henüz bir eşim olmadığından eşime rezil oluşumu anlatamıyorum, erkek arkadaşlarımla yaşadığım bir rezilliği de hatırlayamıyorum. demek ki o kadar feciiymişler ki beyin onları baskılayıp unutmuş :)) ben de devirdiğim bir çam ormanını anlatayım :))
liseden yeni mezun olmuşuz, haziranda öss'ye girmişiz, puanlar alınmış, tercihler yapılmış vs. vs. eylül ayında okulların başladığı ilk gün çiçeği burnunda lise mezunları olarak lisemize gelmeye karar verdik. pazartesi günü bayrak törenine (nostalji olsun diye) katılıp ordan da başka kafelere gidip muhabbet edeceğiz.
neyse sabah geldik liseye, bayrak töreninden önce üçerli beşerli gruplar halinde muhabbet ediyoruz okul bahçesinde. tabii öss yeni atlatılmış olduğundan sohpetlerin ana konusu 'o kaç puan oldu, bu nereye yerleşti, öbürü tercih yaptı mı' oluyor. ben de aldığım puanı beğenmediğimden tercih yapmamıştım, öğretmenliği ikinci girişimde tutturdum (o zamanlar öğretmenliğin puanı bayaa yüksekti öğretmen meslek liseleri yüzünden.) beş kız muhabbet ediyoruz.
çiğdem: ee kızlar tercih yaptınız mı?
merve: ben kadir has elektroniğe geçtim.
sibel: zaten hep itü olsun istiyordum, itü peyzaj'a girdim.
umay: (bu ben oluyorum) ya ben tercih yapmadım.
çiğdem: neden ki?
umay: ya sırf boşta kalmamak için kıytırık bir yerlere gitmek istemedim. ne yani, istanbul üniversitesi maden mühendisliğini falan mı yazsaydım.
çiğdem: sinem sen nereyi kazandın
sinem: (üzgün ve bıkkın bir şekilde) istanbul üniversitesi maden mühendisliği.
oyy ben bir dumur bir dumurrrr, nokta atışı yapmışım resmen. ordan nasıl kaçacağımı bilemedim. ha bu arada şu anda kesinlikle maden mühendisliğinin kıytırık bir bölüm olduğunu düşünmüyorum, o zamanki liseli aklımla böyle bir kanıya varmıştım. hatta şimdiki aklım olsa maden mühendisliğini yazardım, atama durumlarımız ortada malum (
liseden yeni mezun olmuşuz, haziranda öss'ye girmişiz, puanlar alınmış, tercihler yapılmış vs. vs. eylül ayında okulların başladığı ilk gün çiçeği burnunda lise mezunları olarak lisemize gelmeye karar verdik. pazartesi günü bayrak törenine (nostalji olsun diye) katılıp ordan da başka kafelere gidip muhabbet edeceğiz.
neyse sabah geldik liseye, bayrak töreninden önce üçerli beşerli gruplar halinde muhabbet ediyoruz okul bahçesinde. tabii öss yeni atlatılmış olduğundan sohpetlerin ana konusu 'o kaç puan oldu, bu nereye yerleşti, öbürü tercih yaptı mı' oluyor. ben de aldığım puanı beğenmediğimden tercih yapmamıştım, öğretmenliği ikinci girişimde tutturdum (o zamanlar öğretmenliğin puanı bayaa yüksekti öğretmen meslek liseleri yüzünden.) beş kız muhabbet ediyoruz.
çiğdem: ee kızlar tercih yaptınız mı?
merve: ben kadir has elektroniğe geçtim.
sibel: zaten hep itü olsun istiyordum, itü peyzaj'a girdim.
umay: (bu ben oluyorum) ya ben tercih yapmadım.
çiğdem: neden ki?
umay: ya sırf boşta kalmamak için kıytırık bir yerlere gitmek istemedim. ne yani, istanbul üniversitesi maden mühendisliğini falan mı yazsaydım.
çiğdem: sinem sen nereyi kazandın
sinem: (üzgün ve bıkkın bir şekilde) istanbul üniversitesi maden mühendisliği.
oyy ben bir dumur bir dumurrrr, nokta atışı yapmışım resmen. ordan nasıl kaçacağımı bilemedim. ha bu arada şu anda kesinlikle maden mühendisliğinin kıytırık bir bölüm olduğunu düşünmüyorum, o zamanki liseli aklımla böyle bir kanıya varmıştım. hatta şimdiki aklım olsa maden mühendisliğini yazardım, atama durumlarımız ortada malum (