• Merhaba, Kadınlar Kulübü'ne ÜCRETSİZ üye olarak yorumlar ile katkıda bulunabilir veya aklınıza takılan soruları sorabilirsiniz.

Gezi Parkı eyleminin sonuçları ;

Durum
Mesaj gönderimine kapalı.
gezi eylemlerinin sonuclari, uyuyan akparti secmeni uyandi saflar siklasti, daha da sonucunu seneye secimlerde görecegiz bakalim.
ha bi de ömrü hayatinda iftar oruc namaz abdest bilmeyen bir kisim tayfa iftar yapti oruc acti. ne hos :)bunlar gecen senelerde taksime cami iftar cadiri istemeyen tayfa idi.

yakinda tayyibe inat toptan seriatci olurlar bisey degil:1:
 
Mübarek Ramazan ayı hürmetine bir kez daha güzel güzel uyarayım, sonra bana Mune beni x partiliyim y partiliyim diye banlıyorsun demeyin, kimi desteklediğiniz hangi parti veya düşünceyi onayladığınız zerre alakadar etmez kk yönetimini lakin burası bir siteyse kuralları var, o kurallar çerçevesinde polemik, tartışma, kışkırtıcı yorumlar, saygısızlık, hakaret vb kesinlikle yasaktır, ceza alma sebebidir.

Kimse kimseyi kışkırtmasın, haklıymışsınız haksızmışsınız bakmam direk banlarım...

Dipnot: Başbakan'da dahil olmak üzere siyasilere askerlik arkadaşınızmış gibi tayyip, kemal demeyiniz, sayın demek, mız eki kullanmak istemeyebilirsiniz o zaman Başbakan, Chp lideri deyip geçin.
 
gençler ölüyor anneler ağlıyor, 19 yaşında ölen bir gencin de geleceği elinden alındığı için umutla bakamıyor geleceğe haliyle, gençlerin ölümüyle gözyaşı dökenler de haliyle umut dolu olamıyor. şenlik/ festival düzenlenmiyor, insanlar acı çekiyor haksızlığa karşı savaşıyor ve slogan atıyor bunun nesi saygısızlık? onların aramızda hala yaşadığını söylemek mi saygısızlık? ölenlerin arkasından hangi slogan onları ya da ailesini yaralar nitelikte?

saçma sapan dediğiniz eylemler insanın yalnızca insan olduğu gerçeğinden yola çıkarak doğuştan sahip olduğu temel hak ve özgürlükler çerçevesinde gerçekleşiyordu. anayasada tanınmış bir hakkı bile yok saymak mümkün mü? insanlar hak arayamaz mı, insanlar demokratik olduğu söylenen bir toplumda değerlerine sahip çıkamaz mı, insanlar eline silah almadan şiddeti dışlar eylemler yapamaz mı? peki bir insan ekmek almaya da mı gitmemeli? kafasına biber gazı kapsülü yiyeceğini hesap ederek dışarı mı çıkmamalı? bunca haksızlık karşısında insanlar ne yapmalı? sokaklara dökülmek dışında ne yaptılar? elinde palalarla eylemci kovalayanların yaşadığı bir toplumda zarar görmemek için sinmeli, sessiz kalmalı, hiçbir şey olmamış gibi mi yaşamalı?

baret taşıdığı için gözaltına alınan bir gencin bareti suç unsuru kabul ediliyorken ( ki taksimde olağan bir işiniz dahi olsa başınıza ne geleceğini hesap edemediğinizden siz de çıkacak olsanız eminim ki bir barete ihtiyaç duyarsınız) elinde palayla gezenler tutuksuz yargılanmak üzerine elinde palayla gezenler kaşla göz arasında fasa kaçarken bu adaletsizlik karşısında ne öneriniz var? zarar verenleri tespit edip hukuktan medet umalım, sokakları, meydanları, parkları boşaltalım diyorsanız Ethem'i vuran polisin serbest bırakılması karşısında nasıl bir adalet beklemeliyiz artık?

