Gezi Parkı eyleminin sonuçları ;

Durum
Mesaj gönderimine kapalı.

Evet farkındayım parkon , o zaman bizim hakkımız yenmişti şimdi sizin meselesinden açılıyor genelde .

Ben bundan bahsetmiyorum ama , konu oraya gelebilir , oradan yayılabilir , derinleşebilir , darabilir ....

Ben diyorum ki neden sürekli dillerde '' başı açık kadına ben karışmam , içki içen kendisine içer , bana ne '' ya da tam tersi '' başörtülü kardeşim , ben senin örtüne saygılıyım '' vs .. deniliyor ki...

Kimsenin bunlara hak vermeme , saygı göstermeme hakkı yokken bir lütufmuş gibi bunun içine düşmemiz beni rahatsız ediyor.

Şimdi hemen şöyle bir cevap gelecek , ausencia sen onu dilinden düşürmeyen Başbakana söyle diye . Bende bu sebeble ben siyaseti bilirim , bana oradan gelmeyin dedim .O siyasetçi , işine ne gelirse onu kullanacak , iyi niyetle yapacak , art niyetle yapacak ...Bunun yaftasını ben yapıştıramam .

Ama bizler bilmeliyiz artık yahu , 21. yy . dayız falan diye değil , ezelden ebede bilmeliyiz ki , insanoğlu bir diğerine tercihlerinden dolayı kötü davranamaz , dışlayamaz , 2. sınıf muamelesi yapamaz , en fazla o samimiyeti varsa uyarı da bulunur ya da görüşmemeyi tercih eder.

Bir diğerimize bir şeyci diye bakılmasından çok rahatsızım ben .Sizler değil misiniz ?
 

Cıks , diğer % 50 nin anlayacağı dilden konuşmuştur belkide

Diğer konu çok uzayacak anlaşıldı , işin özü İHL mezunları gitsin imam , vaiz ...olsun sadece demenizden çıktı onu unutmayalım da .

Ben düz lise mezunuyum .
Önlisans eğitimimi Turizm /Otelcilik üzerinde tamamladım .
Lisansımı Siyaset bilimi ve Uluslararası İlişkiler .....
Ancak 2. üniversite de aslında ne okumak istediğime vakıf oldum .Yüksek lisansımıda siyaset bilimi üzerine yapacağım.
Yani demem odur ki , eğitim sistemimizdeki meslek şekillendirme eksikleri başka bir şeydir , İHL mezunları mühendis,doktor,siyasetçi olmasın , imam olsun demek başka bir şeydir.
 
İlk cümleye cevaben:Ona hiç şüphem yok zaten
Evet unutmayalım.Ben dediğimin arkasındayım çünkü.
Hayır aynı şeydir.Meslek liseleri meslek edinmek içindir.İHL'ler de meslek lisesidir
 
Feyzioğlu: 80 bin avukat dimdik kale gibi ayaktayız!

Türkiye Barolar Birliği Başkanı Metin Feyzioğlu, Ankara'da Gezi Parkı eylemlerine destek amacıyla düzenlenen gösterilerle ilgili soruşturma kapsamında gözaltına alınanlar hakkında hazırlanan fezlekeye ilişkin, "Bu polis fezlekesini yazanlar her kim ise onlar hakkında derhal en etkili adli ve idari soruşturmaların başlamasını talep ediyoruz" dedi.
Ankara- Türkiye Barolar Birliği Başkanı Metin Feyzioğlu, Barolar Birliği'nde düzenlediği basın toplantısında, polisin bir cadı avı başlattığını, söz konusu fezlekede Ankara Barosu'nun da suçlandığını söyledi.

İçişleri Bakanlığı ve Emniyet Genel Müdürlüğü'nden özür beklediklerini, raporu yazanların da adli ve idari olarak en ağır şekilde cezalandırılması için takipçisi olacaklarını dile getiren Feyzioğlu, "Bu rapor hukuk devletine, insan haklarına, doğrudan doğruya sivil topluma karşı yazılmış rapordur. Demokrasi adına utanılacak bir belgedir. Bunun için de ne yapılması gerekiyorsa biz de yaparız. Her türlü zulmü de göğüslemeye hazırız" ifadelerini kullandı.

