[FONT=times new roman,times,serif]IPISLAK
Bulutlar sancıda,
Ben yoğun acılardaydım dün gece.
Dün gece yağmur yağıyordu.
Yürek tırmalarcasına,
ınceden inceye çiseliyordu.
Gözyaşı saflığında,
Gözyaşı kırılganlığındaydı tüm damlalar.
Sevdası 6 Mayıs kokan yitik dağ nergisi,
Sevdası sahipsiz,
Sevdası korumasız ben gibiydi tüm evren.
Yaşamaya olduğu kadar
Ölüme de her an tetikte bekleyen
Ben gibi yorgun,
Ben gibi solgun,
Ben gibi sessiz çığlıklardaydı aşkın yüzü.
Tüm cadde ve sokaklar ıssız, ışıksız…
Kara yazgıların koca şehri sensiz,
Karanlık ve boğucuydu tüm gece.
Bir serçe inliyordu duvar dibinde.
Sabaha gebe yoğun bir karanlıkta
Duvar dibinde ıpıslak…
Ipıslak gözlerim seni aradı.
Tüm damlaları senmişsin gibi yokladım,
Her zerresini senmişsin gibi özlemle yudumladım.
Ama sen yoktun ey fırtınalaşan dağ rüzgârı!
Ey ak sabahların kara gözlü habercisi!
Durman gereken yerde değildin dün gece.
Yüreğim sancılı ve titrek,
Sevincim ürkekti sen yoktun diye.
Sen yoktun diye,
Yaşam da yoklardaydı dün gece.
Şimdi yağmur çamur dinlemeden,
Yürek zincirlerini paramparça edip
Çemberi yarmanın zamanıdır diyorum.
Zamanıdır şimdi,
Sevda yollarında en devrimci sloganca
Ve tek kol aralı uygun adım yürümenin…
Adını en kutsalım sayıp ezberlediğim,
Rengine secde ile tapındığım
Bahar kokulu bir coğrafyada sevdim seni.
Bu kırılgan,
Bu utangaç ve direngen gökyüzü altında
Sevdamı en anarşist pankartlara yazmanın
Kurşun yemiş en kızıl kaçak çay demindeyim şimdi.
Tüm köşe başları ihanet rengi bir ablukadayken
Ben seni sevgi seli sarmalında
Kar rengi bir aşkla bembeyaz sevdim utan!
[/FONT]