Çok Dertliyim, Artık Evlenmek İstiyorum

Kadınlar evlenirken entelektüel ve maddi denklik gibi konuları da gündeme alıyorlar. Özellikle sizin gibi tahsilli kadınlar konuya hem duygusal hem mantıklı bakıyorlar, geniş bir perspektiften değerlendirmeye çalışıyorlar. Halbuki tanıdığım erkekler (lisans mezunundan doçente gider tarzda, orta yollu seküler) için dükkanda çalışan, lise mezunu vs sorun olmuyor. Güzel mi, beni kabul ediyor mu tamam okey. O yüzden sizin seçenekler azalıyor. Allah gönlünüze göre versin…
 
İnsan nedenini sorguluyor ister istemez. Eskiden nasipse el getirir yel getirir sel getirir derdim. Sonra baktım kimse gelmedi. Oturup analiz etmeye başladım :)
Normal aklıbaşında, lisans mezunu kişilerle anlaşamıyor musunuz?o kadar fark ediyor mu yüksek lisans, akademisyenlik?
 
Ben de akademisyenim, yaklaşık 4 yıllık evliyim. Doktora da yaptım. Benim çevremde gözlemlediğim bazen bu statü durumundan da dolayı akademisyenler görünmez bir bariyer koyabiliyorlar etrafına. Etraf tanışmaya çekinebiliyor böyle durumda. Tabii ki evlenmiş olmak için evlenmeyin, ama direkt baştan biriyle tanışırken eğitim durumu veya denklik konularını merkeze koymayın. Asla bunlar önemsizdir demiyorum. Ancak baştan kafanızda etiketleme olmasın. Belki baştan bu sebeplerle elediğiniz kişi(ler) ile frekansınız tutacak, bilemezsiniz.
Tavsiye olarak da sosyal ortamınızı genişletin. İş ile sınırlı kalmayın. Çeşitli kurslar veya spor merkezlerinde aktif olun. Ben eşimle iş yerinden tanışmadım mesela. Tamamen farklı sektörde o.
Akademide evlilikleri de şöyle gözlemledim, en azından benim fakülte için, aynı fakülte veya birim içinde çok evli olan hocaya rastlamadım. Genelde eşleri ile başka fakülteden tanışmışlar. Bu y üzden, fakülte dışındaki etkinliklere katılmaya bakın bence. Çünkü bizim fakültede de mesela hiç iki hocanın evlendiğini görmedim yıllardır. Ancak eşleri ile başka fakülteden tanışmışlar. Rektörlük etkinlikleri olur, fuarlar olur vs. Oralara katılın başka kişilerle tanışın. Sürekli hergün gördüğünüz insanların dışına çıkın.
 
Ben de akademisyenim, yaklaşık 4 yıllık evliyim. Doktora da yaptım. Benim çevremde gözlemlediğim bazen bu statü durumundan da dolayı akademisyenler görünmez bir bariyer koyabiliyorlar etrafına. Etraf tanışmaya çekinebiliyor böyle durumda. Tabii ki evlenmiş olmak için evlenmeyin, ama direkt baştan biriyle tanışırken eğitim durumu veya denklik konularını merkeze koymayın. Asla bunlar önemsizdir demiyorum. Ancak baştan kafanızda etiketleme olmasın. Belki baştan bu sebeplerle elediğiniz kişi(ler) ile frekansınız tutacak, bilemezsiniz.
Tavsiye olarak da sosyal ortamınızı genişletin. İş ile sınırlı kalmayın. Çeşitli kurslar veya spor merkezlerinde aktif olun. Ben eşimle iş yerinden tanışmadım mesela. Tamamen farklı sektörde o.
Akademide evlilikleri de şöyle gözlemledim, en azından benim fakülte için, aynı fakülte veya birim içinde çok evli olan hocaya rastlamadım. Genelde eşleri ile başka fakülteden tanışmışlar. Bu y üzden, fakülte dışındaki etkinliklere katılmaya bakın bence. Çünkü bizim fakültede de mesela hiç iki hocanın evlendiğini görmedim yıllardır. Ancak eşleri ile başka fakülteden tanışmışlar. Rektörlük etkinlikleri olur, fuarlar olur vs. Oralara katılın başka kişilerle tanışın. Sürekli hergün gördüğünüz insanların dışına çıkın.
O bariyeri de bizden çok başkaları koyuyor önümüze. Biri vardı ama sana uygun olmaz diye düşündüm, sen zaten şöyle işi/eğitimi olan birini ister misin ki vb. pek çok söylem. Yani bizim için hayat işimizin gerekliliğini de yaparak herkes gibi akıyor. Ama dışarıdan bakışlar daha farklı oluyor. Böylece sosyal çevremiz de bizi birileri ile uygun görüp tanıştırmıyor.
 