"Ankara'daki eylemlerde polis şiddetine maruz kalanların anayasal haklarını aramak, baroların sorumluluğudur, görevidir" diyen Feyzioğlu, şunları kaydetti:

"Ankara Emniyet Müdürlüğü, barolarla uğraşacağına kendi içindeki şiddet sorumlularını bulsun ve gereğini yapsın. Kendilerini belli bir süre kandırabilirler. 'Biz birkaç marjinalle, terör örgütlerinin hareketiyle karşı karşıya kaldık, ne yapsaydık' diyebilirler. 2.5 milyon kişinin meydana çıktığı olaylarda, bu topluluk şiddet uygulasaydı taş üstünde taş kalmazdı. Şükredelim ki gösteriler barışçıl gösterilerdi. Barışçı gösterileri, şiddet gösterileri diye takdim edip, üzerine düşeni yapmaya çalışan avukatları suçlamak tamamen meseleyi saptırmaktır, kasıtlıdır ve sorumlular hakkında hiçbir tedbir, hiçbir işlem yapılmayacağının da göstergesidir.

Biz özetle bu polis fezlekesini yazanlar her kim ise onlar hakkında derhal en etkili adli ve idari soruşturmalarını başlamasını talep ediyoruz, takip ediyoruz. Buradan uyarıyoruz. Barolara, avukatlara cadı avı başlatmaya yetendilerse, akıllarından bunu geçiyorsalar, vazgeçsinler. Başaramayacaklar. Biz 79 Baro, Türkiye Barolar Birliği ve 80 bin avukat dimdik zapdedilmez kaleler gibi ayaktayız."
 
Bu imamhatip ti kapaliydi islamdi bu ne dusmanlik arkadasim ben anlamis degilim.hadi herkes bir ornek veriyor bende vereym.
Kizima 9 aylik hamileyim ve biryerden donuyrum.annemde yanimda bi sebepten dolayi basimi ortmustum o gun salla kapali degilim acigim.o an kapalilara yuzde yuzzz hak verdim bi ezikleyerek bakmalar bi havalar cevremdekilerde
Allah inandirsin 9 aylik hamile kadina minubuse bindim sariyere gelene kadar bir allahin kulu yer vermedii
ozaman dedimki yaziklar olsun yaa uaziklar olsun
bu neyin dusmanligi yahudiye museviye hristyana bisey yok turkiye islam karsiti olsu herkes
anlamiyrumm
kesin bende sorun varrr :|||[[
 
Ne kadar güzel işte ...
7 den 70 e herkesi kapsayan , doğaüstü hassa nokta üzerinde eğitim almış , sonrasında da mesleki eğitimini ve öğretimini tamamlamış kişilerden kime ne zarar gelir ki ?

Dini eğitimini, mesleki eğitimine referans göstermediği sürece sorun yok elbette.



Ülkemizin Başbakanı, vandallar bebeği ile birlikte bir kadına saldırdılar yerine türbanlı kadına saldırdılar şeklinde açıklama
yapıyorsa, konuşulmaya devam edecek maalesef.



Evet canım, hayatın içinde ortalama bir yer edinenler için sıkıntı yok.
Lakin Ülkeyi yönetenler uçlara doğru hamle yapmaya başlamışsa halktan uzaklaşıyor demektir.
 

Başı açık başı kapalı, alevi sünni, o'cu bu'cu gibi statülere ayıran, insanları ötekeleştiren ben değilim, açık kadın kapalı kadın denmesindende hiç hoşlanmadım, giyim kuşamla ayrışmak hep saçma geldi, o iyi niyetle art niyetle dediğin partiler yaptı bunu, ben böyle ayrılmaktan hoşlanmıyorum, kimseninde hoşlandığını sanmıyorum, bunu halka mal etmemeli, ayıranlara ötekileştirenlere sormalı neden böyle yaptıklarını.

