- 29 Ekim 2012
- 431
- 433
- Konu Sahibi raggiodisole
- #1
Selamlar,
Böyle bir konu açacağını tahmin eder miydin diye sorsanız gülüp geçerdim belki de ama şimdi ağlamaktan şişmiş gözlerimle dökeceğim içimi. Evleneli 2 yıl oldu, ah nasıl büyük bir aşk, nasıl güzel bir ilişki, nasıl sorunsuz bir iletişimdi aramızdakiler. Evet, kabul ediyorum daha evlenmeden bazı sorunlar yaşandı eşimin ailesi kaynaklı ama eşimin bir suçu yoktu, yolumuzu çizdik geride bıraktık her şeyi. Ya da ben öyle sandım, bilmiyorum.
Eşim 2 yılda 45 kilo aldı, boyu 1.83 kilo 140'a yakın. Çocuk istiyor ama ben endişeliyim kilosu yüzünden. Bu konuyu defalarca konuştuk, önce spor salonuna yazıldı, 2 hafta gitti bıraktı, 1 senelik üyelik öylece çöp oldu. Sonra evde diyet/spor yapayım dedi, 1 hafta yaptı tekrar bıraktı. Yeni eve geçelim kilo veririm dedi. Yakınlarımızdaki parkta yürüyüş yapacak, basketbol oynayacaktı. Hepsi hayal oldu, şiştikçe şişti. Artık nefes alamıyor, artık uyurken horluyor, artık kilo yüzünden özel hayatımızda da sorunlarımız var.
Gözlerim 2 gün önce açıldı, uzun süren iş yoğunluğum nedeniyle bir süredir kendi içime daha kapanmış, daha sessizleşmiş, yorgunluktan koltukta uyuyakalır hale gelmiştim. 2 gün önce bir şey almak için eğildiği sırada tüm sırtı açılıverdi. Yanımızda başkaları da vardı. Ben çaresizce kapatmaya çalışırken etrafımızdakilerin eşime bakışı dikkatimi çekti. Yüzlerinden şaşkınlığı, tiksinmeyi gördüm. Bir arkadaşım kullervo darılma, gücenme ama eşin kokuyor demişti, inanmamıştım. Kokuyormuş. Duşa girse de kokuyor vücudu. Dün akşam bu durumu konuşmak, artık bir çözüm bulmak istedim. Sağlıklı bir yaşam sürsün, daha 30 yaşındayken bu halde olmasın, risk grubunda yaşamasın istedim. Sakin sakin derdimi anlattım ve bana "Bunu daha önce de konuştuk, kilo vermek istesem zaten veririm, vermek istemiyorum." dedi. Bu durumdan yorulduğumu, onun için endişelenmek istemediğim, gerçekten korktuğumu söylediğimde "Beni böyle kabul et ya da istediğini yap" dedi. Ona artık yüzüne bakmak istemediğimi, kısa süre önce aldığımız yatağın (3 ay bile olmadı) onun yattığı taraftan çöktüğünü, böyle bir adama dönüştüğünü görmenin beni üzdüğünü söyledim. Aynayı kendine çevir, her şeyden şikayet eden sensin, evden çalışmaya başladığından beri hiçbir şeye tahammülün yok gibi cümleler kurmaya başladı. Bu şekilde çalışmayı sen tercih ettin, işin azalacak ya da yoğun olacak diye ağlayıp duruyorsun dedi. O her gün evden çıkıyor, işe gidiyor, farklı insanlar görüyor. Ben ise hep evdeyim, iş yetiştirme derdi, yemek, temizlik derdi, her şey evde kaldığım için daha da ağır hissediliyor.
Gece ağlayarak uyumuşum, sabah kalktım kahvaltı hazırladım kendime, kahvemi yaptım, yedim içtim. O ise elinde telefonu dizisini izledi yine. Dayanamadım, evliliği kurtarmaya niyetin var mı senin dedim, benim teklifim geçerli dedi. Ne teklif etmişti ki? Psikolog, aile terapisi, diyetisyen, bunları hep ben araştırdım, ben söyledim o ise sessiz kaldı. Evlilik terapisine gitmek istiyor musun dedim sen istiyorsan olur dedi. O zaman araştır randevu al dedim ben de. Sonrasında hiç konuşmadık. Ben yine kendimi tutamadım ağlamaya başladım, o kadar nötr ki karşımda. O an tüm eşyalarımı alsam, çıksam, gitsem dur demez bana.
Terapiye gideceğiz randevu alınca, bir şeylerin düzelebileceğine inanmak istiyorum. Aranızda gidenler varsa işe yarıyor mu gerçekten? İletişim kurmak için iyi bir araç oluyor mu?
