• Merhaba, Kadınlar Kulübü'ne ÜCRETSİZ üye olarak yorumlar ile katkıda bulunabilir veya aklınıza takılan soruları sorabilirsiniz.

Eşi suskun olan,sohbet etmeyen,gerekmedikçe konuşmayan var mı?

peki eşin ne iş yapıyor canım eğer özel değilse tabi?
yakın arkadaş ortamlarınızla gidip gelmeyi mi artırsanız en azından oralarda az bile olsa mecbur kalır konuşmaya hem televizyon izleme şansı da olmaz böylece?:59:

Eşim özel bir şirkette Satış müdürü.

Hafta içi toplantıları vs. oluyor kimi zaman erken kimi zaman geç geliyor

öyle çok gezmeyide sevmez benim kocacım :))
 
bir ara bir yazı okumuştum KK da yada başka yerde hatırlamıyorum.kadınların günlük konuşma kapasitesiyle erkeklerinki arasında dağlar kadar fark vardı.erkeklerinki düşük olduğu için onlar bu kapasiteyi iş yerinde dolduruyor ve vev kalmıyor galiba:26:

Doğru tespit etmişler,

işe göndermeyip evde oturtturup ben mi çalışsam ki:27:
 
Konunuzu okuyunca, kayınpederim ve kayınvalidem geldi aklıma. (Hiç aklımdan çıkmıyorlar ya neyse :))
Kayınpederim çok az öz konuşan ama kayınvalidem aşırı konuşan biridir, ama çok aşırı, kendisi de övüne övüne söyler bunu hep, ben çok konuşurum diye. İlk evlendiği zamanları anlatır, ben bu adamla nasıl ömür geçireceğim hiç konuşmuyor diye yakınıyormuş.
Şuan neredeyse 40 senelik evliler ve bu zamana kadar alışarak gelmişler, birbirlerine tahammül ederek değil gerçekten, kayınvalidem anlatırken ben bu adama bunca sene katlandım diye anlatmaz mesela.
Zamanla kayınpederim kayınvalidemin çok konuşmasına alışmış, kayınvalidem de kayınpederime alışmış.
Bana sorarsanız kayınpederim az konuşan biri de değildir, belki bu yaşına gelince birşeyler de değişmiş olabilir, ama hala yerinde ve zamanında konuşur ve ben bu halini çok severim.
Ben genel olarak nerede ne konuşacağını bilen insanları, çok ve boş konuşan insanlara tercih ederim açıkçası. Tabi burada eş arası iletişim söz konusu, ama konu eş bile olsa insan yapısını bir yere kadar değiştirebilir heralde.
Siz de eşiniz de birer birer adımla birbirinize yaklaşarak, zamanla alışarak, seneler boyu güzel bir evlilik yaşarsınız inş.
 
Son düzenleme:
valla aslında ideal kocayı bulmuşsun da haberin yok, cır cır ötse napıcaktın :60:
şaka bir yana bence sen bunu kafanda da biraz büyütmüş olabilirsin canım yani bunu bir problem olarak görmek zihninde başlar ya hani ilk önce. tavsiye vermek bana düşer mi bilmem ama bence biraz bu durumu kafana takmayıp ilgini başka şeylere yönlendirmeyi denesen belki bu sefer o senin ilgi eksikliğini farkedip ilgisini artırır?:59:
 
Konunuzu okuyunca, kayınpederim ve kayınvalidem geldi aklıma. (Hiç aklımdan çıkmıyorlar ya neyse :))
Kayınpederim çok az öz konuşan ama kayınvalidem aşırı konuşan biridir, ama çok aşırı, kendisi de övüne övüne söyler bunu hep, ben çok konuşurum diye. İlk evlendiği zamanları anlatır, ben bu adamla nasıl ömür geçireceğim hiç konuşmuyor diye yakınıyormuş.
Şuan neredeyse 40 senelik evliler ve bu zamana kadar alışarak gelmişler, birbirlerine tahammül ederek değil gerçekten, kayınvalidem anlatırken ben bu adama bunca sene katlandım diye anlatmaz mesela.
Zamanla kayınpederim kayınvalidemin çok konuşmasına alışmış, kayınvalidem de kayınpederime alışmış.
Bana sorarsanız kayınpederim az konuşan biri de değildir, belki bu yaşına gelince birşeyler de değişmiş olabilir, ama hala yerinde ve zamanında konuşur ve ben bu halini çok severim.
Ben genel olarak nerede ne konuşacağını bilen insanları, çok ve boş konuşan insanlara tercih ederim açıkçası. Tabi burada eş arası iletişim söz konusu, ama konu eş bile olsa insan yapısını bir yere kadar değiştirebilir heralde.
Siz de eşiniz de birer birer adımla birbirinize yaklaşarak, zamanla alışarak, seneler boyu güzel bir evlilik yaşarsınız inş.

gülümseyerek okudum yorumunu :))

çok ve boş konuşanı bende sevmem ama

eşim sustukça ben değişiyorum sanırım

maşallah çenem kapanmıyor bu gidişle yakında bende kendimle övünücem:1:

iyi dileklerin içinde teşekkür ederim...

