Geleceğime not...

Eşler anlayamıyor ki milana,karşılaştıkları durumla başetmeye uğraşmaktan.
Verdiğim örnekte eşi bir kaç çocukla perişan oldu,gençliği mahvoldu,adam düzeliyormuş şimdi,kadını kim düzeltecek o da var tabi...
Bilemiyorum , benim ailemde bipolar cok var , herhangi bir bozulma yasandiginda biz hemen anlayabiliyoruz , belki de cok alisik oldugumuz icindir , o yuzden bana basit geliyor olabilir
Cok zor bi hastalik gercekten
 
Bilemiyorum , benim ailemde bipolar cok var , herhangi bir bozulma yasandiginda biz hemen anlayabiliyoruz , belki de cok alisik oldugumuz icindir , o yuzden bana basit geliyor olabilir
Cok zor bi hastalik gercekten
Belkide,ben pek şahit olmadım.
Bu adamın vukuatlarını duyuyoruz yıllardır,sanırım geç girdiler tedavi yoluna.
Allah yardımcısı olsun herkesin.
 
filmdelisi filmdelisi yaşadıklarına çok şaşırmadım. Birçok konuda yazdıklarınla kendime benzetiyordum seni. Ancak yaşadıklarının bu kadar ağır olmasına şaşırdım. Evet mutsuz bir evlilik yaşadığını az çok tahmin ediyordum ama böylesini değil. Şu an benim sıpa durmuyor en yakın sürede cevap yazacağım konuna. Okudum, burdayım yalnız değilsin demek için yazdım bu cevabı :)
 
Geldim filmdelisi filmdelisi
Şimdi efem seni konulara ve benim konularıma yazdığın cevaplardan az çok biliyorum. Çocuklarının hareketli ve zor olduklarını da biliyorum.

Eşinin söyledikleri yenilip yutulacak cinsten değil. O ayrı mevzu. Ancak bir de seni az çok analiz ettiğim için şuna değinmek isterim. Bu adamın karakteri gerçekten bu mu yoksa senin ayarsız laf sokmaların ve sivri dilin yüzünden mi bu hale geldi? Ne bileyim ben kendimi ezdirmem fikri davranışlarına fazlaca yansıdı da adam intikam yemini mi etti?

Şu yüzden soruyorum. Benim evliliğimle ilgili konu açtığım dönemde eşim hiç olmadığı kadar kırıcı, densiz ve merhametsizdi. Normalde böyle bir adam değildi ve ben neden böyle olduğunu düşünüp boşanma planları yapıyordum. Burada verilen cevaplarla kendimi sorgulama fırsatım oldu. Fark ettim ki o hale gelmesine büyük oranda ben sebep olmuşum. Ben onun adamlığını, hareketlerini, kişiliğini yerin dibine sokup her fırsatta ezdiğim ya da ezmeye çalıştığım için (geçmişteki hatalarından dolayı) adam bir müddet sonra benim gibi olup bana benzedi. Anlamsız bir sidik yarışı hasıl oldu. Evdeki durum güç muharebesinden ibaretti. Sevgi, saygı hak getire.
Beni kendime getiren mevzu inanılmaz ağrımın olduğu bir zamanda şefkat yerine öfke ile bana çıkışması oldu. Neredeyse neden hasta olduğumu sorgulayacaktı. Bu kadarı fazla dedim. Tamam sevgisi bitmiş olabilir ama en nihayetinde yabancı bir insana bile acınır o haldeyken. Bu başka bir şey. Bu intikam ya da savaş.

Tam da o zamanlarda konu açtım. Ben kendimi önemli ölçüde törpüledim. Laf sokmayı bıraktım. Daha naif ve iyimser olmaya çabaladım. Ve değişti. Evet hala empati kurup incelik gösterebilen biri değil ama en azından daha sevgi dolu. Daha merhametli. Bizim savaşımız bitti. Geriye yaraları onarmak kaldı ki bu epey zaman alacak. Çabalıyoruz ikimiz de.

Bir de çocuklar çok önemli evlilikte. Zor ve hareketli çocuk insanda yaşama gücü bırakmıyor. Bırak kadınlığı, insanlıktan çıkıyorsun. Cinsellik demişsin. Bizde de sorunlu cinsellik. Ufak ufak düzelmeye başladı ama tamamen normale dönmüş değiliz. Sen adama erkeklikten vs vuruyorsan bu da çok etkiliyor cinsel hayatı bilesin.

