• Merhaba, Kadınlar Kulübü'ne ÜCRETSİZ üye olarak yorumlar ile katkıda bulunabilir veya aklınıza takılan soruları sorabilirsiniz.

hamile ablamın bana nefreti

Kendinizi bu kadar ezidirirseniz hiç bir zaman hiç bir kimse için değeriniz olmayacak... Bu net
Yahu bırakın dönün evinize yani şuan yaşınız küçük bazı şeyleri anlamıyorsunuz
Ama 30lu yaşlardan bildireyim
Size değer vermeyeni olduğu yerde bırakın
Kendi canınız kanınız olsa bile
Önce kendinize değer verin
 
her bir zerrem acı içinde nefes alamıyorum. anlatacak konuşacak kimsem yok en azından içimden geçenleri okuyacak birileri olsa yeter bana. başlıktaki gibi ablam var kendisi hamile ve benden doğdum doğalı nefret ediyor. dayanamıyorum hiç dayanacak gücüm kalmadı sızlıyor her tarafım. çok uzun olacak, kitap gibi özür dilerim. size kalmış okuyup okumamak. en sonuncu paragraf güncel halim sadece

ablamla aramda 8 yaş var ben 19 yaşındayım o 27 yaşında. ben 9 yaşına gelene kadar da başka kardeşimiz olmadı. anne babamız çalışırdı boş vakitlerinde de dinlenirlerdi otururlardı biz ablamla iki kardeş kalırdık. birlikte zaman geçirirdik o yüzden ben ablama hep daha çok ihtiyaç duyar daha çok severdim sevgisini beklerdim. hep çok fedakardım ona hep affederdim. iki tane alırlardı bize bir şeyden o seviyor diye benimkini ona verirdim. kendime almaz ona alırdım. ama o benim hakkımı da alırdı, yerdi benden habersiz. her bir çocuğun yaptığı yaramazlıkları yaptım diye keşke doğmasaydı hiç sevmiyorum. yazmış o zamanlarda da. çok sonra gördüm bunu ben. sözde en çok beni kendisi istemiş doğumuma en çok o sevinmiş. bunu duydukça kendimde aradım hatayı hep. annemlere karşı hep onu korurdum. ama o ancak çıkarı olursa olurdu benim yanımda. karşılıksız hiçbir şey yapmazdı yapmadı. belki bi iki yemek ısmarlamıştır onda da yüzüme vurdu bi defa. kızardı kavga ederdik yarım saat sonra cips aldırırdı film izlerdik ablamlayım zaman geçiriyorum diye çok mutlu olurdum. daha çok çok küçücükken derdim bir gün böyle olmayacağız diye çaktırmaz çok üzülürdüm. gözleri bozuktu gözlük kullanırdı ablam göz numarasının büyüdüğünü öğrenince salya sümük hüngür hüngür ağlamıştım defalarca ablamın gözü kör olacak benim gözlerimi ona versinler diye. ben kendisini her şeyin en iyisine layık görürken o benim en ucuzunu kötüsünü ikinci elini isterdi. masraf ettirme derdi çok kötü hissederdim kendimi.

bu böyle uzar gider sayfaları doldurur sadede gelmeye çalışayım ama çok dolu içim gözlerimden yaşlar aka aka yazıyorum bunları çok canım yanıyor. ablam evlendi geçen sene. ondan önceki sene sanırım çok kötü kavga etmiştik yine bencillik ettiği içindi hep bencillik ederdi. kendisinin suçuydu ama özür bekliyordu benden çok sinirliydim uzun süre küs kaldık sonra barıştık. sonra yayladaydık çok iş yapmıştım marketten bir şeyler istemiştim hak ettiğimi düşünmüştüm annem onları söylerken laf attı bana tüm marketi isteseydi diye. para kendisinden de çıkmıyor ki çok kırıldım bir şeyler yeme hakkım bile yoktu demek. ama hiçbir şey demedim eve geldi durduk yere laf soktu bana çok büyük kavga ettik patladım çünkü abla mısın sen dedim ben ablayım sen benim kardeşim değilsin dedi bana. babam geldi bana kızdı. o günler hiç geçmedi hiçbirisiyle konuşmadım. annem bile gelip arka çıkmadı. aylar geçti bir tanesinden özür duymadım hiçbirinin yüzüne bakmadım. düğün zamanı geldi çattı gitmeyeceğime yemin etmiştim ama son zamanlarda yine öyle şey olmaz bunun daha ilerisi var çoluğa çocuğa karışacak teyze olacağım ablam o benim diye. son haftada yine yaptı yapacağını çok kırdı beni. asla gitmeyecektim yine olmadı. gittik salona, oturdum içime de bi öküz oturdu. enişteyle kol kola görünce göğsüm sıkıştı gözlerim doldu her şey geçti gözümün önünden. küçükken kendisi daha dün liseye gidiyordu biz bilgisayara kim oturacak kavgası yapıyorduk. ne kadar kavga etsek de tartışsak da hemen dibimdeki odada oluyordu. şimdi o da yoktu. hiçbiri yoktu. ortada doğru dürüst bir abla kardeş ilişkisi de yoktu hiç olmamıştı. hüngür hüngür ağlamaya başladım sular seller gibi aktı göz yaşlarım. sonra dans falan başladı çok istedim yanına gitmeyi gelinlik içinde ne kadar güzel olduğunu görmeyi.

kendi başıma bi türlü kalkamadım çünkü içimde öyle bir korku vardı ki. ya ablam beni karşısında istemezse korkusu. ya düğününde beni kardeşini ama kardeşi olmayan da beni istemezse diye. sonra kuzenim elimden tuttu da götürdü yanına gelince hem mutlu oldum hem çok tedirgin. ama orada kabul etti beni gel dedi kardeşimsin tabii ki de oynayacaksın benle dedi. ellerim bacaklarım titreye titreye gözüm dolu dolu dans ettim orada. ikinci düğün başka şehirde oldu onu orada bıraktık döndük. ben de kalbimin büyük bir kısmını orada bıraktım.

sonra yine kavga ettik çünkü yine kendisi kendisinin istediği bir şey olsun istemişti beni ve benim düşüncemi ihtiyacımı isteğimi hiç düşünmemişti. ben hayır diyince de küsmüştü aylarca konuşmamıştı benle.
hamileydi o an gerçekten istediğini yapacak halim yoktu diye kabul etmedim. yoksa hamilelik haberini aldığım günden beri her gün arayıp soruyordum önemsiyordum onu çok. ama sonra işte. sonra aylar geçti geçti doğum günü geldi. yine kendi hatasıydı ama benden özür bekliyordu çok tahammülsüzdüm çok bıkkındım ama yine alttan aldım. alttan almaktan boynum bükülmüştü daha da kalkmazdı zaten. kendisine de bebeğe de hediye aldım içine de uzunca samimi duygusal bir not yazdım özür diledim. kargo ulaştı 5 gün sonra annemin lafıyla kuru bir teşekkür etti bana. cevap verecektim annemle konuşurken okulla ilgili kötü bir şey gelmişti başıma. o hak ediyor iyi olmuş dedi. cevap vermedim teşekkürüne. öyle bir bulandı ki kafam şu anda da yazarken anlıyorum tüm suç bende. şu anki halimin hepsi benim suçum. iki hafta geçti nasılsın dedi iyiyim dedim. iki hafta boyunca her gün zehir zemberek şeyler geldi aklıma yazacak tek kelime etmedim.
annen anlattı bir şeyler olmuş konuşmak istersen buradayım dedi. gerek yok artık bilmeden iyi olmuş demeseydin olabilirdi seni zorla ablam yapmaktan yoruldum artık yazdım. sonrası kavga kıyamet. ben içimi döktükçe o geri tepti en sonunda nasıl oldu bilmiyorum anlamış beni özür diledi. tekrar deneyelim dedi inandım. asla eski samimiyetimiz olmadı ama küs de değildik sanki öyle kötü davranmamaya çalışıyordu o bana yeterdi.

zaman geçti konuştuk okulu bu sene için bırakmıştım hamileliğinin son anlarında yanında olmak istiyordum ben kendim doğumdan sonra da belki bir işe yararım diye. sonra kendisi dedi ama defalarca ekledi sen istiyorsan tabii diye ben de kararlarımı da beni de önemsiyor artık diye düşündüm. varlığın yeter dedi bana nefesin yeter dedi. sen gel istediğini yap sen evde ol yeter o bana dedi. çok sevindim o bunları diyince. koşar ayak geldim. ilk günler iyiydi sonradan bozuldu. anlayışsız davranır oldu kalbimi kırar oldu dedikleriyle yaptıklarıyla. ev işlerine yardım etmeye çalıştım ben süpüreyim dedim içime sinmiyor dedi ben sileyim dedim içime sinmiyor dedi. yaptığımı yemez biliyorum. ama yemeğe yardım edeyim dedim yok şu an gerek yok derdi ben de boş olunca enişte git yardım et derdi. iki arada bir derede kalırdım. en fazla masayı kuruyor topluyordum bulaşık yıkıyordum. bi ara hastalandım bulaşıcı değil böbreklerimde kum vardı enfeksiyonum vardı masaj aleti vardı arada iyi geliyor diye kullanıyordum onu aldı kaldırdı. halim yok uyanamıyorum kalkamıyorum diye kahvaltıya çağırmadı. ben uyanık uyanık gülüşmelerini dinledim. çağrılmadığım sofraya nasıl gideyim. sonra da laf yerdim kahvaltı kuruldu gelmedin diye. bir gün enişte senin bu kızı şuraya koysak öylece dursa daha çok faydası olur bozuk defolu bu dedi. demedi ablam hiçbir şey. güldü geçti. normalde enişte beni çok sever diye bilirim düşünürüm abim o kardeşi olarak görür beni diye. çok şey dediler yaptılar kırıcı hiçbir şey demedim annem babam aradı bir de onlar karşılık verme kavga etme nazik ol derdi. anlatamazdım. ablam benden bir şey istese ikiletmem. gördüğümü de yapmaya çalışıyorum ama yok bugün o kadar oturduk birlikte bir tabak bir de çatal aldım börek için. yedim onu dizi izledik sonra aklımdan çıkmış masanın üstünde kalmış. ben de tüm gün yanlarında olup 5 dakikalığına bilgisayara geçtim birden eniştenin bağırışı kızışı ablanın karnı burnunda bir de çocukla uğraşıyor senin yapacağın işi o yapıyor kalk çabuk git yediğini yıka ne yiyip bırakıyorsun tabağını diye bağırdı. tamam dedim ama şok olduğum için kaldım yerimde üstüme yürüdü gitti sonra. o iki bulaşık bana nasıl 5 saat gibi geldi bilmiyorum. aralıksız saatlerce ağladım her şeyi düşünerek. ablam bilirdi benim buna hiç alışkın olmadığımı çok kırıldığımı üzüldüğümü bilmiştir. tuvalet dibimdeki odada 4 kere tuvalete gitti geldi yanıma gelip 2 kelime etmedi bana. belki içim rahatlar belki bilmiyorum. enişte gelip özür dilemedi hiç. normalde hep sakin hep eğlenceliydi nasıl patladı bana birden nasıl iğrendirdim bu kadar kendimden birden anlamadım hiç ne yaptım. ablama yakınlaşmaya çalıştıkça yok elini orada çek yok bana yaslanma. ne sorup duruyorsun iyiyim işte. yetmedi demek ki yetmedi varlığım nefesim hiçbiri yetmedi vermek istediğim gözlerim saf sevgim hiçbir zaman yetmedi. ablama karşı büyüyemedim hiç ben, çünkü ablam olmadı hiç. dört duvar bir yerde çürüyorum şimdi annem de yok babam da. çok uzaktayım gitmek istesem olmayacak kalsam hiç olmayacak kendimi öldürsem kimse bir gram üzüntü duymayacak her bir hücrem acı içinde. anladım ki enişte de beni asla benden ötürü sevmiyor ablamdan ötürü iyi davranıyor. beklemezdim hiç. ona ayrı paramparça oldum.
Başlarım onun hamileliğe ve ablalarına direk bırakir terk ederdim hadi ablandır anlaşamıyorsun.Eniştene ne olmuşta öyle davranıyor hadsizler ama sende kendini çok ezdirmişsin k.bakma ablam yeter ki beni sevsin diye herşeyi sineye çekemem şuan da sorunlu bir aile görüyorum annen baban orta yolu bulamamışlar ablan desen bir çeşit sen de beni sevsin diye herseyi sineye çekmişsin enisten kendini bişey sanıp sana kızmış benim eniştem bana katti süretle bana bağıramaz
 
