Öncelikle uzun bir yazı olacağı için şimdiden vaktinizi aldığım için özürlerimi sunmak isterim. Ama söz hakkımın doğduğunu düşünüyorum ve naçizane kendimi ifade etmeye çalışacağım, bu konu başlığı dışında kıymetli anneme ve kız kardeşlerime söylenen sözlere de dilimin döndüğünce müspet menfi olabildiğince objektif olarak çok zor olsa da bazen sübjektif olarak değineceğim.
Öncelikle konu başlığı açılmasına sebep olan devam eden ve formun genelinde atıfta bulunulan “ÖKÜZ” benim, en başta şunu söylemek isterim. konuyu açan BirGaripRuya rumuzlu Gülden S. Nin 8 aylık flört döneminde ne telefonunu kurcaladım, nede aktif olarak kullandığını bildiğim, gerek işi gereği iletişim uzmanı olduğu için gerekse özeline saygı duyduğum için ne facebook, ne tweeter ne instagram ne de swarm hesaplarına ne telefonundan baktım, ne de haricinde arama yaptım inceledim ki kendisi de bilir.
Kadınlar kulübü kullanıcı olduğunu bildiğim ve yakın zamanda buraya bu yazıyı yazdığını söylediği için ( içeriğinden bahsetmeden) bu kritik dönemde sadece bana söyleyemediklerini daha rahat ve özgür bir platformda açıkladığı fikrinden, anlamaya çalışma ve nerde hatam varsa gözden geçirmek niyetiyle tam 10 saattir bir derdim varda 50 ye yakın sayfa ve değişik kişilerin sorunlarını okudum, sadece Gülden `in yazdığı mesajı bulup amaç biraz daha anlamaktı.
Bu şekilde açıklama yapıyorum çünkü çevrem dahil herkes benim dürüstlüğümü Gülden hanım da dahil olmak üzere teyit edecektir lakin okuyucu ve yorum yapanların yanlış anlamaması açısından ihtiyaç hissettim.
Öncelikle forma bahis olan konuyu açıklayıp, sorun nerde başladı ve bu forma başka konu başlıklarında okuduklarımı sizinle birlikte başlıklar halinde değerlendirmenin herkes için en başta da benim için faydalı olacağı kanaatindeyim.
Öncesinde 22 Ağustos olan Gülden hanımın memleketinde olacak ve o tarihe planlanan nikah tarihinden sonrasında 30 Ağustoda da Konya`da yapılacak düğünden önce birçok işin yetişmediği benim rahatlığımdan dem vurduğu diğer form başlıklarından anlaşıldığı üzere, beni rahat olmakla itham etmiş olmasından dolayı hızlı bir şekilde halletme gayretinin oradan geldiğini not düşmek ister, neden böyle olduğunun gerekçelerini bilahare ifade edeceğimi bildiririm.
Mesai günü öğlen başlamak üzere kendisinin istemiş olduğu mobilya satıcılarının bulunduğu mevkiiden mobilya bakmaya başladık, öncesinde 1-2 saat bakarız diye düşünürken başlanılan işi bitirelim babında devam edelim istedim. Çünkü bir bayramlık için ramazan akşamı oruçtan çıktıktan sonra sigara içen ben 3 saat avm de sigara içmeden bayramlık almak için dolaşıp yine de alamadığımız için ve ergesi günlere kaldığı için tekrar dolaştığımız için, bu mobilya konusunun hele de vakit daralmışken daha da içinden çıkılmaz günlere sarkan bir hadise olmasını istemediğimdendir.
Mobilya satıcılardan birinde Gülden hanımın daha önce çalıştığı mağaza müdürünün yönlendirilmesiyle makul fiyata diğer şubelerinde olduğu yönünde yönlendirmesi üzerine 4 saatten sonra diğer tarafa bakma kararı verdik, bu arada Gülden hanım form da da geçen ayakkabılarının topuklu olmasından dolayı uygun olmadığının ifade etmiş fakat ufak bir detayı atlamış maalesef, bunu belirtmesi üzerine şehrin bulunduğumuz noktasından uzak bir yerde bulunan evine sırf ayakkabıları değiştirmeye gittik, arabada bekledim ve döndüğümüzde yönlendirilen şubedeki mobilyanın daha yarım saat önce satıldığının bilgisini aldık , fakat orda tek ters bi laf etmedim. Kısmet değilmiş dedim.
Daha sonra başka bir mevkii ye mobilyacılara gittik, bizim arkadaşlarımızın aldığı referanslı bir yere, orda yatak odasını beğendik ve diğer takımları da seçtik, tek bir noktadan olsun diye, oturma takımını ikimizde beğenmedik ama idare eder gördük, rengini değiştirdik, oturduk yorum yaptık ve bu işlem tam 6-7 saat sürdü, ki bu süreçte yanımızda kimse de yoktu çoğu alışverişte olduğu gibi.
6-7 SAAT GEZDİKTEN SONRA :
Gelelim sonraki gün ki alışveriş ve bu konu başlığının açılmasına sebep olan hadiseye: o kadar yürümüş , araba olmasına rağmen dolanmış, öncesinde sıcağı, rüzgarı sonrasında yağmura yakalanmış bir durumda en son mobilyacıdan çıktığımızda 21.30 sularıydı ki eve yemeğe yetişeceğiz bekletmişiz.
