Bu bir iç dökme ve tecrübeli kişilerin tavsiyesine ihtiyaç duyduğum bir paylaşım.
Evlilik süreci, herkes için farklı sınavlar barındırıyor. Ben de kendi payıma düşeni yaşıyorum. Bazen kendimi geri çektim, bazen daha yakın olmaya çalıştım ama istediğim dengeyi kuramadım.
Eşimin ailesiyle tanıştığımız ilk günden beri benimle ilgili bir önyargı hissettim. Zaman zaman giyimime, sessizliğime ya da davranışlarıma eleştiriler geldi. Bunlar her ne kadar klasik meseleler gibi görünse de, sürekli bir kendimi açıklama çabası içinde buldum. Bu açıklamalar, "Ben böyleyim" diyerek kişiliğimle ilgili bir savunmaya dönüştü.
Nişanlandıktan sonra da hep böyle devam etti. Kendimi sürekli bir mahkeme tarafından yargılanıyormuş gibi hissediyordum. Her hareketime dikkat edip diken üstünde davranıyordum. Bu arada dip not geçeyim aykırı bir tip değilimdir, bu yüzden eleştirilere hep şaşkınlıkla yaklaştım.
Beni aileye yabancı olmakla ailenin içine girmemekle suçladılar. Bunu yüksek sesle dile getiren kv ve eltiydi. Ailenin içine girmem için o yakınlığın samimiyetin onlardan da gelmesi gerekirken beni iten taraf olmayı tercih ettiler.
Eltide de vardı bu. Ben gelmeden önce ailenin gözdesiymiş, yıllarca tek geliniymiş. Ben geldikten sonra da öyle devam ediyor aslında ama kaldıramadığı bazı şeyler var demek.
Ben evlendim, bir iki hafta içinde evinin mobilyalarını baştan aşağı değiştirdi, hayatı boyunca çalışmamış 35 yaşında, ben çalışıyorum, çalışmaya başlayacağım demeye başladı, biz eşimle balayına amerikaya gittik biz de gideceğiz randevu aldık dedi.
Evet bunları yapabilir, bana dokunan ya da beni olumsuz etkileyen şeyler olmadığı sürece bana ne diyip geçiyorum. Bunları belirtme nedenim şu; inanılmaz bir rekabet var kadında. Elticilik ve yengecilik oynamak istiyor.
Kv’nin bana karşı olan “sen ailenin içinde değilsin, sen şöylesin böylesin” sözlerinin alt yapısı da onun algı yönetiminden kaynaklanıyor, bunu da artık 1.5 yıl süregelen evliliğimde insanları tanıyarak ve söylenen ifadelerden anlamaya ve görmeye başladım, taşlar yerine oturdu.
He kv çocuk mu? Değil. Her ne olursa olsun dolduruşa gelmeyip beni tanımak isteyebilirdi ama o beni başkalarından taraflı şekilde duymayı tercih etti.
Neye istinaden söylüyorum bunu..
Kv ile bir gün konuşurken ve yine aramızda belli başlı problemler varken “sen eltini sevmiyorsun” demesinden. Halbuki aileyi dört yıldır tanıyorum ve bir gün bile kv ile oturup elti hakkında olumsuz konuşmadım, şunu yaptı bunu yaptı demedim veya toplum içinde aksi bir davranışım olmadı.
Nereden çıkıyor bu düşünceler havadan gelmiyor elbette. Böyle bir algı oluşturulmuş sürekli konuşulmuş arkamdan.
Aynı şekilde nişanlılık döneminde eşime elti mesajlar atmış, ben çok sonradan gördüm.
İşte benim kv ve aile ile aramın kötü olduğuna dair şeyler ima etmiş iyi niyetli gibi gözüken ama hep benim kv ve aile ile sorun yaşadığıma, sorunun ben olduğuma işaret eden şeyler bunlar.
Ortada bir sorun var ve bu sorun benmişim gibi. Halbuki ben o dönem kendi çapımda evlilik hazırlıklarına koşturan küçük bile olsa her nişanlılık sürecinde olabilecek herkesin yaşadığı şeyleri yaşıyordum. Ama bu esnada hiçbir şeyden haberdar olmayan yine ben..
Eşime arkandayım yengeniz olarak demiş ama bir gün bile olsun bana sorun yaşıyor olabilirsin, destek olayım gibi şeyler söylemedi, söz konusu bile değildi o zaman. Nereden çıktı bu konuşma inanın bilmiyorum. Konuşma arkanızdayım temasını içerse de asıl vurgu benim sorun oluşumdu.
