Geleceği olmadığını bildiğin bir ilişki

mavisaclikiz35

Guru
Kayıtlı Üye
14 Eylül 2013
185
158
34
Önceki konumu okuyanlar biliyor. Özetle; daha önce evlenmiş ve boşanmış, bir oğlu olan bir adamla beraberim. Kendisi aynı zamanda kendi şirketinde eski sevgilisiyle birlikte çalışıyor, eski sevgilisi %20 hisse sahibi. Önceki konumda gittikleri fuardan bahsetmiştim. O fuardayken ben de Ankara’ya gitmiştim. Daha sonra fuar bitimi Ankara’ya benim yanıma geldi. Ankara’da birlikte unutulmaz bir 3 gün geçirdik diyebilirim. Sadece hislerimi, duygularımı, hissettiğim çekimi yaşamaya odaklandım; geleceğe dair hiçbir beklentim yoktu: ilk gün de yoktu, Ankara günlerinde de yoktu, şimdi de yok ve olmayacak da. Sadece hayatımda ilk defa bu kadar çekildiğim birine karşı hislerimi yaşamaya izin verdim. Hem hislerimi, hem duygularımı, hem de daha önceki ilişkilerimde yaşamadığım birtakım şeyleri bu adamla yaşadım; hiçbirinden bir gram pişman değilim. Vakit geçirdikçe bağımız güçleniyor ama beklentim olmadığına ve günün birinde biteceğine o kadar iknayım ki, sadece anı yaşamaya odaklıyım. Ama sonra insan sorguluyor bir yandan da biliyor musunuz; ben eğitimli, kültürlü, kendi işinin sahibi, kendi parasını kazanan bir kadın olarak hayatımdaki bir erkekten ne beklerim? Hayat standartlarımı bir tık öteye götürmeyecekse, hayatıma kalite katmayacaksa, başım sıkıştığında/canım sıkıldığında ya nasılsa şimdi sevgilimi ararım ve bu durumu çözeriz diyemeyeceksem bu kişi neden hayatımda var ki? Evet, bir yandan seviyorum özlüyorum vs ama eril enerjiden de patlayacak duruma geldim. Alkolden ehliyet kaptırdığı için evinden alıp, evine bıraktım defalarca. Üşüdüğünde ısıtmaya falan çalıştım. Bunları ben yapmazdım, bana yapılırdı; hayat bana çok güzel ve çok tatlı bir oyun oynuyor galiba :) Tamam, bu kez sadece duygularımı yaşamaya odaklandım ama hormonlarınız bir tık sakinleşince ve beyin devreye girince duyguların da tadı kaçıyor :)
Bu arada psikoloğa da başladım, ikili ilişkilerdeki bu mükemmel (!) tercihlerimin altında yatan nedenleri öğreneceğimi umuyorum artık :) Bir insan hayatının kalitesine uymayan birine neden bu kadar kapılır ki?
 
