• Merhaba, Kadınlar Kulübü'ne ÜCRETSİZ üye olarak yorumlar ile katkıda bulunabilir veya aklınıza takılan soruları sorabilirsiniz.

Çook uzun bir itiraf...

meredithgrey

2013-2022’de vivelamour ve 2022’deki felidaee’yim.
Üyelik İptali
Kayıtlı Üye
7 Kasım 2013
13.434
31.574
598
Merhaba,

Öncelikle çok uzunca bir yazı olacak baştan uyarmak isterim. Ve belki de ilk kez hem kendime hem de sizlere karşı bu kadar dürüst olacağım tabii kafamı toplayıp yazabilirsem. Atarax kullanımına bağlı olarak zihnimi toparlayamama sıkıntım var çünkü.

Tanımayanlar için kısaca özet geçmem gerekirse ;

37 yaşımdayım, ikinci evliliğimi yaptım seviyor ve seviliyorum. Görünürde iş bulma problemim dışında bir sıkıntısı olmayan mutlu ve çoklarına göre şanslı bir kadınım. Alemle olan problemlerimi de geride bıraktım, şu an sağlıklı ve sıcak ilişkilerimiz var. Ama işin aslı öyle değil, çok mutsuzum. Bu arada aile demişken bir parantez açacağım açmam lazım. Psikolog bir anne ve emekli işçi babanın tek kızıyım. Bu kompleks dediğim ÖZÜNDE KENDİNİ SEVMEME duygusunu babamdan aldım. Sevgi ile, sevgi sözcükleri ve övgüler duyarak yetiştirilmedim, aksine yerildim. Annem mesleğini avantaja çevirip kullanmak yerine hep babamın egemenliğinde sürekli eleştirilen kilosuna, derslerine, zekasına hakaret edilen bir kız olarak yetiştirildim. Kapat parantez. Ne diyorduk ? Mutsuzluğum girdap gibi büyüyor günden güne dibe çekiliyorum. Haftanın bir günü güne enerjik başlıyor ve haftalık işleri hallediyorsam kalan altı gün perişan haldeyim. İş bulamıyorum, birbirinden saçma ve ne istediğini bilmeyen görüşmelere gidip geliyor üstüne üstlük fön parası, gecikmemek için taksisi derken bir de zararlı çıkıyorum. KISACA ÇOK MUTSUZUM.

Mutsuzum çünkü hayatımdan memnun değilim. Bunun eşimle ya da diğer şeylerle ilgisi yok ben kompleksli bir kadınım ve bu kompleksler içten içe bitiriyor beni. Ve eklemeliyim ki kıskancım da. Bugün maske yok, yalan yok her şeyi yazacağım. İki can dostumun kariyerlerinde yükselmeleri ve mutlu evlilikler yapmaları benim boşanma dönemime denk geldiğinde koptum onlardan. Sanki biz bir yarıştaydık ve ben geri kalmış, yanlış seçimler yapmış gibi hissettim. Sonra birisi zengin ailesi sayesinde çalışmadan lüks bir hayata kavuştu, diğeri çok ünlü bir dergide editör oldu , bir mimarla evlendi ve rüya gibi bir hayat yaşamaya başladı. Ben o sırada boşandım, baba evine döndüm, eşimin aldatmasını unutmak için yine yanlış bir adama aşık olup umut besledim, bu arada babamın hakaretleri ile boğuştum ve çalıştım. Çalışmak demiyorum işe gittim geldim. Güya sözde terfi ettim. Beş kişilik bir head office de patronuma yaptığım kahveye bile lanet ederek altı sene çalıştım. Müdirem ile aynı yaştaydık o staj zamanı bu şirkete girmişti ve şansı yaver gidip yükselmişti bense o benim altı katım maaş alıp 1/2 gün gelirken onun işlerini yapıyordum. Altı sene de bu kompleksle ve kendimi onunla kıyaslayıp, kendime acıyarak çalıştım.