her bir zerrem acı içinde nefes alamıyorum. anlatacak konuşacak kimsem yok en azından içimden geçenleri okuyacak birileri olsa yeter bana. başlıktaki gibi ablam var kendisi hamile ve benden doğdum doğalı nefret ediyor. dayanamıyorum hiç dayanacak gücüm kalmadı sızlıyor her tarafım. çok uzun olacak, kitap gibi özür dilerim. size kalmış okuyup okumamak. en sonuncu paragraf güncel halim sadece

ablamla aramda 8 yaş var ben 19 yaşındayım o 27 yaşında. ben 9 yaşına gelene kadar da başka kardeşimiz olmadı. anne babamız çalışırdı boş vakitlerinde de dinlenirlerdi otururlardı biz ablamla iki kardeş kalırdık. birlikte zaman geçirirdik o yüzden ben ablama hep daha çok ihtiyaç duyar daha çok severdim sevgisini beklerdim. hep çok fedakardım ona hep affederdim. iki tane alırlardı bize bir şeyden o seviyor diye benimkini ona verirdim. kendime almaz ona alırdım. ama o benim hakkımı da alırdı, yerdi benden habersiz. her bir çocuğun yaptığı yaramazlıkları yaptım diye keşke doğmasaydı hiç sevmiyorum. yazmış o zamanlarda da. çok sonra gördüm bunu ben. sözde en çok beni kendisi istemiş doğumuma en çok o sevinmiş. bunu duydukça kendimde aradım hatayı hep. annemlere karşı hep onu korurdum. ama o ancak çıkarı olursa olurdu benim yanımda. karşılıksız hiçbir şey yapmazdı yapmadı. belki bi iki yemek ısmarlamıştır onda da yüzüme vurdu bi defa. kızardı kavga ederdik yarım saat sonra cips aldırırdı film izlerdik ablamlayım zaman geçiriyorum diye çok mutlu olurdum. daha çok çok küçücükken derdim bir gün böyle olmayacağız diye çaktırmaz çok üzülürdüm. gözleri bozuktu gözlük kullanırdı ablam göz numarasının büyüdüğünü öğrenince salya sümük hüngür hüngür ağlamıştım defalarca ablamın gözü kör olacak benim gözlerimi ona versinler diye. ben kendisini her şeyin en iyisine layık görürken o benim en ucuzunu kötüsünü ikinci elini isterdi. masraf ettirme derdi çok kötü hissederdim kendimi.

bu böyle uzar gider sayfaları doldurur sadede gelmeye çalışayım ama çok dolu içim gözlerimden yaşlar aka aka yazıyorum bunları çok canım yanıyor. ablam evlendi geçen sene. ondan önceki sene sanırım çok kötü kavga etmiştik yine bencillik ettiği içindi hep bencillik ederdi. kendisinin suçuydu ama özür bekliyordu benden çok sinirliydim uzun süre küs kaldık sonra barıştık. sonra yayladaydık çok iş yapmıştım marketten bir şeyler istemiştim hak ettiğimi düşünmüştüm annem onları söylerken laf attı bana tüm marketi isteseydi diye. para kendisinden de çıkmıyor ki çok kırıldım bir şeyler yeme hakkım bile yoktu demek. ama hiçbir şey demedim eve geldi durduk yere laf soktu bana çok büyük kavga ettik patladım çünkü abla mısın sen dedim ben ablayım sen benim kardeşim değilsin dedi bana. babam geldi bana kızdı. o günler hiç geçmedi hiçbirisiyle konuşmadım. annem bile gelip arka çıkmadı. aylar geçti bir tanesinden özür duymadım hiçbirinin yüzüne bakmadım. düğün zamanı geldi çattı gitmeyeceğime yemin etmiştim ama son zamanlarda yine öyle şey olmaz bunun daha ilerisi var çoluğa çocuğa karışacak teyze olacağım ablam o benim diye. son haftada yine yaptı yapacağını çok kırdı beni. asla gitmeyecektim yine olmadı. gittik salona, oturdum içime de bi öküz oturdu. enişteyle kol kola görünce göğsüm sıkıştı gözlerim doldu her şey geçti gözümün önünden. küçükken kendisi daha dün liseye gidiyordu biz bilgisayara kim oturacak kavgası yapıyorduk. ne kadar kavga etsek de tartışsak da hemen dibimdeki odada oluyordu. şimdi o da yoktu. hiçbiri yoktu. ortada doğru dürüst bir abla kardeş ilişkisi de yoktu hiç olmamıştı. hüngür hüngür ağlamaya başladım sular seller gibi aktı göz yaşlarım. sonra dans falan başladı çok istedim yanına gitmeyi gelinlik içinde ne kadar güzel olduğunu görmeyi.

kendi başıma bi türlü kalkamadım çünkü içimde öyle bir korku vardı ki. ya ablam beni karşısında istemezse korkusu. ya düğününde beni kardeşini ama kardeşi olmayan da beni istemezse diye. sonra kuzenim elimden tuttu da götürdü yanına gelince hem mutlu oldum hem çok tedirgin. ama orada kabul etti beni gel dedi kardeşimsin tabii ki de oynayacaksın benle dedi. ellerim bacaklarım titreye titreye gözüm dolu dolu dans ettim orada. ikinci düğün başka şehirde oldu onu orada bıraktık döndük. ben de kalbimin büyük bir kısmını orada bıraktım.

sonra yine kavga ettik çünkü yine kendisi kendisinin istediği bir şey olsun istemişti beni ve benim düşüncemi ihtiyacımı isteğimi hiç düşünmemişti. ben hayır diyince de küsmüştü aylarca konuşmamıştı benle.
hamileydi o an gerçekten istediğini yapacak halim yoktu diye kabul etmedim. yoksa hamilelik haberini aldığım günden beri her gün arayıp soruyordum önemsiyordum onu çok. ama sonra işte. sonra aylar geçti geçti doğum günü geldi. yine kendi hatasıydı ama benden özür bekliyordu çok tahammülsüzdüm çok bıkkındım ama yine alttan aldım. alttan almaktan boynum bükülmüştü daha da kalkmazdı zaten. kendisine de bebeğe de hediye aldım içine de uzunca samimi duygusal bir not yazdım özür diledim. kargo ulaştı 5 gün sonra annemin lafıyla kuru bir teşekkür etti bana. cevap verecektim annemle konuşurken okulla ilgili kötü bir şey gelmişti başıma. o hak ediyor iyi olmuş dedi. cevap vermedim teşekkürüne. öyle bir bulandı ki kafam şu anda da yazarken anlıyorum tüm suç bende. şu anki halimin hepsi benim suçum. iki hafta geçti nasılsın dedi iyiyim dedim. iki hafta boyunca her gün zehir zemberek şeyler geldi aklıma yazacak tek kelime etmedim.
annen anlattı bir şeyler olmuş konuşmak istersen buradayım dedi. gerek yok artık bilmeden iyi olmuş demeseydin olabilirdi seni zorla ablam yapmaktan yoruldum artık yazdım. sonrası kavga kıyamet. ben içimi döktükçe o geri tepti en sonunda nasıl oldu bilmiyorum anlamış beni özür diledi. tekrar deneyelim dedi inandım. asla eski samimiyetimiz olmadı ama küs de değildik sanki öyle kötü davranmamaya çalışıyordu o bana yeterdi.