Önceki konumu okuyanlar biliyor. Özetle; daha önce evlenmiş ve boşanmış, bir oğlu olan bir adamla beraberim. Kendisi aynı zamanda kendi şirketinde eski sevgilisiyle birlikte çalışıyor, eski sevgilisi %20 hisse sahibi. Önceki konumda gittikleri fuardan bahsetmiştim. O fuardayken ben de Ankara’ya gitmiştim. Daha sonra fuar bitimi Ankara’ya benim yanıma geldi. Ankara’da birlikte unutulmaz bir 3 gün geçirdik diyebilirim. Sadece hislerimi, duygularımı, hissettiğim çekimi yaşamaya odaklandım; geleceğe dair hiçbir beklentim yoktu: ilk gün de yoktu, Ankara günlerinde de yoktu, şimdi de yok ve olmayacak da. Sadece hayatımda ilk defa bu kadar çekildiğim birine karşı hislerimi yaşamaya izin verdim. Hem hislerimi, hem duygularımı, hem de daha önceki ilişkilerimde yaşamadığım birtakım şeyleri bu adamla yaşadım; hiçbirinden bir gram pişman değilim. Vakit geçirdikçe bağımız güçleniyor ama beklentim olmadığına ve günün birinde biteceğine o kadar iknayım ki, sadece anı yaşamaya odaklıyım. Ama sonra insan sorguluyor bir yandan da biliyor musunuz; ben eğitimli, kültürlü, kendi işinin sahibi, kendi parasını kazanan bir kadın olarak hayatımdaki bir erkekten ne beklerim? Hayat standartlarımı bir tık öteye götürmeyecekse, hayatıma kalite katmayacaksa, başım sıkıştığında/canım sıkıldığında ya nasılsa şimdi sevgilimi ararım ve bu durumu çözeriz diyemeyeceksem bu kişi neden hayatımda var ki? Evet, bir yandan seviyorum özlüyorum vs ama eril enerjiden de patlayacak duruma geldim. Alkolden ehliyet kaptırdığı için evinden alıp, evine bıraktım defalarca. Üşüdüğünde ısıtmaya falan çalıştım. Bunları ben yapmazdım, bana yapılırdı; hayat bana çok güzel ve çok tatlı bir oyun oynuyor galiba :) Tamam, bu kez sadece duygularımı yaşamaya odaklandım ama hormonlarınız bir tık sakinleşince ve beyin devreye girince duyguların da tadı kaçıyor :)
Bu arada psikoloğa da başladım, ikili ilişkilerdeki bu mükemmel (!) tercihlerimin altında yatan nedenleri öğreneceğimi umuyorum artık :) Bir insan hayatının kalitesine uymayan birine neden bu kadar kapılır ki?
Bir kadın kendine denk olmayan birine çook yakışıklı, karizmatikse bu kadar kapılır. Veya hayatında ille de " erkek" istiyordur, o yüzden bu kadar kendini kaptırmıştır. Bu iki şey dışında başka bir şey aklıma gelmiyor.

Ama ben olsam eski sevgilisiyle ortak iş yapan adamı baştan elerdim, isterse kainat yakışıklısı olsun umrumda olmazdı.
 
Hayat standartlarımı bir tık öteye götürmeyecekse, hayatıma kalite katmayacaksa, başım sıkıştığında/canım sıkıldığında ya nasılsa şimdi sevgilimi ararım ve bu durumu çözeriz diyemeyeceksem bu kişi neden hayatımda var ki?
Bunları dedigin kisilerde olmayan ne varsa belki bu,belki de “koruyucu” bir rol üstlendigin iliskide kendine farklı bir anlam buluyorsun? sana birşeyleri farklı hissettirdigi belli.
 