Konuya dönersek , bu iki arkadaşımla görüşmüyorum. Tüm sosyal ağlardan da sildim. Kendimi insanların karşısına çıkacak güçte hissetmiyorum. Zaten sanaldan görüştüğüm 1-2 kişi dışında arkadaşım da yok. Kimseyle arkadaş, dost olamıyorum da zaten.

Şimdiki eşimle hayatımın 2. başlangıcını yaptığımı, yeniden doğduğumu düşündüm hep ve o beni biraz olsun bu yarışta ileriye taşıdı. İnsanların karşısına çıkabilecek güveni veriyor bana. Ama şu an içinde bulunduğum durumda o da etkisiz eleman. İki üç gündür intihar yöntemlerini araştırıyorum. İnanılmaz öfkeliyim herkese, her şeye.... Kıskancım demiştim, evet kıskanıyorum. Kolayca iş bulan, kolay hayatlar yaşayan, ben senelerce it gibi çalışırken kolayca terfiler alabilen insanları, bu yaz sürekli tatil yapıp dönerken " ayy tatil bittii ühühüh :(" moduna giren görümcemi, instagram' da takip ettiğim kadınları KISKANIYORUM! Hatta burada bile işi, gücü , maddi imkanı olduğu halde bunalım kasanlara da uyuz oluyorum ! Kendi nefretimde boğulmak üzereyim ve bu bana hiç yakışmıyor biliyorum. Sokaktaki karıncaya bile merhamet gösteren ve en büyük zenginliğimi vicdanım olarak gören ben çok değiştim, değişiyorum.

İş bulamıyorum, bulamadıkça maddi olarak sıkışıyorum ki maddi olarak sıkışmak hayatta en tahammül edemediğim şey. Sanki hiç bu sıkıntılar yokmuş gibi yaşayıp tüm avans hesaplara, kredi kartlarına eşimden de habersiz bir sürü borç yaptım, şimdiye dek annemden alıp falan idare ettim ama işe girmezsem sonum kötü gözüküyor. Kabul etmek istemiyorum durumumu. Ve iş bulacağımı da sanmıyorum işin acısı. Gidiyorum sekreter ilanına başvuruyorum sekreterlik ya ne yapabilirsin en fazla " üzgünüz başkasını işe aldık" diye cevap geliyor. Ya da klasik " imi sizin diniyimlir bizim pizisyin için fizli" konuşmaları dönüyor.

VE BEN İŞE GİRİP PARA KAZANMADAN MUTLU OLAMAYACAĞIMI BİLİYORUM.

Kendimi son kullanma tarihi geçmiş gibi hissediyorum. Çok öfkeliyim en başta kendime. Yazacak çok şey var aklıma geldikçe kusacağım içimdekleri. Ama çok mutsuzum özet bu.

Bunca şeyi niye yazdın diyecekler için özet : hayatımı boşa yaşadığımı hissediyorum. Hep yanlış kararlar, hırs sahibi olmamak , elindekiyle yetinme naifliğinin hayatın insanı s..ken şartları ile yerle bir olduğunu görmek, yanlış bir evlilik ve adama sekiz sene vermek, sonra iki seneyi bir başka yanlış adama vermek, maddi anlamdaki tutarsızlıklar, kendimi sevmemek, bu yaşa gelip bir baltaya sap olmamış olmak ya da öyle hissetmek, bu yaştan sonrası için ümidini kaybetmek, tüm bu başarısızlıklar için kendine öfke duyup ölmeyi istemek. İşte ruh halim bu...Vivelamour'un hayatı bomboş bir çöpten ibaret. Kendisi de.....Gerçek aşkı 32 yaşımda buldum ama onun da hayatını karartacağım bu gidişle ve bu mutsuzlukla. Çünkü ben onun gibi bakamıyorum hayata. O dünyadaki en kalender kişi ben ise yarattığım kompekslerimle çok mutsuzum.
 
Merhaba,

Öncelikle çok uzunca bir yazı olacak baştan uyarmak isterim. Ve belki de ilk kez hem kendime hem de sizlere karşı bu kadar dürüst olacağım tabii kafamı toplayıp yazabilirsem. Atarax kullanımına bağlı olarak zihnimi toparlayamama sıkıntım var çünkü.

