birazı eksik olmak kaydı ile aynı benim eşimden bahsetmissiniz bi fazlalagı var odaq hem pc hem tv manyagıdır benimki yeterki benim sohbet etmesinde ne olursa olur ona ama bende susmaya alıstım artık inanırmısın artık sesli ortamları bile kaldıramıyorum devamlı sessiz durmaktan
ne var ki tv de bu kadar hipnotize bi şekilde izlicek..., en iyisi tv yi boz
ya da uzun yürüyüşlere çıkın, o zaman, insan ister istemez sohbet etmeye başlıyor
bi de erkekler kadınlar gibi düşünmüyo ya, hep bunu söyler gibi oldum ama gerçek bu, çoğu ilişkide olabilecek bi örnek vereyim
sen mesela evliliğinizin sorunlu olduğunu düşünürsün sana göre çok problem vardır, ilişkimizdeki problemleri düzeltmeye çalışmalıyız dersin mesela, o ne problemi der
erkeklerin karnı tok sırtı pekse, çocuklarlada ilgilenmek zorunda kalmazlarsa, extra bişeyler pek aramıyolar, hayatları monitörlerin başında geçiyo, buna izin verirsen hayat onlar için çok güzel
bence sende onunla ilgilenme, akşam oturdunuz mu pc başından kalkma, çay mı istedi tamam de, 1 saat sonra yap, ya da o meyve istemeden sen iste, filmin en heyecanlı yerindeyim kalkamıyorum falan de. Bi kaç gün sonra senin ilgisizliğinden sıkılıp beraber bişeyler yapmak isteyebilir bence, gerçi eşini sen tanıyorsun sınırlarını sen biliyosun ama umursanmamaya hiç bi insan tahammül edemez ilişkilerde...
Ben de senin konundan sonra farkettim.
Benim eşim benimle paylaşmayı, sohbet etmeyi sever genel olarak. Yaklaşık 8 aydır hamileliğimden ve mide rahatsızlığımdan dolayı eşimle yemek zamanlarımız pek uymuyor, benim erken yemem gerekiyor, buna rağmen her zaman o yemek yerken yanında olmamı ve sohbet etmek ister. Ben mutfakta birşeylerle uğraşırken de, ütü vs. başka odalarda birşey yaparken de yanımda durup sohbet eder.
Dün farkettim ki , bu adam salona tv'nin karşısına geçti mi, aynı senin bahsettiğin gibi biri oluyor.
Hiç sesini çıkarmasan saatlerce sesini çıkarmaz, hatta sinir olurum üstüne bir de uyur :)
Ben de dün kaldırdım beyefendiyi, canım sıkıldı kalk balkona çıkalım dedim, çıktık, iyi de vakit geçirdik.
Bu erkekleri tv karşısından filan uzaklaştırmak gerekiyor sanırım biraz.
Merhaba Arkadaşlar;
bu aralar tavan yapmış üzüntümü sizlerle paylaşmak istiyorum.
Sorunum eşimin suskun olması,konuşmaktan haz almaması ve tv aşığı olması.
Akşam işten gelir,hoşgeldin derim sarılırız öpüşürüz,yemeğimizi yeriz soframızı toplarız
ben mutfağı temizlerken eşim oturma odasına geçer,çayı meyvesi çerezi ne varsa hazırlar içeri götürürüm yanına otururum teşekkür eder susar ve onları yiyip içmeye başlar Tv izler.
Ben sohbet etmeye çalışırım,konu açarım,Maçtan bahsederim,siyasetten bahsederim sırf konuşsun diye...
Ama ki eşim kısa cümlelerle sohbeti başlamadan bitirir..Evet,hayır,bilmiyorum,tamam,öylemi,hı hı,
bunlar eşimin çok severek kullandığı kelimeler...
Geçen gün benim için önemli olan birşeyi anlatırken yaklaşık 5 dakika konustuktan sonra eşimin beni
hiiç dinlemediğini Tv'ye daldığını gördüm...Öyleki ben susunca kafasını cevirip bana bakmadı bile.
Kalktım yanından gittim yarım saat sonra yanıma geldi,durumun farkında bile değil,hadi uyuyalım dedi.
Bende sinirlendim,düşüncelerimi söyledim bağırdım çağırdım...
Dönüp bana cevabı şu oldu ''otururken neden buna kızdığını söylemiyorsunda,tam uyumaya giderken söylüyorsun''.
Oysaki otururkende beni dinlemiyor... Herzaman üste çıkıyor,ya da cevap vermiyor.