Önceki konumu okuyanlar biliyor. Özetle; daha önce evlenmiş ve boşanmış, bir oğlu olan bir adamla beraberim. Kendisi aynı zamanda kendi şirketinde eski sevgilisiyle birlikte çalışıyor, eski sevgilisi %20 hisse sahibi. Önceki konumda gittikleri fuardan bahsetmiştim. O fuardayken ben de Ankara’ya gitmiştim. Daha sonra fuar bitimi Ankara’ya benim yanıma geldi. Ankara’da birlikte unutulmaz bir 3 gün geçirdik diyebilirim. Sadece hislerimi, duygularımı, hissettiğim çekimi yaşamaya odaklandım; geleceğe dair hiçbir beklentim yoktu: ilk gün de yoktu, Ankara günlerinde de yoktu, şimdi de yok ve olmayacak da. Sadece hayatımda ilk defa bu kadar çekildiğim birine karşı hislerimi yaşamaya izin verdim. Hem hislerimi, hem duygularımı, hem de daha önceki ilişkilerimde yaşamadığım birtakım şeyleri bu adamla yaşadım; hiçbirinden bir gram pişman değilim. Vakit geçirdikçe bağımız güçleniyor ama beklentim olmadığına ve günün birinde biteceğine o kadar iknayım ki, sadece anı yaşamaya odaklıyım. Ama sonra insan sorguluyor bir yandan da biliyor musunuz; ben eğitimli, kültürlü, kendi işinin sahibi, kendi parasını kazanan bir kadın olarak hayatımdaki bir erkekten ne beklerim? Hayat standartlarımı bir tık öteye götürmeyecekse, hayatıma kalite katmayacaksa, başım sıkıştığında/canım sıkıldığında ya nasılsa şimdi sevgilimi ararım ve bu durumu çözeriz diyemeyeceksem bu kişi neden hayatımda var ki? Evet, bir yandan seviyorum özlüyorum vs ama eril enerjiden de patlayacak duruma geldim. Alkolden ehliyet kaptırdığı için evinden alıp, evine bıraktım defalarca. Üşüdüğünde ısıtmaya falan çalıştım. Bunları ben yapmazdım, bana yapılırdı; hayat bana çok güzel ve çok tatlı bir oyun oynuyor galiba :) Tamam, bu kez sadece duygularımı yaşamaya odaklandım ama hormonlarınız bir tık sakinleşince ve beyin devreye girince duyguların da tadı kaçıyor :)
Bu arada psikoloğa da başladım, ikili ilişkilerdeki bu mükemmel (!) tercihlerimin altında yatan nedenleri öğreneceğimi umuyorum artık :) Bir insan hayatının kalitesine uymayan birine neden bu kadar kapılır ki?
Koşarak kaç kaç kaç😁 daha süper birini bulma ihtimalin de bu kişi hayatında olduğu için hep es geçiyor bunu da unutma
 
Önceki konumu okuyanlar biliyor. Özetle; daha önce evlenmiş ve boşanmış, bir oğlu olan bir adamla beraberim. Kendisi aynı zamanda kendi şirketinde eski sevgilisiyle birlikte çalışıyor, eski sevgilisi %20 hisse sahibi. Önceki konumda gittikleri fuardan bahsetmiştim. O fuardayken ben de Ankara’ya gitmiştim. Daha sonra fuar bitimi Ankara’ya benim yanıma geldi. Ankara’da birlikte unutulmaz bir 3 gün geçirdik diyebilirim. Sadece hislerimi, duygularımı, hissettiğim çekimi yaşamaya odaklandım; geleceğe dair hiçbir beklentim yoktu: ilk gün de yoktu, Ankara günlerinde de yoktu, şimdi de yok ve olmayacak da. Sadece hayatımda ilk defa bu kadar çekildiğim birine karşı hislerimi yaşamaya izin verdim. Hem hislerimi, hem duygularımı, hem de daha önceki ilişkilerimde yaşamadığım birtakım şeyleri bu adamla yaşadım; hiçbirinden bir gram pişman değilim. Vakit geçirdikçe bağımız güçleniyor ama beklentim olmadığına ve günün birinde biteceğine o kadar iknayım ki, sadece anı yaşamaya odaklıyım. Ama sonra insan sorguluyor bir yandan da biliyor musunuz; ben eğitimli, kültürlü, kendi işinin sahibi, kendi parasını kazanan bir kadın olarak hayatımdaki bir erkekten ne beklerim? Hayat standartlarımı bir tık öteye götürmeyecekse, hayatıma kalite katmayacaksa, başım sıkıştığında/canım sıkıldığında ya nasılsa şimdi sevgilimi ararım ve bu durumu çözeriz diyemeyeceksem bu kişi neden hayatımda var ki? Evet, bir yandan seviyorum özlüyorum vs ama eril enerjiden de patlayacak duruma geldim. Alkolden ehliyet kaptırdığı için evinden alıp, evine bıraktım defalarca. Üşüdüğünde ısıtmaya falan çalıştım. Bunları ben yapmazdım, bana yapılırdı; hayat bana çok güzel ve çok tatlı bir oyun oynuyor galiba :) Tamam, bu kez sadece duygularımı yaşamaya odaklandım ama hormonlarınız bir tık sakinleşince ve beyin devreye girince duyguların da tadı kaçıyor :)
Bu arada psikoloğa da başladım, ikili ilişkilerdeki bu mükemmel (!) tercihlerimin altında yatan nedenleri öğreneceğimi umuyorum artık :) Bir insan hayatının kalitesine uymayan birine neden bu kadar kapılır ki?