Yemek yerken annem bana göre altı üstü ama Gülden hanımın ikimizinde önemsediği şey dediği
İÇ ÇAMAŞIRI VE PİJAMA almak için yarın çıkalım demesi üzerine Gülden hanıma , o da bana yönelerek benimde gelmemi istedi, bende “senin beğendiğini ben giyerim altı üstü pijama iç çamaşırı” demem üzerine ( ki daha sonra söylediğimde bu formu açtığı gün yapmış olduğumuz 1 Ağustos 2015 deki konuşmada duymadığını söylemiş ve annemi telefonla arayarak ki o harekette güvensiz bir hal o da hoşuma gitmedi teyit ettiğimiz belirtmek isterim), beni yalnız bırakma dedi, bende yalnız bırakmadım, öle olsa bu gün senle birlikte 7 saat
senin için mobilya gezmedim dedim ki burada da zikredildiği gibi ve bilindiği üzere erkekler alışverişi sevmez ki o kadar da dolaşmaz, bazı bayanlar bunun farkında bazıları ise halen öğrenememiş keza ben bir kere bile of puf demedim, katılımcı davrandım yorum yaptım ve bu davranışım asla yapmacıkta değildi kaldı ki yapmacık davranmam,o arada annem yalnız olurmusun biz varız v.s dedi, bunun üzerine suratını asarak ortamı bozar tavırlarla kalktı sofradan '6-7 saatini bana ayırdığın için teşekkür ederim hayatım' diyerek…,
Üzerine gitmedim, zaten yorgunuz daha da anne baba da varken meseleyi uzatmak anlamsız diye sonrasında duşa girdi bende ayrı bir odada yattım.
Sabah kalktığımda afyonum patlamaz ve çabuk açılamam bunun ne demek olduğunu bilen bilir, buna rağmen kalktım gittim odasına oturur vaziyette buldum Gülden hanımı, elinden tuttum öptüm ve nazik bir şekilde lavaboya kadar eşlik ettim elini tutarak, kırgınlık olmasın, nitekim hem misafir hem de benim için özel bir insan olduğundan dolayı, ( Daha sonrasında bunu söylediğimde daha yakın olabilirdin insan sarılırdı demişti hep bi fazlası ) sonra sakin sakin arabaya bindik ve sabahın o saatinde bence açılmaması ve daha sonra daha sakin bir zamanda konuşulması gereken bir konu olduğunu düşündüğüm için meseleyi açmadım( genelde konuyu kapatmakla itham ediliyorum ve buna gerekçe olarak kapatmadığım ufak meseleleri uzatmama taraftarı olduğumu belirtmiş olmama rağmen) Gülden hanımın ilk sözü “Bana sadaka mı veriyorsun 6 saat gezmekle oldu” bu söyleyiş yazıda bahsedildiği gibi hiçte sakin naif yumuşak değil gayet çehrenin değişmesi ses tonun artmasıyla birlikte, tabi orda sabah sabah yine gerginlik oldu.
Daha sonrasında Gülden hanımın annesi memlekette damat bohçası hazırlarken alacağı iç çamaşırı ve pijama detaylarında bana nasıl olsun dediğinde, ben “ annen aldıktan sonra ben giyerim sorun değil” dedim, “ama severek giymeni istiyorum” demesi üzerine “ Annen aldığı için severek giyerim” dedim. Agresif defresif sorunlu olarak damgalanan benim için Aradaki farkın görülmesi çok zor olmasa gerek.
HASTANEDE YATMAK, HABERİ YOK.
Hiçbir olay tek başına bir hadise değildir , olaylar zinciri şeklinde değerlendirilmelidir, keza bu konunun da başlangıcını anlatacağım en son da da tüm genel gerginliğinin hangi olayda başladığı neden bu noktalara geldiğinin kendimce analizini tespitlerini yapmaya çalışacağım , en azından benim penceremden.
Mülkiyeti babama ait olan ve yan apartmanda bulunan , babamın diğer 2 ablama kendi bulunduğu aynı apartmandaki daireleri tahsis ettiği gibi bana uygun gördüğü fakat yine de hiçbir zaman babamın mülkünde fani dünyada olduğum bilinciyle benim evim demediğim daire de, Gülden hanımın da özel talepleri doğrultusunda bizzat kendimin daha önce özenerek yapmış olduğu oturma odası olarak kullandığım tavana alçı tavan yaparak 5+1 ses sistemi koyduğum, seramik duvar ünitesi yanına kağıt kapladığım ve mesai dışında vaktimin 1 ayını harcayarak büyük emek çektiğim odanın
misafir odası olmasını istemesi, arkada bulunan balkonlu odanın oturma odası olması talebi üzerine yeniden tesisat oluşturarak,duvar kırarak ,gönül kırmamak için ki gönlümün olmadığını kendisi de bilir, duvar da yıkımdan boyaya mutfakta mermere kadar olan işlerin bulunduğu daire ye girişle ilgili anahtar meselesi,
Sizce Gülden hanım benden anahtarı nasıl istedi dersiniz, işteyken 24 Temmuz 2015 14:17 de, telefonla konuştuktan ve anahtar meselesi yokken 2 dk. sonra
Gülden hanım : “Hayatım , bu arada bana evin anahtarını vermeyi düşünüyor musun?”
daha ben cevap vermeden görmeden
14:18 de “Gidip gelmek için sürekli birilerini mi beklemeliyim?”
14:22 “?”,
Cevap: “Evet düşünüyorum tabiki de, Birileri?”
Gülden : “ Evde olan birileri”
Gülden: “Benden başka herhangi biri”
Cevap: “Anne ablayı kast ediyorsan onlar snein için birilerimi?”
Gülden: “Orda cümlenin bu anlamda olmadığını biliyorsun ve bilerek inatlaşıyorsun”
Gülden: “ Kavga mı etmek istiyorsun? Onu söyle bana?”
Cevap: “Gülden anlaşılan sakin değilsin, konuyu uzatmıcam sonra konuşuruz”
Gülden :” Biliyordum zaten, ben söyleyene kadar beyefendi düşünemeyecek anahtar mevzusunu, ben söyleyince de problem olacak..”
Cevap: artık cevap vermedim , çünkü bu sarmala girildimi sonu gelmiyor daha da kötüye gitiyor tecrübeyle Gülden hanımla sabitledik.
Ve ben o Cuma günün akşamı Ankara`ya 3 günlük iş sebebiyle eğitime gidiyorum….
