- 7 Haziran 2009
- 1.262
- 3.328
-
- Konu Sahibi mahmut abi
- #21
Emekliyiz. Yazlık bir ilçeye yeni taşındık. Eşim 1 aydır ailesinin yanında kalıyor, ben yalnızım. Akşamları evime 25-30 dakika mesafede sakin bir koya yürüyorum denize girip dönüyorum. koya bir aile geliyor, bazen de tek tük insan. Son bir haftadır orada bir İngiliz kadın görüyorum, 60lı yaşlarında. Ben hava kararmaya yakın eve dönüyorum, o saatte kimse kalmıyor fakat hava kararmaya başlamasına rağmen kadının orada kalması dikkatimi çekmişti. Neyse ben son 3 gündür kadınla arkadaş oldum. Kadın gayet aklı başında entelektüel bir kadın. Tüm dünyayı dolaşmış, gittiği yerleri falan anlattı. Biyofizik mezunuymuş. 62 yaşındaymış 6 sene önce eşi ölmüş. 10 yıl kadar önce eşiyle burada yaşıyorlarmış, şimdi de buradaki arkadaşlarını ziyarete gelmiş arkadaşlarında kalıyormuş. Türkiye'de o kadar yaşamasına rağmen Türkçeyi öğrenmediği için utandığını söyledi, Fransızca biliyor, koyda bir Türk kadınla Fransızca konuştular. Biz İngilizce anlaşıyoruz.
Neyse muhabbet oldu çocuğun var mı? diye sordum kadın önce bir duraksadı sonra yok dedi. sonra “sana bir şey itiraf edeceğim, ben yalnız olduğum için başımda erkek yokmuş gibi görünmemek için insanlara bir oğlum var diyorum, geçenlerde plajda bir kadınla tanıştım ve oğlum var dedim kadını bir daha görmem sandım ama arkadaş olduk ve bana kendi oğlunun resimlerini gösterdi, benim oğlanın da resmini görmek istedi ben de ona bir arkadaşımın oğlunun resmini kendi oğlum diye gösterdim. çok utandım şimdi artık yalan söylemiyorum” dedi.
Neyse bu akşam yine kadınla muhabbet ettik Kadın “arkadaşım olan 85 yaşında bir teyze var onu yarın denize götüreceğim buraya getirmeyi düşündüm ama girip çıkamaz” dedi ben de yaşlılar için uygun olabilecek birkaç rampalı girişi olan plaj tarif ettim ona. Not aldı bunları. Bu arada hava epey karardı ve ben kalktım ama kadının kalkmaya niyeti yok. “Ben gidiyorum ama sen burada iyi misin?” Dedim. Kadın "iyiyim iyiyim beni merak etme" dedi sonra “çok utanıyorum ama benim deli olduğumu düşünürsün diye sana yalan söyledim, yanında kaldığım arkadaşlarım Ankaraya döndüler ben burada kamp yapıyorum geceleri burada kalıyorum” dedi. “Çadırın var mı?” dedim. “var küçük bir çadırım ama 85 yaşındaki arkadaşımın evinde duruyor, ben burada yıldızları seyrediyorum” dedi. Bir şeye ihtiyacın olursa diye kadına telefonumu verdim, kadının bu arada tablet şeklinde pahalı da bir telefonu var, parasız bir şeye benzemiyor anlayamadım Çadırı yok, battaniyesi yok, kıyafetleri ıslak, ince bir piknik şiltesi var altında, feneri yok, hiçbir şeysi yok kadının. Issız bir koyda öyle tek başına sabaha kadar nasıl kalıyor anlayamadım. Bir de istersen bana gelebilirsin diye ağzımdan kaçırdım mı düşünmeden? “Siz Türkler çok misafirperversiniz, o plajda tanıştığım arkadaş da beni evine yemeğe davet etti, bir akşam gelirim” dedi.