Kaos seviyordur hayatında. Daha önce buraya defalarca yazdım, her insanın ilişki anlayışı farklıdır. Dayak yiyen kadınlar imkanları olduğu halde niye boşanmıyorlar, çünkü hayatlarında kaos seviyorlar.

Çocuğu olan bir insanın cinsiyet farketmez, alkollü araba kullanıp, kendi canını ve çevredeki insanları tehlikeye atması çok rezalet bir şey. Benim için asla kabul edilir bir şey değil mesela. Asla arkasını toplamam böyle birinin. Ben bunu arkadaş ortamıma sokup, arkadaşlarımla bile tanıştıramam.
 
Önceki konumu okuyanlar biliyor. Özetle; daha önce evlenmiş ve boşanmış, bir oğlu olan bir adamla beraberim. Kendisi aynı zamanda kendi şirketinde eski sevgilisiyle birlikte çalışıyor, eski sevgilisi %20 hisse sahibi. Önceki konumda gittikleri fuardan bahsetmiştim. O fuardayken ben de Ankara’ya gitmiştim. Daha sonra fuar bitimi Ankara’ya benim yanıma geldi. Ankara’da birlikte unutulmaz bir 3 gün geçirdik diyebilirim. Sadece hislerimi, duygularımı, hissettiğim çekimi yaşamaya odaklandım; geleceğe dair hiçbir beklentim yoktu: ilk gün de yoktu, Ankara günlerinde de yoktu, şimdi de yok ve olmayacak da. Sadece hayatımda ilk defa bu kadar çekildiğim birine karşı hislerimi yaşamaya izin verdim. Hem hislerimi, hem duygularımı, hem de daha önceki ilişkilerimde yaşamadığım birtakım şeyleri bu adamla yaşadım; hiçbirinden bir gram pişman değilim. Vakit geçirdikçe bağımız güçleniyor ama beklentim olmadığına ve günün birinde biteceğine o kadar iknayım ki, sadece anı yaşamaya odaklıyım. Ama sonra insan sorguluyor bir yandan da biliyor musunuz; ben eğitimli, kültürlü, kendi işinin sahibi, kendi parasını kazanan bir kadın olarak hayatımdaki bir erkekten ne beklerim? Hayat standartlarımı bir tık öteye götürmeyecekse, hayatıma kalite katmayacaksa, başım sıkıştığında/canım sıkıldığında ya nasılsa şimdi sevgilimi ararım ve bu durumu çözeriz diyemeyeceksem bu kişi neden hayatımda var ki? Evet, bir yandan seviyorum özlüyorum vs ama eril enerjiden de patlayacak duruma geldim. Alkolden ehliyet kaptırdığı için evinden alıp, evine bıraktım defalarca. Üşüdüğünde ısıtmaya falan çalıştım. Bunları ben yapmazdım, bana yapılırdı; hayat bana çok güzel ve çok tatlı bir oyun oynuyor galiba :) Tamam, bu kez sadece duygularımı yaşamaya odaklandım ama hormonlarınız bir tık sakinleşince ve beyin devreye girince duyguların da tadı kaçıyor :)
Bu arada psikoloğa da başladım, ikili ilişkilerdeki bu mükemmel (!) tercihlerimin altında yatan nedenleri öğreneceğimi umuyorum artık :) Bir insan hayatının kalitesine uymayan birine neden bu kadar kapılır ki?
Ankara benim eski sevgilimden kalan bir yaradır...Onun yüzünden Ankara'ya da küstüm
 
Bir kadın kendine denk olmayan birine çook yakışıklı, karizmatikse bu kadar kapılır. Veya hayatında ille de " erkek" istiyordur, o yüzden bu kadar kendini kaptırmıştır. Bu iki şey dışında başka bir şey aklıma gelmiyor.

