yok yok onu demek ıstemedım yanlıs ızah ettımErkekler kendi kendilerine yaptıkları için mi onların soyadlarını alıyoruz?
Babamızdan daha mı çok gen geçiyor bize? Bilenler aydınlatsın ama sanmıyorum. Zaten y x'ten kısa. Bu oğlan çocuğunun anneden daha çok gen alması demek değil mi? Kız çocuğunda ise ikisi de x eşit yani.
Harika. Farklı bir sistem :)
Aydınlatırsanız sevinirim.
Baba da çocuğa sahip çıkmak istediğinde ne oluyor? İkisinin de soyadı veriliyor mu? Yoksa babanın mı?
Bende bayılıyorum bu sisteme.
evlilik icindede kadinin soyadi çocuğa verilebilir.. Patchwork aileler bu çözümü seciyor...
Her türlü kombin mümkün...
Normalde tabiiki çoğu kadin kocasinin soyadini aliyor
evlilik dışı çocuk doğurmak aşırı normal olduğu icin bu kütük....soy meseleleri zaten absurd olurdu.
Ben mesela kendi soyadimi kullanacağım evlendikden sonra... cocuklarada babalarinin ve benim soyadim verilecek.
arkadasa yazdınız ama bende yazmak ıstedım yanlıs anlamazsanız bu sohbet benım hosuma gıttı acıkcasıSoyadı bu güç savaşının bir getirisi. Anneden ilerlese daha adil. Annelerin çocuklar üzerinde hakkı daha çok biliyoruz.
Annelik ve babalık ayrı şeyler. Her anne aynı zamanda baba olabilir. Her anne her kadın her babanın her erkeğin yaptığını yapabilir. Ama erkekler doğuramaz , anne sütüyle besleyemez. Bu yüzden çocuk üstünde daha çok annenin hakkı olmalı ,annenin sözü geçmeli. Baba yardımcı unsur gibi değil mi?
İlk sorum, kocasının soyadını kullanan yada ailesini bu şekilde oluşturan orada taşralı, geleneksel, dindar, muhafazakar kesim falan mı?
İkinci sorum,
Peki kızınız oldu ve iki soyadı var, ardından onun da çocuğu oldu, yine anne baba soyadı verileceği zaman, anneden iki soyad babadan da bir yada iki mi olacak?
İlk sorum, kocasının soyadını kullanan yada ailesini bu şekilde oluşturan orada taşralı, geleneksel, dindar, muhafazakar kesim falan mı?
İkinci sorum,
Peki kızınız oldu ve iki soyadı var, ardından onun da çocuğu oldu, yine anne baba soyadı verileceği zaman, anneden iki soyad babadan da bir yada iki mi olacak?
Hayir kesinlikle... çoğu romantik buluyor. Yani nasil erkek evlenme teklifi ediyor ve kadinlar bunu romantik buluyorsa kocasinin soyismini kullanmayida romantik buluyorlar. Veya kolaylik amacli tüm aile bir soyismi kullanıyor.
Kimse herhangi bir kombini yadirgamaz... insanlarin özgür seçeneği. Modernlikle filan alakasi yok yani.
Kizimin iki soyadi olur ve evlendiği zaman eşinle karar verir... ya iki soyadinla devam eder... ya eşininkini alir yada kombinler
ama anneden iki babadan bir gecmez...
Yani kizimda çocuğu olduğu zaman hangisini artacağına karar vermesi lazim...
Benim torunum bu durumda iki soyismi olur... biri babadan direk geçer diğeri ise kızımın seçtiği olur
Açıkçası bir birey olarak başka bir bireye eklemlenmeyi doğru bulmuyorum. benim bir adım ve soyadım var ve evlendikten sonra da kendi var olan kimliğimle yaşamıma devam etmek istiyorum. Çünkü ben değişmedim, kendi ayaklarım üzerinde duruyorum, ekmeğimi taştan çıkarırım ve bir evde bir erkeğin yapabileceğinden fazlasını yapabilirim. Her şeyi geçtim BEN BİR BİREYİM ve benim bir kimliğim var. Açıkçası romantik bir bakış açısı geliştirerek kocamın soyadını seve seve kullanırım mantığı gütmüyorum. Bu durum bana onur kırıcı geliyor.
