• Merhaba, Kadınlar Kulübü'ne ÜCRETSİZ üye olarak yorumlar ile katkıda bulunabilir veya aklınıza takılan soruları sorabilirsiniz.

Gezi Parkı eyleminin sonuçları ;

Durum
Mesaj gönderimine kapalı.
FN303 ve mühimmatı Belçika'dan, gazlar; ABD, Brezilya, oradan buradan, polisin eğitimi ABD ve Avrupa'dan ama Gezi'de dış mihraklar...
 
Son düzenleme:
Evlaefe bu olay biraz eskidi. Hatta üzerine bir sürü konusuldu. Polisin bunu kendi kendine planladigina dair teoriler ortaya cikinca ve görüntüler de kanitlar nitelikte olunca, birden bire bu olaydan da zaten kimse konusmaz oldu. Günlerce sakin bir sekilde Park`ta oturan insanlar bile bu durumu hayretle izlediler. Cok komik bir olaydi, ben kahkahalarla izledim. Tiyatro gösterisi oldugu barizdi yani, o Molotoflari atanlar iyi giyimli, her türlü techizati olan insanlardi. Normalde izle bak molotof atanlarin videolarini karsilastirmayi sen kendin de yapabilirsin, hatta bunu yapan bir video da vardi da simdi bulabilir miyim bir bakayim. Bir de isin en komigi normalde kücücük gruplara deli gibi saldiran polis, bunlara bir türlü saldiramadi, hatta TOMA`dan gelen suyun bunlarin yaninda onlari islatmadan durdugu görüntüler var, basincin bilerek cok fazla arttirilmamasi yani.
Daha sonra bir de su komik durum var, Gezi Parki olaylarini canli canli aktarmayan Türk basini oradaydi. Sabahin köründe:) Canli canli uzun uzun verdiler görüntüleri, medya herkesin gözlerini yasartti, duygulandirdi.

Cok konusuldu üzerine hemen de örtbas edildi zaten :)

Herkes yorumlarinda ozgur canim bende yazilanlari kahkahayla okuyrum
Saygilar
 
Yurtta hüküm süren ekonomik istikrar!!! sadece bu hükümet döneminde kalıcı olacaktır.
Nedeni de kendi denge!!! politikalarını yaratırken normların dışında bir tavır izlemeleridir.
Üretim desteği olmayan, dış destekli bir ekonomi nereye kadar istikrarını sürdürebilir.
İçerideki metaya karşılık olmayan bir paradan söz ederseniz, bu farazi bir denge göstergesi olmaktan öteye geçemez.


Bunun yanı sıra toplumun büyük bir kesimi ekonomik istikrardan zaten yararlanamıyor.
Nasıl derseniz, aldığı maaş zaten enflasyonun oldukça gerisinde. Bir de enflasyonun
reel değerler baz alınarak açıklanmaması göz önüne alındığında, istikrarın patron kulüplerine
hizmet ettiği apaçık ortadadır...

Bu hareketi BBC'nin bahsettiği gibi bir hareket değildir aslında. Ekonomik istikrarın sadece
yüksek gelirli kesime hitap ettiğini gösterme maksadıyla, sadece küçük esnafa yönelik
alışverişlerden yana tavır almak forumlarda konuşuluyor. BBC'nin sayfasında yazdığı ile tüm
hareketi sorumlu tutmak hiç adil bir yaklaşım değil...

Yelkenim aciklamalarini hayranlikla izledim. Ben ekonomiden bir türlü haz almadim ve dersleri de hep
caktirmadan ekonomiden secmemeye calisiyorum. Ben de sunu ekleyeyim, gecen dönemde rekabetci
politikalar gibi bir ders almistim. Yabanci bir prof, bir harita acti. Dünya üzerinde hangi ülkelerin gelismekte
oldugunu gösteren.

