Hakikatten erkek niye başını örtmüş kur an da yazmıyor.......benim bildiğim sünnet olması gerek farz değilmiş şimdi jeton düştü.......ama hepsi örtülü
[h=1]Kur'an'da başörtüsü emri yok mu?[/h]"Bazı ilahiyatçılarlar, 'Kur'an'da başörtüsü hükmü yoktur' veya 'Devir değişti, İslam hukuku artık uygulanmaz' diyorlar. Dayandıkları bir nas var mı?"
Okuyucumun ikinci sorusu bu idi.
Bu konuda yıllardır yazıyoruz; ama hâlâ konuşulduğunu, tartışıldığını, sorulduğunu görünce yazmaya devam etme ihtiyacı ortaya çıkıyor.
"İslâm'da başörtüsü vardır" diyecek yerde "Kur'ân'da vardır" dememizin sebebi, "Kur'ân'da olmayan İslâm'da da yoktur" diyenlere itiraz payı/fırsatı bırakmamaktır. Doğrusu ise "Kur'ân'da, Sünnet'te, ictihadda ve ictihadların birleşmesi ile meydana gelen icmâda var olanın İslâm'da da varolduğu" hükmü ve kaidesidir. Cehaletten cesaret alanlarla bilgisini "nefsânî arzularına, menfaatine, taassubuna, peşin hükmüne" kurban edenler, Müslüman halkımızın kafasını karıştırıyorlar. Ortaya attıkları yeni iddia -daha doğrusu yeniden ısıtıp sofraya getirdikleri temcit pilavı- "başörtüsünün Kur'ân'da bulunmadığı, başın ve saçın açılmasında dinî bir sakınca olmadığı" hükmüdür. Halbuki biraz Arapça bilenler, Nur sûresinin ilgili ayetinde (24/29) geçen "hımâr" (çoğulu humur) kelimesinin "başörtüsü ve baş dahil vücudun üst kısmını kapatan örtü" mânasına geldiğini bilirler. Bu âyet gelmeden önce başlarındaki örtünün öndeki iki ucunu omuzlarından arkaya atan, boyunlarını ve gerdanlarını açıkta bırakan kadınlara "böyle yapmayın, bu iki ucu göğsünüzün (elbisenizin yakasının, gerdanınızın) üzerinden bağlayın" emrinin verildiğini de bilirler. Hadis okuyanlar, bu âyet gelince mescitte bulunan Ensar kadınlarının -ilâhî emri geciktirmeden yerine getirmek üzere- etekliklerini yırtarak başlarını, boyun ve gerdanlarını bununla bağladıklarını; keza Hz. Peygamber'in (s.a.) "Ergenlik çağına gelmiş bir kadın başörtüsü giymedikçe Allah onun namazını kabul etmez" buyurduğunu da bilirler. Bunları bilmeyenlerin fetva verme hakları yoktur. Bilip de bilmezden gelenlerin, güneşi nefsânî balçıklarıyla sıvamaya kalkışanların ise hesap günü gelip çatmadan akıllarını başlarına almaları gerekir.
Bu vesile ile konuyu bir daha özetlemekte fayda görüyoruz:
Nur sûresindeki âyetlerde kadınların avret (örtmeleri gereken) yerleri açıklanmış, hadisler de bu açıklamayı tamamlamıştır. Örtme, kapatma emri ve yabancıya (nâmahreme) gösterme yasağının, kadın başını ve saçını da içine alıp almadığı bütün devirlerde konuşulmuş, sorulmuş ve başın ve saçın avret olduğu, kapatılması gerektiğinde ittifak edilmiştir (icmâ meydana gelmiştir). Bizim tesbitimize göre sahâbeden günümüze kadar her asırda yapılan ve kısmen yazılan tefsirlerde hür, Müslüman kadınların el, yüz ve ayakları hariç, bütün vücutlarının avret olduğu, örtülmesi gerektiği konusunda sözbirliği ve görüş beraberliği vardır. Baş dahil avret yerlerinin örtülmesinin farz, açılmasının haram olması hükmü, açıklayıcı hadisler yanında bilhassa Nur sûresindeki âyete ve bu âyetin şu üslûp özelliğine dayandırılmıştır:
a) Erkeklerin gözlerini haramdan korumaları, iffetlerine sahip olmaları istenmiş; ancak bu davranışın onları ruhen temiz kılacağı bildirilmiştir.
b) Kadınların da gözlerini haramdan (cinsi arzuyu uyandıracak yerlere bakmaktan) sakınmaları, iffetlerini korumaları emredilmiş; hemen bunun arkasından zaruri olarak açıkta kalan yerler (eller, ayaklar ve yüz) müstesna bütün vücutlarını kapatmaları, güzel ve çekici yerlerini nâmahreme göstermemeleri istenmiştir. c) Başörtülerini (hımâr-humur) boyun ve göğüslerini örtecek şekilde bağlamaları açıkça ve özellikle emredilmiştir.
d) Örtülecek ve açılacak yerler yanında kimlere karşı ne kadar açılabilecekleri de hükme bağlanmıştır. e) İlgili ayetlerin sonunda "Ey iman edenler! Hep birden Allah'a tövbe ediniz ki kurtulasınız" buyurulmuş, örtünmenin bir tavsiye değil, bağlayıcı emir olduğu hükmüne bir işaret göndermesi de bununla yapılmış, daha önceki ve bundan sonraki itaatsizlikler için tövbe edilmesi gerektiği vurgulanmıştır.
