Ceza-adalet sistemimize baktığımızda, kayıp kişilerle ilgili işlemlere dair usul hukukunun bulunmadığını görmekteyiz. Bu yazımızda, öncelikle polisiye çalışmaları ele alacağımız için mevzuat eksikliği ile topluma ve diğer kurumlara düşen görevler vb. konulara temas etmeyeceğiz. Fakat şunu ısrarla belirtmek isteriz ki: kayıp şahıslarla ilgili usul hukukunun oluşturulması ve polisin her türlü bilgiye en kısa sürede ulaşması ile ilgili düzenlemeler kayıp şahıslar ve çocuklar konusunda yapılan araştırma ve soruşturmaların etkisinin artırılması açısından son derece önemlidir.
1.Tanım ve müracaat aşaması:
Kayıp çocuk hangi ortamdan kaybolursa kaybolsun, nerede olduğu ebeveynleri veya yasal temsilcileri tarafından bilinmeyen ve hakkında kayıp ihbarı yapılmış çocuktur. Ülkemizde sosyal hizmet kurumlarından izinsiz ayrılan veya izinli ayrıldığı halde yasal süresi sonunda kuruluşa geri dönmeyen çocuklar da kayıp olarak kabul edilmektedir (Emniyet Genel Müdürlüğü, Kayıp Çocuk Rehberi, Asayiş Dairesi Başkanlığı, Yayın No:11).
Kayıp çocukların araştırılması ve soruşturulmasının etkin olarak yerine getirilmesi ve başarıya ulaşması için müracaat aşamasında yapılması gereken işlemlerin standartlaştırılması son derece önemlidir. Bu aşamada dikkat edilmesi gereken en öncelikli konu ilk birkaç saatte yapılacak işlemlerin hayati önem taşımasıdır. Maalesef uygulamada sıklıkla ailelerin gereksiz kayıp müracaatında bulunması ve bu müracaatların büyük bölümünde gerçek kayıp konusunun olmaması bizleri duyarsızlığa itebilmektedir. Çalışmalarımızın etkinliğini artırabilmek için polis olarak ilk yapmamız gereken binlerce kez gereksiz kayıp müracaatıyla karşılaşsak da, her yeni kayıp çocuk müracaatında ilk müracaat görevlilerimizin son derece duyarlı olmasını sağlamaktır. Şayet, halen eski mesleki alışkanlıklarımızdaki gibi biraz bekleyelim, gelişme olmazsa araştırırız yaklaşımı varsa, bu olumsuz alışkanlık acilen yok edilmelidir.
Günümüzde, hizmet içi eğitimlerle ve toplantılarla ilk müracaat personelinin (polis merkezi görevlisi, resmi asayiş ekibi personeli vb.) müracaat anında, profesyonel işlemleri eksiksiz olarak yerine getirilmesi sağlanmalıdır. Yapılacak bu eğitimlerde kayıp çocuk konusunun önemi, toplumda oluşturduğu kaygı ile kayıp çocuk konusunda- ilgili birimlerle süratli bilgi paylaşımı; kayıp türleri ve müracaatçıdan -mülakat teknikleri kullanılarak- detaylı bilgi edinme hususlarına değinilmelidir.
2. Kayıp Çocuk Türleri:
Kayıp çocuk soruşturması zor ve sıkıntılı bir süreçtir. Kayıp türünü doğru belirleme bu sürecin ilk ve en güç adımlarındandır. Kayıp çocuk konusunun türünü doğru belirleyen ve kaybolma nedenini çözen, olayı da çözer. Şunu ısrarla belirtmek isteriz ki: içeriği ve amacı ne olursa olsun her kayıp çocuk başvurusunun titizlikle araştırılması son derece önemlidir. Kayıp çocuk konusunda önemliönemsiz ayrımı yapılamaz. Ayrıca, kayıp türlerinin matematiksel bir formülü yoktur. Sadece, deneyimler ve bazı veriler ışığında genellemeler yapılabilmektedir. İstisna olaylarla da karşılaşılabileceği unutulmamalıdır.
Dünyada çocukların kaçırılma ve kaybolma nedenleri şu şekilde sıralanmaktadır (Unicef, A Broad Vision to Put Children First. Child Traffi cking in Europe, 2007):
Cinsel istismar / çocuk seks turizmi.
İş gücü istismarı.
Yasa dışı evlat edinmek.
Dilendirme ya da çeşitli suç eylemlerine alet etme.
Fidye amaçlı kaçırma.
Zorla askere almak.
Zorla ya da anlaşmalı evlilikler.