Bu adam hep mi böyleydi yoksa zamanla senin karakterine göre mi şekillendi. Bunun cevabına göre yorum yapacağım. Daha ne yapacaksam :)
 
Konu açtığıma pişman olmamıştım ama bu kadar faydalı olabileceğini de sanmıyordum, o sebeple hakaret hariç her yorumcuya teşekkür ederim.
Genel bir cevap olarak, sonradan yazan üyelere topluca açıklayayım.

Bir kısmınız çok şaşırdım mutlu bir evliliğin var sanıyordum derken, bazı üyeler ise sorunların olduğunu yazdığın mesajlardan görüyor ama bu boyutta olabileceğini tahmin etmiyorduk demiş.

Demek ki, bir zamanlar şuan bana çok uzak olsa da iyi giden tarafları varmış evliliğimin.
Yaşananlara objektif bir gözle baktığımda, hayatımızda 2 sene içinde birçok değişkenin mevcut bulmasıyla bu durumlara adapte olamayıp, belki de kişilik problemi oluşturacak kadar derin yaralar açtığını düşünür oldum.
Konunun ortalarında söylenen sözler ve maddiyat konusu hariç, kişisel ve karakter bazlı eleştiriler gelmesi, beni üçüncü göz olarak değerlendirmeye itti.

Elbette adam durduk yere sen kadın mısın muhabbetine girmiyor.
Aynı odada bulunduğumuz bir an diyalog şu şekilde ilerliyor.
- eş kişisi
• ben


-şu yastık 2 saattir yerde, önünden geçip almıyorsun bu kadar gamsız mı olur insan
•gördüysen sen alsana söyleneceğine
-senin gözün kör mü zaten hep ben alıyorum sen ne yapıyorsun ki bu evde, yemek ve bulaşık o kadar
•tabi canım ben zaten sabah akşam yatıyorum bu çocuklar da kendi halledinde geziniyor
-bakıcın yok mu, ütü onda, temizlik onda. Nankörsün sen, bir elin yağda öbürü balda söylenip duruyorsun
•sabahtan akşama aylak aylak gezip bir de ihtiyaçlarını babasına karşılatan adam bana hem nankör, hem tembel diyor. Çok biliyorsan git çalış para kazan erkeklik konuşmakla olmuyor anca dırdır bilirsin sen herkese yüksün aile reisi olacakmış bir de pehh
-seni de hanım diye aldık bakılacak yerin kalmadı, asıl sen bana yüksün ailen kurtuldu benim başıma kaldın

Vs, sonrası iğrenç...

Maddi kısım ise şöyle, aile dükkanları vardı.
Dededen babaya, babadan eşime geçen.
Dükkan kazancının, kira bedeliyle aynı olmasına kadar düşmesi, bari kiraya verip geçinelim, ekstra işe kanalize olalım ki iki gelir olsun mantığıylaydı.
Eşim ortaokul yıllarından beri hem okumuş hem çalışmış , dersten çıkar dükkana giderdi ünideyken.
Karşılığında maaş vs olmadan, sırf kendi istediği için.
Biz gezerdik, o adam dükkan kapanmadan bir yere çıkmazdı.
20 yaşında bile o kadar işkolik, elinden her şey gelen bir karakteri vardı ve en sevdiğim yönlerindendir.
Aynı zamanda evlendiğimizden beri dükkan varken yine de al sat yapıyor, ayda en az 2 araba ile uğraşıyordu.
Şimdi ise 1 senedir tık yok adamda.
O sebeple çalışmaması dilime dolanmış, sürekli başına kakar oldum.
13 senedir tanıyorum, 12 senedir adam iş harici bile işlerle uğraşıyordu, şimdi işi ise beni delirtmek oldu.
 
Geldim filmdelisi filmdelisi
Şimdi efem seni konulara ve benim konularıma yazdığın cevaplardan az çok biliyorum. Çocuklarının hareketli ve zor olduklarını da biliyorum.

Eşinin söyledikleri yenilip yutulacak cinsten değil. O ayrı mevzu. Ancak bir de seni az çok analiz ettiğim için şuna değinmek isterim. Bu adamın karakteri gerçekten bu mu yoksa senin ayarsız laf sokmaların ve sivri dilin yüzünden mi bu hale geldi? Ne bileyim ben kendimi ezdirmem fikri davranışlarına fazlaca yansıdı da adam intikam yemini mi etti?