Güclü devletler bir kenarda, bir de ekonomisi güclenmekte olanlar vardi, Türkiye de vardi haritada. Sonra adam
Türkiye`nin de dahil oldugu bir kac ülkeyi isaret ederek, bunlar özellestirme üzerine kurmuslardir politikayi
bu cok saglam bir politika degildir. Özellestire özellestire sonunu göremeyecekler farkinda degiller
demisti :)
 
böyle örnekler derken?başka örnek versem ona da bişey söylerdiniz örnek verdim yalan söylememiş ya, haa diğer gelini de çarşaf'lı(bu da yalan değil) her neyse gerçekten böyle konulara sinir oluyorum evet biraz duyarlı çevre olsak yeter bende size teşekkür ederim.


sedef hanim dün de ayni seyi yaptiniz, dün de neden baraj kalkmasin diye oyladiginizi yazarsaniz daha güzel bir tartisma olur demistim diger konuda, orada da direk suclar gibi cevap verdiniz, "ben yazmak zorunda miyim? diyerek, anlayamadim.

Yine ayni önyargili tavir ile yaklasiyorsunuz sanki. Böyle örnekler derken? sorunuza yanit vereyim. Demek istedim ki, böyle örnekler üzerinden konusamayiz zaten. Ben bir örnek veririm, siz aksi bir örnek verirsiniz, ben baska bir örnek veririm, siz baska aksine bir örnek verirsiniz, örnekler üzerinden gitmek yanlis olur dedim. Yani kendimi de elestirmis oldum, kendi kendime örnekle konuyu tartismaya calismak hatadir dedim, böyle örnekler üzerinden gidilmez derken bunu ifade etmek istedim.

Sizi yalan söylemek ile de suclamadim. Yanlis anlamayin dedim, sadece dikkatimi ceken bir mevzuyu belirttim, kiminle konustuysam gelin örnegi verdi, dedim. Gelin örnegine karsi benim de gelin örnegim var aslinda diye kendi örnegimi yazdim. Sonra da örnekler üzerinden gidilemeyecegini ifade ettim.

Olay bundan ibarettir. Bence de bu konuyu daha fazla uzatmayalim zaten konumuz Gezi Parki. Umarim aciklamam anlasilir olmustur, anlasildiysa bu benim icin yeterli. Sevgiler.
 
simdi yemek yerken haberlede dinledim..
basbakan polis okulunda konusma yapiyor. " Polise her emri ben verdim, biber gazi emrinide ben verdim. Polis yaptigi her seyde kahramanlik örnegi göstermistir cani gönülden kutluyorum" " biber gazi günah degildir, sagliga yararlidir, söyledim diyanet fetvasini cikardi" dedi.


simdi vicdani olan insanlara sesleniyorum, bende müslimanim... su okuduklarinizda vicdanen rahat misiniz??

( dogrulugunu arastirin, kendi konusmasindan)
 
Empati kurmama gerek yok , zamanında bende polisten dayak yiyerek yerlerde sürüklendim .Bilirim çok iyi o anı .

Ben o görüntüde bu anlattıklarınızı göremiyorum maaselef .

Neyse biz zaten sizinle ambulansa gereken duyarlılık gösterilmiyor konusunda uzlaşmıştık:34:



Aynı şeyi ben yazdım zaten , aynı düşünüyoruz .
Kim olduklarını bilmediğim gibi kimilerinin engellerken kimilerinin engelleyenleri engellemeye çalıştığını zaten söyledim .

Daha önce gaz bombasının ambulanslarla taşındığı bilgisinden yola çıkarak bakmak istiyorlar , ben biliyorum .

Ama bunu bilmem hak vermemi gerektirmiyor yine de.




Olabilir , size göre normaldir bana göre değildir .

Polis müdahalesinde ambulans kullanmış ve güven zedelemişse , bu ambulans durdurmayı benim nazarımda meşru kılmaz.

zamaninda bende polis dayagi yedim simdi bunlar yesin diyrosun... Harika empati, tebrik ederim objektif bakis aciniza...

zamaninda okul da oturma eyleminde bende yedim, ama siz biz onlar diye ayrim yok hala benim beynimde.. Ama size empoze edileni düsünmeden benimsemissiniz.. keske muhasebe yapabilseydiniz....

ayrica cok da üzüldüm, entellektüel acidan epey birikiminiz var diye seviniyordum..
 