Tanımayanlar için kısaca özet geçmem gerekirse ;

37 yaşımdayım, ikinci evliliğimi yaptım seviyor ve seviliyorum. Görünürde iş bulma problemim dışında bir sıkıntısı olmayan mutlu ve çoklarına göre şanslı bir kadınım. Alemle olan problemlerimi de geride bıraktım, şu an sağlıklı ve sıcak ilişkilerimiz var. Ama işin aslı öyle değil, çok mutsuzum. Bu arada aile demişken bir parantez açacağım açmam lazım. Psikolog bir anne ve emekli işçi babanın tek kızıyım. Bu kompleks dediğim ÖZÜNDE KENDİNİ SEVMEME duygusunu babamdan aldım. Sevgi ile, sevgi sözcükleri ve övgüler duyarak yetiştirilmedim, aksine yerildim. Annem mesleğini avantaja çevirip kullanmak yerine hep babamın egemenliğinde sürekli eleştirilen kilosuna, derslerine, zekasına hakaret edilen bir kız olarak yetiştirildim. Kapat parantez. Ne diyorduk ? Mutsuzluğum girdap gibi büyüyor günden güne dibe çekiliyorum. Haftanın bir günü güne enerjik başlıyor ve haftalık işleri hallediyorsam kalan altı gün perişan haldeyim. İş bulamıyorum, birbirinden saçma ve ne istediğini bilmeyen görüşmelere gidip geliyor üstüne üstlük fön parası, gecikmemek için taksisi derken bir de zararlı çıkıyorum. KISACA ÇOK MUTSUZUM.

Mutsuzum çünkü hayatımdan memnun değilim. Bunun eşimle ya da diğer şeylerle ilgisi yok ben kompleksli bir kadınım ve bu kompleksler içten içe bitiriyor beni. Ve eklemeliyim ki kıskancım da. Bugün maske yok, yalan yok her şeyi yazacağım. İki can dostumun kariyerlerinde yükselmeleri ve mutlu evlilikler yapmaları benim boşanma dönemime denk geldiğinde koptum onlardan. Sanki biz bir yarıştaydık ve ben geri kalmış, yanlış seçimler yapmış gibi hissettim. Sonra birisi zengin ailesi sayesinde çalışmadan lüks bir hayata kavuştu, diğeri çok ünlü bir dergide editör oldu , bir mimarla evlendi ve rüya gibi bir hayat yaşamaya başladı. Ben o sırada boşandım, baba evine döndüm, eşimin aldatmasını unutmak için yine yanlış bir adama aşık olup umut besledim, bu arada babamın hakaretleri ile boğuştum ve çalıştım. Çalışmak demiyorum işe gittim geldim. Güya sözde terfi ettim. Beş kişilik bir head office de patronuma yaptığım kahveye bile lanet ederek altı sene çalıştım. Müdirem ile aynı yaştaydık o staj zamanı bu şirkete girmişti ve şansı yaver gidip yükselmişti bense o benim altı katım maaş alıp 1/2 gün gelirken onun işlerini yapıyordum. Altı sene de bu kompleksle ve kendimi onunla kıyaslayıp, kendime acıyarak çalıştım.

Konuya dönersek , bu iki arkadaşımla görüşmüyorum. Tüm sosyal ağlardan da sildim. Kendimi insanların karşısına çıkacak güçte hissetmiyorum. Zaten sanaldan görüştüğüm 1-2 kişi dışında arkadaşım da yok. Kimseyle arkadaş, dost olamıyorum da zaten.

Şimdiki eşimle hayatımın 2. başlangıcını yaptığımı, yeniden doğduğumu düşündüm hep ve o beni biraz olsun bu yarışta ileriye taşıdı. İnsanların karşısına çıkabilecek güveni veriyor bana. Ama şu an içinde bulunduğum durumda o da etkisiz eleman. İki üç gündür intihar yöntemlerini araştırıyorum. İnanılmaz öfkeliyim herkese, her şeye.... Kıskancım demiştim, evet kıskanıyorum. Kolayca iş bulan, kolay hayatlar yaşayan, ben senelerce it gibi çalışırken kolayca terfiler alabilen insanları, bu yaz sürekli tatil yapıp dönerken " ayy tatil bittii ühühüh :KK43:" moduna giren görümcemi, instagram' da takip ettiğim kadınları KISKANIYORUM! Hatta burada bile işi, gücü , maddi imkanı olduğu halde bunalım kasanlara da uyuz oluyorum ! Kendi nefretimde boğulmak üzereyim ve bu bana hiç yakışmıyor biliyorum. Sokaktaki karıncaya bile merhamet gösteren ve en büyük zenginliğimi vicdanım olarak gören ben çok değiştim, değişiyorum.

