- 9 Ağustos 2021
- 15.183
- 51.744
Farkında olup bundan sonrası için sınırlarınızı çizmeyi düşünmeniz çok güzelKesinlikle size katılıyorum. Zaten yıllar boyunca bu sen halledersin diye sırtı sıvazlanan çocuklar büyüdüklerinde yardım istemekten imtina edem yetişkinlere dönüşüyorlar. Bizim ailemizde de çocukluğumuzdan beri bu hep böyleydi , ben hep evin Aslan ya o diye tabir edilen çocuğu, ablamsa evin hassas kırılgan çocuğu oldu. Ablamın bu konuda hiçbir suçu olduğunu düşünmüyorum, bu dengeyi kurmak ebeveynlerin görevi ve bizde annem bu dengeyi hiç koruyamadı ve ablamla maalesef ki bağımlılık boyutunda bir ilişki geliştirdi. Evlilik hayatında bile her şeyine müdahil oldu, her şeyine karıştı. Sonrasında bu ilişkinin tüm yükü benim omuzlarıma yüklendi bir anda. Yapmam gerekenlerin farkındayım , siz değerli kadın arkadaşlarım o kadar iyi geliyor ki sözleriniz artık bu konuda benim de tavrım çok net olacak, duygusallığı ikinci planda tutmaya çalışacağım.
Ablam da üniversite mezunu mesleği de var ancak çalışmamayı tercih etti. Yıllardır yanlış bir yolda olduğunu söyledim ancak dinlemedi. Eşlerimizin (boşanma aşamasında olduğu eşinin) maddi durumu hemen hemen aynıdır. Ama annem ona rağmen hep yeğenime hediyeler aldı, ablama sürekli para yardımı yapıyor tüm ihtiyaçlarını yıllardır annem karşılıyor bunlar benim hiç gözüme görünmeyen şeylerdi ancak evi vermesiyle birlikte artık benim çocuğumun rızkına giriyor diye düşünmeye başlamadım değil. Ama açık konuşmak gerekirse çok şükür eşim de ben de kazanıyoruz , kimseye muhtaç değiliz ben manevi kısmından daha çok yıpranıyorum benim çocuğum anneannesini çok görmek istiyor özlüyor o niçin anneanneli büyüyemiyor diye çok dertlendim ama yukarıdaki bir arkadaş öyle güzel bir şey yazdı ki ben artık kendime tam anlamıyla geldim. Size faydası olmayanın size bir şey olursa sizin yavrunuza ne faydası olsun dedi, ne kadar doğru, ben ne kadar boşa üzmüşüm kendimi bunca zaman.Anneniz ciddi bir şekilde ayrım yapıyor siz avukatsiniz ablaniz çalışmıyor mu ya da bir baltaya sap olamadı destekleyelim evini verelim kafasindalar mi ? Umarım kurduğunuz ailenizde çok mutlu olursunuz. Enerjinizi emmelerine izin vermeyin
Ne diyim Allah razı olsun ikinizden de çocuğunuza bakıyorsunuzbir ilksiniz
Siz benim yaramı boşverin kendi yaranızla ilgilenin konu sizin yaranız şu an. Benim çocuğumun babası da eşiniz gibiydi. Hatta bir tık daha iyiydi.Sonra her şey tersine döndü. O nedenle ailenize özenle davranın. Benim yaramdan daha büyüğüyle karşılaşabilirsiniz. Zira ilk çocuğumuzu birlikte büyüttük ikincisini yalnız büyütüyorum.
