• Merhaba, Kadınlar Kulübü'ne ÜCRETSİZ üye olarak yorumlar ile katkıda bulunabilir veya aklınıza takılan soruları sorabilirsiniz.

Gezi Parkı eyleminin sonuçları ;

Durum
Mesaj gönderimine kapalı.
Benim dünyama hoşgeldin, ne fena değil mi? Birşeyler değişmeli diyoruz, bunu istiyoruz ama durum analizi yapınca kala kalıyor insan:ssz:
Hele hele eskiden nasılmış, neler olmuş, çocukluk dönemime gelen olaylarda neler yaşanmış diye baktığımda yahu diyorum düzen aynıymış zaten, birileri hak hukuk derken karşı görüşlüler resmi kıyafetlilerin arkasında yer alıyormuş, buna şimdi şaşırıyor olmamız tuhaf değil mi?

AKP Hükümetinin artılarını eksilerini karşılaştırdığımda T.C. 'nin bölünmez bütünlüğü açısından güvenilirliğini yitirmiş
olduğunu, hiç olmazsa sandalye sayısı çokluğunu kaybetmesi gerektiğini düşünüyorum.
Bu risk, fazlaca durum analizi yapmamı gerektirmiyor canım. ''Söz konusu Vatansa gerisi teferruattır.'' noktasındayım.
Her olumsuzluk farklı koşullarda gerçekleşti. Güncel olumsuzluklar ve koşullar bambaşka.
Hepimizin istediği daha müreffeh bir Türkiye. Şimdi kararlı olma vakti. Olanaklarımızla en iyiyi inşa etme gayretinde olmalıyız.
 
Hatay Armutlu`da polis müdahalesinde ağır yaralanan Yılmaz Öztürk az önce beyin ameliyatına alındı.
 
AKP Hükümetinin artılarını eksilerini karşılaştırdığımda T.C. 'nin bölünmez bütünlüğü açısından güvenilirliğini yitirmiş
olduğunu, hiç olmazsa sandalye sayısı çokluğunu kaybetmesi gerektiğini düşünüyorum.
Bu risk, fazlaca durum analizi yapmamı gerektirmiyor canım. ''Söz konusu Vatansa gerisi teferruattır.'' noktasındayım.
Her olumsuzluk farklı koşullarda gerçekleşti. Güncel olumsuzluklar ve koşullar bambaşka.
Hepimizin istediği daha müreffeh bir Türkiye. Şimdi kararlı olma vakti. Olanaklarımızla en iyiyi inşa etme gayretinde olmalıyız.

Konu ülkenin bölünmez bütünlüğü olunca kimsenin diyecek bir sözü yoktur sanırım fakat benim bahsettiğim başka birşey, sandalye sayısı azalınca diğer sandalyelere oturacakların önemi yok mu?
Şimdi yaşananlar yıllardır süre gelen muhalefet eksikliğinden doğmadı mı?
Güçlü bir muhalefeti ne zamandır göremiyoruz, şahsen ben ayakta alkışlayacağım bir muhalefet konuşması duymadım yıllardır, insanlar şu anda eylem yapıyorsa kararlı, güçlü muhalefet olmamasından değil mi?
Muhalefetin sesi cılızken, eylem yapanların güçlü muhalefeti üzerinden sandalye sayılarını artırmaları hak mı?
Halkın gücünü kendi başarılarıymış gibi görmeleri?
Bu sorulara cevap Evet'se e o zaman diyorum ki var mı birbirlerinden farkı?
 
KEMAL BEY, LÜTFEN...

Sanırım anlatamadık:
İktidar sorunu yok...
Muhalefet sorunu var...
Çünkü Türkiye kimi göndereceğine karar verdi, kimi getireceğini bulamıyor...


*

Bu gençler siz muhalefet yapamadığınız için meydanlara döküldüler...
O çığlıklar, siz atmadığınız içindir...
O tencereler, tavalar sizin adınıza...
Yürüyorlar çocuklar, siz durduğunuz için...
Sonunda tencereyi biz çalacaksak, siz niye varsınız?..


*

“Kemal Bey çizmeler” hatırlatması boşuna değildi...
Keşke deneseydiniz...
Bir ara tekini giydiniz gibi gelmişti?..


*

Gerçi Gezi Parkı’na gidip gezmeniz iyi bir şey... “Gezmek herkesin hakkı” demeniz de hatırlatmak bakımından faydalı...
Polislerin elini sıkmanız da jest olsun...
Ne diyeyim ben size?..
Tayyip Erdoğan tüm bunların park meselesi olmadığını anladı, siz anlamadınız...


