Popüler Konu Dr. Felice Gersh, PCOS SOS adlı kitabın özeti.

Anne olabilmek icon cirpiniyoruz iste maalesef ayrica ayneyn cok tsk ederiz Boyle degerli bilgiler paylastigin icin ♡
 
ben de bu konuyu guncel tutmak ve faydalanmak istiyorum buradaki paylasimlardan.. bugun hsg cekildi.. bu ay dr klomen vermek istedi. ben de femara talep ettim yani letrazol.. bu konunun icinde pko lularda letrazol un daha etkili oldugunu soyluyor.. dr a soyledim farketmez benim icin ikisi de ayni benim icin dedi.
 
Bende her ikisinede 2 yumurta olusmustu canimm o yuzden fark etmez yanii ikiside yum gelistirici sonucta
 
Aynennn bu arada bencede guncel tutalim bu konuyu mucadelemizde birbirimize destek olalim insallah canimm
 

Dr. Felice Gersh, orucun insan sağlığı üzerindeki etkilerini anlatıyor. Aklımda kalanları özet halinde paylaşmak istiyorum:


İnsan yemek içmek için programlanmış bir varlık değildir. Ancak maalesef insanlar öğün sayılarını arttırdıkça hastalıklarında da artış olmuş. Hatırlayın son yılların modası az ve sık ye, iki saatte bir az az ye şeklindeydi. Ancak bunun ne kadar yanlış olduğunu biz bugün anlıyoruz. Öğlen yemeği yiyen insanlara dikkat edin, işteyken hemen uykuları gelir, konsantrasyonları azalır, yorgunluk artar. Öğlen yemeğini bir insan ne kadar hafif yerse gün boyu enerjisi o kadar yüksek olur. Fazla yemek fazla enerji vermez. İnsan vücuduna fazla yemek girince vücut tembelleşir. Ama yemek gelmeyince vücut hep alarm halinde olur. 3 gün yemek yemeyen, sadece su içen bir insanın vücudunu şöyle düşünebilirsiniz. İlk gün şöyle der: ''Bugün biraz tembeldim yemek bulamadım, ama yarın yemek gelir'' İkinci gün: ''Acaba gerçekten yemek gelecek mi'' ve üçüncü gün :''Tamam, artık anladım ki yemek gelmiyor. Şimdi hemen harekete geçmeliyim'' der ve vücuttaki hastalıklı ve yaşlı hücreleri, yağları yemeye başlar. Aynı zamanda bu aşamada insanın gidip yemek bulabilmesi için daha kuvvetli ve daha zeki olabilmesi gerekir. Bu nedenle açlıklar esnasında vücuda kuvvet gelir, zihin faaliyetleri artar. Hatırlayın, yemek yiyince tam tersi oluyordu. Zaten yemek geldi diye vücut tembelleşiyordu.

İnsan yemek yemeden, sadece su içerek 60 gün, hatta daha fazla yaşayabilir. Hem de vücuduna hiçbir zarar gelmeden. Yaşanmış bir örnek, bir çift kışın kimsenin yaşamadığı bir bölgeye tatile gidiyorlar ancak kar fırtınasında arabada hapsoluyorlar. Adam yardım çağırmak için arabadan çıkıyor ve vefat ediyor. Ancak kadın arabanın içinde sadece kar sularını içerek yaşıyor ve 60 gün sonra kurtarılıyor. Ve kadında hiçbir sağlık sorunu gözlenmiyor. Bu yüzden aç kalmaktan asla korkmayın. Bizim ihtiyacımız olan zaten 3 günlük veya 5 günlük açlıklar. Bu süre kesinlikle kimseye zarar vermez. Ama stres zarar verir. Yemek yemeyeceği için aşırı strese giren insana daha hafif programlardan başlanabilir. Ama bazı kişiler çok istekli ve çok motive bir şekilde 5 günden sonra devam etmek isterlerse 10 güne kadar da su orucu tutabilirler ve çok faydasını görürler. Hiçbir hastalığı olmayan insanlar sağlıklarını korumak, ileride kansere yakalanmamak, daha genç görünmek, daha dinç olmak, tembellikten kurtulmak, zihinsel olarak daha aktif olabilmek için senede 4 defa 5'er günlük su orucu yapabilirler. Ama ciddi metabolik hastalığı olanlar hastalıklarından kurtulana kadar her ay uygulamaları gerekir. Hastalıktan kurtulduktan sonra da sağlıklarını korumak için belli aralıklarla yine oruç tutmalıdırlar. Ben 7 defa 5 günlük oruç yaptım. Herkes bana eskisinden daha genç göründüğümü söylüyor. Yorgunluklarım geçti, kendimi daha dinç hissediyorum.