Yani kadına acısam mı ne yapsam bilemedim. Evime çağırdım ama pişman oldum Tanımadığım kadın, gelir de gitmezse ne yaparım? Şimdi yarın yine göreceğim kadını orada. Belli ki bunun kocası öldü kadın da kafayı yedi diye düşündüm ama üzüldüm de haline… Bir battaniye, bir fener mi götürsem dedim, ama durum bana gerçekten çok saçma geldi. Söylediklerinin ne kadarı yalan ne kadarı gerçek bilemiyorum şimdi. Epey de sıcak muhabbet ettik kadınla şimdi ben ne yapayım?
Ben güvenip yakın durmazdim sizde bir kaç gün gitmeyin o tarafa bişey olmazEmekliyiz. Yazlık bir ilçeye yeni taşındık. Eşim 1 aydır ailesinin yanında kalıyor, ben yalnızım. Akşamları evime 25-30 dakika mesafede sakin bir koya yürüyorum denize girip dönüyorum. koya bir aile geliyor, bazen de tek tük insan. Son bir haftadır orada bir İngiliz kadın görüyorum, 60lı yaşlarında. Ben hava kararmaya yakın eve dönüyorum, o saatte kimse kalmıyor fakat hava kararmaya başlamasına rağmen kadının orada kalması dikkatimi çekmişti. Neyse ben son 3 gündür kadınla arkadaş oldum. Kadın gayet aklı başında entelektüel bir kadın. Tüm dünyayı dolaşmış, gittiği yerleri falan anlattı. Biyofizik mezunuymuş. 62 yaşındaymış 6 sene önce eşi ölmüş. 10 yıl kadar önce eşiyle burada yaşıyorlarmış, şimdi de buradaki arkadaşlarını ziyarete gelmiş arkadaşlarında kalıyormuş. Türkiye'de o kadar yaşamasına rağmen Türkçeyi öğrenmediği için utandığını söyledi, Fransızca biliyor, koyda bir Türk kadınla Fransızca konuştular. Biz İngilizce anlaşıyoruz.
Neyse muhabbet oldu çocuğun var mı? diye sordum kadın önce bir duraksadı sonra yok dedi. sonra “sana bir şey itiraf edeceğim, ben yalnız olduğum için başımda erkek yokmuş gibi görünmemek için insanlara bir oğlum var diyorum, geçenlerde plajda bir kadınla tanıştım ve oğlum var dedim kadını bir daha görmem sandım ama arkadaş olduk ve bana kendi oğlunun resimlerini gösterdi, benim oğlanın da resmini görmek istedi ben de ona bir arkadaşımın oğlunun resmini kendi oğlum diye gösterdim. çok utandım şimdi artık yalan söylemiyorum” dedi.
Neyse bu akşam yine kadınla muhabbet ettik Kadın “arkadaşım olan 85 yaşında bir teyze var onu yarın denize götüreceğim buraya getirmeyi düşündüm ama girip çıkamaz” dedi ben de yaşlılar için uygun olabilecek birkaç rampalı girişi olan plaj tarif ettim ona. Not aldı bunları. Bu arada hava epey karardı ve ben kalktım ama kadının kalkmaya niyeti yok. “Ben gidiyorum ama sen burada iyi misin?” Dedim. Kadın "iyiyim iyiyim beni merak etme" dedi sonra “çok utanıyorum ama benim deli olduğumu düşünürsün diye sana yalan söyledim, yanında kaldığım arkadaşlarım Ankaraya döndüler ben burada kamp yapıyorum geceleri burada kalıyorum” dedi. “Çadırın var mı?” dedim. “var küçük bir çadırım ama 85 yaşındaki arkadaşımın evinde duruyor, ben burada yıldızları seyrediyorum” dedi. Bir şeye ihtiyacın olursa diye kadına telefonumu verdim, kadının bu arada tablet şeklinde pahalı da bir telefonu var, parasız bir şeye benzemiyor anlayamadım Çadırı yok, battaniyesi yok, kıyafetleri ıslak, ince bir piknik şiltesi var altında, feneri yok, hiçbir şeysi yok kadının. Issız bir koyda öyle tek başına sabaha kadar nasıl kalıyor anlayamadım. Bir de istersen bana gelebilirsin diye ağzımdan kaçırdım mı düşünmeden? “Siz Türkler çok misafirperversiniz, o plajda tanıştığım arkadaş da beni evine yemeğe davet etti, bir akşam gelirim” dedi.