İş bulamıyorum, bulamadıkça maddi olarak sıkışıyorum ki maddi olarak sıkışmak hayatta en tahammül edemediğim şey. Sanki hiç bu sıkıntılar yokmuş gibi yaşayıp tüm avans hesaplara, kredi kartlarına eşimden de habersiz bir sürü borç yaptım, şimdiye dek annemden alıp falan idare ettim ama işe girmezsem sonum kötü gözüküyor. Kabul etmek istemiyorum durumumu. Ve iş bulacağımı da sanmıyorum işin acısı. Gidiyorum sekreter ilanına başvuruyorum sekreterlik ya ne yapabilirsin en fazla " üzgünüz başkasını işe aldık" diye cevap geliyor. Ya da klasik " imi sizin diniyimlir bizim pizisyin için fizli" konuşmaları dönüyor.

VE BEN İŞE GİRİP PARA KAZANMADAN MUTLU OLAMAYACAĞIMI BİLİYORUM.

Kendimi son kullanma tarihi geçmiş gibi hissediyorum. Çok öfkeliyim en başta kendime. Yazacak çok şey var aklıma geldikçe kusacağım içimdekleri. Ama çok mutsuzum özet bu.

Bunca şeyi niye yazdın diyecekler için özet : hayatımı boşa yaşadığımı hissediyorum. Hep yanlış kararlar, hırs sahibi olmamak , elindekiyle yetinme naifliğinin hayatın insanı s..ken şartları ile yerle bir olduğunu görmek, yanlış bir evlilik ve adama sekiz sene vermek, sonra iki seneyi bir başka yanlış adama vermek, maddi anlamdaki tutarsızlıklar, kendimi sevmemek, bu yaşa gelip bir baltaya sap olmamış olmak ya da öyle hissetmek, bu yaştan sonrası için ümidini kaybetmek, tüm bu başarısızlıklar için kendine öfke duyup ölmeyi istemek. İşte ruh halim bu...Vivelamour'un hayatı bomboş bir çöpten ibaret. Kendisi de.....Gerçek aşkı 32 yaşımda buldum ama onun da hayatını karartacağım bu gidişle ve bu mutsuzlukla. Çünkü ben onun gibi bakamıyorum hayata. O dünyadaki en kalender kişi ben ise yarattığım kompekslerimle çok mutsuzum.
Söyleyeceğim hiç bir şeyin seni tatmin etmeyeceğini biliyorum şuan ve sana bir kitap önermek istiyorum "şimdinin gücü" insan ilişkileri içinde "hatalı alanlarınız" belki bu ruh haliyle okumak istemeyeceksin ama aklının bi köşesinde dursun. Yazında umut veren ve güzel olan şey: VE BEN İŞE GİRİP PARA KAZANMADAN MUTLU OLAMAYACAĞIMI BİLİYORUM. buna tutunmaya devam et bence, belki iş kurma yollarına da bakabilirsin, tereciye tere satmak gibi olmasında bi psikiyatriste gitsen... zaten biliyorsundur ama atarx psiyatri ilacı değil.. üstelik insanı daha sinirli tahammülsüz yapıyor bence, ayda bir çok uykuya ihtiyacın olduğu bir gün kullanılmalı bence... umarım istediğin hayata kavuşursun canım
 
Aslında herseyi kendi icinde yapiyorsun. Kendine güvensen ve kendini sevsen bunları düşünmezdin.
Annen dışında bir psikologa git.
Hayatta kimse mükemmel degil.
Kimseyle kendini kıyaslama sen arkadaşlarınla ayni olmak zorunda değilsin.
Hatalarından utanma ve yanlışsa yanlış 8 sene evliliğin boşa geçen zaman degildi. Eminim eşinle iyi gunlerinde oldu ders çıkardığın kötü günlerde.
Ardına bakma geleceği yaşa.
 