Oruçlar esnasında iç organlarda küçülme görülmektedir. Ancak oruçlardan sonra bakıyoruz iç organlar tekrar büyüyor. Bu demek oluyor ki, oruç esnasında organlardaki hasta ve yaşlı hücreler yok oluyor, ancak daha sonra tekrar yemeye başladığımızda vücut tekrar bu hücrelerin yerini doldurabilmek için sağlıklı ve genç hücreler üretiyor. Böylece organlarımız eski boyutlarına gelirken eskisinden daha genç ve daha sağlıklı halde oluyor. Diğer bir mesele ise oruç tutarken kaybedilen kiloların hepsi tekrar kısa sürede alınmıyor. Çünkü zararlı, hasta ve yaşlı hücreler tamamen ölmüş ve vücudu terk etmiş oluyor.

Eğer bugün kansere, kalp hastalıklarına, felç ve şeker hastalığına kesin bir tedavi bulunsaydı ortalama ömür 13 yıl daha fazla olurdu. Ancak eğer hücrelerdeki yaşlanmayı yarı yarıya yavaşlatabilirsek ortalama ömüre 30 yıl daha eklemiş olacağız ki hücrelerin yenilenmesi, sağlıklı hale gelmesi ise çok basit. Hiçbir şeye ihtiyacınız yok. Bu potansiyel sizde var. Sadece uygulayın, korkmayın. Orucun her türlüsü faydalıdır. Eğer 5 günlük yapamıyorsanız daha az yapın. Ama bir şekilde az da olsa yapın.
 
Sivilceler ile alakalı en çok merak edilenlerden biri de yiyeceklerimizi değiştirdiğimizde cildimizin ne kadar düzelebileceği meselesiydi. Bugün izlediğim bir videoda bunun net cevabını gördüm sizlerle paylaşmak istedim. İki resim paylaşacağım. Birkaç yıl arayla çekilmiş resimler. Aradaki fark muazzam.

Videonun linki:
Bu resmi de 8. dakikadan sonra paylaşıyor.
 

Eklentiler

  • Screenshot_20200128-182114.png
    687,4 KB · Görüntüleme: 74
  • Screenshot_20200128-182503.png
    438,9 KB · Görüntüleme: 72
Aynı videoda şunları da anlatmış: Tamamen iyileşmek, kan testlerinin normal çıkması, adetlerin düzene girmesi bir yılı alıyormuş. Daha önceden hiç düzenli adet görmediğini, ciddi ağrılar yaşayıp hastanelik olduğunu, sivilcelerinin aşırı kötü durumda olduğunu ve diyabet öncesi bir aşamada olduğunu anlatıyor. Ancak son 2,5 - 3 yıldır düzenli adet görüyormuş. Cildi zaten gördüğünüz gibi düzelmiş. Kan testleri, şeker tahlilleri de normal çıkmış.

Bu sürede nasıl beslendiğini de şöyle özetlemiş: Düşük glisemik indeksli gıdalar yenmeli, rafine şeker ve rafine karbonhidratlardan uzak durulmalı. Süt ürünleri kullanılmamalı diyor.

Patates, beyaz pirinç, makarna ve beyaz ekmek yemediğini söylüyor.

Yediği gıdalar: tatlı patates, kinoa, kahverengi pirinç, kahverengi pirinç makarnası, tam buğday çavdar ekmeği. Bolca bakliyat: nohut, mercimek, fasulye. Bolca kuruyemiş ve tohumlar, kuru yemiş ezmeleri. Hindistan cevizi sütü, badem sütü. Yemekler sebze yemekleri. Et haftada bir veya iki. Sağlıklı doymamış yağlar: avokado yağı, zeytin yağı, hindistan cevizi yağı. Ödül olarak muz, bitter çikolata ve patlamış mısır.

Takviyeler: kromium, çuha çiceği yağı, balık yağı ve vitex.
 
