Boşandığımız insanlar artık hiçbirşeyimizdir, önce burda bi anlaşalım.
Ben de boşandım, eski eşim artık benim için bir yabancı.
Evet ortak bir geçmişimiz var, ama adı üstünde geçmiş.
Özlemenizi çok iyi anlıyorum. Hele hele de patates olayında içim buruldu. Millete komik gelmiş olabilir ama zamanında hunharca güldüğümüz bazı anılar ayrılık sonrası insanın göğsüne öküz oturtur. Öyle ağır gelir ki.
Sanıyorum ki sizin de durumunuz aslında bu. Siz eskiyi özlüyorsunuz. Güzel, tatlı anıları özlüyorsunuz.
Mümkün mü ki biten bir evliliğin her günü kavga dövüş, hır gürle geçsin. Elbette çok güzel, yeri dolmayacak anılar yaşanmıştır. Ve insan özler, bundan doğal hiçbir şey olamaz. Ama bu özlemle yaşamayı öğrenmek zorundayız. Çünkü olur tarafı olsaydı bitmezdi. Demek bitmiş, tükenmiş, yüz yüze bakılmayacak duruma gelinmiş. Öylece bırakıp, yasını tutup yaşama devam etmek gerek.
Ha ben elimden geleni yapayım içim rahat etsin derseniz de yetişkin gibi karşısına çıkıp çok net bi şekilde konuşun. Şu şu hatalarımı fark ettim, bize bi şans istiyorum diyin. Yoksa kapıya bişeyler bırakmakla dua etmekle olmaz, sadece yaranızı kanatıp durursunuz asla iyileşemezsiniz. Gidin konuşun, çıkın karşısına. Reddetsin varsın, kaybedecek ne var? O zaman içiniz rahatlar, yolunuza daha kolay gidebilirsiniz.