zaman geçti konuştuk okulu bu sene için bırakmıştım hamileliğinin son anlarında yanında olmak istiyordum ben kendim doğumdan sonra da belki bir işe yararım diye. sonra kendisi dedi ama defalarca ekledi sen istiyorsan tabii diye ben de kararlarımı da beni de önemsiyor artık diye düşündüm. varlığın yeter dedi bana nefesin yeter dedi. sen gel istediğini yap sen evde ol yeter o bana dedi. çok sevindim o bunları diyince. koşar ayak geldim. ilk günler iyiydi sonradan bozuldu. anlayışsız davranır oldu kalbimi kırar oldu dedikleriyle yaptıklarıyla. ev işlerine yardım etmeye çalıştım ben süpüreyim dedim içime sinmiyor dedi ben sileyim dedim içime sinmiyor dedi. yaptığımı yemez biliyorum. ama yemeğe yardım edeyim dedim yok şu an gerek yok derdi ben de boş olunca enişte git yardım et derdi. iki arada bir derede kalırdım. en fazla masayı kuruyor topluyordum bulaşık yıkıyordum. bi ara hastalandım bulaşıcı değil böbreklerimde kum vardı enfeksiyonum vardı masaj aleti vardı arada iyi geliyor diye kullanıyordum onu aldı kaldırdı. halim yok uyanamıyorum kalkamıyorum diye kahvaltıya çağırmadı. ben uyanık uyanık gülüşmelerini dinledim. çağrılmadığım sofraya nasıl gideyim. sonra da laf yerdim kahvaltı kuruldu gelmedin diye. bir gün enişte senin bu kızı şuraya koysak öylece dursa daha çok faydası olur bozuk defolu bu dedi. demedi ablam hiçbir şey. güldü geçti. normalde enişte beni çok sever diye bilirim düşünürüm abim o kardeşi olarak görür beni diye. çok şey dediler yaptılar kırıcı hiçbir şey demedim annem babam aradı bir de onlar karşılık verme kavga etme nazik ol derdi. anlatamazdım. ablam benden bir şey istese ikiletmem. gördüğümü de yapmaya çalışıyorum ama yok bugün o kadar oturduk birlikte bir tabak bir de çatal aldım börek için. yedim onu dizi izledik sonra aklımdan çıkmış masanın üstünde kalmış. ben de tüm gün yanlarında olup 5 dakikalığına bilgisayara geçtim birden eniştenin bağırışı kızışı ablanın karnı burnunda bir de çocukla uğraşıyor senin yapacağın işi o yapıyor kalk çabuk git yediğini yıka ne yiyip bırakıyorsun tabağını diye bağırdı. tamam dedim ama şok olduğum için kaldım yerimde üstüme yürüdü gitti sonra. o iki bulaşık bana nasıl 5 saat gibi geldi bilmiyorum. aralıksız saatlerce ağladım her şeyi düşünerek. ablam bilirdi benim buna hiç alışkın olmadığımı çok kırıldığımı üzüldüğümü bilmiştir. tuvalet dibimdeki odada 4 kere tuvalete gitti geldi yanıma gelip 2 kelime etmedi bana. belki içim rahatlar belki bilmiyorum. enişte gelip özür dilemedi hiç. normalde hep sakin hep eğlenceliydi nasıl patladı bana birden nasıl iğrendirdim bu kadar kendimden birden anlamadım hiç ne yaptım. ablama yakınlaşmaya çalıştıkça yok elini orada çek yok bana yaslanma. ne sorup duruyorsun iyiyim işte. yetmedi demek ki yetmedi varlığım nefesim hiçbiri yetmedi vermek istediğim gözlerim saf sevgim hiçbir zaman yetmedi. ablama karşı büyüyemedim hiç ben, çünkü ablam olmadı hiç. dört duvar bir yerde çürüyorum şimdi annem de yok babam da. çok uzaktayım gitmek istesem olmayacak kalsam hiç olmayacak kendimi öldürsem kimse bir gram üzüntü duymayacak her bir hücrem acı içinde. anladım ki enişte de beni asla benden ötürü sevmiyor ablamdan ötürü iyi davranıyor. beklemezdim hiç. ona ayrı paramparça oldum.
Hastalığın biri ablanızdaysa diğeri de sizde. Kendi davranışlarınızda normal değil.
Neden kendinize bunu yapıyorsunuz?
Basın gidin evinize kimsede konuşmazsa konuşmasın.
Eniştenizide dolduran ablanız farkında değilmisiniz?
Başlarım ablasınada annesine de.
Abla çocuk doğuracak diye okulu dondurmak nedir nasıl bir mantıktır.
Kimse kardeş diye uğraşmasın hayatta karşısına kardeşten öte insanlar çıksın inşallah.
Umarım akıllanır ve hemen evinize dönersiniz.
 
her bir zerrem acı içinde nefes alamıyorum. anlatacak konuşacak kimsem yok en azından içimden geçenleri okuyacak birileri olsa yeter bana. başlıktaki gibi ablam var kendisi hamile ve benden doğdum doğalı nefret ediyor. dayanamıyorum hiç dayanacak gücüm kalmadı sızlıyor her tarafım. çok uzun olacak, kitap gibi özür dilerim. size kalmış okuyup okumamak. en sonuncu paragraf güncel halim sadece

ablamla aramda 8 yaş var ben 19 yaşındayım o 27 yaşında. ben 9 yaşına gelene kadar da başka kardeşimiz olmadı. anne babamız çalışırdı boş vakitlerinde de dinlenirlerdi otururlardı biz ablamla iki kardeş kalırdık. birlikte zaman geçirirdik o yüzden ben ablama hep daha çok ihtiyaç duyar daha çok severdim sevgisini beklerdim. hep çok fedakardım ona hep affederdim. iki tane alırlardı bize bir şeyden o seviyor diye benimkini ona verirdim. kendime almaz ona alırdım. ama o benim hakkımı da alırdı, yerdi benden habersiz. her bir çocuğun yaptığı yaramazlıkları yaptım diye keşke doğmasaydı hiç sevmiyorum. yazmış o zamanlarda da. çok sonra gördüm bunu ben. sözde en çok beni kendisi istemiş doğumuma en çok o sevinmiş. bunu duydukça kendimde aradım hatayı hep. annemlere karşı hep onu korurdum. ama o ancak çıkarı olursa olurdu benim yanımda. karşılıksız hiçbir şey yapmazdı yapmadı. belki bi iki yemek ısmarlamıştır onda da yüzüme vurdu bi defa. kızardı kavga ederdik yarım saat sonra cips aldırırdı film izlerdik ablamlayım zaman geçiriyorum diye çok mutlu olurdum. daha çok çok küçücükken derdim bir gün böyle olmayacağız diye çaktırmaz çok üzülürdüm. gözleri bozuktu gözlük kullanırdı ablam göz numarasının büyüdüğünü öğrenince salya sümük hüngür hüngür ağlamıştım defalarca ablamın gözü kör olacak benim gözlerimi ona versinler diye. ben kendisini her şeyin en iyisine layık görürken o benim en ucuzunu kötüsünü ikinci elini isterdi. masraf ettirme derdi çok kötü hissederdim kendimi.

bu böyle uzar gider sayfaları doldurur sadede gelmeye çalışayım ama çok dolu içim gözlerimden yaşlar aka aka yazıyorum bunları çok canım yanıyor. ablam evlendi geçen sene. ondan önceki sene sanırım çok kötü kavga etmiştik yine bencillik ettiği içindi hep bencillik ederdi. kendisinin suçuydu ama özür bekliyordu benden çok sinirliydim uzun süre küs kaldık sonra barıştık. sonra yayladaydık çok iş yapmıştım marketten bir şeyler istemiştim hak ettiğimi düşünmüştüm annem onları söylerken laf attı bana tüm marketi isteseydi diye. para kendisinden de çıkmıyor ki çok kırıldım bir şeyler yeme hakkım bile yoktu demek. ama hiçbir şey demedim eve geldi durduk yere laf soktu bana çok büyük kavga ettik patladım çünkü abla mısın sen dedim ben ablayım sen benim kardeşim değilsin dedi bana. babam geldi bana kızdı. o günler hiç geçmedi hiçbirisiyle konuşmadım. annem bile gelip arka çıkmadı. aylar geçti bir tanesinden özür duymadım hiçbirinin yüzüne bakmadım. düğün zamanı geldi çattı gitmeyeceğime yemin etmiştim ama son zamanlarda yine öyle şey olmaz bunun daha ilerisi var çoluğa çocuğa karışacak teyze olacağım ablam o benim diye. son haftada yine yaptı yapacağını çok kırdı beni. asla gitmeyecektim yine olmadı. gittik salona, oturdum içime de bi öküz oturdu. enişteyle kol kola görünce göğsüm sıkıştı gözlerim doldu her şey geçti gözümün önünden. küçükken kendisi daha dün liseye gidiyordu biz bilgisayara kim oturacak kavgası yapıyorduk. ne kadar kavga etsek de tartışsak da hemen dibimdeki odada oluyordu. şimdi o da yoktu. hiçbiri yoktu. ortada doğru dürüst bir abla kardeş ilişkisi de yoktu hiç olmamıştı. hüngür hüngür ağlamaya başladım sular seller gibi aktı göz yaşlarım. sonra dans falan başladı çok istedim yanına gitmeyi gelinlik içinde ne kadar güzel olduğunu görmeyi.

kendi başıma bi türlü kalkamadım çünkü içimde öyle bir korku vardı ki. ya ablam beni karşısında istemezse korkusu. ya düğününde beni kardeşini ama kardeşi olmayan da beni istemezse diye. sonra kuzenim elimden tuttu da götürdü yanına gelince hem mutlu oldum hem çok tedirgin. ama orada kabul etti beni gel dedi kardeşimsin tabii ki de oynayacaksın benle dedi. ellerim bacaklarım titreye titreye gözüm dolu dolu dans ettim orada. ikinci düğün başka şehirde oldu onu orada bıraktık döndük. ben de kalbimin büyük bir kısmını orada bıraktım.

sonra yine kavga ettik çünkü yine kendisi kendisinin istediği bir şey olsun istemişti beni ve benim düşüncemi ihtiyacımı isteğimi hiç düşünmemişti. ben hayır diyince de küsmüştü aylarca konuşmamıştı benle.
hamileydi o an gerçekten istediğini yapacak halim yoktu diye kabul etmedim. yoksa hamilelik haberini aldığım günden beri her gün arayıp soruyordum önemsiyordum onu çok. ama sonra işte. sonra aylar geçti geçti doğum günü geldi. yine kendi hatasıydı ama benden özür bekliyordu çok tahammülsüzdüm çok bıkkındım ama yine alttan aldım. alttan almaktan boynum bükülmüştü daha da kalkmazdı zaten. kendisine de bebeğe de hediye aldım içine de uzunca samimi duygusal bir not yazdım özür diledim. kargo ulaştı 5 gün sonra annemin lafıyla kuru bir teşekkür etti bana. cevap verecektim annemle konuşurken okulla ilgili kötü bir şey gelmişti başıma. o hak ediyor iyi olmuş dedi. cevap vermedim teşekkürüne. öyle bir bulandı ki kafam şu anda da yazarken anlıyorum tüm suç bende. şu anki halimin hepsi benim suçum. iki hafta geçti nasılsın dedi iyiyim dedim. iki hafta boyunca her gün zehir zemberek şeyler geldi aklıma yazacak tek kelime etmedim.
annen anlattı bir şeyler olmuş konuşmak istersen buradayım dedi. gerek yok artık bilmeden iyi olmuş demeseydin olabilirdi seni zorla ablam yapmaktan yoruldum artık yazdım. sonrası kavga kıyamet. ben içimi döktükçe o geri tepti en sonunda nasıl oldu bilmiyorum anlamış beni özür diledi. tekrar deneyelim dedi inandım. asla eski samimiyetimiz olmadı ama küs de değildik sanki öyle kötü davranmamaya çalışıyordu o bana yeterdi.