Teşekkür ederim açıklamalar için .
Dediğiniz başka bir toplum için gayet eşitlikçi görünüyor.
Türkiye de büyük ihtimal farklı işler...
Bir kere bu soya önem addetme meselesi cinayete kadar varır.
Kadın soyadımı vereceğim dese elalem çocuk kimden der.
O çocuğa da anneye de ne etiketler yapıştırılır :)
Bu işin ataerkil boyutu.
Kocasının soyadını alan kadına kadınların etmediği kalmaz.
Öyle romantizm falan sökmez burada :)
Kesin ezik, cahil, koca düşkünü falan biri olmalısın kocanın himayesi(!) altına girdiysen mantığıyla kadın kadını ezer. :)
Bir de aile toplumun çekirdeği, aile kavramının önemi vs gibi kabuller var ya burada, orada aile yapısının ve dolayısı ile toplu yapısının bozulmasından endişe etmemişler mi?
Yada bu düzeni nasıl sağlıyorlar?
Tek ebeveyn ile büyüyen çocuk mahrum büyüyor mu?
Ailenin olmadığı bir ortamda ahlaki değerler nasıl oturuyor?
Kafamda bir milyon soru ile uyuyup ilk fırsatta en azından geçiş sürecini anlatan bir şeyler bulmaya çalışacağım, Öneriniz olursa aklınıza gelen, paylaşırsanız şahane olur :)
Teşekkür ederim açıklamalar için .
Dediğiniz başka bir toplum için gayet eşitlikçi görünüyor.
Türkiye de büyük ihtimal farklı işler...
Bir kere bu soya önem addetme meselesi cinayete kadar varır.
Kadın soyadımı vereceğim dese elalem çocuk kimden der.
O çocuğa da anneye de ne etiketler yapıştırılır :)
Bu işin ataerkil boyutu.
Kocasının soyadını alan kadına kadınların etmediği kalmaz.
Öyle romantizm falan sökmez burada :)
Kesin ezik, cahil, koca düşkünü falan biri olmalısın kocanın himayesi(!) altına girdiysen mantığıyla kadın kadını ezer. :)
Bir de aile toplumun çekirdeği, aile kavramının önemi vs gibi kabuller var ya burada, orada aile yapısının ve dolayısı ile toplu yapısının bozulmasından endişe etmemişler mi?
Yada bu düzeni nasıl sağlıyorlar?
Tek ebeveyn ile büyüyen çocuk mahrum büyüyor mu?
Ailenin olmadığı bir ortamda ahlaki değerler nasıl oturuyor?
Kafamda bir milyon soru ile uyuyup ilk fırsatta en azından geçiş sürecini anlatan bir şeyler bulmaya çalışacağım, Öneriniz olursa aklınıza gelen, paylaşırsanız şahane olur :)
Aslinda her konuda eşit ama kadinlar hâlâ mennun değiller (hakli olarak) mesela doğurgan bir yaşda olan ve aile planlamasi kapanmamış bir kadin cok zor iş buluyor. Yani aslinda kadin galiba dünyanın 4 ucunda haksizliga uğruyor.
Belirtiğiniz dayatmalara kimse maruz kalmıyor toplum çünkü ataerkil değil. (burda yaşayan türk göçmenlerden hariç, onlar hâlâ ayni sistem devam ediyorlar, çoğu yani )
Bunun sebebi çok boyutlu.. türkçem sağlam olmadığı icin düzgün anlatamiyorum ama burda kadina saygi aşırı yüksek. 2. Dünya savaşından sonra kadinlar tekbaşına bu ülkeyi kurdu. Yani babasiz çocuk belirli sebeplerden dolayı hep vardi. Kadinlar bu cocuklari babasiz büyüttü ve yani sira savaş dan yikilan ülkeyi yeniden ayağa kalkindirdilar. Nenesinin inşaatda çalışmış olan bir kadina bir erkek gelip sen kadin başına bunu yapamazsin dese parodilere konu olur yani. Herkes bunun farkinda... kadinin gücü yasanarak görüldü çünkü.
