Konu benim evliliğimde ne yaşadığım ya da ne hissettiğim değildi ama neyse hemen cevap vereyim. Diyelim ki boşanmak istiyorum.
1.'si oğlumla İstanbul'da ayrı ev tutacak kadar yeterli değilim. Ayrıca ben işteyken birinin de ona göz kulak olması gerekeceğinden öyle bir kişi de yok maalesef, annemi erken yaşta kaybettim. Kahvaltısı, beslenmesi, okula götürülmesi, okuldan alınması için desteğe ihtiyacım olacak.
2'si babamın evine gittim ev sorununu hallettim diyelim, ama yine durumu kurtarmaz çünkü 70 yaşında ve bel fıtığı var çok ayakta kalamıyor oğlumun sorumluluğunu alamaz doğal olarak. Ben çalışmayayım bir süre diyemiyorum çünkü gene olmuyor babamın evi kira, +2 çok fazla gelir.
Bu, bugün boşanmaya karar versem halledilmesi gereken şeylerdi. Ayrıca bekarlık sultanlık demişler, ben demedim bunu. Evliliği gördüğüm için belki daha tatlı ve cazip geliyor, 3 yılda da evlensem, 15 yıl sonra da evlensem evliliğin eni sonu bu bence. Hani boşanıp birini tekrar sevebilecek miyim, tekrar yuva kurabilecek miyim diye üzülenler oluyor, Kadınlar Kulübünde çok görürdük. Ben hep bir kere denenmiş bir şeyi yeniden denemeye gerek yok diye düşünüyorum. Kötüsü gitti de çok iyisi yolda değil nihayetinde. Başkaları tarafından sevilmek güzel bir şey ama kişi de ihtiyaç haline gelmediği müddetçe, önce insan kendini sevmeli. O zaman ne yalnızlık gözünüzü korkutabilir, ne de başka birinin ilgisine şefkatine ihtiyacınız olur. Hani yaşlı teyzeler evlen evlen de gör gününü derler ya, biz de 'herkes sizin gibi mi olacak' derdik çok bilmiş gibi.
Geneli evet, bu şekilde oluyormuş. Herkes evlenmek isteyenlere bu cümleleri kuruyormuş. Ben hiç evlen, evlilik çok güzel diye öveni görmedim henüz, ama evlenip ne yapacaksın, gez toz hayatını yaşa diyeni çok gördüm. Hele bekleyin bir de çocuk olsun derler, ki doğru derler. Çok güzel bir şey evlat ama çokta zor, hele destekçiniz yoksa bir süre sonra eşinizle sidik yarıştırır gibi kim daha çok yorgun yarışması yaparken bulursunuz kendinizi.