boş dinliyorlar ve seans bitimini bekliyorlar.
genelde ortamdayken ne yapmalıyım diye stres içinde oluyorum nasıl konuşacağım ne demeliyim gibi gibi
bende de aynıydı başkalarınınki kutlanırken benimki unutulurduAh doğum günleri... Herkesin ki kutlanır benimki atlanır. Ben de doğum günleri gereksiz nolmus yani 365 gün geçmişse diyip kimseninkini kutlamiyorum. Ama altında benimkinin kutlanmamasi var kendimi avutuyorum. İnşallah çözümü buluruz. Bence arayan devasini bulur.
çok teşekkür ederim :)Kıza neler yakıştırdınız. Ağzı filan kokmuyor. Tertemiz kız. Sadece yalakalık yapmıyor, dürüst, samimi, temiz, ciddi. Şu andan itibaren bir arkadaşı var. Ben. İnsanlar oturduğu siteye, altındaki arabaya, eşinin işine, çocuğunun gittiği okula, tatili yaptığın yere, paraya mülke göre arkadaşlık kuruyor çünkü. O da bunları yapmıyor.
erkek arkadaş bulabilsem keşke bu kadar yalnız hissetmezdimSiz de bi sorun yok. İnsanlar sizi kullanamayacaklarını anladıkları için böyle davranıyorlar. Çünkü insanlar çıkar ilişkisi kurarlar. Ya da kendilerinden üstün gördükleri kişilere yaklaşmaya çalışırlar. Ben de senin gibiyim. Akrabalarıma yakınım. Sakın onlara kek poğaça yapma, yerler yine yüzüne bakmazlar. Sinema, tiyatro, kurs vb etkinliklere katıl. Sağlam bi erkek arkadaş bul. Gerisini boş ver.
öyle bir durumum yok sanırım eğer olsa her eksiğimi yüzüme vuran annem söylerdi eminimYa çok alakasız gibi olacak ama ağız kokun olabilir mi acaba ? Ben ağzı kokan insanlara pek yaklaşamıyorum istemsiz kötü bir intiba bırakıyor bende.
evet kullandığımdan beri enerjim kalmadı, azaltarak bitireceğim umarım.O prozacı da lustralı da çöpe at. Uyku yapıyor. İnsanlara zayıf yönünü gösterme. Hep yüksekte ol. Yazlık muhabbeti, araba muhabbeti, ev muhabbeti yap. Onları evine davet et yedir içir. Yedikleri sürece arkadaş olurlar.
23 yaşımdayımketum olma...
dert anlatmayi sevmiyorsun ama fedakarlik yap ...anlat mesela...onlar anlatiyorsa sende anlat ornekler ver ...kac yasindasin
Ankarada oturan bir baska yalniz arkadas daha kabul eder misinizCanım ben de üniversiteye kadar söylediklerini yaşıyordum.Kaynağını buldum sonradan,babamın aşağılayıcı sözleri Davranışları..
Ankara'da yaşıyormuşsun,ben de Ankaradayım ve geleli çok olmadı.İstersen bir avm de buluşup ark olabiliriz canım.Seni anlarım
TabikiAnkarada oturan bir baska yalniz arkadas daha kabul eder misiniz
Nerdesin ben gelim ben de yalnizim:)Hmm biz kizlarla vakit buldukca günü birlik workshoplara katılıyoruz cikolata kurabiye gibi seylerin yapimi, yada alisveris bazende sadece sohbet katıl bize dicektim ama ankaradaymıssın:) sonucta uzman psikologlrda yardımcı olabilir belki ama yeni insanlar yeni ortamlar anında insanı kendine getirebilir:)
Ben sahsen isyerinden kanka aramiyorum.Az mic mic ama saygi bekliyorum.Aa yok mic mic olduklarina sonsuz saygi micmic olmadiklarina ise sen kim kopek oluyorlar.Sirf buyuzden daha iyi sohbet edeyim ama yok kafadar degiliz zaten herseyi konusmak bana gereksiz geliyor ben surekli gordugum is arkadasimla hergun hergun konusacak ne bulabilirim onlar ne buluyorlar konusacak surekli sasiyorum.. Bana normal saygi yetecek .Boyle bir aradayim ben de.Yani tabi herkesle her şey konuşulmaz ama karakterini az çok beğendiğim güvendiğim insanlarla özel hayatımı da konuştuğum oluyor detaya girmesem de. Onların özel durumlarını da aklımda tutmaya çalışıp sorarım noldu ne bitti diye. Bazen gündemdeki olaylar, bazen işle ilgili meseleler. Canımı sıkan kişiler varsa anlatırım. Onlar da anlatır. Giyim kuşam konuştuğumuzda olur. Tavsiye veririm ya da fikir sorarım. Biraz karşınızdaki kişilerce ortak alanlarınızı belirlemeye çalışın.
Bunlar genelde dedikodu kisminda oluyor.Gruplasmalara taraf olmuyorsan ortada kaliyorsun.Canım bir ortamda sadece arkadaşlarını dinliyor olumlu olumsuz hiç bir konu hakkında yorum yapmıyorsan insanlar seni ketum,sinsi,içten pazarlıklı gibi algılayabilir.Hep dinlemek olmaz biraz da sen anlatıp paylaşacaksın ki karsındaki de senle yakınlık kursun.Daha fazla paylaşımcı ol düşüncelerini çekinmeden söyle,konusulan konularla ilgili sen de örnekler ver bir olay anlat. Unutma hiç birimiz birbirimizden üstün değiliz kendini aşağılamayı bırakmalısın