Elektronik Günlük

Duygularımızın değişken olmasına şükretmeliyiz gerçekten. Geçen hafta sonu yazdığım hissiyatların üzerime yapışık kalmaması bir hayli memnun etti beni. Alınganlığı sanırım regli yüzünden çok baskın hissetmiştim. İSTENMİYORMUŞ hissiyatı aynı kişide hala hakim. Lakin bundan da insanların bize söylediği cümlelerden ziyade nasıl davrandığına da dikkat etmem buna göre karşılık davranış şekli belirlemem gerektiğini öğretti. Onun için bir nevi istenmeme hissiyatının hissettirdiği huzursuzluk meselesini de çözdüm gibi gibi.

Önümüzdeki hafta psikiyatriye randevu aldım. Biraz endişeliyim endişe yüzünden psikiyatriye gideceğim yetmiyormuş gibi bir de psikiyatriye gitmeye endişelendim.
Giden falan varsa daha önceden özellikle anksiyete konusunda mesaj kutuma kendisini beklerim.
Neyi nasıl anlatacağım vs. diye kafamda kurmaya başladım. Neyse anlatırız bir şekilde, bakalım.
.
Sporu soran olursaaa.. bu hafta 3 kez gitmiş olacağız Allah izin verirse yarınla beraber. İstikrarlı görüyorum bunda kendimi aman aman.

Birde bugün saçlarımı boyadım yıllar sonra ilk defa istediğim tonu tutturdum aşırı mutlu oldum buna. Üstelik komple saç boyasını hiç ben yapmamıştım mutlaka arka taraf için destek alıyordum evdekilerden. Hem rengi tutturup hem muhteşem boyayinca bir hoşuma gitti bir hoşuma gitti bunun keyfini anlatamam.

İşler güçler aynı şükürler olsun.

Allah'ın izni ile ve şifasıyla iyi hissediyorum. Korkularım çok sık değil vesvese sayım azaldı. Bakalım başarabiliriz bunu da atlatırız Evvel Allah.
 
İyi geceler...

Kendimi otuz yaşında gibi asla hissetmediğim lakin otuz yaşına yaklaştığım dönemdeyim.
Sayıların bir önemi pek yok bu konuda benim için ama herkesin biz küçükken 25/30 yaş şöyleydi böyleydi vs. söylemleri var ya işte o evredeyim. Yani birileri abla vs. dedikçe bir garip oluyorum şuan kendimi abla gibi hissetmeyip abla olmam gereken noktalarda kişilik bölünmesi falan yaşıyorum gibi.

Psikiyatriye randevu almıştım en son onu yazmışım. İptal edildi ve alternatif randevu verilmedi bende peşine düşmedim evet evet gayet peşine düşmedim. Yoğun korkularım seyreldi yine bir gün yeniden patlama noktasına gelmeden bu konuyu çözmek istiyorum. Bu ay içinde bunu halledeceğim. NO PANİC.
 
Bugün bastırılmış kişiliğimi farkettim.

E ama otuzda mı farkettim demeyin lütfen şuan yirmi dokuzum.

Kalabalık ve mutlu bir ailede yetiştim. Ortalama 9 yıl bu şekilde maa aile şeklinde idik sonradan küçülmeye gittik şartlar öyle gerekti. ( Annem babam ayrılmadı hala yapisiklar çok şükür ) Bu kalabalık ailenin hep avantajlarını hissettim hala daha şükür sebebim kendileri. Lakin bu akşam arkadaşım ile sohbet ederken çok sade göründüğümü ama örneğin mobilya, takı,kıyafet seçerken gösterişli olan ben buradayım diyen parçaları beğendiğimi söyledi.
Bir an durdum ve düşündüğüm. Doğru söylüyordu. Üzerimde büyük taşlı şeyler göremezsiniz ama çok severim ve takmak isterim ama elim hep minimal parçalara gider. Gold rengine bayılırım ama haki renkte kendimi iyi hisseder ona yönelirim.

