Söylediklerinize kelime kelimesine katılıyorum. Çok zor olmalı. Kadının çocuğu yok, kardeşi yokmuş, e tabi anne baba da yok, en yakın akrabası bir tane erkek kuzeniymiş onun da eşi ile pek arası yokmuş soğukmuş eşi buna karşı. Yani kadının hayattaki tek yakını, hayat arkadaşı eşi ve eşini de kaybetmiş. Eşiyle çok gezerlermiş ve eşi vefat ettikten sonra hep eşi ile gittikleri yerlere gitmiş. Yani empati yapmakta çok zorlanıyorum inanın... depresyon mu farklı bir boyut mu... Kadın "geleceğimi düşünmeden yaşadım, şimdi bir emekli maaşıma kaldım, 22 senedir çalışmıyorum tekrar iş hayatına dönemem artık" dedi. Bugün onu kahvaltıya götürdüm. Pazar kahvaltısı. Hesabı ödemek için bir hamle yaptı "olmaz seni ben davet ettim" dedim. "O zaman sana bir kahvaltı borcum var" dedi, "hayır olur mu öyle şey, misafirimsin" dedim. O da "borcum olsun ki bunu bir daha yapalım" dedi. Sonra deniz kenarında bir yerde kahve içtik, Orada da hesabı ödeyecektim ki kadın "olmaz seninle kavga ederim, zaten kahvaltıyı sen ısmarladın bunu da ben ısmarlayacağım" dedi. Ben de izin verdim. Hani beleşçi olsa hepsini ödetirdi bana (öyle rahat rahat hesabı karşısındakine ödeten tipleri iyi bilirim, kadın öyle değildi) ama herşeyi hesapladığı ve fazla harcama yapmamak için dikkatli olduğu belli. "Ayıp olmaz değil mi bunlar zaten bizim" dedi ve kahvaltıda artan ekmekleri ve zeytinleri paket yapıp çantasına koydu. Onları da akşam yemeği veya yarın kahvaltı niyetine yiyecek galiba.
Aslında yabancılar için Türkçe fonetik olması dışında öğrenilmesi çok zor bir dil. Sondan eklemeli bir dil ve tek bir kelimeye, örneğin eyleme, zaman kipi, kişi zamiri, miş eki vb bir sürü ek eklenerek oluşturulan tek kelimelik bir ifade başka dillerde ancak bir cümle ile ifade edilebiliyor ve yabancıların buna kafaları çok zor basıyor. Bir de tabi onlarda eylemle biten cümle bizde eylemle başlıyor vs. zor