Popüler Konu Farzet ki "O" burayı okuyacak

Lütfen !
Geri dönüşü olmayan kararlar alma herşey daha zorlaşmasın gerçekten daha toparlanamadan yeniden yıkılmak istemiyorum:KK43:
 
İlk yazdığım topik burasıydı sanırım o zaman ne yazdım hatırlamıyorum bile

Herşeyi herkesi çok seviyorum ...bazen aklıma bazen yuregimle hareket ettim bugüne kadar ..bazı yanlışlar da yaptım ama hep sevdim

Yüreğim buruk kırık olsa da herşeye en güzele birlikte ....🤲
 
Ne oluyor ne olacak neyiz hiç bilmiyorum. Tek bıldıgım bana cok ıyı geldıgın. Pısman degılım ve pısman olamayacagım.
 
bazı kadınlar sol göğsünün altında mayın taşır beyler.
oraya ilk ayak basan adam, ayağını çekip gitmeye kalkışırsa eğer;
mayın patlar,
kadın dağılır,
adam ölür kadının sol göğsünde.
sonra bir daha kim gelip giderse gitsin sol göğsün altındaki kente
asla aynı etki yaşanmaz.
bir şiir bir kez yazılır.
bir kitap bir kez okunur” gibi çürütülebilir bir tez değildir bu.
bir insan bir kez ölür, türündendir.

ve SEVGİLİM, EŞİM sana gelince:

bir gün uğrarsan sol göğsümün altındaki kente,
hüzünlü bir sesle:
“buralar eskiden hep benimdi” diyeceksin kendine.
 
Ben yazayım o okumasın..
Ya da okusun.Zaten suspusum bu aralar.
İçin bu kadar doluyken susmak koyuyor yoksa neden bu saatte uyumak varken?
Her gün birbirinin aynısı sıkıldım.
Bütün insanlığa balkon konuşması yapıp sonrasında bir güzel sövüp rahatlamak istiyorum.
Hiç klas bir hareket değil :)
İçlerinde bunu haketmeyenler de vardır mutlaka değil mi?
Nasıl güzel bir kafam var.Umarım yarın da böyle güzel olur ihtiyacım olacak.
Zeki Müren çalıyor ne kadar da güzel şarkıları varmış haklıymışsın..
Arada haklı çıkıver zararı yok.
Gökyüzünde yıldızlar ne kadar da güzel.
Acaba onlar benim yerimde olmak isterler miydi?
Boğuluyorum!
Keşke yorgun düşsemde dibi boylasam.
Hayır hayır bu da hiç şık değil yakışıyor mu hiç? cık cık cık. :)
Yavaş yavaş değil de hep hızlı olsa son'lar keşke.
Adalet olsa ve de cezalar..
Kendi kendime konuşmayı ne çok seviyorum tuttum bunu güzelmiş.
Aklımdan sayfalarca senaryo yazıyorum heyy senaristler bulun beni.
Gözlerimden ateş de çıkarabiliyorum. :)
Kendi kendime de gülebilsem keşke..
Hep yetişmeye çalışıyorum insanlara,hayata.
Ve hep çalışıyorum hep ama..
Ne çok önemsiyorum.
Deliriyorum galiba!
Düşünüyorum yine de pişman değilim.
Çünkü yaşadım ve çok samimiydim.
Seni merak etmiyorum artık nedense.Aklıma da gelmiyorsun pek.
Ama bazı vakitler çok acıyor!
Küçücük kız çocuğu gibi davranmak geliyor içimden.
Çünkü eminim bu kimsenin umrunda olmaz.
Kalk gidelim yalnızlığım..
Yarın toplantı var yat zıbar 😋
 
Cidden bu olmamaliydi ya 1.5 seneden sonra SEN cikmamaliydin karsima ben tum hatalarimin bedelini odedim sen neyin ocunu aliyorsun benden
 
Umarım anlıyorsundur, ben pek hissedemiyorum çünkü bunu...
 
Okudum okudum yazayım dedim hiç bişey çıkmadı benden. Herkese söylemişim söyleyeceğimi 😁
 
BİR BOŞANMA HİKAYESİ !

Bir kadın anlatıyor:
Kocam bir mühendisti. Onunla sâkin tabiatını sevdiğim için evlenmiştim. Bu sâkin adamın göğsüne başımı koymak içimi nasıl da ısıtırdı

Gel gör ki iki yıl nişanlılık ve beş yıl evlilikten sonra bu sâkinlik beni yormaya başlamıştı. Eşimin -bir zamanlar çok sevdiğim- bu özelliği artık beni huzursuz ediyordu

Sonunda kararımı ona da açıkladım: Boşanmak istiyordum
Şaşkınlıktan gözleri açılarak ”niye?” diye sordu.
”Gerçekten belli bir sebebi yok” dedim, ”sadece yoruldum”
Bütün gece ağzını bıçak açmadı. Düşünüyordu. Bu hâli ise hayal kırıklığımı daha da artırmaktan başka bir işe yaramıyordu: işte, sıkıntısını dışarı vurmaktan bile aciz bir adamla evliydim. Ondan ne bekleyebilirdim ki!