*

Pala ile saldıranın serbest bırakıldığı gün, tüm şehirlerde evleri basıp çocukları topladılar... Uykulu gözlerle ve şaşkın götürüldüler...
Hapishaneler doldu...
Kaç anne, baba sabahlara kadar ağlıyor bu gecelerde, bilemeyiz...
Ve sokak arasında sıkıştırılıp dövülen Ali, beşinci kurban olarak can verdi, tırnağına kıyamazsınız...
Tüm dünya biliyor ki bu cinayetleri diktatörün adamları işliyor...
Bundan beter faşizm mi olur?..
Ve siz hâlâ bunlarla anayasa yapmaya kalkıyorsunuz...
Neler oluyor size?..


*

Cumhurbaşkanı’nı göreve çağırdınız...
Tınmadı...
TBMM Başkanı’nı göreve çağırdınız...
Tınmadı...
Onların aynı hamamın tası olduklarını bilmiyor musunuz?..
Bence bir de kendinizi göreve çağırsanız...
Bakarsınız tındınız...


*

Demokrasinin önünü tıkadınız...
Çünkü iktidar Afrika kabilelerinde de var...
Muhalefet olmayınca, demokrasi olmuyor...


*

Ve gençler kendi kaderlerine el koymak zorunda kaldılar...
Ödedikleri ağır bedeldir...
Bu kan...
Bu gözyaşı...
Sokak aralarında can veriyorlar...
Siz hâlâ yoksunuz...
Lütfen artık...

Bekir Coşkun


kalemine sağlık.
 
8lk8.png
 
"Elbet bir bildiği var bu çocukların
Kolay değil öyle genç ölmek"
 
Son dönemde o kadar mutsuzum gibi, tıpkı sizler gibi
Gencecik insanlar bir hiç uğruna ölüyor.

Biri geliyor sizin 9 ay karnınızda taşıdığınız bebeğinizi, gecenizi gündüzünüzü adadığınız, her şeyden sakındığınız, hayaller kurduğunuz meleğinizi hayattan koparıyor.

Şu an tüp bebek tedavisi görüyorum, neyi neden istediğim konusunda iyica aklım karışmış durumda. Çocuğum olmadığı için sırf kendim istiyorum diye bu ülkede bir çocuk dünyaya getirmek iisteyip istemediğimden emin değilim. Hele ki insanlar bu kadar kötüyken.
 
Palalı saldırgan Fas`taymış galiba...

Az önce gördüğüm bir haberi paylaşmak istiyorum, gözden kaçmaması gerektiğini düşünüyorum,

SGK’dan ‘ölümcül’ tasarruf geliyor
Sosyal Güvenlik Kurumu (SGK) tek kullanımlık malzemeleri kullanan hastanelere uygulanan 10 bin liralık cezayı kaldırarak, bu malzemelerin tekrar tekrar kullanılmasının yolunu açtı. Kritik ameliyatları da kapsayan bu düzenleme, hastalar açısından büyük risk taşıyor.
SGK
 
Sesleniş / Uğur Mumcu

Dağ gibi karayağız birer delikanlıydık. Babamız sırtında yük taşıyarak getirirdi aşımızı, ekmeğimizi.
Arabalar şırıl şırıl ışıklarıyla caddelerden geçerken bizler bir mumun ışığında bitirirdik kitaplarımızı. Kendimiz gibi yaşayan binlerce yoksulun yüreğini, yüreğimizde yaşayarak katıldık o büyük kavgaya. Ecelsiz öldürüldük. dövüldük, vurulduk, asıldık.

Vurulduk ey halkım, unutma bizi...

Yoksulluğun bükemediği bileklerimize çelik kelepçeler takıldı. İşkence hücrelerinde sabahladık kaç kez. İsteseydik, diplomalarımızı, mor binlikler getiren birer senet gibi kullanırdık. mimardık, mühendistik, doktorduk, avukattık. yazlık kışlık katlarımız, arabalarımız olurdu. Yüreğimiz, işçiyle birlikte attı. Yaşamımızın en güzel yıllarını, birer taze çiçek gibi verdik topluma. Bizleri yok etmek istediler hep. Öldürüldük ey halkım unutma bizi...