Böyle bir konu açacağını tahmin eder miydin diye sorsanız gülüp geçerdim belki de ama şimdi ağlamaktan şişmiş gözlerimle dökeceğim içimi. Evleneli 2 yıl oldu, ah nasıl büyük bir aşk, nasıl güzel bir ilişki, nasıl sorunsuz bir iletişimdi aramızdakiler. Evet, kabul ediyorum daha evlenmeden bazı sorunlar yaşandı eşimin ailesi kaynaklı ama eşimin bir suçu yoktu, yolumuzu çizdik geride bıraktık her şeyi. Ya da ben öyle sandım, bilmiyorum.
Eşim 2 yılda 45 kilo aldı, boyu 1.83 kilo 140'a yakın. Çocuk istiyor ama ben endişeliyim kilosu yüzünden. Bu konuyu defalarca konuştuk, önce spor salonuna yazıldı, 2 hafta gitti bıraktı, 1 senelik üyelik öylece çöp oldu. Sonra evde diyet/spor yapayım dedi, 1 hafta yaptı tekrar bıraktı. Yeni eve geçelim kilo veririm dedi. Yakınlarımızdaki parkta yürüyüş yapacak, basketbol oynayacaktı. Hepsi hayal oldu, şiştikçe şişti. Artık nefes alamıyor, artık uyurken horluyor, artık kilo yüzünden özel hayatımızda da sorunlarımız var.
Gözlerim 2 gün önce açıldı, uzun süren iş yoğunluğum nedeniyle bir süredir kendi içime daha kapanmış, daha sessizleşmiş, yorgunluktan koltukta uyuyakalır hale gelmiştim. 2 gün önce bir şey almak için eğildiği sırada tüm sırtı açılıverdi. Yanımızda başkaları da vardı. Ben çaresizce kapatmaya çalışırken etrafımızdakilerin eşime bakışı dikkatimi çekti. Yüzlerinden şaşkınlığı, tiksinmeyi gördüm. Bir arkadaşım kullervo darılma, gücenme ama eşin kokuyor demişti, inanmamıştım. Kokuyormuş. Duşa girse de kokuyor vücudu. Dün akşam bu durumu konuşmak, artık bir çözüm bulmak istedim. Sağlıklı bir yaşam sürsün, daha 30 yaşındayken bu halde olmasın, risk grubunda yaşamasın istedim. Sakin sakin derdimi anlattım ve bana "Bunu daha önce de konuştuk, kilo vermek istesem zaten veririm, vermek istemiyorum." dedi. Bu durumdan yorulduğumu, onun için endişelenmek istemediğim, gerçekten korktuğumu söylediğimde "Beni böyle kabul et ya da istediğini yap" dedi. Ona artık yüzüne bakmak istemediğimi, kısa süre önce aldığımız yatağın (3 ay bile olmadı) onun yattığı taraftan çöktüğünü, böyle bir adama dönüştüğünü görmenin beni üzdüğünü söyledim. Aynayı kendine çevir, her şeyden şikayet eden sensin, evden çalışmaya başladığından beri hiçbir şeye tahammülün yok gibi cümleler kurmaya başladı. Bu şekilde çalışmayı sen tercih ettin, işin azalacak ya da yoğun olacak diye ağlayıp duruyorsun dedi. O her gün evden çıkıyor, işe gidiyor, farklı insanlar görüyor. Ben ise hep evdeyim, iş yetiştirme derdi, yemek, temizlik derdi, her şey evde kaldığım için daha da ağır hissediliyor.
Gece ağlayarak uyumuşum, sabah kalktım kahvaltı hazırladım kendime, kahvemi yaptım, yedim içtim. O ise elinde telefonu dizisini izledi yine. Dayanamadım, evliliği kurtarmaya niyetin var mı senin dedim, benim teklifim geçerli dedi. Ne teklif etmişti ki? Psikolog, aile terapisi, diyetisyen, bunları hep ben araştırdım, ben söyledim o ise sessiz kaldı. Evlilik terapisine gitmek istiyor musun dedim sen istiyorsan olur dedi. O zaman araştır randevu al dedim ben de. Sonrasında hiç konuşmadık. Ben yine kendimi tutamadım ağlamaya başladım, o kadar nötr ki karşımda. O an tüm eşyalarımı alsam, çıksam, gitsem dur demez bana.
Terapiye gideceğiz randevu alınca, bir şeylerin düzelebileceğine inanmak istiyorum. Aranızda gidenler varsa işe yarıyor mu gerçekten? İletişim kurmak için iyi bir araç oluyor mu?