Hep söylediğim gibi, 1.80 boyunda, 85 kilo cüssesinde, İstanbul'dan ensesine vurduğunda, Konya'ya yuvarlanarak ekonomik bir biçimde gidebilen bir insanım.
Gene o zamanlar sevgiliyiz.Çay bahçesinde buluşmuş, kokmuş çay içmişiz üzerinize afiyet.Sonra çay bahçesinin dibinde bir park görüyorum.Eski Türk filmlerindeki gibi salıncaklara binelim, sallanalım, romantizmin dibine vuralım diye parlak bir fikirle eşimle salıncaklara doğru gidiyoruz.Biniyoruz yan yana.5 dakika, 10 dakika derken eşim sıkılıyor, "hadi gidelim" diyor ama git gidebilirsen.Daha doğrusu salıncaktan poponu kurtar kurtarabilirsen.Bana göre bir ömür süren azap anlarında başlıyorum içimden kendi kendime söylenmeye :"Sendeki popo, üçlü koltuğa oturduğunda, iki minderi kaplayan bir popo, ne demeye çocuk salıncağına binersinki?Romantizm istiyorsan önce boğazını tutacaksın, seni pis şişkooooo".Tabii eşime de çaktırmamak için naz, cilve fora.Sanki salıncakta değilim de cennete giden kayığa binmişim, hiç inesim yok havalarındayım.Allahım ne azap, dedim şimdi itfaiye gelecek, salıncağı kesip beni kurtaracak, ertesi gün 3. sayfada "Salıncağa sıkışan şişko kızı, 3 saat sonra itfaiye görevlileri zor kurtardı, hatta bu arada bir de utanmadan acıktığını söyleyerek yemek bile istedi, şok şok,şok".Artık rabbim sesimimi duyuyor, utançtan deli kuvvetimi geliyor ama çıkıyorum salıncaktan.Benimki hala nerde bir salıncak görse "ilk tanıştığımızda zor inmiştin, sen çok seversin salıncakları, bin istersen" diyor ama ben o gün yemin ettim nerde bir salıncak görsem çaktırmadan taş atar, yüzüne bile bakmaz kaçarım oracıktan.Pis salıncaklaaaarrrrr!!!
Hadi bu benim orantısızlığım, ya buna ne demeli?Cumhuriyetin ilanından sonraki günlere denk gelen bir dönemde 40 beden olmuşluğum ve bir kaç tane yazlık el kadar etek almışlığım var.Sonraki dönemlerde hep 42-44 olduğumdan onlar dolabımda gelinlik misali anlamlı ve bir kez giyilmiş olarak saklanır hala.Eşimin onlardan birini bulmasıyla olay gelişir.Israr ısrar üstüne giymemi ister.(Bundan sonraki kısım hem şişkoluk hem cinsellik içerir dikkat)Etek banyoda kafadan kazak giyermişcesine giyilir.En fazla sütyenin altına kadar iner.Çünkü belim traktör lastiği, kalçalar yukarda zaten tanımlanmış durumda.Etek de bir karış olunca, donun üstünde biten bir etekli ucube olarak yatak odasına girerim.Benimki başlar sırnaşmaya,
-şimdi bu eteğin düğmesini açıp, fermuarını indireceğim
-(şimdi z.çtın winstonlight, zaten düğme de fermuar da kapanmamış, rezilliğee geeel)
-Sonra da ayak parmaklarına kadar sürükleyip, çıkartacağım bu eteği.
-(dişinle belki tır çekebilirsin ama bu dediğin imkansız, o etek belden bile aşağı inemez)
-Sen de heyecanlısın değil mi hayatım? Neden konuşmuyorsun?Ne düşünüyorsun?
-(Yarın ilk iş diyete başlayacağım, ben bir pis şişkoyum)
Sonrasında etekle olayın daha heyecanlı olacağına inandırmam, iş sonrasında eteğin üstüme terden deli gibi yapışması, üstten de çıkmaması, banyodaki saç makasıyla bir güzel keserek çıkartmam, hemen çöpe atmamla bir şişkoluk anısına daha imza atmış bulunmaktayım.
Not1: Bunu yazarken bile bir yandan dondurma yiyen bir pis şişkoyum.
Not2:Kocam zannediyorumki ileri derecede hipermetrop, yoksa 40 beden eteği 44 beden karısına giymesi için teklif bile etmezdi.
Not3:Kararlıyım en kısa sürede o 40 beden geri kalan eteklere girip, en miniğinden bir salıncağa binip, o salıncaktan ve tüm salıncaklardan öcümü alıncaya kadar sallanacağım üleeeen.Arz ederim.