Canim sut urunleri diyo ya mesela peynir tereyag bunlaridami yemicez ???
 
Yukarıda paylaştığım yiyecek listesi o kişinin kendi tercih ettikleri ve ben bu şekilde sadece tercüme ederek paylaştım.

Bu konuda benim düşüncem şöyle. Batının yemek tarzı bizden farklı. Aslında biraz da Canan Karatay'dan etkilendim. Onlar yoğurt mayalamayı bilmez diyordu. Dolayısıyla hazır yoğurt peynir zarar veriyor. Süt ürünlerini bırakın diyor çünkü Amerika'da kimse çiğ süt alıp kendi peynirini yoğurdunu yapmıyor. Yapsa bile sütler eğer genetiği değişmiş yemle beslenen hayvanlardan geliyorsa veya antibiyotik verilmişse hayvanlara, bu maddeler sütle bize geçiyor malesef. Dolayısıyla süt ürünlerinde ben uzun zamandır şöyle bir kritere bağlıyım: sadece otla besleme yapan organik çiftliklerden cam şişede çiğ süt alıyorum aylık. Ve bunları buzluğa atıyorum. Cam şişe patlaması vs yaşamadım bu arada. Bu sütlerden kendi yoğurdumu peynirimi yapıyorum. Yoğurt mayası olarak da aynı çiftlikten organik yoğurt aldım bir defa, onun mayasını her seferinde ayırıp buzluğa atıp devam ettiriyorum. Peyniri de ya doğal sirke ya da limonla sütü kesip öyle yapıyorum. Tereyağını, iç yağı ve etleri aynı çiftlikten alıyorum. Bu şekilde bir sorun olacağını zannetmiyorum.
 
Sizlere biraz da kendi durumumdan bahsetmek istiyorum. Maalesef kötü bir durum yaşadım. Kasım ayında organik un buldum diye sevinip 2 aya yakın bu undan ekmekler kekler kurabiyeler yaptım şekersiz bir şekilde. Çünkü artık kilom 40-42 arası değişiyordu ve daha da vermemek için doğal genetiği değişmemiş tam buğday unu kullanmaya başladım. Ancak maalesef aldığımız un doğal filan değilmiş içinde yüksek oranda gluten varmış. Ben bunu yaklaşık 50 gün sonra anladım ve unu bıraktım tabi ki. Ancak bu sürede olan oldu. Un yemeye başladıktan 3 hafta sonra lekelenmelerim başladı ve hala da devam ediyor. En son normal adetimi ekim ayında gördüm. Aralık ve ocak ayı hep lekelenmlerle geçti. Ocak ayında hiç yemedim o undan ama unun bana birkaç haftada verdiği zarar birkaç haftada düzelmedi. Bu yüzden işte yediğimiz içtiğimiz her şeye çok dikkat etmemiz gerekiyor. Ben de Ocak ayına girerken bir karar aldım. Dedim madem bu iş bu kadar ciddi ve vücudumun zararlı hiçbir maddeye artık tahammülü kalmamış. O zaman ben de sadece temiz ve organik olduğundan kesin emin olduğum şeyleri yiyip içeyim.

Şu anda Ocak ayının başından beri marketten manavdan veya misafirlikte hiçbir şey yiyip içmiyorum. Organik çiftliklerden haftalık sebzemi meyvemi sipariş ediyorum ve bu çiftliklerde ne varsa onla besleniyorum. Bazı ürünler yok mecbur pazardan alayım demiyorum.

Süt ürünlerini ve etleri bir önceki mesajda bahsettiğim sekilde yapıyorum.

Baharatları güvenilir yerlerden alıyorum, içine renklendirici tatlandırıcı bir şey girmediğinden emin olayım diye.

Kuru meyveleri ilaçla değil doğal bir şekilde güneşte kurutulmuş olanlarından tercih ediyorum.

Kuru yemişleri sadece kabuklu ve kavrulmamış şekilde tüketiyorum. Kabuğunu kırdıktan sonra 3 gün içinde tüketilmesi gerekiyor yoksa bağırsaklarda toksin etkisi yapan bir madde ortaya çıkıyor kuru yemişlerde.

Antibiyotiksiz hormonsuz yumurta alıyorum. Büyük marketlerin organik reyonlarında bulunuyor. Normal market yumurtalarını asla yemiyorum.