O siyasetçi işine geleni söyler diyemem, bu ülke küllerinden yeniden doğduğunda, Atatürk tarafından nasıl olması gerektiğinin sınırları çizilmiş, egemenlik kayıtsız şartsız milletindir demiş, köylü milletin efendisi demiş.
Ve demiş ki,

“Siyasi kavgaların çoğu neticesizdir. Fakat toplumsal çalışma her vakit için verimlidir. Bizim aydınlar buna çalışmalı. Neden Anadolu’ya gelip uğramazlar? Neden milletle doğrudan doğruya temasta bulunmazlar? Memleketi gezmeli, milleti tanımalı. Eksiği nedir görüp göstermeli. Milleti sevmek böyle olur. Yoksa lafla sevgi fayda vermez.” 1919


“Bu memlekette çalışmak isteyenler, bu memleketi idare etmek isteyenler, memleketin içine girmeli, bu milletle aynı şartlar içinde yaşamalı ki ne yapmak gerekeceğini ciddi olarak hissedebilsinler.” 1923

“Ben öyle bir parti kurulmasını düşünüyorum ki, bu parti milletin bütün sınıflarının refah ve saadetini sağlamaya yönelik bir programa sahip olsun. Milletimizin şartları buna uygundur.” 1923

Ama malesef küçük esnaf yazar kasa fırlatmış, borç gırtlağı aşmış, birine al ananı da git denmiş, öbürünün cebine para sokuşturulmuş, insanlar 750 lirayla geçinme derdine düşmüşken milletvekilleri bilmem kaç bin liralık maaşlara burun bükmüş, hastane, pastane, fırın, gemi sahibi olmuş ama hep itilip kakılan halk olmuş, eşitlikten bahsedilmiş bazı yorumlarda, eşitlik? Halkla siyasiler arasında mı?

Tabii halk gecekonduda milletvekilinle beraber 750 liraya talim ediyor:)))
Eşitlik denmesin, burada yaşanan nice gerçek olayı anlatırım.

Siyaset işine geldiğini değil olması gerekeni söylemektir, temiz siyaset temiz siyaset deniyorsa temiz siyasete yalan riya karışmaz, koltuk kavgası karışmaz, siyaset halkın tümünün refahını düşünmektir.

Siyasetçi aklına geleni, işine geleni söyleyemez, bende siyasetçi bu nasılsa, amann işine geleni söylüyor işte diyemem, ülke böyle yönetilmez, halk eylem yapıyor diyorsam, eyleme destek vermeyenleri farklı bir ülke vatandaşı olarak nitelendirmedim, halkın bir kısmı diyelim, sonuçta eylem yapanda halk, eyleme katılmayanda, halk demek hepsinin aynı düşüneceği aynı şekilde davranacağı, aynı şeylere tepki vereceği anlamına gelmez, farklı düşünebilir insanlar.

Eyleme katılan vatan haini değil, eylemi desteklemeyende patagonya vatandaşı değil, farklı düşünen aynı ülkenin halkı hepsi, şu sıra birbirinin ne dediğini dinlemeyen ama umut ediyorum bir süre sonra dinleyince ortak noktada buluşmayı bilecek kadar güçlü bir halk.
 

Aziz Nesin'in öngörüsü İHL'lerin farklı mesleklerde eğitim almalarının yolu kesilsin anlamı taşımıyor bence.
İHL Hükümetin kadrolaşmasına atıfta bulunmuş, Ülkenin kuşatılacağını söylemiştir.
Nitekim Aziz Nesin öngörüsü günümüzün gerçeğini yansıtmaktadır.
 
Taksim Dayanışması: Karar, haklılığımızı kanıtladı

Taksim Yayalaştırma Projesi'nin mahkeme kararıyla iptal edilmesinin ardından basın açıklaması yapan Taksim Dayanışması "Başlattığımız hukuk mücadelesi sonucunda alınan bu karar, dayanışmaya destek veren tüm yurttaşların mücadelesinin haklılığını kanıtlamıştır" dedi.
Taksim Meydanı Yayalaştırma Projesi’nin mahkeme kararıyla iptal edilmesinin ardından, bugün saat 19.00’da basın açıklaması yapan Taksim Dayanışması, kararın gezi direnişinin haklılığını ortaya koyduğunu söyledi. “Kazanımlarımızın takipçisi ve güvencesi olmaya devam edeceğiz” dedi.