Tamam geneldede çok konuşmayı sevmez ama insan eşiyle sohbet etmek istemez mi?
O böyle yapınca bende sürekli dır dır eden kadın konumuna düşüyorum,bazen kendi sesimden rahatsız olduğum zamanlar oluyor.
Akşama kadar heyecanla bekliyorum onu,sonuç hiç değişmiyor susuyoruz konuşmamız yemek yeme süresi kadar genelde...
Pek nadir konuşur,ondada hayrete düşerim nasıl konusuyor sohbet edıyor diye.
Kendimi değersiz ve yalnız hissetmeye başladım...Çokta üzülüyorum bu duruma.
Defalarca konuştum ama başarılı olamadım... 10 yıl sussak neden konuşmuyoruz demez.
Eşi aynı olan arkadaşlar var mı?Sizler neler yapıyorsunuz ya da ne önerirsiniz?
Önerilerinize,düşüncelerinize ihtiyacım var...Paylaşırsanız sevinirim.
Not: Lütfen kimse ikili tartışma yaratmaya müsait yorum yapmasın...Kimseyle tartışmak istemiyorum.
Olabilir,öyle bir insandır belki..
İşe ondan %100 performans beklemeyek başlamalısın benc.e
bir de konuşkan olmayan tiplerin büyük bir kısmı çocukluktan gelen özgüven eksikliklerindne kaynaklanıyor.
neden düşüncemi paylaşayım ki ,salakça,saçma,benim düşüncelerim kıymetli değil..
aile böyle bir ortam yarattıysa hayat boyu böyle gidiyor.
eşim de sakin bir tipdir ve konuşkan bir insan değildi. değildi diyorum değişti çünkü.
bende aksine pek susmamhala yine ben 5 söylerim o 1 söyler..
ama artık sohbete katılıyor,kendi konu açıyor,düşüncelerini önemsiyor.
biz bu hale yaklaşık 5 yılda geldik ama :26:
televizyondan kurtulmaya çalışın ama dediğiniz gibi bebeğin emziği olmuş durumda tv.
ortak şeyler organize edeceksiniz.
hayal çok güzel anlatmış,sen sizin hayatınıza uygun aktiviteler yaratabilirsin.
dışarda olunca mecburen konuşuyor insan.
hergün saat 9 da dışarı çıkacağız örnek veriyorum ,ilk günler of puff sonra alışacak.
siz mesela konuşuyorsunuz sizi dinlemiyor küsmeyin,üstüne atlayın,inatla derdinizi anlatın.
sen ne düşünüyorsun bu konuda diye ciddiyetle sorun,onun düşüncelerinizi önemsediğinizi bilsin.
aslında nedne konuşmadığını öğrenebilsen daha güzel çözüm üretilebilir..
sevgili brownim öncelikle yazdıkların tamamiyle benim eşimi anlatıyor, inanılmaz sessiz sakin birisidir, verdiği en uzun cevap bilmiyorum olur, genelde evet yada hayırdır çünkü
bende derinsse katılıyorum , eşimiz gibi kişilerin aile hayatında sözlerine değer verilmeyen, sürekli azarlanan bi çocukluk geçirdikleri için böyle olduklarını düşünüyorum
şuanda 2 yıllık evliyim, ve eşimin söylediklerine değer vererek, genelde olumlu yorumlar yaparak, hem sohbet süremizi uzatıyorum, hem de yavaş yavaş kendi özgüvenini kazandırıyorum
inanır mısın, artık arkadaş ortamında dahi eskiye nazaran gözle görülür bir fark var,
artık en azından sesi çıkıyor :)
yaa ben hep bunun açıklamasını yapımak zorunda kalıyorum . bence bu huy ve kişilikle alakalı birşey . yani aile de sözü geçmeyen azarlanan çocuk olmakla alakası yok bunun .benim eşim ailesinin göz bebegi her dedigi yapılır her sözü dinlenir ama benim ki de öyle sessiz sakin kendi halinde konuşmayan biri .
Biz de eşimle şöyle anlaştık o spor haberleri izlediğinde ben b.sayarı açarım,ben dizi izleyince o pc açar en fazla 1 saat olur o da..
çok şükür sohbet etmeme huyumuz yoktur çook yorgun falan olursak susarız
ama spor haberlerini en az 45 dk.izler bende o sürede pc yle ilgilenirim sonra da bana kalkar"pc yle ilgilendiğin kadar benimle de ilgilensen"der iyi de o zaman spor haberlerini kapat sende di mi..
