• Merhaba, Kadınlar Kulübü'ne ÜCRETSİZ üye olarak yorumlar ile katkıda bulunabilir veya aklınıza takılan soruları sorabilirsiniz.

#direnşort

Ben bu yazının gereksiz abartılıp başka yönlere çekildiğini düşünüyorum.
Özellikle twitter da çok alakasız yorumlar gördüm.
Sanki şort giyilmesin veya yasaklansın denmiş gibi tepkiler yazılmış.
Oysa yazı gayet açık,giyilecek yer var,giyilmeyecek yer var deniyor.

Plaja da smokinle veya tuvaletle gidilmez mesela:)
Buna da kimsenin karışma hakkı yoktur ama eminim herkes gülüp eleştirir.
Herşeyi kısıtlama ve özgürlükle bağdaştırmak moda oldu galiba.
Twitter'da erkeklerden direnbeyazçorap veya kadınlardan direnplatformtopuk gibi başlıklar da görürsek şaşırmayacağım.
Hatta belki vardır bile:)

Bundan 2-3 sene önce de yaz vardı,sıcak vardı ama kimse heryere şortla gitmiyordu.
Üstelik sıcak havalarda soyunmak değil,giyinmek daha sağlıklıdır.
Evet...Özellikle açık renk,tercihen beyaz,ince ve pamuklu giysiler tavsiye edilir.
Bunlar hem güneşten yanmayı engeller,güneş ışığını-ısıyı çekmeyip yansıtır,hem de teri çeker.

Hele şortuma karışma diyen erkekleri hiç anlamadım.Yazıda verilen erkek örneği,bayram namazına gidiyor.
Bu tweet leri yazanların,kısa şortla namaz kılacağını hiç sanmıyorum.
Erkeklerin namaz kılarken göbek deliğinden diz kapağına kadar kapalı olması gerektiğini biliyor olmalılar.
Zaten protesto fotoğraflarında bile çoğu bermuda şortla poz vermişler.

Heryere gitmenin tabii ki bir adabı vardır.Cenaze evine süslenip püslenip gidilmez.
Dua okunabileceği için usturuplu giyinir,hatta yanımıza başörtüsü alırız.
Yazıdaki gibi cenaze evine giden orta yaşı geçmiş bir hanımın,bunu bilmesi gerekir.
 
genc kızlar burda mini sort ve uzun gömlekler yada tshirtler giyiyorlar saclarınıda salıyorlar
onları gördükce içim acılıyor
eşimle beraber bakıp ne güzel olmus diyoruz
bir sefer de kendimi geçtim eşimin bile erkek gözüyle rahatsız oldugunu görmedim
sokakta yürüyen insanın sortundan rahatsız olanın psikolojisinde aramak gerekir sorunu

neyse yemegimi yiyim de şortumla inip biraz yürüyü yapayım şortlu bayan arkadaslarımla, konu sıkıntı yaptı bende
sonra da malum hamilelik:nazar: insan aşeriyor bir külah dondurma alayımda yiyeyim:52::52::52::52:
 
Beyniniz çok güzelmiş Meral hanım. Güle güle kullanın...

Şaka bi yana...

Sizi bilmem ama bana bu yazı daha çok nabız yoklama gibi geldi.

Yani böyle bir durumu AKP ile ilişkilendirmek?
 
Ben alakasız yerlerde şort giyen 1 kişiye bile rastlamadım.
Hele bi zayıflayayım ohhh giyicem kısacık şortlarımı gidicem tatilime güzelce ...
Kimsede bişe diyemezz:21::21:
 
eğer konu yerli yerinde giyinmekse, neden şort? neden kot değil, parmak arası terlik değil, kareli gömlek değil?
bunlar da her yerde giyilmeyecek şeyler ama son dönemde her yerde giyiliyorlar değil mi? eeeeee neden bunlar batmıyor da şort batıyor insanların gözüne?
kaldı ki şort kullanılan kumaşına, modeline, rengine göre her ortama da uyarlanabilen çok da rahat bir giysi...
bunlar hep yavaş yavaş bişeyleri empoze etme çabaları...
 