göz göre göre muktedirler yalan söylerken, yalanları ortaya çıkıp da kanıtıyla, görüntüsüyle söylediklerinin gerçekliği çürümüşken bir kez olsun özür bile dilemeyenlere nasıl güvenelim?

gençleri kim kullanıyor? gençlerle alay ediliyor farkında mısınız? bir aydır türbanlı kardeşimiz şiddet gördü görüntüleri mevcut derken vali çıkıp öyle bir görüntü yok diyor. bir belediye başkanı ethemi eylemcilerin taşları öldürdü derken görüntüler apaçık ortadaydı, bugün alinin ölümü için vali arkadaşları bile öldürmüş olabilir polisi kötü göstermek için diyor el insaf. ne hikmetse onun dayak yediği kayıtlar ortadan kayboluyor bu haksızlıklar karşısında insanlar ne yapmalı sahiden soruyorum size?


yalan söyleyen kim, evde zorla tutulan %50 den söz eden kim ( o %50 nin bir kısmı sanırım bugün palalarla sokakları arşınlıyor) polise o yetkiyi veren kim, adalet mekanizmasının işlemesini engelleyen kim, çocuk tecavüzcülerini, istismarcılarını koruyan kim? siz de sanırım hakka, hukuka inanacağınız bir toplum özlemi duyarsınız. siz de temel hak ve özgürlüklerin kısıtlanmadan insanların yaşayabileceği, farklılıklara saygı gösterileceği, yönetenlerin seçilme amaçlarını kavrayıp da halka saygı duyacağı bir düzenden rahatsızlık duymazsınız o halde başından beri yapılan eylemleri küçük görmek, saçma sapan bulmak niye?


Cok güzel bir cevap olmus,tebrik ederim. Bende ayni seylere söylemek isterdim ama sanirim sizin kadar güzel yazamazdim, söyliyemezdim. Icimdeki öfke, sinir artik o kadar cok büyüdü ki... düsencelerimi, yazilarimi toparliyamiyorum.
 
Toplumda hürriyet sınırlıdır. O da bir kişinin değil toplumun tümünün ortak menfaatlerinin gereği olarak yürürlükteki kanunlar iledir. Vicdan hürriyetinizi ne dereceye kadar kullanabileceğiniz, bunlar yürürlükteki kanunlarla anlaşılır. ( 1923 )

Bir milletin yaşlı vatandaşlarına ve emeklilerine karşı tutumu, o milletin yaşama kudretinin en önemli ölçüsüdür. Geçmişte güçlü iken, bütün kuvvetiyle çalışmış olanlara karşı minnet hissi duymayan bir milletin geleceğe güvenle bakmaya hakkı yoktur. Böyle bir toplumda adalet, şefkat hissi, içgüdü kaybolmuş demektir. ( 1925 )


Türk, kişisel hürriyetinden ve çıkarlarından, Anayasada tespit edildiği kadarını Cumhuriyete bırakmıştır. Cumhuriyet kişinin, ona bıraktığı bir kısım hürriyeti, kişinin ve Türk milletinin, içte hürriyetini ve dışa karşı da bağımsızlığını sağlamak için kullanır. ( 1930 )




İnsanları mutlu edeceğim diye onları birbirine boğazlatmak insani olmayan ve son derece üzücü olan bir sistemdir.
İnsanları mutlu edecek tek vasıta, onları birbirlerine yaklaştırarak, onlara birbirlerini sevdirerek, karşılıklı maddi ve manevi ihtiyaçlarını karşılamaya yarayan hareket ve enerjidir. Dünyanın barışı içinde insanlığın gerçek mutluluğu, ancak bu yüksek ideal yolcularının çoğalması ve başarılı olmasıyla mümkün olacaktır. ( 1931 )