Organ ticareti amaçlı kaçırma ya da kayıplar.
Dünyada, kayıp çocuklar başlığı altında en fazla irdelenen konulardan biri çocuk ticaretidir
ve her yıl 2,5 milyon çocuğun kaçırılarak satıldığı tahmin edilmektedir.
Ülkemizde ise durum çok farklıdır. Birçok ülkede sıklıkla karşılaşılan kayıp sebeplerinin büyük kısmı ile -başta organ ticareti vb.- ülkemizde şu ana kadar karşılaşılmamıştır. Kaybolma olaylarında hep söylenen organ mafyası gibi bir oluşum şu ana kadar tespit edilememiştir.Organ ticareti amacıyla herhangi bir çocuk kaçırılmamıştır. Ülkemizde parçalanmış, organları alınmış bir çocuk cesedi vakasına rastlanmamıştır. Ama maalesef şehir efsanesi olarak halk arasında böyle bir algı mevcuttur. Bu nedenle kayıp çocuklar ile ilgili - bilhassa da organ mafyası olayının ülkemizde şu ana kadar hiç yaşanmadığı konusunda- halkımızın doğru bilgilendirilmesini sağlamalıyız. Çünkü polisiye hizmetlerde toplumun düşüncelerini önemsemeyen, toplumun algılarını değerlendirmeyen çalışmalar asla başarılı olamaz.
Ülkemizdeki kayıp çocuk sınıflandırmasını üç kategoride değerlendirebiliriz.
a) Rızası dışında kaçırılanlar ve kaybolanlar (vahim nitelikli kayıplar ve kaçırmalar).
b) Kendi rızası ile kaçanlar (macera arayışı, gönül ilişkisi vb. nedenlerle yaşadığı evi terk edenler).
c) Diğer kayıplar (kurumlardan kayıplar, aile üyeleri tarafından kaçırılanlar v.b.).
a )Vahim Nitelikli Kayıplar:
Kayıp çocuklar konusunda en fazla uzmanlaşmamız gereken alan vahim nitelikli kayıplardır. Çünkü vahim nitelikli kayıplar, çocukların rızaları dışında kaçırılmasının, alıkonulmasının, cinsel istismara uğramasının ve sıklıkla da öldürülmelerinin söz konusu olduğu vakalardır. Bu nedenle bu tip kayıp olaylarının faili meçhul cinayet düşüncesiyle soruşturulması gerekir. Gelişmiş ülkelerdeki vahim nitelikli kayıp çocukların genellikle cinsel saldırı sonucu öldürüldükleri görülmektedir. Bu tip olaylarda öldürme ile sonuçlananlar % 91 oranındadır (Prof.Dr.Oğuz POLAT, TBMM Kayıp Çocuklar Komisyonunda, 08.04.2010 tarihli sunumu). ABDde vahim nitelikli kayıp çocukların % 44ü bir saat içerisinde, % 74ü üç saat içerisinde ve % 91i ise yirmi dört saat içerisinde öldürülmektedir (E.G.M., Kayıp Çocuklar ve Çocukların Cinsel İstismarı, Belçika Çalışma Ziyareti Sonuç Raporu, 2008).
Şu ana kadar ülkemizde aydınlatılan olaylardan ve faillerin özelliklerinden yola çıkarak bu bölümü üç grupta inceleyebiliriz.
Pedofili (Sübyancılık): Pedofili, genellikle yetişkin erkeklerde aynı veya karşı cinsten çocuklara karşı gelişen anormal cinsel arzudur. Erişkin bir kimsenin çocukları cinsel açıdan çekici bulması ve onlara cinsel eğilim duymasıdır. Vahim nitelikli çocuk kayıpları konusunda en yaygın ve en tehlikeli failler pedofi lik bireylerdir.
Pedofiller genellikle erkek, erişkin (20-70 yaş arası), aile içinde ve dışında sosyal teması sınırlı, içe kapanık, eşi ya da ailesiyle sıcak ilişki kuramayan, sosyal açıdan tam gelişmemiş özelliklere sahip, eylemini önceden planlayan tiplerdir. Pedofi lik eylemin ortaya çıkmasında gelişimsel, ailesel ve çevresel faktörler önemlidir. Bu nedenle kayıp çocuk olayı ile ilgisi olabileceği düşünülen şüphelilerin geçmişine dönük çalışmalar yapılmalıdır. Ayrıca, pedofiller pirincin içerisindeki beyaz taş gibidir. Kendilerini iyi gizlerler. Asla bu eğilimlerinden söz etmez ve eğilimlerini açıkça sergilemezler.