Sizlerinde evliliği seneler boyu mutlu huzurlu bol iletişimli geçsin inşallah:)
 
valla aslında ideal kocayı bulmuşsun da haberin yok, cır cır ötse napıcaktın :60:
şaka bir yana bence sen bunu kafanda da biraz büyütmüş olabilirsin canım yani bunu bir problem olarak görmek zihninde başlar ya hani ilk önce. tavsiye vermek bana düşer mi bilmem ama bence biraz bu durumu kafana takmayıp ilgini başka şeylere yönlendirmeyi denesen belki bu sefer o senin ilgi eksikliğini farkedip ilgisini artırır?:59:

Evet evet büyük sorun ve problem haline getirdim.

En büyük sorunum bu hatta.

Çevremdekilerde ideal eşi bulmuşsun şanslısın diyor.

Benim eşim ortasını bulamıyor,ah bir bulsa cici kız moduna giricem.

Şuanda cadı gibiyim...
 
bunları bende yaşadım ne yaptım biliyormusun ? Aynı apartmanda benden yaşca büyük bir teyze vardı çalışan kadınların çayına davet etti bende zor ikna olup gittim oradada bayan eleman arandığını duydum sonra iş hayatına atıldım senin içinde bir çözüm olabilir

Çalışmanın insana iyi geldiği konusunda hem fikirim.

İnşallah bende tam anlamıyla eşimi yeniden çalışmaya ikna eder ve iş bulur başlarım.
 
6 yıldır evlıyım 2 yasında bı kızım var bu zamana kadar esımle oturupta bı konu konustugumu bılmem o ılgısını ceken (siyaset sadece) dusuncesını fıkrını soyler ben zaten anlamadıgım bı konu oldugu ıcın hıı aa oylemı falan dıyıp gecıstırmek zorunda kalırım..ben fıkrımı soylerım onun ılgısını cekmez o oyle gecıstırır:) ama bu zamana kadar aa bız hıc konusmuyoruz demedım sımdı konuyu okurken bız hıc konusmuyomusuz dedım:) sanırım bende konusmayı pek sevmıyorum yada ılgı alanlarımız farkılı oldugu ıcın bu hale geldık mecburen boyle alıstık bırbırımıze ısın garıbı kızım olmadan once esım evde calırıdı 4 yıl boyunca 7 gun 24 saat aynı evde beraberdık ama o bı pc basında ben bı pc basında yada tv de vakıt gecırır sadece holde mutfaga wc ye gıderken karsılasırdık:)) bıde yemeklerde tabi ama sadece bu konusamıyo oldugumuz tatıle cıktıgımzda canımı sıkar zaten konusmaya alısık olmadıgımız ıcın taılde konusucak hıcbıssey bulamayız tv ve pc de olmayınca oyle bos bos bakınır dururuz..(way be 6 yıldır ne garıp bı evlılık hayatım olmus sımdı farkettım:))
 
benim eşim genelde konuşkandır...
ama o televizyonda bi yabancı film çıksın o zaman iş deyişiyo :57:
ben anlatıyorum anlatıyorum evet aşkım tamam canım diyo en son ben ne dedim diyorum öylee bakakalıyo yüzüme:57:
bende muhatap olmuyorum konuşmuyorum o zaman anlıyo hatasını:19:
 
6 yıldır evlıyım 2 yasında bı kızım var bu zamana kadar esımle oturupta bı konu konustugumu bılmem o ılgısını ceken (siyaset sadece) dusuncesını fıkrını soyler ben zaten anlamadıgım bı konu oldugu ıcın hıı aa oylemı falan dıyıp gecıstırmek zorunda kalırım..ben fıkrımı soylerım onun ılgısını cekmez o oyle gecıstırır:) ama bu zamana kadar aa bız hıc konusmuyoruz demedım sımdı konuyu okurken bız hıc konusmuyomusuz dedım:) sanırım bende konusmayı pek sevmıyorum yada ılgı alanlarımız farkılı oldugu ıcın bu hale geldık mecburen boyle alıstık bırbırımıze ısın garıbı kızım olmadan once esım evde calırıdı 4 yıl boyunca 7 gun 24 saat aynı evde beraberdık ama o bı pc basında ben bı pc basında yada tv de vakıt gecırır sadece holde mutfaga wc ye gıderken karsılasırdık:)) bıde yemeklerde tabi ama sadece bu konusamıyo oldugumuz tatıle cıktıgımzda canımı sıkar zaten konusmaya alısık olmadıgımız ıcın taılde konusucak hıcbıssey bulamayız tv ve pc de olmayınca oyle bos bos bakınır dururuz..(way be 6 yıldır ne garıp bı evlılık hayatım olmus sımdı farkettım:))

Bilemiyorum siz böyle mutlumusunuz ama ben bu durumdan mutsuzum.