Aileniz bu kadar ayrımcıysa da gerekli yerde gerekli tepki göstermelisiniz. Çocuğa bakmıyor kısmı basit kaldı diğerlerinin yanında. İyi günler
Yok hanımefendi taktı kafayı aman kocana güvenme sen de boşanırsına getirdi o loopta kaldı , çıkamıyor. Farkındaysanız üslubumu değiştirdim artık kendisine karşı , neymiş eşim çocuğuma karşı çok özverili 4.5 senedir bir saniye nefes bile almadan bir of demeden (ki hastalık dönemi de dahil) hep ilgilendi diye teşekkür etmişim. İster babalık yaptı diye teşekkür ederim, ister başka şey için, hanımefendiyi bu aşırı rahatsız etti. Kendisinin kocasıyla olan boşanmasının , ikinci çocuğunu yalnız büyütmesinin benim konumla ne ilgisi var ? Ya da ileride benim de boşanabileceğime dair verdiği hayat derslerinin annemin evlat ayrımı yapması konumuzla ne ilgisi var tam olarak? Ben bir boşanma avukatıyım, erkeklere hele ki evlilik müessesesi içerisinde asla güvenmem. Ama eşime sonsuz teşekkür ederim, ileride bir gün boşansak dahi o zaman da teşekkür edeceğim kendisine :) Umarım rahatlamıştır hanımefendi. Bir de şey yazmış, benim eşim de çok iyiydi, hatta sizinkinden de iyiydi, tam olarak hangi noktada beğenmemiş kendi eski eşini daha iyi görmüş acaba çok merak ettim doğrusu :) Yani şu açtığım konu içerisinde toksik bir insana denk gelmek çok tatsız oldu, umarım mutlu bir insan olur da insanların dertlerine dalga geçerek değil adabı muaşerete uygun cevap verir. Bu arada ablamın boşanma konusu 6 aylık bir konu, bu evlat ayrımı ben doğum yaptıktan sonra başladı. Yani hayatımda ilk defa ufak tefek anneme ihtiyaç duyduktan sonra . Aynı şehrin içinde kızım bir saat çıkın eşinle nefes alın dönebilirdi ya, çalışan insanlar için bunlar çocuk baktırmak demek değildir siz de açıklamışsınız bir nefes almaktır. Ama ablam arkadaşlarıyla tatile gider çocuğuna bakar, eşiyle konsere gider yine annem bakar daha neler neler. Bize gelince siz aslansınız halledersiniz, eşim ağır rahatsızlık geçirir tek başıma atlatırım tüm süreci . Şimdi boşanmada da bir gün yanımda olmayan ailem her şeyimi bırakıp kendimi feda etmemi bekliyor ki inanın 6 ayım feda ederek geçti ama terapistim artık yeter burada dur dedi. İki sene sonra burada tekrar annemle ilgili bir konu açacak kadar dolmuşum işte . Muhteşem insanlarsınız hepiniz, teşekkür ederim gerçekten.Yalnız konu sahibine yüklenmişsiniz de kadının bebeği minicikken eşi ağır tedavi görmüş, ailesi sallamamış. Tamam çocuğa anne baba bakacak elbette, biz de kendimiz baktık. Ama ailemizden birileri bizimle aynı şehirde olsaydı da acil işimiz olduğunda, hastaneye gittiğimizde vs bırakabilseydik birkaç saat ya da ayda yılda bir bıraksaydık iki üç saat eşimizle baş başa bi kahve içseydik çok mutlu olurduk. Yine çocuğumuza biz bakmış olurduk. Çok basitmiş gibi duran bu sosyal destek çalışan anne baba için can simididir.
Aile sorunlarını eşle detaylı paylaşmasınız bile eş kişisi görüyor özellikle çocuktan sonra aile ilgili mi değil mi.
Ablası boşanıyormuş elbette çok zor bir süreç desteğe ihtiyacı var. Ama anne baba sürekli konu sahibini ablanı ara, ilgilen bilmem ne diye darlayamaz. Kadın zaten bir kardeş olarak üzerine düşeni yapıyordur. Yapmasa bile bi söyler iki söyler anne baba. Gerisine karışamaz. Kadının kendi işi, çocuğu ailesi sorunları olamaz mı? Şu hayatta en önemli ve tek dert boşanma mi? Benim annemi arayamadığım gün oluyor. Ablamı birkaç gün aramadım diye kimse bana azar çekip, kendimi suçlu hissettiremez.
