Geçinemeyenler kulübü

Konu başlığı ne? Ben okumadım konuyu.
Asla ev alamayacak olmaktı sanırım. Başka bir konuda da şey okumuştum “ayyy siz et yemiyorsunuzdur şimdi, ben tek oturuşta iki kilo yerim iki parçayı yemeğe koyunca yemiş olunmuyor” okurken ben utanmıştım.
Allah yardımcıları olsun.
 
İnsanlar artık şaşırmış birine kendini kötü hissettirmek için böyle şey söylenir mi? Biz hepimiz birilerinden daha fakir birilerinden daha zenginiz. İstediğin kadar et yemek zenginlik mi? Yada yememek fakirlik mi?
 
Bir yerden sonra şeyi çıkıyor ya. Ben mesela sadece x kadar maaş alıyorum, herrrrşeyim var siz beceremiyorsunuz müsrifsiniz diyenlere tepki gösteriyorum. Onun dışında herkes gelirine göre yaşar. 20bin alan makrodan alısveris yapar, 10 alan Migros’tan, 4 alan şoktan 3 alan BİM’den. Standartlarımız zaten aldığımız maaşa göre şekilleniyor. Param olmasa gider 30₺ etek alırım bulamaz mıyım bulurum iki yıkama da yamulur belki ama seneyi cıkarırım az yıkarım kirletmem iyi bakar ütülerim. Gibigibi
 

Hepimizin beklentileri var tabiiki ebebeyn olarak çok doğal tabii ki. Beni biraz ablam frenliyor. Onun kızı 14 yaşında şu an hatalarını geri dönüp gördüğü için ve her sene eline ilkokul çocukları geldiği için daja objektf bakıyor tabii. Önceliğin vicdanlı, empati yapabilen, kendiyle mutlu olan bir çocuk olması olsun diyor hep. Yoksa bir yerden sonra yarışa kapılıyoruz ne yazık ki. Benim tek dikkat ettiğim şey ekran. Minimum ekranla ilerliyorum. Kendim de tv izleyemez oldum. Benim oğlan mesela o yaşlarda sayı sayıyordu ama sayıları asla çalıştırmadım. Yani hepsini eminim bilemezdi. Yada kalem tutma çalışmaları da yapmadım. Sadece çıkartmalı etkinlik kitapları ve osman abalıları sevdiği için onları yapardı. Makas hamur zaten bayılıyordu hala keser biçer. Eninde sonunda yazacak kalem tutacak diyorum. Geçen etkin anne baba olmak diye bir kitap verdi mesela yine aynı ablam, orada da çocuğu sürekli çalıştırmanın sorumluluğunu almayı öğrenemsine engel olduğunu, ileride biri çalış demezse çalışmayacağını anlatıyordu. O kitabı alıp bir oku hatta. Bende çok değişme ihtiyacı hissettird. Beceremiyorum hala ama en azından hatalarımı gördüm
 
Bizim bugün balık günümüzdü, iyice artmış balık fiyatları. Hamsi ayıklanmamışı 35 kaya levreği kilosu 60 dediler
 
yok valla bir yarışta değilim, belkide bende psikolojik bir baski bu, okul dönemimde çok başarili bir ogrenci olmama ragmen bir ogretmen davranisiyla egitim hayatim bitti, kizim hem bilgili olsun, hem paylasimci olsun, hem hayattaki herşeye karşı vicdanlı olsun güzel bir insan olsun istiyorum her anne gibi.
özgüveni yüksek bir çocuk olsun istiyorum mesela, annem ogretmenin beni dovdugunu ogrendiginde sadece sinifimi degistirmeye calismis basaramayinca ustune dusmemis, ögretmene bir kez ne hakla dememisti, simdi icimden diyorum ki saygisizlik etmeyip haksizlik etmedigi halde benim cocugumu ben dahil babasi dahil kimse ezemez diyorum.
aslinda bilinc altimdan gelen bazi seylerin baskisini yaşıyorum bunun farkindayim ama, oyle ders calissin herseyi bilsin en basarili benim cocugum olacak diye bir cabada degilim, sadece anlamayan hic birsey ogretilmemis ilgilenilmemis bir cocuk durumunda olsun istemiyorum.
benim anneme bakinca hissettiklerimi o bana bakinca hissetmesin istiyorum vs insan kendi eksigi neyse cocugunda onu kapatmaya calisiyor heralde
 
Kesinlikle katılıyorum bu kendinde yanlış gördüğünü, çocuğunda yaşatmama disiplinine.
Ailemin imkanı dahilinde her şeye sahip bir çocuktum, ilgi ve sağlık hariç.
Bu sebeple çocuklarım hiç başarılı olsun demiyorum, mutlu birey olsunlar ve sağlıklarına inanılmaz dikkat ediyorum, başka beklentim yok.
O yüzden de haftasonları aile zamanları olsun, hafta içi eğitim, manyak gibi okul araştırıyorum böyle olması adına.

Altı üstü haftada iki gün geçireceğiz ve tamamen bize ait olmasını istiyorum.
Benim anılarımda hiç ailem yok, hepimizin aşırı kopuk hayatları vardı.
Ablam dersane kurs, babamı zaten görmezdik mesleği gereği, annem de babamın görevi dolayısıyla katılması gereken yerlerdeydi.