Şu yüzden soruyorum. Benim evliliğimle ilgili konu açtığım dönemde eşim hiç olmadığı kadar kırıcı, densiz ve merhametsizdi. Normalde böyle bir adam değildi ve ben neden böyle olduğunu düşünüp boşanma planları yapıyordum. Burada verilen cevaplarla kendimi sorgulama fırsatım oldu. Fark ettim ki o hale gelmesine büyük oranda ben sebep olmuşum. Ben onun adamlığını, hareketlerini, kişiliğini yerin dibine sokup her fırsatta ezdiğim ya da ezmeye çalıştığım için (geçmişteki hatalarından dolayı) adam bir müddet sonra benim gibi olup bana benzedi. Anlamsız bir sidik yarışı hasıl oldu. Evdeki durum güç muharebesinden ibaretti. Sevgi, saygı hak getire.
Beni kendime getiren mevzu inanılmaz ağrımın olduğu bir zamanda şefkat yerine öfke ile bana çıkışması oldu. Neredeyse neden hasta olduğumu sorgulayacaktı. Bu kadarı fazla dedim. Tamam sevgisi bitmiş olabilir ama en nihayetinde yabancı bir insana bile acınır o haldeyken. Bu başka bir şey. Bu intikam ya da savaş.

Tam da o zamanlarda konu açtım. Ben kendimi önemli ölçüde törpüledim. Laf sokmayı bıraktım. Daha naif ve iyimser olmaya çabaladım. Ve değişti. Evet hala empati kurup incelik gösterebilen biri değil ama en azından daha sevgi dolu. Daha merhametli. Bizim savaşımız bitti. Geriye yaraları onarmak kaldı ki bu epey zaman alacak. Çabalıyoruz ikimiz de.

Bir de çocuklar çok önemli evlilikte. Zor ve hareketli çocuk insanda yaşama gücü bırakmıyor. Bırak kadınlığı, insanlıktan çıkıyorsun. Cinsellik demişsin. Bizde de sorunlu cinsellik. Ufak ufak düzelmeye başladı ama tamamen normale dönmüş değiliz. Sen adama erkeklikten vs vuruyorsan bu da çok etkiliyor cinsel hayatı bilesin.

Bu adam hep mi böyleydi yoksa zamanla senin karakterine göre mi şekillendi. Bunun cevabına göre yorum yapacağım. Daha ne yapacaksam :)
Tamamen eleştirel ve çokça düşünmeme sebep olan bir yorum, sizden beklediğim de bu olurdu:)

Ne yalan söyleyeyim, dilim sivridir bu net.
Sizin konunuzda da söylemiştim, ölsen de kurtulsam demişliğim bile var ama, ben mi tetikliyorum yoksa içinde varolan mı dökülüyor ortaya, hiçbir fikrim yok.
Sizin eşiniz tutarlıydı, her ortamda belirli bir seviyedeydi diye anımsıyorum.
Ben şu iki günü öyle geçirdim ki, bu konuyu açan ben olamam.
Dün dışarıdaydık, bugün ise evde misafirimiz vardı.
Sabah evi süpüren, bulaşık yıkayan, çocuklara bakan yediren, millet gelince öpücükler koklaşmalar yaşanan, iltifatlar gırla giden, adeta dün evlenmişiz gibi bir çifttik.
Yemin ediyorum şu konuyu yazmasam, ya hayal gördüm ya da şizofrenim zannedebilirim.

Tabi ki benden muhteşem bir ilgi ya da karşılık alamıyor, hatta çoğunlukla azar yiyor ama, 3 yaşında çocuk gibi balık hafızalı davranması beni daha da korkutuyor.
 
Konu açtığıma pişman olmamıştım ama bu kadar faydalı olabileceğini de sanmıyordum, o sebeple hakaret hariç her yorumcuya teşekkür ederim.
Genel bir cevap olarak, sonradan yazan üyelere topluca açıklayayım.

Bir kısmınız çok şaşırdım mutlu bir evliliğin var sanıyordum derken, bazı üyeler ise sorunların olduğunu yazdığın mesajlardan görüyor ama bu boyutta olabileceğini tahmin etmiyorduk demiş.

Demek ki, bir zamanlar şuan bana çok uzak olsa da iyi giden tarafları varmış evliliğimin.
Yaşananlara objektif bir gözle baktığımda, hayatımızda 2 sene içinde birçok değişkenin mevcut bulmasıyla bu durumlara adapte olamayıp, belki de kişilik problemi oluşturacak kadar derin yaralar açtığını düşünür oldum.
Konunun ortalarında söylenen sözler ve maddiyat konusu hariç, kişisel ve karakter bazlı eleştiriler gelmesi, beni üçüncü göz olarak değerlendirmeye itti.