Son düzenleme:
Gittim geldim mevzu başörtüsüne gelmiş:53::53::53:
Bende bir kaç örnek vereyim annem kapalı teyzem çarşaflı bir çoğu hacı vs...
Ben hep açıktım ve hala açığım bundan sonra belki kapanırım onu Allah bilir tamamen kendi hissiyatımla ilgili...
Açığım evet ama mini etek giyemiyorum göğüs dekoltesi kullanamıyorum bulunduğum çevre ve insanların bakış açısı gereği...
Sene 2001 sanırım tam hatırlamıyorum üniversitede staj dönemim ve ben çalıştığım yer tarafından Ankara büyükşehir belediyesine götürüldüm... kendime ait bölüme girmem ve orda bir süre çalışmalara bakmam vs...gerekiyor girdiğim oda da çalışan kızların çoğu tesettürlü idi ve ben sadece pantolon giymişim üzerimde de bir gömlek vardı sanırım nasıl bakışlar vardı bana anlatamam yanımda bir abimiz vardı beni oraya götüren Allah aşkına işimizi çabuk bitirip gidelim şurdan dedim..Şimdi o kızlar beni hatırlamazlar ama bana yaşattıklarını ben çok net hatırlıyorum yıllar sonra üzerinden en az 10 yıl geçmiş...
Sürekli başörtümüzden dolayı okuyamadık vs...diye dile getirenler bizlerde günlük yaşantımızda zorluklar yaşadık ve hala yaşıyoruz..tesettürlü bir arkadaşımla yürürken arkadaşıma değil bana laf atılıyor neden onun başörtüsü var daha namuslu imanlı çünkü!!!! valla yaşadığım zorlukları anlat anlat bitmez...son olarak başörtüsüne asla karşı olmadım bundan sonrada olmayacam herkes istediği gibi giyinsin...Kimse başörtülü diye daha fazla müslüman açık olduğu için daha az müslüman olmaz..Bunu değerlendirmek kullara düşmez...bir de en sinir olduğum şey başörtüsü vb...kadınları ilgilendiren konuları sürekli siyasette erkekler tartışıp karara bağlıyor üzerimizden siyaset yapmaları beni deli ediyor...
 
Son düzenleme:
Herkes yorumlarinda ozgur canim bende yazilanlari kahkahayla okuyrum
Saygilar

Kim hangi fikri savunursa savunsun karşındakine cahil, komik, gülünç gibi yakıştırmalar ve imalar yaparak karşındakini rencide etmesi hiçbir şekilde normal kabul edilemez... Karşınızdaki insan size cevap verse hem de sizin üslubunuzla hoşunuza mı gidecek?
Son kelimenizdeki gibi karşımızdakine saygı saygı saygı lütfen... :19:
 
Diyanet İşleri Başkanlığı Haziran Direnişi süresince polis saldırısında çok yoğun kullanılan ve uzmanlar tarafından insan sağlığına zararlı olduğu her fırsatta dile getirilen biber gazına destek verdi.

Başbakan Erdoğan’ın “Talimatı ben verdim” dediği ve son üç haftadır gerçekleşen eylemlerde polisin göstericilere karşı kullandığı orantısız güç tartışmaları devam ederken, Diyanet İşleri Başkanlığı’ndan biber gazına fetva çıktı.

Diyanet’in “Alo Fetva” hattından yapılan açıklamada, dini açıdan biber gazının kullanılmasının sakıncalı olmadığı vurgulandı. Ayrıca insan sağlığına en az biber gazı zarar veriyor” denildi.