İyi yolculuklar mesajını yine de attı sağ olsun, ve ben teşekkür ederek bu süre zarfında bu tartışmaların sık sık tekerrür etmesinin ikimiz içinde iyi olmayacağından dolayı, düşünmeye davet ettim. Devam eden haftanın Salı akşamına kadar iletişim kurmadan sağlıklı düşünmemizi söyledim.
ki Gülden hanım bana saramadığı için kendini içten içe yemiş bitirmiş ve hastaneye düşmüş ben geldiğimde öğrendim. İsterdim ki bu kadar gurur yapmak yerine, sanki her sözümü tutuyormuş gibi görüşmeden düşün sende dedim diye hasta olmasına rağmen arkadaşı yerine beni bir kez de olsa arasa kaldı ki koşacağımı da bilir. Örnekleri de var, akşam vakti trafikte kaza yapmaya ramak kaldığı bir anda şehrin bir ucundan işimi bırakarak geldiğimi ve uzun süre ilgilendiğimi bilir, hatırlattığım zaman başına kalkmak olarak nitelendirse de hepimiz çiğ süt emmişiz unutuyoruz bu da bir ayrı gerçek. Şuan bana yapacaksın tabi diyebilirsiniz, evet yapmam gerekir, yapmalıyım da ama erkeklerin çoğunun diyebilirim, en azından kendim adıma söyleyeyim, yapılanların ufak şeylerde silinip yok sayılmasıdır uzaklaştıran, sevgiyi azaltan, hırçınlaştıran partnerine karşı, bunu da buraya dip not düşmek isterim.
İşte bu konuyla ilgili en çarpıcı detayı da şuan söylüyorum bu olayı daha da vahim bir hale getirmektedir :
İlişkinin başladığı dönemde gayet saygı çerçevesinde bahsi geçen konutun anahtarını kendisinin bende kaldığı süre olan 1 ay zarfında verdiğimi söylemek isterim ( kendi evinin bölgesinde bulunan kar yağışı ve elektrik kesintisinden dolayı davetime icabet etmiştir). O konutta kendisinin misafirlerinin de konaklamalı şekilde misafir ettiğimi, y. Lisans çalışmaları olduğu için çoğu akşam yemek bulaşıklarının tarafımdan halledildiği, yanımızda kalan misafirinin şahsıma yanlış hareketinin olmasına rağmen onun hatırına bir şey demediğimin ( tavrının çizgiyi aştığını kendisi de teyit etmiştir) kaldı ki normalde olsa o kızı evden kovardım. Daha öncesinde evin anahtarını verdiğim detayının bu anahtar meselesinde özellikle bilinmesinde fayda görüyorum.
Gelelim düğünden önce niye anahtarı vermediğime:
Ben evde yokken , birlikte çalıştığınız erkek bir çalışanla eve aldığı eşyayı daha evli olmayan bir bayanın bu şekilde eve getirip taşıtıyor olması, benim ve ailemin yaşadığı muhitimde ki 3 kuşaktır bu semtte tanındığımızı özellikle belirtmek isterim, beni zor durumda bırakacak bir hareket olduğu içindir.
Buradan şunu da düşünebilirsiniz, madem öyleyse evde 1 ay kaldınız, aynı konu yine gündemde diyebilirsiniz haklı olarak, buna da gerekçemi söylim, ben her şeye rağmen Gülden hanıma inandığım için yanında da ben olduğumdan dolayı bazıları geçip babama laf bile söylese konunun öznesi ben olduğum için savunabileceğimdendir kaldı ki üniversite yıllarımda ilk kız arkadaşım için aileme rest çektim ve aynı evde 6 ay konuşmamız biriyimdir ( değmedi ayrı mesele ),eve bir başka erkekle giriliyor olması durumunda elimi bağlar o hareket. Yine de takdir sizin tabi ki, ( Ankara ve İstanbul da da 10 yıl yaşadığım notunu özellikle düşmek isterim , ama yaşadığınız mahalle eğer değer verdikleriniz içindeyse size kendini önemsetir)
KALP KIRMAK, ALINACAK EŞYALAR
Size hiç partneriniz ( sevgili, eş, nişanlı, eş v.s) ıspanak sevmediği halde o gün evde ıspanak olduğunu bile bile yine de çiçek aldı mı!,
Ya da nişanlı bile değilken sırf siz ailenizi görerek mutlu olun diye ramazanın içinde 600 km yolu seferiyim tutmasam nolur bile demeden, orucunu bozmadan ailenize iftar yemeği götürmeyi teklif edip bunu da gerçekleştirdi mi,
Bu yazının yazıldığı gün konuşma 5 saat sürse de cafede, o arada bir adet gül alıp masaya getirip verdiği değeri her şeye rağmen gösterdiği halde o gülü siz arabanın göğsünde bırakıp her gün kuruduğunu gösterdiniz mi ( 15 gündür o gül hala arabanın göğsünde),
Gülden hanımın , diğer formun konu başlıklarında küçük ablam için
dalga geçerek yererek aşağılayarak demiş olduğu;
Tarih : 27 Temmuz 2015
Konu başlığı : Görümce ve EŞ sorunu
BirGaripRuya ( Gülden S.) “
Bende de nur topu gibi iki görümce var. Hatta bi tanesi öyle ki ailemizin zeka küpü maşallah. Evlere şenlik. Hatta sülalenin kanaat önderi neredeyse öyle söyleyim. Herşeye burnunu sokar, herkes onun istediğini yapsın ister. İç çamaşırıma kadar karışır, öyle olmaz böyle olacak der. Ben tabii ki dik duruyorum ama ters de davranamıyorum. Kendi bildiğimi okuyorum. Ama tabii ki çok yıpratıcı bir durum ve nişanlım ne yazıkki onlara toz kondurmuyor. Çünkü kendileri kraliyet ailesinden geliyorlar, o derece kültürlü ve görgülü insanlar”
Dediği küçük ablamla birlikte nişan kıyafeti konusunda alışverişe çıktık birlikte, adres sınırlaması olmadan 4-5 saat yine gezdik ve tanıdık tanımadık her ne yer varsa girdik çıktık baktık, en son hiç bilmediğimiz bir yerden seçtiği nişan kıyafeti genelde kiralanır arada fark olmadığı için ( ayrıca bu da satıcı firmaların yönlendirmek için tuzak, gelinlikte olduğu gibi satış taktiği onunda farkındayım) aldım ve bu süre zarfında ileri geri asla küçük ablam laf söz etmemiştir, hatta dar olmasına rağmen açık olmasına rağmen ne o ne de ben bir şey demedik ki gönlüne göre olsun diye, hatta nişana 2 hafta kala alındığı için darlığından dolayı kilo koruma sorunu çekmiştir, elbisenin darlığını hususunda bir çok kendi ailesindeki kişiden olmak üzere tenkit almıştır.