Evlendiğimde öğrendim ben ‘aile beraber yemek yer’ kuralını.
Haftasonları aile zamanıdır, beraber bir şeyler yapılır.
Ben hiç yapmadım ki, arkadaşlarımın aileleri beni gezmeye götürürdü, ne kadar acı bir durum bu, şuan anlayabiliyorum.
Başarılı bir çocuktum, bununla bile kimse ilgilenmezdi, zaten öyle olmak görevimizdi
O kurstan bu kursa, kendi halimizde büyümüş gitmişiz işte.
 
Benimkiler de akademik başarıyı saplantı yapmışlardı. Abim ablam maşallah sayısal zeka. Ben de yok. İkna olamadılar hala sen yeterince çalışkan değilsin derler. Çocuğun kapasitesini kabul edemediler
Ben de ondan asla asla zorla çalış çalış demeyeceğim.
Zorla yemekten sonra odama yollanırdım. Çekmeyece kitap yerleştirir roman okurdum. İstemeyene zorla yapılmıyormuş. Bunu anlamadılar ama
 
Aynen
Ben ergenlik çağında hatta ünide bile intikamımı aldım kendimce ama hayatımı da şekillendirdi duyduğum öfke.
Hastalıktan gebersem okula gitmek zorundaydım mesela, iki sene üniversiteye uğramadım, sadece gezdim.
Bir kere artık o kadar kötüyüm ki 20 yaşında falanım, iltihap böbreklerime ilerlemiş, doktor hastaneye yatacaksın diyor ve babam dedi ki ‘istersen bugün gitme okula’

O derece önemliydi okul, başarı değil okumak ve meslek sahibi olmak.
Şuan ev hanımı olarak utanılan evlat benim zaten, çevrelerine ‘e nasıl çalışsın evlendi hemen çocuklar peş peşe doğdu, elbet yapacak bir şeyler’ diyorlar.
Mutlu musun, iyi misin önemli değil, okudun çalışacaksın ve ne olursa olsun kariyerin olacak.
Elbet olsun keşke öyle de olsaydı ama maneviyat?
O kısım bizde olmadı, olamadı.
Evlat sadece millete başarılarını anlattığın bir canlı değil ki...
 
bende hala anneme soylenirim mesela hala bizimle oturup bir masada yemek yedigini bilmem, ya pisirirken gasina baka baka karni doyar ya ekmek peynir yemistir aç degildir.
ilk evlendigim zamanlarda hafta sonu kahvaltiya gelmeye calisirdim tek kalmasin diye, her aradigimda ben surdayim anahtarin var siz girin kahvaltinizi yapin, ben suraya gidecegim siz girin yapin sanki benim evimde kahvaltilik yok onun icim geliyorum 20 km yolu her hafta sonu, siz girin yiyin diyo bize
bende o yuzden ozellikle aksam yemeginde kizimi toksada yanimiza oturturum, babasiz buyuduk babasiyla oynasin babasi ilgilensin diye kendimi yerim eksik olmasin diye vs. iste bilinc alti eksikler boyle guzel guzel zamani geldiginde gün yuzune cikiyor
 
Bizim okulda yüzme havuzu var ancak İncek kampüsünde yok, bilgin olsun.
 
Bizim okulda yüzme havuzu var ancak İncek kampüsünde yok, bilgin olsun.
Bahçeşehir düşünmüyorum hiç, giden çok tanıdığımız var.
Her şeye ayrı ücret istemeleri ile bezmiş durumdalar
Bir de incek bana oldukça sabah trafiğinde uzak olacak, 30 dk sürer ulaşım.
O bölgede bir tek maya kolejine bakacağım, eğitim anlayışın farklı oluşu ilgimi çekiyor.
 
Her şeye ayrı ücretten ben de bayıldım evet
Ama eğitimden memnunum. Çocuğa çok yüklenen Bilfen, Nesibe Aydın gibi okulları hiç düşünmedim ben. Ne çok kasıyorlar ne de çok serbest. Arada bir okul yani. Ben zaten akademik olarak fayda görsünden çok, zarar görmesin mantığı ile seçtim okulu.
Hangi okulları düşünüyorsun?
 
Beştepe, maya, bilnet, sınav ana kampüs şimdilik düşündüklerim.
Hepsindeki ortak olay havuz olması
Yoksa eğitim stilleri bambaşka.


Ben çocukluğumda yüzmeye gidiyordum okul sonrası ve kışları çok zorlandım.
Her yarışlara hazırlandığım dönem bıraktım, ertesi sene bir daha başladım, yine bıraktım.
Herhalde alt beynim bana ‘çocukların tercih yapmak zorunda kalmasın, hem sporcu olup hem eğitime devam edebilirler’ şeklinde bir kodlama yapmış.
Çok önemli bir kriter benim için havuz ve yüzme eğitimi
 
Bu siteyi kullanmak için çerezler gereklidir. Siteyi kullanmaya devam etmek için onları kabul etmelisiniz. Daha Fazlasını Öğren.…