Pirinci genetiği değişmemiş olanlardan satın alıyorum. Bu şekilde bazen kahverengi bazen beyaz pirinç kullanıyorum.

Kinoa da bulgur yerine güzel bir alternatif oluyor bana. Çünkü doğal bulgur da bulamadım. Markette satılanlar da genetiği değişmiş buğdaydan yapılanlar. Bu yüzden salatalara kinoa haşlayıp ekliyorum. Bol limon ve baharat ile kısırı aratmıyor.

Bulunduğum ülkede organik un bulamadığım için unlu hiçbir şey yapamıyorum maalesef. Bulduğum da sahte çıktığı için buğday ürünlerini tamamen kestim. Organik diyenlere pek inanamıyorum. Ama nohut unu siparişi verdim yakın zamanda nohut unundan ekmek yapmayı planlıyorum.

Nohut, mercimek, bakla, fasulye yiyorum. Çoğu zaman bunları pişirdiğimde içine sebze de ekliyorum: patates, kabak, havuç vb.

Salatalara, yemeklere, yoğurda; keten tohumu, çörek otu, zencefil, zerdeçal gibi faydalı tohum ve baharatları ekliyorum.

İki öğün yemeye devam ediyorum.

Tatlı olarak kuru meyvelerden ve organik baldan çokça istifade ediyorum.

Örnek kahvaltı, akşam yemeği ve tatlı tariflerini de sizlerle paylaşayım.

Kahvaltı olarak yumurtanın her çeşidini zeytinyağı veya tereyağıyla pişriyorum. Organik un bulamadığım için ya sade ya da pilavla yiyorum. Bazen yoğurtlu salatalar yapıyorum kahvaltıya. Peynirle beraber kuruyemişler çok güzel gidiyor. Kış günleri sıcak çorba ile kahvaltı yaptığım da oluyor. Bazen fırına bütün patlıcan ve renkli dolma biberlerden atıyorum. Onlar közlenince yoğurt ve bolca ot, zeytinyağı, tuz, baharat ekleyip yiyorum. Fırında patates, yoğurtlu patates püresi, yoğurtlu kabak vs. de kahvaltıda yediğim oluyor.

Akşam yemeklerini genelde hep aynı mantıkla hazırlıyorum. Sebzeler değişse de kalan malzemelerim hep aynı. Tencereye suyu koyup içine bolca maydanoz sarımsak bazen de soğan doğruyorum. Maydanoz yerine taze nane veya dere otu da olabilir. Hepsi birden de olabilir. Domates doğruyorum bazen. Sonra bunun içine Allah ne verdiyse bir sebzeyi seçip içine doğruyorum haşlama usulü suyunu neredeyse tamamen çekene kadar pişiriyorum. Pişmeye yakın ya zeytinyağı, ya tereyağı ya da iç yağı ekliyorum. Bütün yağları tek yemeğe karıştırmak sindirim açısından çok uygun değil. Yemeğin içinde bazen pirinç, nohut, bakla veya fasulye de oluyor. Yoksa yanına genelde kahverengi pirinçten pilav yapıyorum. Yemeğin çeşidine göre yanına ya salata ya da yoğurt yiyorum. Salatalara kendi yaptığım sirkeden ekliyorum.

Tatlı olarak bal tahin karışımına herhangi bir kuru meyveyi veya püre halinde muzu ekliyorum. Bolca tarçın da ekleyip iyice karıştırıp yiyorum.

Veya bir bardak kaynamış sütün içine 2 çorba kaşığı chia tohumu, tarçın ve bal veya bal yerine hurma vs ekleyip ılıyınca buzdolabına kaldırıyorum. İki üç saat sonra puding kıvamında tatlı hazır oluyor.

Başka bir alternatif genetiği değişmemiş beyaz pirinç ile bildiğimiz usülde sütlaç yapıp şeker yerine bal koyuyorum. Bazen bu tarifin içine muz veya kuru meyve de ekliyorum. Üzerine bol tarçın tabi ki.

Doğal un bulursanız eğer bildiğiniz usülde kek yapıp şeker yerine bal da koyabilirsiniz.

Bal, tahin, kuru meyveler, tarçın ve süt benim tatlı ihtiyacımı fazlasıyla karşılıyor.