Böyle evlilik mi olur ,nereye kadar devam eder ki sağlıklı bir şekilde.

Ama böyle giderse bende ya duruma alışır evli ama yalnız yoluma devam ederim.

Ya da inceldiği yerden bir gün kopar ah vahh ederim bilemiyorum.
 
benim eşim genelde konuşkandır...
ama o televizyonda bi yabancı film çıksın o zaman iş deyişiyo :57:
ben anlatıyorum anlatıyorum evet aşkım tamam canım diyo en son ben ne dedim diyorum öylee bakakalıyo yüzüme:57:
bende muhatap olmuyorum konuşmuyorum o zaman anlıyo hatasını:19:

benimkide sözde anlamıs gibi yapıyor hatasını:)

sonra yine aynı şeyler...
 
Brownim bende esimle "az ve öz" konustugu icin evlendim.
Babamda öyleydi. Bir erkek benim gözümde öyle olmali zaten.
Cok konusan ve gülen hafif erkekleri sevmiyorum.
Esimin bu özelligi, beni ona cekiyor ve tüm ailem, toplum onu cok ciddiye aliyor.
Yani kisacasi ben cok mutluyum böyle olmaktan, onun sayesinde bende az konusmayi ögrendim.
En dogrusuda bu zaten, önemli seyler konusulur, sacma sapan seylere yer yok hayatimizda.:69:
 
Bilemiyorum siz böyle mutlumusunuz ama ben bu durumdan mutsuzum.

Böyle evlilik mi olur ,nereye kadar devam eder ki sağlıklı bir şekilde.

Ama böyle giderse bende ya duruma alışır evli ama yalnız yoluma devam ederim.

Ya da inceldiği yerden bir gün kopar ah vahh ederim bilemiyorum.


su anda pek mutlu oldugum soylenemez aslında ama benım mutsuzlugum bambaska sebeplerden dolaylı olarak esımın konusmamasının da sebeı var ama okadarda etkılı dııl .. 4 yıl boyunda bambaska sebepler yuzunden kendımı mutsuz ettıgım ıcın belkıde takmadım bu kadar bu konuyu yanı bu sıralamanın en sonunda falandı.. son 2 yıldırda esımın kendı ıs yerı gece gelır bız yatmıs oluruz kalakr ıse gıder bazen hıc bırbırımızı gormeyız kı neysekı ıs yarı bınanı alt katı ama evet bu ne kadar saglıklı bı evlılık orası tartısılır.. ama 6 yılın bana ogrettıgı tek sey kendı kendını paralayıp uzmenın gerek olmadıgı... cunku erkekler soyle dusunuyo ben onun her ıstedıgını alıyorum her ıstedıgını yapıyorum ya o mutludur.. ben esıme her tartısmamzıda benı aldıklarında mutlu etmıyosun her eve geldıgınde nasılsın hayatım bugun neler yaptın demen benı alıcagın pırlanta yuzukten daha cok mutlu eder .. ama onlar bunu cozemıyolar nedense .. bana gore cokta sanslı bı evlılıgın var hıc olmazsa gun ıcınde yaptıklarınızı konusuyosunuz...
 
Brownim bende esimle "az ve öz" konustugu icin evlendim.
Babamda öyleydi. Bir erkek benim gözümde öyle olmali zaten.
Cok konusan ve gülen hafif erkekleri sevmiyorum.
Esimin bu özelligi, beni ona cekiyor ve tüm ailem, toplum onu cok ciddiye aliyor.
Yani kisacasi ben cok mutluyum böyle olmaktan, onun sayesinde bende az konusmayi ögrendim.
En dogrusuda bu zaten, önemli seyler konusulur, sacma sapan seylere yer yok hayatimizda.:69:

Olivia;

bende hoşlanmam hafif,nerde nasıl konuşacağını bilmeyen patavatsız erkeklerden...

Ne bileyim...Ben mi mutlu olmasını bilmiyorum acaba.

Yani ideal eşe sahibimde farkında mı değilim,değişik yorumları okuyunca aklıma takılmadıda değil hani.
 
su anda pek mutlu oldugum soylenemez aslında ama benım mutsuzlugum bambaska sebeplerden dolaylı olarak esımın konusmamasının da sebeı var ama okadarda etkılı dııl .. 4 yıl boyunda bambaska sebepler yuzunden kendımı mutsuz ettıgım ıcın belkıde takmadım bu kadar bu konuyu yanı bu sıralamanın en sonunda falandı.. son 2 yıldırda esımın kendı ıs yerı gece gelır bız yatmıs oluruz kalakr ıse gıder bazen hıc bırbırımızı gormeyız kı neysekı ıs yarı bınanı alt katı ama evet bu ne kadar saglıklı bı evlılık orası tartısılır.. ama 6 yılın bana ogrettıgı tek sey kendı kendını paralayıp uzmenın gerek olmadıgı... cunku erkekler soyle dusunuyo ben onun her ıstedıgını alıyorum her ıstedıgını yapıyorum ya o mutludur.. ben esıme her tartısmamzıda benı aldıklarında mutlu etmıyosun her eve geldıgınde nasılsın hayatım bugun neler yaptın demen benı alıcagın pırlanta yuzukten daha cok mutlu eder .. ama onlar bunu cozemıyolar nedense .. bana gore cokta sanslı bı evlılıgın var hıc olmazsa gun ıcınde yaptıklarınızı konusuyosunuz...