Fidan gibi genç kızlardık. Hayat, şakırdayan bir şelale gibi akardı göz bebeklerimizden. Yirmi yaşında, yirmi bir yaşında, yirmi iki yaşında, işkencecilerin acımasız ellerine terk edildik. Direndik küçük yüreğimizle, direndik genç kızlık gururumuzla. tükürülesi suratlarına karşı bahar çiçekleri gibi taptaze inançlarımızı fırlattık boş birer eldiven gibi. Utanmadılar insanlıklarından, utanmadılar erkekliklerinden. Hücrelere atıldık ey halkım, unutma bizi...

Ölümcül hastaydık. Bağırsaklarımız düğümlenmişti. Hipokrat yemini etmiş doktor kimlikli işkencecilerin elinde öldürüldük acımaksızın. Gelinliklerimizin ütüsü bozulmamıştı daha. Cezaevlerine kilitlenmiş kocalarımızın taptaze duygularına, birer mezar taşı gibi savrulduk. Vicdan sustu. Hukuk sustu, insanlık sustu.

Göz göre göre öldürüldük ey halkım, unutma bizi...

Kanserdik. Ölüm, her gün bir sinsi yılan gibi dolaşıyordu derilerimizde. Uydurma davalarla kapattılar hücrelere. Hastaydık. yurtdışına gitseydik kurtulurduk belki. Bir buçuk yaşındaki kızlarımızı öksüz bırakmazdık. Önce kolumuzu, omuz başından keserek yurtseverlik borcumuzun diyeti olarak fırlattık önlerine. sonra da otuz iki yaşında bırakıp gittik bu dünyayı, ecelsiz.

Öldürüldük ey halkım, unutma bizi...

Giresun'daki köylüler, sizin için öldük. Ege'deki tütün işçileri, sizin için öldük. Doğudaki topraksız köylüler, sizin için öldük. İstanbul'daki, Ankara'daki işçiler sizin için öldük. Adana7da, paramparça elleriyle, ak pamuk toplayan işçiler, sizin için öldük.

Vurulduk, asıldık, öldürüldük ey halkım, unutma bizi...

Bağımsızlık, Mustafa Kemal'den armağandı bize. Emperyalizmin ahtapot kollarına teslim edilen ülkemizin bağımsızlığı için kan döktük sokaklara. mezar taşlarımıza basa basa, devleti yönetenler, gizli emirlerle başlarımızı ezmek, kanlarımızı emmek istediler. Amerikan üsleri kaldırılsın dedik, sokak ortasında sorgusuz sualsiz vurdular.

Yirmi iki yaşlarındaydık öldürüldüğümüzde ey halkım, unutma bizi...

Yabancı petrol şirketlerine karşı devletimizi savunduk; komunist dediler. Ülkemiz bağımsız değil dedik; kelepçeyle geldiler üstümüze. Kurtuluş Savaşında emperyalizme karşı dalgalandırdığımız bayrağımızı daha dik tutabilmekti bütün çabamız. bir kez dinlemediler bizi. Bir kez anlamak istemediler.

Vurulduk ey halkım unutma bizi...

Henüz çocukluğumuzu bile yaşamamıştık. Bir kadın eli değmemişti ellerimiz. bir sevgiliden mektup bile almamıştık daha. bir gece sabaha karşı, pranga vurulmuş ellerimiz ve ayaklarımızla çıkarıldık idam sehpalarına. herkes tanıktır ki korkmadık. İçimiz titremedi hiç. Mezar toprağı gibi taptaze, mezar taşı gibi dimdik boynumuzu uzattık yağlı kementlere.

Asıldık ey halkım, unutma bizi...

Bizi öldürenler , bizi asanlar, bizi sokak ortasında vuranlar, ağabeyimiz, babamız yaşlarındaydılar. ya bu düzenin kirli çarklarına ortak olmuşlardı ya da susmuşlardı bütün olup bitenlere. öfkelerini bir gün bile karşısındakilere bağırmamış insanların gözleri önünde öldürüldük. Hukuk adına, özgürlük adına, demokrasi adına, batı uygarlığı adına, bizleri, bir şafak vakti ipe çektiler.

Korkmadan öldük ey halkım, unutma bizi...

Bir gün mezarlarımızda güller açacak ey halkım, unutma bizi...Bir gün sesimiz, hepinizin kulaklarında yankılanacak ey halkım, unutma bizi.

Özgürlüğe adanmış bir top çiçek gibiyiz şimdi., hep birlikteyiz ey halkım, unutma bizi,
unutma bizi,
unutma bizi...


Sesleniş, Uğur Mumcu (Düzyazı - Tam)
Kaynak: Cumhuriyet Gazetesi,25/08/1975



1975 den bu güne değişen hiç bir şey olmamış...
 