zaman geçti konuştuk okulu bu sene için bırakmıştım hamileliğinin son anlarında yanında olmak istiyordum ben kendim doğumdan sonra da belki bir işe yararım diye. sonra kendisi dedi ama defalarca ekledi sen istiyorsan tabii diye ben de kararlarımı da beni de önemsiyor artık diye düşündüm. varlığın yeter dedi bana nefesin yeter dedi. sen gel istediğini yap sen evde ol yeter o bana dedi. çok sevindim o bunları diyince. koşar ayak geldim. ilk günler iyiydi sonradan bozuldu. anlayışsız davranır oldu kalbimi kırar oldu dedikleriyle yaptıklarıyla. ev işlerine yardım etmeye çalıştım ben süpüreyim dedim içime sinmiyor dedi ben sileyim dedim içime sinmiyor dedi. yaptığımı yemez biliyorum. ama yemeğe yardım edeyim dedim yok şu an gerek yok derdi ben de boş olunca enişte git yardım et derdi. iki arada bir derede kalırdım. en fazla masayı kuruyor topluyordum bulaşık yıkıyordum. bi ara hastalandım bulaşıcı değil böbreklerimde kum vardı enfeksiyonum vardı masaj aleti vardı arada iyi geliyor diye kullanıyordum onu aldı kaldırdı. halim yok uyanamıyorum kalkamıyorum diye kahvaltıya çağırmadı. ben uyanık uyanık gülüşmelerini dinledim. çağrılmadığım sofraya nasıl gideyim. sonra da laf yerdim kahvaltı kuruldu gelmedin diye. bir gün enişte senin bu kızı şuraya koysak öylece dursa daha çok faydası olur bozuk defolu bu dedi. demedi ablam hiçbir şey. güldü geçti. normalde enişte beni çok sever diye bilirim düşünürüm abim o kardeşi olarak görür beni diye. çok şey dediler yaptılar kırıcı hiçbir şey demedim annem babam aradı bir de onlar karşılık verme kavga etme nazik ol derdi. anlatamazdım. ablam benden bir şey istese ikiletmem. gördüğümü de yapmaya çalışıyorum ama yok bugün o kadar oturduk birlikte bir tabak bir de çatal aldım börek için. yedim onu dizi izledik sonra aklımdan çıkmış masanın üstünde kalmış. ben de tüm gün yanlarında olup 5 dakikalığına bilgisayara geçtim birden eniştenin bağırışı kızışı ablanın karnı burnunda bir de çocukla uğraşıyor senin yapacağın işi o yapıyor kalk çabuk git yediğini yıka ne yiyip bırakıyorsun tabağını diye bağırdı. tamam dedim ama şok olduğum için kaldım yerimde üstüme yürüdü gitti sonra. o iki bulaşık bana nasıl 5 saat gibi geldi bilmiyorum. aralıksız saatlerce ağladım her şeyi düşünerek. ablam bilirdi benim buna hiç alışkın olmadığımı çok kırıldığımı üzüldüğümü bilmiştir. tuvalet dibimdeki odada 4 kere tuvalete gitti geldi yanıma gelip 2 kelime etmedi bana. belki içim rahatlar belki bilmiyorum. enişte gelip özür dilemedi hiç. normalde hep sakin hep eğlenceliydi nasıl patladı bana birden nasıl iğrendirdim bu kadar kendimden birden anlamadım hiç ne yaptım. ablama yakınlaşmaya çalıştıkça yok elini orada çek yok bana yaslanma. ne sorup duruyorsun iyiyim işte. yetmedi demek ki yetmedi varlığım nefesim hiçbiri yetmedi vermek istediğim gözlerim saf sevgim hiçbir zaman yetmedi. ablama karşı büyüyemedim hiç ben, çünkü ablam olmadı hiç. dört duvar bir yerde çürüyorum şimdi annem de yok babam da. çok uzaktayım gitmek istesem olmayacak kalsam hiç olmayacak kendimi öldürsem kimse bir gram üzüntü duymayacak her bir hücrem acı içinde. anladım ki enişte de beni asla benden ötürü sevmiyor ablamdan ötürü iyi davranıyor. beklemezdim hiç. ona ayrı paramparça oldum.
Allahim içim şişti. Sanki 40 senelik kocaniza muthis eşsiz bir aşkla baglisiniz ama aldatilmis gibi izlenim vermissiniz adam ölmüs aldatmis veya terketmis gibi. Ailede olsa ablada abide kardeste klsa belli noktadan sonra evdeki gibi olmayabiliyor. Mesela biz hep can ciger gerçekten kardestik maddi manevi evlendik hala oyleyiz. Sma boyle olmayan ailelerde var. Sasirmamda..olabilir yahu insaniz herkes ayni degil herkesin dinamigi farkli. Ablamda boyle insan diyip gececeksiniz. Yok hucrelerim can cekisiyor yok kendimi öldiresim var.bunlar nedir Allah askina bu ne eziklikdir? Siz neden gidiyorsunuz ayrica yardima ? Hayir madem araniz iyi degil net cevap verecektiniz anne abla veya baba kusura bakmayin biliyosunuz ablamla aramda hep mesafe vardi simdi ben isterim yardimci olmayi gitmeyi ama sikintilar olur kimse uzulmesin anne sen git diyeceksiniz. Yani fikirlerinizin sizin onemssenmeyisinin sebebi bu aslinda. Hediye gonderdiniz niue upuzun bir not var. Bazilari hic hoslanma mesela ben asla sevmem bu tarz seyleri okumakla ugrasmam ablanda benim gibi demekki.enisteye gelince az yesin hizmetci tutsun karisini dusunen kendi yardim edecek. Ablanlada enistenlede dayanamadigin noktada konus. Vallhi begenmiyorsaniz enistecin aen kendi anneni cagir ablcim sende kendi anneni cagir yardim etsinler diyeceksin bu kadarda hassas olmayin hayat gecmez. Sanirim sizin bu ablanizla ilk konununuz degil daha oncede acmistiniz dimi
 
doğru diyorsunuz. bilmiyorum içim o kadar eksik ki. çok şey oldu evet umudumu kesmemi gerektirecek ama işte. evden de gitmek o kadar çok istiyorum ki sonrası nasıl olacak hiç bilmiyorum. anneme babama kırdılar beni desem anlamazlar kötü ben olurum yine.
ol kötü sen ol. kırdılar beni de anlamadılar mi kötü ol. Sen de kır çok istiyorsa anneciğim gitsin baksın değerli kızına.
 
her bir zerrem acı içinde nefes alamıyorum. anlatacak konuşacak kimsem yok en azından içimden geçenleri okuyacak birileri olsa yeter bana. başlıktaki gibi ablam var kendisi hamile ve benden doğdum doğalı nefret ediyor. dayanamıyorum hiç dayanacak gücüm kalmadı sızlıyor her tarafım. çok uzun olacak, kitap gibi özür dilerim. size kalmış okuyup okumamak. en sonuncu paragraf güncel halim sadece

ablamla aramda 8 yaş var ben 19 yaşındayım o 27 yaşında. ben 9 yaşına gelene kadar da başka kardeşimiz olmadı. anne babamız çalışırdı boş vakitlerinde de dinlenirlerdi otururlardı biz ablamla iki kardeş kalırdık. birlikte zaman geçirirdik o yüzden ben ablama hep daha çok ihtiyaç duyar daha çok severdim sevgisini beklerdim. hep çok fedakardım ona hep affederdim. iki tane alırlardı bize bir şeyden o seviyor diye benimkini ona verirdim. kendime almaz ona alırdım. ama o benim hakkımı da alırdı, yerdi benden habersiz. her bir çocuğun yaptığı yaramazlıkları yaptım diye keşke doğmasaydı hiç sevmiyorum. yazmış o zamanlarda da. çok sonra gördüm bunu ben. sözde en çok beni kendisi istemiş doğumuma en çok o sevinmiş. bunu duydukça kendimde aradım hatayı hep. annemlere karşı hep onu korurdum. ama o ancak çıkarı olursa olurdu benim yanımda. karşılıksız hiçbir şey yapmazdı yapmadı. belki bi iki yemek ısmarlamıştır onda da yüzüme vurdu bi defa. kızardı kavga ederdik yarım saat sonra cips aldırırdı film izlerdik ablamlayım zaman geçiriyorum diye çok mutlu olurdum. daha çok çok küçücükken derdim bir gün böyle olmayacağız diye çaktırmaz çok üzülürdüm. gözleri bozuktu gözlük kullanırdı ablam göz numarasının büyüdüğünü öğrenince salya sümük hüngür hüngür ağlamıştım defalarca ablamın gözü kör olacak benim gözlerimi ona versinler diye. ben kendisini her şeyin en iyisine layık görürken o benim en ucuzunu kötüsünü ikinci elini isterdi. masraf ettirme derdi çok kötü hissederdim kendimi.