Allah razı olsun gün içindeki yaptıklarımı sorar, konuşuruz :)

güldüğüme bakma emin ol sinirden gülüyorum artık.

Evet evet benim eşimde aynen dün gece bunu bana söyledi,

senin her istediğini yapıyorum,alıyorum daha ben sana ne yapayım diyor.

İyide ben bekarkende her ıstedıgımı alıyor ve yapıyordum...

Kadın ruhundan anlamak farklı bir durum bence,oda başta benim eşim olmak üzere çoğu erkekte yok.

Düz mantık devam yola...iş-güç-para-pul tamamdır onlar için.

Senin işinde zor arkadaşım,evli olupta yalnız hissetmek kendini zor durum.

Böyle giderse bende ilerleyen yıllarda patlama yaşayacagım kesin zaten.

Şanslı mıyım ,değil miyim inan ben bile bilmiyorum.
 
Son düzenleme:
Yarım saati geçmez yemek süremiz.

o hızlı yer ben yavaş...Tv'yi kapattığım zaman resmen kıvranıyor karşımda

çocuk gibi huzursuzlanıyor,oturma odasına geçmek için can atıyor.

yani uzatma çabalarımda sonuçsuz kalıyor.

Kendimi zorla dinlettirmekte beni üzüyor,içinden gelmiyor demekki eşimin.

Yorucu işte çalışma bahanesini bende hiç mi hiç kabul etmiyorum.

Ben de üzülürdüm böyle bir durumda, o yüzden size hak veriyorum. Evlilik öyle kendi kendine devam eden, mutluluk ve huzur da kendi kendine gelen şeyler değil ki. Biraz çaba göstermesi lazım eşinizin. Sizi mutlu etmek için yapması gereken ufacık bir şey aslında; sadece konuşmak. Bunun farkında değildir belki. Konuşsanız, kendinizi anlatsanız... Belki anlattınız ama o anlamadı bilmiyorum. Eğer öyleyse, ben olsam profesyonel yardım almayı teklif ederdim. Bu evliliğiniz kötü anlamına gelmiyor asla. Belki birbirinizi hep seveceksiniz ve bu şekilde ömür boyu sürdüreceksiniz ama neden daha mutlu sürmesin ki? Hem sorunlar erken teşhis edilip, zamanında çözülmeli bence. Zaman geçtikçe o sorunların bilinç altımızda ne hale geleceğini, büyüyüp büyümeyeceğini kestiremeyiz.
 
ortak paylaşımları arttırmaya çalışın..
ortak paylaşımlar azalınca sohbette azalıyor..
son bir yıldır hariç birlikte yemek hazırlardık eşimle...
meğer bu eşlerin ne çok şeyi birlikte paylaşmasına yarıyormuş..
siz çalışmıyorsanız hafta sonu birlikte yemek hazırlamakla başlayın...
gündelik hayat sohbetleriniz artacaktır...

misafir ağırlayın..sizin gibi çifteri..
çiftler hep kendilerinden söz eder..
eşinizde bu durumda daha çok paylaşımda bulunmayı isteyecektir..

haziran ayının tüm cuma akşamı devlet tiyatrosu oyunlarını satın alın..
satın alın ki parası ödenmiş olduğu için tıpış tıpış gidin..
sonra da sanatçıları eleştirin..

pazar sabahı yürüyüşe çıkın..

televizyon baş düşman...
ondan olabildiğince uzak tutun...

ortak sohbet konusu akrabalar olmasın..özellikle de kendi ailesi..
her sohbette konu buraya geliyorsa sohbet etmek istemeyebilir...

şikayet tarzı konular konuşmayın..

Arkadaşlarınızla dışarda buluşun..

benden tavsiye bu kadar :)
 
slm cnm benim eşim konuşkandır saatlerce konuşssak doymayız ama bizim sorunumuzda benim hastalığım geceleri nefes alamadığımda deliren bir koca elinden bişey gelmiyo ve meraktan deliriyo muhabbet ediyoruz belli biyerden sonra gülmekten nefesi sıkışan bir eş allah bunları vermesin gerçekten çok zor biraz az konuşsakta bu sıkıntıları çekmesek ama şuda var allah daha büyük dert vermesin şükür et ve kocana sımsıkı sarıl bence yapı meselesi değiştiremezssin yani üzülme cnm benim
 
Merhaba Arkadaşlar;

bu aralar tavan yapmış üzüntümü sizlerle paylaşmak istiyorum.