İstanbul 1. İdare Mahkemesi’nin, 6 Haziran 2013 tarihli kararıyla ‘Taksim Meydanı Yayalaştırma Projesi değişikliklerinin şehircilik ilkeleriyle planlama tekniklerine uygun olmadığı gerekçesiyle iptal edildi. Taksim Gezi Parkı Koruma ve Güzelleştirme Derneği’nin açtığı dava sonucu Gezi Parkı’na Topçu Kışlası’nın yeniden inşası ile ilgili İstanbul 6. İdare Mahkemesi’nin yürütmeyi durdurma kararına Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın itirazı dün reddedilmişti.

Başak Özer'in söz konusu davayı açan Mimarlar Odası, Şehir Plancıları Odası ve Peyzaj Mimarları Odası adına okuduğu basın açıklamasında şu ifadeler yer aldı:

“İstanbul 1. İdare Mahkemesi’nin 6 Haziran’da aldığı karar ile imar planı iptal edilmiş, gerekçeli karar bize bugün tebliğ edilmiştir.

“Mahkeme tarafından değişikliklerinin şehircilik ilkeleriyle planlama tekniklerine uygun olmadığı, kamu yararı gözetmediği sonucuna varılmıştır.

“Başlattığımız hukuk mücadelesi sonucunda alınan bu karar, dayanışmaya destek veren tüm yurttaşların mücadelesinin haklılığını kanıtlamıştır.

“Kazanımlarımızın takipçisi ve güvencesi olmaya devam edeceğimizi kamuoyuna bir kere daha duyuruyoruz. Taksim hepimizin”.
 

Bence siz kapalı olduğunuz için yer verilmedi zannetmişsiniz, insanlar eğer kendi giyimleri yüzünden hassasiyete sahip olurlarsa yapılan her hareketi giyimlerine bağlarlar, bence bugün kapalıyım o yüzden yer verilmedi, kapalıyım o yüzden yüzüme tuhaf tuhaf baktılar gibi örnekler giyim hassasiyetinden kaynaklı, neden mi?
Hamileydim, üstelik açıktım otobüse bindim ve 1 saatlik yolu ayakta yolculuk yaparak gittim, bana yer vermediler diye ne başı kapalı hanımlara kızdım, ne de gençlere, toplu taşımalarda yer verilmemesi giyimle ilgili değil insanların toplum değerleri değişti, saygı kalmadı, büyük küçük, yaşlı genç, gebe hasta çocuklu kavramları yok oldu.

Aynı otobüse açık olarak binin ve sonucu görün değişmeyecek, yine yer vermeyecekler, kimi gerçekten uyuyacak kimi yer vermemek için uyuyor numarası yapacak:))) giyim değil değer malesef
 
Allah inandirsin 9 aylik hamile kadina minubuse bindim sariyere gelene kadar bir allahin kulu yer vermedii
ozaman dedimki yaziklar olsun yaa uaziklar olsun
:|||[[

olabiliyor maalesef böyle durumlar.
Sebep giyim değil denmiş, Ancak kapalı bir bayana yer vermeyen bir şahsın sonraki gelen başka bir bayana (kapalı bayan ile aynı yaşlarda elinde yük vs de yok) 'buyurun siz oturun' şeklinde yer verildiğinde insan biraz düşünüyor.

bu özellikle O şahsın kendi ayıbıydı.

İnsan üzülüyor işte yinede nereye doğru gidiyoruz diye...
 
Son düzenleme:
Arkadaşlar,

gezi eylemleriyle ilgili bu eylemleri başlangıcta desteklemiş ancak
sonradan ortaya çıkan olumsuz olaylar karşısında üzüntü duyan ve o marjinal gruplara karışmak istemeyen bütün arkadaşlara teşekkür etmek istiyorum.
 
Mune'nin çok güzel bir noktaya değindiğini düşünüyorum. İnsanlar kendi hassas oldukları konular hakkında, toplumdan gereksiz hassasiyet bekliyorlar. Başörtülü biri toplu taşımada kendisine yer verilmediğini kapalı olmasına bağlarken, yer vermeyen insanın "bu kişi başörtülü, yer veriyim de üzerine alınmasın" diye düşünmesi beklenemez..