Onu da okudum ziyaretçi olarak. O kadsr imkanım olsa ve yurt dışına çıksam umurumda olmazdı hiçbir şey inan.

Ona ettiğim duayı sana da edeceğim. Inşallah aradığın iç huzurunu en kısa sürede bulursun. Çünkü o huzur ne makamda ne parada ne aşkta...
 
Söyleyeceğim hiç bir şeyin seni tatmin etmeyeceğini biliyorum şuan ve sana bir kitap önermek istiyorum "şimdinin gücü" insan ilişkileri içinde "hatalı alanlarınız" belki bu ruh haliyle okumak istemeyeceksin ama aklının bi köşesinde dursun. Yazında umut veren ve güzel olan şey: VE BEN İŞE GİRİP PARA KAZANMADAN MUTLU OLAMAYACAĞIMI BİLİYORUM. buna tutunmaya devam et bence, belki iş kurma yollarına da bakabilirsin, tereciye tere satmak gibi olmasında bi psikiyatriste gitsen... zaten biliyorsundur ama atarx psiyatri ilacı değil.. üstelik insanı daha sinirli tahammülsüz yapıyor bence, ayda bir çok uykuya ihtiyacın olduğu bir gün kullanılmalı bence... umarım istediğin hayata kavuşursun canım

Teşekkür ederim öncelikle. Ama biz bir iş kurduk ve sadece altı ay sürdürebildik ve battık. Şu an ekstra hiçbir şey mümkün değil.
 
Ona ettiğim duayı sana da edeceğim. Inşallah aradığın iç huzurunu en kısa sürede bulursun. Çünkü o huzur ne makamda ne parada ne aşkta...

Eksik olmayın ama hak ettiğimi düşünmüyorum. Herhangi iyi bir şeyi hak etmeyecek kadar kirlettim içimi ben. Hissettiğim sadece öfke.
 
İntihar etmek her şeyi çözecek mi sence?
O kadar çok işe kafayı takmışsın ki bi akışına bırak, rahatla ve kendini topla.
Eşinle paylaş sıkıntılarını, o sana destek olacaktır.
Sosyal medyayı boş ver, kitap oku, müzik dinle, dua et, yürüyüşlere çık.
Moralini bozanlardan uzak dur.
Ve en önemlisi kendini sev, değerli olduğunu unutma.
 
Niye bu kadar hırs bu kadar dünya telaşı...
Klişedir ama Her zaman en doğru dersi verir sağlıklı olmamız hala bu hayatta nefes alabilmemiz..
 
Merhaba,

Öncelikle çok uzunca bir yazı olacak baştan uyarmak isterim. Ve belki de ilk kez hem kendime hem de sizlere karşı bu kadar dürüst olacağım tabii kafamı toplayıp yazabilirsem. Atarax kullanımına bağlı olarak zihnimi toparlayamama sıkıntım var çünkü.

Tanımayanlar için kısaca özet geçmem gerekirse ;

37 yaşımdayım, ikinci evliliğimi yaptım seviyor ve seviliyorum. Görünürde iş bulma problemim dışında bir sıkıntısı olmayan mutlu ve çoklarına göre şanslı bir kadınım. Alemle olan problemlerimi de geride bıraktım, şu an sağlıklı ve sıcak ilişkilerimiz var. Ama işin aslı öyle değil, çok mutsuzum. Bu arada aile demişken bir parantez açacağım açmam lazım. Psikolog bir anne ve emekli işçi babanın tek kızıyım. Bu kompleks dediğim ÖZÜNDE KENDİNİ SEVMEME duygusunu babamdan aldım. Sevgi ile, sevgi sözcükleri ve övgüler duyarak yetiştirilmedim, aksine yerildim. Annem mesleğini avantaja çevirip kullanmak yerine hep babamın egemenliğinde sürekli eleştirilen kilosuna, derslerine, zekasına hakaret edilen bir kız olarak yetiştirildim. Kapat parantez. Ne diyorduk ? Mutsuzluğum girdap gibi büyüyor günden güne dibe çekiliyorum. Haftanın bir günü güne enerjik başlıyor ve haftalık işleri hallediyorsam kalan altı gün perişan haldeyim. İş bulamıyorum, birbirinden saçma ve ne istediğini bilmeyen görüşmelere gidip geliyor üstüne üstlük fön parası, gecikmemek için taksisi derken bir de zararlı çıkıyorum. KISACA ÇOK MUTSUZUM.