Bu arada tahini de cam şişede alıyorum. İçindekiler kısmında ayçiçek yağı veya başka trans yağlar olmadığından emin olmanız gerekiyor. Yüzde 100 saf susamdan tahin elde edilmiş olmasına ve koruyucu içermemesine dikkat edin.

Youtube dan şekersiz pestil yapımına bakabilirsiniz. Yazın yapmak istiyorum. Hem çok kolay, hem de yıl boyu tüketebilirsiniz. Şekersiz en doğal ve en lezzetli tatlı bence.

Doğal ilaçsız olarak bulduğunuz her türlü meyveyi kendiniz güneşte kurutabilirsiniz.

Hiç denemedim ama sadece süt ve kuru incir kullanılarak yapılan bir tatlı var: incir uyutması. İlk fırsatta onu da deneyeceğim inşaallah.

Siz de nasıl beslendiğinizi, bulduğunuz farklı tarifleri paylaşabilirseniz bana da fikir olur. Herkese şifa olsun diyeyim :)))
 
Son düzenleme:
Canimmm senin maşAllahin var ben bu kadar yapamiyorum galiba yani kek pasta turu seyler zaten yapmiyorum sevmiyoruz da en dogal nasilsa oyle beslenmeye calisiyorum yumurtayi dogal birinden aliyorum sutude alip kendim yapiyorum yogurdu baklagilleride eken kendi bahcesi olan birilerinden aliyorum bulguru da degirmenler var oralardan aliyorum marketten almiyorum salca ve zeytinyaginida birebir bildigim yerlerden ablalardan aliyorum onun disinda markettende oyle erzak anlaminda bisey almiyorum yalniz gercek tip diye bi kitap var bileniniz vardir Aidin Salih diye bi tip dr bi kadinin kitabi aclik oruclari filan var ve evde kimyasal kullanmayin diyo tam anlamiyla uygulayabilsem iste bi sekilde domestos filan kullaniyorum yanii pkoluysan aslinda her seye dikkat etmek ve bunu hayat haline getirmek gerekiyo bence benim bunca sene arastirdiklarimdan yasadiklarimdan anladigim bunlar 1 ay yapip birakmakla olmuyo bana bi endokrin dr sunu demisti sana kan tahliline bile bakmaya gerek yok pkoluysan diyetine dikkat edecek sporunuda asla birakmicaksin bu 2si senin hayat tarzin olmak zorunda demisti ki ne kadar hakliymis bunu anladim seker 0 un ve turevleri 0 protein agirlikli eti cok abartmadan ve surekli dikkat ederek yasamak zorundayiz..!
 
Çok güzel sen de epey temiz ilaçsız yerlerden alıyorsun pek çok şeyi. Artık herkes yapabildiği kadar ne yapalım :) ben artık çok bunaldım gerçekten bu adetlerin düzensizliği çok yıpratıyor. Bebek meselesi de işin tuzu biberi oldu. O nedenle eşimle karar verdik. İlaca tedaviye vs vereceğimiz parayı organik beslenmeye veriyoruz.
Aidin Salihi de biliyorum canım. Kitabını tamamen okuyamasam da benimle alakalı kısımlarını defalarca okudum. Hatta 2 defa 3 günlük su orucu yaptım bu ay. Çok zayıf olduğum için üst üste sıkça yapamıyorum. Ama bir iki haftaya tekrar yaparım inşaallah. Çok faydalı olduğuna inanıyorum. Artık dünyada belli ülkelerde merkezler bile var bu oruçları yaptıran. Ben de elimden geldiğince evde yapmaya çalışıyorum. Her şeyi ayrıntılı tarif ediyor zaten.

Doktorun çok güzel demiş. Sağlıklı beslenme ve egzersiz hep lazim. Kış olunca ben yüruyüşlerimi çok aksattım. En kısa zamanda toparlamam lazım.