İnsan normal gördüğü bir şeyi, neden anormalleştirmeye çalışır hiç bir zaman anlamadım. Türban, mini etek, dekolte, kara çarşaf.. Bunların hepsi kişinin kişisel tercihi ve kişiye normal geliyorsa, kendini öyle iyi hissediyorsa "ben mini etekliyim bana baktılar, küfür ettiler" veya "ben türbanlıyım, bana yol vermediler" diye ayrıştırmasını tuhaf buluyorum.

Bazen öyle bir at gözlüğü ile olaylar inceleniyor ki..
 

Sizde acıkmıssınız
kapalı bayanlara öcü gibi mi bakıyosunuz sizde o zaman
tabiki hayır diyeceksiniz biz de aynı seyi diyoruz
tabiki öcü gibi bakmıyoruz

İstanbulda 1 sene yasadım orada insanlık ölmüş
komsu komsuya selam vermiyor otobüste yer vermekten bahsediyorsunuz
metropol sehirlerde insanlar birbirine güvensiz, haklılarda hırsızlık gasp ne ararsanız kol geziyor
insanlar uzun yolculuklar yapıyorlar,hamilede olsanız sizi düşünmek zorunda hissetmiyorlar kendilerini
haklarınızı bilin ön koltuklar hamileler engelliler ve yaslılar içindir,ön tarafta oturanlardan birinden yer isteyebilirdiniz
ben Antalyada yasıyorum, otobüse binmesem de şunu biliyorum kapalı acık gözetmeden herkes önce bayanlara yer verir burada hem otobüste hem gerekli heryerde
bu bir şehrin samimiyeti ile alakalı bir durum sadece

ayrıca haddini aşan bir yorum olmus işaretlediğim cümleniz
islam kimsenin tekelinde değil %90ın üstünde müslümanın yasadığı bir ülkede neyin düşmanlığı daha neler

dip not:Türkiye büyük harfle yazılır lütfen dikkat edelim
 
Son düzenleme:


ben 37 yasindayim ve surada anlatilan kapali arkadaslarin cektigi eziyeti neden se hic görmedim... Karsi komsumuz akp millet vekili, 3 kizi var ve yedi kusak kapalilar. Yaklasik 5 senedir de komsuyuz ve bu bes sene icinde gitmedigimiz yer kalmadi, dahada hic görmedim ki bir ayrimcilikla karsilassinlar... Sayelerinde hic görmedigim kadar degisik kapali insanlarla tanistim, degisik ortamlarda karsilastik ama nedense ne sohbetlerinde ne de kendi gözlemledigim zamanlarda bu anlatilan dislamayi hic görmedim...

Ben inanmiyorum kapali kimsleri halkimiz dislasin, kücümsesin...Milyonda bir bisiler oluyor ve bunu herkes herkese mal ediyor.. Bence ayrimci düsünmeyi birakirsaniz, kimsenin sizi dislamadigini fark edersiniz. Hersey düsüncede bitiyor...
 
AKUT'tan Gökçek'e cevap

AKUT Başkanı Ali Nasuh Mahruki'nin, Melih Gökçek'in 20 Haziran'da Twitter'dan sorduğu aşağıdaki sorulara cevabıdır...

İbrahim Melih Gökçek @06melihgokcek KAMUOYU ADINA AKUT YETKİLİLERİNE SORUYORUM...GEZİ PARKI OLAYLARI BAŞLAMADAN HEMEN ÖNCE TÜRKİYE'NİN ÇEŞİTLİ VİLAYETLERİNDEN ÜYELERİNİZİ İSTANBUL'A DAVET ETTİNİZ Mİ? BİR İKİ HAFTA İÇİNDE TÜRKİYE DE BAYÜK OLEYLER OLACAĞINI SÖYLEDİNİZ Mİ? ÜYELERİNİZE BU OLAYLARDA KULLANMAK AZERE GAZ MASKESİ VE TELSİZ DAĞITTINIZ MI? DOKTOR GÖREVLENDİRMELERİ YAPTINIZ MI?ACİL KAMU OYU CEVAP BEKLİYOR. DEVLETİN SAVCILARININ OLAYI AYRICA DİKKATİNE SUNUYORUM...