Benim soğuk duruşum iletişim kurmayan halim tam tersiydi aslında. Tanıştığımızdan evlilik sürecine kadar hep arayıp soran kişi bendim, kv ve eltiyi, hastalık sağlık gibi durumlardan tutun diğer pek çok şey için hal hatır sorardım. Elti bir kere bile beni aramamıştır. Buna rağmen algı tam tersi, X mesafeli, görüşmek istemiyor.
Evlendikten sonra da yaptığım yapmadığım şeylerle çok kez yargılandım, yüzüme söylendi. Anlatacak çok şey var..
Ben birçok şeyi göz önünde bulundurarak evlendikten bir süre sonra elti ile arama mesafe koydum. Çünkü artık topluluk içinde de haddini aşan söylemleri oluyordu.
Konuşmamak değil ama sınırlarını bilmesini ve müdahil olmasını istemedim. Diğer türlü denedim olmadı bu sefer mesafe olsun dedim, dur noktasıydı bu benim için.
Kv bunu biliyor. Bana eltini sevmiyorsun diyip kv konuyu açtığında söylemiştim. O konuyu açmasa yine söylemezdim.
Aile grubundan genellikle fotoğraflar paylaşılır, yazılar yazılır. Ben de çok cevap vermiyorum. Kimse genelde bir şey yazmaz. Elti çocukla alakalı bir şey paylaşmış, ben ona cevap vermedim diye hem kaynım hem kv neden cevap vermedi diye hesap sordu. Son nokta burası düşünün. Çocuk üzülürmüş, sanki çocuk grubu görüyor okuyor.
Elti bu sefer mesafe koymamı bu şekilde yönetmeye başladı, daha da kullandı bu durumu. Sinekten yağ çıkarır hale getirdi her şeyi. Ben o kadar tepkisiz ve karşılık vermedim ki yapılanlara benimle alakalı söylenebilecek şeyler yoktu, o da küçük meseleleri mesele yapmaya tenezzül etti. Asıl şaşırdığım kaynımın ve kvnin buna ortak olması ve onaylamalarıydı aslında.
Ben yine insanlık yaptım. Eşimin ailesi olduğu için elti ve kayına olmasa da kv’ye saygı duymak ve iletişimi iyi tutmaya özen gösterdim. Geçen gün kv’ye gittik gayet sıradan bir akşam kayınpeder kv oturduk yedik içtik ve eve döndük. Ertesi sabah kv eşime ses kaydı atmış. Eşim bu ses kaydını dinlediğimi bilmiyor.
Eşime demişki oğlum sen neden abine ismiyle hitap ediyorsun, abi demen gerekiyor. x’in yanında seni bozmak istemedim ama onunla evlendiğinden beri hitabın değişti. Ne abine abi ne yengene yenge diyorsun. Onlar saygı duyulmayı hakeden insanlar, onlar senin ailen. Sen onlara saygı duyarsan eşin de saygı duyar. NANKÖRLÜK YAPMAYIN.
Yani eşimin hitabından bile ben sorumlu tutulmuşum. Halbuki ben eşimi tanıdım tanıyalı hitabı böyledir benim zerre etkim yok. Ama yine itham edilen benim. Çok kırgınım, kızgınım ve artık yorgunum. Ağzımla kuş tutsam da en ufak detaylara bile takılıp benden bilinir hale geldi.
Kendi halimde evimde huzurlu yaşamak istiyorum, bırakmıyorlar. Her ay farklı bir gündem.
Bu durumda da ben mesafeliyim diye annem kaynına bir akşam gidin yoksa bu durum hiçbir zaman bitmeyecek, kazanan sen olursun diye baskı yapıyor. Bu durum ancak böyle çözülebilir diyor..
Onlar büyük senden bekliyor diyor. Ben onları evimde çoğu kez ağırladım, onlar çağırmadı. Çağrılmadığım yere neden gideyim, istese çağırır çoğu zaman aile üyelerini davet etti, her yerde de paylaştı aslında.
Tüm yazı boyunca eşimden bahsetmediğimin farkındayım. Eşim annesine karşı çoğu zaman beni koruyan tavırlar sergiler ama yüzde yüz olarak o güveni veriyor mu ya da yapılanlara ses çıkarıyor mu derseniz hayır kesinlikle net bir tavrı yok.
Sonuç olarak ne yapacağımı ne söyleyeceğimi bilemez noktadayım.