Mutsuzum çünkü hayatımdan memnun değilim. Bunun eşimle ya da diğer şeylerle ilgisi yok ben kompleksli bir kadınım ve bu kompleksler içten içe bitiriyor beni. Ve eklemeliyim ki kıskancım da. Bugün maske yok, yalan yok her şeyi yazacağım. İki can dostumun kariyerlerinde yükselmeleri ve mutlu evlilikler yapmaları benim boşanma dönemime denk geldiğinde koptum onlardan. Sanki biz bir yarıştaydık ve ben geri kalmış, yanlış seçimler yapmış gibi hissettim. Sonra birisi zengin ailesi sayesinde çalışmadan lüks bir hayata kavuştu, diğeri çok ünlü bir dergide editör oldu , bir mimarla evlendi ve rüya gibi bir hayat yaşamaya başladı. Ben o sırada boşandım, baba evine döndüm, eşimin aldatmasını unutmak için yine yanlış bir adama aşık olup umut besledim, bu arada babamın hakaretleri ile boğuştum ve çalıştım. Çalışmak demiyorum işe gittim geldim. Güya sözde terfi ettim. Beş kişilik bir head office de patronuma yaptığım kahveye bile lanet ederek altı sene çalıştım. Müdirem ile aynı yaştaydık o staj zamanı bu şirkete girmişti ve şansı yaver gidip yükselmişti bense o benim altı katım maaş alıp 1/2 gün gelirken onun işlerini yapıyordum. Altı sene de bu kompleksle ve kendimi onunla kıyaslayıp, kendime acıyarak çalıştım.

Konuya dönersek , bu iki arkadaşımla görüşmüyorum. Tüm sosyal ağlardan da sildim. Kendimi insanların karşısına çıkacak güçte hissetmiyorum. Zaten sanaldan görüştüğüm 1-2 kişi dışında arkadaşım da yok. Kimseyle arkadaş, dost olamıyorum da zaten.

Şimdiki eşimle hayatımın 2. başlangıcını yaptığımı, yeniden doğduğumu düşündüm hep ve o beni biraz olsun bu yarışta ileriye taşıdı. İnsanların karşısına çıkabilecek güveni veriyor bana. Ama şu an içinde bulunduğum durumda o da etkisiz eleman. İki üç gündür intihar yöntemlerini araştırıyorum. İnanılmaz öfkeliyim herkese, her şeye.... Kıskancım demiştim, evet kıskanıyorum. Kolayca iş bulan, kolay hayatlar yaşayan, ben senelerce it gibi çalışırken kolayca terfiler alabilen insanları, bu yaz sürekli tatil yapıp dönerken " ayy tatil bittii ühühüh :KK43:" moduna giren görümcemi, instagram' da takip ettiğim kadınları KISKANIYORUM! Hatta burada bile işi, gücü , maddi imkanı olduğu halde bunalım kasanlara da uyuz oluyorum ! Kendi nefretimde boğulmak üzereyim ve bu bana hiç yakışmıyor biliyorum. Sokaktaki karıncaya bile merhamet gösteren ve en büyük zenginliğimi vicdanım olarak gören ben çok değiştim, değişiyorum.