Melih bey merhaba, bu soruların dedikodusunu yapmadığınız ve buradan, herkesin içinde sorduğunuz için teşekkür ederim. Biz de bu aşağılık dedikoduyu ilk kez şimdi sizden duymuş olduk. Şeffaflık ilkesine olan inancımızdan dolayı, Kamuoyu adına sorduğunuz sorulara bacağım, dirseğim ve omzum kırık olmasına rağmen kaleme aldığım cevaplarımız aşağıdadır.

Önce özet cevap veriyorum, sonra da detaylarını aşağıdan okuyabilirsiniz.

GEZi PARKI olayları başlamadan hemen önce, meydana gelen olaylarla alakalı olarak önceden üyelerimizi İstanbul'a davet etmedik.
Sizin belirttiğiniz gibi, GEZİ PARKI olaylarından bir iki hafta önce Türkiye'de büyük olaylar olacağı yönünde bir bilgimiz olmadığı gibi herhangi bir kişi veya kuruma da bu yönde bir bilgilendirme yapmadık. Becerikli bir müneccim, falcı, büyücü, medyum, vs olmadığı sürece, böyle bir bilgiye hiç kimsenin sahip olabileceğini zannetmiyorum.
Olayların ilk patladığı 31 Mayıs 2013 tarihinde, AKUT'un envanterinde bir tek gaz maskesi bile yoktu. AKUT olarak pek çok şeye hazırlıklı olmamıza rağmen, 2013 Türkiye'sinde böylesine korkunç bir şey yaşanabileceğini öngörememişiz, dolayısıyla 31 Mayıs sabahı elimizde, envanterimizde hiç gaz maskesi bulunmuyordu. Ancak o gün 31 Mayıs'ta, alelacele PERPA'dan Piramit İş Güvenliği firmasından satın aldığımız, faturasını ekte görebileceğiniz 19 adet gaz maskesini, olayların şiddetlendiği ilk akşam olan ve benim de yaralandığım 31 Mayıs'ı 1 Haziran'a bağlayan gece göreve çıkan gönüllülerimize dağıttık.
GEZİ PARKI olaylarında kullanılmak üzere hiçbir gönüllümüze önceden telsiz dağıtmadık. Tüm telsizlerimiz zaten 7/24 her an göreve hazır çalışan 32 Ekibimize, gönüllü sayılarına bağlı olarak dağıtılmış durumdadır.
GEZİ PARKI olaylarına bağlı olarak önceden doktor, hemşire, paramedik, vs görevlendirmeleri yapmadık. Bilmediğimiz bir şey için böyle bir hazırlık yapmamız zaten beklenemez ancak olaylar başladıktan sonra, elimizdeki tüm sağlık personeli kapasitemizi en etkin biçinde kullanmaya gayret ettik. Bunu da tüm Türkiye zaten GEZİ PARKI olaylarını kamuoyu ile paylaşan TV'lerden izledi.
Şimdi de detaylar...

AKUT'un yurt sathına yayılmış 32 Ekibindeki tüm Asil Üyelerimizi, 2 Haziran Pazar günü yapılacak olan, 3 yılda bir gerçekleştirdiğimiz Olağan Genel Kurulumuz için, her seferinde olduğu gibi İstanbul'a davet etmiştik. Olağan Genel Kurul için İstanbul'a değişik zamanlarda peyderpey ulaşan gönüllülerimiz, 31 Mayıs Cuma akşamı Dernek Merkezimize gelen ve giderek artan yardım çağrıları üzerine, hiç beklenmedik bir anda alevlenen ve giderek şiddetlenen bu olaylarda yaralanabilecek sivil yurttaş, kamu görevlisi veya güvenlik güçleri mensupları için hazırlıklarına başlamıştır.

Aşağıda göreceğiniz, Dernek Sekreteryamız tarafından 11 Nisan 2013 tarihinde, tüm üye ve gönüllülerimize gönderilen epostada, ilk Genel Kurul tarihimiz olarak 28 Nisan 2013 Pazar gününü belirlediğimizi ve yeterli çoğunluk sağlanamazsa 2 Haziran Pazar günü gerçekleştirileceğini ilan ettiğimizi okuyabilirsiniz. 2 Haziran Genel Kurul tarihimiz, 11 Nisan'da belirlenmiş bir tarihtir.

