İnsanın başına ne geliyorsa 'olmuşken daha iyisi olsun' hırsından geliyor bence:))
Bundan birkaç sene önce babamin eline toplu bir para geçmişti sanırım, anneme araba almaya karar verdiler. Rakamlari hiç hatırlamıyorum, yıllar geçti, o yüzden sallayacağım sayıları. 15 bin elde var, babamla ben de 10 bin daha koyarız, şöyle yirmi yıllık, küçük bir arabaya alırız diye niyetlendik ilk (annem çıkan gezen bir insan değil,işe de gitmez. benimse karbon saçan şeylere hevesim ve ehliyetim yok. sadece annem küçüklüğünden beri arabası olması istediği için, kapının önünde duracak bir arabaydi, maksat gönlü olsun). 25 bin aile ekonomimiz için çok makul bir rakamdi. Ama annem yuz milyon kişiye danismis, demişler ki 'ooo bilmemnesi bilmemne arabayı alma, o sorun çıkartır,şusu şusu olsun'
Böylece annem o 25 binliklerde soğudu, bilmemnesi de olan 40 - 45 binlik arabalara bakmaya başladı. Konuştuğu kişiler onu küçümseyip uzun yolda kalacağını (zaten uzun yola çıkmaz, çıkmak gerekse de evde başka araba var) , bilmemne bilmemne dediler, annem 45 binlik arabadan da soğudu, 70-80 binlere çıktı. En son bıraktığımda 'araba alıp satayim' diyordu (ikizler kadını)
Sonuç olarak, o para çoktan hayat mesgalesine uçtu gitti, araba fiyatları paradan da hızlı uçtu. Ve annem arabasız kaldı.
Oysa zamanında iyi kötü bir araba alsa, en azından ruhsatta adının yazdığı bir arabası olacaktı
Ama 'olmusken en iyisi olsun' mantığında bir insan olduğu için hiç bir şeyi olmadi...
Aynı konunun ev versiyonuyla ilgili de çok güzel Bir aziz nesin hikayesi var; okumak isteyenler tiklayabilri. Yani benim oyum evi almandan yana. Yıllarca borç harç altına girmeye ne gerek var ki? Eviniz bugün kalabalik ama yarın cocukalr evlenince bri basina üç odalı evde ne yapacak anneniZ? Taşınır işte kutu gibi evine