Ama ben olsam eski sevgilisiyle ortak iş yapan adamı baştan elerdim, isterse kainat yakışıklısı olsun umrumda olmazdı.
Kesinlikle çok yakışıklı değil. İlla fiziksel açıdan düşüneceksek, uzun yıllardır sporun içinde olduğu için fiziği güzel. İlk etapta ten uyumu konusunda birtakım şeyler çok hoşuma gidiyordu, devamını yaşadığımızda ise aslında o kısımda da çok matah olmadığını anladım.
 
Bunları dedigin kisilerde olmayan ne varsa belki bu,belki de “koruyucu” bir rol üstlendigin iliskide kendine farklı bir anlam buluyorsun? sana birşeyleri farklı hissettirdigi belli.
Bana bir şeyleri kesinlikle farklı hissettiriyor, işte tam olarak bunun peşindeyim. Önceki ilişkilerimde rest çeken, kaos yaratan, gerginlik çıkaran, peşinde koşulan olan ben; bu adamla, en olmayacak bu insanla bir sorun yaşadığımda oturup konuşup çözmeye çalışıyorum ve çözüyorum da, hiç olmadığım kadar anlayışlı ve sabırlıyım, iletişime açığım. Bu toksisite içinde olması gereken sağlıklı iletişimi becerebildiğime inanamıyorum. Önceki ilişkilerimden birinde bile böyle olsaydım şimdi çocuğum ilkokula başlamıştı.
 
Önceki konumu okuyanlar biliyor. Özetle; daha önce evlenmiş ve boşanmış, bir oğlu olan bir adamla beraberim. Kendisi aynı zamanda kendi şirketinde eski sevgilisiyle birlikte çalışıyor, eski sevgilisi %20 hisse sahibi. Önceki konumda gittikleri fuardan bahsetmiştim. O fuardayken ben de Ankara’ya gitmiştim. Daha sonra fuar bitimi Ankara’ya benim yanıma geldi. Ankara’da birlikte unutulmaz bir 3 gün geçirdik diyebilirim. Sadece hislerimi, duygularımı, hissettiğim çekimi yaşamaya odaklandım; geleceğe dair hiçbir beklentim yoktu: ilk gün de yoktu, Ankara günlerinde de yoktu, şimdi de yok ve olmayacak da. Sadece hayatımda ilk defa bu kadar çekildiğim birine karşı hislerimi yaşamaya izin verdim. Hem hislerimi, hem duygularımı, hem de daha önceki ilişkilerimde yaşamadığım birtakım şeyleri bu adamla yaşadım; hiçbirinden bir gram pişman değilim. Vakit geçirdikçe bağımız güçleniyor ama beklentim olmadığına ve günün birinde biteceğine o kadar iknayım ki, sadece anı yaşamaya odaklıyım. Ama sonra insan sorguluyor bir yandan da biliyor musunuz; ben eğitimli, kültürlü, kendi işinin sahibi, kendi parasını kazanan bir kadın olarak hayatımdaki bir erkekten ne beklerim? Hayat standartlarımı bir tık öteye götürmeyecekse, hayatıma kalite katmayacaksa, başım sıkıştığında/canım sıkıldığında ya nasılsa şimdi sevgilimi ararım ve bu durumu çözeriz diyemeyeceksem bu kişi neden hayatımda var ki? Evet, bir yandan seviyorum özlüyorum vs ama eril enerjiden de patlayacak duruma geldim. Alkolden ehliyet kaptırdığı için evinden alıp, evine bıraktım defalarca. Üşüdüğünde ısıtmaya falan çalıştım. Bunları ben yapmazdım, bana yapılırdı; hayat bana çok güzel ve çok tatlı bir oyun oynuyor galiba :) Tamam, bu kez sadece duygularımı yaşamaya odaklandım ama hormonlarınız bir tık sakinleşince ve beyin devreye girince duyguların da tadı kaçıyor :)
Bu arada psikoloğa da başladım, ikili ilişkilerdeki bu mükemmel (!) tercihlerimin altında yatan nedenleri öğreneceğimi umuyorum artık :) Bir insan hayatının kalitesine uymayan birine neden bu kadar kapılır ki?
Seni hatırladım. Burda hepımız yalvardık sana. Ama seni o kadar ıyı anlıyorum ki. Psıkolog çok ıyı olmuş. Önünü goreceksın.
 