O bariyeri de bizden çok başkaları koyuyor önümüze. Biri vardı ama sana uygun olmaz diye düşündüm, sen zaten şöyle işi/eğitimi olan birini ister misin ki vb. pek çok söylem. Yani bizim için hayat işimizin gerekliliğini de yaparak herkes gibi akıyor. Ama dışarıdan bakışlar daha farklı oluyor. Böylece sosyal çevremiz de bizi birileri ile uygun görüp tanıştırmıyor.
Evet bu konuda haklısınız. Sana denk değil olmaz diye düşündüm vs diye çok duyuyorum. Aslında tabii ki kültürel normlar ve yaşanmış örneklerle alakalı. Çok fazla görüyor duyuyoruz, eğitim kültür farkı var diye geçinemeyenleri. Bu da etiketlemeye sebep olabiliyor. Halbuki mesela Avrupa ülkelerinde çok fazla görüyorum kadın akademisyen erkek cafe işletiyor/kendi lojistik firması var vs. Bu bariyerleme durumu da toplumsal bir getiri aslında işte. Bu arada yaşınız hiç de geç değil. Artık evlilik yaşı 30lara çıktı zaten neredeyse.
 
Evet bu konuda haklısınız. Sana denk değil olmaz diye düşündüm vs diye çok duyuyorum. Aslında tabii ki kültürel normlar ve yaşanmış örneklerle alakalı. Çok fazla görüyor duyuyoruz, eğitim kültür farkı var diye geçinemeyenleri. Bu da etiketlemeye sebep olabiliyor. Halbuki mesela Avrupa ülkelerinde çok fazla görüyorum kadın akademisyen erkek cafe işletiyor/kendi lojistik firması var vs. Bu bariyerleme durumu da toplumsal bir getiri aslında işte. Bu arada yaşınız hiç de geç değil. Artık evlilik yaşı 30lara çıktı zaten neredeyse.
Avrupa'daki eğitimsizle bizim eğitimsiz bir mi şimdi? Bizde lise mezunları okuma yazma bilmiyor.
 
Bu durum akademik başarınızla değil sosyal başarınızla alakalı biraz da. Yani çevrenizle sıcak ilişkiler kurup hoş sohbet yaklaşıyor musunuz? Yeni birileriyle tanışacağınız etkinliklere de gitmeniz işe yarayabilir.
Ben haftasonları felsefe ve kurgusal yazarlık atölyesine yazıldım mesela, bekar yaşı 35 üstü üç erkek geliyor. Bekar değilim ama bekar olsam yakın gördüğüm olsa arkadaşça sohbet ederek samimiyet kurmaya çalışırdım.
 
Merhaba hanımlar,

Çok dertliyim. Akademisyenim, çok şükür hiçbir engelim yok ama doğru insan beni bulmadı. Erkekler çoğunlukla beğeniyorlar ama yaklaşmıyorlar. Doktora yaptım. Mesleğimi çok seviyorum ama karşıma çıkan erkekler eğitim düzeyi ve kariyer konusu nedeniyle ya çekiniyorlar ya da lise mezunu veya önlisans çıkıyor. O da zaten denk olmadığı için uyuşmamaya neden oluyor. Çevremdeki bekar akademisyen erkekler de doçentlik derdinde.

33 yaşındayım, yakında 34 olacağım. Yüzüne bakılmayacak kadar çirkin değilim. Arkadaşlarımın çoğu evli ve çocuk sahibi. İnsanların çoğu maalesef laf sokuyor sadece. Kendimi eksik ve yetersiz hissediyorum. Artık yuvam olsun, anne olayım istiyorum. Hayat bana bunu çok görüyor.
Size önerim de haftasonu sınav görevi falan almanız 😊
Maalesef büyük bir şehirde değilseniz küçük şehirlerde sosyalleşme için pek imkan yok. Olanlara gittiğimde de çoğunluğu evli olanların içinde insan daha da yalnız hissettiği ile kalıyor.
Kendinize yüklenmeyin 🙏🏻
 
Merhaba hanımlar,

Çok dertliyim. Akademisyenim, çok şükür hiçbir engelim yok ama doğru insan beni bulmadı. Erkekler çoğunlukla beğeniyorlar ama yaklaşmıyorlar. Doktora yaptım. Mesleğimi çok seviyorum ama karşıma çıkan erkekler eğitim düzeyi ve kariyer konusu nedeniyle ya çekiniyorlar ya da lise mezunu veya önlisans çıkıyor. O da zaten denk olmadığı için uyuşmamaya neden oluyor. Çevremdeki bekar akademisyen erkekler de doçentlik derdinde.

