yeni okumaya başladım topiği çok gırgır ve harika herşey okadar doğal ki insan daha bi zevk alıyor okurken...
benim eşimle ilgili o kadar anım var ki rezil olduğum aklıma geldikçe yazacağım bu akşam ki beni benden aldı zaten
menüde kuru fasülye vardı malumunuz biraz gaz yaptı eşim ikili koltuğa ayaklarını uzatmış bilgisayarda oyun oynuyo bende koltuğun diğer yarısında kedi gibi kıvrılmışım ayakları kucağımda kitap okuyorum bir hapşuruk geldi (gribim bi kaç gündürde) avcum battı ama sıçradı yinede eşimin bacağına ve o zorlanmayla zort diye bi ses geldi benden yerin dibine girseydim daha iyiydim dedim...eşim önce çözemedi sonra nasıl gülüyor nasıl gülüyor ağlıcaktım nerdeyse hapşurupumamı yanayım çıkan sese mi bilemedim.... :78::78: hala dalga geçiyo benle şuanda şişt aşkım neydi o ya evi salladın diye bu kadarda olmaz ki ama
Balayı için ilk kez Kıbrıs'a gidiyoruz.Uçaktan bin bir türlü macera ve rezillikle nihayet Kıbrıs'a inmişiz.İnsanlar pide kuyruğunda gibi pasaport kontrolü için sıraya dizilmişler.Eşim sıra biraz seyrekleşsin diye kenara çekiyor beni.O esnada, sıradaki insanların yanında bir köpek görüyorum.Karınca bulsa onla sohbet edecek derece hayvansever biri olarak, "aa köpeğe bak, uçağa o da binmiş, yazık tırsmıştır o da, gel bobi, gel oğlum"dememle köpeğin "hırrrrr" diyerek bize doğru depara kalkması, eşimin beni uzağa itekleyerek kaçırması "lan o uyuşturucu arayan k-9 köpeklerinden, niye kendine çağırıyorsun manyak? Polisler köpek sana gitti diye işkillenecek, çekecekler içeri" demesiyle uyanıyorum."ne bileyim polis köpeği olduğunu, arkasından anlayamadım" dememe , eşimin "arkasından erkek olduğunu ve adının bobi olduğunu anlıyorsun ama " demesiyle sinirli olduğunu anlıyorum.
Bu arada eşim sıraya doğru çemkirerek gidiyor.Tam bir kütük türü olduğu için kontrolden o geçiyor, gidiyor.Arkada kalanın canı çıksın misali.Ben arkasından elimde pasaport yerine geçen bir kağıtla memurun önüne geliyorum.Herkesin kağıdına ve kimliğine bakıp gülümseyerek "iyi tatiller " diyen adam bana uzaylı gibi bakıyor.Ve sonrası:
-Winstonlight hanım değil mi?
-(Yok Kamil bey, kimlikte yazıyor işte hödük) Evet, ismim Winstonlight.
-Tatil amaçlı geldiniz öyle değil mi?
-(Hayır kadın pazarlayacağım burada, tövbe tövbe)Evet.
-Ne kadar kalacaksınız?
-(Pasaportumsu kağıtta yazıyor zaten mal) Bir hafta kadar.
-Tam olarak ayrılacağınız günü söyler misiniz?
-Bilmiyorum tam.21 Şubatta evlendik, bugün 22si.7 gece kalacağız ya da 8 gece 7 gün mü ne? İşte ya 29u ya 30unda döneceğiz.Aaa bir dakika, şubat 28 çeker o zaman mart 2 ya da 3 oluyor sanırım.
-Yani belli değil? Kimlikteki fotoğrafınızda biraz değişik olunca bu soruları sormak zorunda kaldım.
-(Kimlikteki foto sanki Angelina Jolie, o da ben, bu da ben işte)
Bu arada sınırı geçen eşim benim kaldığımı görünce yarım yarım uzaktan elini dizine vura vura yarılmaktadır.Onun şebek hallerine dayanamayınca, sinirlerimde bozulunca, bende başlarım.
-Hahahahha, muhahahhaha..
-Winstonlight hanım iyi misiniz?
-Beyefendi, eşim beni uzaktan güldürüyorda sinirlerim bozuldu.Bakın dün gece 8 saat düğünümde tepindim, sonrası malum yorgunluk, sabah 4te havaalanına geldik.Uçakta acil çıkış kapısının önüne oturdum, olurda uçak düşerse kapıyı ben açmakla ve herkesi kurtarmakla yükümlüyüm diye 45 dakika elim uçak kapısında, kalbim güm güm gözümü bile kırpmadım.Az önce şu k-9 köpeklerinden birine kendimi zorla ısırttıracakken son anda kurtuldum.Siz de biraz anlayışlı olun lütfen.Bu tatile inanın çok ihtiyacım var.