Yani kadına acısam mı ne yapsam bilemedim. Evime çağırdım ama pişman oldum Tanımadığım kadın, gelir de gitmezse ne yaparım? Şimdi yarın yine göreceğim kadını orada. Belli ki bunun kocası öldü kadın da kafayı yedi diye düşündüm ama üzüldüm de haline… Bir battaniye, bir fener mi götürsem dedim, ama durum bana gerçekten çok saçma geldi. Söylediklerinin ne kadarı yalan ne kadarı gerçek bilemiyorum şimdi. Epey de sıcak muhabbet ettik kadınla şimdi ben ne yapayım?
Abla kadının söylediklerinin dokuzu yalan biri şüpheli. Olurda gelmek isterse mutlaka bahane bulun. Haberlerde neler görüyoruz lütfen dikkat et yerinde olsam asla güvenip evime çağırmam mümkün mertebe tanımamazlıktan gelip yüzüp geri dönerimEmekliyiz. Yazlık bir ilçeye yeni taşındık. Eşim 1 aydır ailesinin yanında kalıyor, ben yalnızım. Akşamları evime 25-30 dakika mesafede sakin bir koya yürüyorum denize girip dönüyorum. koya bir aile geliyor, bazen de tek tük insan. Son bir haftadır orada bir İngiliz kadın görüyorum, 60lı yaşlarında. Ben hava kararmaya yakın eve dönüyorum, o saatte kimse kalmıyor fakat hava kararmaya başlamasına rağmen kadının orada kalması dikkatimi çekmişti. Neyse ben son 3 gündür kadınla arkadaş oldum. Kadın gayet aklı başında entelektüel bir kadın. Tüm dünyayı dolaşmış, gittiği yerleri falan anlattı. Biyofizik mezunuymuş. 62 yaşındaymış 6 sene önce eşi ölmüş. 10 yıl kadar önce eşiyle burada yaşıyorlarmış, şimdi de buradaki arkadaşlarını ziyarete gelmiş arkadaşlarında kalıyormuş. Türkiye'de o kadar yaşamasına rağmen Türkçeyi öğrenmediği için utandığını söyledi, Fransızca biliyor, koyda bir Türk kadınla Fransızca konuştular. Biz İngilizce anlaşıyoruz.
Neyse muhabbet oldu çocuğun var mı? diye sordum kadın önce bir duraksadı sonra yok dedi. sonra “sana bir şey itiraf edeceğim, ben yalnız olduğum için başımda erkek yokmuş gibi görünmemek için insanlara bir oğlum var diyorum, geçenlerde plajda bir kadınla tanıştım ve oğlum var dedim kadını bir daha görmem sandım ama arkadaş olduk ve bana kendi oğlunun resimlerini gösterdi, benim oğlanın da resmini görmek istedi ben de ona bir arkadaşımın oğlunun resmini kendi oğlum diye gösterdim. çok utandım şimdi artık yalan söylemiyorum” dedi.