Yeniçağ’dan Hanife Açıkalın’ın haberine göre, dini açıdan biber gazının kullanılmasının sakıncalı olmadığı belirtilen Alo Fetva Hattı’nda yer alan açıklamada şu ifadelere yer verildi:

“Her ülkede, bu tarz olaylarda bu tarz gösteri yapanlara, şiddete başvuru yapanlara karşı savunma biçimi geliştiriyorlar. Devletimiz de bunu yapıyor. Daha önce de duyuru yapıyorlar zaten, astım hastaları varsa alandan ayrılsın, biraz sonra müdahale edeceğiz diye. Yani dini açıdan bunların bu şekilde değerlendirilmesi doğru değil. Daha farklı şiddeti engelleyici savunma biçimleri de geliştirilebilirdi ama en uygunu bu, karşı tarafa en az zarar veren budur ki, kullanılıyor. Ve karşı tarafı dağıtmak için fiili bir müdahalede bulunulması lazım. Bu cop da olabiliyor. Başka ülkelerde polisler plastik mermi kullanılıyor. Yani bu noktada biber gazı kullanılmasında bir sıkıntı yok. En zararsızı biber gazıysa bununla müdahale edilmesi en doğrusudur.”
 
Kim hangi fikri savunursa savunsun karşındakine cahil, komik, gülünç gibi yakıştırmalar ve imalar yaparak karşındakini rencide etmesi hiçbir şekilde normal kabul edilemez... Karşınızdaki insan size cevap verse hem de sizin üslubunuzla hoşunuza mı gidecek?
Son kelimenizdeki gibi karşımızdakine saygı saygı saygı lütfen... :19:

Uzgunum kisisel polemige girmiyrum.
 
Kim hangi fikri savunursa savunsun karşındakine cahil, komik, gülünç gibi yakıştırmalar ve imalar yaparak karşındakini rencide etmesi hiçbir şekilde normal kabul edilemez... Karşınızdaki insan size cevap verse hem de sizin üslubunuzla hoşunuza mı gidecek?
Son kelimenizdeki gibi karşımızdakine saygı saygı saygı lütfen... :19:

kelimelerin bittigi yerde, aciklanamaz gerceklerin görüldügü yerde, sorulan sorulara verilecek mantikli cevaplar olmadigi zaman ve asla fikir sahibi degil ama iste bir miting de duymus ve bunu uluorta söze döküldügünde, yaa gülmeler, yaa sinirlenmeler , ya konu degistirmeler, yada böyle dalga geciyorum havasinda yazilar geliyor on gündür..

ben istiyorum ki konusalim, anlayalim birbirmizi.. ama en cok ben anlamak istiyorummmm, nasil, neden, niye???
 
Bu tür hareketleri görmezden gelmek , yok saymakta , hiçbir şeydan sorumlu tutmamakta adil değil o takdirde değil mi ?

Ben mevcut hükümet ülkeye gözle görülür bir istikrar sağlamış mı sağlamamış mı , ımf borcu kapandı derken dış borçlanmanın ardında ne var , enflasyon / gelir dengesini sağlayabilmiş mi ...vs konularını tartışmıyorum ki alıntı yaptığınız yorumumda .Onlar için ayrı bir konu açılır tartışılır.

Ben bu direniş doğrultusunda azımsanmayacak bir kesimin bu türlü felaket senaryoları ile ''durmak yok direnişe devam '' demelerinin nasıl kabul gördüğünü sorguluyorum kendi içimde.

Durdurana kadar devam diyen kişilerin , hükümeti yok etme çabalarının , vatana zarardan daha önde mi olduğunu sorguluyorum.

Herkese mal etmiyorum bu durumu , bunu isteyenlerinde olduğunu görüyor ve yorumluyorum .

Hareketleri ayrıştırmak gerektiğine katılıyorum. Birincisi bir kitlenin, kendi oyuyla, temsil için başa getirdiklerinin temsil
etmeyi unutup, hükmetmeye başlamasından yakınan ve bunu (kim ne derse desin, içinde olduğum için, gözlerimle gördüğüm için
bizzat biliyorum) demokrasiye uygun bir şekilde ve hukuk çerçevesinde dile getirmesi, forumlar düzenleyip, meclisin yapamadığı
her 'ses'i dinleme çabası...