Vatandaş olan kişiler kendi hürriyetlerinin bir kısmını seve seve gerekli görerek devlete zaten devretmişlerdir. Devlet kendine özgü iradesi ile kişisel hürriyetlerin bir kısmına gene o hürriyetlerin sağlanması için sahip olur. Yeter ki devlet hakimiyeti, milletin refahına, genel mutluluğuna ve vatandaş hürriyetlerinin sağlanmasına kullanılsın. ( 1931 )

Bir toplumda kıymet ve kuvvet, onu oluşturan kişilerin kendilerini bir kıymet ve kuvvet olarak kabul etmelerindendir. Ancak, bu gibi kişilerden meydana gelmiş sosyal toplumlar tam bir bütün olarak kıymet ve kudret görünümü arz edebilir. ( 1937)


Bütün insanlığın varlığını kendi şahıslarında gören adamlar mutsuzdurlar.

Apaçıktır ki, o adam insan olarak yok olacaktır. Herhangi bir şahsın, yaşadıkça memnun ve mutlu olması için lazım gelen şey, kendisi için değil, kendisinden sonra gelecekler için çalışmaktır. Olumlu düşünen bir adam, ancak bu şekilde hareket edebilir.

Hayatta tam zevk ve mutluluk, ancak gelecek nesillerin şerefi, varlığı, mutluluğu için çalışmakta bulunabilir. Bir insan böyle hareket ederken, "Benden sonra gelecekler acaba böyle bir ruhla çalıştığımı fark edecekler mi?" diye bile düşünmemelidir.

Hatta en mutlu olanlar, hizmetlerinin bütün nesillerce bilinmemesini tercih edecek karakterde bulunanlardır...

Bir adam ki; memleketin ve milletin mutluluğunu düşünmekten çok kendini düşünür, o adamın değeri ikinci derecedir.

Esas kıymeti kendine veren ve mensup olduğu millet ve memleketi ancak kendi kişiliği ile ayakta tuttuğunu zanneden adamlar, milletlerinin mutluluğuna hizmet etmiş sayılmazlar.

Ancak kendilerinden sonrakileri düşünebilenler, milletlerini yaşamak ve ilerlemek imkânlarına kavuştururlar. Kendi gidince ilerleme ve hareket durur zannetmek bir gaflettir. ( 1937 )


Gazi Mustafa Kemal Atatürk




 
Son düzenleme:
Mübarek Ramazan ayı hürmetine bir kez daha güzel güzel uyarayım, sonra bana Mune beni x partiliyim y partiliyim diye banlıyorsun demeyin, kimi desteklediğiniz hangi parti veya düşünceyi onayladığınız zerre alakadar etmez kk yönetimini lakin burası bir siteyse kuralları var, o kurallar çerçevesinde polemik, tartışma, kışkırtıcı yorumlar, saygısızlık, hakaret vb kesinlikle yasaktır, ceza alma sebebidir.

Kimse kimseyi kışkırtmasın, haklıymışsınız haksızmışsınız bakmam direk banlarım...

Dipnot: Başbakan'da dahil olmak üzere siyasilere askerlik arkadaşınızmış gibi tayyip, kemal demeyiniz, sayın demek, mız eki kullanmak istemeyebilirsiniz o zaman Başbakan, Chp lideri deyip geçin.

Dipnot'a kesinlikle katılıyorum :46: Erdoğan demek, Kılıçdaroğlu diye hitap etmek çok zor olmasa gerek. Karşımızdaki insanı sevmek zorunda değiliz, ama saygı duymak ZORUNDAYIZ. Bunun aksi, bahsi geçen kişiyi değil, bunu dile getiren kişiyi küçültür.
 