bu böyle uzar gider sayfaları doldurur sadede gelmeye çalışayım ama çok dolu içim gözlerimden yaşlar aka aka yazıyorum bunları çok canım yanıyor. ablam evlendi geçen sene. ondan önceki sene sanırım çok kötü kavga etmiştik yine bencillik ettiği içindi hep bencillik ederdi. kendisinin suçuydu ama özür bekliyordu benden çok sinirliydim uzun süre küs kaldık sonra barıştık. sonra yayladaydık çok iş yapmıştım marketten bir şeyler istemiştim hak ettiğimi düşünmüştüm annem onları söylerken laf attı bana tüm marketi isteseydi diye. para kendisinden de çıkmıyor ki çok kırıldım bir şeyler yeme hakkım bile yoktu demek. ama hiçbir şey demedim eve geldi durduk yere laf soktu bana çok büyük kavga ettik patladım çünkü abla mısın sen dedim ben ablayım sen benim kardeşim değilsin dedi bana. babam geldi bana kızdı. o günler hiç geçmedi hiçbirisiyle konuşmadım. annem bile gelip arka çıkmadı. aylar geçti bir tanesinden özür duymadım hiçbirinin yüzüne bakmadım. düğün zamanı geldi çattı gitmeyeceğime yemin etmiştim ama son zamanlarda yine öyle şey olmaz bunun daha ilerisi var çoluğa çocuğa karışacak teyze olacağım ablam o benim diye. son haftada yine yaptı yapacağını çok kırdı beni. asla gitmeyecektim yine olmadı. gittik salona, oturdum içime de bi öküz oturdu. enişteyle kol kola görünce göğsüm sıkıştı gözlerim doldu her şey geçti gözümün önünden. küçükken kendisi daha dün liseye gidiyordu biz bilgisayara kim oturacak kavgası yapıyorduk. ne kadar kavga etsek de tartışsak da hemen dibimdeki odada oluyordu. şimdi o da yoktu. hiçbiri yoktu. ortada doğru dürüst bir abla kardeş ilişkisi de yoktu hiç olmamıştı. hüngür hüngür ağlamaya başladım sular seller gibi aktı göz yaşlarım. sonra dans falan başladı çok istedim yanına gitmeyi gelinlik içinde ne kadar güzel olduğunu görmeyi.

kendi başıma bi türlü kalkamadım çünkü içimde öyle bir korku vardı ki. ya ablam beni karşısında istemezse korkusu. ya düğününde beni kardeşini ama kardeşi olmayan da beni istemezse diye. sonra kuzenim elimden tuttu da götürdü yanına gelince hem mutlu oldum hem çok tedirgin. ama orada kabul etti beni gel dedi kardeşimsin tabii ki de oynayacaksın benle dedi. ellerim bacaklarım titreye titreye gözüm dolu dolu dans ettim orada. ikinci düğün başka şehirde oldu onu orada bıraktık döndük. ben de kalbimin büyük bir kısmını orada bıraktım.

sonra yine kavga ettik çünkü yine kendisi kendisinin istediği bir şey olsun istemişti beni ve benim düşüncemi ihtiyacımı isteğimi hiç düşünmemişti. ben hayır diyince de küsmüştü aylarca konuşmamıştı benle.
hamileydi o an gerçekten istediğini yapacak halim yoktu diye kabul etmedim. yoksa hamilelik haberini aldığım günden beri her gün arayıp soruyordum önemsiyordum onu çok. ama sonra işte. sonra aylar geçti geçti doğum günü geldi. yine kendi hatasıydı ama benden özür bekliyordu çok tahammülsüzdüm çok bıkkındım ama yine alttan aldım. alttan almaktan boynum bükülmüştü daha da kalkmazdı zaten. kendisine de bebeğe de hediye aldım içine de uzunca samimi duygusal bir not yazdım özür diledim. kargo ulaştı 5 gün sonra annemin lafıyla kuru bir teşekkür etti bana. cevap verecektim annemle konuşurken okulla ilgili kötü bir şey gelmişti başıma. o hak ediyor iyi olmuş dedi. cevap vermedim teşekkürüne. öyle bir bulandı ki kafam şu anda da yazarken anlıyorum tüm suç bende. şu anki halimin hepsi benim suçum. iki hafta geçti nasılsın dedi iyiyim dedim. iki hafta boyunca her gün zehir zemberek şeyler geldi aklıma yazacak tek kelime etmedim.
annen anlattı bir şeyler olmuş konuşmak istersen buradayım dedi. gerek yok artık bilmeden iyi olmuş demeseydin olabilirdi seni zorla ablam yapmaktan yoruldum artık yazdım. sonrası kavga kıyamet. ben içimi döktükçe o geri tepti en sonunda nasıl oldu bilmiyorum anlamış beni özür diledi. tekrar deneyelim dedi inandım. asla eski samimiyetimiz olmadı ama küs de değildik sanki öyle kötü davranmamaya çalışıyordu o bana yeterdi.

zaman geçti konuştuk okulu bu sene için bırakmıştım hamileliğinin son anlarında yanında olmak istiyordum ben kendim doğumdan sonra da belki bir işe yararım diye. sonra kendisi dedi ama defalarca ekledi sen istiyorsan tabii diye ben de kararlarımı da beni de önemsiyor artık diye düşündüm. varlığın yeter dedi bana nefesin yeter dedi. sen gel istediğini yap sen evde ol yeter o bana dedi. çok sevindim o bunları diyince. koşar ayak geldim. ilk günler iyiydi sonradan bozuldu. anlayışsız davranır oldu kalbimi kırar oldu dedikleriyle yaptıklarıyla. ev işlerine yardım etmeye çalıştım ben süpüreyim dedim içime sinmiyor dedi ben sileyim dedim içime sinmiyor dedi. yaptığımı yemez biliyorum. ama yemeğe yardım edeyim dedim yok şu an gerek yok derdi ben de boş olunca enişte git yardım et derdi. iki arada bir derede kalırdım. en fazla masayı kuruyor topluyordum bulaşık yıkıyordum. bi ara hastalandım bulaşıcı değil böbreklerimde kum vardı enfeksiyonum vardı masaj aleti vardı arada iyi geliyor diye kullanıyordum onu aldı kaldırdı. halim yok uyanamıyorum kalkamıyorum diye kahvaltıya çağırmadı. ben uyanık uyanık gülüşmelerini dinledim. çağrılmadığım sofraya nasıl gideyim. sonra da laf yerdim kahvaltı kuruldu gelmedin diye. bir gün enişte senin bu kızı şuraya koysak öylece dursa daha çok faydası olur bozuk defolu bu dedi. demedi ablam hiçbir şey. güldü geçti. normalde enişte beni çok sever diye bilirim düşünürüm abim o kardeşi olarak görür beni diye. çok şey dediler yaptılar kırıcı hiçbir şey demedim annem babam aradı bir de onlar karşılık verme kavga etme nazik ol derdi. anlatamazdım. ablam benden bir şey istese ikiletmem. gördüğümü de yapmaya çalışıyorum ama yok bugün o kadar oturduk birlikte bir tabak bir de çatal aldım börek için. yedim onu dizi izledik sonra aklımdan çıkmış masanın üstünde kalmış. ben de tüm gün yanlarında olup 5 dakikalığına bilgisayara geçtim birden eniştenin bağırışı kızışı ablanın karnı burnunda bir de çocukla uğraşıyor senin yapacağın işi o yapıyor kalk çabuk git yediğini yıka ne yiyip bırakıyorsun tabağını diye bağırdı. tamam dedim ama şok olduğum için kaldım yerimde üstüme yürüdü gitti sonra. o iki bulaşık bana nasıl 5 saat gibi geldi bilmiyorum. aralıksız saatlerce ağladım her şeyi düşünerek. ablam bilirdi benim buna hiç alışkın olmadığımı çok kırıldığımı üzüldüğümü bilmiştir. tuvalet dibimdeki odada 4 kere tuvalete gitti geldi yanıma gelip 2 kelime etmedi bana. belki içim rahatlar belki bilmiyorum. enişte gelip özür dilemedi hiç. normalde hep sakin hep eğlenceliydi nasıl patladı bana birden nasıl iğrendirdim bu kadar kendimden birden anlamadım hiç ne yaptım. ablama yakınlaşmaya çalıştıkça yok elini orada çek yok bana yaslanma. ne sorup duruyorsun iyiyim işte. yetmedi demek ki yetmedi varlığım nefesim hiçbiri yetmedi vermek istediğim gözlerim saf sevgim hiçbir zaman yetmedi. ablama karşı büyüyemedim hiç ben, çünkü ablam olmadı hiç. dört duvar bir yerde çürüyorum şimdi annem de yok babam da. çok uzaktayım gitmek istesem olmayacak kalsam hiç olmayacak kendimi öldürsem kimse bir gram üzüntü duymayacak her bir hücrem acı içinde. anladım ki enişte de beni asla benden ötürü sevmiyor ablamdan ötürü iyi davranıyor. beklemezdim hiç. ona ayrı paramparça oldum.
yapacak bişey yok mademki değerin bilinmiyor önemsenmiyorsun kalbine taş basacak görüşmeyeceksin. Neden hep azar işitesinki anlamadım. Bırak boşver görüşme
 
Bu kadar uzun uzadıya çileler yazmaya gerek yoktu, sen de bazı şeylerde gereksiz alınganlık yapmış da olabilirsin eskiden. Örneğin Annen babandan görmeyi beklediğin ilgiyi abladan beklemek yanlış bence mesela bu gibi hataların da olmuş.o senşn ebeveynin değil.
Ama bi kendine gel yani bu kadar kedi köpek gibi didişip duruyorsanız anlaşamıyorsanız yok okulumu durdurdum yanında olmam lazım falan ne gerek var? Git kendi hayatına bak uzak durun birbirinizden yani ne bu ezilme büzülme intihar düşünceleri falan anlam veremedim kusura bakma.
 
çok sağ olun çok teşekkür ederim ne kadar nazik iyi kalplisiniz siz de❤️. doğru diyorsunuz hem aile yokluğu hem bunlar derken çok bindi her şey. evet doğuma kadar kalır sonra def olur giderim herhalde değişmiyor ki ettiğim umutlar alttan aldıklarım hepsi geçti katladı boyumu. değişse neyse değişmeye çalışsa ona razıyım o kadar razıyım ki o da yok ama ne yapayım.
Neden hâlâ doğuma kadar kalmayı düşünüyorsunuz?
 