Insan yüz yaşına da gelse ebeveyn onayına ihtiyaç duyuyor biliyorum. Sizin destek ihtiyacınızi da anliyorum . Malesef dünyada herşey bizim dusledigimiz gibi olmuyor . Sizde başka konularda şanslısınız öyle düşünün . Allah size eşinizi bağışlamis hastalıgi atlatmış bir evladınız var ve güzel bir aileniz var . Bu konuları aşmanız lazım önünüze bakmanız lazım . Hayattaki herşey bizim izin verdiğimiz müddetce yanımızda var . Siz seçim yapma şansını kendinize verebilirsiniz.Ablam da üniversite mezunu mesleği de var ancak çalışmamayı tercih etti. Yıllardır yanlış bir yolda olduğunu söyledim ancak dinlemedi. Eşlerimizin (boşanma aşamasında olduğu eşinin) maddi durumu hemen hemen aynıdır. Ama annem ona rağmen hep yeğenime hediyeler aldı, ablama sürekli para yardımı yapıyor tüm ihtiyaçlarını yıllardır annem karşılıyor bunlar benim hiç gözüme görünmeyen şeylerdi ancak evi vermesiyle birlikte artık benim çocuğumun rızkına giriyor diye düşünmeye başlamadım değil. Ama açık konuşmak gerekirse çok şükür eşim de ben de kazanıyoruz , kimseye muhtaç değiliz ben manevi kısmından daha çok yıpranıyorum benim çocuğum anneannesini çok görmek istiyor özlüyor o niçin anneanneli büyüyemiyor diye çok dertlendim ama yukarıdaki bir arkadaş öyle güzel bir şey yazdı ki ben artık kendime tam anlamıyla geldim. Size faydası olmayanın size bir şey olursa sizin yavrunuza ne faydası olsun dedi, ne kadar doğru, ben ne kadar boşa üzmüşüm kendimi bunca zaman.
Yani eşimize de güvenebiliriz, zaten güvenmiyorsak nasıl bir arada kalabiliriz ki? Güvenmemiz her anlamada kendimizi eşimize bağımlı kılmamızı gerektirmiyor. Olur da bir gün güvenimiz boşa çıkarsa maddi manevi başımızın çaresine bakacak güçte olalım. Yoksa evlilik içinde tetikte yaşayamayız sonuçta.Yok hanımefendi taktı kafayı aman kocana güvenme sen de boşanırsına getirdi o loopta kaldı , çıkamıyor. Farkındaysanız üslubumu değiştirdim artık kendisine karşı , neymiş eşim çocuğuma karşı çok özverili 4.5 senedir bir saniye nefes bile almadan bir of demeden (ki hastalık dönemi de dahil) hep ilgilendi diye teşekkür etmişim. İster babalık yaptı diye teşekkür ederim, ister başka şey için, hanımefendiyi bu aşırı rahatsız etti. Kendisinin kocasıyla olan boşanmasının , ikinci çocuğunu yalnız büyütmesinin benim konumla ne ilgisi var ? Ya da ileride benim de boşanabileceğime dair verdiği hayat derslerinin annemin evlat ayrımı yapması konumuzla ne ilgisi var tam olarak? Ben bir boşanma avukatıyım, erkeklere hele ki evlilik müessesesi içerisinde asla güvenmem. Ama eşime sonsuz teşekkür ederim, ileride bir gün boşansak dahi o zaman da teşekkür edeceğim kendisine :) Umarım rahatlamıştır hanımefendi. Bir de şey yazmış, benim eşim de çok iyiydi, hatta sizinkinden de iyiydi, tam olarak hangi noktada beğenmemiş kendi eski eşini daha iyi görmüş acaba çok merak ettim doğrusu :) Yani şu açtığım konu içerisinde toksik bir insana denk gelmek çok tatsız oldu, umarım mutlu bir insan olur da insanların dertlerine dalga geçerek değil adabı muaşerete uygun cevap verir. Bu arada ablamın boşanma konusu 6 aylık bir konu, bu evlat ayrımı ben doğum yaptıktan sonra başladı. Yani hayatımda ilk defa ufak tefek anneme ihtiyaç duyduktan sonra . Aynı şehrin içinde kızım bir saat çıkın eşinle nefes alın dönebilirdi ya, çalışan insanlar için bunlar çocuk baktırmak demek değildir siz de açıklamışsınız bir nefes almaktır. Ama ablam arkadaşlarıyla tatile gider çocuğuna bakar, eşiyle konsere gider yine annem bakar daha neler neler. Bize gelince siz aslansınız halledersiniz, eşim ağır rahatsızlık geçirir tek başıma atlatırım tüm süreci . Şimdi boşanmada da bir gün yanımda olmayan ailem her şeyimi bırakıp kendimi feda etmemi bekliyor ki inanın 6 ayım feda ederek geçti ama terapistim artık yeter burada dur dedi. İki sene sonra burada tekrar annemle ilgili bir konu açacak kadar dolmuşum işte . Muhteşem insanlarsınız hepiniz, teşekkür ederim gerçekten.