Sonundasordu: ”seni caydırmak için ne yapabilirim?”
Demek ki söyledikleri doğruydu:
insanların mizacı asla değiştirilemiyordu. Son inanç kırıntılarım da
kaybolmuştu.
”İşte mesele tam da bu” dedim ”Sorunun cevabını kendin bulup
kalbimi ikna edebilirsen kararımdan vazgeçebilirim.”
”Diyelim dağın tepesinde
bir uçurum kenarında bir çiçek var. O çiçeği benim için koparmak, düşüp
vücudunun bütün kemiklerinin kırılmasına, hattâ ölümüne mâl”olacak. Bunu benim için yapar mısın?”
Yüzümü dikkatle inceledi ve ”Sana bunun cevabını yarın
vereceğim” dedi.
Bu cevapla son ümidim de yok olmuştu.

Ertesi sabah uyandığımda evde yoktu. Boş bir süt
şişesini mutfak masasının üzerine koymuş, altına da bir not
bırakmıştı.
”Hayatım” diye başlıyordu,
”O çiçeği senin için koparmazdım”
Kalbim yine kırılmıştı. Okumaya devam ettim.

”Çünkü her zaman yaptığın gibi
bilgisayarın altını üstüne getirip çökerttikten sonra monitörün önünde
ağladığında, onu tekrar düzeltebilmem için ellerime ihtiyacım
var.”

”Anahtarları her zaman evde unuttuğunu bildiğimden, senden
önce eve varabilmem üzere koşmam gerektiğinden bacaklarıma ihtiyacım
var.”

”Arabayı kullanmayı çok sevdiğin halde şehirde hep yolu
kaybettiğinden, yolu gösterebilmem için gözlerime ihtiyacım
var

”Evde oturmayı sevdiğinden, içe kapanıklığını dağıtmak, can
sıkıntını hafifletmek üzere sana şakalar yapabilmem, hikây eler anlatabilmem için
ağzıma ihtiyacım var.”

”Sabahtan akşama kadar bilgisayara bakmaktan
gözlerinin bozulması kaçınılmaz olduğundan, yaşlandığımızda tırnaklarını
kesebilmem, saçlarında -görülmesini istemediğin- beyaz telleri ayıklayabilmem,
merdivenlerden aşağı inerken elini tutabilmem, çiçeklerin renginin – gençliğinde
senin yüzünün rengi gibi olduğunu söyleyebilmem için gözlerime ihtiyacım
var.”

”Ama seni benden daha fazla seven biri varsa,
evet o uçuruma gidip, o çiçeği senin için koparırım bir
tanem.”

Baktım, mektuptaki yazının mürekkepleri yer yer
dağılıyordu.
Göz yaşlarım mektuba düşüyordu.
”Mektubu okuduysan ve kalbin
ikna olduysa lüften kapıyı aç canım. Çok sevdiğin susamlı ekmek ve taze sütlekapıda bekliyorum.”
Koşarak kapıyı açtım. Endişeli bir yüzle ve ellerinde
sıkıca tuttuğu susamlı ekmek ve sütle kapının önündeydi.
Artık çok iyibiliyordum: beni ondan daha çok kimse sevemezdi. O çiçe ği uçurumun kenarında bırakmaya karar verdim

Bu gerçek aşktı

İlk yıllardaki heyecanlar içinde görmeye alıştığımız aşkın, seneler sonra o heyecanlar kaybolup gittiğinde, huzur ve durgunluk içinde de hep var olmaya devam ettiğini göremeyebiliyoruz.

Oysa aşk hep vardır. Belki artık heyecansız, belki artık romantik değil Belki sıkıcı, tekdüze, hatta belki yüzsüz Ama hep oralarda bir yerdedir.

Çiçekler ve romantik dakikalar ilişkinin başlaması için elbette gereklidir. Bir zaman sonra bunlar gitse de gerçek aşkın sütunu ebedi kalır.

Hayat tam da böyle bir şeydir.
 
Şaşkınım şuan. Olur mu dersin? :KK70: ay ne bileyim ya hiç aklıma gelmemişti. Kırk yıl düşünsem gelmez gerçekten.. :KK70:
 
Yanlışlıkla kötü bir dua etmek istemiyorum anne ama bana şu hayatta en çok haksız yakıştırmaları sen yaptın ve seninle aramda şuankinden daha uzun mesafe olmasını(işe girmek, başka bir ev, evlilik, bir vesileyle istediğim zaman kafamı alıp gidebiliyor-dönebiliyor olmam(gezmek, yalnız kalmak), benim kendime yetebildiğimi, özgüvenimi ve duruşumu daha iyi görüp kendini karışma, laf çarpma konusunda geri çekmen, laf etmeden durman gibi şeyler), Rabbimin bizi birbirimize(çünkü içimden gelerek yaptığım şeylerin de en ufak bir tartışmada lafını ediyorsun, halbuki asla başa kakma gibi şeyler yapmadım, yaranılması çok zor birisin) en çok da beni sana muhtaç etmemesini diliyorum, ikimize de ve tabi babama da huzurlu, sağlıklı bir ömür diliyorum. Beni boş yere ağlatıyorsun ya şuan, kalbimi boş yere kırıyorsun ya...
 
Son düzenleme:
Şuan o kadar kırıldım ki, durup durup ağlamaklı oluyorum..
Sağol anne.. Sağol...
Aklımdan bir an bile geçmemiş bir şeyi bana yakıştırdın ya...
Ben neler düşünüyorum iç dünyamda haberin var mı senin. Kendi kendimi kurtarayım istiyorum sadece. O söylediğin şey asla aklımdan geçmedi, beni şok ediyorsun ya...
Kırmak niye bu kadar kolay oldu hep senin için, niye?
Niye yordun beni bu kadar...
Niye canımı yakıyorsun.
...
 
X