İkincisi de bu hareketten nemalanmak isteyen, yıllardır hiçbir başarısı olmayan ütopik hareketleri temsil eden örgütlerin,
olayı anlamamış bazı kişilerin direniş değil, provakasyon çabası, bu çabayla ne yazık ki galeyana gelen toy grupların bir anlık
gafleti...

Bir sosyolojik tahlil yaparsak eğer, bu hareketin içeriği iki boyutuyla incelenmelidir. Durmak yok direnişe devam söylemi de
'durmak yok yola devam' sözüne ithafen türetilmiştir. Gezi ile başlayan bu olayların sloganlarını, söyleyenlerin dilinden anlamak için,
söyleyenlerin gözleri ile bakmalısınız. Karşıdan bakarak muhakeme edilemez. Bu zaten bir zorunluluktur.

O ayrı konu dediğiniz ve konuşmayı es geçtiğiniz başlıklar nedeni ile isyanda halk. Bakın bugün mitinglerinde iktidar, kişi başı
milli geliri arttırdığı ile övünüyorsa ve geliri artmayan grup bunu alkışlıyorsa bu iktidarın sağlamlığı da tartışılır, ekonomik politikası kadar.

Yelkenim aciklamalarini hayranlikla izledim. Ben ekonomiden bir türlü haz almadim ve dersleri de hep
caktirmadan ekonomiden secmemeye calisiyorum. Ben de sunu ekleyeyim, gecen dönemde rekabetci
politikalar gibi bir ders almistim. Yabanci bir prof, bir harita acti. Dünya üzerinde hangi ülkelerin gelismekte
oldugunu gösteren.

Güclü devletler bir kenarda, bir de ekonomisi güclenmekte olanlar vardi, Türkiye de vardi haritada. Sonra adam
Türkiye`nin de dahil oldugu bir kac ülkeyi isaret ederek, bunlar özellestirme üzerine kurmuslardir politikayi
bu cok saglam bir politika degildir. Özellestire özellestire sonunu göremeyecekler farkinda degiller
demisti :)


Lambım, beni bilirsin hiç alakası olmayan bir bölüm okudum ama ben eğitimi olmayan biri olarak,
okuduğum dergiler, ekonomi sayfaları ile bu kadar düşünebiliyorsam, eğitimini almış biri olarak
daha çok sorgulardım...

Ayrıca özellikle her seferinde belirtiyorum, görüş değil icraata karşıyım ben. Somut verilerdir çünkü icraatlar.
 
Diyanet İşleri Başkanlığı Haziran Direnişi süresince polis saldırısında çok yoğun kullanılan ve uzmanlar tarafından insan sağlığına zararlı olduğu her fırsatta dile getirilen biber gazına destek verdi.

Başbakan Erdoğan’ın “Talimatı ben verdim” dediği ve son üç haftadır gerçekleşen eylemlerde polisin göstericilere karşı kullandığı orantısız güç tartışmaları devam ederken, Diyanet İşleri Başkanlığı’ndan biber gazına fetva çıktı.

Diyanet’in “Alo Fetva” hattından yapılan açıklamada, dini açıdan biber gazının kullanılmasının sakıncalı olmadığı vurgulandı. Ayrıca insan sağlığına en az biber gazı zarar veriyor” denildi.

Yeniçağ’dan Hanife Açıkalın’ın haberine göre, dini açıdan biber gazının kullanılmasının sakıncalı olmadığı belirtilen Alo Fetva Hattı’nda yer alan açıklamada şu ifadelere yer verildi:

“Her ülkede, bu tarz olaylarda bu tarz gösteri yapanlara, şiddete başvuru yapanlara karşı savunma biçimi geliştiriyorlar. Devletimiz de bunu yapıyor. Daha önce de duyuru yapıyorlar zaten, astım hastaları varsa alandan ayrılsın, biraz sonra müdahale edeceğiz diye. Yani dini açıdan bunların bu şekilde değerlendirilmesi doğru değil. Daha farklı şiddeti engelleyici savunma biçimleri de geliştirilebilirdi ama en uygunu bu, karşı tarafa en az zarar veren budur ki, kullanılıyor. Ve karşı tarafı dağıtmak için fiili bir müdahalede bulunulması lazım. Bu cop da olabiliyor. Başka ülkelerde polisler plastik mermi kullanılıyor. Yani bu noktada biber gazı kullanılmasında bir sıkıntı yok. En zararsızı biber gazıysa bununla müdahale edilmesi en doğrusudur.”

din adi altindaki bu aciklamaya kac kisi inaniyor? acik yüreklilikle cevap verin lütfen???
 
