sizin için gerçekten çok üzüldüm. her sayfa tek tek okudum. herkes düşündüklerini söylemiş vs ancak, siz gene aynı çaresizlikle kalmışsınız; en çok da buna üzüldüm.
bir kere ekonomik özgürlüğünüz var, siz yalnız, çaresiz ve kimsesiz bir kadın değilsiniz bunu garantileyin kendi aklınızda.
ikincisi biri ile evlenmeyi siz seçtiniz diye ömür boyu kahrını çekmek zorunda değilsiniz.
sevgi her şeydir, eğer bir adama katlanıyorsanız sevdiğiniz içindir ama sevilmiyorsanız sevginiz sömürü nedenidir.
ayrıca sizin eviniz tatil beldesinde, deniz kıyısında dahi olsa çalışan bir kadının evinden üç hafta ergen çocuk misafirliği nedir yahu, hangi kültür, hangi zihniyet yazıktır o kadına çocuklar, abinizi gördünüz çıkın gelin demez.
ahh öyle doldum taştım ne desem bilemiyorum?
eşinizin size yardım etmeme ve evinizi ailesinin evi gibi görme meselesine gelince, o ev senin. ne annesinin, ne babasının ne de kardeşlerinin. ayrıca, bir boşanma davası süresinde bile o ev size tahsis edilir, dava sonucunda eşyalarınızdan hakkınız alınır. bu kadar nettir kadının hakkı bunu bilmeyen adama höhhh derim!
peki çözüm önerim var mı?
haddim değil git demek! ancak, bebek meselesinde erteleme tavsiye ederim. yani düşünüyor musunuz bilmem ama çocuk yapmadan önce üç yüz kez düşünün lütfen.