Sorunum eşimin suskun olması,konuşmaktan haz almaması ve tv aşığı olması.

Akşam işten gelir,hoşgeldin derim sarılırız öpüşürüz,yemeğimizi yeriz soframızı toplarız

ben mutfağı temizlerken eşim oturma odasına geçer,çayı meyvesi çerezi ne varsa hazırlar içeri götürürüm yanına otururum teşekkür eder susar ve onları yiyip içmeye başlar Tv izler.

Ben sohbet etmeye çalışırım,konu açarım,Maçtan bahsederim,siyasetten bahsederim sırf konuşsun diye...

Ama ki eşim kısa cümlelerle sohbeti başlamadan bitirir..Evet,hayır,bilmiyorum,tamam,öylemi,hı hı,

bunlar eşimin çok severek kullandığı kelimeler...

Oysaki otururkende beni dinlemiyor... Herzaman üste çıkıyor,ya da cevap vermiyor.

Tamam geneldede çok konuşmayı sevmez ama insan eşiyle sohbet etmek istemez mi?

O böyle yapınca bende sürekli dır dır eden kadın konumuna düşüyorum,bazen kendi sesimden rahatsız olduğum zamanlar oluyor.

Akşama kadar heyecanla bekliyorum onu,sonuç hiç değişmiyor susuyoruz konuşmamız yemek yeme süresi kadar genelde...

Pek nadir konuşur,ondada hayrete düşerim nasıl konusuyor sohbet edıyor diye.

Kendimi değersiz ve yalnız hissetmeye başladım...Çokta üzülüyorum bu duruma.

Defalarca konuştum ama başarılı olamadım... 10 yıl sussak neden konuşmuyoruz demez.

Eşi aynı olan arkadaşlar var mı?Sizler neler yapıyorsunuz ya da ne önerirsiniz?

Önerilerinize,düşüncelerinize ihtiyacım var...Paylaşırsanız sevinirim.


Evet yemekte falan konuşuruz yani bugün neyaptın ne ettin nasıl geçti günün diye birbirimize sorarız.

Oturma odasına geçtiğimiz anda herşey biter...

İşi yorucu kabul ediyorum ama bu değişmeyecek olduğundan dolayı,hep aynı tempoda çalışacağından dolayıda,suskunluğunu ona bağlamak kabullenmek istemiyorum...

bir ömür susarak geçmez ki bunu düşündükçe çıkmaza giriyorum.:26:



Aslında flört ve nişanlılık döneminde bukadar sessiz değildi



yapı meselesi evet ,aslında değişmeyeceğininde farkındayım.

sus sus nereye kadar,ya da böyle evlilik nedenli sağlıklı olur.

Tüm düşünceleri içimde yaşıyorum,adeta saklıyorum.

Duvara konuşmuş hissi beni bunaltıyor,eşim böyle yapınca agresifleşiyorum.

Benimde yapmadığım şebeklik kalmadı,kalmaz ama ne işe yarıyor?Hiç...

Bende içime kapanmaya başladım...depresyona girmekten korkuyorum.


Küçüklüğü çok sağlıklı mutlu huzurlu geçmemiş.

İçinde kalan çok şey var,eksikliğini ne yapsa gideremeyeceği duygular.

Ben neyapıyorumki sana diyor,her istediğini yapıyorum ya daha ne yapayım diyor.

Sanki her ıstedıgımı yapması demek benım çok mutlu olmam ya da etmesi demek.

Maneviyatım eksik,boşluktayım diyorum,ilgi alaka sevgi şevkat göstermeyeceksen neden evlendin benimle diyorum...

Manevi yönden sana yetmeyeceğimi bilsem evlenmezdim seninle diyor.

Peki madem boşanalım öğrendin artık diyorum,gülüyor saçma sapan konuşma diyor.


Bende böyle hayal etmemiştim,hatta konusurken söyledim onada.

Ortada sorun yokki sen kendin çıkarıyorsun ben sana ne yapıyorum diyor :)

sorun zaten yaptıklarında değil , yapmadıklarında diyorum

Ben fazla gelıyorum sanırım eşime,beklentilerimiz okadar farklı ki...

Sevmesem bir dakika durmam bu evde.Gel gör ki çok seviyorum.

Eşim özel bir şirkette Satış müdürü.

Hafta içi toplantıları vs. oluyor kimi zaman erken kimi zaman geç geliyor

öyle çok gezmeyide sevmez benim kocacım :))

Evet evet büyük sorun ve problem haline getirdim.

En büyük sorunum bu hatta.

Çevremdekilerde ideal eşi bulmuşsun şanslısın diyor.

Benim eşim ortasını bulamıyor,ah bir bulsa cici kız moduna giricem.

Şuanda cadı gibiyim...

Bilemiyorum siz böyle mutlumusunuz ama ben bu durumdan mutsuzum.

Böyle evlilik mi olur ,nereye kadar devam eder ki sağlıklı bir şekilde.