İş bulamıyorum, bulamadıkça maddi olarak sıkışıyorum ki maddi olarak sıkışmak hayatta en tahammül edemediğim şey. Sanki hiç bu sıkıntılar yokmuş gibi yaşayıp tüm avans hesaplara, kredi kartlarına eşimden de habersiz bir sürü borç yaptım, şimdiye dek annemden alıp falan idare ettim ama işe girmezsem sonum kötü gözüküyor. Kabul etmek istemiyorum durumumu. Ve iş bulacağımı da sanmıyorum işin acısı. Gidiyorum sekreter ilanına başvuruyorum sekreterlik ya ne yapabilirsin en fazla " üzgünüz başkasını işe aldık" diye cevap geliyor. Ya da klasik " imi sizin diniyimlir bizim pizisyin için fizli" konuşmaları dönüyor.

VE BEN İŞE GİRİP PARA KAZANMADAN MUTLU OLAMAYACAĞIMI BİLİYORUM.

Kendimi son kullanma tarihi geçmiş gibi hissediyorum. Çok öfkeliyim en başta kendime. Yazacak çok şey var aklıma geldikçe kusacağım içimdekleri. Ama çok mutsuzum özet bu.

Bunca şeyi niye yazdın diyecekler için özet : hayatımı boşa yaşadığımı hissediyorum. Hep yanlış kararlar, hırs sahibi olmamak , elindekiyle yetinme naifliğinin hayatın insanı s..ken şartları ile yerle bir olduğunu görmek, yanlış bir evlilik ve adama sekiz sene vermek, sonra iki seneyi bir başka yanlış adama vermek, maddi anlamdaki tutarsızlıklar, kendimi sevmemek, bu yaşa gelip bir baltaya sap olmamış olmak ya da öyle hissetmek, bu yaştan sonrası için ümidini kaybetmek, tüm bu başarısızlıklar için kendine öfke duyup ölmeyi istemek. İşte ruh halim bu...Vivelamour'un hayatı bomboş bir çöpten ibaret. Kendisi de.....Gerçek aşkı 32 yaşımda buldum ama onun da hayatını karartacağım bu gidişle ve bu mutsuzlukla. Çünkü ben onun gibi bakamıyorum hayata. O dünyadaki en kalender kişi ben ise yarattığım kompekslerimle çok mutsuzum.
Maneviyat iyi gelicek bence.. biraz tefekkür madem bu kadar boş geçen bi hayatı farkına vardınız. Çok daha geçmeden daha güzel şeyler yapmak duasıyla.
 
Hepinizi dinliyorum arkadaşlar, yazıp kaçtım sanmayın.

Ben her gece duaya başlarken "önce şükür" diyorum. Şükürsüzlüğüm yok, her şeyden önce hayatımdaki adam için müteşekkirim. Ve ben Allah ile konuşurum, ondan korkmam korku ile sayımaktansa kalpten sevmeyi tercih ederim onu ve inançsız da değilim. Sadece yorgunum. Kısa sürede işimiz battı, dolandırıldık ben işsiz kaldım. Belki de gücümü aşan şeyler yaşadım. Eşim elbette destek ama ben mutsuzum çok derin hem de. Nedeni bende belki de kendimi sevmiyorum.
 
Vivim ya vivim :(
Neden böyle yapıyorsun.. Sen benim idolümsün, sen benim ilham perimsin sen benim ruh ikizimsin :( Sen bana güçlü olmam için telkinler veren kadınsın. Sen hayata yeniden başlayan, haketmediği şeyler yaşasa da hayatı yine de bir yerinden yakalayıp tutunan ayağa kalkan ve dik duran kadınsın... Sen bendin vivim :( Olur mu böyle bırakmak, salmak, umutsuz olmak, intihar düşünmek???.. Ağzına tuvalet terliğiyle vururum düşünme öyle şeyler :(

Hangimiz bok gibi hissetmiyoruz ki. Kim çok doğru bir hayat yaşadım diyor ki :( Ama bu biraz bakış açısıyla alakalı, ruh halimizle alakalı işte. Senin şirazen kaymış belli. Hayata hep olumsuz yönlerinden baktığın kendini gömdüğün dönemdesin. Ama bu moddan çıkmalısın ve inan bu zor değil. Kız sen neler atlattın saçmalama yaa.. bir silkelende gel kendine.