Zor zekat geçtim, sonra eşim olacak odunu payladım.Dışarı çıktık.Otele transfer için gelen minibüsün yanına gittim.Çalım yapıp, bineceğim saçımı savura savura.Allahım minibüsün kapısı yok.Acaba gizli kapımı yapmışlar diye minibüsün her yerini ilk kez minübüs görmüş uzaylı gibi mıncıklarken, şöför bağırır :" İlk gelişiniz, öyle değil mi?", "Trafik ters akar burada, doğal olarak tüm taşıtlara tersten binersiniz, kapı öbür tarafta hahaha" demesiyle rezilliğin bana ne kadar yakıştığını bir kez daha anlarım.
çok güldüm benim aklıma bişi gelmemişti zaten sakarım çok rezil olurum o yüzden ama dogum ile ilgili yazı okuyuncca bende yazıyım dedim
9 ayım dolmuş 30 kilo almışım daha yetmemiş gibi hala yiyorum bi gece sancım tutu dönüyorum tur atıyorum ofluyorum pufluyorum yatıyorum olmuyo kalkıyorum
olmuyo saat 4-5 civarı eşimi kaldırdım o zaman annemde kalıyoruz dedim kalk dayanamıyorum artık benim sancım tuttu gidelim pogça falan alalım bendede öle bişi vardı ssancım tutunca illa bişi ister canım
neyse o uyku sersemi ve şaşkın düştük yola fırın arıyoz gittik fırın kapalı eve dönüyoruz
hapşırdım bide baktım ki bacak aramdan su süzüldü aaaa suyum patladı die bagırıyorum şaşkınız tabi nese eve gittik
annemi kaldırdım dedim anne suyum patladı giyindik hastaneye gidicez
annem dioki sancılar nasıl falan bende diorum ki dogurcam artık kadın haddiiii
gittik hastaneye bi bez gibi bişi verdiler çubuk var içinde rengi değişiyo herkez geldi hastaneye kayınpederim falan herkez doğum bekliyo
nese doktor geldi dediki hapsururken mesaneye baskı yapmış ve bu yüzden kaçırmış
nese çıktık dışarda çay içiyoz kayınpederim dedi eee sen doğurmuyomuydun
eşimde dediki yok baba ya işemiş bizi kandırıyo çok utanmıştım
Balayı için ilk kez Kıbrıs'a gidiyoruz.Uçaktan bin bir türlü macera ve rezillikle nihayet Kıbrıs'a inmişiz.İnsanlar pide kuyruğunda gibi pasaport kontrolü için sıraya dizilmişler.Eşim sıra biraz seyrekleşsin diye kenara çekiyor beni.O esnada, sıradaki insanların yanında bir köpek görüyorum.Karınca bulsa onla sohbet edecek derece hayvansever biri olarak, "aa köpeğe bak, uçağa o da binmiş, yazık tırsmıştır o da, gel bobi, gel oğlum"dememle köpeğin "hırrrrr" diyerek bize doğru depara kalkması, eşimin beni uzağa itekleyerek kaçırması "lan o uyuşturucu arayan k-9 köpeklerinden, niye kendine çağırıyorsun manyak? Polisler köpek sana gitti diye işkillenecek, çekecekler içeri" demesiyle uyanıyorum."ne bileyim polis köpeği olduğunu, arkasından anlayamadım" dememe , eşimin "arkasından erkek olduğunu ve adının bobi olduğunu anlıyorsun ama " demesiyle sinirli olduğunu anlıyorum.
Bu arada eşim sıraya doğru çemkirerek gidiyor.Tam bir kütük türü olduğu için kontrolden o geçiyor, gidiyor.Arkada kalanın canı çıksın misali.Ben arkasından elimde pasaport yerine geçen bir kağıtla memurun önüne geliyorum.Herkesin kağıdına ve kimliğine bakıp gülümseyerek "iyi tatiller " diyen adam bana uzaylı gibi bakıyor.Ve sonrası:
-Winstonlight hanım değil mi?
-(Yok Kamil bey, kimlikte yazıyor işte hödük) Evet, ismim Winstonlight.
-Tatil amaçlı geldiniz öyle değil mi?
-(Hayır kadın pazarlayacağım burada, tövbe tövbe)Evet.
-Ne kadar kalacaksınız?
-(Pasaportumsu kağıtta yazıyor zaten mal) Bir hafta kadar.
-Tam olarak ayrılacağınız günü söyler misiniz?
-Bilmiyorum tam.21 Şubatta evlendik, bugün 22si.7 gece kalacağız ya da 8 gece 7 gün mü ne? İşte ya 29u ya 30unda döneceğiz.Aaa bir dakika, şubat 28 çeker o zaman mart 2 ya da 3 oluyor sanırım.
-Yani belli değil? Kimlikteki fotoğrafınızda biraz değişik olunca bu soruları sormak zorunda kaldım.
-(Kimlikteki foto sanki Angelina Jolie, o da ben, bu da ben işte)
Bu arada sınırı geçen eşim benim kaldığımı görünce yarım yarım uzaktan elini dizine vura vura yarılmaktadır.Onun şebek hallerine dayanamayınca, sinirlerimde bozulunca, bende başlarım.
-Hahahahha, muhahahhaha..
-Winstonlight hanım iyi misiniz?