Brownim,benim eşim de benim yanımda öyle çok konuşmaz ama arkadaşlarının yanında bülbül kesilir.
Hadi onu geçtim,arada bi başıma gelen şu olaydan nefret ediyorum ben de senin gibi.
Salonda oturuyoruz ben bişeyi anlatıyorum anlatıyorum.Anlattığım şey bitiyo.Koltukta kafasını bana doğru çevirip "hıhh?? ne dedin?" diyo.
Yok bişey diyorum bazen kızıyorum sen beni dinlemiyomusun diyorum asıyorum suratımı.
Bunu bana arada bi yapıyo bigün elime terliği alıp onu çok fena dövücem
İster EvLi oLun İster Bekar Bu Yazıyı MutLaka Okuyun !
Bülent avucunu açmış kendisine doğru elini uzatan adama ters ters baktı. Elli yaşlarında gösteren adam görmeye alıştığı hırpani kıyafetli dilencilere benzemiyordu. Üzerindeki giysiler eski fakat temizdi. Eli yüzü temiz ve sağlıklı görünüyordu.
"Sapa sağlam adam gidip çalışacağına dileniyor belki benden daha zengindir" diye düşündü. Zaten canı çok sıkkındı birde sinirlenmişti.
Alaycı bir ses tonuyla:Ekmek parası mı istiyorsun ? diye sordu.
-Hayır çikolata parası lazım!
Bülent'in kızgınlığı şaşkınlığa döndü. `Espri yeteneği olan dilencinin hali de başka oluyor` diye düşündü.
- Niye siz ekmek bulamayınca çikolata mı yiyorsunuz?
- Hayır. Ekmek bulamadığımız günler genellikle bulgur pilavı yeriz onu da bulamadıysak aç yatarız.
Bülent adamın ciddi mi konuştuğunu yoksa dalga mı geçtiğini anlayamamıştı.
-Bu gün karnınız doydu üstüne tatlı mı istedi canınız?
-Fakirin canı mı olur ki tatlı istesin beyim.
- Bu bir kamera şakası mı yoksa sen iş bulamamış stendapçı mısın?
- Hiçbiri değil. Sadece fakirim. Bugün karımın doğum günü ona çikolata götürmek istiyorum.
-Doğum gününde yaş pasta alınır bildiğim kadarıyla.
-O bizim için değil zenginler için. Otuz yıllık evliliğimiz boyunca ona bir kez bile yaş pasta alamadım. Ama her doğum gününde mutlaka çikolata götürdüm. Çikolatayı çok sever.
Adamın söyledikleri Bülent'in dikkatini çekmişti. O akşam karısıyla kavga etmiş kapıyı çarpıp kendini sokağa atmıştı. Arabasına da binmemiş sahile kadar yürümüştü. Denizi seyretmek de onu rahatlatmamıştı. Oysa eskiden denizi seyrederken çok rahatlardı.
Dalgalar sıkıntısını alıp götürürdü.Fakat karısının evde ağlıyor olduğunu bildiği için olsa gerek hiçbir şey onu rahatlatmıyordu. Dilenciyle konuşurken biraz kafası dağılmıştı.
"Acabasöyledikleri gerçek mi yoksa uyduruyor mu" diye düşündü.
-Cebinde bir çikolata alacak para yok mu şimdi?
Bülent'in sorusu üzerine adam ceplerini boşalttı bir nüfus cüzdanından başka bir şey çıkmadı.
- Ben dilenci değilim. Işim yok. Günlük çalışırım ne iş bulursam yaparım.Fakat bu gün bütün gün iş aradım aksilik bu ya hiçbir iş bulamadım.
Bülent oturduğu bankı işaret ederek yer gösterdi.
-Oturun biraz dertleşelim bari dedi. Adam çekingen çekingen oturdu yanına.
-Yokmu eşin dostun borç alacak akraban?
-Fakirin akrabaları da fakir olur beyim. Bulurlarsa kendi karınlarını doyururlar.
-Dilenecek kadar çok mu seviyorsun karını ?
-Hem de çok seviyorum. Otuz yılımı aydınlattı o benim.
-Hımmmm. Aşk hemde otuz yıl süren aşk. Hayret doğrusu! Aşkın ömrü en fazla üç yıl diyorlar oysa. Sen otuz yıldan bahsediyorsun.
-Evet. Geçen yıllar sevgimi azaltmadığı gibi artırdı.
-Söyle o zaman nedir evlilikte mutluluğun sırrı? Söylediklerine bakılırsa sen mutluluğun formülünü bulmuş gibisin.