Kayıp çocuk olaylarında, bilhassa kayıp çocuk 0-12 yaş aralığındaysa ve kendi rızası ile evden kaçma vb. emareler yoksa çocuğun kaybolduğu alanda pedofili özelliklerine uygun kişilere yoğunlaşmak doğru olacaktır.
Ruhsal Sorunu Olan Kişiler: Yaşadıkları çeşitli olaylar ve bazı sebepler nedeniyle ruhsal sorunu olan kişilerce çocukların kaçırılması ya da öldürülmesi mümkündür. Bu nedenle kayıp çocuk olaylarında yapılan araştırmalarda ilgili çevre içerisinde bulunan psikolojik açıdan sorunlu kişiler üzerinde durulmalıdır. Bazen, çocuk sahibi olamadıkları ya da kendi çocuklarını kaybettikleri için psikolojileri bozulanlar da çocuklara zarar verebilmektedir.
Ayrıca, aşırı kin, nefret, kıskançlık sonucunda oluşan anlık ruhsal bozukluklar sonucunda da çocuklara zarar verenler olmaktadır. Kaybolan çocuğun aile bireylerine duyulan öfke, kıskançlık vb. nedenlerle de o ailenin çocuklarına zarar verilebilmektedir. Çok sıklıkla rastlanan bir durum olmamakla birlikte kayıp çocuk araştırmalarında bu hususa önem verilmelidir.
Para kazanmak amacındaki kişiler: Ülkemizde yok denecek kadar az rastlanılan çocuk kaçırma olaylarıdır. Evlatlık vermek veya satmak amacıyla çocuğun kaçırılmasıdır. Daha ziyade yeni doğmuş bebeklerin kaçırılması olaylarında bu seçenek değerlendirilmelidir. Bu konuda dikkat etmemiz gereken konu suç örgütlerinde zorla çalıştırılan veya çetelerce zorla dilendirilmek amacıyla çocuk kaçırma olaylarının ülkemizde olmamasıdır.
Vahim nitelikli olaylarda -bilhassa pedofiller ve ruhsal sorunu olan kişilerce çocukların kaçırılması ihtimali olan olaylarda- çocukların kaybolduğu alanın abluka altına alınması son derece önemlidir. Bu tip bir olay sonucunda çocuğun öldürülmüş olması ihtimaline karşı, cesedinin ve diğer suç delillerinin yok edilmesi olasılığı değerlendirilerek olay aydınlatılabilinir. Bir başka deyişle, vahim nitelikli kayıp çocuk ihtimalinde sadece çocuğu arama çalışmasıyla yetinilmemelidir. Çocuğun bir suç mağduru olabileceği örneğin tecavüze uğrayıp öldürülmüş olabileceği - ihtimali göz önünde bulundurularak bu suçu aydınlatmaya, delilleri toplamaya ve şüphelileri tespit ederek yakalamaya dönük çalışmalar da yapılmalıdır.
b ) Kendi rızası ile kaçanlar (macera, gönül ilişkisi vb. nedenlerle yaşadığı evi terk edenler):
Ailesinin izni dışında ama kendi rızalarıyla evden kaçan çocuklardır. Bu bölümde yer alan kayıp çocukların kendi iradeleriyle kaçma eylemini gerçekleştirebilecek yapıda, yaşta ve özelliklerde olması gerekir. Müracaat esnasında ailelerle yapılacak iyi bir mülakat, çocuğun ayrıldığı evde yapılacak detaylı bir araştırma ( yanına eşya alıp almadığı vb.) çocuğun varsa kullandığı bilgisayar, cep telefonu vb. iletişim araçlarında yapılacak ayrıntılı bir çalışma çocuğun evden kendi rızasıyla ayrılıp ayrılmadığı konusunda fi kir verebilir. Çocuğun kendi rızasıyla evi terk etmesi sorun olmadığı anlamına gelmez. Çünkü günümüzde çok sayıda çocuk evi kendi iradesiyle terk etmekle birlikte kandırılarak, zorla alıkonularak veya farklı yöntemlerle suça itilebilmekte veya suçun mağduru olabilmektedir.
c ) Diğer kayıplar (Kurumlardan kayıplar, aile üyeleri tarafından kaçırılanlar vb.):
Aile üyeleri tarafından kaçırılan çocuklar, velayet yetkisine sahip olmayan anne veya babanın ya da üçüncü derece dâhil kan hısımlarının bir çocuğu; veli, vasi veya bakım ve gözetimi altında bulunan kimsenin yanından kaçırması ve alıkoyması olaylarıdır. Kayıp çocuk olaylarında aile yapıları ayrıntılı olarak araştırılarak çocuğun diğer aile üyeleri tarafından kaçırılma ihtimali olup olmadığı değerlendirilmelidir.
