E
EU1
Ziyaretçi
- Konu Sahibi EU1
- #1
Bir zamanlar bir köyde yaşayan yüreği gibi eli yüzüde tertemiz bir genç varmış. Onu cevresinde tanıyan herkes severmiş.Tanımayanlar ise imrenirmiş. Gözleri ışıl ışıl, yüreği sevgi dolu, tüm dünyayı kucaklamaya yetecek kadar büyük bir kalbi varmış. Bircok genç kız onun için deliriyormuş adeta ama o hiç böyle işlerle uğraşmak istemiyormuş. Ailesi onun için cok değerli imiş. Birgün doğru insanın onu bulacağını inanırmış ve hep o kişiyi beklemiş. Yıllarca herkesin yüreğini yakan bu gençin yüreği hiç alev almamış hiç kimseye sevdalanmamış. Kötülük nedir aldatma nedir bilmezmiş.
Yaşadığı köye genç güzel mi güzel bir kız taşınmış. genç onu gördüğü anda vurulmuş ama kız o kadar güzelmiş ki yanına bile yaklaşıp bir selam verememiş. hep uzaktan izlemiş. Genç kızın arkadaşları ile olan sohbetlerine katılmak için her zaman kendine telkinler verip cesaret almaya calışmış kendi kendine ancak bir türlü başaramamış. Kız cok güzel cok havalı imiş. Saçları güneş gibi parlak, gözleri denizler kadar güzel, teni pamuklar gibi yumuşak, bakışları dağları deler gecercesine keskin ve anlamlı, yüzü aynı bir bebek gibiymiş. genç oğlan ona bir türlü yaklaşamamış. Birgün sokakta karşılaşmışlar ve selam vermiş genç kız bizim oğlana.. genç oğlan sevinçinden hemen gidip arkadaşlarına anlatmış durumu. Gecelerce uyumamış camdan hep onu gözlemiş. o gecerken balkona cıkmış belki bir daha selam verir diye ama kız uzun bir süre bir daha selam vermemiş. Sadece o keskin ve anlamlı bakışları ile birşeyler ifade eder gibi bakıp gidiyormuş. Aylar ayları kovalamış ancak bir türlü genç oğlan acılamamış güzeller güzeli kıza.
Bir sonbahar sabahı yine karşılaşmışlar ve genç o an nasıl olduysa birden ondan hoşlandığını ve bir ilişki yaşamak istediğini söylemiş. Kız önce gülümsemiş ve yine anlamlı anlamlı ve bir o kadarda güzel bir bakışla gençin yüzünü tırnakları ile okşamış ve oradan ayrılmış. genç ne olduğunu anlamış gibi olmuş ama neden tek kelime etmediğine şaşmış. Aradan kısa bir süre geçmiş ve kız gençin önüne cıkmış kimselerin olmadığı bir yerde ve bir köşeye cekmiş aniden oğlanı ve dudaklarından " Seni cok seviyorum " sözcükleri dökülmüş ve oğlanın birşey söylemesine izin vermeden dudaklar buluşmuş.. Genç oğlan o gece uyuyamamış bir sürü şey düşünmüş. Bir güzel hayal kurmuş ve ilk karşılaşılacakları zamanı düşünerek uyuya kalmış. Rüyasında da kızı görmüş. sabah uyanmış annesine sarılmış ve " Cok güzel birgün daha başlıyor anneciğim" demiş. O gün taptaze bembeyaz bir gülü daha önce hiç kıyamamasına rahmen dalında koparıp kızın yanına gitmiş. Kız gülü görünce cok sevmiş ve en sevdiği gül olduğunu söylemiş beyaz gülün. Sanki genç oğlanın içine doğmuş...
Kız ile genç oğlan cok güzel bir ilişki için ilk adımları atmışlar. ilk olarak kız bazı şartlarını olduğunu söylemiş. Genç hiç düşünmeden öğrenmeden kabul etmiş ama kız başlamış saymaya...
- Ailelerimize tek kelime etmeyeceğiz.
- Cevremizdekiler bilmiyecekler asla.
- Sadece cok yakın arkadaşlarımıza söyleyebiliriz.
- Bana asla giydiklerim yada davranışlarım hakkında tek kelime etmeyeceksin.
......