Neyse bu akşam yine kadınla muhabbet ettik Kadın “arkadaşım olan 85 yaşında bir teyze var onu yarın denize götüreceğim buraya getirmeyi düşündüm ama girip çıkamaz” dedi ben de yaşlılar için uygun olabilecek birkaç rampalı girişi olan plaj tarif ettim ona. Not aldı bunları. Bu arada hava epey karardı ve ben kalktım ama kadının kalkmaya niyeti yok. “Ben gidiyorum ama sen burada iyi misin?” Dedim. Kadın "iyiyim iyiyim beni merak etme" dedi sonra “çok utanıyorum ama benim deli olduğumu düşünürsün diye sana yalan söyledim, yanında kaldığım arkadaşlarım Ankaraya döndüler ben burada kamp yapıyorum geceleri burada kalıyorum” dedi. “Çadırın var mı?” dedim. “var küçük bir çadırım ama 85 yaşındaki arkadaşımın evinde duruyor, ben burada yıldızları seyrediyorum” dedi. Bir şeye ihtiyacın olursa diye kadına telefonumu verdim, kadının bu arada tablet şeklinde pahalı da bir telefonu var, parasız bir şeye benzemiyor anlayamadım Çadırı yok, battaniyesi yok, kıyafetleri ıslak, ince bir piknik şiltesi var altında, feneri yok, hiçbir şeysi yok kadının. Issız bir koyda öyle tek başına sabaha kadar nasıl kalıyor anlayamadım. Bir de istersen bana gelebilirsin diye ağzımdan kaçırdım mı düşünmeden? “Siz Türkler çok misafirperversiniz, o plajda tanıştığım arkadaş da beni evine yemeğe davet etti, bir akşam gelirim” dedi.
Yani kadına acısam mı ne yapsam bilemedim. Evime çağırdım ama pişman oldum Tanımadığım kadın, gelir de gitmezse ne yaparım? Şimdi yarın yine göreceğim kadını orada. Belli ki bunun kocası öldü kadın da kafayı yedi diye düşündüm ama üzüldüm de haline… Bir battaniye, bir fener mi götürsem dedim, ama durum bana gerçekten çok saçma geldi. Söylediklerinin ne kadarı yalan ne kadarı gerçek bilemiyorum şimdi. Epey de sıcak muhabbet ettik kadınla şimdi ben ne yapayım?
Yazar olsaydın önce uzaktan kadını izler sonra hayat hikayesini uzun uzun dinleyip bir roman yazardın.
Sahilde yalnız başına günlerce duran kadın hakkında. Ay ne güzel olurdu
Yani evime çağırma konusunu düşünmüyorum zaten maalesef güvenemem. Kadın kalacak yer buldum deyip bir de gitmezse ne yaparım? Ama bir ağzını yoklayım. Uçak biletini almış mı? Ne kadar kalmayı planlıyor? Gerçekten o ıssız koyda rahat mı? (yani normal diyenler olmuş ama ben de bir gece deniz kenarında çadır kurdum, sabaha karşı öyle bir nem oluyor ki herşey su içinde kalıyor, bir de taşların üzerine yatıyor yani ince şilte ile). Kalabalık sevmediği aşikar ama orası öyle zifiri karanlık oluyor ki geceleri yani telefonunun ışığını kullanıyordur belki gerekirse ama bir de çadırda olsa bir derece, böyle bütün tehlikelere açık. Şimdi geleyim sana derse bir bahane bulmalıyım hala düşünemedim.Abla kadının söylediklerinin dokuzu yalan biri şüpheli. Olurda gelmek isterse mutlaka bahane bulun. Haberlerde neler görüyoruz lütfen dikkat et yerinde olsam asla güvenip evime çağırmam mümkün mertebe tanımamazlıktan gelip yüzüp geri dönerim
Aynen aslında biri anlatsa bulaşma sana ne? derdim belki de ama kadınla 3 gün boyunca güzel güzel muhabbet ettik, bir çok konu konuştuk. kadın böyle kibar ve duygusal biri, derin bir doğa sevgisi olduğunu anladım biraz kendime benzettim hatta falan. Ortak yönlerimiz çıktı sonra da tam eve gideceğim kakmışım o an kadının öyle o vaziyette orada kaldığını öğrenince bir tuhaf oldum.Kendi kendinizi neden sıkıntıya sokuyorsunuz?