Önceki konumu okuyanlar biliyor. Özetle; daha önce evlenmiş ve boşanmış, bir oğlu olan bir adamla beraberim. Kendisi aynı zamanda kendi şirketinde eski sevgilisiyle birlikte çalışıyor, eski sevgilisi %20 hisse sahibi. Önceki konumda gittikleri fuardan bahsetmiştim. O fuardayken ben de Ankara’ya gitmiştim. Daha sonra fuar bitimi Ankara’ya benim yanıma geldi. Ankara’da birlikte unutulmaz bir 3 gün geçirdik diyebilirim. Sadece hislerimi, duygularımı, hissettiğim çekimi yaşamaya odaklandım; geleceğe dair hiçbir beklentim yoktu: ilk gün de yoktu, Ankara günlerinde de yoktu, şimdi de yok ve olmayacak da. Sadece hayatımda ilk defa bu kadar çekildiğim birine karşı hislerimi yaşamaya izin verdim. Hem hislerimi, hem duygularımı, hem de daha önceki ilişkilerimde yaşamadığım birtakım şeyleri bu adamla yaşadım; hiçbirinden bir gram pişman değilim. Vakit geçirdikçe bağımız güçleniyor ama beklentim olmadığına ve günün birinde biteceğine o kadar iknayım ki, sadece anı yaşamaya odaklıyım. Ama sonra insan sorguluyor bir yandan da biliyor musunuz; ben eğitimli, kültürlü, kendi işinin sahibi, kendi parasını kazanan bir kadın olarak hayatımdaki bir erkekten ne beklerim? Hayat standartlarımı bir tık öteye götürmeyecekse, hayatıma kalite katmayacaksa, başım sıkıştığında/canım sıkıldığında ya nasılsa şimdi sevgilimi ararım ve bu durumu çözeriz diyemeyeceksem bu kişi neden hayatımda var ki? Evet, bir yandan seviyorum özlüyorum vs ama eril enerjiden de patlayacak duruma geldim. Alkolden ehliyet kaptırdığı için evinden alıp, evine bıraktım defalarca. Üşüdüğünde ısıtmaya falan çalıştım. Bunları ben yapmazdım, bana yapılırdı; hayat bana çok güzel ve çok tatlı bir oyun oynuyor galiba :) Tamam, bu kez sadece duygularımı yaşamaya odaklandım ama hormonlarınız bir tık sakinleşince ve beyin devreye girince duyguların da tadı kaçıyor :)
Bu arada psikoloğa da başladım, ikili ilişkilerdeki bu mükemmel (!) tercihlerimin altında yatan nedenleri öğreneceğimi umuyorum artık :) Bir insan hayatının kalitesine uymayan birine neden bu kadar kapılır ki?
Psikiloğa gitmeniz iyi olmuş umarım faydasını görürsün. Şemalarimiz bizi çocukluk yaşantısında en çok etkileyen , yer edinen benzer kişileri gelecekte karşımıza çıkarıyor. Bununla baş etmek, bu durumu aşmak çok sabır, özverili bir farkındalık ister. Saime kendimizi kişisel olarak geliştirmeli. Ruhumuza iyi bakmalıyız. Ruhun iyi olma yolu da kendini sevmekten, kendine güvenmekten gelir.
 