Genç hiç düşünmeden kabul etmiş. kızın güzelliği ilk zamanlarda başını döndürmüş ancak aradan gecen zamanda genç giydiklerine karışmaya davranışlarını kısıtlamaya başlamış. En azından istemiş. Ancak kız ona sürekli ilk başta belirttiği şartları olduğunu ve kabul ettiğini hatırlatıp durmuş. genç kız arkadaşlarınında dolduruşuna gelerek oğlandan ayrılmış. genç oğlanın hayatı zindan olmuş odasından cıkmaz hale gelmiş. o sevecen şen şakrak kişi gitmiş yerine hep hüzünlü, karanlık bir odada yaşayan, kimse ile görüşmek istemeyen aksi biri gelmiş. Oysa onun hayallerinde o bir prenses imiş bir melek imiş. Şimdi ise düşünemez hale gelmiş ve sürekli kahreden isyan eden bir hali varmış. Ama hala onu cok seviyormuş. Birgün o karanlık odasından cıkıp kızı görmeye gitmiş. evinde yokmuş aramış taramış bulamamış bir türlü. Umutsuz bir şekilde evine dönerken yine aynı yerde yine yakasından tutup dudaklarına yapışmış genç kız ve " ben seni hiç unutmadım hep sevdim demiş" sımsıkı sarılmışlar birbirlerine..
Günlerden birgün güzel giden ilişkiye uzaklardan kızın geldiği diyarlardan bir gölge düşmüş. Birden kız ile genç oğlan arasına müthiş bir soğukluk girmiş. kızın geldiği yerden birisi genç oğlana ulaşıp kızın kendisi ile beraber olduğunu sadece kavgalı olduklarını iddaa etmiş. genç oğlan duyduklarına inanmak istememiş. Hemen kızın yanına gitmiş ve durumu sormuş. kız ise o kişinin sadece ona askıntı olan biri olduğunu ve hep peşinde olduğunu ve buna benzer şeyler söylemiş. Genç oğlan buna inanmak istemiş ve kestirip atmış olayı. Daha sonralarda yine karşılarına bu kişi cıkmış yeni sorunlara sebep olmuş bir süre iki tarafta düşünmek için kendi köşesine cekilmiş. Sonunda bu tarz insanları takmayacaklarını karar almışlar ve ellerinden gelen herşeyi yapmışlar onlara ulaşmamalarını sağlamak için.. Ama delikanlının içine birkez ateş düşmüştür. Hep aklı ondan kalıyor arasıra takip bile ediyormuş. öğrendiği şeyler onu kıskanç ve sinirli biri haline getirmeye başlamış. Artık daha cok karışır hale gelmiş kız arkadaşına.
Olaylar bu şekilde ilerken genç olanın cevresi ve ailesi ile arası acılmaya hatta ailesi ile cok ciddi sorunlar yaşamaya başlamıştır. Ailesi onun sorumsuz biri hale geldiğini söyleyip duruyorlarmış. Genç oğlanın ise kafa daha karmakarışık hale gelmeye başlamış. kız arkadaşını arıyıp ne zaman dertleşmek istese kızın hep gelmemek için bir mazereti varmış. Arkadaşları ile artık görüşemiyormuş eskisi gibi. Üzerine tam bir yalnızlık bulutları çökmüş. Hemde olabildiğince karanlık.. Karanlık bir odada karanlık yalnızlık bulutları altında o tertemiz yüreği katran kazanı gibi kararmış, tüm güzel duygular birer birer içinde kaldığı ateşte yanmış, tüm sevdiği şeylerden uzaklaşmış sadece yazılar yazmaya başlamış. Bir yandan yazarmış bir yandan ağlar.. Kimse ile görüşmemiş günlerce. Kimsenin ona ulaşmasını istemiyormuş bir kişi dışında. Ancak oda son derece duyarsız ve son derece normal bir şekilde hayatına devam ediyormuş. genç oğlan sonunda ailesi ile kavga etmiş ve evden ayrılmış. Arkadaşlarının yanına taşınmış. Tüm sevdiği şeyleri geride bırakarak, yıllarını geçirdiği evinden sessizce ağlayarak ayrılmış. Yıllarca bir daha oraya admını atmamış. kızla görüşmemiş. hep onu uzaktan izlemiş ve hep ağlamış. Uzun bir zaman hep kendini kahretmiş, kendini yıpratmış ve sonunda caresiz bir hastalığa yakalanmış. Arkadaşları ellerinden geleni yapmışlar ancak bir türlü bir care bulunamamış. Yatağa düşmüş.. Arkadaşları cok sevdiği için her sabah yanına taptaze bir beyaz gül bırakıp giderlermiş... Bütün gün o güle bakar ağlarmış sessizce.. Günlerce kıza ulaşmaya calışmış arkadaşları. Sonunda bir sonbahar sabahı kız ile konuşma fırsatı bulmuşlar. Kıza olanları ve genç oğlanın durumunu anlatmışlar. Kız gözyaşlarına boğulmuş olduğu yerde ve inanamamış kendisini o kadar cok sevdiğine. Hemen yanına gitmek istemiş. Arkadaşları da cok sevinmiş. Belki sevdiği kişiyi görünce düzelir diye umut etmişler hep ve sonunda o ana cok az kalmıştı. Hemen ordan ayrılıp genç oğlanın yanına gelmişler. Kız odaya girdiğinde elinde bembeyaz bir gül ile genç oğlanı bembeyaz bir şekilde bulmuş. Delikanlının kanı artık akmıyormuş. O güzel kalbi atmıyormuş. gözleri eskisi gibi ışıl ışıl değilmiş.. Gözlerini kapamış ve elinden gülü almak istemiş genç kız.. Genç oğlanın gülü elinden aldığında avcunun içinde " Ben hep kötü biten hikayelerdenmişim" yazıyormuş...