-Ben ilkokulu bile bitirmedim. Öyle formül falan bilmem.
- Formül dediysem kimya formülü sormuyorum canım. Bende altı yıllık evliyim. Sevdiğim kadınla evlendim fakat mutlu değilim. Sürekli kavga ediyoruz.Daha iki saat önce kapıyı çarptım çıktım. Evimiz arabamız işimiz gücümüz her şeyimiz var ama mutlu değiliz. Senin hiçbir şeyin yok ama mutlusun.Para mı acaba bizi mutsuz eden?
-Hiçbir şeyim yok mu? Hayır benim her şeyim var. Benim karım her şeyim.Sevgilim eşim arkadaşım hayat yoldaşım. Hayatımı paylaştığım insandan daha değerli ve daha önemli ne olabilir ki dünyada? Sizin ev araba iş diye her şey dediğiniz şeylerdir aslında hiçbir şey olan.
-Öyle deme şu kadar varlığın içinde bile karım her şeyden şikayet ediyor.Bir de fakir olsam kim bilir ne olur?
-Altın tasın kan kusana faydası yoktur beyim. Sen kadın ruhunu hiç anlamamışsın. Hiçbir kadın iyi bir evde oturduğu hergün çeşit çeşit yiyecekler yediği için mutlu olmaz. Bir kadın kocasının her şeyi olduğunu bildiğinde ancak mutlu olur.
-Sizin mutluluğunuzun sırrı bu mu ?
-Olabilir. Ben karıma değerli şeyler alamıyorum ama ona benim için ne kadar değerli olduğunu hissettiriyorum. O da çok mutlu oluyor.
-Bir kadına değerli olduğunu nasıl hissettirilir?
-Küçük kızı severek.
-Küçük kız mı ? Hangi küçük kız ?
-Yaşı kaç olursa olsun her kadının içinde hiç büyümeyen bir küçük kız vardır. O kızı ne kadar çok sever ne kadar çok mutu edersen o kadını da o kadar mutlu edersin.
-Nasıl yani ?
-Küçük kız neleri sever nelerden hoşlanır bir düşünün. Küçük kızlar hep beğenilmek ilgi görmek isterler. Güzel olduklarını duymaya bayılırlar.Kendilerine prensesmiş gibi davranılmasını beklerler. Küçük kızlar hep prenses olmayı hayal ederler. Sürprizlerden hoşlanırlar. Biraz şımartılmak isterler. Sevilmek ve sevildiklerini hep duymak isterler. Iltifata doymaz küçük kızlar. Öyle değil mi?
-Haklısın. Benim dört yaşımda bir kızım var. Adı Aylin. Her akşam boynuma sarılır "babacığım beni ne kadar seviyorsun?" diye sorar.Giysisini değiştirdiği zaman etrafımda "Baba güzel olmuş muyum?" diye sorar durur.
-Güzelsin demem de yetmez ona. " Harikasın prenses gibi olmuşsun"demeliyim. Dünyanın en güzel kızı demeliyim.
-Işte kadınlar bir ömür boyu bunu duymak isterler. Ben elli yaşındaki karıma böyle davranıyorum. Ömrümüz olurda ****en doksan yıl da yaşarsak ben ona böyle davranmaya devam edeceğim. Ona "bebeğim" diye hitap ediyorum çok hoşuna gidiyor. "Bebeğim bana bir çay yapar mısın?" dediğimde çay yapmak için nasıl koşturduğunu görmelisiniz.
-Hiç kavga etmezmisiniz siz?
-Kavga evliliğin tadı tuzu. Arada biz de tartışırız. Küsüp barışmanın tadı ayrıdır. Benim karım bir keçi kadar inatçıdır. Onunla barışmak için uğraşmak ayrı bir keyif verir bana.
-Benim eşim çok ciddi kadındır. Hiç küçük kız havası yok onda.
-Küçük kızlar büyüdükleri zaman artık sevgi ilgi istemeye utanırlar. En ciddi yada en yaşlı kadının bile o küçük kız mutlaka vardır. Yeter ki sen o tatlı kızı sevindirmeyi mutlu etmeyi bil. Ve o küçük kızı asla aldatma.Yoksa bir daha sana güvenmez ve ne yaparsan yap hep kuşkuyla bakar.Küçük kızlar hem çabuk mutlu olurlar hem de çabuk kırılırlar.Çok narindir onlar.Hoyrat elleri sevmezler. Yumuşak dokunuşları severler.