Rica ediyorum iyi niyetinizin su istimal edilmesine izin vermeyin. Evet kadın belki de zor durumda, yardıma muhtaç fakat bir söylediği bir söylediğini tutmuyor. Belli kişilik bozukluğu/duygu durum bozukluğu vb. ne derseniz diyin. Psikolojik bir vaka. Haberlerde neler duyuyoruz yapmayın Allah aşkına. Cümlelere dökemiyorum ama aklıma çok kötü senaryolar geliyor. Uzak durun.Emekliyiz. Yazlık bir ilçeye yeni taşındık. Eşim 1 aydır ailesinin yanında kalıyor, ben yalnızım. Akşamları evime 25-30 dakika mesafede sakin bir koya yürüyorum denize girip dönüyorum. koya bir aile geliyor, bazen de tek tük insan. Son bir haftadır orada bir İngiliz kadın görüyorum, 60lı yaşlarında. Ben hava kararmaya yakın eve dönüyorum, o saatte kimse kalmıyor fakat hava kararmaya başlamasına rağmen kadının orada kalması dikkatimi çekmişti. Neyse ben son 3 gündür kadınla arkadaş oldum. Kadın gayet aklı başında entelektüel bir kadın. Tüm dünyayı dolaşmış, gittiği yerleri falan anlattı. Biyofizik mezunuymuş. 62 yaşındaymış 6 sene önce eşi ölmüş. 10 yıl kadar önce eşiyle burada yaşıyorlarmış, şimdi de buradaki arkadaşlarını ziyarete gelmiş arkadaşlarında kalıyormuş. Türkiye'de o kadar yaşamasına rağmen Türkçeyi öğrenmediği için utandığını söyledi, Fransızca biliyor, koyda bir Türk kadınla Fransızca konuştular. Biz İngilizce anlaşıyoruz.
Neyse muhabbet oldu çocuğun var mı? diye sordum kadın önce bir duraksadı sonra yok dedi. sonra “sana bir şey itiraf edeceğim, ben yalnız olduğum için başımda erkek yokmuş gibi görünmemek için insanlara bir oğlum var diyorum, geçenlerde plajda bir kadınla tanıştım ve oğlum var dedim kadını bir daha görmem sandım ama arkadaş olduk ve bana kendi oğlunun resimlerini gösterdi, benim oğlanın da resmini görmek istedi ben de ona bir arkadaşımın oğlunun resmini kendi oğlum diye gösterdim. çok utandım şimdi artık yalan söylemiyorum” dedi.
Neyse bu akşam yine kadınla muhabbet ettik Kadın “arkadaşım olan 85 yaşında bir teyze var onu yarın denize götüreceğim buraya getirmeyi düşündüm ama girip çıkamaz” dedi ben de yaşlılar için uygun olabilecek birkaç rampalı girişi olan plaj tarif ettim ona. Not aldı bunları. Bu arada hava epey karardı ve ben kalktım ama kadının kalkmaya niyeti yok. “Ben gidiyorum ama sen burada iyi misin?” Dedim. Kadın "iyiyim iyiyim beni merak etme" dedi sonra “çok utanıyorum ama benim deli olduğumu düşünürsün diye sana yalan söyledim, yanında kaldığım arkadaşlarım Ankaraya döndüler ben burada kamp yapıyorum geceleri burada kalıyorum” dedi. “Çadırın var mı?” dedim. “var küçük bir çadırım ama 85 yaşındaki arkadaşımın evinde duruyor, ben burada yıldızları seyrediyorum” dedi. Bir şeye ihtiyacın olursa diye kadına telefonumu verdim, kadının bu arada tablet şeklinde pahalı da bir telefonu var, parasız bir şeye benzemiyor anlayamadım Çadırı yok, battaniyesi yok, kıyafetleri ıslak, ince bir piknik şiltesi var altında, feneri yok, hiçbir şeysi yok kadının. Issız bir koyda öyle tek başına sabaha kadar nasıl kalıyor anlayamadım. Bir de istersen bana gelebilirsin diye ağzımdan kaçırdım mı düşünmeden? “Siz Türkler çok misafirperversiniz, o plajda tanıştığım arkadaş da beni evine yemeğe davet etti, bir akşam gelirim” dedi.