Elbette adam durduk yere sen kadın mısın muhabbetine girmiyor.
Aynı odada bulunduğumuz bir an diyalog şu şekilde ilerliyor.
- eş kişisi
• ben


-şu yastık 2 saattir yerde, önünden geçip almıyorsun bu kadar gamsız mı olur insan
•gördüysen sen alsana söyleneceğine
-senin gözün kör mü zaten hep ben alıyorum sen ne yapıyorsun ki bu evde, yemek ve bulaşık o kadar
•tabi canım ben zaten sabah akşam yatıyorum bu çocuklar da kendi halledinde geziniyor
-bakıcın yok mu, ütü onda, temizlik onda. Nankörsün sen, bir elin yağda öbürü balda söylenip duruyorsun
•sabahtan akşama aylak aylak gezip bir de ihtiyaçlarını babasına karşılatan adam bana hem nankör, hem tembel diyor. Çok biliyorsan git çalış para kazan erkeklik konuşmakla olmuyor anca dırdır bilirsin sen herkese yüksün aile reisi olacakmış bir de pehh
-seni de hanım diye aldık bakılacak yerin kalmadı, asıl sen bana yüksün ailen kurtuldu benim başıma kaldın

Vs, sonrası iğrenç...

Maddi kısım ise şöyle, aile dükkanları vardı.
Dededen babaya, babadan eşime geçen.
Dükkan kazancının, kira bedeliyle aynı olmasına kadar düşmesi, bari kiraya verip geçinelim, ekstra işe kanalize olalım ki iki gelir olsun mantığıylaydı.
Eşim ortaokul yıllarından beri hem okumuş hem çalışmış , dersten çıkar dükkana giderdi ünideyken.
Karşılığında maaş vs olmadan, sırf kendi istediği için.
Biz gezerdik, o adam dükkan kapanmadan bir yere çıkmazdı.
20 yaşında bile o kadar işkolik, elinden her şey gelen bir karakteri vardı ve en sevdiğim yönlerindendir.
Aynı zamanda evlendiğimizden beri dükkan varken yine de al sat yapıyor, ayda en az 2 araba ile uğraşıyordu.
Şimdi ise 1 senedir tık yok adamda.
O sebeple çalışmaması dilime dolanmış, sürekli başına kakar oldum.
13 senedir tanıyorum, 12 senedir adam iş harici bile işlerle uğraşıyordu, şimdi işi ise beni delirtmek oldu.

hep böyle zıtlaşıyorsanız birbirinizi gerip duruyor gibisiniz.
Ben diyeceğim ki siz pozitif yaklaşın ama siz de ilk adımı neden ben atıyorum diyeceksiniz. Böyle konularda gereksiz gurur yapmamak gerek diye düşünüyorum. Eğer iyi , açık ve doğru bir iletişim kurmak için harekete geçmenize rağmen benzer şekilde karşılık bulmuyorsanız o zaman çok haklısınız.
Birbirinize kurduğunuz cümleler düşmana söyler gibi. İnsan düşmanına bile bu kadar acımasız olmuyor yeri geldiğinde.
Siz düzeltmek için harekete geçin, karşılık alacağınızı düşünüyorum. Olmazsa da zaten kaybedecek bir şey yok biraz zamandan başka
 
hep böyle zıtlaşıyorsanız birbirinizi gerip duruyor gibisiniz.
Ben diyeceğim ki siz pozitif yaklaşın ama siz de ilk adımı neden ben atıyorum diyeceksiniz. Böyle konularda gereksiz gurur yapmamak gerek diye düşünüyorum. Eğer iyi , açık ve doğru bir iletişim kurmak için harekete geçmenize rağmen benzer şekilde karşılık bulmuyorsanız o zaman çok haklısınız.
Birbirinize kurduğunuz cümleler düşmana söyler gibi. İnsan düşmanına bile bu kadar acımasız olmuyor yeri geldiğinde.
Siz düzeltmek için harekete geçin, karşılık alacağınızı düşünüyorum. Olmazsa da zaten kaybedecek bir şey yok biraz zamandan başka
Bu sefer o harekete geçti, benim kılım oynamıyor.
İçimden gelmiyor hiç.
O kadar yorumdum ki anlatamam.
Hep bu süreçte, ‘benim işim iletişim.
İnsanların güvenini kazanmak ve doğru iletişim kurmayı meslek edindim ama bir tek seni anlamıyorum, sana da derdimi anlatamıyorum’ dedim.
Sonra da bıraktım gitti.
Bugün büyük oğlum öyle bir gün geçirtti ki bana, gerçekten dünya üzerinde düşmana dilenemeyecek kadar zordu.
Yaşadığım bu zorlu hayatın etkisiyle mi hevesim yok, yoksa kafamda zaten boşanmanın kesin fikri varken mi uğraşmak istemiyorum, tam kestiremiyorum.
 