Kaos seviyordur hayatında. Daha önce buraya defalarca yazdım, her insanın ilişki anlayışı farklıdır. Dayak yiyen kadınlar imkanları olduğu halde niye boşanmıyorlar, çünkü hayatlarında kaos seviyorlar.

Çocuğu olan bir insanın cinsiyet farketmez, alkollü araba kullanıp, kendi canını ve çevredeki insanları tehlikeye atması çok rezalet bir şey. Benim için asla kabul edilir bir şey değil mesela. Asla arkasını toplamam böyle birinin. Ben bunu arkadaş ortamıma sokup, arkadaşlarımla bile tanıştıramam.
Biliyor musunuz, aynı yorumu ben de yapmıştım ilk duyduğumda. Her ne olursa olsun, bir çocuğun varlığı insana bir çekidüzen verir diye düşünmüştüm. Eskisi gibi risk almazsın, manyak hareketler yapmazsın ama adamın kendi çocuğuna verebilecek bir ev düzeni bile yok. Kendi evinde kendisi zor yaşıyor, çocuk buraya hafta sonu gelse acından ölür…
 
Önceki konumu okuyanlar biliyor. Özetle; daha önce evlenmiş ve boşanmış, bir oğlu olan bir adamla beraberim. Kendisi aynı zamanda kendi şirketinde eski sevgilisiyle birlikte çalışıyor, eski sevgilisi %20 hisse sahibi. Önceki konumda gittikleri fuardan bahsetmiştim. O fuardayken ben de Ankara’ya gitmiştim. Daha sonra fuar bitimi Ankara’ya benim yanıma geldi. Ankara’da birlikte unutulmaz bir 3 gün geçirdik diyebilirim. Sadece hislerimi, duygularımı, hissettiğim çekimi yaşamaya odaklandım; geleceğe dair hiçbir beklentim yoktu: ilk gün de yoktu, Ankara günlerinde de yoktu, şimdi de yok ve olmayacak da. Sadece hayatımda ilk defa bu kadar çekildiğim birine karşı hislerimi yaşamaya izin verdim. Hem hislerimi, hem duygularımı, hem de daha önceki ilişkilerimde yaşamadığım birtakım şeyleri bu adamla yaşadım; hiçbirinden bir gram pişman değilim. Vakit geçirdikçe bağımız güçleniyor ama beklentim olmadığına ve günün birinde biteceğine o kadar iknayım ki, sadece anı yaşamaya odaklıyım. Ama sonra insan sorguluyor bir yandan da biliyor musunuz; ben eğitimli, kültürlü, kendi işinin sahibi, kendi parasını kazanan bir kadın olarak hayatımdaki bir erkekten ne beklerim? Hayat standartlarımı bir tık öteye götürmeyecekse, hayatıma kalite katmayacaksa, başım sıkıştığında/canım sıkıldığında ya nasılsa şimdi sevgilimi ararım ve bu durumu çözeriz diyemeyeceksem bu kişi neden hayatımda var ki? Evet, bir yandan seviyorum özlüyorum vs ama eril enerjiden de patlayacak duruma geldim. Alkolden ehliyet kaptırdığı için evinden alıp, evine bıraktım defalarca. Üşüdüğünde ısıtmaya falan çalıştım. Bunları ben yapmazdım, bana yapılırdı; hayat bana çok güzel ve çok tatlı bir oyun oynuyor galiba :) Tamam, bu kez sadece duygularımı yaşamaya odaklandım ama hormonlarınız bir tık sakinleşince ve beyin devreye girince duyguların da tadı kaçıyor :)
Bu arada psikoloğa da başladım, ikili ilişkilerdeki bu mükemmel (!) tercihlerimin altında yatan nedenleri öğreneceğimi umuyorum artık :) Bir insan hayatının kalitesine uymayan birine neden bu kadar kapılır ki?
Şimdi bir beklentim yok,ana odaklaniyorum diyorsun ama belliki kaptiriyorsun kendini baya.Yarin bir gün ayrılacak olursanız canının yanmaması için şimdiden bitir derim.
 