Gülden hanım mevcutta bulunan yollukları sırf renginden dolayı yeşil diye istememiştir ve olursa yenisi olsun olmazsa gerekirse almayalım ama gelinliği muhakkak alalım talebi olmuştur.
Yemek takımı olayı:
Olaya dahil etmek için bana resimli mailler v.s gönderme süreciyle başlayan ( ki buraya kadar sorun yok), ara ara başka yerlere de gezerken baktığımız ama konyaya yeni açılan novada avm ye sırf yeni açıldı diye gitmişken ordan shefferi a girip adamla alacakmış gibi pazarlık yapıp, sonra ben alacakmışız diye düşünüp “şimdimi alacağız” dediğimi sen beni adamların yanında nasıl küçük düşürürsün diyerek bozularak o geceyide zehir edip, arabada böyle giderse evlensekte boşanırım ben diyen, sonrasında yinede kulede en iyisi olsun diye 3500 lira verip bernardodan fine bone ( arkadan el görünecek) onuda öğrendim, granit tencere tava seti ve kaşık seti dahil tek başımıza alıp,
Yeni eve geldiği zaman kargo, sırf birlikte açalım diye anacımın da beklediği merak etsede açmadığı, birlikte açıp kırıkları tespit edip götürdüğümüz , hatta götürürken evdeki halının üstünde bulunan “peçeteyide alsana giderken” dedim diye “ “elin ayağın tutuyor sen al” diye cevap verdiği, ve o kırıkları ertesi gün kuleye götürürken arabada böle giderse 1 cocuğum olsa dahi
BOŞANIRIM senden diye telaffuz ettiği ( bu aralarda ben köpürüyorum tabi kimine göre haklı kimine göre haksız olarak)
Anlatmakla bitmez 27 şubat 2015 den beri bu böyle uzayıp gidiyor….
İlk başlangıcını da söylim arada bir çok hadiseye ve bu sitede aileme yapılan hakaretlerin detaylarına girmeden, hepsini tek tek okudum maalesef, ben bazen derdim “bilmemek lükstür diye” keşke bir kez daha yaşamasaydım bunu….
İLK TARTIŞMA :
Ben çocuklarımın olmasını, geniş bir aile olmayı isteyen dileyen arzulayan bunun için kabeyi gördüğü zaman ilk duası bu olan, bu şekilde dua eden, düz, sizin tabirinizle biraz odun, biraz oküz mauel çalışan bir ademoğluyum,
Bundan sebep 5 çocuğum olsun diye dilerim, bunu da Gülden hanımda tanıştığımız güden bu yana söylerim, ama dikte direktif , emir kipleriyle değil tabi ki, şaka şamata, burada hasıl olan niyetin beyanıdır.
İlk tartışmanın yaşandığı o akşam evine bırakacağımda arabanın içinde ben biraz hoyrat biraz sempratik ( tabi bana göre karşı taraftan öle değilmiş meğer sonradan ifade edilen bu) 5 cocuğum olacak demem üzerine, o zaman benimde
şartım mehir olarak ev alacaksındemesi,
O günden sonra işler hep tersine sardı. Ben azıma bir daha ne 5 çocuk dedim ne de konuyu açtım. ( en baştan beri kısmet de dememe rağmen ) ,
ŞUANKİ DURUM :
Tarih : 13 Ağustos 2015 ( düğüne 1 hafta kala)
Yer: karatay belediyesinde nikah işlemleri,
Olayın içeriği : Kız tarafında yapılan gece düğünü ve nikah işleminden sonra dönüşte gelinin kız arkadaşının eşlik etmesi,
Belediyenin orda nikah işlemleri için buluşuyoruz, evraklar Gülden hanımda, nikah memurunun yanında işlemlerimizi güle oynaya hallediyoruz ( gülden hanım kendi soyadını nasıl kullanabileceği detayını da soruyor o arada) ve oradan rapor aldırmak için benim aile hekimine nakil işlemleri hızlansın diye ilgili evrakı elden götürmeyi teklif ettiğim için aldığımız evrakları belediye ile arası 300 mt mesafede aile hekim kayıt bürosuna giderken arabada,
Kız arkadaşının konyadan gelin almaya giden düğün konvoyuyla dönmesini istiyor, bende “ arabalarda yer olursa olur tabi niye olmasın” demem üzerine “ ya yer yoksa” gibi bir cevap
Sonrasında;
Cevap : “arabada yer yoksa senin yanında olmayı dileyen isteyen konyadaki düğüne kadar 1 hafta senin yanında kalmayı arzulayan arkadaşın otobüsle arkadan gelir”
BirGaripRuya: “ o otobüse binerse bende onla otobüse binerim”
Ben: “ biz oraya gelin almaya geliyoruz gelini otobüsle dönmesine
müsaade etmem ”
BirGaripRuya: “ o zaman arabadan biri iner o biner”
Ben: “ Ben kimle gittiysem onla geri dönerim”
BirGaripRuya: “sen o kızı otobüse bindir , Babam beni de salmaz kal gerek yok der” ( bu arada nikahın olduğu günü düşünün, nikah yapmışız babası bir arkadaşından dolayı onu da alıkoyarmış….)
Ben: “ Ara madem babamı bakalım ölemi der hak mı verir”
Durum babasına kendisi tarafından aktarılır ve babasını ben telefona alırım, gelen cevap:
BirGaripRuya `ın babası : “ Gerekirse arabadan yeğenin iner o biner”
BirGaripRuya: “gelen o kişi ailemi vekaleten geliyor”
BirGaripRuya : “ sen vekiline böyle saygısızlık yaparsan ailemede yaparsın”
Ben: “Vekil olduğunu söylemedin ayrıca ailene saygısızlık yapmam ailen başka o kız başka”
……..