ben bu yazıyı okudukça gülüyorum, anlam veremedim birinin bu konudan bu denli rahatsızlık duyup, köşe yazısına neden konu ettiğini açıkçası. ilgi çekmek olarak yorumladım ama.

hele süper marketlerden bahsetmiş, bir tanesi akmerkez'in içinde, bir tanesi de etilerin içinde. yani semt olarak etilerde şortla gezilmesinden bahsetmiş. buna o kadar güldüm ki.. neyi garip bunun? gaziosmanpaşadan mı bahsediyor, esenyurttan mı bahsediyor, yeşilovadan mı bahsediyor sanki? etiler yahu..

kimse kimsenin ne giydiğine ettiğine karışamaz, tabi ki kıyafetlerin daha uygun olduğu yerler vardır. bir şehrin içinde de rahat giyinebileceğimiz ve biraz daha dikkatli giyinmemiz gereken lokasyon farklılıkları olduğu gibi. bu farklılıklarda 2.şahısları değil, olsa olsa bireyin kendini rahatsız eder.
 
Şortu köşesine taşıması en az o hashtag kadar saçma olmuş. O canım direnişin ciddiyetininde içine ettiler herşeye #diren ...neymiş diren şortmuş
 
Son düzenleyen: Moderatör:
Onların yürüyemediği yollar var. Diledikleri bir saatte gidemedikleri mekanlar, hatta tek başlarına asla uğrayamadıkları semtler var. Oturamayacakları çay bahçeleri, bir başlarına seyredemeyecekleri manzaralar var. Yalnızlıklarını yaşayamamak gibi bir dertleri var mesela. Yalnızlıklarını, şehrin istedikleri herhangi bir yerinde, bir nefes sigarayla bile paylaşamayacakları bir hayatları var.

İsteseler de alamayacakları nefesler var. Bir gece yarısı belki bir mutluluğu paylaşmak, belki de bir dosta ulaşabilmek için bile adım atamayacakları sokaklar var. Onlar hep tedirgin ve yalnızlar. Kalabalık bir caddede en yalnız olan onlar. Felsefenin, sosyolojinin, antropolojinin anlayamayacağı bir yalnızlıkla muzdaripler. Kimsesizlikten dolayı olmuş bir yalnızlıkla değil, aksine kalabalıkların yarattığı bir yalnızlıkla muzdaripler. Kentlerin bazı yerleri ve kimi mekanları onlara yasak. Tek başına görüldüklerinde vur emri çıkarılmış “gizli teröristler” onlar. Her şehrin içinde olan ve fakat her daim “yabancı” sayılanlar.

Erkeklerin asla göremeyeceği ve onlarınsa gözünden hiç kaçmayan gizli “girilmez” levhalarıyla donatılmış bir toplama kampı gibi onlar için hayat. Hiçbir erkeğin hiçbir giyindiğinin sorun olmadığı mekanlarda bile giyindikleri sorun olan onlar. Erkeğin arzusunun yarattığı bir “dişilikle” anılıp, onunla değerlendirilenler. Giyindikleri zaman suç, soyundukları zaman suç olanlar. Onlar bedenleri üzerinden değer verilip, bedenleri üzerinden aşağılananlar. Bakımlılığın, güzelliğin, moda taşıyıcılığının erkek egemen dünyanın arzu fabrikalarında kendileri için üretilenler.

Her ırkın, her sınıfın, her dinin ve her ideolojinin sevdiği ama okşarken dövdükleri onlar. Analıkları olmasa insandan sayılmayacak olanlar. Cinsellikleri yalnızca aile denilen kurumun yatak odalarına hapsedilmiş olanlar. Bedenleri erkeklerin o köhnemiş yatak odalarından çıktığı anda bütün bir kenti paniğe verenler. Kimi yatak odalarında devlet desteğiyle, kocaları tarafından tecavüze uğrayanlar, belediye imzalı “fahişeliğe” zorlananlar onlar.