Yaşadığı köye genç güzel mi güzel bir kız taşınmış. genç onu gördüğü anda vurulmuş ama kız o kadar güzelmiş ki yanına bile yaklaşıp bir selam verememiş. hep uzaktan izlemiş. Genç kızın arkadaşları ile olan sohbetlerine katılmak için her zaman kendine telkinler verip cesaret almaya calışmış kendi kendine ancak bir türlü başaramamış. Kız cok güzel cok havalı imiş. Saçları güneş gibi parlak, gözleri denizler kadar güzel, teni pamuklar gibi yumuşak, bakışları dağları deler gecercesine keskin ve anlamlı, yüzü aynı bir bebek gibiymiş. genç oğlan ona bir türlü yaklaşamamış. Birgün sokakta karşılaşmışlar ve selam vermiş genç kız bizim oğlana.. genç oğlan sevinçinden hemen gidip arkadaşlarına anlatmış durumu. Gecelerce uyumamış camdan hep onu gözlemiş. o gecerken balkona cıkmış belki bir daha selam verir diye ama kız uzun bir süre bir daha selam vermemiş. Sadece o keskin ve anlamlı bakışları ile birşeyler ifade eder gibi bakıp gidiyormuş. Aylar ayları kovalamış ancak bir türlü genç oğlan acılamamış güzeller güzeli kıza.
Bir sonbahar sabahı yine karşılaşmışlar ve genç o an nasıl olduysa birden ondan hoşlandığını ve bir ilişki yaşamak istediğini söylemiş. Kız önce gülümsemiş ve yine anlamlı anlamlı ve bir o kadarda güzel bir bakışla gençin yüzünü tırnakları ile okşamış ve oradan ayrılmış. genç ne olduğunu anlamış gibi olmuş ama neden tek kelime etmediğine şaşmış. Aradan kısa bir süre geçmiş ve kız gençin önüne cıkmış kimselerin olmadığı bir yerde ve bir köşeye cekmiş aniden oğlanı ve dudaklarından " Seni cok seviyorum " sözcükleri dökülmüş ve oğlanın birşey söylemesine izin vermeden dudaklar buluşmuş.. Genç oğlan o gece uyuyamamış bir sürü şey düşünmüş. Bir güzel hayal kurmuş ve ilk karşılaşılacakları zamanı düşünerek uyuya kalmış. Rüyasında da kızı görmüş. sabah uyanmış annesine sarılmış ve " Cok güzel birgün daha başlıyor anneciğim" demiş. O gün taptaze bembeyaz bir gülü daha önce hiç kıyamamasına rahmen dalında koparıp kızın yanına gitmiş. Kız gülü görünce cok sevmiş ve en sevdiği gül olduğunu söylemiş beyaz gülün. Sanki genç oğlanın içine doğmuş...
Kız ile genç oğlan cok güzel bir ilişki için ilk adımları atmışlar. ilk olarak kız bazı şartlarını olduğunu söylemiş. Genç hiç düşünmeden öğrenmeden kabul etmiş ama kız başlamış saymaya...
- Ailelerimize tek kelime etmeyeceğiz.
- Cevremizdekiler bilmiyecekler asla.
- Sadece cok yakın arkadaşlarımıza söyleyebiliriz.
- Bana asla giydiklerim yada davranışlarım hakkında tek kelime etmeyeceksin.
......
Genç hiç düşünmeden kabul etmiş. kızın güzelliği ilk zamanlarda başını döndürmüş ancak aradan gecen zamanda genç giydiklerine karışmaya davranışlarını kısıtlamaya başlamış. En azından istemiş. Ancak kız ona sürekli ilk başta belirttiği şartları olduğunu ve kabul ettiğini hatırlatıp durmuş. genç kız arkadaşlarınında dolduruşuna gelerek oğlandan ayrılmış. genç oğlanın hayatı zindan olmuş odasından cıkmaz hale gelmiş. o sevecen şen şakrak kişi gitmiş yerine hep hüzünlü, karanlık bir odada yaşayan, kimse ile görüşmek istemeyen aksi biri gelmiş. Oysa onun hayallerinde o bir prenses imiş bir melek imiş. Şimdi ise düşünemez hale gelmiş ve sürekli kahreden isyan eden bir hali varmış. Ama hala onu cok seviyormuş. Birgün o karanlık odasından cıkıp kızı görmeye gitmiş. evinde yokmuş aramış taramış bulamamış bir türlü. Umutsuz bir şekilde evine dönerken yine aynı yerde yine yakasından tutup dudaklarına yapışmış genç kız ve " ben seni hiç unutmadım hep sevdim demiş" sımsıkı sarılmışlar birbirlerine..
