- 20 Mart 2015
- 300
- 358
- 53
- 29
- Konu Sahibi Kazuletbagyan
- #1
İyi pazarlar
Dün eşimin arkadaşı beni konuşmak için Cafe’ye davet etti, gittiğimde eşimde oradaydı.
Ve eşimin işten bir abisi daha.
Bende her ikisini de tanımadığım için madem konuşmak istiyorsunuz konuşmaya eşim başlasın sizi ne kadarına müdahil etmek istiyorsa siz o kadarını bilin dedim.
Konuşmanın aralarında arkadaşları sürekli “senin planın ne, ne yapacaksın kadın başına, birbirinizden daha iyisini mi bulacaksınız” falan dedi. İstanbul’da kadın olarak yaşamak zor diyip durdurlar.
Neyse bizde karşılaşmışken sorunlarımızdan bahsettik.
Eşim şöyle bir cümle kurdu; “ karım benim çalıştığım yeri bile bilmiyor daha” eşim gümrük de olduğu için rotasyon şeklinde çalışıyor ki zaten illa rotasyonu nu bilmek gerekmiyor. Arkadaşları da bunun çok saçma bir düşünce olduğunu söyledi kendisine.
Bende buna karşılık “ ben psikoloğa gidiyorum ama sen ne psikoloğumun adını, nede benim bir borderline kişilik bozukluğunun belirtilerini gösterdiğimi biliyorsun,bu daha kötü değil mi?” . Arkadaşları burda da bana hak verdi. Bana neden destek olmadığını falan sordular eveleyip geveledi.
Sonra da abisine dönüp “beni işimle ilgili tehtid ediyor insan eşine bunu yapar mı?” Abisi de bana dönüp çok ayıp falan dedi. Bende ben bu konu için özür dilemiştim. Utandığımı da söyledim ve tekrar etmedim dedim. Ve gerçekten o ortamda da utandım.
Eşime “sen kendi çocuğunun başkasından olduğunu düşünüp aldıracak kadar kötüsün” diyip ağlayarak kalktım masadan. Eşimin yüzündeki utancı da o an gördüm. Ve daha onu söyler söylemez pişman oldum. Keşke söylemeseydim diye kendime çok kızdım ve sonrasında mesaj atıp arkadaşları önünde utandırdığım için özür diledim.
Bir kez daha boşanmanın bizim için ne kadar doğru olduğunu gördüm.
Annem de sen İstanbul da kadın başına napacaksın yıkma yuvanı diye mesaj çekip duruyor.
Zaten korkuyorum bu cümleler beni nasıl baltalıyor anlatamam.
Eşim evden ayrılmadan önce çantamı karıştırmış ve benim yırtıp küçük toplara çevirdiğim not kağıtlarını bulmuş. Can sıkıntısından sürdü kursunda otururken masadan alıp yaptığım şeylerdi. İçinde ne yazıyordu niye o hale getirdin falan diye sormaya başladı.
Sonra da “direksiyon hocan çok gençmiş ama bana söylemedin öncekinin yaşlı olduğunu söylemiştin ama. Bunu söylemedin Çünkü makyaj yapmana,elbise giymene kızarım diye dimi falan dedi”. Bende sen hastasın diyip çektim gittim.
Kafamı duvaralara vurmak istiyorum. Izdırap içindeyim resmen.
Dün eşimin arkadaşı beni konuşmak için Cafe’ye davet etti, gittiğimde eşimde oradaydı.
Ve eşimin işten bir abisi daha.
Bende her ikisini de tanımadığım için madem konuşmak istiyorsunuz konuşmaya eşim başlasın sizi ne kadarına müdahil etmek istiyorsa siz o kadarını bilin dedim.
Konuşmanın aralarında arkadaşları sürekli “senin planın ne, ne yapacaksın kadın başına, birbirinizden daha iyisini mi bulacaksınız” falan dedi. İstanbul’da kadın olarak yaşamak zor diyip durdurlar.
Neyse bizde karşılaşmışken sorunlarımızdan bahsettik.
Eşim şöyle bir cümle kurdu; “ karım benim çalıştığım yeri bile bilmiyor daha” eşim gümrük de olduğu için rotasyon şeklinde çalışıyor ki zaten illa rotasyonu nu bilmek gerekmiyor. Arkadaşları da bunun çok saçma bir düşünce olduğunu söyledi kendisine.
Bende buna karşılık “ ben psikoloğa gidiyorum ama sen ne psikoloğumun adını, nede benim bir borderline kişilik bozukluğunun belirtilerini gösterdiğimi biliyorsun,bu daha kötü değil mi?” . Arkadaşları burda da bana hak verdi. Bana neden destek olmadığını falan sordular eveleyip geveledi.
Sonra da abisine dönüp “beni işimle ilgili tehtid ediyor insan eşine bunu yapar mı?” Abisi de bana dönüp çok ayıp falan dedi. Bende ben bu konu için özür dilemiştim. Utandığımı da söyledim ve tekrar etmedim dedim. Ve gerçekten o ortamda da utandım.
Eşime “sen kendi çocuğunun başkasından olduğunu düşünüp aldıracak kadar kötüsün” diyip ağlayarak kalktım masadan. Eşimin yüzündeki utancı da o an gördüm. Ve daha onu söyler söylemez pişman oldum. Keşke söylemeseydim diye kendime çok kızdım ve sonrasında mesaj atıp arkadaşları önünde utandırdığım için özür diledim.
Bir kez daha boşanmanın bizim için ne kadar doğru olduğunu gördüm.
Annem de sen İstanbul da kadın başına napacaksın yıkma yuvanı diye mesaj çekip duruyor.
Zaten korkuyorum bu cümleler beni nasıl baltalıyor anlatamam.
Eşim evden ayrılmadan önce çantamı karıştırmış ve benim yırtıp küçük toplara çevirdiğim not kağıtlarını bulmuş. Can sıkıntısından sürdü kursunda otururken masadan alıp yaptığım şeylerdi. İçinde ne yazıyordu niye o hale getirdin falan diye sormaya başladı.
Sonra da “direksiyon hocan çok gençmiş ama bana söylemedin öncekinin yaşlı olduğunu söylemiştin ama. Bunu söylemedin Çünkü makyaj yapmana,elbise giymene kızarım diye dimi falan dedi”. Bende sen hastasın diyip çektim gittim.
Kafamı duvaralara vurmak istiyorum. Izdırap içindeyim resmen.