-Bu tavsiyeni deneyeceğim. Fakat her zaman yapabilir miyim bilmiyorum.Bazen işlerim çok yoğun oluyor o zaman eve çok yorgun gidiyorum.
-Bu sadece bir bahane. O küçük kızı mutlu etmek dünyanın en kolay işi.Çoğu zaman birkaç tatlı söz yeterli olur. Sen o küçük kızı mutlu ettiğinde karşılığını fazlasıyla alırsın. Artık o seni rahat ettirmek için elinden gelen gayreti gösterir. Karısı mutlu olmayan erkek mutlu olamaz. Mutlu olmak isteyen erkek önce hayat arkadaşını mutlu etmelidir. Düşünsene somurtkan mutsuz sürekli söylenen biriyle yolculuğa çıksan ne kadar mutlu olabilirsin.
-Haklısın da bende bütün gün ailem için çalışıp yoruluyorum.
-Yine para yine dış sebepler. Evet para önemli ve gerekli ama kadınlar para için erkekleri sevmezler. Para geçici mutluluklar verir. Kadınlar hediye almayı severler. Paran varsa hediye al tabi.Ama hediyeyle mutlu olmasını bekleme. Hediyenin yanına sevgini katmazsan hediyenin bir anlamı yoktur.
Benim hiçbir zaman çok param olmadı. Günlük kazandım günlük yedik.Bazen aç kaldığımız günler oldu. Hiçbir zaman karımın kulaklarına altın küpe takamadım ama her zaman aşk sözleri fısıldadım. Hiçbir zaman boynuna pırlanta gerdanlık alamadım ama hep öpücüklerle sevdim boynunu. Hiçbir zaman ona ipek elbiseler giydiremedim ama kendi bedenimle ipek elbise gibi yumuşacık sardım bedenini ve mutlu ettim onu.
Adam ayağa kalktı.
-Bana müsaade artık gitmeliyim karım merak eder. Sende git evine küçük kızın gönlünü al belki o küçük kız şimdi evde ağlayıp duruyordur.
Bülent de ayağa kalktı. Kuvvetlice elini sıktı.
-Sizi tanıdığıma çok memnun oldum.
Elini bıraktı koluna girdi. Yolun karşısındaki pastaneyi gösterdi.
-Hadi gel eşin için şuradan çikolatalı pasta alalım dedi.
Pastayı aldılar. Adam hayatında ilk defa karısına yaş pasta götürmenin mutluluğuyla bin bir teşekkür ederek evinin yolunu tuttu.
Bülent de pastanenin yanındaki manavdan karısının en sevdiği meyvelerden aldı.
Evine geldiğinde karısı şişmiş gözlerle mutfak masasında oturmuş su içiyordu. Bülent hiç konuşmadan meyveleri büyükçe bir tabağa döküpyıkadı. sonra eşinin önüne koydu.
-Bunlar dünyanın en şanslı meyveleri dedi.Inci hiç konuşmadı.
-Sorsana "niye" diye..
Inci kızgın kızgın: -Niye? Diye sordu.
-Çünkü dünyanın en güzel ve en tatlı kadının midesine gidecek dedi gayet ciddi bir ses tonuyla. Inci şaşırmıştı. Bir anda yüzünün ifadesi yumuşamıştı.
-Bunlar senin sevdiğin meyveler senin için aldım.
-Hayret bir şey! Her zaman kendi sevdiğin meyveleri alırdın. Benim hangi meyveleri sevdiğimi iyi hatırlamışsın. Aslında bu beklediğim istediğim bir şeydi. "bak senin sevdiğin meyveleri aldım"
-Ama şimdi kıymeti yok. Çünkü sana çok kırgınım meyve alarak gönlümü alamazsın.
-Özür dilerim seni kırdığım için.
Sonra Bülent yere diz çöktü.
-Cezam neyse razıyım. Ama bir tek şey istiyorum senden. Seni delice seven bu adamı senden mahrum etme.Bülent yere çömelmiş boynu bükük bir vaziyette çok komik görünüyordu.
Inci kıkır kıkır gülmeye başladı.
-Affetmek o kadar kolay değil. Bakalım hangi cezalara katlanabileceksin dedi.
Bülent işte o zaman ona muzip muzip bakan eşinin içinde sakladığı küçük kızı gördü.Bundan sonra her şey daha farklı olacak diye düşündü.
Bazi arkadaslar olayi ortak nokta eksikligine baglamis yahut duvara konustugu hissine kapildigindan bahsetmis..