Gezi olaylarında bir gözünü kaybeden göstericinin yaşadıkları..Ayşe Arman'ın röportajından alıntıdır.. İçim parçalandı,paylaşmak istedim.. Hala karşı çıkanlar vicdana gelir belki.. :ssz:

$sonuç.jpg
 
Dikkatinizi cekerim o eylemlerde sadece birkac eylemci degil bir komiserimizde sehit olmus ve onlarca polisimizde atilan taslar yuzunden yaralanmistir
"polise emri ben verdim" sozunude taksim meydanini ve AKM'yi o pankartlardan ve afislerden temizlenmesi icin soylenmistir haberleri saptirtmayalim lutfen
anlasilan sizde sadece kendi yandas medyanizi takip ediyorsunuz

Ben basbakanin mitinglerinde polise emri ben verdim afisleri alin, kimseyi zevk icin sopalarla döverek öldürmeyin sakin, hele ki 19 yasinda hayatinin baharindaolan gencleri diye bir cümle duymadim. Duymadigim seyleri yalan yazamam kusura bakmayin.

Komiser görev basinda kaza gecirdi. Eger kaza olmasaydi saniyormusunuz ki suclula tespit edilmesin ve afise edilmesin.. Lütfen biraz daha yansiz ve fanatik olmadan bakalim. Partiler gelip gecer, basbakanlarda. Ama su anda savundugunuz eylemler ömür bpyu vicdaninizi birakmaz. Bakis acinizi lütfen birlik ve bütünlük yönünde degistirin bir kere, bakalim vicdaniniz ne diyecek sizlere..
 
gezi eylemlerinin sonuclari, uyuyan akparti secmeni uyandi saflar siklasti, daha da sonucunu seneye secimlerde görecegiz bakalim.
ha bi de ömrü hayatinda iftar oruc namaz abdest bilmeyen bir kisim tayfa iftar yapti oruc acti. ne hos :)bunlar gecen senelerde taksime cami iftar cadiri istemeyen tayfa idi.

yakinda tayyibe inat toptan seriatci olurlar bisey degil:1:

Cok güzel, günaydin. Aydin insan baskadir zaten. Birde ömrü hayatinda oruc tutmadiklarini nasil tespit ettiniz cok merak ettim. O tayfa bu tayfa ayrimini 17 milyonluk nufusta nasil ayristiridiniz, bravoooo...Süper gücleriniz olmali....Keske o süper güclerinizi insanlik icin iyi seylerde kullansaydiniz.. Neyse artik öyle yapin lütfen... Yada duydugunuz yarim yamalak cümleleri ezberleyp, burada yazmak yerine bence kendi fikir ve düsünceleriniz olsun.

Bir son not; din ve imanin kimde oldugu bilinmez derler.. Nice oruc tutanlar var, nice namaz kilanlar.. Bilemeyiz malesef, kim imanli kim imansiz. Bence kimsenin dinine karismayin. Zaten size düsmez bu...
 
Bir göz kaybı daha
Gezi eylemlerinde yaralanan binlerce kişiden durumu ağır olanlar yeni suç duyurularıyla ortaya çıkıyor.

Lokanta işçisi Selçuk Yıldız’ın iki avukatı, müvekkillerinin 3 Haziran günü Sancaktepe’de işine giderken polisin 5 metre mesafeden hedef gözeterek ateşlediği iki gaz fişeğinin kafasına isabet etmesi sonucu kafatasının çatladığını, sol gözünün görme yeteneğini yitirdiğini öne sürüp, polis hakkında savcılığa suç duyurusunda bulundu.
Hürriyet Gazetesi'nin haberine göre, olay yerindeki kameraların izlenmesini isteyen avukatlar, tanıkları olduğunu da bildirdi. Suç duyurusunda,"Selçuk Yıldız’ı hedef göstererek ateşli silahla (gaz bombası atan silahla ile gözü hedef alınarak) darp edip, gözünün kör olmasına neden olan fail polis memuru hakkında kovuşturmanın acilen yapılması" denildi.