Uzgunum kisisel polemige girmiyrum.

Kişisel poelmiğe girmediğinize üzülmeyin sevinin...
Her fikir özgürce ifade edilebilir demektir bu.
Saygılar. :3:

kelimelerin bittigi yerde, aciklanamaz gerceklerin görüldügü yerde, sorulan sorulara verilecek mantikli cevaplar olmadigi zaman ve asla fikir sahibi degil ama iste bir miting de duymus ve bunu uluorta söze döküldügünde, yaa gülmeler, yaa sinirlenmeler , ya konu degistirmeler, yada böyle dalga geciyorum havasinda yazilar geliyor on gündür..

ben istiyorum ki konusalim, anlayalim birbirmizi.. ama en cok ben anlamak istiyorummmm, nasil, neden, niye???

Bel altı konuşmalara 2 taraf (aslında taraf yok ama taraf diye itham eden insanlar var...) ya da taraflar çanak tutabilir.
Bence bu sadece insanı çirkinleştiriyor.
Ha şu var ki mitinglerde görüp ya da videolarda izleyip güldüğüm sahneler de illa ki oluyor.
Dün mitingin birinde 'biz ihtiyar heyeti miyiz diye son sesiyle bağıran bir vatandaşa kahkaha attım...
Bunu rant işine çevirmek neden? Herkes bir şeyleri savunuyor önemli olan çamurlaşmamak.
Aynı çizgide kalmak, kalabilmek...:34:
 
Hareketleri ayrıştırmak gerektiğine katılıyorum. Birincisi bir kitlenin, kendi oyuyla, temsil için başa getirdiklerinin temsil
etmeyi unutup, hükmetmeye başlamasından yakınan ve bunu (kim ne derse desin, içinde olduğum için, gözlerimle gördüğüm için
bizzat biliyorum) demokrasiye uygun bir şekilde ve hukuk çerçevesinde dile getirmesi, forumlar düzenleyip, meclisin yapamadığı
her 'ses'i dinleme çabası...

İkincisi de bu hareketten nemalanmak isteyen, yıllardır hiçbir başarısı olmayan ütopik hareketleri temsil eden örgütlerin,
olayı anlamamış bazı kişilerin direniş değil, provakasyon çabası, bu çabayla ne yazık ki galeyana gelen toy grupların bir anlık
gafleti...

Bir sosyolojik tahlil yaparsak eğer, bu hareketin içeriği iki boyutuyla incelenmelidir. Durmak yok direnişe devam söylemi de
'durmak yok yola devam' sözüne ithafen türetilmiştir. Gezi ile başlayan bu olayların sloganlarını, söyleyenlerin dilinden anlamak için,
söyleyenlerin gözleri ile bakmalısınız. Karşıdan bakarak muhakeme edilemez. Bu zaten bir zorunluluktur.

O ayrı konu dediğiniz ve konuşmayı es geçtiğiniz başlıklar nedeni ile isyanda halk. Bakın bugün mitinglerinde iktidar, kişi başı
milli geliri arttırdığı ile övünüyorsa ve geliri artmayan grup bunu alkışlıyorsa bu iktidarın sağlamlığı da tartışılır, ekonomik politikası kadar.




Lambım, beni bilirsin hiç alakası olmayan bir bölüm okudum ama ben eğitimi olmayan biri olarak,
okuduğum dergiler, ekonomi sayfaları ile bu kadar düşünebiliyorsam, eğitimini almış biri olarak
daha çok sorgulardım...