Psikolojik desteğe ihtiyacınız var bence. Ben psikolog değilim ancak sanki daha en başından ablanız tarafından bir onaylanma isteğiniz var sanki anneniz o gibi ve 19 senedir bana kötülük yapıyor diyorsunuz siz de sanki bir kurban psikolojisine girmişsiniz 19 senedir bunu çekiyorsunuz ve çekmeye de devam ediyorsunuz. Sonra birileri bunu görüp size ah vah etsin istiyorsunuz, siz kendinizi görüyor musunuz acaba. Siz daha kendinize kör dilsiz sağırken başkalarının sizi görmesini bekliyorsunuz.
İlla birileri yine kırılmasın istiyorsanız doğumu bekleyip bi bir hafta, 10 gün sonra evinize dönün. Ben yardımcı oldum ama benim de işlerim var, siz de baş başa kalın bebeğinizle bir de ben size fazlalık olmayayım deyin. Yok fazlalık değilsin vs derlerse de çok naziksiniz ama gerçekten abla sen kendin diyosun benim supurgemi yemeğimi beğenmiyorsun diye böyle de sana yük oluyorum deyin. Bir de etraftan laf olmasın enişte ile alakalı biri bir şey der ağzımızın tadı kaçmasın sonra milletin ağzı torba değil ki deyin. Sonra by by. Yardim istedikleri zaman da 1 2 gün edersiniz çok canınız isterse bunun dışında yok evleniyormuş evlensin size mi evleniyor, yok hamileymiş siz mi dediniz çocuk yapsın diye kendine güvenmişler yapmışlar. Siz kendi hayatınıza bakın bu saatten sonra. Allah kısmet ederse okulunuzu bitirin belki kendisi okumuyorsa onu bile çekemeyip o yuzden bile üstünüze geliyor olabilir ve inatla sizi cagirmis olabilir. Sonra hayirlisiyla sizin de yuvanız çocuklarınız olur onlara bakarsınız. Siz ablanizin stres topu değilsiniz. Enişteniz ise dış kapının dış mandalı bile olamaz. Bu saatten sonra onların bulasigini da yıkamayin. Ayrı oturun masaya kendi bulasiginizi yıkayın. Onlar da yesin kim isterse yıkasın toplasın.
 
her bir zerrem acı içinde nefes alamıyorum. anlatacak konuşacak kimsem yok en azından içimden geçenleri okuyacak birileri olsa yeter bana. başlıktaki gibi ablam var kendisi hamile ve benden doğdum doğalı nefret ediyor. dayanamıyorum hiç dayanacak gücüm kalmadı sızlıyor her tarafım. çok uzun olacak, kitap gibi özür dilerim. size kalmış okuyup okumamak. en sonuncu paragraf güncel halim sadece

ablamla aramda 8 yaş var ben 19 yaşındayım o 27 yaşında. ben 9 yaşına gelene kadar da başka kardeşimiz olmadı. anne babamız çalışırdı boş vakitlerinde de dinlenirlerdi otururlardı biz ablamla iki kardeş kalırdık. birlikte zaman geçirirdik o yüzden ben ablama hep daha çok ihtiyaç duyar daha çok severdim sevgisini beklerdim. hep çok fedakardım ona hep affederdim. iki tane alırlardı bize bir şeyden o seviyor diye benimkini ona verirdim. kendime almaz ona alırdım. ama o benim hakkımı da alırdı, yerdi benden habersiz. her bir çocuğun yaptığı yaramazlıkları yaptım diye keşke doğmasaydı hiç sevmiyorum. yazmış o zamanlarda da. çok sonra gördüm bunu ben. sözde en çok beni kendisi istemiş doğumuma en çok o sevinmiş. bunu duydukça kendimde aradım hatayı hep. annemlere karşı hep onu korurdum. ama o ancak çıkarı olursa olurdu benim yanımda. karşılıksız hiçbir şey yapmazdı yapmadı. belki bi iki yemek ısmarlamıştır onda da yüzüme vurdu bi defa. kızardı kavga ederdik yarım saat sonra cips aldırırdı film izlerdik ablamlayım zaman geçiriyorum diye çok mutlu olurdum. daha çok çok küçücükken derdim bir gün böyle olmayacağız diye çaktırmaz çok üzülürdüm. gözleri bozuktu gözlük kullanırdı ablam göz numarasının büyüdüğünü öğrenince salya sümük hüngür hüngür ağlamıştım defalarca ablamın gözü kör olacak benim gözlerimi ona versinler diye. ben kendisini her şeyin en iyisine layık görürken o benim en ucuzunu kötüsünü ikinci elini isterdi. masraf ettirme derdi çok kötü hissederdim kendimi.

bu böyle uzar gider sayfaları doldurur sadede gelmeye çalışayım ama çok dolu içim gözlerimden yaşlar aka aka yazıyorum bunları çok canım yanıyor. ablam evlendi geçen sene. ondan önceki sene sanırım çok kötü kavga etmiştik yine bencillik ettiği içindi hep bencillik ederdi. kendisinin suçuydu ama özür bekliyordu benden çok sinirliydim uzun süre küs kaldık sonra barıştık. sonra yayladaydık çok iş yapmıştım marketten bir şeyler istemiştim hak ettiğimi düşünmüştüm annem onları söylerken laf attı bana tüm marketi isteseydi diye. para kendisinden de çıkmıyor ki çok kırıldım bir şeyler yeme hakkım bile yoktu demek. ama hiçbir şey demedim eve geldi durduk yere laf soktu bana çok büyük kavga ettik patladım çünkü abla mısın sen dedim ben ablayım sen benim kardeşim değilsin dedi bana. babam geldi bana kızdı. o günler hiç geçmedi hiçbirisiyle konuşmadım. annem bile gelip arka çıkmadı. aylar geçti bir tanesinden özür duymadım hiçbirinin yüzüne bakmadım. düğün zamanı geldi çattı gitmeyeceğime yemin etmiştim ama son zamanlarda yine öyle şey olmaz bunun daha ilerisi var çoluğa çocuğa karışacak teyze olacağım ablam o benim diye. son haftada yine yaptı yapacağını çok kırdı beni. asla gitmeyecektim yine olmadı. gittik salona, oturdum içime de bi öküz oturdu. enişteyle kol kola görünce göğsüm sıkıştı gözlerim doldu her şey geçti gözümün önünden. küçükken kendisi daha dün liseye gidiyordu biz bilgisayara kim oturacak kavgası yapıyorduk. ne kadar kavga etsek de tartışsak da hemen dibimdeki odada oluyordu. şimdi o da yoktu. hiçbiri yoktu. ortada doğru dürüst bir abla kardeş ilişkisi de yoktu hiç olmamıştı. hüngür hüngür ağlamaya başladım sular seller gibi aktı göz yaşlarım. sonra dans falan başladı çok istedim yanına gitmeyi gelinlik içinde ne kadar güzel olduğunu görmeyi.

kendi başıma bi türlü kalkamadım çünkü içimde öyle bir korku vardı ki. ya ablam beni karşısında istemezse korkusu. ya düğününde beni kardeşini ama kardeşi olmayan da beni istemezse diye. sonra kuzenim elimden tuttu da götürdü yanına gelince hem mutlu oldum hem çok tedirgin. ama orada kabul etti beni gel dedi kardeşimsin tabii ki de oynayacaksın benle dedi. ellerim bacaklarım titreye titreye gözüm dolu dolu dans ettim orada. ikinci düğün başka şehirde oldu onu orada bıraktık döndük. ben de kalbimin büyük bir kısmını orada bıraktım.

sonra yine kavga ettik çünkü yine kendisi kendisinin istediği bir şey olsun istemişti beni ve benim düşüncemi ihtiyacımı isteğimi hiç düşünmemişti. ben hayır diyince de küsmüştü aylarca konuşmamıştı benle.
hamileydi o an gerçekten istediğini yapacak halim yoktu diye kabul etmedim. yoksa hamilelik haberini aldığım günden beri her gün arayıp soruyordum önemsiyordum onu çok. ama sonra işte. sonra aylar geçti geçti doğum günü geldi. yine kendi hatasıydı ama benden özür bekliyordu çok tahammülsüzdüm çok bıkkındım ama yine alttan aldım. alttan almaktan boynum bükülmüştü daha da kalkmazdı zaten. kendisine de bebeğe de hediye aldım içine de uzunca samimi duygusal bir not yazdım özür diledim. kargo ulaştı 5 gün sonra annemin lafıyla kuru bir teşekkür etti bana. cevap verecektim annemle konuşurken okulla ilgili kötü bir şey gelmişti başıma. o hak ediyor iyi olmuş dedi. cevap vermedim teşekkürüne. öyle bir bulandı ki kafam şu anda da yazarken anlıyorum tüm suç bende. şu anki halimin hepsi benim suçum. iki hafta geçti nasılsın dedi iyiyim dedim. iki hafta boyunca her gün zehir zemberek şeyler geldi aklıma yazacak tek kelime etmedim.
annen anlattı bir şeyler olmuş konuşmak istersen buradayım dedi. gerek yok artık bilmeden iyi olmuş demeseydin olabilirdi seni zorla ablam yapmaktan yoruldum artık yazdım. sonrası kavga kıyamet. ben içimi döktükçe o geri tepti en sonunda nasıl oldu bilmiyorum anlamış beni özür diledi. tekrar deneyelim dedi inandım. asla eski samimiyetimiz olmadı ama küs de değildik sanki öyle kötü davranmamaya çalışıyordu o bana yeterdi.