Yani kadına acısam mı ne yapsam bilemedim. Evime çağırdım ama pişman oldum Tanımadığım kadın, gelir de gitmezse ne yaparım? Şimdi yarın yine göreceğim kadını orada. Belli ki bunun kocası öldü kadın da kafayı yedi diye düşündüm ama üzüldüm de haline… Bir battaniye, bir fener mi götürsem dedim, ama durum bana gerçekten çok saçma geldi. Söylediklerinin ne kadarı yalan ne kadarı gerçek bilemiyorum şimdi. Epey de sıcak muhabbet ettik kadınla şimdi ben ne yapayım?
Merak etmeyin çok TLC izleyince benim de aklıma korkunç şeyler gelmedi değil de. kadın çok kibar biri öyle bir ara ağzımdan kaçtı gelin bana falan diye. Hani deriz ya. Benim korktuğum şimdi kadın bir de gelirse ha arkadaş buldum kalacak yer de buldum deyip gitmezse al başına belayı. Evimi bilmiyor ama tutup da geleyim derse ben de bir bahane uydurmalıyım bulamadım daha.Rica ediyorum iyi niyetinizin su istimal edilmesine izin vermeyin. Evet kadın belki de zor durumda, yardıma muhtaç fakat bir söylediği bir söylediğini tutmuyor. Belli kişilik bozukluğu/duygu durum bozukluğu vb. ne derseniz diyin. Psikolojik bir vaka. Haberlerde neler duyuyoruz yapmayın Allah aşkına. Cümlelere dökemiyorum ama aklıma çok kötü senaryolar geliyor. Uzak durun.
Ayyy evet evet evett.62 yaş, üniversite+yükseklisans eğitimini tamamlamış, bir ingiliz için baya çıtır bir yaş. Kadının aklı başındadır. Zaten pasaportu var, parası var. İngiliz kadına bizim gece soğukları soğuk gelmez.
Yazlık yer için kadının yaptığı normal bir olay. Gece sahilde tek kalması, sabahlaması bunlar yalnız tatil yapanlar için normal. Deniz kenarında, plajda kalıyor olması çok normal çadırda.
Tr'de insanlar çoğu kez çok hadsizce konuşuyorlar. Kadın onlara uyum sağlamak için oğlum var vs demiş. Bizde insanlar çok fazla birbirinin hayatını didik didik etmeye çalışıyorlar. Kadın oraya eğlenmeye gelmiş, hayatının hesabını vermeye değil. Gündelik konuş, denk gelince sohbet et geç.
Yahu size ne ne kadar kalacağından hala ağzını yoklayayım diyorsunuz.Yani evime çağırma konusunu düşünmüyorum zaten maalesef güvenemem. Kadın kalacak yer buldum deyip bir de gitmezse ne yaparım? Ama bir ağzını yoklayım. Uçak biletini almış mı? Ne kadar kalmayı planlıyor? Gerçekten o ıssız koyda rahat mı? (yani normal diyenler olmuş ama ben de bir gece deniz kenarında çadır kurdum, sabaha karşı öyle bir nem oluyor ki herşey su içinde kalıyor, bir de taşların üzerine yatıyor yani ince şilte ile). Kalabalık sevmediği aşikar ama orası öyle zifiri karanlık oluyor ki geceleri yani telefonunun ışığını kullanıyordur belki gerekirse ama bir de çadırda olsa bir derece, böyle bütün tehlikelere açık. Şimdi geleyim sana derse bir bahane bulmalıyım hala düşünemedim.
Polise mi bildirseniz ki... Kendide değilse...