Bu sefer o harekete geçti, benim kılım oynamıyor.
İçimden gelmiyor hiç.
O kadar yorumdum ki anlatamam.
Hep bu süreçte, ‘benim işim iletişim.
İnsanların güvenini kazanmak ve doğru iletişim kurmayı meslek edindim ama bir tek seni anlamıyorum, sana da derdimi anlatamıyorum’ dedim.
Sonra da bıraktım gitti.
Bugün büyük oğlum öyle bir gün geçirtti ki bana, gerçekten dünya üzerinde düşmana dilenemeyecek kadar zordu.
Yaşadığım bu zorlu hayatın etkisiyle mi hevesim yok, yoksa kafamda zaten boşanmanın kesin fikri varken mi uğraşmak istemiyorum, tam kestiremiyorum.

Madem içinden gelmiyor rol yapma kendini zorlama ama karşıdan gelen mesajları, yaptıklarını da görüp kabul et bence. Aradaki sayfaları okuyamadım ama sanıyorum ki eşinden sana karşı bir çaba olmuş. Tersleme, reddetme, kırma. Tamam karşılık vermeyebilirsin ama çabasının farkında olduğunu hissettir yeter :KK66:

Çocuk konusuna bir şey diyemiyorum bence en uslusu en sorunsuzu en sağlam evliliği bile şöyle bi sarsıyor. Hele iki tane, hele erkek, bi se yaşlar yakın ve küçük.. sen çok haklısın bunalmakta.
 
Genel yorumlarınıza baktım da..Size karşı bu cümleleri kurabilen bir adam içinde nefret barındırmalı normal şartlarda.Ve dolayısıyla içinde nefret barındırabilen insan neden bir süre sonra bu kadar düşünceli davranabilir ki? Güzel sözler ve sorgulamanıza sebep olacak kadar değişim?
Bence yansıttığı gibi değil,içinde farklı yaşıyor bazı şeyleri..
Çocuklarınızın varlığı veya yalnızca merhamet yaptıramaz insana bunları.
Bence hala içinde bir yerlerde güzelsiniz.Diğer ihtimali düşünmek istemedim ki bipolar kendini belli eden bir rahatsızlık.Kaldı ki teşhis edilmeyek başka bir rahatsızlığı varsa bilinçli yapmadığı için acımasız davranan siz olmuş olacaksınız..
Idrakyollariiltihabi Idrakyollariiltihabi çok doğru bir noktaya değinmiş erkeklerin en hassas en kırılma noktası "erkekliğinden" vurmak.
Siz bunu yaptığınız için o da sizi "kadınlığınızdan"vurmaya çalışır. Ki son yorumunuzdaki diyaloglarda zaten bunu ilk dile getiren siz olmuşsunuz.
Bir işsizlik dönemi yaşadığı icin kendi içinde eksiklik yaşıyordur.Siz bu dönemde yetersizliğini dile getirdiğiniz için bir kabulleniş yaşıyor ve çaba gösterme ihtiyacı hissetmiyor.Bence kendisine getirmek için artık farklı yöntemler denemelisiniz,farklı sözlerle yaklaşmalısınız.
Bir erkeği en çok gaza getiren cümle "Sana güveniyorum,inaniyorum"dur. "Babanın boyunduruğundan kurtulup kendini de bizi de kurtarabilirsin,yapabilirsin her zaman yanındayım" diyin.Bu tip cümleler erkeklik gurunu okşayacak ve güç verecek şeyler.
Şuan bu sinir ve çatışma harbindeyken yapamazsınız belki ama biraz hırçınlığınızı bir kenara atmaya çalışıp anlamaya,ılımlı olmaya çalışın.
Kendi içinde kişilik çatışması yaşıyor olabilir ama bu sözlere,tavırlara kayıtsız kalıyorsa bir erkek,ciddi anlamda ruhsal bir problem yaşıyordur bence.
Bu ihtimal üzerine ise birlikte bir psikiyastri uzmanının yolunu tutun en kısa zamanda.
Elinizden gelen herşeyi hatta fazlasını yapmaya çalışın emin olun sonuç olumlu da olumsuz da bir süre sonra vicdani huzur ve sorumluluklarınızı yerine getirmiş oldugunuz duygusu insana en iyi gelen şey oluyor.
 