Deterjan konusunda da inan bana o kullandığın domestosa hiç ihtiyacın olmadığını gönül rahatlığıyla söyleyebilirim. İçinde ne olduğunu nasıl üretildiğini bilmediğimiz kimyasal ürünlere hiç ihtiyacımız yok. Beyaz sirke ve karbonatlı su her işini görüyor. Yerleri onla siliyorum. Çamaşır ve bulaşık makinesine onu koyuyorum. Tek sıkıntı bence mutfakta lavaboda yağlı bulaşıklar meselesi, banyo lavabo ovma meselesi. Bu iki durumda sirke karbonat işe yaramıyor. Buna da çözüm olarak katı veya jel formda doğal zeytinyağlı sabunlar harika. Daha önce de deterjan meselesini yazmıştım gerçi. Ama ne kadar anlattım çok da hatırlamıyorum. Aynı şeyi ikinci kez diyorsam kusura bakma :) ama zeytinyağlı sabunu süngerde köpürtünce banyoda her yeri ovabiliyorsun gıcır gıcır oluyor. Aynı sekilde yağlı bulaşıkları da önce bu sabunlu suda temizleyip öyle makineye atıyorum. O zaman makinede sirke karbonat bana yeterli geliyor. Başka da bir temizlik ürünüm yok. Şu an elimden gelenin en son sınırında doğal yaşamı uyguluyorum. İlaç iğne deterjan parfüm hatta tek kullanımlık pedler bunların hepsini hayatımdan çıkardım. Pamucco nun yüzde yüz ham pamuk kumaş pedleri var onları kullanıyorum. Eskiden kadınlar hep elde yıkıyordu sonuçta en doğalı o. Ben de ilk başta zorlandım çünkü çöpe ped atmaya alışmışız. Ama şimdi alıştım. Her şey doğal olsun istiyorum. Çünkü anladım ki bu işin başka çaresi yok.
 
Canim daha yeni kurtaj oldum bende 2. Defa yasadim bunu ve hayatimizi artik tamamen duzenlemeye karar verdik eskiden biliyoduk evimde kosu bandim bile var aslinda bilincliyiz ama uygularken 3 5 ay uygulayip sonra kacamak sonra eski duzen spor yapip yapip birakiyoduk bu kayipla cok daha iyi anladikki hayatimizi degistirmeliyiz pedi bende uzun zaman oldu birakali pamuklu bezlerim var duzensizlik ben 20 kilo verdim hala var o sanirim bizim yapimiz ve degismiyo cok ama eskisi kadar duzensiz degil cocuk konusundada pkolu hamile kalamaz diye bisey yok biri normal biri tedaviyle de hamile kaldim her ikisindede kalp atisi durdugu icin kurtaj olmak zorunda kaldim.hic birakmayin hic pes etme aralik oruc bizler icin iyi yuzme ve kosu da ben ceviride yapiyorum bi ara sizinle paylasirim pko ile ilgili yurt disinda daha cok bilgi var pinterestten takip ediyorum cogunuda.genelde senin yazdigin seylerden uzak durun diyo ozellikle paketli urunler evdeki plastikler bunlar hic kullanilmamali bi kac gun sonra bizde evimizde komple degisiklige gitcwz ki kolay adapte oluruz normal dede cok daginik koty yasayan birileri degiliz ben sporuma geri doncem esimde beslenme bende diyo kuruyemis dogal bal pekmezle canimiz cok tarli isterse ekmek yok gibi sabah yiyoruz sadece oda dogal undan corekler yapiyoruz onuda azaltcaz tani bi yerden tutunmak lazim biz ki daha cok dikkat etmek zorundayiz mecburuz buna arada sunu diyorum elini camasir suyuyla yikayan insanlar var 100 kilo olup hamile kaliyolar ama iste bunlara aldirmayip kendi hayatimiza vucudumuza odaklanmaliyiz sorun neyse onun uzerine gitmeliyiz diye dusunuyorum burasi bana iyi geliyo konusunca bile rahatliuorum bi gun evladimi kucagima almayi rabbim nasip Ederse blog acmayi ve yasadiklarimi orda anlatmayi dusunuyorum herkeslere umut olsun diye
 