Ne uzulun , ne bunalin .. bu aslinda sorun bile denemicek bir yanlis anlasilma hadisesi ..
Kadinlar konusarak, stres atip ,rahatlar, eglenir, iletisimi ve duygusal baglari gelistirir..... Buna ek olarak gun boyu esini bekleyen, ona tum enerjisini saklayan kadinlar var ,diger yandan gun boyu disarda yorulan evi siginak, dinlenme tesisi, sorumlukladan bir kac saatligine de olsa kurtulabilecegi bir yer olarak goren erkekler var..
ama iste insan bir kez alinmaya gorsun, yanlis anlamlar cikartabiliyor bu durumdan..
Bizim esimle olan iliskimiz ise bu hikayeden biraz farkli, sakinligi ve huzuru severim ben, cok konusmak her zaman beni yorar yada yanimda surekli konusan birinin olmasida benim yorulma ve ortamdan uzaklasma istegimi artirabilir ..
Evde esim sohbet, muhabbet konusalim,aileden kim napmis?ne demis? en son kim evlenmis? kimin cocugu .okulda napmis, ben gun boyu napmisim sabaha kadar anlatsam dinler, yorum yapar, anlatir ,anlatir, anlatir....
Bense , gun icinde enteresan birsey olmussa anlatir, onun naptigini ogrenir ve konusmayi azaltirim,duygularimi konusmaktan cok hareketlerle gosterme yoluna giderim, esimse bu durumdan sikayetci, surekli benimle ilgilen,bana bak , bana anlat bisiler, diyip duruyor..
halbuki benim konusma istegimin azligi ,tamamen kisisel bir ozellik, bu onunla ilgilenmedigim, sevmedigim,ortak noktalarimizin azligindan da kaynaklanmiyor ama gelde anlat anlatabilirsen
browni arkadasim insallah sizde esinizi uzmezsiniz bu sebepten, ben sanirim onu anliyorum
ayyyyyyyyyyyyyyyyyyyyyyyyyyyyyyyyyyyyyyy İNANMIYORUM BUKADAR MI OLUR YA BENDE AYNI DERTTEN MUZDARIP BIRISI OLARAK YORUMLARI OKUYORDUM BU HIKAYEYI AYLAR ÖNCESINDE OKUMUS VE GOZYASLARINA BOGULMUSTUM VE AZ ÖNCE DEDIM Kİ İÇİMDEN BU HIKAYEYI BULUP BURDAKI BAYANLARA OKUMASINI SAGLIYAYIM CUNKU OKADAR COK GERCEKLERI BIR KADININ KOCASINDAN NELER BEKLEDIGINI YANSITIYORKI DERKEN BIR BAKTIMBU HIKAYE GOZLERIM DOLDU ŞOK OLDUM APTALA MALUM OLUR DERLER GALIBA BU DURUMA...BEN BU HIKAYEYI ESIME OKUTTUM HICBIRSEY DEGISMEDI OLMAYINCA OLMUYOR YANİ.BENIM ESIM EVLENINCE 360 DERECE DONDU COK KONUSKANDI COK VS VS İDİ FAKAT KOPRUYU GECINCE DEGISTİ BEN SUAN SANIRIM BUNALIMDAYIM İLGİSİZLİKTEN DOLAYI SANIRIM BAZI ERKEKLER EVLENINCE KADINI DEGERSIZLESTIRIYOLAR ESKISI GIBI DEGERLI GORMUYOLAR EVLENDIKTEN SONRA BIZI ANLAMIYORLAR İLGİ İSTİYORUM DIYE KIVRANIYORUM BUNALIMLARA GIRDIM COZELIM SU ISI DIYORUM BUNUN BOYLE GITMEDIGINI AYRIMAK ISTEDIGIMI SOYLUYORUM HER ISTEDIGINI ALIYORUM YA BIR SURU KIYAFET ALDIK GENE DIYO ANLAMIYO ANLAMIYO NAPTIMSA ANLATAMADIM VALLA CANIM BEN SANA NE DIYIM SİMDİ KELİN İLACI OLSA KENDİ BAŞINA SÜRERMİŞ...ALLAH YARDIMCIMIZ OLSUN BASIT GIBI GELEBILIR BAZI HANIMLARA AMA OYLE DEGIL İŞTE YAŞAYAN BİLİR
We use cookies and similar technologies for the following purposes:
Do you accept cookies and these technologies?
We use cookies and similar technologies for the following purposes:
Do you accept cookies and these technologies?