Ama böyle giderse bende ya duruma alışır evli ama yalnız yoluma devam ederim.

Ya da inceldiği yerden bir gün kopar ah vahh ederim bilemiyorum.

Olivia;

bende hoşlanmam hafif,nerde nasıl konuşacağını bilmeyen patavatsız erkeklerden...

Ne bileyim...Ben mi mutlu olmasını bilmiyorum acaba.

Yani ideal eşe sahibimde farkında mı değilim,değişik yorumları okuyunca aklıma takılmadıda değil hani.


senin her istediğini yapıyorum,alıyorum daha ben sana ne yapayım diyor.

İyide ben bekarkende her ıstedıgımı alıyor ve yapıyordum...

Kadın ruhundan anlamak farklı bir durum bence,oda başta benim eşim olmak üzere çoğu erkekte yok.

Düz mantık devam yola...iş-güç-para-pul tamamdır onlar için.

Böyle giderse bende ilerleyen yıllarda patlama yaşayacagım kesin zaten.

Şanslı mıyım ,değil miyim inan ben bile bilmiyorum.

Arkadaşım yukarıda yaptığım alıntılar beni, evliğimi, ve eşimi anlatıyor bire bir. Sanırım erkeklere göre "karnın tok, sırtın pek ise, aç açık değilsen, yediğin önünde yemediğin ardında ise, kumar-alkol-kadın gibi kötü alışkanlıklar yok ise, SORUN YOK. Bizim evdeki en büyük gerginliklerin sebebi hep bu suskunluklar olmuştur. Çok ağladığımı bilirim "duvara konuşsam ses gelir, senden ses gelmiyor" diye.
Benim eşim de satış müdürü. Bütün gün telefonu susmaz. Ah o telefonda konuşurken, ben eşime aşık olurum. O tonlamalar, o cümleler. Telefonu kapatır."yahu benle bir konuşmazsın şu bayilerle, satışçılarla konuştuğun gibi" derim. "eee onlar para kazandırıyor, sen kaybettiriyorsun" diye lafı sokar, güler geçer. Ben delirdiğimle kalırım.:22:
 
Son düzenleme:
İster EvLi oLun İster Bekar Bu Yazıyı MutLaka Okuyun !
Bülent avucunu açmış kendisine doğru elini uzatan adama ters ters baktı. Elli yaşlarında gösteren adam görmeye alıştığı hırpani kıyafetli dilencilere benzemiyordu. Üzerindeki giysiler eski fakat temizdi. Eli yüzü temiz ve sağlıklı görünüyordu.

"Sapa sağlam adam gidip çalışacağına dileniyor belki benden daha zengindir" diye düşündü. Zaten canı çok sıkkındı birde sinirlenmişti.

Alaycı bir ses tonuyla:Ekmek parası mı istiyorsun ? diye sordu.

-Hayır çikolata parası lazım!

Bülent'in kızgınlığı şaşkınlığa döndü. `Espri yeteneği olan dilencinin hali de başka oluyor` diye düşündü.

- Niye siz ekmek bulamayınca çikolata mı yiyorsunuz?

- Hayır. Ekmek bulamadığımız günler genellikle bulgur pilavı yeriz onu da bulamadıysak aç yatarız.

Bülent adamın ciddi mi konuştuğunu yoksa dalga mı geçtiğini anlayamamıştı.

-Bu gün karnınız doydu üstüne tatlı mı istedi canınız?

-Fakirin canı mı olur ki tatlı istesin beyim.

- Bu bir kamera şakası mı yoksa sen iş bulamamış stendapçı mısın?

- Hiçbiri değil. Sadece fakirim. Bugün karımın doğum günü ona çikolata götürmek istiyorum.

-Doğum gününde yaş pasta alınır bildiğim kadarıyla.

-O bizim için değil zenginler için. Otuz yıllık evliliğimiz boyunca ona bir kez bile yaş pasta alamadım. Ama her doğum gününde mutlaka çikolata götürdüm. Çikolatayı çok sever.

Adamın söyledikleri Bülent'in dikkatini çekmişti. O akşam karısıyla kavga etmiş kapıyı çarpıp kendini sokağa atmıştı. Arabasına da binmemiş sahile kadar yürümüştü. Denizi seyretmek de onu rahatlatmamıştı. Oysa eskiden denizi seyrederken çok rahatlardı.

Dalgalar sıkıntısını alıp götürürdü.Fakat karısının evde ağlıyor olduğunu bildiği için olsa gerek hiçbir şey onu rahatlatmıyordu. Dilenciyle konuşurken biraz kafası dağılmıştı.

"Acabasöyledikleri gerçek mi yoksa uyduruyor mu" diye düşündü.

-Cebinde bir çikolata alacak para yok mu şimdi?

Bülent'in sorusu üzerine adam ceplerini boşalttı bir nüfus cüzdanından başka bir şey çıkmadı.

