Ben de inatla hayatınızda nolursa olsun bir erkek olması gerektiğini düşünmenize şaşıyorum. Benim annem 30lu yaşlarında boşandı, karşısına birçok insan çıktı. "Aman yanımda biri olsun da varsın çıkarı için olsun" demedi, aklına yatan biri olmadığı için tekrar evlenmedi. Kendi tercihiyle. Belki önümde annem gibi "eh işte"lik bir kocası olmasındansa bekar kalmayı tercih eden bir örnek olduğu için sizin bu "tren kaçmadan iyi kötü biriyle evleneyim" mantığınız bana garip geliyor.
Valla ben 2 yılın sonunda doğumgünümde "doğumgünün kutlu olsun, bizden bir şey olmayacak, bitirelim" mesajıyla bırakıldım. Bir başkası, bir gün önce sokak ortalarında el ele yürürken, "benim aradığım insan elimin altında" deyip öperken iki gün sonra bana iş sorunları olduğunu söylediği gece eve başkasını almış, tesadüfen öğrendim. Böyle böyle küçüklü büyüklü hazin hikayelerim var
Öyle musmutlu bir aşk hayatım olmadı hiç yani, sancılar çeken, acılar başarısızlıklar yaşayan tek siz değilsiniz.
Yuvarlak hesap 30 yaşındayım diyelim.
Benim yaş aralığımdaki erkeklerin çoğu evlendi barklandı veya ciddi ilişkisi var. Bir kısmı özellikle 35+ boşandı bile, kimi çocuklu.
Ben hiç evlenmedim.
Buna rağmen "yaşım geçmeden" evlenmiş olmak için bir sürü falsosu olan birini hayatıma almayı düşünmedim. İte kaka yürüteceğim bir sevgililik veya evlilik yerine tek başıma olmayı tercih ediyorum. Diyorum ya belki de önümde annem kadar güçlü bir kadın olduğu için hayattaki mutluluğumu evliliğe, erkeğe endekslemiyorum. Tek başıma da zaten mutluyum, hayatıma biri girecekse bu mutluluğumu arttırmak için olmalı, bozmak için değil.