120 METRE MESAFE ŞARTI VAR, 5 METREDEN ATMIŞ
Kartal Anadolu Cumhuriyet Başsavcılığı’na avukatlar Melek Meltem Aykut Giray ile Elif Eylem Kınacılar tarafından polis hakkında yapılan suç duyurusunda olaylar şöyle anlatıldı:
"3 Haziran 2013 tarihinde Gezi olayları nedeni ile İstanbul Sancaktepe ilçesi Atatürk Caddesinde görevlendirilen bir polis tarafından müvekkilim gaz bombası atan silahla başı hedef alınarak yaralanmış ve gözü büyük oranda görme yeteneğini yitirmiştir. Yıldız, saat 21:30 sularında Sancaktepe Namık Kemal Caddesi’nde çalıştığı Şark Lokantası’na gitmek üzere belediye binasının önünden geçerken orada görevli polisçe ölümüne kast edercesine 5 metre (Kullanım bilgisinde 120 metre ve yukarı açılı atış şartı var) yakınından gözüne ve başına hedef alınmak suretiyle gaz bombası atılmış, sol gözü büyük oranda görme kaybını yitirmiş ve kafa tası çatlamıştır.

GÖRME YETENEĞİNİ KAYBETTİ, KAFATASI ÇATLADI
Sancaktepe bölgesinde o tarihte vuku bulan olaylarla ilgisi olmayan yere düşüp kalkamayan mağdur, çevredekilerin yardımıyla Ümraniye Eğitim ve Araştırma Hastanesi’ne kaldırılmış ve ilk müdahalenin ardından durumu ağır olduğu için ertesi gün MÜ Pendik Eğitim ve Araştırma Hastanesi’ne sevk edilmiştir. İki raporda belirtildiği üzere Yıldız hastaneye darp sebebi ile getirilmiş olup, baş ve göz kısmında ciddi hasar oluşmuş, kafatası çatlamış, kaşı yarılmış, sol gözünde ciddi görme kaybı meydana gelmiştir. Görgü tanıkları mevcuttur.

YİNE İŞ KAMERALARA KALDI
Öncelikle müşteki müvekkilimin adli tıpa acilen sevki, Atatürk Caddesi ve belediye binası çevresinde kayıt yapan mobese, kamu kurumu ve özel binalara ait kameralar ve tanıklarla tespiti yapılacak suçu işleyen görevli polisin tespiti, tutuklanarak etkin soruşturma yapılması ve iddianame düzenlenmesi talep olunur. İnsan Hakları Vakfı tarafından düzenlenmekte olan rapor tamamlandığında savcılığa sunulacaktır."
Sancaktepe’de aynı olaylar sırasında polisler tarafından darp edilen Hakan Yaman da olaydan 1 ay sonra suç duyurusunda bulunmuş, kamera görüntüleri savcılığa sunulmuştu.
 
Eki Görüntüle 754454
..................................................

Paylaşımın için teşekkürler. Bizimle aynı görüşü paylaşmayan arkadaşlarımızın okuyup bizim gibi düşünmeseler de bizi anlayabilmelerini sağlayabilir.

Karşılıklı olarak empati kurmak, anlamaya çalışmak sorunun çözümüne katkıda bulunacaktır. "Yanlışı yapan bizdense görmezden gelinebilir" demek yerine durumu objektif okumaya çalışmak birbirimizi daha iyi anlamamıza katkı sağlayabilir. Türk Ulusunun, Türk Milletinin, Türk Halkının (hangisini tercih ederseniz) ortak değerlerine sahip çıkmak, ülkenin bölünmez bütünlüğünü savunmak, Misak-ı Milli' yi kabul etmek bizi bir arada tutacaktır. Biz ve siz diye bir şey yok; aynı gemideyiz birlikteyiz, beraberiz. Kutuplaşmayı önlemenin tek yolu "vicdan" dan geçer.
- Temel hak ve özgürlükler için sokağa çıkmaya gerek kalmamalı.
- Eşitlik ve aynı zamanda "adalet" için insanlar yalvarmamalı.
- Bu hale neden geldik, biz bu halde iken arka planda neler oluyor sorusu sorulmalı, gözden kaçırılmaması gerekenlere dikkat edilmeli. (Örneğin dünkü gazetelerde manşet olan Van "eyaletinde" cenaze törenine uzun namlulu silahlarla katılan pkk li teröristler ve BDP li milletvekilleri yerel seçimlerden sonra özerkliklerini kutlayacaklarını ilan ettiler
PKK'lnn cenazesine silahl PKK'llar katld - Hrriyet GNDEM
PKK'lılar için Faraşin Yaylasında cenaze CNNTurk.com)
- Ülkemize, birbirimize sahip çıkalım. Biz burada kavga ederken memleket elden gidiyor, topraklarımız karış karış satılıyor. (Meralar köylünün elinden alınıp büyük tarım-hayvancılık şirketlerine verilebilmesi için ya da imar için rezerv alan hakkında yasal düzenleme )
 