Psikiloğa gitmeniz iyi olmuş umarım faydasını görürsün. Şemalarimiz bizi çocukluk yaşantısında en çok etkileyen , yer edinen benzer kişileri gelecekte karşımıza çıkarıyor. Bununla baş etmek, bu durumu aşmak çok sabır, özverili bir farkındalık ister. Saime kendimizi kişisel olarak geliştirmeli. Ruhumuza iyi bakmalıyız. Ruhun iyi olma yolu da kendini sevmekten, kendine güvenmekten gelir.
Çok anlamlı bir zamanda başladım psikoloğa, çok uzun zamandır öteliyordum. Şu an sakinim, sürecin bana öğretisine odaklanmaya çalışıyorum. Bunu yaşamamın bir sebebi var, belki beni çok daha iyisine hazırlayan bir yol bu, bilmiyorum. Ama hayatta büyük konuşmamak gerekiyor, insanın başına her şey gelebiliyor, yapmam sandığı hataları yapabiliyor…
 
Biliyor musunuz, aynı yorumu ben de yapmıştım ilk duyduğumda. Her ne olursa olsun, bir çocuğun varlığı insana bir çekidüzen verir diye düşünmüştüm. Eskisi gibi risk almazsın, manyak hareketler yapmazsın ama adamın kendi çocuğuna verebilecek bir ev düzeni bile yok. Kendi evinde kendisi zor yaşıyor, çocuk buraya hafta sonu gelse acından ölür…


Defalarca kez toplumdaki çok önemli bir kuralı ihlal etmekten bahsediyorsun. Bu çocuktan bağımsız herhangi bir insanın yapmaması gereken bir şey. 20lerinin başında bile anca bir belki iki kez yapılsa, ailelerin kabul etmeyeceği bir olay. Hele yetişkin birinin defalarca bunu yapması çok şerefsizce birde yakalanmadıkları var bunun. İnsan bunu kardeşi yapsa tepki gösterir.

benim bu tip bir iş arkadaşım var buna ek üniversite sınıftan biri vardı bu pisliği yapan asla muhattap olmam, yüzlerine bakmam gerekmedikçe. Sokakta yüksek sesle müzik dinleyerek araç sürmek gibi bir şey değil bu.
 
Şimdi bir beklentim yok,ana odaklaniyorum diyorsun ama belliki kaptiriyorsun kendini baya.Yarin bir gün ayrılacak olursanız canının yanmaması için şimdiden bitir derim.
Evet ne yalan söyleyeyim, kaptırdığım çok nokta oldu. Hatta daha bu akşam yürümeye çıktığımda epeyce bir irdeledim kendimi. Onunla birlikte vakit geçirebilmek için günlerdir emek emek işlediğim tüm rutinlerimi bozmuş durumdayım. Buna değer mi diye sorguladım tüm akşam.
 
Çok anlamlı bir zamanda başladım psikoloğa, çok uzun zamandır öteliyordum. Şu an sakinim, sürecin bana öğretisine odaklanmaya çalışıyorum. Bunu yaşamamın bir sebebi var, belki beni çok daha iyisine hazırlayan bir yol bu, bilmiyorum. Ama hayatta büyük konuşmamak gerekiyor, insanın başına her şey gelebiliyor, yapmam sandığı hataları yapabiliyor…
Kesinlikle öyle büyük konuşmamak gerek. Hayat sürprizlerle dolu
 
X