Yorumlarınızı bekliyorum.
Evlilik süreci, herkes için farklı sınavlar barındırıyor. Ben de kendi payıma düşeni yaşıyorum. Bazen kendimi geri çektim, bazen daha yakın olmaya çalıştım ama istediğim dengeyi kuramadım.
Eşimin ailesiyle tanıştığımız ilk günden beri benimle ilgili bir önyargı hissettim. Zaman zaman giyimime, sessizliğime ya da davranışlarıma eleştiriler geldi. Bunlar her ne kadar klasik meseleler gibi görünse de, sürekli bir kendimi açıklama çabası içinde buldum. Bu açıklamalar, "Ben böyleyim" diyerek kişiliğimle ilgili bir savunmaya dönüştü.
Nişanlandıktan sonra da hep böyle devam etti. Kendimi sürekli bir mahkeme tarafından yargılanıyormuş gibi hissediyordum. Her hareketime dikkat edip diken üstünde davranıyordum. Bu arada dip not geçeyim aykırı bir tip değilimdir, bu yüzden eleştirilere hep şaşkınlıkla yaklaştım.
Beni aileye yabancı olmakla ailenin içine girmemekle suçladılar. Bunu yüksek sesle dile getiren kv ve eltiydi. Ailenin içine girmem için o yakınlığın samimiyetin onlardan da gelmesi gerekirken beni iten taraf olmayı tercih ettiler.
Eltide de vardı bu. Ben gelmeden önce ailenin gözdesiymiş, yıllarca tek geliniymiş. Ben geldikten sonra da öyle devam ediyor aslında ama kaldıramadığı bazı şeyler var demek.
Ben evlendim, bir iki hafta içinde evinin mobilyalarını baştan aşağı değiştirdi, hayatı boyunca çalışmamış 35 yaşında, ben çalışıyorum, çalışmaya başlayacağım demeye başladı, biz eşimle balayına amerikaya gittik biz de gideceğiz randevu aldık dedi.
Evet bunları yapabilir, bana dokunan ya da beni olumsuz etkileyen şeyler olmadığı sürece bana ne diyip geçiyorum. Bunları belirtme nedenim şu; inanılmaz bir rekabet var kadında. Elticilik ve yengecilik oynamak istiyor.
Kv’nin bana karşı olan “sen ailenin içinde değilsin, sen şöylesin böylesin” sözlerinin alt yapısı da onun algı yönetiminden kaynaklanıyor, bunu da artık 1.5 yıl süregelen evliliğimde insanları tanıyarak ve söylenen ifadelerden anlamaya ve görmeye başladım, taşlar yerine oturdu.
He kv çocuk mu? Değil. Her ne olursa olsun dolduruşa gelmeyip beni tanımak isteyebilirdi ama o beni başkalarından taraflı şekilde duymayı tercih etti.
Neye istinaden söylüyorum bunu..
Kv ile bir gün konuşurken ve yine aramızda belli başlı problemler varken “sen eltini sevmiyorsun” demesinden. Halbuki aileyi dört yıldır tanıyorum ve bir gün bile kv ile oturup elti hakkında olumsuz konuşmadım, şunu yaptı bunu yaptı demedim veya toplum içinde aksi bir davranışım olmadı.
Nereden çıkıyor bu düşünceler havadan gelmiyor elbette. Böyle bir algı oluşturulmuş sürekli konuşulmuş arkamdan.
Aynı şekilde nişanlılık döneminde eşime elti mesajlar atmış, ben çok sonradan gördüm.
İşte benim kv ve aile ile aramın kötü olduğuna dair şeyler ima etmiş iyi niyetli gibi gözüken ama hep benim kv ve aile ile sorun yaşadığıma, sorunun ben olduğuma işaret eden şeyler bunlar.
Ortada bir sorun var ve bu sorun benmişim gibi. Halbuki ben o dönem kendi çapımda evlilik hazırlıklarına koşturan küçük bile olsa her nişanlılık sürecinde olabilecek herkesin yaşadığı şeyleri yaşıyordum. Ama bu esnada hiçbir şeyden haberdar olmayan yine ben..
Eşime arkandayım yengeniz olarak demiş ama bir gün bile olsun bana sorun yaşıyor olabilirsin, destek olayım gibi şeyler söylemedi, söz konusu bile değildi o zaman. Nereden çıktı bu konuşma inanın bilmiyorum. Konuşma arkanızdayım temasını içerse de asıl vurgu benim sorun oluşumdu.
