- 26 Ekim 2017
- 4.572
- 6.292
- 108
- 35
- Konu Sahibi Gittim ben
- #61
Senin durumuna benzer bir hikayem var, belki seni cesaretlendirir diye paylaşmak istedim :
2012 yılıydı, ben öğretmenliğe yeni başlamıştım. Aklım beş karış havada, her şey yolunda gidiyor falan. Kendi okulum dışında başka bir okula da görevlendirme gidiyordum. Oranın memuru beni çok beğenmiş. Bir öğretmen arkadaşım aracılığıyla haber göndermiş. Çok bey efendi, saygılı, dürüst, öğrenci ve öğretmenlerin çok sevdiği biriydi. Ama ben o anki psikolojiyle daha farklı bir heyecan aradım, kendi gelsin söylesin, mücadele etsin, bu kadar kolay olmamalı vs diye düşündüm. Böyle ilginç bir hikayesi olsun istiyordum. Diyorum ya başımda kavak yelleri esiyordu biraz da. Arkadaşım bana H.. Bey öyle biri değil, çekinir, istemezsen de bir daha rahatsız edecek biri değil dedi. Ben de öyleyse istemiyorum, dedim. Açıkçası hiç etkilenmemiştim de. Bir de sürekli etrafımda beni beğenenler oluyordu, taliplerim çoktu, insanın kısmeti açılır ya bir anda, öyle olmuştu.
Neyse ben H.. Bey'i reddettim. Sonrasında Onun neler yaşadığını çok sonra öğrendim. Çok üzülmüş, günlerce aylarca beni aklından çıkaramamış. Beni her gördüğünde acı çekmiş. Derken o yıl bitince ben o okuldan ayrıldım, H Bey'i de uzun süre hiç görmedim. Hatta unuttum bile. Aradan iki yıl geçti. Birkaç kişiyle aracılar vasıtasıyla tanıştım, görüştüm, aklıma gönlüme yatan kimseyi bulamadım. En son umudumu kaybetmek üzereydim. Dua ettim, Allahım beni gerçekten sevecek, sevgimi hak edecek biri varsa nolur geç olmadan çıkar karşıma, daha fazla yanlış adreslerde oyalanmak istemiyorum. Ne olur o kişiyi karşıma çıkar, etrafımda ise de ne olur fark etmeme yardım et, diye.. Sonra birdenbire aklıma H.. Bey geldi. Kendimi ona karşı çok suçlu hissettim. Neden kestirip attım, neden oturup bir çay içip onu tanımak için bir şans vermedim diye üzülmeye başladım. Şu an tanıştığım birçok kişiden daha düzgün bir insandı oysa dedim.. İnşallah şu anda mutludur, belki de evlenmiştir, inşallah onu hak eden birini bulmuştur dedim. Sonra merak edip Face den buldum. Evlenmemişti. Sayfasında bir fotoğrafı vardı, o bakışları, o masumiyeti hiç aklımdan çıkmıyor. O fotoğrafı görünce ağlamaya başladım. Belki de doğru kişi oydu. Belki de beni çok mutlu edecekti. Sonsuz güvenebileceğim tek kişiydi belki de o.. Düşünceleri sardı beni. Aradan birkaç gün geçti, aklımdan çıkmadı H.. Bey. Günden güne kalbim ona ısındı. Benim bir düstürum var, hep derim ki yapmadığım bir şey için pişman olacağıma yaptığım bir şey için olayım. Bu sebepten H Bey'e ulaşmaya ve duygularımı her şeyi göze alarak onunla paylaşmaya karar verdim. Arkadaşlarımın da desteğiyle "bayram değil seyran değil, eniştem beni niye öptü?" şeklinde tepki vereceğini de göze alarak hiç görüşmeden geçen iki yılın ardından onu reddeden biri olarak Facebook tan o arkadaşlık isteğini gönderdim.
Fazla uzatmayayım. H.. Bey ile şu anda 3 yıllık evliyiz ve Allah'a şükür çok mutluyuz..