İş konusu cidden sinir bozucu. Ama üçe beşe bakmadan gir gitsin bir yere. Ben öyle yapmayı düşünüyorum artık. Kendime uygun bir yer bulamıyorum ya kendi işimi kurcam ya da artık bir kafe olur bir market olur bir yere gircem gitcek ya.. Günü kurtarırım en azından, kafam dagılır. Boşver sende öyle yap. Çok inceleme ve araştırma ya.. Hayat bu belli mi olur?
Seni seven insanlar çok. Seni seven insanlara ve hayatındaki adama haksızlık etme. Sen iyi olmazsan hiç birimizin anlamı yok. Sen iyi olacaksın ki bizde iyi olacağız. Lütfen toparlan bir kendine gel..
 
Eksik olmayın ama hak ettiğimi düşünmüyorum. Herhangi iyi bir şeyi hak etmeyecek kadar kirlettim içimi ben. Hissettiğim sadece öfke.

Geçmiş yılları geri getiremezsin, hatalari da silemezsin ama yaşadıkların seni sen yapan şeyler olduğu için kendini affetmeyi öğrenmelisin.
Evet belki bugün olduğun kişiyle gurur duymuyor olabilirsin ama bu hiç bir zaman istediğin gibi biri olmayacaksın anlamına gelmez ki... hala geç kalmis değilsin, hala vaktin var. Lütfen kendinden ümidi kesme...
 
aaa ben bazi noktalar hariç.

ben normalde hic kiskanc degildim. esimi bile kiskanmam..ama dediginiz geride kalma hissiyatindan dolayi facebook instagrama baktığımda mutsuz oluyorum. belki pek cok kişi de bana bakip mutsuz oluyordur kim bilir.

ben esimin beni asagi çektiğini dusunuyorum acikcasi. kariyerim onla olmasa farkli olabilirdi.

ama aslinda sunu farkettim ki yada belkide kendimi bildim bileli calismamdan dolayi böyle hissediyorumdur. yani ben klasik evhanimi olmaliymisim. evde bisilerle ugrasmayi seviyorim. evde kalsam oglumla ilgilensem hobilerimle ugrassam hayalini kuruyorum. ortamimdan dolayi sevmediğim yogun olarak çalıştığım bir isim var çünkü. sadece calisiyorum baska birsey yapamiyorum gibi geliyor.

birde gecen gun instagrama bakinca sey dusundum. uniden bazilarimiz evlilikleri sayesinde resmen 2-3 basamak sinif atlamislar.

ben hep kendi cabamda birşeyleri yaptim. bir acidan daha kiymetli ama bir acidan da yorucu.

birde instagram ve faceden dolayi cogu kisi mutsuz bence. kariyeri olan coluk cocuga karisip ev hanimi olanlara ozeniyor icten ice. ev hanimi olanlar çalışanlara, evliler bekarlara , bekarlar evlilere vs uzar gider liste. onceden cok gözonunde olmuyordu sanirim yasantilar. simdi herkes herkesin her anina sahit. dolayisiyla mukayese kacinilmaz oluyor. sonucu da mutsuzluk oluyor.

bana da bakıldığında hatri sayilir bir isim var esim var cocugum var ev kredim bitmek uzere bir evim var. zekam var girdigim sinavlarda genelde basarili oluyorum vs.

disardan görünen bu ama her madde icin benimde tonla mutsuzlugum var. sanirim dogru yerden bakmiyoruz.

david burns un iyi hissetmek kitabini aldim. kk da duymustum. henuz bitirmedim ama faydasini gorecegime inanıyorum.

kendini disardan soyutlayip biraz daha ice yonelmek gerek belki de.
 
Öncelikle yanlış evlilik yanlış insan kayıp 8 seneyi bi kabullenin. Olmuş bitmiş öyle olması gerekiyormuş. Eşinize sımsıkı sarılın ve kendinize biraz nazik davranın. İş konusunda umarım yolunuz açık olur.
Yorumlarınızdan sizi tanıyorum. Çok da rahatlatıcı şeyler söyleyemedim ama inşallah herşey güzel olsun :KK200:
 
Back