Benim soğuk duruşum iletişim kurmayan halim tam tersiydi aslında. Tanıştığımızdan evlilik sürecine kadar hep arayıp soran kişi bendim, kv ve eltiyi, hastalık sağlık gibi durumlardan tutun diğer pek çok şey için hal hatır sorardım. Elti bir kere bile beni aramamıştır. Buna rağmen algı tam tersi, X mesafeli, görüşmek istemiyor.
Evlendikten sonra da yaptığım yapmadığım şeylerle çok kez yargılandım, yüzüme söylendi. Anlatacak çok şey var..
Ben birçok şeyi göz önünde bulundurarak evlendikten bir süre sonra elti ile arama mesafe koydum. Çünkü artık topluluk içinde de haddini aşan söylemleri oluyordu.
Konuşmamak değil ama sınırlarını bilmesini ve müdahil olmasını istemedim. Diğer türlü denedim olmadı bu sefer mesafe olsun dedim, dur noktasıydı bu benim için.
Kv bunu biliyor. Bana eltini sevmiyorsun diyip kv konuyu açtığında söylemiştim. O konuyu açmasa yine söylemezdim.
Aile grubundan genellikle fotoğraflar paylaşılır, yazılar yazılır. Ben de çok cevap vermiyorum. Kimse genelde bir şey yazmaz. Elti çocukla alakalı bir şey paylaşmış, ben ona cevap vermedim diye hem kaynım hem kv neden cevap vermedi diye hesap sordu. Son nokta burası düşünün. Çocuk üzülürmüş, sanki çocuk grubu görüyor okuyor.
Elti bu sefer mesafe koymamı bu şekilde yönetmeye başladı, daha da kullandı bu durumu. Sinekten yağ çıkarır hale getirdi her şeyi. Ben o kadar tepkisiz ve karşılık vermedim ki yapılanlara benimle alakalı söylenebilecek şeyler yoktu, o da küçük meseleleri mesele yapmaya tenezzül etti. Asıl şaşırdığım kaynımın ve kvnin buna ortak olması ve onaylamalarıydı aslında.
Ben yine insanlık yaptım. Eşimin ailesi olduğu için elti ve kayına olmasa da kv’ye saygı duymak ve iletişimi iyi tutmaya özen gösterdim. Geçen gün kv’ye gittik gayet sıradan bir akşam kayınpeder kv oturduk yedik içtik ve eve döndük. Ertesi sabah kv eşime ses kaydı atmış. Eşim bu ses kaydını dinlediğimi bilmiyor.
Eşime demişki oğlum sen neden abine ismiyle hitap ediyorsun, abi demen gerekiyor. x’in yanında seni bozmak istemedim ama onunla evlendiğinden beri hitabın değişti. Ne abine abi ne yengene yenge diyorsun. Onlar saygı duyulmayı hakeden insanlar, onlar senin ailen. Sen onlara saygı duyarsan eşin de saygı duyar. NANKÖRLÜK YAPMAYIN.
Yani eşimin hitabından bile ben sorumlu tutulmuşum. Halbuki ben eşimi tanıdım tanıyalı hitabı böyledir benim zerre etkim yok. Ama yine itham edilen benim. Çok kırgınım, kızgınım ve artık yorgunum. Ağzımla kuş tutsam da en ufak detaylara bile takılıp benden bilinir hale geldi.
Kendi halimde evimde huzurlu yaşamak istiyorum, bırakmıyorlar. Her ay farklı bir gündem.
Bu durumda da ben mesafeliyim diye annem kaynına bir akşam gidin yoksa bu durum hiçbir zaman bitmeyecek, kazanan sen olursun diye baskı yapıyor. Bu durum ancak böyle çözülebilir diyor..
Onlar büyük senden bekliyor diyor. Ben onları evimde çoğu kez ağırladım, onlar çağırmadı. Çağrılmadığım yere neden gideyim, istese çağırır çoğu zaman aile üyelerini davet etti, her yerde de paylaştı aslında.
Tüm yazı boyunca eşimden bahsetmediğimin farkındayım. Eşim annesine karşı çoğu zaman beni koruyan tavırlar sergiler ama yüzde yüz olarak o güveni veriyor mu ya da yapılanlara ses çıkarıyor mu derseniz hayır kesinlikle net bir tavrı yok.
Sonuç olarak ne yapacağımı ne söyleyeceğimi bilemez noktadayım.
Yorumlarınızı bekliyorum.