Palalı saldırgan Fas`taymış galiba...

Az önce gördüğüm bir haberi paylaşmak istiyorum, gözden kaçmaması gerektiğini düşünüyorum,

SGK’dan ‘ölümcül’ tasarruf geliyor
Sosyal Güvenlik Kurumu (SGK) tek kullanımlık malzemeleri kullanan hastanelere uygulanan 10 bin liralık cezayı kaldırarak, bu malzemelerin tekrar tekrar kullanılmasının yolunu açtı. Kritik ameliyatları da kapsayan bu düzenleme, hastalar açısından büyük risk taşıyor.
SGK

Para bitti artık.

Hali hazırda en büyük devlet hastaneleri bile servislerinde yeterli sterilizasyon ve dezenfeksiyon sağlayamadığı için operasyon sonrası enfeksiyon olasılığı çok yüksek.
 
Palalı saldırgan Fas`taymış galiba...

Az önce gördüğüm bir haberi paylaşmak istiyorum, gözden kaçmaması gerektiğini düşünüyorum,

SGK’dan ‘ölümcül’ tasarruf geliyor
Sosyal Güvenlik Kurumu (SGK) tek kullanımlık malzemeleri kullanan hastanelere uygulanan 10 bin liralık cezayı kaldırarak, bu malzemelerin tekrar tekrar kullanılmasının yolunu açtı. Kritik ameliyatları da kapsayan bu düzenleme, hastalar açısından büyük risk taşıyor.
SGK

:53: :53:Yok artık!! :53: Tek kullanımlık derken?? İlkokul 1.sınıftayken hepimize aynı şırıngayla aşı yapıyorlardı o saçma günlere mi döneceğiz.. eee bulaşıcı hastalıklar ne olacak.. hepatit,aids ve daha bir sürü..... iyice zırvaladılar..Kendi hastanelerinde yine tek kullanımlık olur... :ssz:
 
İlgili bakanın satacak bir şey kalmadı açıklamasından sonra satıldığı ortaya çıkan Üsküdar Evlendirme Dairesi binası ve Beşiktaş' taki Kadıköy iskelesinden sonra THY ile ilgili haber bugün basında:

THY de satılıyor | Sözcü Gazetesi

Küfür ettikleri Cumhuriyetin neyi varsa sattılar..yetmedi,doymadılar..yakında evlerimizi arsalarımızı da satacaklar.. Bir gün çantalı takım elbiseli adamlar gelip,çıkın biz burayı satın aldık derlerse hiiiççç şaşırmam.... :ssz:
 
Son düzenleme:
Palalı saldırgan Fas`taymış galiba...

Az önce gördüğüm bir haberi paylaşmak istiyorum, gözden kaçmaması gerektiğini düşünüyorum,

SGK’dan ‘ölümcül’ tasarruf geliyor
Sosyal Güvenlik Kurumu (SGK) tek kullanımlık malzemeleri kullanan hastanelere uygulanan 10 bin liralık cezayı kaldırarak, bu malzemelerin tekrar tekrar kullanılmasının yolunu açtı. Kritik ameliyatları da kapsayan bu düzenleme, hastalar açısından büyük risk taşıyor.
SGK

palalı vahşinin kaçacağı gün gibi ortadaydı zaten,şaşırmadım.

tasarruf önlemlerine sağlıktan mı başlamışlar şaka mı bu? önce kendi maaşlarında azaltma yapsınlar,memurun,işçinin bilmem kaç katı maaş alıyorlar ama ekonomik sıkıntıyı sağlık sektöründe kısıtlama yaparak mı gidermeye çalışıyorlar?
 
Şu palalı kimmiş neymiş hiçbir gazete yazmadı mı ? Yoksa yazdı da ben mi görmedim ? Çocuk kandırsınlar esnaf diye. Kimbilir kimin ...
 
Son düzenleme:
Şu palalı kimmiş neymiş hiçbir gazete yazmadı mı ? Yoksa yazdı da ben mi görmedim ? Çocuk kandırsınlar esnaf diye. Kimbilir kimin ...

Yazdılar, daha detaylıydı tam hatılamıyorum.. Taksim civarında kafe-restoran,market,butik otel,turizm ve kiralık araç acentesi ve internet kafesi bulunuyor kendisinin maşallah diyelim!!!!! Sen düşün sağlam yani... otopark mafyalığı da kendilerinin... :ssz: diye okumuştum
 
Durum
Mesaj gönderimine kapalı.
Back