O arada aile vekili vasıtasıyla direk ailesine ben saygısızlıkla itham ediliyorum, ve benim iş yerime gelip arabayı çalışır vaziyette bırakıp nikah işlemleri için diğer belediyeye verilmek üzere hazırlanan dosyayı da alarak iniyorum.
Bağırma çağırma yok, iki tarafında ses yükseliyor tabi haliyle o bi gerçek,
Çok geçmeden sms gelen : “ Beni ve benim ailemi yok sayan adama benim hayatımda yer yok. Nokta!”
Cevap: “ lafı götünden anlama aileni yok saymadım bu bir, ikincisi bi o kız için benle restleşen birini zaten ben istemem bitti.”
BirGaripRuya : “Azgini topla, sen götünden anlama, mesele o kız yada bir başkası, benim aileme vekil. Evet bitti, çok da isabet oldu... Sen bu gerginliğinle, inadınla bekle belki mutlu olursun!
Cevap: “ üzerine mesaj falan atıpta asabımı bozma benim, sil numaramı da bi daha ne adını ne yüzünü görmek istemiyorum. Senden sonraki hayatımda seni ilgilendirme”
Ve sonrasında hem whasts uptan hem telefondan engelledim.
İyimi yaptım genel anlamda sert bi netice farkındayım, ama yukardakileri x40 yaparsanız çıkan netice 5.5 ayda bu.
Ama aşağıda okumuş olduğum bu formda , farklı konu başlıklarında BirGaripRuya tarafından yazılan, aileme olan hararetlere açıklaması ne acaba çok merak ediyorum o böyle bi kız değildi belkide ben böyle yaptım, sorumlusu da bensem o daha vahim. Ama bunca hadiseden sonra agresif belki de yardıma ihtiyacı olan olarak nitelendirilen benim tek söyleyeceğim kelime “
ÜZÜLDÜM.”Gerçekten üzüldüm., hayatıma o kadar kız girdi, Gülden S. Ye verdiğim değeri kıymeti hiç birine ne verdim ne de belli ettim,
o kadar hadisede takıldığım tek yeri de sölim, en ufak incir çekirdeğini bana göre doldurmayan hadiselerde bitirme, 1 cocuk olsada 3 cocuk olsada boşanma kelimeleri ( daha evlenmeden nikaha 1 hafta kala)
Bu ve benzeri bir siteye ilk ve son girişim takdir sizlerin, sadece paylaşmak istedim. Niye yaptım onuda bu karışıklıkta şu dur diyemem ama söz hakkım doğmuş bunu gece 11 de fark ettim 12 saattir bununla uğraştım 2 paket sigara içtim, belki de şuan bile gereksiz vakit ayırdım bunlar için…
Son sözüm : erkekleri savunmak değil amacım ama bu hayatı paylaşıyorsak bu kadar yıpratmak iki tarafa da illaki zarar verir. Hiçbir savaşta ölüsü olmayan taraf olmaz. Kazandığını sanan kendini kandırır, aslında iki tarafta kaybetmiştir.
ÖLÜMÜN OLDUĞU YERDE HERŞEY FANİDİR.
VE SİZİ BirGaripRuya( Gülden S. ) tarafından AİLEME ve ŞAHSIMA YAZILAN YAZILARIYLA baş başa bırakıyorum.
BirGaripRuya rumuzlu Gülden S. Den FORMLARDAN SEÇMELER :
Konu başlığı : Görümce ve EŞ sorunu
Tarih : 27 Temmuz 2015
1. deniznehir42 dedi:
↑
Gerçekten de söylediğiniz gibi sorun onların eğitim alıp almadığı değil sorun onların kıskançlıktan yaptıkları.
Bende evleninceye kadar kimseyle tartışmadım hayatımda böyle dedikodumu yapan benle uğraşan insanlar olmamıştı. O nedenle nasıl tartışılır pek de bilmiyorum bakıyorum onlara adamlar bu konuda ihtisas yapmışlar, suçluyken çirkefliğiyle karşı tarafı suçlu yapıyorlar.
Onlar kadar çirkeflik yapamam ama en azından artık söylediklerine de sessiz kalmam.
Genişletmek için tıkla...
Evet kesinlikle sessiz kalmayın ama onları kalitenizle, asaletinizle dövün.
Siz de onlar gibi tartışmaya veya başka yöntemlere başvurursanız onlardan farkınız kalmaz.
Siz asil ve sakin bir şekilde cevap verdikçe emin olun daha çok tahrik olacaklar, kuduracaklar
Bu arada siz Konya'da mı yaşıyorsunuz.
Nickinizde 42 yazıyor.
1. deniznehir42 dedi:
↑
Siz ne güzel baştan anlamışsınız ve duruşunuzu göstermişsiniz, keşke bende en başından sınırımı çizseydim, bu kadar iyi niyet göstermeseydim çünkü şimdi işim daha zor.
İnsanların ön yargılarını yıkmak atomu parçalamaktan zor gerçekten de öyle..
Onların önyargısı değişmeyecek ve benim eşimde böyle devam ederse benle daha çok uğraşırlar.
Ama bende artık eşimin beni savunmasını beklemem kendimi savunabilecek yeteneğim var çok şükür.
Üniversitede akademisyenim ama gelin görünki ilkokul bile okumamış kişiler ve herşeyi benden daha çok biliyorlar, ben tıpçıyım ama benden daha tıpçılar profesörler, cahil cesareti işte benim alanımda bana lafa söylüyorlar.
İşin bu kısmında kıskandıklarınıda düşünüyorum ve kıskandıklarından ne yapacaklarını şaşırıyolar.
Genişletmek için tıkla...
Ben de ilk zamanlar ablam gibi sahiplenmiştim hepsini, ama ne yazıkki yavaş yavaş batmaya başladı şimdi yaptıkları.