Batı bize aşkı “haram” kıldığından bu yana erotizmle ikame edilmeye çalışılanlar. Baudrillard’in dediği gibi “Eskiden cinsiyet olarak köleleştirilen ve fakat şimdi yine cinsiyet olarak özgürleştirilenler” onlar. Burjuvasının da, proleterinin de, Kürdünün de, Türkünün de, Avrupalısının da en fazla ezileni, en fazla hor görüleni onlar.

Her fırsatta Müslümanlığıyla övünen bir ülkenin devletinin açtığı genelevlerde zorla çalıştırılan, borçlandırılan, bedenleri, maddiyatları ve maneviyatları sömürülenler onlar.

İnsanlık tarihinin ne menem bir tarih olduğunu onun yüzüne çalanlar. Bu lanet kapitalist düzende toplam çalışma saatlerinin üçte ikisini karşılamalarına karşın, toplam gelirin yalnızca onda birini alanlar. Büyük ve büyük olduğu kadar rezil bir dünyada sadece “oy hakkıyla” kandırılmış olanlar.

İşte bütün bunların ortasında, bu kadar çığlığın, pisliğin ve insansızlığın ortasında bir kadın gazeteci yazıyor. Her bir “kelimenin”, her bir “sözün” altın değerinde olduğu bugünlerde, sözü söyleyenin bedelini ödediği bugünlerde, O “Amerikan Hastanesi’nde sırasını beklerken neredeyse kasıklarına kadar bacaklarını açıkta bırakan şortlu bir kadından” duyduğu rahatsızlığı yazıyor. Ahlak’ın sadece kadının bekçisi olmaya yaradığı bir dünyada hemcinsinin bedeninde gezen gözlerini, onun kasıklarına kadar, üstelik bir “hastane sırasında” odaklıyor ama ahlaka ve adaba çağrı çıkarıyor.

2013 yılının ilk üç ayında 47, Nisan'da 27, Mayıs’ta 16, Haziran'da ise yine 16 kadının; Temmuz ayında ise 2’si trans toplam 18 kadının katledildiği bir ülkenin “çok satan” bir gazetesinin kadın bir yazarı yazıyor bunları. “Kadın sığınma evi” denilen bir kavramın olduğu sahtekar bir dünyada hastaneden işe giderken düşündüklerini yazarak harcıyor kelimeleri, sözü, kavramları ve hemcinslerini. Şehrin bütün sokakları erkek sidiği kokarken, hemcinsinin şortunun kısalığına ve kasıklarına bakakalarak yazıyor. Bense onun yazdıklarından, “Ahlak, uzun, korkusuz bir sahtekarlıktır” diyen Nietzsche’ye sığınıyor ve kendi adıma utanıyorum bu “ahlaksız” dünyadan.


Ali Murat İrat-BirGün Gazetesi
http://birgun.net/yazi-goster/ali-murat-irat/17-8-2013/erkek-sidigi-323.html
 
Son düzenleme:
şort üzerinden yerine göre giyim kuşam konusu eleştirilmiş bence. Şehir içinde şort pek hoş gitmiyor şorttan kastım popo yanaklarına kadar açık olanlar yoksa bende giyerim bazıları çok abartıyorlar tabi dikkat fazla çekiyor bence, Fakat şimdi sosyal medya da ünlüleri takip edenler çok bunu günlük yaşama uygulamaya çalışıyorlar arada fark var yalnız onlar tv de show hayatında böyleler , Tabi bu çok frapan şort giyenler için düşüncem yoksa ben açık bir insanım ve şehirde şort giyerim (külot gibi olanlar hariç yanak göstermek yok :49: )
 
Yaz bitse de et görmekten kurtulsak

ne kadar çirkin bir ifade bu böyle... gerçekten kadınlara bakınca sadece et mi görüyorsunuz?
yıllardır erkekler kadınları bir et yığını gibi görmekten vazgeçse dünya çok daha yaşanası bir yer olurdu diyorduk, ama kadın kadını etten ibaret görmeye başladıysa bazı şeyler için hiç umut kalmamış demektir...
 
Son düzenleme:
Back