Son düzenleme:
Sorumun cevabını aldım ; sizin dilimizin sonucu o da dikenlerini çıkarıyor.

Iyi küçük çocuğunuz var ve gerçekten küçükler ; çaba harcayamiyorum , içimden gelmiyor demeye hakkınız yok.

Dilinizi törpülemek , yeterli gelmezse öfke kontrolü için terapi almalısınız.

Tabi siz duzeldiniz diye ondan yuzdeyuz düzelmesini beklemeyin. Birkaç hamlesi daha olacaktır biriktirdiği. Sabredeceksiniz ezilmeden.

Issizliginden dem vurmanizi gerçekten anlayamadım.

Evde bakıcı var, temizlik yükünün büyük kısmı yardımcı da , eşiniz çocuklarla ilgileniyor bulaşık yıkıyor buna rağmen.

Calismiyorsunuz bildiğim kadarıyla . Bu zamanda kaç çalışmayan kadın bu imkanlara sahip.

Çalışıyor ya da çalışmıyor evinizin ihtiyacını hallediyor , bu yönden düşünün..

Neden baba parası olsun ki , esinizin yıllardır emeği var o dükkan üzerinden.

Iki çocuktan sonra , iki tarafından sadece diliyle bu evliliğe zarar vermesi büyük haksızlık. Çocukların bu aile ortamını bozmaya hakkınız yok, en azından şimdilik yok.

Erkekler gazla çalışır . " Sen bu alışverişi ne güzel yapıyorsun, her zaman en güzelini nasıl secebiliyorsun " denildiğinde hep alışverişi o yapar, zevkle yapar ve en güzelini seçer.
 
Son yazdığınız mesaja ve oradaki diyaloga istinaden bu mesajı yazıyorum. Normalde böyle bir diyaloğa şahit olsam, hem sizin hem de eşinizin birbirinize çok öfkeli ve çok saygısızca davrandığını düşünürdüm. Ama ilk mesajınızda eşinizde narsistik eğilimler olduğunu belirtmiştiniz ve bu bana bir anımı hatırlattı. Aynı böyle narsistik eğilimleri olan bir tanıdığım vardı, bu insanlar sizi pskolojik olarak alt etme konusunda master seviyesinde insanlar, gelip yüzünüze vursa "şiddet gördüm" dersiniz, ama size öyle bir davranırki sinsi sinsi, bir kamyon dayak yemişten daha çok canınızı yakar. Hatırlıyorum da tek bir kelime ile beni nasıl çileden çıkardığını, yaptıkları ufak ufak hareketlerle nasıl sinir uçlarınıza dokunup sonra siz kontrolden çıkınca da "ya görüyor musun sen böyle olduğun için ben de sana böyle davranıyorum" diyebilecek kadar pişkin, arsız ve yüzsüz olabildiğini, bu çok çetin ve eşitsiz bir savaş. Ve size uyguladığı bu psikolojik şiddet en nihayetinde kendinizi "Allah benim belamı verse de insanlık kurtulsa mı acaba?" şeklinde hissettirecek hale getiriyor, şükürki siz oradan sıyrılmayı başarmışsınız. (Bu arada şükürler olsunki o insanla artık yolum hiç bir şekilde kesişmiyor.)

Bu tarz insanlar kendi içlerindeki aşağılık kompleksleri ile mücadele için narsizme yöneldikleri için sizin ona karşı aşağılayıcı tavırlarınız onu tümüyle kontrolden çıkarıyor olmalı. Şahsen bu tarz insanların iyileşebilir değil "ehlileşebilir" olduklarını düşünüyorum. Allah gönlünüze ferahlık ve size çıkış yolları nasip etsin bu psikolojik savaşta.
 
Tamamen eleştirel ve çokça düşünmeme sebep olan bir yorum, sizden beklediğim de bu olurdu:)

Ne yalan söyleyeyim, dilim sivridir bu net.
Sizin konunuzda da söylemiştim, ölsen de kurtulsam demişliğim bile var ama, ben mi tetikliyorum yoksa içinde varolan mı dökülüyor ortaya, hiçbir fikrim yok.
Sizin eşiniz tutarlıydı, her ortamda belirli bir seviyedeydi diye anımsıyorum.
Ben şu iki günü öyle geçirdim ki, bu konuyu açan ben olamam.
Dün dışarıdaydık, bugün ise evde misafirimiz vardı.
Sabah evi süpüren, bulaşık yıkayan, çocuklara bakan yediren, millet gelince öpücükler koklaşmalar yaşanan, iltifatlar gırla giden, adeta dün evlenmişiz gibi bir çifttik.
Yemin ediyorum şu konuyu yazmasam, ya hayal gördüm ya da şizofrenim zannedebilirim.