2. En büyük etken kadinin asla bir erkeğin himayesinde gercekdende olmamasi. Yani kadin gercekden seviyorsa bir erkekle evlenir. Geçimini sağlamak icin bir erkeğin yanina sığınmak zorunda değil mesela... veya şiddet görüp mecbur o adami cekmek zorunda değil. Maddi gücü var ve yoksa bile devlet ona o gücü veriyor. Bu güvence ile kadinlar daha bilincli adimlar atıyor... erkeklerde bunu bildiği icin fazla afra tafra yapamiyorlar... abartsa kadin gider ve hayati maddi acidan sönmez...
Burdada aile toplumun çekirdeği. İlişkiler belki trden daha sağlıklı (benim bakış acim, türk olduğum icin bunu kıyaslayabiliyorum)
İlk aşamada gercekden her insan bir Birey. En önemli etken bu. Kimse birbirine bağımlı değil, bağlı ama bağımlı değil. Trdeki en büyük sorun bu galiba, aile kelimesinin arkasinda bağımlılık yatıyor...
Aslinda kimse didisinin didisini belkide görmek istemiyor... birgün belki işim düşür diye kontakda bulunuyor.
Burdaki ilişkiler daha gercek. Çünkü gercekdende SEVGI üzerine kurulu. Bir kadin 5 sene bir erkekle yaşar ve gerçektende ben bu adami seviyorum diyerek isterse evlenir... istemezse ayrilir veya devam eder. Anne baba ilişkiside ayni. Kimse anne veya babasinabeni okutdu... filan diye pisikolojik baski altinda yaşamaz.
Aslinda toplum dışardan bakılınca abuk supuk görülsede icinden bakılınca cok güzel. Ben memnunum. Huzurluyum. Bir birey olarak doğdum ve hayatimi kendi belirledigim doğrular altinda yaşıyorum. İstersem 5 adamdan çocuk yapiyarim, istersem rahibe olurum...
Bir birey olarak baya duyulan saygi eksilmez... cocuklarim ezilmez ac kalmaz. Korku ve baski altinda kalarak kimse hayatini yaşamak zorunda değil yani. Bu ruhî özgürlükle insan huzuru yakaliyor
Baya yazdim ama... galiba benim de icim şişmiş.
Geçiş süreci türkiye icin aşırı sancili olur (kendi bakış acim) çünkü sadece bir sorun değil binbir sorun var toplumda. Ben şahsen bu geçişin gerceklesicegine inanmıyorum. Olsa bile biz bunu görmeyiz sadece çocuklarımıza zemin hazirlariz.
Dayanmak istemediğim en derin konu aslinda Din. Ama dini sorunlari çözmeden asla kadinlar trde bir birey olamaz...
Burada daha duymadim bile bir doktor zar diksin. Kesin vardir... ama duymadim yani bir doktorun bunu yaptığını. Yapmaz... talep eden kadini kesin bir psikologa yönlendirir...
Namus kelimesinin tercümesi bile yok. (Türkiyede kullanilan anlami ile) namusun iki bacak arasinda olmadığını 3 yaşındaki cocuk bile biliyor yani...
Dul kelimesi sadece eşi vefat etmiş insana kullaniliyor. Ben boşanmış bir kadina dul desem insanlar almancaya hakim olmadığımı sanar ve bekar kelimesini öğretir :)
Ama bence iş kadinlarda başlıyor: hem pastam dursun ama karnim doysun olamaz.
Düğün dernek isteyip, koca ailesinden maddi yardim bekleyip, cocuk olunca kvye bakitirip, sonrada ben eşimle cocugumla cekirdek aileyim demek olmaz. Bu resmen şizofrenidir.
Burda bu tür aile yapılarına jenerasyon sözleşmesi denir. Her sözleşme iki taraflıdır. Kv nin evinde oturup, çocuğuna baktirip kadini dış kapinin dış mandali görmek olmaz.
Burdaki kadinlar bir birey olduklarini sadece söylemezler... bu yaşarlar. Kolaymi? Asla...rahatmi?... asla...
Ama her özgürlüğün bedeli var. Almancada bir laf vardir : hakkin varsa sorumluluğunda vardir.
Trdeki çoğu kadin hak istiyor ama sorumluluk altina girmekden cekiniyor...
Burda öyle değil
We use cookies and similar technologies for the following purposes:
Do you accept cookies and these technologies?
We use cookies and similar technologies for the following purposes:
Do you accept cookies and these technologies?