From: Fatma Özgen [mailto:fatmaozgen@akut.org.tr]
Sent: Thursday, April 11, 2013 5:02 PM
To: AKUT İstanbul; AKUT Üyeler
Subject: AKUT Arama Kurtarma Derneği, Olağan Genel Kurul Toplantı Duyurusu

Sevgili AKUT Gönüllüleri,

AKUT Arama Kurtarma Derneği’nin Olağan Genel Kurul Toplantısı, 28 Nisan 2013 Pazar günü, saat 10:30’da, Çalıkuşu sokak, No: 2 Levent Beşiktaş İstanbul adresinde bulunan Levent Kültür Merkezi’nde aşağıda yazılı gündemle yapılacaktır.

Belirtilen günde yeterli çoğunluk sağlanamadığı takdirde toplantı aynı gündemle, aynı adreste, 02 Haziran 2013 Pazar günü saat 10:30‘da gerçekleştirilecektir.

Gündem

Açılış ve Yoklama,
Genel Kurul Başkanlık seçimi,
Büyük Atatürk ve ebediyete intikal eden Dernek Gönüllüleri için saygı duruşu,
2010 (Nisan) - 2011 - 2012 - 2013(Nisan) dönemi Yönetim Kurulu Faaliyet Raporunun okunması, görüşülmesi, “2010-2011-2012-2013 (Nisan) Gelir - Gider hesaplarının okunması, görüşmeye açılması ve Yönetim Kurulunun ibrası,
2010 (Nisan) - 2011 - 2012 - 2013(Nisan) Denetim Kurulu raporunun okunması, görüşülmesi ve Denetleme Kurulunun ibrası,
2013 (Nisan) -2014-2015-2016 (Nisan) dönemi tahmini Gelir - Gider Bütçelerinin okunması, görüşmeye açılması ve onaylanması,
Tüzük Maddesi değişikliği,
Yönetim ve Denetim Kurulu asil ve yedek üyelerinin gizli oy ile seçimi,
Yönetim Kurulu tarafından önerilen onur üyelerinin oylanması,
Dilekler ve öneriler,
Kapanış.
Sevgiler,

Fatma Özgen
Mali ve İdari İşler Bölüm Sorumlusu

AKUT Arama Kurtarma Derneği
Adres : Büyükdere Cad. No : 120/A 34394 Esentepe, Şişli - İstanbul - TÜRKİYE
Tel +90 (212) 217 04 10 | Faks +90 (212) 217 04 22
AKUT Arama Kurtarma Derneği

31 Mayıs Cuma günü gün içinde derneğimize gelen ihbarlardan ve yardım çağrılarından aldığımız bilgilere göre, Polis'in normalin çok üzerinde biber gazı kullandığını ve gaz maskesi olmadan çalışamayacağımızı tespit etmemiz üzerine de, ilk önce PERPA'dan Piramit İş Güvenliği firmasından, 19 adet olmak üzere, faturasını ekte görebileceğiniz gaz maskelerini satın aldık. 3 Haziran'da da, TEDEKS İş Güvenliği firmasından, yine faturalarını ekte görebileceğiniz 1 adet tam yüz maskesi, 200 adet yarım yüz gaz maskesi ve 400 adet de filtreleri olmak üzere, hayırsever bir destekçimizin sağladığı kaynakla gaz maskesi alımı yapılmıştır ve bu tarihten sonraki görevlerimizde de bu maskeler kullanılmıştır. Süreç içerisinde, tamamı 3 Haziran'dan sonra olmak üzere çeşitli yerlerden, 60 kadar daha AKUT'a hibe edilen gaz maskeleri ve filtreleri gelmiştir.

AKUT Arama Kurtarma Derneği, Dernekler Kanunu ve Dernek Tüzüğünde yer alan ve Devletimizin de imza atmış olduğu Birleşmiş Milletler Uluslararası Arama Kurtarma Üst Danışma Kurulu ilkeleri çerçevesinde her türlü afet ve acil durumda yardım sağlamaktadır.