Canım ya çok üzüldüm. Yaşamayan bilmez derler ben daha hiç hamile kalmadım. Kalp atışı duyup da onu sonra kaybetmek nasıl bir şeydir hayal bile edemiyorum. Allah sabrını versin. Çok güzel demişsin. Ben de hep düşünüyorum. Çevremde son zamanlarda hamilelerde bi artış var ki sorma. Bakıyorum hepsi hamur işi de yiyor paketli şeyleri de alıyorlar öyle pek sınırları yok yani. Nasıl oluyor diye insan düşünmeden edemiyor. Ama dediğin gibi ne yapalım herkes kendi vücuduna göre hareket edecek mecbur.
Çeviri yapıyorum demişsin. İngilizce ise youtube dan Felice Gersh'in videolarına bakabilirsin. Ben de hep tercüme edip buraya koymak istiyorum o bilgileri ama yetişmek mümkün değil. Daha yeni bişeyler çevirdim yakında atarım yine buraya. Sen de burada yazan bilgilere ek olarak bişey bulursan paylaş mutlaka. Allah bi daha yaşatmasın o acıyı sana da. Sağlıklı sıhhatlice bebeklerimizi kucağımıza aldığımız günü göstersin Rabbim inşaallah.
 
Smfr canım sizde morfoloji sıkıntısı da var galiba mesajlarına baktım da. Aidin salih dedin ya orda okumuşsundur belki bu konuyla alakalı bir tavsiyesi var. Genetiği değişmiş gıdalar insan vücuduna girince genetik bozukluklara neden olabiliyormuş. Spermlerdeki genetik bozukluğu da buna bağlıyor. En fazla genetiğiyle oynanan ürünler de mısır ve soya. Bunlardan yapılan hayvan yemleri de çok fazla kullanılıyor. Dolayısıyla hayvansal gıdalardan aslında daha fazla giriyor vücuda bu gdo lar. Çiftlik balıkları mesela sıkıntı. Onlar da gdo lu yemle besleniyorlar. Yani iş çok ciddi. Hayvansal gıdaları organik çiftliklerden alma imkanı da her yerde olmayabiliyor sanırım. Ayrıntılı düşününce insan sağlıklı yiyecek bişey bulamıyor gibi oluyor. Allah yardım etsin zor iş temiz beslenmek.
 
Canimmm inanki cok zor tarifi yok Rabbim kimseyi sinamasin yokken yok diyosun ama kaliyosun hamile bu seferde acaba yinemi olmayacak yinemi ayni seyler olqcak diye korkuyorum mesela suan bi daha hamile kalirsam ayni seylermi olur diye teredduteyim..gunlerce uyuyamadim neden niye ben diye ilkinde bu kadar hissetmemistim bunu gordum buyudugunu filan sonrada yine ayni sey oldu evet bi sorun var kan sulandiricida kullandim ama nafile morfolojiye bagliyo dr baska cunku tutunuyo ama olmuyo bende yinede dikkat edicem hatta daha cok edicem sonucta o cocugu ben tasiycam Allah nasip ederse..evet biz zor kaliyoruz ama bi sekilde bizlerde anne olacagiz zor olacak ama sonu insallah cok daha guzel olacak nice insanlar evlatlarinin kiymetini bilmiyo bizler daha bilincli anneler olacagiz o cocugun terbiyesini daha iyi verecegiz..insallah bende cevirdiklerimi atayim buraya 1 kisiye bile ulassa ne guzel ne mutlu bize..
 
Canim yedigimiz her sey hormonlu seker yeme un yeme et yeme ne yiycez baklagillerin bile dogal degil gubresi ilac sıkıyolar dogallik diye bisey yok marul filan hep hormonlu yesilliktede var biz ne yiycez ?? Hele tavuklara yorum dahi yapamiyorum
 
Evet evladın varlığı yokluğu her türlüsü imtihan... çok hassas bir konu hele de kadınlar için... anneler için... Rabbim kolaylaştırsın inşaallah hepimize.
 
Canim yedigimiz her sey hormonlu seker yeme un yeme et yeme ne yiycez baklagillerin bile dogal degil gubresi ilac sıkıyolar dogallik diye bisey yok marul filan hep hormonlu yesilliktede var biz ne yiycez ?? Hele tavuklara yorum dahi yapamiyorum
Öyle her şeyde tarım ilacı var ilaçlı gübre var... gdolu yem var.... var da var. Benim bulduğum çözüm işte organik çiftliklerden internet üzerinden sipariş metodu. Tabi fiyat farkı çok oluyor ama ben de başka yerlerden kısıp parayı oraya veriyorum işte.
 
Bu siteyi kullanmak için çerezler gereklidir. Siteyi kullanmaya devam etmek için onları kabul etmelisiniz. Daha Fazlasını Öğren.…