Tabi ki benden muhteşem bir ilgi ya da karşılık alamıyor, hatta çoğunlukla azar yiyor ama, 3 yaşında çocuk gibi balık hafızalı davranması beni daha da korkutuyor.

Benim kendi evliliğimden tecrübe ettiğim kadarıyla erkek insanı; eğitimi, kültürü, karakteri nasıl olursa olsun "erkeklik ve yeterlilik" konusunda eleştiri ve imaya tahammül edemiyor. Bu durum sürekli olarak devam ederse, bir çeşit savunma mekanizması geliştiriyorlar. O da "sen kimsin ki" saldırısı. Esasında aynı şekilde karşılık veriyorlar sadece. Ek olarak onlarda intikam ve kin oluyor.

Ben eşinizin sizi sevmediğini düşünmüyorum. Tüm o söylediklerine rağmen düşünmüyorum. Çünkü biliyorum ki böyle olmasında etkiniz büyük. Biraz salsanız. Tamam çalışmıyor, tamam aile düşkünü vs. Laf sokmayın, imada bulunmayın, eleştirmeyin. Hatta zor biliyorum ama övün belli konularda. Emin olun buna ihtiyacı var. Bizim gibi kadınlara karşı sevgi açlığını ancak bu şekilde söyleyebiliyorlar sanırım.

Bir başka cevabınızda yastıkla ilgili bir sürtüşmede alakasız bir şekilde laf sokmaya, başka konularda eleştirmeye başlamışsınız. O noktada adamın kadınlığa saldırması çok normal değil mi? Tamam anlıyorum bahsettiğiniz konular oldukça can sıkıcı. Ancak o sıkıntıları olur olmadık her konuda dile getirmeyin. Bir müddet sonra dikkate almıyor, sadece saldırıya geçiyor adamlar.

Bunları bu kadar rahat yazmamın sebebi benim de evliliğimin dört yılının bu şekilde ziyan olması. İnanın, siz adım atınca biraz dilinizi tutunca yoluna giriyor bir şeyler. Altta kalmak, kendini ezdirmek değil bu susma hali. Bugüne kadar açılan yaraları kapatma çabası sadece. He yine de boşanmak istiyorsanız boşanırsınız. Ancak bu bekleme süresinde eşiniz için değilse bile kendiniz için huzurlu zamanlar geçirmeyi deneyin.

Son olarak evlilikte dış görünüş, kültür yahut zeka konularında, daha vahimi bunların hepsinde daha iyi durumda iseniz eşlerde otomatik olarak kompleks oluşuyor. Ben evlenirken kayınvalidem bile "sen benim oğluma çok fazlasın" demişti bana. Eşim bu durumu beni baskılamaya, eleştirmeye çalışarak yok saymaya çalıştı. Ben de mum diktim zehirli dilimle. Biraz yumuşatın kendinizi efem:) zor ama imkansız değil. Ben denedim oluyor.
 
Konu açtığıma pişman olmamıştım ama bu kadar faydalı olabileceğini de sanmıyordum, o sebeple hakaret hariç her yorumcuya teşekkür ederim.
Genel bir cevap olarak, sonradan yazan üyelere topluca açıklayayım.

Bir kısmınız çok şaşırdım mutlu bir evliliğin var sanıyordum derken, bazı üyeler ise sorunların olduğunu yazdığın mesajlardan görüyor ama bu boyutta olabileceğini tahmin etmiyorduk demiş.

Demek ki, bir zamanlar şuan bana çok uzak olsa da iyi giden tarafları varmış evliliğimin.
Yaşananlara objektif bir gözle baktığımda, hayatımızda 2 sene içinde birçok değişkenin mevcut bulmasıyla bu durumlara adapte olamayıp, belki de kişilik problemi oluşturacak kadar derin yaralar açtığını düşünür oldum.
Konunun ortalarında söylenen sözler ve maddiyat konusu hariç, kişisel ve karakter bazlı eleştiriler gelmesi, beni üçüncü göz olarak değerlendirmeye itti.