Çocuk Hizmetleri Genel Müdürlüğüne bağlı kuruluşlardan izinsiz ayrılan çocuklar:
Çocuk Hizmetleri Genel Müdürlüğüne bağlı kurumlardan izinsiz ayrılan çocuklar hakkında polise kayıp müracaatı yapılmaktadır. Hatta polis kayıtlarındaki kayıp olaylarının üçte birini bu kayıplar oluşturmaktadır. Maalesef, kurumlardan kayıp müracaatı yapılan bu çocuklarımızın % 74ü ya suç mağdurudur ya da suça karışmıştır. Kurumlardan izinsiz ayrılan kızların % 82si suç mağduru-suça karışan olmaktadır. Erkeklerde ise bu oran % 64tür (TBMM, Kayıp çocuklar Meclis Araştırma Komisyonu Raporu, 2010).
Bu rakamlar da bize kurumlardan kayıp çocukların suça bulaşma riskinin son derece yüksek olduğunu göstermektedir. Bu nedenle kurumlardan kayıp çocuklar üzerindeki polisiye çalışmalara son derece ağırlık verilmelidir.
3. Koordinasyon:
Kayıp çocuk soruşturmalarında, müracaat aşamasında son derece duyarlı ve profesyonel davranmak, muhtemel kayıp sebebini ve kayıp türünü ivedilikle belirlemekle birlikte ilgili birimler arasında süratle koordinasyon sağlamak son derece önemlidir. Unutulmamalıdır ki, kayıp olaylarında ilk birkaç saat hayati önem taşımaktadır. Bu nedenle ilk müracaat birimleri olan polis merkezleri, asayiş ekipleri vb. birimler kayıp çocuk konusunun asli görev sahibi olan çocuk şubelerini anında bilgilendirmeli ve birimler arasında süratli bilgi paylaşımı sağlanmalıdır. Çocuk şube müdürlüğü/büro amirliği tarafından durumun öğrenilmesi üzerine ilgili personel gecikmeksizin- müracaatın alınmakta olduğu polis merkezine vb. birime bizzat giderek konuyu takip etmelidir.
Kayıp çocuk konusunda, birbirinden habersiz çalışmalar ve yahut bu benim işim değil, diğer
birimin işi anlayışıyla yapılan eksik çalışmalar sıklıkla karşılaşılan sorunlardandır.
Örneğin, bir kayıp çocuk olayında görgü tanığıyla önce resmi asayiş ekibi, sonra polis merkezi ekibi, devamında merkez ilçe sivil ekibi, sonra çocuk şube görevlileri ve en sonunda da asayiş şube görevlilerince mülakat yapılması gibi
Bu nedenlerledir ki, çok sayıda farklı birim tarafından yürütülen kayıp çocuk soruşturmalarının etkin ve verimli olabilmesi, bu birimlerin bir bütün olarak uyum içerisinde çalışmalarının sağlanması ve karmaşanın önlenmesi için en önemli ilk kural birimler arası koordinasyon ve görev dağılımının sürekli olarak sağlanmasıdır.
Sonuç:
Çocuklarımızın esenliği için, tüm polisiye çalışmaların en iyi şekilde yapılması bir zorunluluktur. Bu çalışmalar içerisinde kayıp çocuklarımızın araştırılması ve soruşturulmasının profesyonelce yapılması hem bireyler açısından hem de toplum açısından son derece önemlidir. Kayıp çocuk soruşturmalarında başarı, öncelikle uygulamada yapılan yanlış ve eksikliklerin giderilmesine bağlıdır. Mevlana der ki; Bir şeyi bulunmadığı yerde aramak onu aramamaktır.
Ayrıca, kayıp çocuklar olgusu yarattıkları güvenlik boşluğu nedeniyle toplumsal huzuru ve yaşamı tehdit eden sosyal bir sorun haline gelebilmektedir. Bir çocuğun kaybının dahi çok önemli olduğu düşüncesinden hareketle ve her bir kayıp çocuğun kendi ailemizin bir ferdi olduğu anlayışı ile yapacağımız tüm çalışmalar büyük önem taşımaktadır.
Unutmayalım ki belirsizlik ölümden beterdir.
Kaynak:
http://www.caginpolisi.com.tr/eski_sitemiz/122/43-44-45-46.htm