zaman geçti konuştuk okulu bu sene için bırakmıştım hamileliğinin son anlarında yanında olmak istiyordum ben kendim doğumdan sonra da belki bir işe yararım diye. sonra kendisi dedi ama defalarca ekledi sen istiyorsan tabii diye ben de kararlarımı da beni de önemsiyor artık diye düşündüm. varlığın yeter dedi bana nefesin yeter dedi. sen gel istediğini yap sen evde ol yeter o bana dedi. çok sevindim o bunları diyince. koşar ayak geldim. ilk günler iyiydi sonradan bozuldu. anlayışsız davranır oldu kalbimi kırar oldu dedikleriyle yaptıklarıyla. ev işlerine yardım etmeye çalıştım ben süpüreyim dedim içime sinmiyor dedi ben sileyim dedim içime sinmiyor dedi. yaptığımı yemez biliyorum. ama yemeğe yardım edeyim dedim yok şu an gerek yok derdi ben de boş olunca enişte git yardım et derdi. iki arada bir derede kalırdım. en fazla masayı kuruyor topluyordum bulaşık yıkıyordum. bi ara hastalandım bulaşıcı değil böbreklerimde kum vardı enfeksiyonum vardı masaj aleti vardı arada iyi geliyor diye kullanıyordum onu aldı kaldırdı. halim yok uyanamıyorum kalkamıyorum diye kahvaltıya çağırmadı. ben uyanık uyanık gülüşmelerini dinledim. çağrılmadığım sofraya nasıl gideyim. sonra da laf yerdim kahvaltı kuruldu gelmedin diye. bir gün enişte senin bu kızı şuraya koysak öylece dursa daha çok faydası olur bozuk defolu bu dedi. demedi ablam hiçbir şey. güldü geçti. normalde enişte beni çok sever diye bilirim düşünürüm abim o kardeşi olarak görür beni diye. çok şey dediler yaptılar kırıcı hiçbir şey demedim annem babam aradı bir de onlar karşılık verme kavga etme nazik ol derdi. anlatamazdım. ablam benden bir şey istese ikiletmem. gördüğümü de yapmaya çalışıyorum ama yok bugün o kadar oturduk birlikte bir tabak bir de çatal aldım börek için. yedim onu dizi izledik sonra aklımdan çıkmış masanın üstünde kalmış. ben de tüm gün yanlarında olup 5 dakikalığına bilgisayara geçtim birden eniştenin bağırışı kızışı ablanın karnı burnunda bir de çocukla uğraşıyor senin yapacağın işi o yapıyor kalk çabuk git yediğini yıka ne yiyip bırakıyorsun tabağını diye bağırdı. tamam dedim ama şok olduğum için kaldım yerimde üstüme yürüdü gitti sonra. o iki bulaşık bana nasıl 5 saat gibi geldi bilmiyorum. aralıksız saatlerce ağladım her şeyi düşünerek. ablam bilirdi benim buna hiç alışkın olmadığımı çok kırıldığımı üzüldüğümü bilmiştir. tuvalet dibimdeki odada 4 kere tuvalete gitti geldi yanıma gelip 2 kelime etmedi bana. belki içim rahatlar belki bilmiyorum. enişte gelip özür dilemedi hiç. normalde hep sakin hep eğlenceliydi nasıl patladı bana birden nasıl iğrendirdim bu kadar kendimden birden anlamadım hiç ne yaptım. ablama yakınlaşmaya çalıştıkça yok elini orada çek yok bana yaslanma. ne sorup duruyorsun iyiyim işte. yetmedi demek ki yetmedi varlığım nefesim hiçbiri yetmedi vermek istediğim gözlerim saf sevgim hiçbir zaman yetmedi. ablama karşı büyüyemedim hiç ben, çünkü ablam olmadı hiç. dört duvar bir yerde çürüyorum şimdi annem de yok babam da. çok uzaktayım gitmek istesem olmayacak kalsam hiç olmayacak kendimi öldürsem kimse bir gram üzüntü duymayacak her bir hücrem acı içinde. anladım ki enişte de beni asla benden ötürü sevmiyor ablamdan ötürü iyi davranıyor. beklemezdim hiç. ona ayrı paramparça oldum.
Aramızda kan bağı var diye bazı ilişkiler sürmek zorunda değil, hatta var olmak zorunda bile değil.. bizim toplumun resmen kanayan yarası, ablanız bir sebep var ya da yok sizi sevmiyorsa, siz de onu sevmeyin.
 
her bir zerrem acı içinde nefes alamıyorum. anlatacak konuşacak kimsem yok en azından içimden geçenleri okuyacak birileri olsa yeter bana. başlıktaki gibi ablam var kendisi hamile ve benden doğdum doğalı nefret ediyor. dayanamıyorum hiç dayanacak gücüm kalmadı sızlıyor her tarafım. çok uzun olacak, kitap gibi özür dilerim. size kalmış okuyup okumamak. en sonuncu paragraf güncel halim sadece

ablamla aramda 8 yaş var ben 19 yaşındayım o 27 yaşında. ben 9 yaşına gelene kadar da başka kardeşimiz olmadı. anne babamız çalışırdı boş vakitlerinde de dinlenirlerdi otururlardı biz ablamla iki kardeş kalırdık. birlikte zaman geçirirdik o yüzden ben ablama hep daha çok ihtiyaç duyar daha çok severdim sevgisini beklerdim. hep çok fedakardım ona hep affederdim. iki tane alırlardı bize bir şeyden o seviyor diye benimkini ona verirdim. kendime almaz ona alırdım. ama o benim hakkımı da alırdı, yerdi benden habersiz. her bir çocuğun yaptığı yaramazlıkları yaptım diye keşke doğmasaydı hiç sevmiyorum. yazmış o zamanlarda da. çok sonra gördüm bunu ben. sözde en çok beni kendisi istemiş doğumuma en çok o sevinmiş. bunu duydukça kendimde aradım hatayı hep. annemlere karşı hep onu korurdum. ama o ancak çıkarı olursa olurdu benim yanımda. karşılıksız hiçbir şey yapmazdı yapmadı. belki bi iki yemek ısmarlamıştır onda da yüzüme vurdu bi defa. kızardı kavga ederdik yarım saat sonra cips aldırırdı film izlerdik ablamlayım zaman geçiriyorum diye çok mutlu olurdum. daha çok çok küçücükken derdim bir gün böyle olmayacağız diye çaktırmaz çok üzülürdüm. gözleri bozuktu gözlük kullanırdı ablam göz numarasının büyüdüğünü öğrenince salya sümük hüngür hüngür ağlamıştım defalarca ablamın gözü kör olacak benim gözlerimi ona versinler diye. ben kendisini her şeyin en iyisine layık görürken o benim en ucuzunu kötüsünü ikinci elini isterdi. masraf ettirme derdi çok kötü hissederdim kendimi.

bu böyle uzar gider sayfaları doldurur sadede gelmeye çalışayım ama çok dolu içim gözlerimden yaşlar aka aka yazıyorum bunları çok canım yanıyor. ablam evlendi geçen sene. ondan önceki sene sanırım çok kötü kavga etmiştik yine bencillik ettiği içindi hep bencillik ederdi. kendisinin suçuydu ama özür bekliyordu benden çok sinirliydim uzun süre küs kaldık sonra barıştık. sonra yayladaydık çok iş yapmıştım marketten bir şeyler istemiştim hak ettiğimi düşünmüştüm annem onları söylerken laf attı bana tüm marketi isteseydi diye. para kendisinden de çıkmıyor ki çok kırıldım bir şeyler yeme hakkım bile yoktu demek. ama hiçbir şey demedim eve geldi durduk yere laf soktu bana çok büyük kavga ettik patladım çünkü abla mısın sen dedim ben ablayım sen benim kardeşim değilsin dedi bana. babam geldi bana kızdı. o günler hiç geçmedi hiçbirisiyle konuşmadım. annem bile gelip arka çıkmadı. aylar geçti bir tanesinden özür duymadım hiçbirinin yüzüne bakmadım. düğün zamanı geldi çattı gitmeyeceğime yemin etmiştim ama son zamanlarda yine öyle şey olmaz bunun daha ilerisi var çoluğa çocuğa karışacak teyze olacağım ablam o benim diye. son haftada yine yaptı yapacağını çok kırdı beni. asla gitmeyecektim yine olmadı. gittik salona, oturdum içime de bi öküz oturdu. enişteyle kol kola görünce göğsüm sıkıştı gözlerim doldu her şey geçti gözümün önünden. küçükken kendisi daha dün liseye gidiyordu biz bilgisayara kim oturacak kavgası yapıyorduk. ne kadar kavga etsek de tartışsak da hemen dibimdeki odada oluyordu. şimdi o da yoktu. hiçbiri yoktu. ortada doğru dürüst bir abla kardeş ilişkisi de yoktu hiç olmamıştı. hüngür hüngür ağlamaya başladım sular seller gibi aktı göz yaşlarım. sonra dans falan başladı çok istedim yanına gitmeyi gelinlik içinde ne kadar güzel olduğunu görmeyi.

kendi başıma bi türlü kalkamadım çünkü içimde öyle bir korku vardı ki. ya ablam beni karşısında istemezse korkusu. ya düğününde beni kardeşini ama kardeşi olmayan da beni istemezse diye. sonra kuzenim elimden tuttu da götürdü yanına gelince hem mutlu oldum hem çok tedirgin. ama orada kabul etti beni gel dedi kardeşimsin tabii ki de oynayacaksın benle dedi. ellerim bacaklarım titreye titreye gözüm dolu dolu dans ettim orada. ikinci düğün başka şehirde oldu onu orada bıraktık döndük. ben de kalbimin büyük bir kısmını orada bıraktım.

sonra yine kavga ettik çünkü yine kendisi kendisinin istediği bir şey olsun istemişti beni ve benim düşüncemi ihtiyacımı isteğimi hiç düşünmemişti. ben hayır diyince de küsmüştü aylarca konuşmamıştı benle.
hamileydi o an gerçekten istediğini yapacak halim yoktu diye kabul etmedim. yoksa hamilelik haberini aldığım günden beri her gün arayıp soruyordum önemsiyordum onu çok. ama sonra işte. sonra aylar geçti geçti doğum günü geldi. yine kendi hatasıydı ama benden özür bekliyordu çok tahammülsüzdüm çok bıkkındım ama yine alttan aldım. alttan almaktan boynum bükülmüştü daha da kalkmazdı zaten. kendisine de bebeğe de hediye aldım içine de uzunca samimi duygusal bir not yazdım özür diledim. kargo ulaştı 5 gün sonra annemin lafıyla kuru bir teşekkür etti bana. cevap verecektim annemle konuşurken okulla ilgili kötü bir şey gelmişti başıma. o hak ediyor iyi olmuş dedi. cevap vermedim teşekkürüne. öyle bir bulandı ki kafam şu anda da yazarken anlıyorum tüm suç bende. şu anki halimin hepsi benim suçum. iki hafta geçti nasılsın dedi iyiyim dedim. iki hafta boyunca her gün zehir zemberek şeyler geldi aklıma yazacak tek kelime etmedim.
annen anlattı bir şeyler olmuş konuşmak istersen buradayım dedi. gerek yok artık bilmeden iyi olmuş demeseydin olabilirdi seni zorla ablam yapmaktan yoruldum artık yazdım. sonrası kavga kıyamet. ben içimi döktükçe o geri tepti en sonunda nasıl oldu bilmiyorum anlamış beni özür diledi. tekrar deneyelim dedi inandım. asla eski samimiyetimiz olmadı ama küs de değildik sanki öyle kötü davranmamaya çalışıyordu o bana yeterdi.