33 yaşındayım, yakında 34 olacağım. Yüzüne bakılmayacak kadar çirkin değilim. Arkadaşlarımın çoğu evli ve çocuk sahibi. İnsanların çoğu maalesef laf sokuyor sadece. Kendimi eksik ve yetersiz hissediyorum. Artık yuvam olsun, anne olayım istiyorum. Hayat bana bunu çok görüyor.
Bende 32 yaşında atanamamış bir öğretmenim. Ben olayı eğitime statüye bağlamıyorum. Erkeklerin fazla egolu olmasına bağlıyorum. Karşılarına güzellik olarak orta ve orta üstü kız çıksa bile çabalamıyorlar. Tip, eğitim, statü karakter olarak yetersiz adamlar bile egolu. Sanki istedikleri kızları elde edebilecek havasındalar. Kız çok en iyisini bulurum acelem yok kafasındalar . Şu avantajları da var yaş olarak kendilerinden gencini bulabilme şansları var. O yüzden rahatlar. Kolay kolay kimseye değer verip sevmek istemiyorlar. Kadınlar daha olgun kendisine yaşça yakın veya büyük adamları tercih ediyor. Erkeklerin o dertleri de yok çocuk için biyolojik yaş durumları da yok. Ve seçilen değil seçen taraf.Bunun farkındalar ve onun için fazla seçici davranıyorlar.
 
Eskiden okumak kariyer yapmak modaydı böyle insanlara imrenilir parmakla gösterilirdi çocuklara örnek gösterilirdi.
Şimdi de 18 e gelip koşa koşa evlenip hemen çocuk yapmak moda oldu.
Yularından kopmuş gibi lise bile bitirmeden koşa koşa evlenenler okumayı kariyer yapmayı tercih eden arkadaşlarını buralardan vurmaya çalışıyor işte.
O kadar özgüvensizler ve hayatta hiç bi başarıları yok ki yakınlık derecesi ne olursa olsun eskiden beri imrendikleri insanları iğnelemekten hayatlarını kurcalamakta acır gibi sorular sormaktan geri kalmıyorlar maşallah.
Evlenmek için evlenilmez yaş kaç olursa olsun dışarda manyak insan dolu.
Belli bi paylaşımın olmadığı biriyle nasıl evleneceksin ki.
Nasipte olsaydı daha genç yaşlarda biriyle bi ilişkiye başlar şimdilerde evliliğe gelirdi konu ama nasip değilmiş napalım.
Evet yalnızlık kötü bişey ama emin olun o evli mutlu çocuklu olanların çoğundan daha güzel bi hayatın yaşam standartın vardır.
Ayrıca 34 de öyle aman aman bi yaş değil.
Enerjinin tuttuğu biri çıkar inşallah karşına
 
Merhaba hanımlar,

Çok dertliyim. Akademisyenim, çok şükür hiçbir engelim yok ama doğru insan beni bulmadı. Erkekler çoğunlukla beğeniyorlar ama yaklaşmıyorlar. Doktora yaptım. Mesleğimi çok seviyorum ama karşıma çıkan erkekler eğitim düzeyi ve kariyer konusu nedeniyle ya çekiniyorlar ya da lise mezunu veya önlisans çıkıyor. O da zaten denk olmadığı için uyuşmamaya neden oluyor. Çevremdeki bekar akademisyen erkekler de doçentlik derdinde.