Elbette adam durduk yere sen kadın mısın muhabbetine girmiyor.
Aynı odada bulunduğumuz bir an diyalog şu şekilde ilerliyor.
- eş kişisi
• ben


-şu yastık 2 saattir yerde, önünden geçip almıyorsun bu kadar gamsız mı olur insan
•gördüysen sen alsana söyleneceğine
-senin gözün kör mü zaten hep ben alıyorum sen ne yapıyorsun ki bu evde, yemek ve bulaşık o kadar
•tabi canım ben zaten sabah akşam yatıyorum bu çocuklar da kendi halledinde geziniyor
-bakıcın yok mu, ütü onda, temizlik onda. Nankörsün sen, bir elin yağda öbürü balda söylenip duruyorsun
•sabahtan akşama aylak aylak gezip bir de ihtiyaçlarını babasına karşılatan adam bana hem nankör, hem tembel diyor. Çok biliyorsan git çalış para kazan erkeklik konuşmakla olmuyor anca dırdır bilirsin sen herkese yüksün aile reisi olacakmış bir de pehh
-seni de hanım diye aldık bakılacak yerin kalmadı, asıl sen bana yüksün ailen kurtuldu benim başıma kaldın

Vs, sonrası iğrenç...

Maddi kısım ise şöyle, aile dükkanları vardı.
Dededen babaya, babadan eşime geçen.
Dükkan kazancının, kira bedeliyle aynı olmasına kadar düşmesi, bari kiraya verip geçinelim, ekstra işe kanalize olalım ki iki gelir olsun mantığıylaydı.
Eşim ortaokul yıllarından beri hem okumuş hem çalışmış , dersten çıkar dükkana giderdi ünideyken.
Karşılığında maaş vs olmadan, sırf kendi istediği için.
Biz gezerdik, o adam dükkan kapanmadan bir yere çıkmazdı.
20 yaşında bile o kadar işkolik, elinden her şey gelen bir karakteri vardı ve en sevdiğim yönlerindendir.
Aynı zamanda evlendiğimizden beri dükkan varken yine de al sat yapıyor, ayda en az 2 araba ile uğraşıyordu.
Şimdi ise 1 senedir tık yok adamda.
O sebeple çalışmaması dilime dolanmış, sürekli başına kakar oldum.
13 senedir tanıyorum, 12 senedir adam iş harici bile işlerle uğraşıyordu, şimdi işi ise beni delirtmek oldu.

Bak simdi bu mesaj iliskinizi bambaska yorumlamama sebep oldu :)

Bi kere adam cocuklugundan beri calisiyormus , issizligine o kadar cok takilmissin ki ben de saniyorum ki adam gercekten aylak
Yapma allah askina o kadar uzun yillar calistiktan sonra , maddi olarak sikintinizda yoksa neden bu kadar takiliyorsun calismamasina
Adama destek olsana , oh ne guzel bizimle daha cok vakit geviriyorsun , hadi ailece sunu yapalim bunu yapalim desene

Ve yukaridaki diyalogda lutfen elestiriyi kabul et sen haksizsin , bazen bizde de yasanir , esim yahu ustunden atlayip duruyosun kaldirsan eline mi yapisir der ama ben ona seninki gibi bi cevap vermem , verirsem eminim benimkininde icinden canavar cikar , yada bana o soylese bunlari benim icimden de canavar cikar

Filmdelisi senin sorunun bambaska ve kendinle , ya bu adama sevgin bitmis herseyi batiyor sana yada baska bir sorun var gercekten

Benim cok sevdigim ve dogruluguna yuzde yuz inandigim bir laf vardir , sen insanlara ne verirsen karsiliginda onu alirsin

Sen adama boyle davranirsan o da sana boyle davranir bu cok net , bejce ikinci cocuktan sonra sen cok yoruldun , bunaldin ve adama davranisin degisti , hani diyosun ya ne olsuysa 2 senede oldu diye , adamdan once lutfen aynayi kendine tut , iki senede sana ne oldu ? Sonra adama ve iliskinize ne oldu diye dusun
 
Yazdığım önerilere(hatalarını kağıda dökmek , ev değiştirme teklifi vs.) çok çocukça, karşıdakinin 10 yaşında olması lazım gibi yorumlar yapılmış, ben bir öneride bulundum kaldı ki konu sahibinin yaptığı hareketlerden çok da normal bir psikolojiye sahip olmadığı anlaşılıyor. yapıp yapıp ardından özürler dilemesi, af dilemesi gibi, dolayısıyla bu halinden tabiikide faydalanabilir. Yorumları okuduğumda pek de çözüm odaklı bir öneriye de rastlamadım. Genelde durum tespiti ve sorular var yani işin dedikodu kısmı. Yuvanın kurtulması ve eşin burnunun sürtülmesi, korkması ve bunun için de elde sağlam dayanaklar olması asıl mesele bence
 
X