İşin komik kısmı o destek çalışmayan ablama verildi, ben çalışan evlat olmama rağmen bana verilmedi. İnsan böyle böyle büyüyor ama ayrımcılık çok gücüne gidiyor ne kadar kafaya takmayacağım deseniz de içiniz hep kırgın kalıyor işte.Yani eşimize de güvenebiliriz, zaten güvenmiyorsak nasıl bir arada kalabiliriz ki? Güvenmemiz her anlamada kendimizi eşimize bağımlı kılmamızı gerektirmiyor. Olur da bir gün güvenimiz boşa çıkarsa maddi manevi başımızın çaresine bakacak güçte olalım. Yoksa evlilik içinde tetikte yaşayamayız sonuçta.
Sizi anlıyorum çünkü malesef o duygusal ve sosyal desteği ben de annemden pek göremedim açıkçası. Ama annem adaletli hiçbir kardeşimi desteklemiyorAklına da gelmez mesela ben çocuğa bakayım sen dinlen/eşinle vakit geçir vs. Ona göre bunlar çok büyük lüksler ve şımarıklık.
Ablanız talepkar biri belli ki belki de sizin de talep etmeniz gerekirdi. Ha talep ettiğiniz halde destek bulamadıysanız da mesafe koymaktan başka çare yok malesef.
Kendi kurduğum ailede mutlu yaşamayı tercih ediyorum tabi ki. Bildiğimiz her şeyi sizlerin tecrübeleriyle duymak böyle kafamıza kafamıza vurulması adeta, öyle iyi geliyor ki. Tabi ki artık onay beklemeden sevgi dilenmeden çekirdek ailemle mutlu yaşamayı tercih ediyorum ki artık oradan umudu kesip kabuğuma çekilmiştim ki bu sefer de bu boşanma konusundaki desteğimi beğenmeme zorbalıkları başladı. Ama artık yeter, gerçekten kendime uygun bir mesafeyle uygun bir yol çizmek zorundayım.Insan yüz yaşına da gelse ebeveyn onayına ihtiyaç duyuyor biliyorum. Sizin destek ihtiyacınızi da anliyorum . Malesef dünyada herşey bizim dusledigimiz gibi olmuyor . Sizde başka konularda şanslısınız öyle düşünün . Allah size eşinizi bağışlamis hastalıgi atlatmış bir evladınız var ve güzel bir aileniz var . Bu konuları aşmanız lazım önünüze bakmanız lazım . Hayattaki herşey bizim izin verdiğimiz müddetce yanımızda var . Siz seçim yapma şansını kendinize verebilirsiniz.
Ömür boyu anne tarafından onaylanmayi mi bekleyeceksiniz yoksa kendi kurdugunuz ailede mutlu yaşamayı mi ? O duygusal bağ birden kesilmese de yavaş yavas çokta güzel kopuyor inanın bana
Herşey gönlünüzce olsun o vicdan yapmayı ,gelgitleri iyi bilirim siz kötü birsey yapmıyorsunuz. Öncelik her zaman doğurduğumuz çocuğa karşıdır bunu unutmayin. Umarım eşiniz ve çocuğunuzla hep mutlu ve huzurlu olursunizKendi kurduğum ailede mutlu yaşamayı tercih ediyorum tabi ki. Bildiğimiz her şeyi sizlerin tecrübeleriyle duymak böyle kafamıza kafamıza vurulması adeta, öyle iyi geliyor ki. Tabi ki artık onay beklemeden sevgi dilenmeden çekirdek ailemle mutlu yaşamayı tercih ediyorum ki artık oradan umudu kesip kabuğuma çekilmiştim ki bu sefer de bu boşanma konusundaki desteğimi beğenmeme zorbalıkları başladı. Ama artık yeter, gerçekten kendime uygun bir mesafeyle uygun bir yol çizmek zorundayım.
