Bu sebeple büyüyen kızların analitik düşünme yetenekleri gelişmez, kendilerini bir birey olarak göremez ve iş hayatında, bilimde, sanatta ilerleyemezler. Kendilerini ifade etme ortamı oluşmamıştır, varsa yoksa bir erkeği mutlu etmenin (ve tabi erkeğin ailesini mutlu etmenin) yolları öğretilir. Erkekler gibi iş hayatında başarı ve kariyer peşinde koşmalarının anlamsız olduğu belirtilir her zaman. Çocuk sahibi olmak dünyada en önemli şeydir, çocuk sahibi olan bir kadının da sonrasında iş hayatında, bilimde, sanatta ilerlemesi otomatik olarak durur, geriler.
En başta bence anneler erkek çocuklarını iyi yetiştiremiyorlar bu anlamda...
...Aman benim oğlum iş yapamaz , yatağını toplayamaz , sofrayı kuramaz , suyunu kalkıp alamaz....vs.....
Bu zihniyetle küçük yaşlardan itibaren erkek çocuklarına asla ev işine, ilerde olacak eşine yardım etmeyeceği aşılanıyor ve o çocuk da büyüyüp evlenince aynen bu şekilde davranıyor....
Saçmalamayın arkadaşlar, gaza gelmeyin. Erkek erkekliğini, kadın kadınlığını bilmeli...
Alıntı yaptığım tek yer ilk mesajımda tek paragraf. Kalan yazılar alıntı değil.alıntı yaptığınızı belirtirseniz hoş olur bu yazıları çok yerde okudum sözlüklerde vs.
ve evet sonuna kadar katılıyorum.
Alıntı yaptığım tek yer ilk mesajımda tek paragraf. Kalan yazılar alıntı değil.
Orayı da alıntı olmadan kendi düşüncelerimle yazabilirim, sadece üşendim yeniden yazmaya.
birebir alıntı (!) bu sayfada kadınlar başlığı altındaki yazıGeçen arkadaşımla konuşuyorduk. Kadınların aldatılmasından konu açıldı. "Neden bir erkeğin evde sevişebileceği bir kadın varken dışarıda gözü olur ki?" diye sordum. Erkeğin güdülerini bastıramaması, ahlaksızlığı ya da yeni heyecanlar araması gibi seçenekleri göz ardı edip "Belli bir yaştan sonra kadınların geceleri başı ağrıyormuş" diye yanıt verdi. Bakışlarımdaki şaşkınlığa yanıt verircesine açıkladı sonra: "Belli bir yaştan sonra kadınların hormonları eskisi gibi çalışmaz. Bu da cinsel isteksizliğe yol açar. Kadınların neden hep başı ağrır sorusunun yanıtı da bu. E adamın da ihtiyaçları var..."
Nasıl yani? Erkeğin vicdansızlığının sorumlusu yine mi kadın oldu?
Bazen düşünüyorum da, aslında erkekler ve kadınlar diye bir çekişme hiç olmadı. Kadınlar ve kadınlar arasında oldu hep. Kadınlar kuralı koydu kadınlara. "Mükemmel bir anne ve aynı zamanda başarılı bir iş kadını olabilmelisin, yeni nesil güçlü kadın bu demektir" diyerek zorladılar kadınları ya da "Erkeğini evde tutabilmelisin. Bakımsız kadının evinde niye dursun adam, işten eve gelip senin mıymıntı yüzünü mü çekecek üstelik?" dediler.
Kadınlar kadınlar için giyinir oldular ve erkeklere bundan keyif çıkarmak kaldı. Hemcinsini korumak yerine "O mu? Şırfıntının önde gidenidir" diye konuştular kadınlar birbirleri ardından. Erkeklerin kadınları "şırfıntı olan" ve "şırfıntı olmayan" olarak ayırmalarını kadınlar sağladı.
Kadınlar en mükemmel dişi olmaya uğraşıp hemcinsleri arasındaki "İyinin en iyisi" sıfatına ulaşmaya ve erkeklere kendilerini beğendirmeye çalışırlarken aslında robota dönüştüklerinin farkına varamıyorlar sanırım. Oysa erkekler mükemmeli aramıyor. Erkekler mükemmel değil zira. Kimse değil.
We use cookies and similar technologies for the following purposes:
Do you accept cookies and these technologies?
We use cookies and similar technologies for the following purposes:
Do you accept cookies and these technologies?