Tabi ben nişanlıma bunları çok fazla yansıtamıyorum, zira ailesi hassas noktası. Toz da kondurmuyor ama ortayı bulmaya çalışıyor sürekli. Belki ilerde benim yanımda olur diye sabrediyorum, mizacımı sertleştirmiyorum. Ama fırsatı buldum mu hiç acımadan istediğimi nazikçe söylüyorum ve bildiğimi yapıyorum.
Kıskançlık ne yazıkki bizde de var. Yıllarca nişanlımın parasını yemeye alışmışlar, kendileri de evli ama enişteleri takan kim. Evde yemek var mı, yok mu. Eşim aç mı gelmiş hiç düşünmüyorlar. Nişanlımla plan yapıp uygulamaya çalışıyorlar. Hal böyle olunca benim nişanlımın hayatına girmem tabii ki rahatsız ediyor onları. Eskisi kadar parmaklarında oynatamıyorlar, bir durumu hissettiğimde onlardan önce plan yapıp nişanlımı tatlı tatlı kaçırıyorum onlardan. Tabi henüz ayrı evlerde yaşadığımız için çok da hakim olamıyorum.
Biraz argo bir tabir olacak ama 'Kuyruğu dik tutmanız gerekiyor' . O zaman zamanla size karışamayacaklarını ve her istediklerini yaptıramayacaklarını anlıyorlar. Aaaah ah, gerçekten çok zor.
hayatguzeldirrr dedi:
↑
ben modern tasarım seviyorum dantel benim gözümde eskide kaldı göz yoruyo diyin laf altından demode oluşlarını sokun onlara da.. ben de dantelden nefret ederim
Genişletmek için tıkla...
Hahahahaha
Ben de aynen öyle yaptım zaten. 'Geçti onların modası, artık modern tasarımlar revaşta. Sevmiyorum, sermeyeceğim lütfen ısrar etmeyin.' dedim.
deniznehir42 dedi:
↑
yanlış anlaşılmasın onların eğitiminden dolayı söylemiyorum, ne okumamış insanlar var insanlığıyla ders verir, bunlarda o insanlık pek yok...
Genişletmek için tıkla...
Eğitim konusunda da inanın yargılamadım sizi, ne anlatmak istediğinizi çok iyi anlıyorum.
Evet ilk bakışta itici bir tavır gibi gelse de ben de birebir yaşadığım için hoş görüyorum yaklaşımınızı.
Zira ben de Y. Lisans tez aşamasındayım. Gelinleriyle gurur duymaları gerekirken, oku oku bitmiyor ne biçim okulmuş anlamadık seninki filan diye gırgır geçiyorlar. Ben de cahilliklerine veriyorum. Daha bunun doktorası filan var demiyorum Ne yazıkki bizim görümceler de öyle. Ama ben şöyle düşünüyorum. Onlar kendi bilişsel seviyelerine göre yorum yapıyorlar. Hani bir caps var ya ; 'Cahillik ne güzel lan, herşeyi biliyorsun' diye. Bilmedikleri şeylerin büyüklüğünü tahayyül bile edemedikleri için bilginin en son noktasında olduklarını zannediyorlar. Hatta benim de işimle ilgili 'O öyle olmaz, biz televizyonda gördük şöyle olurmuş' filan diye yorum yapıyorlar. Şimdi bu cümleyi kuran birine işin aslını nasıl anlatabilirsiniz ki
Hee hee deyip geçiyorum işte..
1. deniznehir42 dedi:
↑
Esas sorun da eşimin benden daha uzun süre küs durması ben konuşmazsam o ömür boyunca küsebilir... Her zaman haklı olduğunu düşünür ve bayaa triplisinden küs kalır
((
Genişletmek için tıkla...
Ayyy, benimki de aynen öyle valla..
deniznehir42 dedi:
↑
karşılıklı sakin bir şekilde konuşamıyoruz çünkü eşimin her söylediğim şeyde sen beni ailemle kavga ettirmek istiyorsun sen beni ailemle görüştürmek istemiyorsun, seninde kardeşin var inşaallah gelininizde görüştürmez falan filan...
beni savunurken illaki kavga mı etmen gerekir diyorum.
''BENİM EŞİM HAKKINDA KONUŞMAYIN'' demesi kavga sebebi ya???
Genişletmek için tıkla...
Şimdi naçizane benim şöyle tavsiyelerim var, yani ben öyle yapıyorum;
(Tabi biz aynı evi de çoğu zaman paylaşıyoruz, ev yerleştirme eşya vs. yüzünden o yüzden yazıyorum)
Bir tarışma oldu diyelim;
Eskiden küserdim ben de (tabi bayan olmamın etkisiyle hep bir gönül alınma beklentisiyle)
Ama sonra bir baktım. Ben 3 gün küssem adamda 3 gün tık yok.
En sonunda şöyle yapınca olayı çözdüm; küsmüyorum ama sıcak ve samimi de davranmıyorum. Yani hem konuşuyorum hem de o yokmuş gibi, önemsizmiş gibi davranıyorum. İlgilenmiyorum, kendime meşguliyet buluyorum.
Dönüp dolaşıp kendi yine geliyor.
Haa bazen de soruma cevap filan vermezse 'Aaa pardon sen küstün dimi sevgilim, afedersin hadi sen devam et. Biz de ilkokuldayken küserdik' filan diye şakayla lafı sokuyorum uzaklaşıyorum.