Ayrıca özellikle her seferinde belirtiyorum, görüş değil icraata karşıyım ben. Somut verilerdir çünkü icraatlar.

icraat olarak 49 bankanin 35 yabanci ortak, eti bank da satiliyor....en basitinden... bir de eregli demir celik beni cok üzmüstür. bilancosunda asla zarar göstermemistir ama 2006 da özellestii
 
Son düzenleme:
din adi altindaki bu aciklamaya kac kisi inaniyor? acik yüreklilikle cevap verin lütfen???

Böyle bir duruma sadece dini kurumları hele ki devlet bünyesindeki dini kurumu alet etmeyi hoş bulmuyorum ben...
Yapılan insanların duygularıyla oynamak bana göre, sonuçta bu bünye devlete bağlı olduğu için yapılanları mazur göstermek adına düzenlenmiş bir açıklama...
Sadece güncel olduğu için paylaşmak istedim.
 
zamaninda bende polis dayagi yedim simdi bunlar yesin diyrosun... Harika empati, tebrik ederim objektif bakis aciniza...

zamaninda okul da oturma eyleminde bende yedim, ama siz biz onlar diye ayrim yok hala benim beynimde.. Ama size empoze edileni düsünmeden benimsemissiniz.. keske muhasebe yapabilseydiniz....

ayrica cok da üzüldüm, entellektüel acidan epey birikiminiz var diye seviniyordum..

Bende bu yoruma üzüldüm gerçekten ...

Ben siz/biz dedim mi ?

Ben yedim şimdi de onlar yesin de demedim .

Asla aklımdan geçmeyecek düşünceler bunlar.Ama doğru ya , günlerdir insanların dilinde bu size yapılanlar bize yapılanlar mukayesesi döndüğü için , sende ister istemez hemen bunu düşündün .

Sevgili arkadaşım , ben o şiddeti öyle sandığın gibi kendi hakkımı kendime göre ararken falan yemedim .Bildiğin holiganizm dolu bir futbol fanatikliği sonucu gördüm .Bundan 15 yıl kadar önce...

Beni uyardılar ama ben alkolünde etkisi ile susmadım da durmadım da , onlarda çareyi bizi sürüklemekte buldular .

Ben bu örneği sadece , polisten şiddet gören , gaz bombası yiyenler ayakta bile duramaz , meydanlara gitmeseniz de empati kurun dedin diye verdim sadece.Evet , ayakta duramıyorsun , ne oluyor diyorsun , biliyorum demek istedim.

Ama videodaki kişilerin o görüntüde de olmadıklarını ifade ettim .

Ben siz/biz mevzularına hiç girmedim hayatımda .Şimdi yaşım 35 , bu saatten sonra hele birileri bana bir şeyleri empoze edemez , tam karşınsında dururum her zaman bu ayrımın .
 
simdi yemek yerken haberlede dinledim..
basbakan polis okulunda konusma yapiyor. " Polise her emri ben verdim, biber gazi emrinide ben verdim. Polis yaptigi her seyde kahramanlik örnegi göstermistir cani gönülden kutluyorum" " biber gazi günah degildir, sagliga yararlidir, söyledim diyanet fetvasini cikardi" dedi.


simdi vicdani olan insanlara sesleniyorum, bende müslimanim... su okuduklarinizda vicdanen rahat misiniz??

( dogrulugunu arastirin, kendi konusmasindan)
He sağlığa yararlı madem kendisi yesin biraz da şifa niyetine.
Fetva da çıkartılmış ki hani arada günah olduğunu,insanlara eziyet ettiğini düşünüp eylemcilere gaz sıkmaya çekinen polisler varsa(zannetmiyorum ama),onlar da elini korkak alıştırmasın diye.
 
Diyanet İşleri Başkanlığı Haziran Direnişi süresince polis saldırısında çok yoğun kullanılan ve uzmanlar tarafından insan sağlığına zararlı olduğu her fırsatta dile getirilen biber gazına destek verdi.