-Beyefendi, eşim beni uzaktan güldürüyorda sinirlerim bozuldu.Bakın dün gece 8 saat düğünümde tepindim, sonrası malum yorgunluk, sabah 4te havaalanına geldik.Uçakta acil çıkış kapısının önüne oturdum, olurda uçak düşerse kapıyı ben açmakla ve herkesi kurtarmakla yükümlüyüm diye 45 dakika elim uçak kapısında, kalbim güm güm gözümü bile kırpmadım.Az önce şu k-9 köpeklerinden birine kendimi zorla ısırttıracakken son anda kurtuldum.Siz de biraz anlayışlı olun lütfen.Bu tatile inanın çok ihtiyacım var.
Zor zekat geçtim, sonra eşim olacak odunu payladım.Dışarı çıktık.Otele transfer için gelen minibüsün yanına gittim.Çalım yapıp, bineceğim saçımı savura savura.Allahım minibüsün kapısı yok.Acaba gizli kapımı yapmışlar diye minibüsün her yerini ilk kez minübüs görmüş uzaylı gibi mıncıklarken, şöför bağırır :" İlk gelişiniz, öyle değil mi?", "Trafik ters akar burada, doğal olarak tüm taşıtlara tersten binersiniz, kapı öbür tarafta hahaha" demesiyle rezilliğin bana ne kadar yakıştığını bir kez daha anlarım.
kızlar bir tanede bn anlatim hep okumak olmaz haftasonu kayınvalidemlerinn yanına gitmiştil eltimlerde orda eltimin 7 yaşında çok bilmiş bir oğlu var neyse herkes oturma odasında oturuyor sohbet ediyor ben odaya gitmek için kalktım eşimde arkamdan kalktı uzun bir kolidoru var evin kolidorda eşime trip atmakla meşgulüm eşimde dayanamayıp tuttu bni sarıldı sıkıca bırakmıo bir yandanda gıdklıyor bn ses duyulmasın die yalvarıom bırak die yokk o sırada eltimin oğlu geldi bir süre bakştık içeri gitti bizde hemen arkasndan nasıl gülüyor herkes soruyor noldu die bizde yok bir şey olmadı diyoruzz gülmesi kesinlince herkesin içinde aynen şu kelimeyi kullandı ''amcam yengemi duvara yaslamış ''herkes şok ay nasıl utandım yaaa hemen aa dedim niye atıyorsun cok ayıp:)))ah şu çocuklar pireyi deve yapmakta üstüne yokk
çok güldüm benim aklıma bişi gelmemişti zaten sakarım çok rezil olurum o yüzden ama dogum ile ilgili yazı okuyuncca bende yazıyım dedim
9 ayım dolmuş 30 kilo almışım daha yetmemiş gibi hala yiyorum bi gece sancım tutu dönüyorum tur atıyorum ofluyorum pufluyorum yatıyorum olmuyo kalkıyorum
olmuyo saat 4-5 civarı eşimi kaldırdım o zaman annemde kalıyoruz dedim kalk dayanamıyorum artık benim sancım tuttu gidelim pogça falan alalım bendede öle bişi vardı ssancım tutunca illa bişi ister canım
neyse o uyku sersemi ve şaşkın düştük yola fırın arıyoz gittik fırın kapalı eve dönüyoruz
hapşırdım bide baktım ki bacak aramdan su süzüldü aaaa suyum patladı die bagırıyorum şaşkınız tabi nese eve gittik
annemi kaldırdım dedim anne suyum patladı giyindik hastaneye gidicez
annem dioki sancılar nasıl falan bende diorum ki dogurcam artık kadın haddiiii
gittik hastaneye bi bez gibi bişi verdiler çubuk var içinde rengi değişiyo herkez geldi hastaneye kayınpederim falan herkez doğum bekliyo
nese doktor geldi dediki hapsururken mesaneye baskı yapmış ve bu yüzden kaçırmış
nese çıktık dışarda çay içiyoz kayınpederim dedi eee sen doğurmuyomuydun
eşimde dediki yok baba ya işemiş bizi kandırıyo çok utanmıştım
Bunu okuyunca aklıma geldi...
Bir gün annemle pazara gidiyoruz annemin elinde de pazar arabası ama ehliyet yok tabi...
Katil gibi gidiyor sokaklarda arabayı savura savura
Dar bir ara sokaktan geçiyorduk, teyzeler mahallede toplanmış, yerde çuvallarla sebzeler, kış hazırlıklarını yapıyorlar...
Annem o çuvalların ordan geçerken direksiyonu kıramadıveee mutlu son çuvalların üstüne çıktı pazar arabasıyla...
Teyzeler şaşkın, annem telaşlı
Ezdiği sebze de bezelye...
Annemin şaşkınlıktan ağzından şu sözler dökülüyor ''ayyyy pardon, ben onları fasülye sanmıştım''
Ben gerçekten o sözden sonra koptum, kaldırıma oturdum kaç dakika kahkaha attığımı hatırlamıyorum...
Canım annem benim demek içinde yıllarca fasülyeyi ezme güdüsü taşıyormuş da haberimiz yokmuş...
We use cookies and similar technologies for the following purposes:
Do you accept cookies and these technologies?
We use cookies and similar technologies for the following purposes:
Do you accept cookies and these technologies?