Günlerden birgün güzel giden ilişkiye uzaklardan kızın geldiği diyarlardan bir gölge düşmüş. Birden kız ile genç oğlan arasına müthiş bir soğukluk girmiş. kızın geldiği yerden birisi genç oğlana ulaşıp kızın kendisi ile beraber olduğunu sadece kavgalı olduklarını iddaa etmiş. genç oğlan duyduklarına inanmak istememiş. Hemen kızın yanına gitmiş ve durumu sormuş. kız ise o kişinin sadece ona askıntı olan biri olduğunu ve hep peşinde olduğunu ve buna benzer şeyler söylemiş. Genç oğlan buna inanmak istemiş ve kestirip atmış olayı. Daha sonralarda yine karşılarına bu kişi cıkmış yeni sorunlara sebep olmuş bir süre iki tarafta düşünmek için kendi köşesine cekilmiş. Sonunda bu tarz insanları takmayacaklarını karar almışlar ve ellerinden gelen herşeyi yapmışlar onlara ulaşmamalarını sağlamak için.. Ama delikanlının içine birkez ateş düşmüştür. Hep aklı ondan kalıyor arasıra takip bile ediyormuş. öğrendiği şeyler onu kıskanç ve sinirli biri haline getirmeye başlamış. Artık daha cok karışır hale gelmiş kız arkadaşına.
Olaylar bu şekilde ilerken genç olanın cevresi ve ailesi ile arası acılmaya hatta ailesi ile cok ciddi sorunlar yaşamaya başlamıştır. Ailesi onun sorumsuz biri hale geldiğini söyleyip duruyorlarmış. Genç oğlanın ise kafa daha karmakarışık hale gelmeye başlamış. kız arkadaşını arıyıp ne zaman dertleşmek istese kızın hep gelmemek için bir mazereti varmış. Arkadaşları ile artık görüşemiyormuş eskisi gibi. Üzerine tam bir yalnızlık bulutları çökmüş. Hemde olabildiğince karanlık.. Karanlık bir odada karanlık yalnızlık bulutları altında o tertemiz yüreği katran kazanı gibi kararmış, tüm güzel duygular birer birer içinde kaldığı ateşte yanmış, tüm sevdiği şeylerden uzaklaşmış sadece yazılar yazmaya başlamış. Bir yandan yazarmış bir yandan ağlar.. Kimse ile görüşmemiş günlerce. Kimsenin ona ulaşmasını istemiyormuş bir kişi dışında. Ancak oda son derece duyarsız ve son derece normal bir şekilde hayatına devam ediyormuş. genç oğlan sonunda ailesi ile kavga etmiş ve evden ayrılmış. Arkadaşlarının yanına taşınmış. Tüm sevdiği şeyleri geride bırakarak, yıllarını geçirdiği evinden sessizce ağlayarak ayrılmış. Yıllarca bir daha oraya admını atmamış. kızla görüşmemiş. hep onu uzaktan izlemiş ve hep ağlamış. Uzun bir zaman hep kendini kahretmiş, kendini yıpratmış ve sonunda caresiz bir hastalığa yakalanmış. Arkadaşları ellerinden geleni yapmışlar ancak bir türlü bir care bulunamamış. Yatağa düşmüş.. Arkadaşları cok sevdiği için her sabah yanına taptaze bir beyaz gül bırakıp giderlermiş... Bütün gün o güle bakar ağlarmış sessizce.. Günlerce kıza ulaşmaya calışmış arkadaşları. Sonunda bir sonbahar sabahı kız ile konuşma fırsatı bulmuşlar. Kıza olanları ve genç oğlanın durumunu anlatmışlar. Kız gözyaşlarına boğulmuş olduğu yerde ve inanamamış kendisini o kadar cok sevdiğine. Hemen yanına gitmek istemiş. Arkadaşları da cok sevinmiş. Belki sevdiği kişiyi görünce düzelir diye umut etmişler hep ve sonunda o ana cok az kalmıştı. Hemen ordan ayrılıp genç oğlanın yanına gelmişler. Kız odaya girdiğinde elinde bembeyaz bir gül ile genç oğlanı bembeyaz bir şekilde bulmuş. Delikanlının kanı artık akmıyormuş. O güzel kalbi atmıyormuş. gözleri eskisi gibi ışıl ışıl değilmiş.. Gözlerini kapamış ve elinden gülü almak istemiş genç kız.. Genç oğlanın gülü elinden aldığında avcunun içinde " Ben hep kötü biten hikayelerdenmişim" yazıyormuş...