Başbakan Erdoğan’ın “Talimatı ben verdim” dediği ve son üç haftadır gerçekleşen eylemlerde polisin göstericilere karşı kullandığı orantısız güç tartışmaları devam ederken, Diyanet İşleri Başkanlığı’ndan biber gazına fetva çıktı.

Diyanet’in “Alo Fetva” hattından yapılan açıklamada, dini açıdan biber gazının kullanılmasının sakıncalı olmadığı vurgulandı. Ayrıca insan sağlığına en az biber gazı zarar veriyor” denildi.

Yeniçağ’dan Hanife Açıkalın’ın haberine göre, dini açıdan biber gazının kullanılmasının sakıncalı olmadığı belirtilen Alo Fetva Hattı’nda yer alan açıklamada şu ifadelere yer verildi:

“Her ülkede, bu tarz olaylarda bu tarz gösteri yapanlara, şiddete başvuru yapanlara karşı savunma biçimi geliştiriyorlar. Devletimiz de bunu yapıyor. Daha önce de duyuru yapıyorlar zaten, astım hastaları varsa alandan ayrılsın, biraz sonra müdahale edeceğiz diye. Yani dini açıdan bunların bu şekilde değerlendirilmesi doğru değil. Daha farklı şiddeti engelleyici savunma biçimleri de geliştirilebilirdi ama en uygunu bu, karşı tarafa en az zarar veren budur ki, kullanılıyor. Ve karşı tarafı dağıtmak için fiili bir müdahalede bulunulması lazım. Bu cop da olabiliyor. Başka ülkelerde polisler plastik mermi kullanılıyor. Yani bu noktada biber gazı kullanılmasında bir sıkıntı yok. En zararsızı biber gazıysa bununla müdahale edilmesi en doğrusudur.”

Hadi buyrun bunu da savunun arkadaslar. Ben daha söyleyecek laf bulamiyorum. Bazen nutkum tutuluyor. Insanlarin sirtlarinin yandigina dair görüntüler var, insanlar yogun biber gazi kullanimindan rahatsizlandilar. Diyanet cikmis biber gazi fetvasi veriyor, sagliga sakincali degildir diyor.

Artik devlet isleri, diyanetin tekelinde, yaparlar yaparlar, sonra diyanet aciklama yapar, herkes inanir. Simdi baslarlar, diyanet aciklama yapti, zararsizmis zaten, diye. Sorgulamadan, düsünmeden, o insanlarin ne yasadigini anlamaya bile calismadan.

Fakat kendilerinin aksine beyanat veren imam, yalanci olur, sorusturulur.

En tehlikeli din anlayisi budur.

Not: deriyi yakanin tomalardaki su oldugu düsünülüyordu. Ona da bir fetva versinler.
 
Son düzenleme:
Gezi Direnişi eylemleri sırasında Türkiye’nin hemen her yerinde aralıksız kullanılan biber gazının 2003 yılında İstanbul Emniyet Müdürlüğü’nün isteği ile İstanbul Üniversitesi Tıp Fakültesi tarafından ’insan sağlığına zararlı olup olmadığı’ yönünde bir araştırma yapıldığı ve bir rapor hazırlandığı ortaya çıktı.

Biber gazının yapısı ve yan etkilerinin ele alındığı raporda, “Biber gazları ve tozları deri üzerine mukozaya uygulandığında kızarıklık ve yanma hissi uyandırır. Ayrıca gözde geçici körlüğe ve irritasyona sebep olabilir. Ancak bu etkilerin hiçbiri kalıcı değil” denildi. Raporda şu ifadeler yer aldı:

“Vücuda değdiği yerde ısı artışı ve yanma hissine sebep olur. Damarları genişletir, ağrıya yıl açar. Biber gazı ve tozlarının istenmeyen etkileri bulunmaktadır. Burun sinirlerini duyarsızlaştırıp hapşırık, dolgunluk ve burun akıntısına neden olur. Tolere edilmeyen yanma hissine sebep olur. Gözde geçici körlüğe yol açar.”

alintidir. Diyanet:
 
Durum
Mesaj gönderimine kapalı.
Back