Birleşmiş Milletler'in ilgili kurumunun 1999 yılından bu yana etkin bir üyesi ve 2011 yılından bu yana da Orta Ölçekli bir Kurtarma Ekibi olarak, dahası ülkesini ve insanları seven, hiçbir insanın gereksiz yere acı çekmesine razı olamayan gönüllüler olarak, GEZİ PARKI olaylarında yaralanabilecek herkese yardım götürmek amacıyla hazırlıklarımızı yaptık ve elimizden gelen tüm gücümüzle insanlarımızın yardımına koştuk. AKUT gönüllüleri, GEZİ PARKI protestoları süresince, bazıları acil vakalar olmak üzere yüzlerce vatandaşımıza ilk yardım desteği sağlamış, ambulanslara ve hastanelere ulaşımları konusunda destek vermiştir ve bu sayede de bir çok vatandaşımızın belki de sakat kalmasını, daha fazla acı çekmesini, daha çok sıkıntıya girmesini engellemiştir.

3 Haziran 2013 tarihinde, AKUT'un bölgede yaptığı çalışmalarla ilgili yapmış olduğu basın duyurusunu aşağıdaki bağlantıdan okuyabilirsiniz.

AKUT'tan Kamuoyu Duyurusu | AKUT Arama Kurtarma Derneği

Melih bey, sizden ricam, Savcılarımızı, bu tür ipe sapa gelmez, yalan dolan dedikodular için göreve çağırmak yerine lütfen, Türkiye'nin imza attığı uluslararası anlaşmalar dururken, tüm bu kaos, karmaşa, yaralanma, sakat kalma hatta ölümlere rağmen, vatandaşlarına sağlık hizmeti vermeyen Devlet'in elindeki ilgili sağlık birimleri neden görevlerini yapmadı diye göreve çağırın. Memleket için daha hayırlı bir iş yapmış olursunuz...

Sevgilerimle

Ali Nasuh Mahruki
 

Eklentiler

  • $51cabcb12dbab97d3300003a.jpg
    38 KB · Görüntüleme: 60
Son düzenleme:

ne güzel iste, ilk okulundan memnun kalmamisssin ve ikinci hakkini istedigin okul icin kullanmissin.. Yani ihl arkadaslar da aglayacklarina cok calissinlar istedikleri bölüme yerlesinler. Ben de ilk okulum ekonometri idi ( adi cok havalai gelmisti) ama baktim olucak gibi degil ceko okudum. Yani demek istedigim isteyen istedigi bölümü okur, kimseye el atindan bedava vermiyorlar...( su Hacettepe olayi yani bakan kizi olayi haric). Meslek liseliler ile ihl liler ayni sartlara katlanmak zorundalar...Imam olmak istemiyorsa sartlarini zorlayacak doktor olucak... Zorlamak istemiyorsa kendi secimidir...
 

Bende bu kararı paylaşmak için girdim, yine benden önce davranmışsın

Demekki neymiş, Gezi Parkında 3-5 ağaçtan fazlasıda varmış, mahkemede haklılığımızı onaylamış.
 

Yazdıklarına harfiyen katılıyorum. Benim başıma çok geldi, kadın geldi kocasının hesabını bana sordu resmen, yoldan geçen bir vatandaşım yani hıncını benden çıkardı. Ama benim umrumda mı hayır. O onun terbiyesizliği. Bakış açısı. Şimdi bana böyle davranıldı diye ben kendimi ezik hissedip, bütün kapalı bayanlara nefretle mi bakayım? Nedir bu konunun başından beri ben kapalıyım bana zamanında böyle davranıldı, oh olsun tavrı? Giyim herkesin kendi tercihi. Kimse kimseyi zorla kapatmıyor (kendi ailelerindeki baskı haricinde). Ya da açmıyor. Ben kalkıp kapalı bir bayana açıl demedim, diyeni de görmedim açıkçası. Bana laf attı, yok kötü kötü baktı, yok yer vermedi diye içimde kin ve nefret büyütemem açıkcası toplumun geneline. Geçen adamın biri o kolların cehennemde yanacak dedi. Kaç kere seyahat ettin öteki tarafa kardeş dedim yürüdüm gittim bu kadar basit
 
Durum
Mesaj gönderimine kapalı.
Bu siteyi kullanmak için çerezler gereklidir. Siteyi kullanmaya devam etmek için onları kabul etmelisiniz. Daha Fazlasını Öğren.…