- Ben dilenci değilim. Işim yok. Günlük çalışırım ne iş bulursam yaparım.Fakat bu gün bütün gün iş aradım aksilik bu ya hiçbir iş bulamadım.

Bülent oturduğu bankı işaret ederek yer gösterdi.

-Oturun biraz dertleşelim bari dedi. Adam çekingen çekingen oturdu yanına.

-Yokmu eşin dostun borç alacak akraban?

-Fakirin akrabaları da fakir olur beyim. Bulurlarsa kendi karınlarını doyururlar.

-Dilenecek kadar çok mu seviyorsun karını ?

-Hem de çok seviyorum. Otuz yılımı aydınlattı o benim.

-Hımmmm. Aşk hemde otuz yıl süren aşk. Hayret doğrusu! Aşkın ömrü en fazla üç yıl diyorlar oysa. Sen otuz yıldan bahsediyorsun.

-Evet. Geçen yıllar sevgimi azaltmadığı gibi artırdı.

-Söyle o zaman nedir evlilikte mutluluğun sırrı? Söylediklerine bakılırsa sen mutluluğun formülünü bulmuş gibisin.

-Ben ilkokulu bile bitirmedim. Öyle formül falan bilmem.

- Formül dediysem kimya formülü sormuyorum canım. Bende altı yıllık evliyim. Sevdiğim kadınla evlendim fakat mutlu değilim. Sürekli kavga ediyoruz.Daha iki saat önce kapıyı çarptım çıktım. Evimiz arabamız işimiz gücümüz her şeyimiz var ama mutlu değiliz. Senin hiçbir şeyin yok ama mutlusun.Para mı acaba bizi mutsuz eden?

-Hiçbir şeyim yok mu? Hayır benim her şeyim var. Benim karım her şeyim.Sevgilim eşim arkadaşım hayat yoldaşım. Hayatımı paylaştığım insandan daha değerli ve daha önemli ne olabilir ki dünyada? Sizin ev araba iş diye her şey dediğiniz şeylerdir aslında hiçbir şey olan.

-Öyle deme şu kadar varlığın içinde bile karım her şeyden şikayet ediyor.Bir de fakir olsam kim bilir ne olur?

-Altın tasın kan kusana faydası yoktur beyim. Sen kadın ruhunu hiç anlamamışsın. Hiçbir kadın iyi bir evde oturduğu hergün çeşit çeşit yiyecekler yediği için mutlu olmaz. Bir kadın kocasının her şeyi olduğunu bildiğinde ancak mutlu olur.

-Sizin mutluluğunuzun sırrı bu mu ?

-Olabilir. Ben karıma değerli şeyler alamıyorum ama ona benim için ne kadar değerli olduğunu hissettiriyorum. O da çok mutlu oluyor.

-Bir kadına değerli olduğunu nasıl hissettirilir?

-Küçük kızı severek.

-Küçük kız mı ? Hangi küçük kız ?

-Yaşı kaç olursa olsun her kadının içinde hiç büyümeyen bir küçük kız vardır. O kızı ne kadar çok sever ne kadar çok mutu edersen o kadını da o kadar mutlu edersin.

-Nasıl yani ?

-Küçük kız neleri sever nelerden hoşlanır bir düşünün. Küçük kızlar hep beğenilmek ilgi görmek isterler. Güzel olduklarını duymaya bayılırlar.Kendilerine prensesmiş gibi davranılmasını beklerler. Küçük kızlar hep prenses olmayı hayal ederler. Sürprizlerden hoşlanırlar. Biraz şımartılmak isterler. Sevilmek ve sevildiklerini hep duymak isterler. Iltifata doymaz küçük kızlar. Öyle değil mi?

-Haklısın. Benim dört yaşımda bir kızım var. Adı Aylin. Her akşam boynuma sarılır "babacığım beni ne kadar seviyorsun?" diye sorar.Giysisini değiştirdiği zaman etrafımda "Baba güzel olmuş muyum?" diye sorar durur.

-Güzelsin demem de yetmez ona. " Harikasın prenses gibi olmuşsun"demeliyim. Dünyanın en güzel kızı demeliyim.

-Işte kadınlar bir ömür boyu bunu duymak isterler. Ben elli yaşındaki karıma böyle davranıyorum. Ömrümüz olurda ****en doksan yıl da yaşarsak ben ona böyle davranmaya devam edeceğim. Ona "bebeğim" diye hitap ediyorum çok hoşuna gidiyor. "Bebeğim bana bir çay yapar mısın?" dediğimde çay yapmak için nasıl koşturduğunu görmelisiniz.

-Hiç kavga etmezmisiniz siz?

-Kavga evliliğin tadı tuzu. Arada biz de tartışırız. Küsüp barışmanın tadı ayrıdır. Benim karım bir keçi kadar inatçıdır. Onunla barışmak için uğraşmak ayrı bir keyif verir bana.

-Benim eşim çok ciddi kadındır. Hiç küçük kız havası yok onda.