Sanırım değersiz olan olmayı tam olarak kaldırabilmiş değilim, ondan hala bu çırpınışım. İnsanın annesine mesafe koyması kolay olmuyormuş , ama artık pasif agresif üzülmekten bu işin kurbanı olmaktan kendimi çekip kurtarmaya karar verdim. Sizin söylediklerinizin hepsi de çok acı ama çok gerçek. Ders olsun bunlar da.ben bunu maalesef kendi aile büyüklerimde acı şekilde tecrübe ederek öğrendiğim için size net şekilde söyleyebileceğim: annem de tıpkı sizin gibi bir evlat idi. dayım hem en büyükleri hem de erkek olması dolayısıyla babasının gözünde çok değerliydi. teyzem ise en küçük ve problemli bir insan olarak babasının biricik prensesi idi. Annem ise her açıdan çok makbul bir evlat olduğu için başına gelen onca felakate rağmen hiçbir zaman yeteri kadar değer görmedi ve itiraf etmekte zorlansa da diğerleri kadar sevilmedi.
Bu durumda birçok defa torun olarak neden yeteri kadar değer, sevgi, saygı ya da itibar görmediğimi sorgulayıp durdum. sonra birisi kafama tuğla atar gibi bir cümle kurduğunda içimdeki o derin boşluğu doldurdu: değersiz olandan doğan da değersiz oluyor.
siz muhtemelen büyükanne sevgisinden mahrum kalmasın diye annenize resti çekemiyorsunuz ama çocuk zaten o sevgiden mahrum kalıyor ve kalacak. daha da kötüsünü söyleyeyim: benim bunu kendi içimde çözmem 35 yıldan fazla zamanımı aldı ve annem ile hesaplaşmam kendi içimde hesaplaşmamdan çok daha gaddar oldu. dolayısıyla çocuğunuza yapılan bu haksızlığın günün birinde sizin için hesap gününe dönüşmemesi için annenizi hayatınızdan uzaklaştırın.
Zaten bir evlat sahibi olmasaydım muhtemelen hiçbir zaman bu uyanışı yaşamayacaktım . Öncelik her zaman her koşulda evladımız, onu sevgisiz ve ilgisiz bırakan , ona ayrımcılık yapan bundan sonra benden bir şey beklemesin. Diğer toruna ne yapılıyorsa benim çocuğuma da yapılamıyorsa benden de bu kadar o zaman. O güzel dileklere , o güzel kalbinize desteğinize tüm içtenliğimle sarılıyorum, çok ama çok iyi geldiniz, çok teşekkür ediyorum. İnşallah sizin de tüm ömrünüz su gibi berrak ve çok mutlu geçer .Herşey gönlünüzce olsun o vicdan yapmayı ,gelgitleri iyi bilirim siz kötü birsey yapmıyorsunuz. Öncelik her zaman doğurduğumuz çocuğa karşıdır bunu unutmayin. Umarım eşiniz ve çocuğunuzla hep mutlu ve huzurlu olursuniz
Sanırım değersiz olan olmayı tam olarak kaldırabilmiş değilim, ondan hala bu çırpınışım. İnsanın annesine mesafe koyması kolay olmuyormuş , ama artık pasif agresif üzülmekten bu işin kurbanı olmaktan kendimi çekip kurtarmaya karar verdim. Sizin söylediklerinizin hepsi de çok acı ama çok gerçek. Ders olsun bunlar da.