Kalabalık aileden takı toka sarı ve hakiye nasıl geldin derseniz geliyorum oraya.
Ne kadar kişi sayısı fazla olursa o kadar karakter fazla oluyor o evde. Ve bir çocuksan hele ki birden fazla insanla çokça vakit geçirdiğin bir çocukluğunuz varsa o evdeki birisini çok kıymetli görüp gözünüzde yuceltebiliyorsunuz. Yaşları yakın olan iki amcamla beraber büyüdüm 9 yıl. Doğumumdan itibaren buyumeme gelişmeme maddi manevi yardımcı olan insanlar bunlar. El bebek gül bebek niteliğinde yetiştirildim. İkisini de asla ne eksik ne fazla şeklinde ayırt etmeden severim. Fakat kardeş olmalarına rağmen ikisinin sevgi dili farklıymış bunu otuza yakınken anlıyorum küçük amcam muhteşem anaç bir yapıya sahipken beni olduğum gibi kabul ederken ve böyle severken büyük amcamın fiziki ve manevi mesafeli duruşu bir çocuk olmama rağmen beni cezbetmis olmalı ki onun takdirini kazanmaya ve ona benzemeye çabalatmış küçük yaşta. Asker edasıyla onu dinlerdim,söylediklerini kafamın bir köşesinde not etmeye çalışırdım ve saygı duyardım. Kitap okumayı çok sevdiği için onunla kitap okurdum. Dini bilgiler verirdi çok şükür içimdeki Allah sevgisini küçüklüğümden bu yana gelmesindeki sebeplerden biridir kendisi. Uzun lafin kısası ben küçüklükten uzak ve mesafeli bulduğum kişilere karşı bir sevgim ve saygım varsa onların onayını almak için onların sevdiği tarzda davranışlar sergileyebilip takdir ve onay beklentisine görebiliyordum bu benim çocukluğumda olan birseymis.

Her şey tramva ile olmuyormuş yani..

Hala takı,toka,eşya konusu ne alaka söylemedin diyen olursa.. çok uzun yıllardır birlikte olduğum erkek arkadaşım bahsettiğim büyük amcamla benzer özelliklere sahip mütevazı,mesafeli (göreceli kavram), sadeliği seven (sadece somut değil soyut olarakta) ,ben de hayranlık uyandıran prensipli birisi. Yıllar içerisinde tıpkı çocukluğumda olduğu gibi onunda mesafesini aşabilmek,saygı ve sevgisini kazanabilmek için içten içe farkında olmadan tıpkı küçüklüğümdeki gibi ona da kendimi benzetmeye çalışıp kendim neyi gerçekten seviyorum,beğeniyorum unutmuşum.

Bu kısım yanlış anlaşılmasın ama sen mavi seversin ben de maviyi seviyorum gibi değil. Başlarda uyum sağlamak için kabul ettiklerimin zamanla karşılığında artan bağlılık duygusu ile farkında olmadan bu benim fikrimmiş ben zaten buymuşum gibi üzerime yapışık kalması ve aslında meselenin hiçte öyle olmaması.


Yok canım kişilik bozukluğu değil bastırılmış
benlik duygusu bendeki.

Kendimi tanımaya çalışıyorum ve bu diğer insanları tanımaktan çok daha zor. Anladım ki her insan yaşadığı, konuştuğu, bir şeyler paylaştığı insanlardan bazı şeyler taşıyabiliyor ve bunu gerçekten kendi içini didik edip ayikladiginda bulabiliyor sadece.

Daha çok kendim olabileceğim günlere...
 
Şikayet değilde serzenişte bulunarak başlayayım. Yaptığım işten çok yoruldum. Tahammül seviyem kendisine çok çok düşük. Oysa ki yeni tatilden dönmüştüm. Yenilenmiş olmam lazımdı. Bir kaç hayalim var bunlar için devam etmek zorundayım bir müddet daha bu işe.

Anksiyete için ağzımın içinde randevu bulup gidemedim psikiyatriye. Nedeni ise saati erkendi uyumadan giderim sandım bekledim ve uyuya kalmışım. Aynı bölüme en erken on beş gün sonra randevu veriyormuş.

Kendimi cesaretlendirmem gereken çok konu var. Kaygılarımı giderip başarmadan buraya yazmak istemiyorum.

Güz döneminden 11 dersim varmış toplam. Yaz okulu için 5 tane seçtim, döneme 6 tane bıraktım. İnşallah başarılı olup bitiririm çünkü önümüzdeki yıl farklı bir bölüm istiyorum. ( Allah'ım kolaylikla , mutlulukla, sağlıkla,güvenli bir şekilde nasip et Ya Rabbim
)

Tam bir ay var sınavlara belki buraya 30 günlük yazarım iyi gelir çalıştığımı yazmak.
 
Canim ne okuyorsun hem okuyup hem calisiyor musun
 
Zamanın çok hızlı aktığı bir dönemdeyiz sanki buraya dönüp baktığımda zamanın ne kadar hızlı geçtiğini fark ediyorum ama yaşarken sanki çok yavaş akıp gidiyormuş gibi kısır bir döngü içerisindeyiz.
Çok şükür çoğu şey yolunda Allah hepimize afiyet versin.
Siteye yazı yazmaya devam etmeye başladım bugün sanki birbiriyle bağlantılıymış gibi oraya yazı yazdığımda aklıma direkt forumdaki bu konum geliyor.
Bakalım belki bu sefer Adsense onayı almayı başarırız.
Hiç kimseye uğramasını istemeyeceğim anksiyete hakkındaki yazımı paylaşıyorum şimdi. Umarım birilerinize şifa olur.
 