Veee en önemlisi, kesinlikle ve kesinlikle ailesi ile ilgili sürekli şikayet eden konumuna geçmeyin. Hatta biriktirin, sonra uygun bir zamanda sakin ve mahsun bir şekilde 'Mağduru Oynayın' Vallahi ben de bu kadar içten pazarlıklı bir insan değildim ama mecbur kalıyorsunuz bir süre sonra kurt olmaya. Ve bunları anlatırken de, 'Sağolsunlar böyle düşünmüşler ama .. işte ben böyle mutsuz oluyorum' filan gibi pozitif cümleler kurun. Ve unutmayın ki biz eşlerimizin ailelerini çok çok seviyoruz. Neden? Çünkü onlar kraliyet soyundan geliyorlar
Tarih : 27 Temmuz 2015
1. deniznehir42 dedi:
↑
Arkadaşlar merhaba herkese, foruma yeni katıldım bende sizlerden fikir almak içimi dökmek için bu konuyu açıyorum. Ben ve eşim 3 yıl önce severek evlendik, ben öğretim elemanıyım eşimde doktor. eşim evlenmeden önce 4 yıllık doktordu ama hiç parası yoktu hep ailesine göndermiş bu benim için sorun değildi, düğünümüzü herşeyi borçla bi başımıza yaptık. bu arada 3 tane görümcem bir de kaynım var hepside evli ve ailesinin aslında maddi durumları iyi. neyse eşim ailesine çok düşkün özellikle de en büyük ablasına. en büyük görümcem kendi eşini, eşinin ailesini, kendi ailesini daha doğrusu herkesi yönetmeye alışmış. nişanımızda, düğünümüzde sürekli sorunlar çıkardı ama biz üstünde durmadık. evlendik sürekli bizi de yönetmeye çalışıyor benim hakkımda eşime sürekli konuşuyor, eşimde bu yüzden hep nöbetlerinde filan ben yokken 2-3 saat konuşuyor. birde doktor ya sürekli maddi bişeyler bekliyorlar. eşim bekarken ne isteseler almış aynı şekilde devam etmesini istiyorlar ama artık bir ev geçindirdiğini düşünmüyorlar yada işlerine gelmiyor. kaç kere ablasının benim hakkımda konuştuğunu duydum mesajlarını gördüm yinede bişey demedim. eşim hep bana haklı olduğumu diyor ama onlara hiçbirşey söylemiyor resmen dilsiz şeytanı oynuyor. en sonki olayda görümcem bana ve aileme hakaret etti hiçbirşey yapmadığım halde ona cevap vermemem iyice delirtti onu. ve bende eşime artık onla görüşmeyeceğimi eşiminde ablasına artık dur demesini söyledim. eşim benle kavga etmediği için ablası eşimle konuşmuyor eşim sürekli arıyor açmıyor şimdi de eşim yıllık izinde evine gitmek (uzak bir şehirde) istiyor. bende artık dayanamadım eşime ağır konuştum 3 yıldır doldum artık.3 gündür küsüz , evlendiğimizden beri ablası yüzünden aramız bozuluyor, eşim ablası ve annesinin dolduruşuna geliyor. artık sağlıklı düşünemez oldum sizce ne yapmalıyım??
((
Genişletmek için tıkla...
Öncelikle, keşke biraz imla, noktalama, paragraf filan kullansaydınız. Okurken cidden zorlandım.
Durumunuza çok üzüldüm zira sizinle neredeyse aynı şeyleri yaşıyoruz. Gerçi ben nişanlıyım ama daha şimdiden benzer şeyler olmaya başladı. Genelde sessiz kalmaya çalışıyorum, bazen nişanlım görsün diye önüne çaktırmadan seriyorum ama ne olursa olsun bizim bir bütün olduğumuzu (aile olacağımızı) düşünmüyor diyorum çoğu zaman.
Bende de nur topu gibi iki görümce var. Hatta bi tanesi öyle ki ailemizin zeka küpü maşallah. Evlere şenlik. Hatta sülalenin kanaat önderi neredeyse öyle söyleyim. Herşeye burnunu sokar, herkes onun istediğini yapsın ister. İç çamaşırıma kadar karışır, öyle olmaz böyle olacak der. Ben tabii ki dik duruyorum ama ters de davranamıyorum. Kendi bildiğimi okuyorum. Ama tabii ki çok yıpratıcı bir durum ve nişanlım ne yazıkki onlara toz kondurmuyor. Çünkü kendileri kraliyet ailesinden geliyorlar, o derece kültürlü ve görgülü insanlar ..
Hatta çok aptalca bir örnek vereyim, geçen hafta bizim yaşayacağımız evi yerleştiriyoruz. (20 gün sonra düğünüm var) Mutfak dolaplarına dantel serdirmeye çalışıyor, ben ısrarla sermiyorum (zaten serecek dantel de yok ortada ama yok da demek istemedim). O ısrarla serdirmek istiyor vs. Cahil cühera işler yani. Benim için çok basit bir mesele halbuki, 'Sevmiyorum, o halde sermeyeceğim' ama gel de onlara anlat bunu.
Size tavsiyem ise;
Kesinlikle geri adım atmayın. Eşinizin sizin bir aile olduğunuzu, mahreminizin olduğunu, birlikte bir hayat mücadelesi verdiğinizi anlaması lazım. Ama bunu kırmadan dökmeden yapmanız lazım. Yoksa daha da ters tepiyor, tecrübeyle sabit
Allah yardımcınız olsun, çok zor.
Konu başlığı: kayinvalide ve görümcemin evimin düzenine karışması ve ilk kavgamız...
Tarih:31 Temmuz 2015
Konu Sahibi : kediii1506
Ayyy, bende de var bunlardan.
Herşeyi kendileri bilir. O kadar alışmışlar ki hizmetçilik yapmaya, çıldırmamak elde değil.
Benim kv ve görümceler de sürekli hizmet etmemi bekler. Hatta kv'de kaldığımızda sabah işe giderken birlikte çıkarız. Benimki ayakkabılarını giyince kv yerlere diz çöker ayakkabılarını bile parlatır süngerle.
Tabi benden de aynı hizmeti bekliyor ama hak getire. Geçenlerde Kv diyor ki 'Yemek yapmak kadının işi, temizlik kadının işi vs.' Ben de şakayla karışık dedim ki: 'Nerede yazıyor anne o kural? Kuran-ı Kerim'de mi yazıyor yoksa Medeni Kanun'da mı? Yok öyle bir kural, hayat müşterek' (Kendisi aşırı muhafazakar takıldığı için böyle bir örnek vermek zorunda kaldım. )
Bence siz gayet nazik ve hanımefendi bir şekilde davranmışsınız. Ben olsam o kadar sabredemezdim. Nazikçe lafı sokar, ütü vs. ne varsa ellerinden alırdım. Tabi bunu kırmadan dökmeden yapmak lazım. Bizim düzenimiz bu, biz halimizden memnunuz deyip geçiştirin. Ama gardrobunuzu karıştırmaları çok kötü. Bunu daha ciddi bir şekilde çözmeniz lazım..