33 yaşındayım, yakında 34 olacağım. Yüzüne bakılmayacak kadar çirkin değilim. Arkadaşlarımın çoğu evli ve çocuk sahibi. İnsanların çoğu maalesef laf sokuyor sadece. Kendimi eksik ve yetersiz hissediyorum. Artık yuvam olsun, anne olayım istiyorum. Hayat bana bunu çok görüyor.
Erkek işte her yönden kendinden aşşa da olan kadın istiyor

Çevreye kulak asmayın kötü bir evlilikten daha iyi dir

Sosyal ortamlara katılın gezin tozun kaderinizdeki kişi elbet çıkacak karşınıza
 
İyi bir üniversitenin iyi bir bölümünden mezunum. Yüksek lisansım, işyerim izin vermediğinden yarım kaldı. Eşim 2 yıllık yüksekokul sonrası dikey geçişle 4 yıla tamamlamış. Ona aşık olup 32 yaşında evlendim. Evlilikte statünün önemli olmadığına dair bu sitede de bir çok yorum yaptım.
Ama evliliğin 3. yılında gelinen noktada gördüm ki her yönden denklik çok çok önemli. Aynı filmi izlemek, aynı espriye gülmek çok önemli. Ve bunu aldığımız eğitim belirliyor.
Umarım kendinize denk birini bulursunuz, çevreye cümle aralarında evlenmek istediğinizi söyleyin bence.
 
Açacaksınız çiçek miçek, etekleriniz mor salkımlar, aşkın zamanı mı var, hocam? Donanımlı, iyi eğitimli ve anladığım kadarıyla akademide mutlu bir kadınsınız. Hayatta bir yerlerde hepimiz sevdiğimiz sevileceğimiz ayakları yere sağlam basan bir ilişki, bir yuva, aile saadeti istiyoruz. Siz, eğitimli kadın karşısında ezilmekle yüzleşen bir toplumun erkekleri arasından kalbinize eş ararken çoğumuzdan daha güç bir mücadele içindesiniz. Çok saygı duyuyorum buna.

Yalnız takdir edersiniz ki akademi, daha doğrusu lisans ve üstü eğitime sahip olmak, bugünlerde kişinin iyi eğitimli, iyi eğitilmiş olana denk biri olduğu anlamına gelmeyebiliyor. İnternet ortamındaki tanışmalar da pek bir yere varmıyorsa belki eş dost aile meclislerine haber salmak, en azından uygun olabilecek adaylarla görüşmek mümkün olabilir. İnşallah gönlünüze göre biri çıkar karşınıza, yakında buraya evlilik başlığına yazarsınız gelinliği nereden alayım diye :) Allah hakkınızda hayırlısını tez vakitte versin
 
Özguveni düşük erkekler akıllı, mesleğini eline almış kadınlardan korkarlar ve günümüzde erkeklerin %80 i kompleksli. Kadın beni aşağılar elinde oynatır diye düşünüyorlardır. Cahil, on yargılı saçma sapan adamlar kısacası. Hiç üzülmeyin kısmetiniz sizi bir yerlerde bekliyor her şeyin zamanı var. Sizin yaşadıklarınızı yaşadım üzülüp kendinize boşuna işkence etmeyin. Çünkü her nasip vaktine esir.
 
İyi bir üniversitenin iyi bir bölümünden mezunum. Yüksek lisansım, işyerim izin vermediğinden yarım kaldı. Eşim 2 yıllık yüksekokul sonrası dikey geçişle 4 yıla tamamlamış. Ona aşık olup 32 yaşında evlendim. Evlilikte statünün önemli olmadığına dair bu sitede de bir çok yorum yaptım.
Ama evliliğin 3. yılında gelinen noktada gördüm ki her yönden denklik çok çok önemli. Aynı filmi izlemek, aynı espriye gülmek çok önemli. Ve bunu aldığımız eğitim belirliyor.
Umarım kendinize denk birini bulursunuz, çevreye cümle aralarında evlenmek istediğinizi söyleyin bence.
Bakin bu fikire cok katiliyorum. Ben her zaman bir erkegin diplomasini pek dert etmeyen biri oldum. Genel kültürüne baktim, ama uzun vadede her zaman fark ediliyor bir sekilde o denklik denen sey. :) Dünyaya baktiginiz pencere farkli oluyor sanki. Birde, mesela ben bir akademisyen olarak bunlari dert etmesem bile, karsimdaki ille bir sekilde sorun ediyor. :) Ama sunu "dert" ederim her zaman kendime: Karakteri nasil, ona bakarim. Ve ne yazik ki bu noktada bir cok erkek kaybediyor. Gercekten hayat paylasabilecek durumda olmuyorlar cünkü. Ama dedigim gibi: Acik olmak gerekiyor, ön yargisiz olmak gerekiyor ve tabi birde caba göstermek gerekiyor. Ben durduk yere bir seyler olabilir gibi seylere pek inanmiyorum. ;) Biraz sans, biraz caba ve pozitiflik diyorum.
 
Back
X