İnşallah senin hikayen de böyle güzel sonuçlanır arkadaşım
2012 yılıydı, ben öğretmenliğe yeni başlamıştım. Aklım beş karış havada, her şey yolunda gidiyor falan. Kendi okulum dışında başka bir okula da görevlendirme gidiyordum. Oranın memuru beni çok beğenmiş. Bir öğretmen arkadaşım aracılığıyla haber göndermiş. Çok bey efendi, saygılı, dürüst, öğrenci ve öğretmenlerin çok sevdiği biriydi. Ama ben o anki psikolojiyle daha farklı bir heyecan aradım, kendi gelsin söylesin, mücadele etsin, bu kadar kolay olmamalı vs diye düşündüm. Böyle ilginç bir hikayesi olsun istiyordum. Diyorum ya başımda kavak yelleri esiyordu biraz da. Arkadaşım bana H.. Bey öyle biri değil, çekinir, istemezsen de bir daha rahatsız edecek biri değil dedi. Ben de öyleyse istemiyorum, dedim. Açıkçası hiç etkilenmemiştim de. Bir de sürekli etrafımda beni beğenenler oluyordu, taliplerim çoktu, insanın kısmeti açılır ya bir anda, öyle olmuştu.
Neyse ben H.. Bey'i reddettim. Sonrasında Onun neler yaşadığını çok sonra öğrendim. Çok üzülmüş, günlerce aylarca beni aklından çıkaramamış. Beni her gördüğünde acı çekmiş. Derken o yıl bitince ben o okuldan ayrıldım, H Bey'i de uzun süre hiç görmedim. Hatta unuttum bile. Aradan iki yıl geçti. Birkaç kişiyle aracılar vasıtasıyla tanıştım, görüştüm, aklıma gönlüme yatan kimseyi bulamadım. En son umudumu kaybetmek üzereydim. Dua ettim, Allahım beni gerçekten sevecek, sevgimi hak edecek biri varsa nolur geç olmadan çıkar karşıma, daha fazla yanlış adreslerde oyalanmak istemiyorum. Ne olur o kişiyi karşıma çıkar, etrafımda ise de ne olur fark etmeme yardım et, diye.. Sonra birdenbire aklıma H.. Bey geldi. Kendimi ona karşı çok suçlu hissettim. Neden kestirip attım, neden oturup bir çay içip onu tanımak için bir şans vermedim diye üzülmeye başladım. Şu an tanıştığım birçok kişiden daha düzgün bir insandı oysa dedim.. İnşallah şu anda mutludur, belki de evlenmiştir, inşallah onu hak eden birini bulmuştur dedim. Sonra merak edip Face den buldum. Evlenmemişti. Sayfasında bir fotoğrafı vardı, o bakışları, o masumiyeti hiç aklımdan çıkmıyor. O fotoğrafı görünce ağlamaya başladım. Belki de doğru kişi oydu. Belki de beni çok mutlu edecekti. Sonsuz güvenebileceğim tek kişiydi belki de o.. Düşünceleri sardı beni. Aradan birkaç gün geçti, aklımdan çıkmadı H.. Bey. Günden güne kalbim ona ısındı. Benim bir düstürum var, hep derim ki yapmadığım bir şey için pişman olacağıma yaptığım bir şey için olayım. Bu sebepten H Bey'e ulaşmaya ve duygularımı her şeyi göze alarak onunla paylaşmaya karar verdim. Arkadaşlarımın da desteğiyle "bayram değil seyran değil, eniştem beni niye öptü?" şeklinde tepki vereceğini de göze alarak hiç görüşmeden geçen iki yılın ardından onu reddeden biri olarak Facebook tan o arkadaşlık isteğini gönderdim.
Fazla uzatmayayım. H.. Bey ile şu anda 3 yıllık evliyiz ve Allah'a şükür çok mutluyuz..
İnşallah senin hikayen de böyle güzel sonuçlanır arkadaşım