“Ettikleri lafın hakkını verin, nasılsa her türlü laf yiyorsunuz” . O kadar doğru ki , gerçekten bu şuna benziyor her gün birine çiçekle gitseniz ve bir gün unutsanız karşınızdaki “çiçek getirmedin” der ya hani, bizim ilişkimiz çok enteresan bir şekilde buna evrildi. Bir hafta kendi hayatımla, işimle gücümle, çekirdek ailemle meşgul olsam mutlaka bir yerden olay çıkartıp saldırıya geçiliyor. Madem ki her türlü laf yiyorum, bundan sonra gerçekten hakkını vereyim. Muhteşem .Böyle devam ederseniz yıllar sonra binbir emekle büyüttüğünğz yavrunuz bu toksit ilişkinin içinde olacak. Şimdiden siz sınır çizip ayrılacaksınız ki yıllar sonra anne neden onlar için bizi ihmal ettin bize bunu yaptın demeyecek. Herkesin hayatı yolunda gitmez bazen kendi hayatınızı o taraf yolunda değil diye rayından çıkarmayın. Nasıl alışılırsa öyle gider. Eskiden çok arayan çok soran yanlarında olan biriyken ben böyle akrabalarımı daha az yanında olmaya başlardım inanın daha kıymetliyim. Ettikleri lafı duymazdan gelin ve ettikleri lafın hakkını verin. Nasılsa her türlü laf yiyorsunuz
İnsan en çok en iyi gününde sonra da en kötü gününde anlıyor hayatında nelerin gerçek nelerinse koca bir sanrıdan ibaret oluyor. Bir gün geliyor tüm kaleler yıkılıyor, en sağlam sandığın en iyi şekliyle inşa ettiğini düşündüğün tüm ilişkilerin bambaşka bir boyutta olduğunu , tamamen tek taraflı bir çabayla sürdüğünü anlıyorsun . Deprem en kötü döneminizde muhtemelen , Allah beterinden korusun ama siz de çok haklısınız. Bize yapılanları kaldırdık evet ama evlat olunca bambaşka oluyormuş o iş. Evlada karşı yapılan ayrımcılık, onun kıymet görmediğini ona özenilmediğini görmek bardağı taşıran son damla oluyormuş. Buradaki yorum yapan arkadaşların muhteşem sözleri var: size faydası olmayanın size bir şey olursa çocuğunuza ne faydası olacak ? Ya da değersiz olanın evladı da değersiz olurmuş gibi oldukça can acıtıcı ama bir o kadar da gerçek sözler. Kendi kıymetimizle evlatlarımızı kimsenin sevgisi için dilenmeden yaşatmak olsun gayemiz. Umarım bir gün her şeyin adil olduğu bir dünyada yaşarız, umarım bir gün tüm aileler tüm evlatlara kalben eşit mesafede olur , öyle kalpler kırılıyor öyle ağır hasarlar alınıyor ki, ah bir bilseler.Aynı şeyleri yaşayan bir çok insan var. En güzeli mesafe. Tabii ki annenizdir silemezsiniz ama gerekli derecede mesafe her zmn iyidir. Ben kendilerine de söyledim "benim yaşadıklarımı çocuklarıma yaşatmanıza müsade etmem" diye. Kendime yapılanı kabul edebilirim ama söz konusu çocuklarımsa hepsi kapının dışında kalır. O torunsa benimki de torun. Kii "büyük çocuğunu sevmiyorum" diyen aile büyüğümüze, sevmediğini ima eden teyzesine gayet de mesafe koydum. Biriyle hiç görüşmüyorum kardeşimle de el gibi. Benim de unutamadığım, unutmayacağım şeyler çok oldu... Deprem zamanı gidecek bi yerimiz yokken, hepimiz aynı eve sığınmışken, benim 2 yaşındaki çocuğum ağlıyor diye " yeteeer kızım uyuyacak" " kocam çalışacak ses yapmayın" die bağıran insanla konuşmasam da olur...