-Küçük kızlar büyüdükleri zaman artık sevgi ilgi istemeye utanırlar. En ciddi yada en yaşlı kadının bile o küçük kız mutlaka vardır. Yeter ki sen o tatlı kızı sevindirmeyi mutlu etmeyi bil. Ve o küçük kızı asla aldatma.Yoksa bir daha sana güvenmez ve ne yaparsan yap hep kuşkuyla bakar.Küçük kızlar hem çabuk mutlu olurlar hem de çabuk kırılırlar.Çok narindir onlar.Hoyrat elleri sevmezler. Yumuşak dokunuşları severler.

-Bu tavsiyeni deneyeceğim. Fakat her zaman yapabilir miyim bilmiyorum.Bazen işlerim çok yoğun oluyor o zaman eve çok yorgun gidiyorum.

-Bu sadece bir bahane. O küçük kızı mutlu etmek dünyanın en kolay işi.Çoğu zaman birkaç tatlı söz yeterli olur. Sen o küçük kızı mutlu ettiğinde karşılığını fazlasıyla alırsın. Artık o seni rahat ettirmek için elinden gelen gayreti gösterir. Karısı mutlu olmayan erkek mutlu olamaz. Mutlu olmak isteyen erkek önce hayat arkadaşını mutlu etmelidir. Düşünsene somurtkan mutsuz sürekli söylenen biriyle yolculuğa çıksan ne kadar mutlu olabilirsin.

-Haklısın da bende bütün gün ailem için çalışıp yoruluyorum.

-Yine para yine dış sebepler. Evet para önemli ve gerekli ama kadınlar para için erkekleri sevmezler. Para geçici mutluluklar verir. Kadınlar hediye almayı severler. Paran varsa hediye al tabi.Ama hediyeyle mutlu olmasını bekleme. Hediyenin yanına sevgini katmazsan hediyenin bir anlamı yoktur.

Benim hiçbir zaman çok param olmadı. Günlük kazandım günlük yedik.Bazen aç kaldığımız günler oldu. Hiçbir zaman karımın kulaklarına altın küpe takamadım ama her zaman aşk sözleri fısıldadım. Hiçbir zaman boynuna pırlanta gerdanlık alamadım ama hep öpücüklerle sevdim boynunu. Hiçbir zaman ona ipek elbiseler giydiremedim ama kendi bedenimle ipek elbise gibi yumuşacık sardım bedenini ve mutlu ettim onu.

Adam ayağa kalktı.

-Bana müsaade artık gitmeliyim karım merak eder. Sende git evine küçük kızın gönlünü al belki o küçük kız şimdi evde ağlayıp duruyordur.

Bülent de ayağa kalktı. Kuvvetlice elini sıktı.

-Sizi tanıdığıma çok memnun oldum.

Elini bıraktı koluna girdi. Yolun karşısındaki pastaneyi gösterdi.

-Hadi gel eşin için şuradan çikolatalı pasta alalım dedi.

Pastayı aldılar. Adam hayatında ilk defa karısına yaş pasta götürmenin mutluluğuyla bin bir teşekkür ederek evinin yolunu tuttu.

Bülent de pastanenin yanındaki manavdan karısının en sevdiği meyvelerden aldı.

Evine geldiğinde karısı şişmiş gözlerle mutfak masasında oturmuş su içiyordu. Bülent hiç konuşmadan meyveleri büyükçe bir tabağa döküpyıkadı. sonra eşinin önüne koydu.

-Bunlar dünyanın en şanslı meyveleri dedi.Inci hiç konuşmadı.

-Sorsana "niye" diye..

Inci kızgın kızgın: -Niye? Diye sordu.

-Çünkü dünyanın en güzel ve en tatlı kadının midesine gidecek dedi gayet ciddi bir ses tonuyla. Inci şaşırmıştı. Bir anda yüzünün ifadesi yumuşamıştı.

-Bunlar senin sevdiğin meyveler senin için aldım.

-Hayret bir şey! Her zaman kendi sevdiğin meyveleri alırdın. Benim hangi meyveleri sevdiğimi iyi hatırlamışsın. Aslında bu beklediğim istediğim bir şeydi. "bak senin sevdiğin meyveleri aldım"

-Ama şimdi kıymeti yok. Çünkü sana çok kırgınım meyve alarak gönlümü alamazsın.

-Özür dilerim seni kırdığım için.

Sonra Bülent yere diz çöktü.

-Cezam neyse razıyım. Ama bir tek şey istiyorum senden. Seni delice seven bu adamı senden mahrum etme.Bülent yere çömelmiş boynu bükük bir vaziyette çok komik görünüyordu.

Inci kıkır kıkır gülmeye başladı.

-Affetmek o kadar kolay değil. Bakalım hangi cezalara katlanabileceksin dedi.

Bülent işte o zaman ona muzip muzip bakan eşinin içinde sakladığı küçük kızı gördü.Bundan sonra her şey daha farklı olacak diye düşündü.
 
Back