Bu emir gelince Müslüman kadınlar derhal itaat etmişler, gerektiği gibi kapanmışlar, uygulama Hz. Peygamber (s.a.) tarafından titizlikle takip edilmiş ve asırlar boyunca da bu şekilde devam etmiştir.
Bütün bu açıklama, karîne, delil ve işaretler konumuz olan, sınırları belirlenmiş örtünme emrinin -tavsiye değil- bağlayıcı olduğunu açıkça ortaya koymaktadır.
Peki bu hüküm belli bir tarih ve coğrafyaya mı aittir.
http://yenisafak.com.tr/yazarlar/HayrettinKaraman/kuranda-basortusu-emri-yok-mu/26552
Ergenlik çağına gelmiş bir kadın başörtüsü giymedikçe Allah onun namazını kabul etmez" buyurduğunu da bilirler.
ben de buraya takıldım, yani şimdi ben namaz kılınca kabul olmuyor mu
oysa ikisi ayrı, başka yerlerde de okudum ikisi ayrı ...
ve hep öyle bildim bu yaşıma dek ama şuan bunu okumak beni üzdü çok
İnsanlar yazıyor da yazıyor... Kur'an dan hiç bir dayanak sunmadan. bu resmen şirktir. canını sıkma. Müslümanın en büyük rehberi Kur'andır. kimsenin ne dediği önemli değil...
Ergenlik çağına gelmiş bir kadın başörtüsü giymedikçe Allah onun namazını kabul etmez" buyurduğunu da bilirler.
ben de buraya takıldım, yani şimdi ben namaz kılınca kabul olmuyor mu
oysa ikisi ayrı, başka yerlerde de okudum ikisi ayrı ...
ve hep öyle bildim bu yaşıma dek ama şuan bunu okumak beni üzdü çok
Kur'an da saç telinin görünmemesi gibi bir ayet yer almaz. örtü manasında da "Hımar" kelimesi geçer. "örtülerini göğüslerinin üzerlerine vursunlar." denir.. Kur'anda kadınların kapaması gereken yerler açık açık, tek tek belirtilmişken saç tellerinin görünmemesiyle ilgili tek bir cümle bile geçmez. yalan gıybet gibi konuların bahsi onlarca ez geçiyor ve genelde insanlarımız bunu umursamıyorken kutsal kitabımızda açıkça yazmayan bir durumdan insanların böylesine birbirine girilmesi ve bunu dinimizin baş şartı gibi öne sunulması...
kimseyle polemiğe girmek tartışmak veya suçlamak vs. amacıyla kesinlikle yazmadım. ama bu dediklerime karşılık Kur'an la bana cevap verecek biri olursa çok memnun olurum. İlk emir oku... sadece öğrenmek istiyorum.
ben de öyle biliyorum meysanur...
her şeyin sevabı günahı ayrı
ama yazıda öyle görünce bi kötü oldum.
zaten panik bir insanım hemen kötü kötü şeyler geldi aklıma
zaten canim her yaziya inanmamak lazim ben nelerle karisilasiom netden :)
birde namazini eda ederken insaALLAH borcum olarak degilde RABBIM ile bulusma anim diye kilarsan daha bir husu icinde olunuyor canim
sana tavsiyem fikih hocalari Halil Günenc fatih kalender gibi isimler bunlari takip et insaALLAH
Valla benim de o ayette anlamadigim yer kadinlara soyle ayaklarini yere vurmasinlar, ziynetleri belli olmasin. Ayaklarini yere vurunca saclar ortunun altinda sallanip belli mi oluyormus? Yoksa gogusler mi ziynet olan? Tabi bunlarin tartisilmasi dinen yasak oldugu icin hersey havada kalmakta ve isteyen istedigine inanmaktadir.. neyse, bu forumda zaten ayet filan paylasmak yasak, bosverin... Icinden cikamazsiniz... Onemli olan kalbin temizligi. iyi bir insan olmak, kimsenin kul hakkina girmemek... Gerisi herkese gore farkli algilaniyor zaten..
We use cookies and similar technologies for the following purposes:
Do you accept cookies and these technologies?
We use cookies and similar technologies for the following purposes:
Do you accept cookies and these technologies?