Öncelikle sizi tebrik ederim.
Aç olduğunuz konularda önünüze çıkan ilk fırsatta doyumu sağlamayı seçmek yerine kendi özünüzü hatırlayıp, iç hesaplaşmaya girdiğiniz için.
Sahip olduğu değerlerine yakıştıramadığı bir konuda, diğer seçenekte ki tatmini seçmek yerine kendiyle çatışmak her insana nasip olmaz.
Hayat size çok tatlı, lezzetli belki çok güzel bir elma sunmuş "hadi bakalım ağzının suyu aka aka elinin tersiyle mi iteceksin yada nefsine yenilip alıp yiyecek misin" demiş. Bakın bu bir sınav ve bu sınavı hakkıyla verirseniz insan olma yolunda bir kademe daha atlamış olacaksınız. Doğru olanı yaptım sayfanıza bir çentik daha atma şansı vermiş size hayat.
Hani hep deniyor ya mantık ve duygular dengede olursa insan olma yolculuğunu hakkıyla tamamlarız diye.
Sizin ibreniz ufaktan duygularınıza doğru göz kırpmaya başlamış, şimdi ki seçiminizle onu yine dengeye getirmeyi hedefleyin.
Böyle yanlış başlayan bir şey doğruya gitmez, yine yanlışta kalır. Yaradanın sizi sınadığını ve vereceğiniz kararı beklediğini düşünün.
Bugün eşinizden seni ben kurtardım manipülasyonlarına maruz kalırken, diğer adamla yaşadığınız beraberlikte işler ters giderse "senin nasıl biri olduğun zaten belli evliyken benimle yaşadın" eleştirisi almaya başlarsınız.
Yaşadığınız evlilik sadece sizi değil yeryüyüzünde yaşayan her kadını mutsuz ederdi. Bu evlilikte mağdur ve haklı tarafken, haksız ve kötü damgası yedirmeyin kendinize.
Kendinizi dövmeyin çünkü beynimizden geçenlere engel olmamız mümkün değil. Ama o iki düşünce arasında hangisinin bizi yansıttığını bilir ve ona göre davranırsak diğerini öldürebiliriz içimizde.
Hayatınızda farkında olmadığınız bir sınavınız daha var bence.
Bu hayat bize bahşedildiyse kendimizi sevmeli ve değer vermeliyiz. Yeri geldiğinde "ben" diyelim ki, kimse o net çizgilerimizi kolaylıkla aşamasın, saygı duysun. Duymuyorsa da öyle davranmaya mecbur hissetsin.
Siz bu evlilikte ben diyemiyorsunuz. Kendinize düşüncede bile eşini aldatmayı yakıştıramıyorken sizi belkide fiziken bile aldatan bir adamla aynı hayatı, aynı yatağı paylaşıyorsunuz.
Yaradanın yada evrenin inandığınız değer her ne ise "seni bu hayata gönderdim, herkese eşit hakları verdim. Neden seninle aynı mertebede birinin seni bu kadar üzmesine, hiçe saymasına izin verdin" sınavında olabilir misiniz?
Ya boşanmayı yada düzeltmeyi seçmek yerine oluruna bırakmışsınız.
Birde bunun annelik tarafı var. O çocuğu dünyaya getirmeyi siz seçtiniz ve belli bir yaşa kadar onu koruyup kollamakla mükellefsiniz. Neden esrar içen ve kötü davranışları olan bir adamla aynı evde büyümesine, içinde kahkahalar duyulan bir evde değilde mutsuz bir evde yaşamasına izin veriyorsunuz. Sadece bir kaç dakika kızınız olun ve sizin hayatınıza bakın.
O neyin nasıl olmasını, annesinin bu konularda nasıl davranmasını isterdi?
Annesinin hangi haliyle gurur duyardı?