Allah yardımcınız olsun ..
Daha dün gece yaşadığımız bir olayı anlatayım.
Biz kahvaltı akşam yemeği vs. mutfakta hazırlıyor yiyoruz. Çok şükür mutfağımız da müsait.
Bekarlıkta kahvaltı bile tepsi ile ayağına götürülmüş Kv tarafından.
Kv dün gece tutturmuş mutfakta yemek mi yenir. Yok şöyle, yok böyle. Yok rahat olmazmış sandalye üstünde. O kadar çok söylendi ki, döndüm 'İçim Şişti' dedim.
Yani insanı şu noktaya getiriyorlar. 'Ev benim, keyif benim, düzen benim. Sana neeeeeee?' Tabi diyemiyoruz
Sabır çekip susuyorum ..
1. HERSEYDUAUZERINE50 dedi:
↑
Kusura bakma canm ama hata sendede var esinin gomleklerini tisortlerini utulemek senin isin camasirini yikama bulasigini yikama o zaman evde ne is yapacaksin ki ben esimin herseyini zevkle yaparim bir erkegin giyimi karisinin aynasidir esim bana yardim eder ama ben herseyini yaparim burda hatalisin bence yanlis dusunuyorsun
Genişletmek için tıkla...
Allah gelininize yardım etsin demekten başka birşey bulamadım bu yorumun üstüne.
Kv kapıda yerlere diz çöküp eşimin ayakkabılarını bile siler sabahları.
Benim annem benim önümde yerde diz çökse ayakkabılarımı silse utancımdan yerin dibine çökerim.
Zira annem benim hizmetçim değil, onun yeri daha yüksek ve mukaddes.
Siz böyle devam edin, gelininiz de yerlerde görünce aynı benim hissettiklerimi sizin için hissedecek ..
1. mimosa11 dedi:
↑
valla eşim evde iş yapmasın ben de yapmam.
ne kadar köfte o kadar ekmek miydi neydi işte ondan.
erkek gibi çalışıyoruz kimse kusura bakmasın.
Genişletmek için tıkla...
Ben de aynen böyle düşünüyorum.
Erkek gibi çalış gel, bi de evde çalış.
Yok öyle bir dünya, çok kıyamıyorlarsa oğullarına az yeyip eve hizmetçi tutsunlar.
Ben kimsenin hizmetçisi değilim, nokta
1. mimosa11 dedi:
↑
oğullarını küçük bebek gibi nazlıyolarlar ya
Ne kadar saçma dimi ama yaa,
Benim de erkek kardeşim var. Vallahi ben düdüklüde yemek yapmayı pek beceremem ama o döktürür. Her işini kendisi yapar. Şuan bekar ama evlendiğinde eşine yardım ettiğini görürsem gurur duyarım. Nitekim eder de ..
Nazlaya nazlaya beceriksiz insanlar haline getiriyorlar erkekleri. Ondan sonra başlasın hır gür. Okul, tayin vs. gibi bir mecburiyette yalnız yaşamak durumunda çorabını bile yıkayamaz halde kalıyorlar öyle ortada.
Annelik, sevgi bu değil kimse kusura bakmasın.
Bakış açım: 'Herşeyi sen öğret, eşi yaptırmazsa da jest olsun ..'
Konu başlığı : Çirkinimmm !!!!
28 Temmuz 2015
Ben çirkin olduğunuzu düşünmüyorum,
Bence biraz bakımsızsınız sanki. Kendinizi akranlarınızdan eksik görmeniz de bundan kaynaklanıyor.
Bence giyim kuşam konusunda biraz değişiklik yapın, hatta her zaman beğendiğiniz tarzda değil de biraz daha cesur ve iddalı olabilirsiniz. Daha sonra da kişisel bakımınıza dikkat edin, ufak değişiklikler yapın. Özgüveninizin yerine geleceğini düşünüyorum ..
Hatta şöyle bir örnek vereyim. Ben yıllardır saçımı düzlemeye uğraşırdım. Yine de hacimli ve güzel saçlarım olmazdı. Hatta saçlarımın doğal halini o kadar sevmezdim ki duştan sonra düzeltilmemiş saçımı biri görecek diye aklım kaçardı. Sonra erkek arkadaşım doğal halini gördü ve bu şekilde kullanmam şeklinde çok ısrar etti. Böyle daha güzel olduğumu söylüyordu her seferinde. Ve şuan herkes saçlarımın bana ayrı bir hava kattığını, daha dişi gösterdiğini, çok havalı olduğumu filan söylerler.
Neden yıllarca kendime bu kötülüğü yapmışım diye üzülüyorum şimdi.
Bence bir yerlerde bir strateji hatası vardır, biraz cesur kararlar vermelisiniz
Konu başlığı : Odun kocalar
Tarih : 27 Temmuz 2015
Tanışmanızın 29. ayının şeysini mi hatırlamadı.
Hemen boşayın bence bu adamı,
Allah da başka dert vermesin ..
Konu başlığı : Nişan atmak üzereyim lütfen öneri istyorum!!
Tarih : 24 Temmuz 2015
1. muzurtilki dedi:
↑
zaten adam açık açık söylemese de üstü kapalı söylemiş
"ailemin yanında dikkat edersin, sonra nasıl istersen öyle giyin" demiş
bu ne demektir?
"ben anneme karşı gelemem, sözünden çıkamam, sen fedakarlık edeceksin"
Genişletmek için tıkla...
Al benden de o kadar ..
Konu başlığı : BEN SAPIKMIŞIM :)
Tarih : 25 Temmuz 2015
Minnakmimar: evliliğini tehlikeye atma kocan görcek bak sonra minnak yüzünden diceksin yuva yıkan kadın olmak istemiyorum
1. cimcimegfb dedi:
↑
Bide surdaki kalkik damar
Allaaaaaaaaaah diyorum, daha da bişi diyemiyorum
Teşekkürler