Erdoğan: Üniversitelere devletin güvenlik güçleri yerleşecek
Gezi olayları sırasında vatandaşlara palayla saldırılması olayını hatırlatan Başbakan Erdoğan 'palalı gençlik istemiyoruz' diyerek üniversite öğrencilerini eleştirirken, üniversitelere de güvenlik güçlerinin yerleştirileceğini açıkladı.
Erdoğan: Üniversitelere devletin güvenlik güçleri yerleşecek - Radikal Politika

Şaka gibi.....

Yigit Bulut basbakanin bas danismani olursa, böyle seyler daha cook olur.
 
Gezi olaylarında bir gözünü kaybeden göstericinin yaşadıkları..Ayşe Arman'ın röportajından alıntıdır.. İçim parçalandı,paylaşmak istedim.. Hala karşı çıkanlar vicdana gelir belki.. :ssz:

Eki Görüntüle 754299


Vicdana gelmek mi? Gencecik insanlarin döve, döve öldürdüklerinden vicdanlari sizlamayan insanlardan, hic vicdana gelmezler.
Artik "ooohhh, iyi oldu, basbakinimiza karsi gelirsen gözünüde kaybedersin, evladinida" söylerlerse hic sasirmam.
 
gezi eylemlerinin sonuclari, uyuyan akparti secmeni uyandi saflar siklasti, daha da sonucunu seneye secimlerde görecegiz bakalim.
ha bi de ömrü hayatinda iftar oruc namaz abdest bilmeyen bir kisim tayfa iftar yapti oruc acti. ne hos :)bunlar gecen senelerde taksime cami iftar cadiri istemeyen tayfa idi.

yakinda tayyibe inat toptan seriatci olurlar bisey degil:1:

Ne kadarda çok şey biliyorsunuz siz öyle... Alınlarında mı yazıyordu tutup tutmadıkları? (sorum mesajı beğenenlere de)

Hazır el atmışken kim cennetlik kim cehennemlik onuda diyiverin...
 
gençler ölüyor anneler ağlıyor, 19 yaşında ölen bir gencin de geleceği elinden alındığı için umutla bakamıyor geleceğe haliyle, gençlerin ölümüyle gözyaşı dökenler de haliyle umut dolu olamıyor. şenlik/ festival düzenlenmiyor, insanlar acı çekiyor haksızlığa karşı savaşıyor ve slogan atıyor bunun nesi saygısızlık? onların aramızda hala yaşadığını söylemek mi saygısızlık? ölenlerin arkasından hangi slogan onları ya da ailesini yaralar nitelikte?

saçma sapan dediğiniz eylemler insanın yalnızca insan olduğu gerçeğinden yola çıkarak doğuştan sahip olduğu temel hak ve özgürlükler çerçevesinde gerçekleşiyordu. anayasada tanınmış bir hakkı bile yok saymak mümkün mü? insanlar hak arayamaz mı, insanlar demokratik olduğu söylenen bir toplumda değerlerine sahip çıkamaz mı, insanlar eline silah almadan şiddeti dışlar eylemler yapamaz mı? peki bir insan ekmek almaya da mı gitmemeli? kafasına biber gazı kapsülü yiyeceğini hesap ederek dışarı mı çıkmamalı? bunca haksızlık karşısında insanlar ne yapmalı? sokaklara dökülmek dışında ne yaptılar? elinde palalarla eylemci kovalayanların yaşadığı bir toplumda zarar görmemek için sinmeli, sessiz kalmalı, hiçbir şey olmamış gibi mi yaşamalı?