Bir gün söyledim anneme biliyor musunuz? Yapmak istediğim bişey vardı kardeşim tepki veriyor diye annem asla izin vermemişti, burnumdan getirmişlerdi... Ozamanlar tabi ses çıkarmadım. Gel zaman git zaman aynı şey kardeşime oldu ve annem yapması için destekledi. Ben de açıkça yüzüne söyledim "ben de aynısını yapmak istedim ama kızınla bir olup burnumdan getirdiniz. Ben de gençtim, ben de bir şeyler yaşamak istiyordum...." Ki bakın bunları yaşarken ben anneme "gün gelecek kızında bu günleri görecek niye bana böyle yapıyorsunuz" dedim "iyi sen de ozaman ona aynısını yaparsın" dedi. Tabii gün geldi aynı şeyi yaşadı ama annesinden dstek görerek yaptı. Benim tepkim üstüne annem bana özür msjı atmıştı. Haklısın sana çok haksızlık yaptık gibisinden... Ama içimde birşeyler değişti mi diye sorarsanız hayır ben hala aynı kırgınlıkta devam...İnsan en çok en iyi gününde sonra da en kötü gününde anlıyor hayatında nelerin gerçek nelerinse koca bir sanrıdan ibaret oluyor. Bir gün geliyor tüm kaleler yıkılıyor, en sağlam sandığın en iyi şekliyle inşa ettiğini düşündüğün tüm ilişkilerin bambaşka bir boyutta olduğunu , tamamen tek taraflı bir çabayla sürdüğünü anlıyorsun . Deprem en kötü döneminizde muhtemelen , Allah beterinden korusun ama siz de çok haklısınız. Bize yapılanları kaldırdık evet ama evlat olunca bambaşka oluyormuş o iş. Evlada karşı yapılan ayrımcılık, onun kıymet görmediğini ona özenilmediğini görmek bardağı taşıran son damla oluyormuş. Buradaki yorum yapan arkadaşların muhteşem sözleri var: size faydası olmayanın size bir şey olursa çocuğunuza ne faydası olacak ? Ya da değersiz olanın evladı da değersiz olurmuş gibi oldukça can acıtıcı ama bir o kadar da gerçek sözler. Kendi kıymetimizle evlatlarımızı kimsenin sevgisi için dilenmeden yaşatmak olsun gayemiz. Umarım bir gün her şeyin adil olduğu bir dünyada yaşarız, umarım bir gün tüm aileler tüm evlatlara kalben eşit mesafede olur , öyle kalpler kırılıyor öyle ağır hasarlar alınıyor ki, ah bir bilseler.
Ben de kendimi ifade etmeyi çok denedim sizin gibi. Ki ablam benim kıymetlim ona yapılanda gözüm yok burada sorun ikircikli davranılması , yanlış ebeveyn tutumu. Bana verilen cevap hep amaaan canııım sen güçlüsün sen hallediyorsun kendin ablan kırılgan, o çabuk yoruluyor vs gibi mantık dışı açıklamalar oldu hep. Tabi ki evlatlara ihtiyaçları doğrultusunda destek verilir ancak burada alma verme dengeleri kurulamadığında bir taraf hep içine attığıyla kalıyor. Aynı konularda aynı desteği bekliyorsunuz en basitinden. Sizin örneğinizde olduğu gibi size taş koyulan bir konuda öteki evlada iltimas geçilince istendiği kadar özür dilensin kalben telafisi olmuyor. Sırf bu sebeplerden bile olur da istemeden benzer bir duygu yaratırsam evlatlarımda diye ikinci çocuğu yapmamaya karar verdim . O kadar canımı acıtmış benim de bu konu işte. Bir noktadan sonra sadece davranışlarımızın değil duygu ve düşüncelerimizin de sorumluluğunu alıp öyle yolumuza devam edeceğiz artık.Bir gün söyledim anneme biliyor musunuz? Yapmak istediğim bişey vardı kardeşim tepki veriyor diye annem asla izin vermemişti, burnumdan getirmişlerdi... Ozamanlar tabi ses çıkarmadım. Gel zaman git zaman aynı şey kardeşime oldu ve annem yapması için destekledi. Ben de açıkça yüzüne söyledim "ben de aynısını yapmak istedim ama kızınla bir olup burnumdan getirdiniz. Ben de gençtim, ben de bir şeyler yaşamak istiyordum...." Ki bakın bunları yaşarken ben anneme "gün gelecek kızında bu günleri görecek niye bana böyle yapıyorsunuz" dedim "iyi sen de ozaman ona aynısını yaparsın" dedi. Tabii gün geldi aynı şeyi yaşadı ama annesinden dstek görerek yaptı. Benim tepkim üstüne annem bana özür msjı atmıştı. Haklısın sana çok haksızlık yaptık gibisinden... Ama içimde birşeyler değişti mi diye sorarsanız hayır ben hala aynı kırgınlıkta devam...