- 17 Şubat 2015
- 7.537
- 19.833
kimimiz istemeden anne olduk i, kimimiz yavrusunu yitirdi, kimimiz kavuşmak için gece gündüz dua ediyor, kimimiz sahip olduktan sonra pişmanlığını bastırmak adına devamlı anne olma güdüsü aşılamakta anneliğin kutsallığını gece gündü anlatmaya çalışıyor, kimimiz depresyona girdik, kimimizin umudu yok en minik ışık peşinde doktor kovalıyor, kimimiz en mükemmel anne, kimimiz en çekilmez anne, kimimiz sorumsuz anne, kimimiz anne olup dünyadaki misyonunu tamamlamak için doğurmak istiyor, kimimiz anne olunmaması gerektiğini savunuyor, kimimiz anneliğin hayatını etkilemediğini söylüyor, kimimiz aileyi kurtarmak için anne oluyor, kimimiz büyükler istediği için anne oluyor, kimimiz çocuğu kardeş istediği için tekrar doğuruyor, kimimiz kilodan kimimiz başka canlının hayatının kendisine bağlı olmasından ürküp anne olmak istemiyor, kimimiz zorla anne olmak zorunda kalıyor... listemi upuzun çoğaltabilirim gelgelelim benim hislerime.
Gün içinde bir an, spor yaparken ya da seyahat halindeyken ya da çok sevdiğim bi yemeği yerken “hayat süper değilse bile kendimi idare ediyorum, çocuk olsaydı bunları böyle rahat yapamayabilirdim” gibi şeyler söylerken buluyorum. Aynı günün başka bi saati, bi anda içimden mesela kitap alırken “acaba bebeğim olsaydı onunla hangi etkinlikleri yapardım, bu masal kitabını da alayım olunca okurum sakinleştiririm” diyorum. İşte günün bi saati televizyonda saçma sapan bi anne Bebek sahnesine rastlayıp gözlerim dolmaya başlıyor o an “galiba hazırım” diyorum. Bi saat sonra “bu ne duygusallık saçmalama ne gerek var bak gayet iyisin” diyorum o an zerre çocuk isteğim olmuyor.
Velhasıl ben hem çok istiyorum hem hiç istemiyorum anne olmakla ilgili nice Doğum ve sonrası hikayeleri okudum- izledim, bu histeri içinde savrulurken İçimden bir ses beni bu konuyu buraya açmaya itti.
Belki bilinç akışımı okuyup görmem gerekiyordu bilmiyorum. Düzensiz yazdığım da farkındayım imla hataları için kusuruma bakmayın.
Ömrünün ilk yıllarından itibaren “ben anne olmalıyım, kızım olursa adı şu olsun oğlum olursa adı şu olsun, şu kadar çocuğum olsun” diye planlayan arkadaşlardan ziyade; benim gibi med cezir yaşayan arkadaşlar, karar vermekte git gel yaşayan arkadaşlar, anne olmak istediğinize nasıl emin oldunuz? Nasıl karar verdiniz? Sonrasında bu karar sizi üzdü mü? Eşinizle ilişkinize nasıl yansıdı? Bebek öncesine dönme şansınız olsa yine anne olma kararını verir miydiniz?
Gün içinde bir an, spor yaparken ya da seyahat halindeyken ya da çok sevdiğim bi yemeği yerken “hayat süper değilse bile kendimi idare ediyorum, çocuk olsaydı bunları böyle rahat yapamayabilirdim” gibi şeyler söylerken buluyorum. Aynı günün başka bi saati, bi anda içimden mesela kitap alırken “acaba bebeğim olsaydı onunla hangi etkinlikleri yapardım, bu masal kitabını da alayım olunca okurum sakinleştiririm” diyorum. İşte günün bi saati televizyonda saçma sapan bi anne Bebek sahnesine rastlayıp gözlerim dolmaya başlıyor o an “galiba hazırım” diyorum. Bi saat sonra “bu ne duygusallık saçmalama ne gerek var bak gayet iyisin” diyorum o an zerre çocuk isteğim olmuyor.
Velhasıl ben hem çok istiyorum hem hiç istemiyorum anne olmakla ilgili nice Doğum ve sonrası hikayeleri okudum- izledim, bu histeri içinde savrulurken İçimden bir ses beni bu konuyu buraya açmaya itti.
Belki bilinç akışımı okuyup görmem gerekiyordu bilmiyorum. Düzensiz yazdığım da farkındayım imla hataları için kusuruma bakmayın.
Ömrünün ilk yıllarından itibaren “ben anne olmalıyım, kızım olursa adı şu olsun oğlum olursa adı şu olsun, şu kadar çocuğum olsun” diye planlayan arkadaşlardan ziyade; benim gibi med cezir yaşayan arkadaşlar, karar vermekte git gel yaşayan arkadaşlar, anne olmak istediğinize nasıl emin oldunuz? Nasıl karar verdiniz? Sonrasında bu karar sizi üzdü mü? Eşinizle ilişkinize nasıl yansıdı? Bebek öncesine dönme şansınız olsa yine anne olma kararını verir miydiniz?