baret taşıdığı için gözaltına alınan bir gencin bareti suç unsuru kabul ediliyorken ( ki taksimde olağan bir işiniz dahi olsa başınıza ne geleceğini hesap edemediğinizden siz de çıkacak olsanız eminim ki bir barete ihtiyaç duyarsınız) elinde palayla gezenler tutuksuz yargılanmak üzerine elinde palayla gezenler kaşla göz arasında fasa kaçarken bu adaletsizlik karşısında ne öneriniz var? zarar verenleri tespit edip hukuktan medet umalım, sokakları, meydanları, parkları boşaltalım diyorsanız Ethem'i vuran polisin serbest bırakılması karşısında nasıl bir adalet beklemeliyiz artık?

göz göre göre muktedirler yalan söylerken, yalanları ortaya çıkıp da kanıtıyla, görüntüsüyle söylediklerinin gerçekliği çürümüşken bir kez olsun özür bile dilemeyenlere nasıl güvenelim?

gençleri kim kullanıyor? gençlerle alay ediliyor farkında mısınız? bir aydır türbanlı kardeşimiz şiddet gördü görüntüleri mevcut derken vali çıkıp öyle bir görüntü yok diyor. bir belediye başkanı ethemi eylemcilerin taşları öldürdü derken görüntüler apaçık ortadaydı, bugün alinin ölümü için vali arkadaşları bile öldürmüş olabilir polisi kötü göstermek için diyor el insaf. ne hikmetse onun dayak yediği kayıtlar ortadan kayboluyor bu haksızlıklar karşısında insanlar ne yapmalı sahiden soruyorum size?


yalan söyleyen kim, evde zorla tutulan %50 den söz eden kim ( o %50 nin bir kısmı sanırım bugün palalarla sokakları arşınlıyor) polise o yetkiyi veren kim, adalet mekanizmasının işlemesini engelleyen kim, çocuk tecavüzcülerini, istismarcılarını koruyan kim? siz de sanırım hakka, hukuka inanacağınız bir toplum özlemi duyarsınız. siz de temel hak ve özgürlüklerin kısıtlanmadan insanların yaşayabileceği, farklılıklara saygı gösterileceği, yönetenlerin seçilme amaçlarını kavrayıp da halka saygı duyacağı bir düzenden rahatsızlık duymazsınız o halde başından beri yapılan eylemleri küçük görmek, saçma sapan bulmak niye?

İyi yazmışsınız güzel yazmışsınız da fikirler sabit olunca algılama gibi bi durumları olamıyor ne yazık ki...
 
Cok güzel, günaydin. Aydin insan baskadir zaten. Birde ömrü hayatinda oruc tutmadiklarini nasil tespit ettiniz cok merak ettim. O tayfa bu tayfa ayrimini 17 milyonluk nufusta nasil ayristiridiniz, bravoooo...Süper gücleriniz olmali....Keske o süper güclerinizi insanlik icin iyi seylerde kullansaydiniz.. Neyse artik öyle yapin lütfen... Yada duydugunuz yarim yamalak cümleleri ezberleyp, burada yazmak yerine bence kendi fikir ve düsünceleriniz olsun.

Bir son not; din ve imanin kimde oldugu bilinmez derler.. Nice oruc tutanlar var, nice namaz kilanlar.. Bilemeyiz malesef, kim imanli kim imansiz. Bence kimsenin dinine karismayin. Zaten size düsmez bu...

Bazı insanlar dini kendi tekellerinde sanıyorlar. Biz müslüman hatta insan bile değiliz onlar için :)

Ne kadar yazık, islama yakışmayan bir kibir.

Söyleyecek sözleri olmadığından dolayı nereye saldıracaklarını şaşırdılar.
 
Durum
Mesaj gönderimine kapalı.
Back