Ay dayanamadım geldim sonunda işler gözümde büyüyor hep düşünmekten yapmaya mecalim kalmıyor en azından burada yeşil tık koymak beni motive eder bir süre takılayım.
 
Hayatımda o kadar çok değişik şeyler oldu ki artık kendi ailemi kurdum. Tahminimden daha güzel bir evim var.
Bir de beni bekleyen işlerim.

Çalışma odasının tülünü ve güneşliğini yıkamam lazım.
Bulaşık makinesi boşaltılacak .
Minderlerin kenarları patlamış dikilmesi gerek.
Akşama köfte ve kaşarlı mantar yapılacak.
Pazara çıkılacak.
Ceviz ve fındıklar kırılıp robotta çekilip kaldırılacak.
Baharatlık dolabı temizlenecek.

Şimdilik bu kadar yeterli ay gözümde büyüyor bakıyorum bunlar iş bile değil ama neden böyle oldum anlamadım.
Haydi Bismillahirrahmanirrahim.
 
Evlendin mi canim?
 
Kız kendi kendimi sabote mi ettim nazar mı değdirdim ne yaptım anlamadım bir uyku el kol kalkmıyor siteye yazdığımdan beri. Kahve bile içsem kendime gelemedim.


Çalışma odasının tülünü ve güneşliğini yıkamam lazım.
Bulaşık makinesi boşaltılacak .
Minderlerin kenarları patlamış dikilmesi gerek.
Akşama köfte ve kaşarlı mantar yapılacak. Menümüz değişti bana mantar sote eşime fırında somon yapıldı.
Pazara çıkılacak.
Ceviz ve fındıklar kırılıp robotta çekilip kaldırılacak.
Baharatlık dolabı temizlenecek.


Bonus: Uzun zamandır annemlerden yani eski yaşadığım evden gelen kitap kolim çalışma odasında duruyordu içinden atılacak olanları attım. Ayıkladım.
Bonus 2: Chili biber sos yaptım. Onları kavanozladım kaldırdım.

Ballı muzlu süt hazırlayıp yatacağım. Uyumadan kısa bir duş alırım.Serum nemlendirici sürüp kısa cilt bakımı hooppp uyku. Yarın iş var.
 
En en garip olayımla geliyorum günlük.
Cumartesi günü sol göğsüme saplanan bir ağrı ile baş etmek zorunda kaldım sonrası yerini hassaiyete bıraktı derken hoppps bir şişlik geldi elimin altına korktum mu? Çok korktum hemen pazartesi Dr randevu aldım yarın bir ultrasona gideceğim ve cuma günü tekrar sonucu Dr göstereceğim.
Birşeyleri nazara bağlamayı sevmiyorum.Saglik sonuçta düzensiz beslenme + sigara var. Ama hayatımın son 7/8 ayı gerçekten iyi geçiyor. Ve nazara hala inanıyorum da bir taraftan böyle bir ikilem içerisindeyim. Evde gerekli sureler de açık haftada bir temizlik yaparken ama yüzde 50 nazarsa yüzde 50 benim kabahatim eminim.

Son üç gündür çektiğim göğüs hassasiyeti ve acısını önceden hiç yaşamadım iş bile yapamadım evde eğilmek hayal gibi çünkü sadece mutfağı toplu tutabilmisim. Bugün renkliler ve koltuk örtülerini yıkadım serdim katlanacakları katladım.Robota evi süpürüp sildirdim. Tüm biriken çöpleri attım. 6/7 saat çalıştım evden.Marketten alınacak küçük ıvır zıvır şeyleri aldım.Eşim grip olmuş. (Bize bir şey olunca erkekler neden hasta oluyor hemen anlamadım. ) Allah'tan yemek yemeyi çok sevmeyen birisi onun için bize tek çeşit yetiyor akşamları çoğu şeyi farklı yiyoruz ama olsun. Bugün canı bir şey istemiyormuş meyve suyu içti meyve yedi uyudu erkenden bende anneme geçtim yemeğe.

Yarın yapılacak işler
Sabah ultrasona gitmek oradan markete geçip tavuk almam lazım.
Kendime ıspanak pişirip eşime de o gelince söyler canı ne isterse onu pişiririm.
Yıkanacak beyazları yıkamam lazım.
Bulaşık makinesi çalıştırılıp boşaltılacak.
8 saat çalışmam lazım.
İki kerede köpüşü WC çıkartırsam maratonum tamam olur.
 
Bu siteyi kullanmak için çerezler gereklidir. Siteyi kullanmaya devam etmek için onları kabul etmelisiniz. Daha Fazlasını Öğren.…