zaman geçti konuştuk okulu bu sene için bırakmıştım hamileliğinin son anlarında yanında olmak istiyordum ben kendim doğumdan sonra da belki bir işe yararım diye. sonra kendisi dedi ama defalarca ekledi sen istiyorsan tabii diye ben de kararlarımı da beni de önemsiyor artık diye düşündüm. varlığın yeter dedi bana nefesin yeter dedi. sen gel istediğini yap sen evde ol yeter o bana dedi. çok sevindim o bunları diyince. koşar ayak geldim. ilk günler iyiydi sonradan bozuldu. anlayışsız davranır oldu kalbimi kırar oldu dedikleriyle yaptıklarıyla. ev işlerine yardım etmeye çalıştım ben süpüreyim dedim içime sinmiyor dedi ben sileyim dedim içime sinmiyor dedi. yaptığımı yemez biliyorum. ama yemeğe yardım edeyim dedim yok şu an gerek yok derdi ben de boş olunca enişte git yardım et derdi. iki arada bir derede kalırdım. en fazla masayı kuruyor topluyordum bulaşık yıkıyordum. bi ara hastalandım bulaşıcı değil böbreklerimde kum vardı enfeksiyonum vardı masaj aleti vardı arada iyi geliyor diye kullanıyordum onu aldı kaldırdı. halim yok uyanamıyorum kalkamıyorum diye kahvaltıya çağırmadı. ben uyanık uyanık gülüşmelerini dinledim. çağrılmadığım sofraya nasıl gideyim. sonra da laf yerdim kahvaltı kuruldu gelmedin diye. bir gün enişte senin bu kızı şuraya koysak öylece dursa daha çok faydası olur bozuk defolu bu dedi. demedi ablam hiçbir şey. güldü geçti. normalde enişte beni çok sever diye bilirim düşünürüm abim o kardeşi olarak görür beni diye. çok şey dediler yaptılar kırıcı hiçbir şey demedim annem babam aradı bir de onlar karşılık verme kavga etme nazik ol derdi. anlatamazdım. ablam benden bir şey istese ikiletmem. gördüğümü de yapmaya çalışıyorum ama yok bugün o kadar oturduk birlikte bir tabak bir de çatal aldım börek için. yedim onu dizi izledik sonra aklımdan çıkmış masanın üstünde kalmış. ben de tüm gün yanlarında olup 5 dakikalığına bilgisayara geçtim birden eniştenin bağırışı kızışı ablanın karnı burnunda bir de çocukla uğraşıyor senin yapacağın işi o yapıyor kalk çabuk git yediğini yıka ne yiyip bırakıyorsun tabağını diye bağırdı. tamam dedim ama şok olduğum için kaldım yerimde üstüme yürüdü gitti sonra. o iki bulaşık bana nasıl 5 saat gibi geldi bilmiyorum. aralıksız saatlerce ağladım her şeyi düşünerek. ablam bilirdi benim buna hiç alışkın olmadığımı çok kırıldığımı üzüldüğümü bilmiştir. tuvalet dibimdeki odada 4 kere tuvalete gitti geldi yanıma gelip 2 kelime etmedi bana. belki içim rahatlar belki bilmiyorum. enişte gelip özür dilemedi hiç. normalde hep sakin hep eğlenceliydi nasıl patladı bana birden nasıl iğrendirdim bu kadar kendimden birden anlamadım hiç ne yaptım. ablama yakınlaşmaya çalıştıkça yok elini orada çek yok bana yaslanma. ne sorup duruyorsun iyiyim işte. yetmedi demek ki yetmedi varlığım nefesim hiçbiri yetmedi vermek istediğim gözlerim saf sevgim hiçbir zaman yetmedi. ablama karşı büyüyemedim hiç ben, çünkü ablam olmadı hiç. dört duvar bir yerde çürüyorum şimdi annem de yok babam da. çok uzaktayım gitmek istesem olmayacak kalsam hiç olmayacak kendimi öldürsem kimse bir gram üzüntü duymayacak her bir hücrem acı içinde. anladım ki enişte de beni asla benden ötürü sevmiyor ablamdan ötürü iyi davranıyor. beklemezdim hiç. ona ayrı paramparça oldum.
Konu sahibi mazoşist misin? Bu kadar fedakarlık normal değil, bırak git yahu, sana ne?
Özet : ablası konu sahibinin ağzına tükürüyor çocukluktan bu saate kadar sonra ablanın kocasıda konu sahibine şuan kötü davranıyor .. abla hamile konu sahibi ablanın evinde resmen piskolojik şiddet görüyor … eve dönemiyor hamile die bırakamıyor E kalınca da olmuyor akbaba gibi dürtükleyip duruyor karı koca .. öldürsem kendımı kimse umursamaz diyor . Konu sahibi çok üzgün
Özet için teşekkürler :KK200:
 
Hastalığın biri ablanızdaysa diğeri de sizde. Kendi davranışlarınızda normal değil.
Neden kendinize bunu yapıyorsunuz?
Basın gidin evinize kimsede konuşmazsa konuşmasın.
Eniştenizide dolduran ablanız farkında değilmisiniz?
Başlarım ablasınada annesine de.
Abla çocuk doğuracak diye okulu dondurmak nedir nasıl bir mantıktır.
Kimse kardeş diye uğraşmasın hayatta karşısına kardeşten öte insanlar çıksın inşallah.
Umarım akıllanır ve hemen evinize dönersiniz.
inanın yerimde değilsiniz neler oldu bitti bu güne kadar iki kelime okuduğunuzla sınırlı sadece. okulumu dondurmakla alakalı tek bir şey de söylemedim o konu ayrı bir şey kimseyle ilgili değil. ben aileme karşı böyleyim sadece onları seviyorum değer veriyorum anlayış göstermeye çalışıyorum tek istediğim ise aynı şekil muamele görmek.
 
Allahim içim şişti. Sanki 40 senelik kocaniza muthis eşsiz bir aşkla baglisiniz ama aldatilmis gibi izlenim vermissiniz adam ölmüs aldatmis veya terketmis gibi. Ailede olsa ablada abide kardeste klsa belli noktadan sonra evdeki gibi olmayabiliyor. Mesela biz hep can ciger gerçekten kardestik maddi manevi evlendik...
çok anlayışlısınız gerçekten. ben olay olduğu gibi geçmişten gelen dolulukla yazdım öyle yazdığımı da söyledim zaten. yoksa ben de biliyorum iki çift lafa sığdırmasını. ayrıca ben gitmek istedim diyorum ya yanına neden içiniz şiştiyse okumaya devam ediyorsunuz ki. not sevmiyor olabilirsiniz belli ama nasıl ne gerek var ben de bilirim ablamlık bir şey olmasa yazmayacağımı göndermeyeceğimi. olmadı ama işte olmuyor yani. hayır bundan konu açmadım daha önce
 
Bu kadar uzun uzadıya çileler yazmaya gerek yoktu, sen de bazı şeylerde gereksiz alınganlık yapmış da olabilirsin eskiden. Örneğin Annen babandan görmeyi beklediğin ilgiyi abladan beklemek yanlış bence...
uzun uzadıya yazmamın bir sebebi vardı yazdım onu da. yoksa iki satırda da anlatılır zor değil. okulumu da durdurmadım nereden çıkardınız onu okulla ilgili yaşadığım sıkıntı kimseyle alakalı değil.
 
Psikolojik desteğe ihtiyacınız var bence. Ben psikolog değilim ancak sanki daha en başından ablanız tarafından bir onaylanma isteğiniz var sanki anneniz o gibi ve 19 senedir bana kötülük yapıyor diyorsunuz siz de sanki bir kurban psikolojisine girmişsiniz 19 senedir bunu çekiyorsunuz ve çekmeye de devam ediyorsunuz. Sonra birileri bunu görüp size ah vah etsin istiyorsunuz, siz kendinizi görüyor musunuz acaba. Siz daha kendinize kör dilsiz sağırken başkalarının sizi görmesini bekliyorsunuz.
İlla birileri yine kırılmasın istiyorsanız doğumu bekleyip bi bir hafta, 10 gün sonra evinize dönün. Ben yardımcı oldum ama benim de işlerim var, siz de baş başa kalın bebeğinizle bir de ben size fazlalık olmayayım deyin. Yok fazlalık değilsin vs derlerse de çok naziksiniz ama gerçekten abla sen kendin diyosun benim supurgemi yemeğimi beğenmiyorsun diye böyle de sana yük oluyorum deyin. Bir de etraftan laf olmasın enişte ile alakalı biri bir şey der ağzımızın tadı kaçmasın sonra milletin ağzı torba değil ki deyin. Sonra by by. Yardim istedikleri zaman da 1 2 gün edersiniz çok canınız isterse bunun dışında yok evleniyormuş evlensin size mi evleniyor, yok hamileymiş siz mi dediniz çocuk yapsın diye kendine güvenmişler yapmışlar. Siz kendi hayatınıza bakın bu saatten sonra. Allah kısmet ederse okulunuzu bitirin belki kendisi okumuyorsa onu bile çekemeyip o yuzden bile üstünüze geliyor olabilir ve inatla sizi cagirmis olabilir. Sonra hayirlisiyla sizin de yuvanız çocuklarınız olur onlara bakarsınız. Siz ablanizin stres topu değilsiniz. Enişteniz ise dış kapının dış mandalı bile olamaz. Bu saatten sonra onların bulasigini da yıkamayin. Ayrı oturun masaya kendi bulasiginizi yıkayın. Onlar da yesin kim isterse yıkasın toplasın.
genel olarak onaylanma isteğim var sevdiklerim tarafından. çünkü bunca zaman buna benzer davranışlar ki sadece ablamdan değil, bende böyle bir yara açtı. ama hepsine rağmen affetmelerimin sevmeye devam etmemin sebebi kin tutamıyor olmam. yoksa sadece buraya yazdıklarımla sınırlı değil kurbanlık koyun da değil. kin tutamıyorum sadece o anki ruh haline yaşadıklarının stresine verip geçiyorum her seferinde halinden az çok anlamaya çalışıyorum ama hayır yani benle bir problemi var direkt beni istemiyor farkındayım. iyiliğimi mutluluğumu sağlığımı bırak direkt beni istemeyen biri var karşımda diğer dediklerinizin de farkındayım abla işte kardeş abla hani biri hamile olur diğeri yardımcı olmak için gelir eder ben bana doğuruyor diye gelmedim. bilmiyorum tek istediğim normal bir abla kardeş ilişkisiydi sadece ona çabaladım hep. diğer dediklerinizin de farkındayım öyle yapmayı düşünüyordum sağ olun yine de
 
Back