Merhabalar tekrar,
Yemek geçti bitti. Bu durumun nasıl geçtiğini merak eden kişiler olmuştu, onları tek tek ayıklayamadım o yüzden gördüğüm herkesi alıntıladım. Merak etmeyen, "Aman bana ne" diyenler varsa okumayabilirler, bildirim rahatsızlığı için onlardan özür dilerim. :)
Burada bazı kişilerin söylediklerini dinlemiş oldum, evde yemeğe almadım. Erkek arkadaşım kesinlikle kabul etmedi bunu, "Tek başına öyle ağırlamaya falan gerek yok annemin görmek istediği şeyler başka herhalde onunla da konuştum yer ayırttım Cuma akşamı almaya geliyorum seni ve kız kardeşini" dedi. Ben farklı bir şehirde yaşıyorum, kız kardeşim ailemle başka bir şehirde. Ama kardeşim benim olduğum şehirde bir okulu kazandı, o yüzden zaten gelmesi gerekiyordu biraz daha erken gelmiş oldu bu yemek için, yanıma geldi.
Bu akşam erkek arkadaşım bizi alacaktı aslında ama düşündük arabada yer olmuyor (erkek arkadaşım sürecek, babası annesi ve kız kardeşi var ekstra 2 kişi sıkışacaktık), o yüzden benim kendi arabam var zaten kız kardeşimle ikimiz bir gittik, onlar bir gitti. Erkek arkadaşım da baya güzel bir mekandan yer ayırtmış sağ olsun, çok nezih bir ortamdı. Babasını ve ablasını mezuniyet törenlerimizden tanıyorum zaten. Ablası ilk tanışmamızda bana çok gıcık davranmıştı, ortamda erkek arkadaşım yokken suratıma falan bakmamıştı. Bu tanışmamızda bana çok sıcak davrandı, iltifatlar yağdırdı, kız kardeşime ayrı iltifatlar yağdırdı. Muhtemelen ciddi bir durum olduğunda, evlendiğimizde falan da milletin yanında yalaka olup tek başımızayken suratıma bakmayacak. Taktiğini çözdüm, aynı taktiği ben de uygulayacağım. Babası mezuniyet töreninde ciddi bir adam gibi gelmişti bana, burada biraz "laubali" geldi gözüme. Yani aslında espriler falan yapıyor da işte nasıl desem biraz yersiz espriler yapabiliyor bazen. Yemek sırasında bizim Rus kökenli olduğumuzu öğrenince "Ohh oğlumun neden vazgeçmediği anlaşıldı ehehe" gibi bir laf etti mesela, gergin bir sessizlik oldu bir süre. Erkek arkadaşım toparladı, o en çok uğraşandı hatta. Yemeğin iyi geçmesi için çok çırpındı.
Geldik valide hanıma. :) Valide hanım çok ciddi duruşlu, soğuk bakışlı bir kadın. Böyle nasıl desem, baş öğretmen gibi saçlar sımsıkı topuz, kalem elbise giymiş falan. Bana çok güzel hediyeler getirmiş. Yaşadığı ülkeden bir şişe şarap ki belli gerçekten çok kaliteli. Bir tane de opal taştan bir kolye almış, kolye çok güzel fotoğrafını çekebilirsem çekerim. "İyi ki bu kolyeyi almışım, gözlerinin rengini iyice ortaya çıkaracak, umarım taktıkça beni hatırlarsın, aklında güzel yer ederim" dedi. Kız kardeşimin geleceğinden haberi yokmuş, ona da bir hediye alamadığı için özür falan diledi.
Yemek sırasında klasik muhabbetlerden ettik, ailelerden bahsettik ama çok detaya inilmedi. Yani sanki erkek arkadaşımın anne babası hiç boşanmamış, yeniden evlenmemiş gibi. Ha, evime gelmeyi neden bu kadar istediğini açıkladı laf arasında. "Oğlumun büyümesini göremedim ben ne yazık ki" dedi, burada erkek arkadaşım kafasını falan çevirdi, telefonuyla ilgilendi. "Bunun için çok pişmanım" dedi. "Yaşayamadığım çok şey oldu, hem kızım hem oğlum için. Ama tek istediğim benim yapamadığım şeyleri oğluma yaşatabilecek, gözümü arkada bırakmayacak birisinin olmasıydı. Galiba bu sensin Astoria" dedi bana. Yani iltifat mı etti, gel çocuğumun annesi ol mu dedi. Ben cidden bir şey anlamadım. Erkek arkadaşım da burada sesli sesli "Neyse artık" dedi, kadın sonra hiçbir şey demedi ve konu değişti. Bu da gergin anlardan biriydi.
Bana kızacaksınız ama ehehe, ben yine de evime kahve içmeye buyur ettim. Gelmediler, "Başka zaman artık, evinde de misafir olmayı çok isteriz teşekkürler" dediler. Oradan hepimiz evlere dağıldık. Kız kardeşim "Abla bunlardan biraz çekeceğin var sanki" dedi. :/ Erkek arkadaşımla da biraz önce konuştum, sesi çok yorgun geliyordu, biraz konuştuk konuşmanın sonunda kapatırken "Umarım mutlu edebilirim seni Astoria" dedi. Bu kadar kızlar, bu gece de böyle bitti.